Gümrük Mevzuatı Dersi 5. Ünite Özet

Gümrük Vergileri Ve Gümrük Vergisine Eş Etkili Mali Yükler

Giriş

Gümrük kavramı, bir ülkenin egemenlik sahasına giren veya bu sahadan çıkan eşyaya uygulanacak vergiyi, bu vergiyi koyan idareyi ve vergi konusu eşyanın sınır kapılarında ülkeye giriş çıkışının denetlendiği yeri ifade etmek amacıyla çerçeve bir kavram olarak kullanılmaktadır. Gümrük vergileri de esas itibariyle vergi türlerindendir. Yani devletin kamusal harcamaları gerçekleştirmek ve kamu hizmetlerini yerine getirmek gibi amaçlarla, egemenlik yetkisine dayanarak kişilerden tahsil ettiği bir miktar parayı ifade etmektedir. Fakat kendine has maddi ve şekli özellikleri sebebiyle gümrük vergileri, Vergi Usul Kanunu’nda değil, Gümrük Kanunu’nda düzenlenmiştir. Gümrük vergileri kavramı, birden fazla vergiyi kapsayan çerçeve bir kavram niteliğindedir. Gümrük vergisi, bu vergilerden yalnızca bir tanesidir. Gümrük vergisi dışında, gümrük vergisi ile eş etkili olan diğer bazı vergiler de gümrük vergileri içerisinde kabul edilmektedir. Gümrük vergisi ile eş etkili diğer vergiler, ilave gümrük vergisi, ithalatta alınan katma değer vergisi, ithalatta alınan özel tüketim vergisi, tek ve maktu vergi, dampinge karşı vergi, sübvansiyona karşı telafi edici vergi ve dahilde işleme rejimi kapsamında ihracatta alınan telafi edici vergidir. Gümrük vergisi ile eş etkili mali yükler kavramı ise vergi olmamakla birlikte, vergiye konu eşya üzerinde fiyat artırıcı etkisi olan, yasama organı değil yürütme organı tarafından konulan ve yerli üretimi yabancı rekabete karşı korumak gibi amaçlarla getirilen, fon, katkı payı gibi isimler verilen koruyucu önlem mahiyetinde ve gümrük vergilerine eş etkili ek yüklerdir.

Gümrük Vergilerinin Tanımı ve İçeriği

Vergi, Anayasanın 73. maddesinde bir ödev olarak ifade edilmiştir. İlgili madde uyarınca, “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Cumhurbaşkanına verilebilir”. Ülkemizde, gümrük vergileri konusunda 27.10.1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun hükümleri uygulanmaktadır. Gümrük Kanunu gümrük rejiminin, teknik konuların, mali yükümlülüklerin, suç ve yaptırımların, itirazların vb. bir arada düzenlendiği çok yönlü bir kanun metni görünümü vermektedir. Aynı zamanda bu kanun, gümrük işlemlerine ilişkin usul ve esasları belirleyen bir çerçeve kanun niteliği de taşımaktadır. Vergi Usul Kanunu’nun “Gümrük ve Tekel Vergileri” başlıklı 2. maddesinde belirtildiği üzere, gümrük idareleri tarafından alınan vergi ve resimler Vergi Usul Kanunu’na tabi değildir. 4458 sayılı Gümrük Kanunu’na göre gümrük vergileri deyimi, ilgili mevzuat uyarınca eşyaya uygulanan ithalat vergilerinin ya da ihracat vergilerinin tümünü ifade etmektedir (md. 3/8-a).

O halde gümrük vergileri, bir ülkenin gümrük bölgesi sınırlarına giren ya da çıkan mallardan alınan vergileri ifade etmektedir. İthalat vergileri deyimi, eşyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri, tarım politikası veya tarım ürünlerinin işlenmesi sonucu elde edilen bazı ürünlere uygulanan özel düzenlemeler çerçevesinde ithalatta alınacak vergileri ve diğer mali yükleri ifade etmektedir. İhracat vergileri deyimi, eşyanın ihracatında ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri, tarım politikası veya tarım ürünlerinin işlenmesi sonucu elde edilen bazı ürünlere uygulanan özel düzenlemeler çerçevesinde ihracatta alınacak vergileri ve diğer mali yükleri ifade etmektedir. Ülkemizde eşyanın ihracına bağlı vergilere ilişkin herhangi bir kanuni düzenleme yapılmadığından, ihraç konusu ürünler ihracat vergisine tabi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, fındık ve deri gibi bazı eşyalarda ihracat sırasında uygulanan fon kesintisi ile Dâhilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında AB’ye ihraç edilen ürünlerin üretiminde kullanılan üçüncü ülke menşeli ürünlere ihracat sırasında tahsil edilen Telafi Edici Vergi (TEV) dışında günümüzde yurt dışına çıkışı gerçekleştirilen eşyalar üzerinden ihracat vergisi alınmamaktadır. Gümrük vergileri ifadesi kapsamına “gümrük vergisi, ilave gümrük vergisi, tek ve maktu vergi, dampinge karşı vergi, sübvansiyona karşı telafi edici vergi, katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, ek mali yükümlülük, toplu konut fonu, kaynak kullanımını destekleme fonu, tütün fonu, ek fon, çevre katkı payı, telafi edici vergi, TRT bandrol ücreti (ticari olmayan eşya için) girmektedir.

Gümrük Vergilerinin Hesaplanmasında Etkili Olan Faktörler

Gümrük vergilerinin hesaplanmasında üç faktör dikkate alınır. Bunlar malların değeri, uygulanacak gümrük tarifesi ve malların menşeidir. İthal eşyasının gümrük kıymeti deyimi, advalorem sisteme göre eşyanın gümrük vergisinin hesaplanmasına esas teşkil edecek değerini belirtir. Eşyanın gümrük kıymeti, Gümrük Yönetmeliği’nin 45 ilâ 50. maddelerinde belirtilen kıymet tespit yöntemlerinin sırasıyla uygulanması suretiyle tayin ve tespit olunur. Bu yöntemler; satış bedeli yöntemi, aynı eşyanın satış bedeli yöntemi, benzer eşyanın satış bedeli yöntemi, indirgeme yöntemi, hesaplanmış kıymet yöntemi ve son yöntem olmak üzere altı tanedir. Bu yöntemlerin kullanılmasında esas, ilk önce satış bedeli yönteminin kullanılması, bu yöntemin kullanılmasını engelleyen bir durumun varlığı halinde ise sırasıyla diğer yöntemlerin denenmesi ve ilk beş yönteme göre belirlenemeyen kıymetin son yönteme göre belirlenmesidir. Tarife, malların sınıflandırılmasına ve bir mal sınıfı için geçerli olan vergi oranlarının bileşimine verilen addır. Bağlayıcı tarife bilgisi ise eşyanın Gümrük Tarife Cetvelinde sınıflandırılmasına ilişkin olarak, kişinin yazılı veya elektronik talebi üzerine Bakanlık (Gümrükler Genel Müdürlüğü) veya Bakanlık tarafından yetkilendirilmiş Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüklerince verilen idari karardır. Malın menşei, malın üretildiği yeri ya da hangi ülkeye ait olduğunu gösteren bilgidir. Tercihli ve tercihsiz menşe şeklinde iki türü vardır. Tercihli olmayan menşe, malların ekonomik milliyetidir. Her türlü ticari politika önlemine (örneğin, anti-damping önlemleri, miktar kısıtlamaları gibi) veya tarife kotalarına tabi ürünlerin kaynağını belirlemek için kullanılır. Ayrıca istatistiksel amaçlar için kullanılır. Tercihli menşe, belirli ülkeler arasında alınıp satılan mallarda gümrük vergisinin azalması ya da sıfıra inmesi gibi bazı avantajlar sağlar. Her iki durumda da malların menşeini belirlemede önemli bir unsur, tarife sınıflandırmasıdır. Bir eşyanın menşe statüsü ister tercihli bir ticarete isterse tercihsiz ticarete konu olsun “menşe ispat belgeleri” ile tespit edilir. Tercihli olmayan ticarete konu oluşturan bir eşyanın menşeinin ispatı “menşe şahadetnamesi” aracılığı ile yapılırken tercihli ticarete konu oluşturan bir eşyanın menşei, ilgili anlaşma ya da tek taraflı (otonom) ticaret düzenlemesinde öngörülen özel menşe ispat belgeleri aracılığıyla yapılmaktadır. İthalat işlemleri 474 sayılı “Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanun”da belirtilen gümrük tarife istatistik pozisyonları (G.T.İ.P.) ile karşılarında belirtilen madde isimleri çerçevesinde yürütülmektedir. İthale konu olan tüm ürünlerin gümrük vergileri ile diğer ek mali yükümlülükler İthalat Rejimi Kararı’nın ekinde yer alan 6 liste kapsamında tespit edilmiştir.

Gümrük Vergilerinde Vergilendirme İşlemleri

Vergilendirme işlemleri genel olarak dört aşamada incelenir. Bunlar: Tarh, tebliğ, tahakkuk ve tahsil aşamalarıdır. Vergi Usul Kanunu, “Vergi Alacağının Tayini” başlığı altında söz konusu vergilendirme işlemlerini düzenlemiştir. Vergi Usul Kanunu’na göre, vergi alacağı, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğar. Verginin tarhı, vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibariyle tespit eden idari muameledir. Tebliğ, vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza sorumlusuna yazı ile bildirilmesidir. Verginin tahakkuku, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesidir. Verginin tahsili ise verginin kanuna uygun surette ödenmesidir. Gümrük vergilerinde öncelikle yükümlünün beyanı üzerine veya resen gümrük idaresinde vergi tarh edilir. Gümrük Kanunu’nun 58/1 inci maddesinde “Bir gümrük rejimine tabi tutulmak istenen eşya, bu rejime uygun şekilde yetkili gümrük idaresine beyan edilir” denilmektedir. Aksine hüküm bulunmadıkça, eşyanın beyan edildiği gümrük rejimine ilişkin tüm hükümlerin uygulanmasında esas alınacak tarih, beyannamenin tescil edildiği tarihtir. Tescil edilmiş beyanname, ait olduğu eşyanın vergileri ve para cezalarından dolayı taahhüt niteliğinde beyan sahibini bağlar ve gümrük vergilerinin tahakkukuna esas tutulur. Beyannamenin tescilinin bir gümrük yükümlülüğü doğurması halinde, gümrük vergileri ödenmedikçe veya teminata bağlanmadıkça beyanname kapsamı eşya teslim edilemez. Gümrük Kanunu’nun 195. maddesinde belirtildiği üzere, gümrük idaresi tarafından gerekli bilgiler kullanılarak tahakkuk ettirilen gümrük vergileri, Gümrük Vergileri Tahakkukunu İzleme Defteri’ne veya bilgisayara kaydedilir. Bilgisayara kayıt halinde, bilgisayar çıktıları Gümrük Vergileri Tahakkukunu İzleme Defteri yerine geçer. Tahakkuk aşamasından sonra tebliğ aşamasına geçilir. Tebliğ edilen gümrük vergileri; 242. maddede belirtilen sürelerde (Yükümlüler kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilir) itirazda bulunulmaması veya süresi içinde idari yargı mercilerine başvurulmaması hallerinde bu sürelerin bittiği tarihte kesinleşir; dava açılması halinde mahkemece yükümlü aleyhine verilen kararın gümrük idaresine tebliğ edildiği tarihte tahsil edilebilir hale gelir.

Gümrük Vergilerinde Yükümlülük

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 3/11 maddesine göre yükümlü deyimi, gümrük yükümlülüğünü yerine getirmekle sorumlu bütün kişileri; aynı kanunun 3/8-b maddesi uyarınca gümrük yükümlülüğü deyimi ise yükümlünün gümrük vergilerini ödemesi zorunluluğunu ifade etmektedir. Söz konusu yükümlülüğün maddi yükümlülük olduğu açıktır. Ancak Gümrük Kanunu’nun bazı maddelerinde şekli yükümlülüğe de yer verildiği görülmektedir. Örneğin, ithalatta gümrük yükümlülüğünde yükümlü, beyan sahibidir. Dolaylı temsil durumunda, hesabına gümrük beyanında bulunulan kişi de yükümlüdür. Dolaylı temsilde, temsilcinin yükümlülüğü, beyanda kullanılan verilerin yanlış olduğunu bildiği veya mesleği icabı ve mutat olarak bilmesi gerektiği durumlarla sınırlıdır. Aynı gümrük vergilerinin ödenmesinden birden çok yükümlünün sorumlu olduğu hallerde, bunlar söz konusu vergilerin ödenmesinden müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Gümrük mevzuatında öngörülen tasarruflar ve işlemler, kişinin kendisi tarafından gerçekleştirilebileceği gibi temsilcisi aracılığıyla da yerine getirilebilir. Gümrük işlemlerinde temsil, Gümrük Kanunu’nun 5. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeye göre, transit taşımacılık yapan veya arızi olarak beyanda bulunan kişiler hariç olmak üzere, temsilci Türkiye gümrük bölgesinde yerleşik bulunan kişilerdir. Temsil, doğrudan veya dolaylı olabilir. Temsilci, doğrudan temsil durumunda başkasının adına ve hesabına hareket eder. Dolaylı temsil durumunda ise kendi adına, ancak başkasının hesabına hareket eder. Temsilci; temsil edilen kişi namına hareket ettiğini beyan etmek, temsilin doğrudan veya dolaylı olduğunu belirtmek ve sahip olduğu temsil yetki belgesini gümrük idarelerine ibraz etmek zorundadır.

Gümrük Vergilerinin ve Ek Mali Yüklerin Sınıflandırılması

Gümrük vergisi, gümrük vergilerinden yalnızca bir tanesi olup gümrük vergileri içerisinde gümrük vergisi ile eş etki doğuran başka bazı vergiler de bulunmaktadır. Bu vergiler; ilave gümrük vergisi, tek ve maktu vergi, ithalatta alınan katma değer vergisi, ithalatta alınan özel tüketim vergisi, dampinge karşı vergi, sübvansiyona karşı telafi edici vergi ve ihracatta alınan telafi edici vergidir.

Gümrük Vergisi

Gümrük vergisi, gümrüğe tabi olan ticari eşyanın ülkeler arasında yer değiştirmesi sonucunda ticari eşyanın miktarı ya da değeri üzerinden alınan bir tür vergi olarak tanımlanmaktadır. Gümrük vergisinin konusu, dış ticaret işlemlerine konu taşınabilir eşyadır. Taşınmaz mallar ile hizmetler gümrük vergisinin konusunu oluşturmaz. Gümrük vergisi, uygulandığı eşyanın maliyetini/fiyatını artıran özellikte bir vergi türü olup mükellefler ödedikleri gümrük vergisini eşyanın fiyatına dahil ederek yansıtabilmektedirler.

Gümrük Vergisi ile Eş Etkili Diğer Vergiler

İlave Gümrük Vergisi: İlave gümrük vergisi, ilk olarak 2011 yılında tekstil ve hazır giyim ürünlerinde uygulanmaya başlayan, sonrasında pek çok farklı sektör ve ürün grubuna yaygınlaştırılan bir korumacılık uygulamasıdır. İlave gümrük vergisi müstakil bir vergi olmayıp yalnızca mevcut gümrük vergilerinde artış yapılması niteliğinde bir vergidir. Gümrük Giriş Tarife Cetvelinde yer alan eşyaların pozisyonlarını, alt tarife pozisyonlarını ve bunlara ait sayısal kodları, bölüm, fasıl ve alt tarife pozisyon notlarını ve Armonize Sistemin yorumuna ait genel kuralları genişletmeye, açmaya, değiştirmeye ve bunlara ilişkin usul ve esasları belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşma hükümleri saklı kalmak kaydıyla Cumhurbaşkanı, Gümrük Giriş Tarife Cetvelinde yer alan eşyaların gümrük vergisi had ve nispetlerini 50’ye kadar yükseltebilir, sıfıra kadar indirebilir veya bu Cetveldeki had ve nispetleri %50’sine kadar artırabilir.

Tek ve Maktu Vergi: Ticari mahiyette olmayan vergiye tabi eşyalardan belli bir miktarın üzerinde değeri olanların posta ya da hızlı kargo yoluyla ülkeye sokulması durumunda tahsil edilen bir vergidir.

İthalatta Alınan Özel Tüketim Vergisi: Özel tüketim vergileri, ekonomik sürecin üretim ve dağıtım aşamalarında veya bunlardan sadece birinde, konulan istisna ve muafiyetler dışında, genel tüketim vergisinden farklı olarak tek tek belirtilen mal ve hizmetler üzerinden alınan vergilerdir. Özel tüketim vergisi, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nda düzenlenmiştir. Özel tüketim vergisini doğuran olay ithalatta, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’na göre gümrük yükümlülüğünün doğması, ithalat vergilerine tâbi olmayan işlemlerde ise gümrük beyannamesinin tescilidir (md. 3/1-e). Özel tüketim vergisi, kanuna ekli listelerde belirtilen mallar üzerinde vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi neticesinde bir defaya mahsus olarak alınan bir vergidir.

Dampinge Karşı Vergi ve Sübvansiyona Karşı Telafi Edici Vergi: Dış ticarette serbest ticaret politikası uygulanmasının birçok olumlu etkisinin yanı sıra ortaya çıkan olumsuz etkilerinden biri, ihracatçı bir firmanın malını normal değerinin altında bir fiyatla ihraç etmesi anlamına gelen dampingdir. 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun’un 2. maddesine göre damping, bir malın Türkiye’ye ihraç fiyatının, benzer malın normal değerinin altında olmasını, sübvansiyon ise menşe veya ihracatçı ülkenin fayda sağlayan, doğrudan veya dolaylı mali katkısını veya GATT (General Agreement on Tariffs and Trade) 1994’ün XVI. maddesi çerçevesinde herhangi bir gelir veya fiyat desteğini ifade eder. Damping, firma kaynaklı haksız rekabet unsuru iken sübvansiyon devlet kaynaklı haksız rekabet unsurudur. Dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalattan maddi zarar gördüğünü veya maddi zarar tehdidi altında bulunduğunu veya bu tür ithalatın bir üretim dalının kurulmasını fiziki olarak geciktirdiğini iddia eden üreticiler veya üretim dalı adına hareket eden gerçek veya tüzelkişiler veya kuruluşlar Genel Müdürlüğe yazılı olarak başvuruda bulunabilirler. İthalat Genel Müdürlüğü bu tür bir şikayet üzerine veya gerektiğinde re’sen damping veya sübvansiyon incelemesi yapabilir. Yapılan soruşturma sonucunda Kurul tarafından belirlenen ve Bakanlıkça onaylanan damping marjı veya sübvansiyon miktarı kadar dampinge konu malın ithalinde dampinge karşı vergi, sübvansiyona konu malın ithalinde ise telafi edici vergi alınır. Bununla birlikte, dampinge veya sübvansiyona konu ithalat nedeni ile meydana gelen zararın telafisinin, tespit edilen damping marjı veya sübvansiyon miktarından daha az bir miktar veya oranda vergi konulmasıyla mümkün olabileceğinin belirlenmesi halinde bu oran veya miktarda vergi uygulanır. Bu vergilerin, ithali evvelce gerçekleştirilen mallar için, geriye dönük olarak uygulanmasına ilişkin esaslar Cumhurbaşkanı Kararı ile tespit edilir. Ancak, geriye dönük uygulamanın süresi geçici önlemlerin alındığı tarihten itibaren 90 günü geçemez.

İhracatta Alınan Telafi Edici Vergi: Şahin’e göre, ihracatta alınmasına rağmen aslında ithalatta alınmamış olan verginin ihracatta alınması söz konusu olduğundan telafi edici vergi bir ithalat vergisidir. Dahilde işleme rejimi, ihracat yapma taahhüdü vermek şartıyla üretimde kullanılacak ham madde ve yarı mamullerin ithal edilmesi esnasında uygulanacak gümrük vergisinden muafiyet sağlayan bir ihracatı teşvik sistemidir. Dahilde işleme rejiminin bir ihracat teşvik sistemi içerisinde kullanım amacı; ülke ekonomisinden temin edilecek ham madde, ara malı imalatının ülke sınırlarında yüksek fiyatlarda seyrettiği dönemlerde ihracatçılara dünya piyasa fiyatlarından ham madde ve ara malı temin etme imkanı sağlamaktır. Uygulamada üçüncü ülkelerden ithal edilen eşyaların, Türkiye gümrük bölgesinde bir işçilik gördükten sonra A.TR dolaşım belgesi eşliğinde AB ülkelerine, EUR–1 Dolaşım sertifikası ile serbest ticaret anlaşması imzaladığımız ülkelere, EURMED Dolaşım Sertifikası ile Pan-Avrupa Menşe Kümülasyonuna veya EUR-MED Fatura Beyanı ile Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonuna taraf olan ülkelere ihraç edilmek istenmesiyle karşılaşılmaktadır. Bu gibi durumlarda, ihraç edilen ürünün bünyesinde kullanılan eşya için Telafi Edici Vergi ödenmesi gerekliliği doğmaktadır.

Gümrük Vergisi ile Eş Etkili Mali Yükler: Gümrük vergisine eş etkili diğer mali yükler ifadesi, vergiler dışında kalan fon, ücret, kesinti, harç, katılma payı, katkı payı vb. herhangi bir ad altında alınan tüm parasal değerleri içeren bir anlam taşımaktadır. Toplu konut fonu, kaynak kullanımını destekleme fonu, tütün fonu, ek fon, çevre katkı payı, telafi edici vergi, TRT bandrol ücreti gibi yükler, gümrük vergilerine eş etkili mali yükler arasında gösterilebilir.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi