Hayvan Davranışları ve Refahı Dersi 2. Ünite Özet

Sığırların Ve Koyunların Davranışları

Sığırların Davranışları

Sığırlar, Bovidae familyasına ait, dünyanın hemen her tarafında yaşayan, geviş getiren, ot yiyen, boynuzlu büyükbaş hayvanlardır. Evcil boğa, Tibet sığırı, Hint mandası, Misk sığırı, Yaban sığırı gibi türleri mevcuttur.

Sığırların Otlama Davranışları

Otlakta yavaş hareket ederler, ağız ve burunlarını yere yakın tutarlar ve ağız dolusu otu kopararak ve ısırarak fazla çiğnemeden yutarlar. Sığırlar otlakta genellikle ayakta otlarlar. Hayvanlar tercih ettikleri yemleri tüketirken çenelerini sağa, sola ve ileri doğru hareket ettirirler. Sığırlar, hareketli dilleri ile otları kavrayıp kuşatır ve çekerek kopartırlar. Otlama sırasında gezilen mesafe bir günde ortalama 4 km kadardır ve bu durum gün ışığı ile de ilgilidir.

Bir grup içinde otlayan sığırlar genellikle doğuya doğru yönelirler. Otlama periyotları sabah gün doğumundan önce, sabah ortası, erken öğleden sonra ve güneş batmasına yakın zamanlarda olur.

Otlama Davranışlarını Etkileyen Faktörler:

Otlama davranışı; soy farklılığı, hayvanların iklimsel adaptasyonu ve sindirim kanalının kapasitesi ile ilişkilidir. Süt sağlayan sürülerde süt sağımından hemen sonra acil otlama ya da yeme ihtiyacı doğar.

Otlama Davranışını Sağlayan Uyarımlar:

Sığırlar bitki türlerini ayırt edebilirken aynı zamanda büyümenin farklı evrelerindeki bitkileri de ayırt edebilip yeme tercihinde bulunabilmektedirler. Bu ayırma durumu seçici otlama olarak da adlandırılır. Seçiciliğin derecesi hayvanların yaşı ile ters ilişkilidir. Genç buzağılar bitki sapından yaprakları alıp yerken, erginler tüm bitkiyi yerler. Alınan besinlerin tadı hayvana bir tercih hakkı doğurur. Bazı besinleri çok bazılarını orta derecede tüketirken bazılarını ise hiç tüketmezler. Başlıca duyu noktası ağız olup koku ve görme duyuları ikinci plandadır.

Beslenme Davranışı:

Sığırlarda başlıca besin alma organı dildir. Dudakların hareket yetenekleri sınırlı ve az olduğundan, besinin ağıza alınmasında dil kadar etkinlik göstermezler. Uzun, kuvvetli ve pürtüklü olan dil kolayca ağızdan dışarı çıkabilir. Dil, otu kuşatır ve alttaki kesici dişlerle üst çenedeki sert dental lamina arasında ot koparılır. Daha kısa otları ise dudakları ve ön dişleriyle koparırlar. Tane yemleri almada dil ve dudaklarını kullanırlar.

Geviş Getirme:

Geviş getirme, yenilen besinlerin tekrar ağıza getirilmesi, tekrar çiğnenmesi ve tekrar yutulmasıdır. Otlama esnasında büyük miktarlarda alınan ve az çiğnenen saman işkembede biriktirilir, depo edilir. Basit depolamadan çok, bu saman işkembede fermantasyona uğratılır. İçerik işkembeden tekrar ağza getirilir, tekrar çiğnenir ve geri yutulur. Bu sindirim modelinin önemli noktası merada hayvanın daha kısa sürede daha fazla miktarlarda besin alabilmesidir.

İçme Davranışı:

Dil, içme sırasında sadece pasif bir rol oynar. Yalnız ağız suya daldırılır, burun suya daldırılmaz. Ağza alınan su emilir ve işkembeye geçer.

Emme Davranışı:

Yeni doğan buzağı doğumdan sonra 2-5 saat içinde emmeye başlar. Buzağı, ayağa kalktıktan sonra genellikle anneye yönelir ve burnunu sürterek araştırma yapar. Meme başını bulana kadar buzağı annenin vücudundaki her çıkıntıyı emecektir. Anne, buzağının meme başını bulmasına yardımcı olur. Tipik olarak buzağı annesinin kuyruk tarafında, yan yüzde ve ayakta durur.

Emme Davranış Modelleri:

Buzağı, ağzı ile meme başını yakalar ve ısırmaksızın gayretle emer. Memenin çevresini dili ile sararak, ağız boşluğunda sıkışık bir hava kompartmanı oluşturur ve süt akışı için gerekli olan negatif basınç sağlanmış olur. Buzağı emerken annesinin memesine başı ile vurma hareketleri yapar. Muhtemelen bu hareketler azalan süt akışı nedeniyledir ve memenin sarsılarak süt akımının artmasına yardımcı olur.

Cinsel Davranışlar

Evcil sığırlar ve domuzlarda çiftleşme yıl boyunca sürer. Koyunlar ve keçilerde ise çiftleşme mevsimlerle sınırlıdır.

Erkeklerin Cinsel Davranışları

Koyunlarda erkeğin cinsel davranışı, dişininkinden daha gösterişlidir. Erkek östrustaki dişinin idrarını koklar, boynunu uzatır ve dudağını yukarı kaldırarak dişiye cevap verir. Erkek dişinin peşinden koşarken dilini ağzından içeri dışarı hareket ettirir, dış genital bölgeleri koklar. Eğer koyun östrusta ise koçun atlamasına izin verir ve kaçmaz.

Koyun ve keçilerde penis fibro-elastik yapıdadır ve ereksiyon esnasında fazla genişlemez. Birleşme öncesi kur yapma süresi nispeten kısadır; fakat çiftleşme süresi koyun ve keçilerde domuz ve aygırlardan daha uzundur.

Dişilerin Cinsel Davranışları

Yabani koyunlarda çiftleşme mevsimi çok kısadır. Evcil koyunlar ıslah edilerek polyöstrik bir hale getirilmişler ve tropik ve sup-tropik bölgelerde çiftleşme yıl boyunca devam etmiştir. Östrus, ovaryal siklus ile ilişkilidir ve çiftleşme mevsiminin başlaması ve bitmesi ile sınırlanmıştır.

Östrustaki koyunlarda davranış modelleri oldukça basittir. Boynunu sürter, erkeğin karşısında durur veya erkeğin yan tarafına burnunu sürter, gayretle kuyruğunu sallar ve erkeği inatla bekler. Koçun etrafında dolaşır ve koç ile kalmak ister. Eğer iki veya daha fazla koyun aynı anda östrusta iseler, birbirlerine boynuz vururlar, bu girişimler koçun ilgisini çekmek içindir.

Annenin ve Yeni Doğanın Davranışları

Doğum Öncesi Davranışları

Sürekli hareket etme ve pozisyon değişimleri koyunların doğum öncesi genel davranışlarıdır. Bazen de koyunlar doğumdan önce annelik davranışları gösterebilir. Diğer koyunların yeni doğanlarına annelik yaparak kuzu çalabilir. Bazı koyunlar kuzulamak için sürü ile birlikte kalırken, bazıları da sessiz yerler araştırırlar. Sonuçta doğum, koyunun fötal sıvılarını akıttığı yerde olur, yeri yalar ve ayakları ile yeri eşeleyerek çukur kazar.

Kuzulama

Doğumun yaklaşması ile koyun sürekli hareket halinde olur bazen yüksek sesle bağırır, hissettiği acı ile dudaklarını şiddetle yalar. Fötal membranların kopması ve fötal sıvının akması ile kuzu doğana kadar koyun artan sıklıkta bir zorlanma içindedir, güç sarf eder. Genellikle vulvada önce burun ve ön ayaklar görünür, sonra baş ve omuzlar için büyük gayret sarf edilir ve doğum gerçekleşir. Koyun doğumun son safhalarında yatabilir, fakat doğum sırasında ayağa kalkar ve doğum genellikle ayaktayken meydana gelir. Birçok koyun doğumun ilk dakikasında ayaktayken, göbek kordonu basit bir zorlamayla koparılır. Doğum 2-5 saat içinde tamamlanır, doğumdan sonra plasenta atılır. Bazen doğumdan sonra atılan kısımlar koyun tarafından yenir.

Doğum Sonrası Davranışlar

Koyunlar genellikle doğumdan sonra hemen ayağa kalkar, yeni doğan kuzuya döner ve çeki düzen vermek için istekle yavruyu yalamaya başlarlar. Bazen kuzuya ait fötal membranları yiyerek yok ederler. Çeki düzen verme genellikle kafadan başlar; çünkü doğumdan sonra başta kalan fötal membranlar kuzunun nefes almasını engelleyebilir.

Koyunlarda annelik davranışında koku duyumu oldukça önemlidir. Bununla birlikte, annelik davranışı koku duyumunun olmaması nedeniyle yok olmaz, koku almayan dişiler de annelik davranışı gösterirler; fakat kendi yavruları ile yabancı yavrular arasında ayırım yapamayabilirler.

Yeni Doğanın Annesini Tanıması ve Meme Başlarını Bulması

Kuzu doğumdan birkaç dakika sonra doğrulur ve koyuna yaklaşarak vücut çıkıntılarını inceleyerek memeyi bulur. İlk emme gerçekleşir. İlk emme genellikle doğumun birinci veya ikinci saatinde oluşur. Bu ilk emme zamanı kuzudan kuzuya farklılık gösterebilir. Kuzu yaklaşırken, anne ona doğru yönelir ve yalamaya başlar, onu memeye doğru yöneltir.

Hatalı Davranışlar

Doğumdan sonra koyunlarda bazı hatalı davranışlar olabilir. Özellikle uzun süren ve güç olan doğumlarda veya iyi beslenmeme ve hastalık durumlarında koyun yorgun ve bitkin düşmüştür. Doğumdan sonra kuzuyla ilgilenmez. Bu doğum sırasında çektiği acıdan kaynaklı olarak deneyimsizlikle alakalıdır. Ancak daha sonra oldukça iyi annelik yapabilirler.

Hatalı davranış tek doğumlardan ziyade ikiz doğumlarda daha fazla görülür; çünkü koyun bir kuzudan daha fazla kuzuyu tanımayı beceremez. Koyunlar ikinci kuzunun doğumundan sonra ilk doğan kuzuya ilgilerini kaybederler ve tüm ilgilerini ikinci doğana verirler.

Kuzular da hatalı davranış modelleri sergileyebilirler. Bazı kuzular ayağa kalkmak ve meme emmek için aşırı derecede yavaş hareket ederler veya ayakta durmayı başaramazlar.

Başka Bir Kuzuyu Kabul Etme ve Besleme

Başka bir kuzuyu kabul etme, annesiz bir kuzunun başka bir koyun tarafından kabul edilmesi ve ona karşı annelik davranışlarının gösterilmesidir.

Emme Fazları

Doğumdan hemen sonra emme sıklığının ve şiddetinin artmasıyla kuzu doyar, bundan sonra emme sıklığı her saat bir veya iki kez tekrarlanır, en azından gün ışığı süresince bu böyle devam eder.

Sosyal Davranışlar

Anne- Yavru İlişkileri

Annelik içgüdüsü ile yeni doğana yönelme emmenin başarılmasını kolaylaştırır. Yeni doğan tarafından emilme, koyunu uyarır, memeler üzerindeki gerilimi azaltır ve koyun tarafından kuzunun yalanmasına neden olur.

Yeni Doğanda Bağlılık Oluşumu

Kuzular annelerine benzer, onlarda da güçlü bir sosyal bağ oluşur. Sosyal bağın oluşumu, yavrunun annesi veya bakıcısına göre şekillenir ve yiyecek temini bağlılığın oluşumunda başlıca unsurdur. Bununla beraber yapılan araştırmalarda, yiyecek yokluğunda, hatta direkt fiziksel temas yokluğunda bile bağlılığın oluştuğu görülmüştür.

Lider Takip Eden İlişkileri

Koyun sürülerinde, kuzular daima annelerini takip eder, Sürülerde genellikle en yaşlı koyunlar liderdir, onları genç koyunları ve torunları takip eder.

Alt-Üst İlişkileri

Koyun ve keçi sürülerinde liderlik davranışları pek görülmez. Rekabet için neden yoktur.

İletişim

Koyunlar iletişime genel olarak gün içerisinde geçerler. Görüş yoluyla birbirleriyle temaslarını kurarak sürdürürler.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi