Temel Veteriner Parazitoloji Dersi 8. Ünite Özet

Ünite 8 Parazitlerin Yayılışı Ve Korunma

Paraziter Hastalıkların Yayılışı

Parazitler ve gelişme dönemleri doğada yaygın şekilde bulunurlar. Parazitler ve ara dönemleri (yumurta, larva, nimf, ookist, kist, vd.) dışkı, kan, tükrük, balgam ve idrarları ile organizmadan çıkarak çevreyi kontamine etmekte diğer konak ve ara konaklara bulaşmaktadırlar. Dış ortama çıkıp belli bir süre burada gelişmek zorunda olan daha sonra enfeksiyon yeteneği kazanabilen artropodlar kötü doğa koşulları yüzünden yok olmakta ya da uygun konak tarafından alınmadıkları için enfeksiyon gerçekleşmemektedir. Doğada bazı konaklar parazitleri alsalar bile hiçbir belirti göstermezler. Bunlar bu parazitler için sadece birer taşıyıcıdırlar. Genelde yabani hayvan, reptil, fare gibi hayvanlarda bu durum gözlemlenir. Parazitlerin Yayılışı;

  • Parazitizme geçişte eski olup olmamalarına göre,
  • Geçmişte yayılış fırsatlarına,
  • Günümüzdeki yayılış koşullarına bağlı olarak etkinliklerini gösterirler.

Parazitlerin yayılışı genelde konağın evrimi ile bağlıyken (Bitler), çevre faktörlerine de (Pireler) bağlı olabilir.

Paraziter Hastalıklarda Sağaltım ve Kontrol

Paraziter hastalıkların prognoz’u hastalığı oluşturan parazit türlerine, yerleşim zamanına, konaklarının gösterdiği tepkiye, çevre faktörlerine ve sağaltım zamanına, şekline ve dozu çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklikler göstermektedir. Prognoz: Hastalığın seyrini ve sonucunu tahmin etme. Özellikle insan ve hayvanlar parazitlerle enfekte alanlarda yaşamaya devam ederse sürekli enfeksiyon (reenfeksiyon) sonucu sık ilaç kullanımı gereksinimi ve istenmeyen durumlar şekillenebilir. Yirminci yüzyılın son yarımında paraziter hastalıklara karşı geliştirilen yeni ilaçlarla prognozları kötü ve riskli olan parazitlere karşı sağaltım olanakları oluşmuştur. Ancak bazı paraziter enfeksiyonlarda (sıtma) sağaltım olanakları hala sınırlı olmakta hatta bazı paraziter enfeksiyonlar tam anlamıyla sağaltılamamaktadır. Bu gibi hastalıklarla ilgili koruyucu tedbirler ve erken tanıya bağlı ilaç kullanımı gerekmektedir.

Paraziter Hastalıklarda Sağaltım

Paraziter hastalıklarda her zaman ilaçlarla sağaltım yeterli olmayıp, cerrahi girişim gerekli olabilir. Paraziter hastalıklarda sağaltım; Etiyolojik, Patojenik, Semptomatik, Biyolojik olarak yapılır.

Etiyolojik Sağaltım

Bu tedavi türünde hastalığa neden olan etken parazit grupları dikkate alınarak bu parazitleri yok etmeye yönelik sağaltım yapılır. Bu sağaltım şeklinde hedef tamamen parazitin kendisidir. Genelde parazitin beslenme şekli, sinir sistemi ve enerji metabolizması gibi hayati işlevleri hedef alınır. Bazı özel durumlarda viral, bakteriyel, riketsial ve mikotik ilaçlar da sağaltım da kullanılabilir. Bu gibi ilaçların kullanım gerekliliği hekimin yaptığı muayene ve laboratuvar bulgularına göre karar verilir.

Patojenik Sağaltım

Etiyolojik sağaltımda hedef etken parazitken bu sağaltım şeklinde amaç konak da oluşan etki ve hasarların giderilmesine yöneliktir.

Semptomatik Sağaltım

Direkt parazite etki eden ilaçların bulunamadığı durumlarda kullanılan ve parazitten kaynaklanan belirtileri yok etmek amacıyla uygulanan sağaltım şeklidir.

Biyolojik Sağaltım

Bu sağaltım yönteminde tamamen biyolojik maddelerden yararlanılır. Bakteriyoterapi, aşılama (vaksinoterapi) ve serum rutin olarak kullanılmaktadır. Paraziter etkenlerin olumsuz etkileri yanında kontrollü kullanıldıklarında az da olsa bazı faydalı etkileri de bulunmaktadır. Ateşle sağaltımda hasta canlıda ateş oluşturan parazit ve benzeri organizmalar verilerek sağaltım yapılmaya çalışılır. Son yıllarda paraziter etkenlerin birçoğu bazı bakterilerin yardımı ile yok edilebilmektedir. Antiparaziter ilaçlarla yapılan sağaltımda etiyolojik, patojenik, semptomatik ve biyolojik sağaltım yöntemlerinden biri hastanın durumuna göre uygulanabildiği gibi bazı olgularda birkaçı veya tamamı aynı anda kullanılabilmektedir.

Antiparaziterler ilaçlar şöyle sınıflandırılır:

  • Antelmentikler
  • Antiprotozoerler
  • İnsektisitakarasiler

Antiparaziter İlaçların Etki Mekanizmaları

Antiparaziter ilaçlar farklı yollarla uygulanabilir. Bu ilaçlar oral, enjeksiyon, dökme, pulvarize veya lokal uygulamalar olarak verilir. Burada ilacın bulunduğu sınıf, etki şekli ve hedef parazitin türü önemlidir.

İlaç kullanmadan önce, uygulama yapılacak canlının sağlık durumu iyi incelenmelidir. Hekimlikte kullanılacak ilaçların ideal özellikleri şunlar olmalıdır:

  • Paraziti organizmadan uzaklaştırmalıdır.
  • Geniş terapötik indekse sahip olmalıdır.
  • En küçük dozla ve en kısa sürede sorunu giderebilmelidir.

Bir İlacın Terapötik İndeksi

Terapötik indeks; Bir ilacın tedavi (küratif) dozu ile konağı etkileyen (toksik) dozu arasındaki orandır. Paraziter bir hastalıkta kullanılan ilaç parazite maksimum toksik etki gösterirken konağa karşı minimum etki göstermelidir. Özellikle ektoparaziter ilaçlar (pestisit, insektisit, akarisitler) kullanım sırasında kullanıcının derisine yapışarak alerjik reaksiyonlar ve/veya doku hasarları oluşturabilir. Birçok zorunlu parazit (sürekli konakda bulunan) etobur canlılar sayesinde endemik bölgelerde yayılışını sürdürmektedir. Paraziter hastalıkların yayılışını azaltmak amacıyla nüfusun bir bölgede yoğunlaşmasına engel olmak, dengeli beslenmek, kültürel bazı alışkanlıklardan vazgeçmek bölgede görülebilecek parazitleri hekim ve bilim adamlarının iyi tanıması gerekmektedir.

Paraziter İlaçların Özellikleri ve Kullanımı

Antiparaziter ilaçların bilinçli ve güvenli kullanımında ana hedefler;

  • Kalite
  • Etkinlik
  • Güvenlik (insan, hayvan ve çevre güvenliği)
  • Ekonomi olmalıdır.

Antiparaziter İlaç Kullanım Kriterleri

  • İlaç kalite ve etkinlik yönünden ruhsat bilgilerinde yazılı tüm özelliklere sahip olmalı ve beklenen faydayı göstermelidir.
  • İlaç uygulanan canlı üzerinde zehirlenme belirtilerine sahip olmamalı, verimi, sağlığı olumsuz etkilememeli, direnci ve yaşama dengesini bozmamalıdır.
  • İlaç uygulamayı yapan (hekim, hemşire, tekniker) için risk taşımamalıdır.
  • İlaç tüketime sunulan ürünlerde kalıntı bırakmamalıdır.
  • İlaçlar çevreye zarar vermemeli ve doğal dengeyi bozmamalıdır.
  • İlaç ekonomik olmalı, kolay bulunmalı ve önerildiği takdirde basitçe uygulanmalı ve karmaşık olmamalıdır.
  • Antiparaziter ilaç hastalığa uygun olarak gerekli olduğu zamanda ve tavsiye edildiği şekilde uygulanmalı gereksiz ilaç kullanımından kaçınılmalıdır.
  • Yetkili otoritelerce ruhsat verilmemiş veya başka amaçlar için ruhsatlandırılmış antiparazit özellikleri olmayan maddeler kullanılmamalıdır.

Antiparaziter İlaçlarda Toksisite ve Kalıntıya Yol Açan Uygulama Hataları

  • Doz aşımı-ilaç yüklemesi veya eksik doz kullanımı
  • Gereksiz ilaç kullanımı
  • Farklı parazit gruplarına karşı etkinlik özelliklerini bilmeden birden fazla ilacın kokteyl olarak hazırlanması
  • Onanmamış-ruhsatsız ya da başka amaçlarla üretilmiş ilaçların kullanılması
  • İlaçların etiket ve talimat dışı kullanımı
  • Hatalı ilaç ve yanlış uygulama yolu
  • Zamansız ilaç kullanımı.

İlaçların İyi Saklanma Koşulları

  • Kuru ve düşük nemli ortamlar
  • Oda ısısının altında koruma (buzdolabı veya soğuk depolama; +2 - +8°C de)
  • Karanlık ortam ve direkt ışıktan uzak tutma
  • Orijinal ambalajında saklama
  • Gerilim şartlarından (yapay ısı, UV ışınları ve manyetik alanlar) uzak tutma.

Paraziter Hastalıklarda Korunma (Proflaksi)

Parazit hastalıklarının yayılışında konağın yaşı, ırkı, alışkanlıkları, cinsiyeti gibi birçok faktör önem taşımaktadır. Bazı protozoon etkenleri konak organizmasına girdikten sonra orada çoğalmaya devam etmekte, bazı etkenler belli bir süre çoğalıp beklemekte, kistlenmekte bazıları ise süresiz olarak üremeye devam etmektedir. Parazit invazyonlarında (işgal) ister larva ister olgun döneminde olsun tek bir parazit enfeksiyon için yeterli olabildiği gibi parazit ve konaktan kaynaklanan özel durumlarda çok sayıda parazitin olması enfeksiyon için şarttır. Bazı özel durumlarda beyin, kalp ve göz gibi önemli organlarda parazit invazyonları önemli ve ciddi patojenik sonuçlar oluşturabilir.

Koruma ve Kontrol Yöntemleri

Paraziter hastalıkların kontrolünde etki eden faktörler

şunlardır;

  • Konakta parazitin ve paraziter dönemlerin kontrolü
  • Parazitlerin konak dışında kontrolü ve ara konak vektör kontrolü
  • Parazitin konağa girmesinin engellenmesi veya girdiğinde hemen yok edilmesi.

Parazitlerin Konakta Kontrol Altına Alınması

Parazitlerin konakta kontrol altına alınmasında en önemli destek ilaç kullanımıdır. Bu amaçla enfekte bölgelerde parazite duyarlı tüm canlıların tedavi edilmesi, bunun yanında bölgeye giriş çıkışın sınırlandırılması, bölgeye giren yeni canlılara koruyucu ilaç uygulanması, karantinaya alınması gibi tedbirler uygulanır. Konakta parazitin yok edilmesi veya mevsime bağlı olarak sürekli reenfeksiyonların (tekrarlayan) görülmesi durumunda periyodik ilaçlamalarla konak koruma altına alınır.

Konak Dışında Parazitlerin Kontrolü

Paraziter etkenler genelde kontakt (temas), dışkı, kan ve salgılarla bulaşır ve konağı enfekte eder. Nadir durumlarda parazitler konak dışına çıkmadan gelişip enfeksiyon oluşturur. Birçok paraziter etken konak spesifiktir. Bu nedenle meralara çok fazla dışkı bırakıldığında aynı türden son veya ara konak hayvanlar bu alanlara girerse enfeksiyon riski artar. İnsanların yaşadığı sosyoekonomik koşullar parazitlerin yayılımı açısından oldukça önemlidir. Bazı parazit türleri gelişmelerinde ara konaklara ihtiyaç duyarlar. Bu aracılar yer solucanları, insektalar, akarlar, kabuklular (yengeç vd.) balık, diğer böcekler, amfibiler (hem suda hem karada yaşayanlar) ve memeliler olabilir.

Konakların Korunması

Paraziter hastalıklardan konağı korumak aktif veya pasif yöntemlerle olabilir. Pasif kontrol yönteminde hedef konağı paraziter enfeksiyondan korumaktır. Pasif önlemler çok basit görünmekle birlikte önemli faydalar sağlamaktadır. Mevsim dönümlerinde çiğli meralar hayvanlar için ciddi tehlikeler oluşturmaktadır. Bu gibi meralarda parazit larvalarında negatif geotropizm eğilimi oluşmakta ve otların tepesine tırmanmaktadırlar. Pasif korunmada önemli konulardan biri hijyendir. Hem insan hem de hayvanlar için önemi büyüktür. Genelde temiz mera ve barınaklar özellikle genç hayvanlar için ayrılmalıdır. Hayvan ve insanlar tarafından alınan besin maddeleri ve suyun temizliği paraziter hastalıkların yayılımı için önemlidir. Bunu sağlamak için gıdaların parazit yönünden muayenesi yapılmalı, gerekli gıda maddeleri pastörizasyon ve sterilizasyon işleminden geçirilmelidir. Birçok paraziter hastalıkta klinik belirtilerin görülmesi alınan parazit sayısı ile ilişkiliyken mikrobik veya viral olaylarda etkenin organizmaya girdikten sonra çoğalması ile bağlantılıdır.

Parazit Enfeksiyonlarda Alternatif Kontrol Yaklaşımları

Paraziter hastalıkların kontrolünde en kolay yaklaşım ilaçlarla sağaltıma dayanmaktadır. Ancak ilaç kullanımının faydalı etkilerinin yanında istenmeyen yan etkileri de görülebilmektedir. İlaç kullanıma bağlı toksisite (zehirlenme), parazit direnci, ekonomik sebepler, hayvansal ürünlerde kalıntı, çevre direnci, ciddi finansal harcamalar ve immun yanıtın (bağışıklık) gecikmesi gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır.

Alternatif Kontrol Yöntemleri

İlaç Kullanılmadan Paraziter Hastalıkların Kontrolü

Paraziter hastalık oluşturan etkenlerin sürekli ve ekonomik kontrolünü sağlamak için parazitin özelliklerini, farklı coğrafik ve iklimsel koşullardaki özelliklerini (epidemiyoloji) beslenme alışkanlıklarını bilerek ve bunları tam ve entegre şekilde uygulayarak hemen hemen hiç ilaç kullanımına ihtiyaç duyulmadan parazitler kontrol altına alınabilir.

A. Konağı hedefleyen yöntemler

Her şeyden önce iyi beslenme ve beslenmenin nitelik ve niceliğinin düzeltilmesi ve/veya ek desteğin sağlanması gereklidir.

  1. Sürü yönetimi
    • Yetiştiriciler tarafından sürülerin yere ve zamana bağlı olarak bölge değiştirmesi hem iklimsel değişimlerden etkilenmeleri azaltmak hem de ara konak ile direkt parazit gelişme dönemlerinin kontaminasyonundan kurtulmak için önemlidir.
    • Farklı hayvanlarda nöbetleşe otlatma uygulanabilir. Genelde farklı hayvan türleri 2-6 aylık bazen yıllık aralıklarla rotasyona tabi tutulur.
    • Hayvanlar enfeksiyonun yoğun olabileceği dönemlerde kapalı alanlarda tutulabilir .
    • Özellikle tropik ve subtropik bölgelerde yöreye alışık ırkların ve hastalık toleransı olan yerli hayvanların beslenmesi.
  2. Meralatma yöntemi
    • Sürü yoğunluğunun meradaki birim alan için seyrek tutulması.
    • Otlatma süreleri arasında belli aralar konulması, özelikle rutubetli meralarda oldukça pratik bir yöntemdir.
    • Yoğun tanen içeren meralarda parazit larvalarının konak tarafından alınması durumunda bağırsaklarda barınması zor olmakta ve son yıllarda ilaç kullanımına alternatif olacağı düşünülmektedir.
    • Yıl içindeki yağmurlu ve güneşli gün sayısı, ısı, yağmur veya kar durumu parazit enfeksiyonlarının meradaki yayılımını etkiler. Bu nedenle çevresel faktörlere göre meralatma yapılmalıdır.

Aşılar

Son yıllarda üzerinde en çok çalışılan konulardan biri olup konağın parazite karşı korunma sistemini güçlü kılmak için yapılır. Akciğer kıl kurtları, kancalı kurtlar, bazı mide bağırsak kıl kurtları tek konaklı kene aşıları ve Theileria aşısı yirminci yüzyılın sonlarında hazırlanmış ve ticarileşmiştir. Bu aşılara ilaveten daha yüksek teknolojide trematodlardan Schistosoma, cestodlardan Taenia ovis ve Echinococcus granulosus’a karşı rekombinant DNA aşıları geliştirilmiş ancak ekonomik olmamıştır.

Biyolojik Kontrol

Özellikle meralarda yaşayan parazitlerin serbest dönemlerini hedef alan bir metottur. Meraların yüksek ısıya bağlı kuraklığı, gübre böcekleri (oribatidler), mikroartropodlar, yer solucanları, yırtıcı nematodlar, viruslar, bakteriler ve mantar türleri parazitleri yok edebilirler.

İndirekt biyolojik kontrol

Birçok böcek türü (oribatidler) ve solucanlar hayvan gübrelerinin büyük parçalarını ufalayıp içindeki parazit gelişme dönemlerini dış ortama açık ve korumasız duruma getirerek yok olmasına neden olur. Örneğin Orthophagus cinsi gübre böcekleri ile soğuk ve rutubetli meralarda yer solucanlarının sayılarının yüksek olduğu dönemlerde meralarda parazit yükünün düşük olduğu görülmüştür.

Direkt biyolojik kontrol

  • Mikroartropodlar: Özellikle Makrochelid akarlar Diptera (sinek) yumurta ve larvalarını gıda olarak kullanarak tüketirler. Bazı nematod larva ve yumurtalarının aynı şekilde sayılarını azaltabilirler.
  • Protozoonlar: Mikrosporidia sınıfındaki bazı protozoonların parazitlere zarar verebildiği görülmüştür.
  • Yırtıcı nematodlar: Annelid ve Turbelarianlar hem bitkisel hem de hayvansal bazı nematodları yok ederler.
  • Viruslar: Çoğu bitki parazitlerini yok edebilirler.
  • Bakteriler: Belki de en önemli ve en çok bilineni Bacillus thurigiensis olup ticari olarak üretilmekte, artropod ve helmintlere karşı başarı ile kullanılmaktadır.
  • Mantarlar: Birçok parazite karşı son yıllarda başarı ile kullanılmakta olan mantarlar besin kaynağı olarak bazı nematodları kullanmaktadırlar.

Güz Dönemi Ara Sınavı
7 Aralık 2024 Cumartesi
v