Tıp Terimleri Dersi 1. Ünite Özet

Terim Bilimi ve Genel Tıp Terimleri

Dil Bilimi ve Terim Bilimi

Dilin bilimsel tanımı, ancak 20. yüzyılın baslarında İsviçreli dil bilimci Ferdinand de Saussure’ün dilin temel tası olarak nitelendirilen sözcüğün tanımlanması çabasıyla ortaya atılmıştır. Dil temelde, bir kavramla bir ses imgesinin birbirine bağlanmasından doğar; yani, zihinsel tasarımın ya da başka bir deyişle düşüncenin iletişim amaçlı somutlaştırılması uğruna ses ile ilintilendirilmesinden ortaya çıkar.

De Saussure’ün iki ögeli (diadic) çizimindeki (Bkz. Sekil 1.1) kavram (concept) ile akustik imge (sound-image) ögelerine üçüncü bir boyut kazandırarak üç ögeli (triadic) yapan Ogden ile Richards’a göre göstergenin temel ögeleri nesne (referent), düşünce (yani kavram) ya da referans (thought / reference), ile sembol (symbol), yani imgedir. Dil biliminin çekirdeğinde bulunan ve günümüzde kuramsal dil bilimine ait olan temel alt alanlar sırasıyla aşağıda verilmiştir:

  1. Ses bilgisi ve Ses bilimi (Fonetik ve Fonoloji)
  2. Biçim bilimi (Morfoloji)
  3. Sözcük bilimi (Leksikoloji)
  4. Gösterge bilimi (Semiotiks)
  5. Köken bilimi (Etimoloji)
  6. Anlam bilimi (Semantiks)
  7. Edim bilimi (Pragmatics)
  8. Söz dizimi (Syntax)

Dil bilimi, bir iletişim aracı olan dili (özellikle insan dilini) ses bilgisel, ses bilimsel, biçim bilimsel, sözcük bilimsel, gösterge bilimsel, anlam bilimsel ve köken bilimsel açıdan araştıran, sosyal ve beşerî bilimler temel alanına ait olan bir bilim dalıdır. Dil biliminin kuramsal olduğu gibi mesleklere yönelik bir dizi uygulamalı alt alanları da vardır. Bunlardan bazıları aşağıdaki gibidir:

  1. Terim bilimi (Terminology)
  2. Nörodil bilimi (Neurolinguistics)
  3. Psikodil bilimi (Psycholinguistics)
  4. Bilissel Dil bilimi (Cognitive Linguistics)
  5. Klinik Dil bilimi (Clinical Linguistics)
  6. Adli Dil bilimi (Forensic Linguistics)
  7. Toplumdil bilimi (Sociolinguistics)
  8. Derlem bilimi (Corpus Linguistics)
  9. Bilgisayarlı Dil bilimi (Computational Linguistics)

Terim bilimi, diğer adıyla da terminoloji, dil biliminin uygulamalı alt dallarından biridir. Dil biliminin alt alanında yer alan sözcük bilimi ile yakından ilişkilidir. Uluslararası Terim bilimi Birliği IAT’nin (International Association of Terminology) tanımına göre “Terim bilimi, belli bir bilim dalına özgü ve mesleksel alanlarda insanlar arası iletişim için gerekli olan sembol sistemlerinin ve dil bilimsel işaretlerin (imgelerin) araştırılması ve uygulanması ile ilgilenen bir bilim dalıdır. Her şeyden önce dil biliminin bir alt alanıdır – ‘dil bili-mi’ burada en geniş anlamıyla ele alınmalıdır – ancak, ağırlıklı olarak anlam bilimi (anlam ve kavram sistemleri) ve uygulayım bilimi (edim bilimi) gibi dalları ilgilendirir [...]” Terim bilimi kendine özgü bir bilim dalı olsa bile sözcük bilimi ile yakından ilgilidir, çünkü her iki bilim dalı da temelde sözcükler ile ilgilenir (yani, sözcük bilimi genel dilin (GD) sözcükleri ile ilgilenirken terim bilimi özgün dilin (ÖD), yani bilim dilinin, sözcükler i ile ilgilenir). Ayrıca, hem terim biliminin hem de sözcük biliminin uygulama alanları da vardır. Sonuçta her iki bilim dalı da sözlük yapımı ile yakından ilgilenir

Başka bir deyişle, sözcük bilimi bir dilin bütün sözcükleri ile ilgilenirken terim bilimi o dilin içerisindeki belli bir bilim dalına özgü (örneğin fizik, kimya, insan bilimi (yani, antropoloji) veya resim) ya da belli bir mesleğe yönelik (örneğin işletme, sanayi, spor vs.) sözcüklerle uğraşır.

Bir bilim dalına özgü bir sözcük, aynı zamanda da bir terimdir. Sözcük sınıflandırması açısından sözcük bilimi ile terim bilimi farklı bilim dallarıdır. Terimsel sözlüklerde terimler genelde isimlerden oluşmasına rağmen sözcük bilimsel yayınlarda her çeşit sözcük sınıfı vardır. Yani, sözlüklerde isim, fiil, sıfat, belirteç, belirleyen, adıllar, bağlaçlar gibi dil bilgisel özellikler yer almaktadır. Dolayısıyla sözcük bilimini terim biliminden ayıran bir etmen de sözcüksel sınıftır

Terim Bilimi (Terminoloji)ve Terim Sözlük Bilimi(Terminografi)

Terim bilimi ter imlerin birbirine olan ilişkilerini, kavram düzenlerinin kurulusunu, terim oluşturmaya yönelik yöntemleri ve benzeri konuları teorik incelerken, terim sözlük bilimi terimsel sözlüklerin oluşumu, birbirine olan farklılıkları, terim bankaları, ölçünlestirme vs. ile ilgili konuları uygulamalı olarak incelemektedir

Terim Bilimi Dil Politikaları ve Dil Planlaması

Dil planlaması GD’de (Genel Dil) olduğu gibi ÖD’de (Özgün Dil) gerçekleştirilebilir. Bir dilin sağlıklı gelişimi ve hayatta kalabilmesi o dili sürekli izleme ve denetlemeye, gereken değişiklikleri yapmaya, bunları kaydetmeye ve bu değişikliklerin o dili konuşan toplum tarafından benimsenmesine bağlıdır.

Dil planlaması deyince, akla ilk gelen bir dilin GD’sini yabancı sözcüklerden arındırmak ve yeni kavramlar karsısında o dilin kaynaklarından yeni sözcükler türetmek biçiminde anlaşılır. ÖD’de dil planlaması GD’dekinden çok da farklı değildir. Yalnız, bahse-dilen eylemlerden başka bir de ÖD’de terimlerin standartlaştırılması (ölçünlestirilmesi) eylemi de vardır

Ulusal benlik ile dil arasında çok sıkı bir bağ olduğundan terim bilimcilerin görevi, bu sorunu su iki yöntem ile çözmektir:

  1. Başka bir dilden terim ödünç almak, yani ödünç terim almak (örneğin televizyon, radyo, lazer, anestezi gibi) veya ödünç çeviriler yapmak yerine, yeni terimler oluşturarak ulusal dilin özelliklerini korumak.
  2. Bir dilin bilimsel dilini ve teknik terim varlığını başka bir dilin boyunduruğundan kurtarmak için yabancı terimlerden arıtmak.

Terimleri Standartlaştırma (Ölçünleştirme)

Çağdaş terim biliminin hedefi, 20. yüzyılda meydana gelen bilgi patlaması sonucu uzmanlar arası iletişimin sağlıklı bir biçimde gerçekleşmesini sağlamaktır. Dolayısıyla, bilim dilini standartlaştırma, yani ölçünlestirme, şu şekilde gerçekleşir:

1. kullanılması yeğlenen terimler seçilir, 2. söz konusu terimlerin sistematik oluşumu sağlanır ve 3. yeğlenen terimlerin ulusal, uluslararası ve profesyonel standartlar (ölçünler) gereği yaygınlaştırılması sağlanır. Ulusal dilin korunması için ödünç sözcüklerin/terimlerin ve/veya ödünç çevirilerin engellenmesi gerekir. Dahası da, bilimsel dilin (yani ÖD’nin) geçmişteki bir sömürge gücünün etkisiyle boyunduruğundan kurtarmak ve yabancı sözcüklerden/terimlerden arındırmak son derece gerekli bir tutumdur. Örneğin Letonya, Sovyetler Birliği’nden ayrıldıktan sonra ulusal dil planlamasının önemli bir kuralı da dili, özellikle de ÖD’yi, Rusçadan arındırmaktı.

Ulusal dil planlamasında önemli bir konu da, dilin yapısına uygun olmayan ödünçlemelerin yerleşmesini engellemektir, çünkü bir terim eğer toplum ya da uzmanlar tarafından da kabul görüp iletişimde kullanıma girdiyse ve böylelikle dile yerleştiyse, o terimi uzmanların dilinden arındırıp yerine, daha uygun da olsa, yeni bir terim önerip kullanıma sunmak neredeyse olanaksızdır.

Terim Nedir?

Terim bir veya birden fazla sözcükten, tamlamadan (örneğin (tur) bilgisayar) veya simge gibi değişik ögelerden oluşabilir. Terimler, kavramlar hakkında konuşulurken kullanılan sembollerdir. ISO/R 1087-1969’a göre terim “bir kavram için kullanılan sesli veya yazılı olarak (yani harier vasıtasıyla) ifade edilen semboldür. Terimler tek bir sözcükten oluşabileceği gibi bir tamlamadan da oluşabilir”. ISO 1087-1990’a göre ise terimler “bilimsel dile ya da teknik dile (ÖD’ye) özgü tanımlanmış bir kavramın dilsel ifadesidir”.

Terimler bir bilim dalına, bir bilgi alanına, sanata, mesleğe, ticarete özgü nesnel özellikler taşırlar. Terimlerin belli bir kullanım alanı için anlamları açık bir biçimde tanımlanmıştır ve bağlamlarına göre anlam değiştirmezler. Böylece, terimlerin anlamının sözcüklerinkinden daha kesin olduğu söylenebilir. Birbiri ile ilişkili terimlerde aynı ön ek, kök veya son ek kullanılmalıdır:

(tur) di-od, tri-od, tetr-od, pent-od, vs. (n + elektrod) (tur) et-an, (tur) et-en, (tur) et-in, vs. (tur) uyus-turumbilim; (tur) uyus-turucu; (tur) uyusturum; (tur) genel uyus-turum, (tur) bölgesel uyus-turum vs

Felber’e göre “dil bilimsel bir sembol olan sözcüğün çoğu zaman birden fazla anlam ta-sıması, kavram sınırının kesin çizgiye sahip olmayışı, bazen bir anlamdan diğer anlama bulanık geçisler yapması ve birden fazla anlam yüklenmesi kaçınılmazdır. Kullanım alanına göre sözcüğün belirli anlamı bulunduğu bağlamdan belli olur. Yani, sözcüğün anlamı bağlama göre değişir”. Günümüzde sözcüklerin yanı sıra, aynı bilim dalına ait olmayan bazı terimler de bağlam bağımlısıdır. Değişik bilim dallarına ait terimler bazen eşadlı olabilecekleri gibi, çok anlamlı da olup birden fazla anlamı karşılayabilirler Örneğin (tur) myel1 {tıp} (tur) kemik iliği {tıp} (tur) myel2 {tıp} (tur) medulla spinalis {tıp} (tur) virüs (1) {tıp} hastalık yapıcı, bakterilerden daha küçük, yasamak için bir başka hücrenin içine girmek zorunda olan ve ancak elektron mikroskobunda görülebilen parazit (2) {bilgisayar bilimleri} veri girişi yoluyla bilgisayarlara yüklenen, sistemin veya programların bozulmasına, veri kaybına veya olağan dışı çalışmasına neden olan yazılım

Nitelikli Terim Nedir?

Terimler nitelik bakımından:

  1. saydam,
  2. salkımlı (düzenli, sistematik),
  3. tutarlı (esanlamlısız),
  4. bağlamsız/biricik (tek anlamlı ve tek adlı),
  5. elverişli (ekonomik),
  6. yerel ve
  7. güncel olmalıdırlar

Saydam Terimler

Terimler saydam olmalıdır. Donukluğa karsı saydamlık sağlanabilmesi için söz gelimi Örnek’te görüldüğü üzere, (tur) buz sözcüğü kök olarak kullanılarak bu köke (tur) – ul takısı yerleştirilir ve (tur) buzul terimi elde edilir. Böylece, ilk kez karşılaşılsa bile terimin anlamlandırılabilmesi kolaylaşmıştır. Örneğin

  • (tur) buz – (tur) buz-ul {cografya}
  • (tur) uz – (tur) uz-ay {matematik}
  • (tur) aç – (tur) aç-ı {matematik }

Salkımlı (Düzenli/Sistematik) Terimler

Terimleri bir düzen ilişkisi içinde oluşturmak bir bilim dalına özgü kavramların birbirlerine olan ilişkisini de yansıtır. Salkımlılık, yeni oluşturulan terimlerin var olan terimler ile kavram ve terim sistemleri bakımından uyumluluğunu gerektirir. Böylece, ilişkili oldukları terimler ile yapısal anlamda türdeşlik (paralellik) sağlamış olurlar.

Tutarlı (Eşanlamlısız)

Bir terimin tutarlı olabilmesi için, var ise eşanlamlılarının ortadan kaldırılması, henüz daha yok ise eşanlamlılarının hiç oluşturulmaması, ya da oluşumunun engellenmesi gere-kir. Böylece, terimler tekadlılık niteliği taşır hale getirilebilir.

Bağlamsız/Biricik (Tek anlamlı ve Tek adlı)

Bu durum ise, bu türden terimlerin kesin kavram sınırlarına sahip olmalarından ötürü bağlamsız hale gelmelerini sağlamıştır. Böylece, rakip terimlerin tek adlı olmaları sağlandığı gibi, tek anlamlı olmaları da sağlanarak eşanlamlılık sorunu ortadan kaldırılmıştır.

Elverisli (Ekonomik) Terimler

Oluşturulacak terim gereğinden fazla sözcüklerle donatılmamalıdır, yani pleonazm ya da totoloji yapmamak gerekir (tur) akademik üniversite (üniversite zaten akademik bir kurumdur) (tur) su sebili (sebil zaten su içilen çeşmedir)

Yerel Terimler

Bazı bilim dalları dışında (örneğin tıp, kimya, din bilimleri, v.s.) terimler yerel kaynaklardan, yani ana dilden, oluşturulmaya çalışıldığından oluşturulan terimler dilin kurallarıyla uyumlu ve doğasına aykırı olmayacak bir biçimde kullanıma sunulabilir.

Güncel Terimler

Terimler bilim ve teknolojideki gelişmeler sonucu güncelliklerini yitirebilirler. (tur) numara çevirmek (telefonda numaralar çevrilmiyor, artık tuşlanıyor) (eng) key (fotokopi makinelerinde artık anahtar (yani key) degil, kart kullanılıyor) Tıp Terimlerinin Özellikleri: Geçmişten Günümüze Bilindiği gibi, Türk Dil Devrimi üç aşamalı bir devrimdir ve Atatürk’ün gerçekleştirebildiği son devrim olma niteliğine sahiptir. Yazı Devrimi ile başlayan (1), halkın konuşma ve yazma dilinin özleştirilmesi ve sadeleştirilmesi ile devam eden (2), sonunda bu çalışmaların bilim ve sanat diline yansıması sağlanan (3) bir devrimdir bu.

  1. Yazı Devrimi: 09 Ağustos 1928.
  2. Genel Dilde Devrim: 26 Eylül 1932.
  3. Özgün Dilde Devrim: 1937/38.

Tıp terimlerinin büyük bir çoğunluğunu anatomi bilim dalına ait terimler oluşturur. Anatomi terimleri ilk kez 1895 yılında İsviçre’nin Basel kentinde Alman anatomistler tarafından saptanmıştır

Günümüz tıp dilinin özelliklerine bakılacak olursa, on bir (11) madde başlığı altında su ilginç örnekleri sunabiliriz:

  1. Türkçeye yerleşmiş temel ödünç terimler: (tur) aort {tıp}: (tur) ana atardamar (tur) arter {tıp}: (tur) atardamar
  2. Türkçeye yerleşmiş ödünçlemeler ile Türkçesi benimsenmiş terimler: (tur) hipertansiyon {tıp}: (tur) yüksek tansiyon (tur) malin {tıp}: (tur) kötü huylu (tur) benin {tıp}: (tur) iyi huylu Bunlardan bazıları farklı yazılışlarıyla yaygınlaşmış, hatta sözlüklere girmiş eşanlamlı terimler olarak karsımıza çıkmaktadır. (eng) malign {tıp}: (tur) malin (eng) benign {tıp}: (tur) benin
  3. Türkçelestirilmesi gereken ödünç terimler: (lat) localiser {tıp}
  4. Herkesçe bilinen ve kullanılan Türkçe terim yerine ödünç terimin kullanılması: (tur) orta {tıp}: (tur) middle (midıl) (tur) orta serebral arter {tıp}: (tur) midılserebral arter (tur) çoklu/çoğul {tıp}: (tur) multipl
  5. Ödünç terimin yanlış yazımı ve/veya sesletimi: yanlış: (tur) longutidinal doğru: (tur) longitudinal yanlış: (tur) obstrüksiyon – obstriksiyon – obstiriksiyon doğru: (tur) obstruksiyon
  6. Türkçeleşmiş terimlerin kısaltmalarının İngilizce veya İngilizce-Türkçe karışımı yazılışı ve/veya okunuşu: Ca: (tur) se a CVH: (tur) cerebrovascular hastalık CVO: (tur) cerebrovascular olay
  7. Bütünüyle ödünçlenmis ya da yarı-ödünçlenmis (karışım) terimler: (tur) maximum (tur) minimum (tur) infant (tur) üriner yol
  8. Öztürk’çe olmayan ancak Türkçeye yerleşmiş terimler: (tur) hasta: (tur) sayrı {tıp} (tur) kalp: (tur) yürek {tıp}
  9. Ödünçlenmis takılar: Önekler: a-, ante-, anti-, hemi-, hiper-, hyper-, hipo-, hypo-, extra-, ekstra- , intra-, non-, para-, peri-, pre-post-, trans-; Sonekler: -algia, -genic, -oid, -osis; -itis, -oma, - pati; -ectomy, -rafi, -scopi, -skopi, -tomi;
  10. İlaç ve kimyasallarda yazılış farklılığı ve eşanlamlılık: (tur) gentamisin – (tur) gentamycin – (tur) gentamysin (tur) kandida – (tur) candida
  11. Aynı metin içinde hatalı yazılışlar ve eşanlamlılık: (tur) karın – (tur) batın – (tur) abdomen (tur) adale – (tur) kas – (tur) müskülatür – (tur) muskulatür

Tıp Terimlerinin Türkçede Okunuş ve Yazılış Kuralları

  • AE Okunuş ve Yazılış:
  • AE = E arteriAE (arteriye): atardamar CAEcum (sekum): kör bağırsak anAEmia (anemi): kansızlık
  • AU Okunuş ve Yazılış: AU = AV / O AUris (avris): kulak AUtolysis (otoliz): hücrenin kendi kendini eritmesi AUto (oto): otomatik
  • C Okunuş ve Yazılış (1): C + A, O, U, AU, Sessiz Harier = K COsta (kosta): kaburga SCApula (skapula): kürek kemiği CUtis (kutis): deri CLaviCUla (klavikula): köprücük kemigi buCCA (bukka): yanak Crista (krista): kenar Caput (kaput): baş Collum (kollum): boyun Cauda (kauda): kuyruk
  • C Okunuş ve Yazılış (2): C + E, I, Y, AE, OE, Y= S CErebrum (serebrum): beyin CIlium (silyum): kıl COEliacus (sölyakus): karın boşluğu ile ilgili CYtologia (sitoloji): hücre bilimi CAEcum (sekum): kör bağırsak CErebrum (serebrum): beyin CIlia (siliya): kirpik CYstitis (sistit): mesane iltihabı CAEcum (sekum): kör bağırsak
  • CH Okunuş ve Yazılış: CH = K braCHium (brakyum): kol parenCHyma (parenkima): salgı bezlerinin işlevsel bölümü
  • G Okunuş ve Yazılış: G + E, I, Y = J conGEnital (konjenital): doğuştan parapleGIa (parapleji): bacak felci myalGIa (miyalji): kas ağrısı
  • I Okunuş ve Yazılış: I + A, E, O, U = Y arterIOla (arteriyol): küçük atardamar cilIUm (silyum): kıl facIEs (fasiyes): yüz
  • J Okunuş ve Yazılış: J + Sesli Harf = Y JEJUnum (yeyunum): bos bağırsak Junctura synovialis (yunktura sinovyalis): oynar eklem
  • OE ve EU Okunuş ve Yazılış: OE = Ö / EU = Ö OEsophagus (ösofagus): yemek borusu nEUron (nöron): sinir hücresi OEdem(a) (ödem): sıvı toplanması EUphoria (öfori): zindelik hissi
  • PH Okunuş ve Yazılış: PH = F oesoPHagus (ösofagus): yemek borusu PHlebos (iebos): toplardamar
  • RH Okunuş ve Yazılış: RH = R RHin (rin): Burun RHythmic (ritmik): düzenli
  • SCH Okunuş ve Yazılış: SCH = S SCHizophrenia (şizofreni): bir akıl hastalığı SCHema (sema): biçim, sekil
  • T Okunuş ve Yazılış: T + IA, IO, IU = S adventiTIA (adventisya): damarın dış tabakası articulaTIO (artikulasyo): eklem spaTIUm (spasyum): aralık, boşluk
  • TH Okunuş ve Yazılış: TH = T THorax (toraks): göğüs ureTHra (uretra): idrar yolu
  • X Okunuş ve Yazılış: X = KS thraX (toraks): gögüs larynX (larinks): gırtlak pharynX (farinks): yutak
  • Y Okunuş ve Yazılış: Y = I thYmus (timus): gögüs boslugu bezi hYpodermis (hipodermis): deri altı sYstem(a) (sistem): sistem

Latince harflerin yazılış ve okunuşları için sayfa 19’daki Tablo 1.1’e bakınız.

Tıp Terimlerinin Yapısı: Kökler ve Ekler

Temelde bir terim (3) üç kısımdan oluşabilir:

  1. ÖN EK: Kökün önüne eklenerek anlam değişikliği yapar. Epi|kardi|y|ak
  2. KÖK: Terimin ana bölümünü oluşturur. Kardi|y|ak
  3. SON EK: Kökün sonuna eklenerek anlam değişikliği yapar. Kardi|y|ak Ancak, genelde bu birimlerin arasında bir kaynaşma harfi bulunur
  4. KAYNASMA HARFI: İki kök bir veya en fazla iki harf ile birleşir. Bu harf, çoğunlukla “o”, bir kökü veya öneki ya da soneki bir diğer köke de bağlayabilir.

Örnekler

Numaralarla ilgili önekler ve renkler ile ilgili önekler için Tablo 1.2 ve Tablo 1.3’ebakınız. Olumsuzluk veren ön ekler için Tablo 1.4’e bakınız. Yön belirten ön ekler ve büyüklük/Derece belirten ön ekler için Tablo 1.5 ve 1.6’ya bakınız. Zaman ve yön gösteren ön ekler için sayfa 23’teki Tablo 1.7’ye bakınız. Duyu organları, sinir sistemi, üriner sistem, dolaşım sistemi, solunum sistemi, sindirim sistemi ve hareket sistemi için kullanılan kökler için Tablo 1.8 ve 1. 14 arasındaki tablolara bakınız. Hastalıklara ait, cerrahi işlemler, tanısal işlemler, isimleştiren, sıfatlaştıran, ilişkin olma durumunu gösteren ve diğer son eklere Tablo 1.15 il1 1.21 arasındaki tablolara bakınız. Tıp terimlerinde çeşitli kısaltmalar yer almaktadır. Bunun için sayfa 32 Tablo 1.22’ye bakınız.

Güz Dönemi Ara Sınavı
7 Aralık 2024 Cumartesi
v