Hayvan Besleme Dersi 5. Ünite Özet

Et Sığırlarının Beslenmesi

Sığır Besiciliğinin Temel İlkeleri

Kasapların hayvanların büyüme dönemlerinden faydalanılarak et miktarını ve kalitesini yükseltmek için yaptıkları teknik ve ekonomik faaliyetlere besicilik denmektedir. Besicilik başından sonuna kadar ekonomik bir olaydır. Besicilikte verimin yüksek ve yem giderlerinin düşük tutulabildiği işletmeler karlı olabilmektedir. Diğer yandan, damızlık özelliği göstermeyen genç erkek ve dişiler ile düşük verimli ve yaşlı sığırların belli miktar ve kalitede et elde edebilmek için kesimden önce belli bir süre özel olarak beslenmesi de sığır besiciliği olarak tanımlanmaktadır.

Hayvan kesildikten sonra baş, ayaklar, iç organlar ve deri hariç tartılan et ve kemik dokusuna karkas denir. Randıman ise, karkasın, kesim sırasındaki canlı ağırlığın yüzde miktarı olarak tanımlanmaktadır. Buna göre, Randıman = Karkas/Canlı ağırlık x 100 eşitliği ile hesaplanabilir. Besi başında genellikle % 45- % 50 oranında bulunan randıman, başarılı bir besinin sonunda % 55 - % 63 düzeyine yükselmektedir. Besi ile et miktarı arttığından, et kemik oranı değişmekte ve karkasta kemiğin oranı azalmaktadır.

Buna göre, sığır besiciliğinde iki konu üzerinde önemle durulması gerekmektedir. Bunlardan birincisi, hayvanlarda canlı ağırlık artışı, diğeri ise yemden yararlanma kabiliyetleridir. Canlı ağırlık artışı, kasaplık hayvanların belli bir yaş döneminde ve belli bir sürede kazandığı ağırlık miktarıdır. Belli bir süre olarak genellikle günlük canlı ağırlık artışı kullanılmaktadır. Besi sığırlarında, günlük canlı ağırlık artışı; besi sonu ağırlığından besi başı ağırlığının çıkarılmasından sonra bulunan rakamın besi süresine bölünmesi ile belirlenmektedir. Hayvanın günlük canlı ağrılık artış hızı, hayvanın genotipi ve bu genotipin ortaya koyabileceği çevre koşullarının (besleme) sağlanmasına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, besi işletmelerinde, canlı ağırlık artışının saptanması için işletmelerde baskül bulundurulması ve belirli aralıklarla hayvanların tartılması bir zorunluluktur. Yemden yararlanma kabiliyeti kasaplık hayvanın 1 kg canlı ağırlık artışı kazanması için tükettiği yem miktarı ile belirtilir. Besi sığırlarında, yemden yararlanma; hayvanın belli bir sürede tükettiği yemi aynı sürede kazandığı canlı ağırlığa bölünmesi ile hesaplanmaktadır. Yemden yararlanma kabiliyeti aynı zamanda besi sığırcılığının ekonomisi hakkında da bilgi edinmemizi sağlar. Besi sığırcılığında, bu iki konuya yani canlı ağırlık artışı ile yemden yararlanma kabiliyetine besi performansı da denilmektedir.

Sığır besisinde yatırılan sermayeden memnun edici bir gelir sağlamak için bazı ilkelere uyulması gerekmektedir. Beside temel ilkeleri şöyle sıralamak mümkündür.

  1. Besi sığırı seçimine dikkat etmek ve uygun özellikteki hayvanları uygun fiyata almak.
  2. Besi sığırlarının konfor ve refahının düşünüldüğü barınaklarda besiye almak.
  3. Besi sığırlarını bilimsel yani dengeli ve ekonomik rasyonlarla beslemek
  4. Besinin başından sonuna kadar hayvanların sağlığına dikkat etmek
  5. Besiyi karkas et fiyatlarının en uygun olduğu zamanda bitirmek ve en az fire ile pazara sürmek.

Besi Performansını Etkileyen Faktörler

Besi performansını etkileyen en önemli faktörler; ırk, yaş, cinsiyet, kondisyon, sağlık, orijin ve besleme düzeyi olarak sıralanabilir. Bunun dışında, barınak tipi besi performansını etkileyen diğer faktörlerdendir. Nitekim, gölgelikli barınaklarda besi performansı daha iyidir. Enerji bakımından yeterli yemlerle beslenen sığırlar sıcaklık -17 °C’ye düşse bile tatminkâr canlı ağırlık artışı sağlamalarına rağmen +38 °C’den fazla sıcaklıkta canlı ağırlık artışının durduğu saptanmıştır. Sıcak, bunaltıcı ve havalandırma problemi olan barınaklarda akciğer hastalıkları daha fazla görülmekte ve besi performansı düşmektedir. Ancak, ahırlar havalandırılırken rüzgarın doğrudan hayvanların üzerine gelmemesine ve hava cereyanının oluşmamasına gayret edilmelidir. Kötü planlanmış barınaklarda oluşan ağır gazlar ve sinekler hayvanları rahatsız ettiği için besi performansını olumsuz etkilemektedir. Son olarak bakıcının hayvanlara olan davranışının da besiyi etkilediğini söylemekte yarar vardır.

Irk: Bakım ve besleme koşulları ne olursa olsun, bir hayvandan elde edilecek canlı ağırlık artışı bu hayvanın kalıtsal yapısı ile sınırlıdır. Besiye alınacak hayvan olarak ilk tavsiye edebileceğimiz ırklar kültür ırklarıdır (Siyah- Beyaz Alaca, Simmental, Montafon). Siyah Alaca (Holstein) diğerleri ile karşılaştırıldığında, Simmental, Montafon ve bunların Siyah Alacalarla melezleri daha hızlı canlı ağırlık kazanırlar, her kg canlı ağırlık kazancı için daha az yem tüketirler ve daha yağsız karkas verirler. Siyah Alaca gibi sütçü ırklarda 1200-1400 g/gün canlı ağırlık kazancı elde edilebilirken, Simmental ve Montafon gibi kombine ırklarda 1400-1600 g/gün ve etçi ırklarda (Angus, Charoles) ise 1500-1700 g/gün canlı ağırlık kazancı elde edilebilmektedir. Yerli ırkların da belli bir günlük canlı ağırlık artış kapasiteleri (700-900 g/gün) bulunmakta olup, bu kapasitelerine uygun beslendikleri takdirde bu hayvanlar da ekonomik olabilmektedirler. Yerli ırklar (Doğu Anadolu Kırmızısı, Güney Anadolu Kırmızısı, Yerli Kara, Bozırk) içerisinde en uygun olanının Doğu Anadolu Kırmızısı olduğu bilinmektedir.

Yaş ve Canlı Ağırlık: Beside yaş faktörü ya da yaşa bağlı olarak artan canlı ağırlık çok önemlidir. Besiye alınacak hayvanların genç olması gerekmektedir. Yaşlı hayvanlarda ise canlı ağırlık kazancı yağlanma şeklinde olduğundan 1 kg canlı ağırlık kazancı için gerekli yem miktarı genç hayvanlara göre ciddi miktarda yüksektir. Yapılan hesaplamalarda 1 kg yağ birikimi için hayvanın tüketmek zorunda kaldığı enerji miktarı 1 kg et-kemik birikimi için gerekli enerjiden yaklaşık iki kat daha fazla olduğu ortaya çıkmıştır. 1-1.5 yaşın üzerindeki hayvanlarla besi yapıldığında oldukça dikkatli olmalı, 2-3 yaş üzerindeki hayvanlar ise besiye alınmamalıdır.

Cinsiyet: Genel olarak erkek hayvanlar dişilere göre daha hızlı ve daha fazla canlı ağırlık ar¬tışı göstermektedirler. Sığır besisi prensip olarak erkek hayvanlarla yapılır. Ancak damızlık dışı hayvanlar değerlendirilmek istendiğinde dişi hayvanlar da başarıyla besiye alınabilir. Bazı ülkelerde sürünün daha kolay sevk idaresi için erkekler kastre (eneme, kısırlaştırma) edilmektedir. Kastre edilmiş erkek danalar, normal erkeklerden daha yavaş canlı ağırlık artışı sağlarlar, yemden yararlanmaları daha kötüdür ve karkasları daha yağlıdır. Kastre etmenin tek faydası hayvanın uysallaşmasıdır. Diğer yandan, inek ve düvelerin canlı ağırlık artışı erkeklerden daha düşüktür.

Orijin: Besiye alınacak hayvanın orijininin bilinmesinde büyük yarar bulunmaktadır. Damızlık değeri yüksek boğalardan elde edilen erkek danaların beside kullanılması büyük avantaj sağlamaktadır. Bilinen bir kaynaktan temin edilen besi hayvanlarının bakım, besleme koşulları, hastalıkları ve diğer yetiştirme problemleri hakkında daha yakın bir bilgi sahibi olunacağı açıktır. Besi ahırına konan hayvanların hepsinin belli bir bölgenin veya belli çiftliğin yetiştirdiği hayvan olması bazı hastalıklar (Mycoplasma, IBR, Paraenfluenza-3) açısından önemlidir.

Kondisyon: Genel olarak, aşırı kondisyonsuz ve göz akları sarı olan hayvanlar besiye elverişli değildir. Bu nedenle, besiye alınacak havanları seçerken bazı özellikler dikkate alınmalıdır. Besiye alınacak hayvanların bakışları canlı, ense ve omuzları gelişmiş, açlık çukuru dolgun, butlar ve kalçaları dolmaya elverişli olmalıdır. Bu nedenle besiye alınacak hayvanların kemikli, iskeleti gelişmiş ancak kondisyonu nispeten düşük (zayıf) hayvanlar olmasına dikkat edilmelidir. Düşük kondisyonlu fakat kavruk kalmamış hayvanlar beside serbest yemleme koşullarında daha yüksek canlı ağırlık kazanmaktadır. Yani, akranlarına göre yetersiz beslenme nedeniyle düşük canlı ağırlık kazanan hayvanların normal besleme koşulları sağlandığında akranlarından daha hızlı canlı ağırlık kazanmaktadırlar. Bu olaya ‘telafi edici büyüme’ adı verilmektedir.

Sağlık: Besinin karlılığı, besiye sağlıklı hayvanlarla başlayıp, besi sonuna kadar hayvanların sağlıklı kalmasını sağlamakla mümkündür. Bu nedenle, besi için satın alınan hayvanlara uygun iç ve dış parazit ilaçlarının uygulanması gerekmektedir. Beside hayvanların sağlığını korumak için diğer bir uygulama salgın ve bulaşıcı hastalıklara karşı aşılama yapılmasıdır. Sığır besiciliğinde en yaygın ve korkulan bulaşıcı hastalık şaptır. Şap öldürücü bir hastalık olmamakla birlikte büyük ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Beside kullanılan kaba ve yoğun yemler, kalite bakımından sürekli denetlenmeli ve küflü yemler hayvanlara asla verilmemelidir.

Besleme Düzeyi: Besi hayvanlarında, genetik kapasiteden sonra, besi performansını etkileyen çevre faktörlerinden en önemlisi besleme düzeyidir. Hayvanın genetiğine bağlı verim gücünün ortaya çıkarılabilmesi yem ve besleme faktörlerine bağlıdır. Hayvanların yaşama ve verim payı ihtiyacını kuru madde, enerji, protein, mineral ve vitamin bakımından karşılayan rasyonlar ideal rasyonlardır. Sığır besiciliğinde, işletme giderlerinin % 60-70’i yem giderleridir. Yetersiz enerji ve protein içeren rasyonlarla yapılan sığır besisinde istenen canlı ağırlık artışlarına ulaşmak mümkün değildir.

Sığır Besisi Yöntemleri

Besi, esas itibariyle büyütme ve semirtme olmak üzere iki temel olaydan yararlanılarak yapılmaktadır. Büyüme, bir taraftan hücre sayısının diğer taraftan hücre büyüklüğünün artışı suretiyle sağlanmakta ve sonuçta hayvan organizmasında protein birikimi gerçekleşmektedir. Büyüme çağında önce iskelet doku gelişmekte, bunu kas doku izlemektedir. Bu dönemde sentezlenen yağ kas lifleri arasına dağıldığında üretilen etin lezzeti ve kalitesi son derece yüksek olmaktadır. Yaşlı ve gelişmesini tamamlamış hayvanlarda ise büyüme tamamlandığından bu hayvanlarda olan canlı ağırlık artışı daha çok yağdan oluşmakta ve bu nedenle bu besi yöntemine yağ besisi veya semirtme adı verilmektedir. Yaşlı sığır besisinde, organizmada çok düşük oranda protein ve mineral madde birikimi olmasına karşın çok fazla yağ birikimi gerçekleştirmektedir. Nitekim, gelişmesini tamamlamış bir sığırda besi sonunda sağlanan artışın % 70’i yağ, % 8’i protein, % 2’si mineral madde ve % 20’sini su oluşturmaktadır. Genç hayvanların besisinde, kas etindeki protein/su oranı yaklaşık 1/4 iken yaşlı sığır besisinde yağ dokudaki su payı 4/1’e düşmektedir. Besi şekillerini aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz;

Yaşa göre besi:

  • Protein besisi (et besisi, genç hayvan besisi)
  • Yağ besisi (semirtme, yaşlı hayvan besisi)
  • Buzağı besisi, genç sığır besisi, yaşlı sığır besisi
  • Kısa süreli besi (120 gün ve daha az)

Besi süresine göre:

  • Orta süreli besi (120-240 gün)
  • Uzun süreli besi (240 günden fazla)
  • Yoğun besi (entansif besi, tam besi)

Besleme düzeyine göre:

  • Sınırlı besi (yarı entansif besi)
  • Yaygın besi (ekstansif besi)
  • Mer’a besisi

Yemleme yerine göre:

  • Ahır besisi
  • Mer’a + ahır besisi

Genel anlamda, besi dendiği zaman yoğun besi anlaşılmaktadır. Ülkemizdeki pratik entansif sığır besisi uygulamalarında iki farklı yöntem göze çarp-maktadır. Birinci yöntem yoğun beside, 200-300 kg civarında olan besi hayvanlarının iki haftalık alıştırma yemlemesinden sonra ağırlıklı olarak yoğun (kesif) yemlerle ya da sığır besi yemi ile (%80-90 yoğun yem), az miktarda da kaba yem (%10- 20) kullanarak 7-9 ay süreyle besiye alınması ve hayvanların 1200-1400 g/gün canlı ağırlık kazancıyla 500-550 kg olduklarında kasaba gönderilmesidir. İkinci yöntem yoğun beside ise, genç yaşta ve yaklaşık 100-150 kg canlı ağırlığa sahip erkek danaların kaba yeme dayalı olarak 600-800 g/gün canlı ağırlık kazanacak şekilde 250 kg’a kadar büyütülmesi ve daha sonra yoğun besiye alınmasıdır.

Et Sığırlarının Besin Madde İhtiyaçları

Et (besi) sığırlarının beslemesinde, su, kuru madde, ham protein, enerji, makro ve mikro mineraller ve vitaminler gibi çeşitli besin maddelerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu besin madde ihtiyaçları, ırka, yaşa, cinsiyete, besi kondisyonuna, günlük canlı ağırlık artışına ve yemin kalitesine göre değişiklikler göstermektedir.

Canlı Ağırlığının Saptanması: Et sığırlarının besin madde gereksinimlerinin saptanabilmesi için öncelikle canlı ağırlıklarının bilinmesi büyük önem taşımaktadır. Canlı ağırlıkların saptanmasında, eğer işletmelerde varsa hassas dijital terazilerden ya da mekanik terazilerden yararlanmak mümkündür. Ancak bu terazilerin bulunmadığı durumlarda, belirli bir hata payı ile canlı ağırlığın göğüs çevresinin ölçülmesi ile elde edilmesi mümkündür. Elde edilecek göğüs çevreleri ile saptanacak canlı ağırlıkları sayesinde kuru madde tüketimleri ve besin madde gereksinimleri hesaplanabilmektedir. Bunun dışında besi performansının kontrolü ve ağırlık artışlarının saptanması açısından da önem taşımaktadır.

Kuru Madde Gereksinimleri: Besi sığırlarının kuru madde tüketimlerinin saptanması, uygun rasyonların oluşturulmasında en önemli kriterlerden birisidir. Çünkü besi hayvanlarının gereksinim duyduğu organik (protein, yağ, karbonhidrat) ve inorganik (makro ve mikro mineraller) besin maddelerinin tamamı uygun miktardaki kuru madde ile birlikte hayvana verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle sindirim faaliyetlerinin düzenli olması, tüketilen yemlerden yüksek oranda yararlanılması ve sindirim organlarının kapasitesine göre sindirim sisteminin kuru madde ile doldurulması gerekmektedir.

Su Gereksinimleri: Besi hayvanları ihtiyaç duydukları suyu yedikleri yemlerle, içtikleri suyla ve besin maddelerinin parçalanması sonucu oluşan metabolik su ile karşılarlar. Hayvan organizmasında metabolik olayların düzenli ve sürekli yapılması, yemlerin sindirilmesi ve sindirilemeyen maddelerin atılımı için mutlak suya ihtiyaç bulunmaktadır. Genel olarak, 1 kg yem kuru madde tüketimi için 4-6 kg suyun hesaplanmasında büyük yarar vardır. Ayrıca, içilecek suyun taze, temiz ve 10-15 derecede de bulunması gereklidir

Protein Gereksinimleri: Beside hayvanların protein ihtiyacının karşılanması son derece önemli bir konudur. Özellikle genç hayvanların beside vücutlarında protein birikimi ve dolayısı ile et artışı fazla olmakta, günlük canlı ağırlık artışının yüksek oluşu nedeniyle ham protein ihtiyacı da artmaktadır. Yaşlı sığır besisinde, organizmada protein birikimi azaldığından, protein ihtiyacı genç ve büyüme çağında olan hayvanlara kıyasla önemli derecede düşmektedir. Genel olarak, kaba yemlerde ham proteinin sindirilme derecesi % 60-65, yoğun yemlerdeki ham proteinin sindirilme derecesi yaklaşık % 70-75 kabul edilmektedir. Diğer yandan, besiye alman hayvanın ırkı, yaşı ve beslenme yoğunluğu gibi çeşitli faktörler yanında günlük canlı ağırlık artışına göre besi başı ve besi sonunda ham protein ihtiyacı değişmektedir. Başarılı bir sığır besisi için besiye alınacak hayvanların canlı ağırlıklarının bilinmesi ve buna göre gruplara ayrılması büyük önem taşımaktadır. Canlı ağırlıklarına göre gruplara ayrılmış besi sığırlarında hedeflenen günlük canlı ağırlık artışı için gerekli proteinin sağlanması gerekmektedir. Modern sığır besisinde günlük ortalama 800 g’dan daha az canlı ağırlık artışı ekonomik olmaktan uzaktır.

Enerji Gereksinimleri: Genç ve büyüme çağında olan danalarla yaşlı sığırların besisinde önde gelen gereksinimlerden biri de enerjidir. Beside, ihtiyacın üzerinde verilen enerji hayvan vücudunda yağ olarak birikmektedir. Büyüme genç yaşlarda daha hızlı olup, yaş ilerledikçe büyüme yavaşlamakta ve hayvan vücudunda protein sentezi de azalmaktadır. Beside, enerji ile protein arasında ırk, yaş ve cinsiyete göre belirli bir oran bulunmaktadır. Yaş ilerledikçe organizmada protein sentezi azalmakta ve yağ birikimi artmaktadır. Bunun sonucu olarak yaşlı hayvanların enerji gereksinimi genç hayvanların enerji gereksiniminden daha fazla olmakta ve her kg canlı ağırlığın maliyeti yaşlı sığır besisinde daha yüksek olmaktadır. Enerji gereksinimini etkileyen bir diğer etken de besinin dönemidir. Besi başında enerji ihtiyacı daha düşük olup, besi sonunda ihtiyaç artmaktadır.

Mineral Madde Gereksinimleri: Besi sığırlarında istenen canlı ağırlık artışlarını sağlamak için makro ve mikro mineral madde gereksinimlerinin karşılanması büyük önem taşımaktadır. Sığır besisinde makro elementlerden Ca, P, Mg, Na, K, C1 ve S iz elementlerden (mikro) Zn, Cu, Mn, Fe, Co, I esansiyel elementler olarak kabul edilmektedir. Besi hayvanlarının makro ve mikro element gereksinimleri, ırk, yaş, canlı ağırlık artışı ve uygulanan besi yöntemlerine göre değişim göstermektedir. Mineral madde yetersizliklerinde veya fazlalığında pek çok metabolik problemler ortaya çıkmakta ve besi performansını olumsuz etkilemektedir. Besi hayvanlarına kaba yem kaynağı olarak baklagil otları verilemiyor ise dışarıdan kireç taşı veya mermer tozu gibi kalsiyum kaynakları ilave edilmelidir. Ayrıca, kesif yemlere ağırlık verilen entansif beside kalsiyum ihtiyacının karşılanmasına özen gösterilmelidir. Yoğun yeme dayalı beside hayvanların fosfor ihtiyacı genellikle karşılanmaktadır. Diğer yandan, sığır besi rasyonlarına tuz katılması yararlı olmaktadır. Bu amaçla, genç hayvanlara günde 30 g, yaşlı hayvanlara ise günde 50 g tuz verilmesi yeterlidir. Et sığırlarının iz element (Zn, Cu, Mn, Fe, Co, I) ihtiyaçlarının karşılanmasında ise özel olarak hazırlanmış iz element premikslerinden yararlanmak en doğru yoldur. Özellikle çinko (Zn), mangan (Mn) ve bakırın (Cu) tırnak ve tüylerin yapısına girmesi ve ülkemizde üretilen kaba ve yoğun yemlerle yeterince karşılanamaması nedeniyle ilave premiks olarak hayanlara verilmesi yararlı olmaktadır.

Vitamin Gereksinimleri: Besi sığırlarının vitamin ihtiyaçları da mutlaka dikkate alınmalıdır. B grubu vitaminler, işkembede (rumen) mikrobiyal olarak sentezlendiğinden yetersizliği söz konusu değildir. Ancak, Vitamin A, D ve E ihtiyaçları mutlaka karşılanmalıdır. Besi sığırı rasyonlarında yeterli miktarda iyi kaliteli kuru ot veya silaj gibi yemler bulunduğunda Vitamin A ihtiyacı genellikle karşılanmaktadır. Bağlı durak sisteminde ve kapalı ahırlarda arpa gibi tek yoğun yem ve saman ile yapılan entansif sığır besisinde vitamin yetersizlik belirtilerinin ortaya çıkma riski bulunduğundan mutlaka mineral-vitamin premikslerinin ilave olarak hayvanlara verilmesi yararlı olacaktır.

Sığır Besisinde Kaba Ve Yoğun Yem Kaynakları

Sığır besisinde kullanılan yemler, kaba ve yoğun (kesif) yemler olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır.

Kaba yemler, besin maddelerince fakir, organik maddelerin sindirilme dereceleri düşük ve sellüloz bakımından zengin yemlerdir. Sığır besisinde, kaba yemler hiç verilmez ya da yetersiz miktarlarda verilirse, işkembede (rumen) yaşayan mikroorganizmalar olumsuz etkilenir ve işkembe pH’sı düştüğü için (pH < 5.8) ‘asidoz’ adı verilen bir besleme aksaklığı oluşur. Bu nedenle, besi rasyonlarında kaba yem oranı son derece önemli bir konudur. Ülkemizde sığır besiciliğinde yaygın olarak kullanılan kaba yemlerin başında saman, kuru ot, mısır silajı, şeker pancarı posası ve bira posası gelmektedir. Kaba yemler içerisinde samanlar yem değeri en düşük hammadde olup sindirim derecesi çok düşük olduğu için besi hayvanlarına tokluk hissi vermek ve sellüloz dengesini sağlamak için az miktarda verilmelidir. Saman gibi yem değeri çok düşük kaba yemler fazla verildiğinde diğer değerli yem hammaddelerinin sindirim derecelerini de düşürdüğü bilinmelidir. Yeşil yemler, silo yemleri ve kuru ot gibi kaba yemler, hayvan besleme fizyolojisine uygunluğu ve maliyetlerinin düşük olması nedeniyle sığır besisinde kullanılması gereken ve arzulanan en önemli yem kaynaklarıdır. Kaba yemle besiye alınan dana etlerinde toplam yağ düzeyi yoğun (kesif) yemle beslenenlere göre yaklaşık % 50 daha düşük bulunmuştur.

Yoğun (kesif) yemler, organik maddelerin sindirim dereceleri yüksek, besin maddeleri ve enerji içerikleri bakımından zengin yemlerdir. Yoğun yem grubuna, tahıllar, karma yem endüstrinde üretilen yemler ve yağlı tohum küspeleri girmektedir. Yoğun yemler, besi hayvanlarının gereksinim duyduğu besin maddelerinin büyük bir kısmını karşılamaktadır. Buna göre, mısır, arpa, buğday, yulaf, çavdar, pamuk tohumu, ayçiçeği tohumu küspeleri yoğun yem örnekleridir. Ülkemizde sığır besisinde ayçiçeği tohumu küspesi ve pamuk tohumu küspesi yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Yem yönetmeliğimize göre sığır besi yemlerinde ham protein %12 (en az), ham sellüloz % 14 (en çok) ve Metabolik Enerji 2500 kcal/kg (en az) olmak zorundadır. Çizelge 5.7’de sığır besisinde kullanılan bazı yemlerin besin madde (kuru madde (KM), metabolik enerji (ME), ham protein (HP), ham sellüloz (HS), ham kül (HK) içerikleri verilmiştir.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi