Temel Veteriner Anatomi Dersi 5. Ünite Özet

Solunum Sistemi

Solunum Sistemi (Systema Respiratorium)

Hayvanların hayatla ilgili faaliyetleri için ihtiyaç duydukları enerji, biyolojik oksidasyonlardan elde edilir. Hidrojen atomlarının hidrojen vericilerinden hidrojen alıcılarına taşınması oldukça önemlidir. Canlılarda son hidrojen alıcısı oksijen olup, bu sonunda suya dönüşür. Vücutta pek az miktarda oksijen depo edildiğinden, metabolizmanın devamlılığı hücrelere kesintisiz olarak oksijen sağlanmasına bağlıdır. Hücrelerin büyük bir kısmı oksijensiz kalırsa hızla ölürler. Beyin hücreleri birkaç dakika içinde önemli şekilde zarar görürler. Dolaylı solunum için memeli hayvanlar ve kanatlılarda akciğerler gelişmiştir.

Canlılarda oksijenin kullanılması ve karbondioksitin uzaklaştırılması mekanizması birlikte yürür. Karbondioksitin hücre vücut sıvısından uzaklaştırılması gerekmektedir. Hayvanlar tarafından oksijenin kullanılıp karbondioksitin meydana getirilmesi ve oluşan enerjinin ATP (adenozin trifosfat) gibi biyolojik olarak kullanabilir şekle dönüştürülmesi sürecini tanımlayan terim solunum (respiration)‘dur.

Hayvanlar büyük ve karmaşık şekillere evrimleştikçe her hücrenin, dış çevresi ile doğrudan doğruya gaz alışverişi yapma olanağı ortadan kalkacağından, bazı dolaylı solunum şekillerinde çevre ile gaz değişimi yapabilecek özel bir sisteminin bulunması zorunlu bir hal almıştır. Örneğin dolaylı solunum için memeli hayvanlar ve kanatlılarda akciğerler gelişmiştir. Bu solunum şeklinde, vücut hücreleri ile dış çevre arasındaki gaz değişiminde biri dış diğeri iç olmak üzere iki evre ayırt edilebilir.

  • Dış solunum; akciğer gibi özelleşmiş bir solunum organı aracılığıyla dış çevre ve dolaşım arasındaki gaz alışverişidir.
  • İç solunum ise, vücut hücreleri ile kan arasında solunum gazlarının alışverişi olup, iki faz arasında gazlar dolaşım sistemi aracılığıyla taşınır.

Solunum sistemi havayı ileten yollar ile gaz değişimini sağlayan esas organdan oluşan bir sistemdir.

Şu bölümlerden meydana gelmiştir:

  • Havayı ileten yollar
    • Burun (nasus)
      • Burun delikleri (nares)
      • Burun boşluğu (cavum nasi)
    • Yutağın solunumla ilgili bölümü (nasopharynx)
    • Gırtlak (larynx) Hava borusu (trachea)
  • Değişim organı
    • Akciğer (pulmo)
  • Göğüs seröz zarı (pleura)

Burun Delikleri (Nares) ve Burun Boşluğu (Cavum Nasi)

Burun (nasus), gözlerin önünden ağzın üstüne doğru inen yüz parçasına verilen isim olup, hayvanlarda, insanda olduğu gibi ayrı bir yapı olarak bulunmaz. Burunda bulunan burun delikleri (nares), çevrelerini saran kıkırdaksal (cartilagines nasi) yapılardan ötürü sürekli açıktırlar. Kıkırdakların dizilişi ve yapı farklılıkları nedeniyle hayvan türlerine göre burun deliklerinin şekilleri farklıdır (tek tırnaklılarda yarım ay, etçillerde virgül gibi). Geviş getirenlerde, özellikle sığırda burun delikleri ile üst dudak derisi farklılaşarak, merme (planum nasolabiale) olarak isimlendirilen özel yapıyı oluşturur ve bu bölge hayvanın sağlık aynası olarak da tanımlanabilir. Mermenin üzeri sağlıklı hayvanlarda nemlidir. Burun deliklerinden burun boşluğuna girildiğinde, burun boşluğu, cavum nasi, burun perdesi, septum nasi adı verilen, üzeri mukoza kaplı kıkırdaksal bir yapı ile eşit iki yarıma ayrılır ve her bir yarımın içerisinde kâğıt külahı (ossa turbinata) benzeri yapılar mevcuttur. Külahsı olan bu yapıların üzeri mukoza ile kaplandığında, concha nasalis adını alır.

Burun boşluğunda üç konka bulunur. Bunlar;

  1. üst (concha nasalis dorsalis),
  2. orta (concha nasalis media)
  3. alt (concha nasalis ventralis) şeklindedir.

Bu konka’lar arasında üç yol şekillenir:

  • Birinci yol, burun kemiği ile üst konka arasında yer alan meatus nasi dorsalis: Bu bölgede koku sinirlerinin hücreleri yer aldığı için buraya koku yolu denir.
  • İkinci yol, sinus yolu olarak da tanımlanan meatus nasi medius: Üst ve alt konkalar arasında yer alır.
  • Üçüncü yol, alt konka ile burun boşluğu tabanı arasında yer alan meatus nasi ventralis: Solunum yolu olarak isimlendirilir. Mide sondalarının uygulandığı yerdir.

Burun boşluğu, cavum nasi, burun perdesi, septum nasi denilen, üzeri mukoza kaplı kıkırdaksı bir yapı ile eşit iki yarıma ayrılır. Burun boşluğunda, alınan havanın temizlenmesi, nemlendirilmesi, ısıtılması gibi önemli işlevler yapılır. Bu boşluğun üst ve geri kısmı, üzeri delikli bir kemik levhası ile beynin koku almaya yarayan kısmı ile bağlantılıdır. Bu sayede koku alınması sağlanmış olur. Solunan hava burun deliklerinden, burun boşluğuna geçer. Boşluğa gelen hava vücut ısısına uygun hale gelirken, içindeki yabancı cisimler de uzaklaştırılır. Daha sonra yutağın geniz bölümünden geçerek, ses ve solunum organı olan, gırtlağa ulaştırılır.

Geniz (Nasopharynx)

Yutak (pharynx), ağız boşluğu ile yemek borusunu, burun boşluğu ile gırtlağı (larynx) birleştiren kassal ve zarsal huni şeklinde bir yapı olup, solunum ve sindirim yollarının kavşak bölgesidir. Cavum pharyngis denen boşluğu, yumuşak damak (palatum molle) iki bölüme ayırır. Boşluğun;

  • üst tarafında geniz (nasopharynx)
  • alt tarafında sindirimle ilgili bölüm (oropharynx)
  • diğer tarafında solunum ve sindirim yollarının çaprazlaştıkları bölüm (laryngophaynx) yer alır.

Burun boşluğu geride, geniz deliği (ductus nasopharyngeus) ile yutağa bağlanır. Geniz bölgesine ayrıca orta kulak boşluğundan başlayan östaki borusunun ağzı açılır. Bu deliğin ağzında lenfoid bir doku bulunur.

Gırtlak (Larnyx)

Gırtlak (larynx), hava borusunun önünde bulunan ve memelilerde temelinde beş adet kıkırdak (cartilagines laryngis) ile bunları birbirine bağlayan kas ve zarlarının bulunduğu borusal bir yapı olup, hava girişini ayarladığı gibi ses çıkarma fonksiyonunun da gerçekleştiği yerdir.

Larynx kıkırdaklarının biri çift, diğerleri tektir.

  1. Epiglottis: Gırtlağı kapar, solunum yollarını yabancı maddelerden korur.
  2. Cartilago thyreoidea (kalkansı kıkırdak): Larynx kıkırdaklarından en büyüğüdür.
  3. Cartilago cricoidea (yüzüksü kıkırdak)
  4. Cartilago arytenoidea (ibriksi kıkırdak)

Yukarıda yer alan kıkırdaklar arasında yer alan kaslar kıkırdakları hareket ettirir. Kaslar larynx kıkırdaklarının birbirlerine göre olan durumlarını ayarlayarak, ses tellerinin (plica vocalis) uzama, kısalma ve gevşemesinden sorumludurlar. Bu pozisyonlar sesin istenilen şekilde çıkmasını sağlar. Larynx’in iç yüzü de mukoza ile örtülü olup, enfeksiyonlarına larenjit denir.

Soluk Borusu (Trachea)

Soluk borusu, halka şeklinde, üstte uçları genişleyebilme olanağı sağlamak üzere birbirleri ile karşı karşıya gelen kıkırdaklar (cartilago trachealis) ile bunları birbirine bağlayan ve saran bağ doku kas ve mucosa’dan yapılmış borusal organdır. Kıkırdak yapı, soluk borusunun sürekli olarak açık kalmasını sağlar. Soluk borusunun uzunluğu, kıkırdak sayısı gibi özellikler hayvan türlerine göre değişir. Soluk borusu bulunduğu bölgelere göre, boyun ve göğüs bölgesi olmak üzere iki bölüm halindedir. Soluk borusu, akciğerlere girmeden önce göğüs içerisinde iki kola (bifurcatio trachealis) ayrılır ve bu kollar akciğerlerin içine (bronchus principalis dexter ve sinister) girer. Akciğer lop bölümlemelerine uygun şekilde tekrar kollara ayrılarak en uç baloncuklara (alveolus pulmonis) ulaşır. Bronchus’un devamı olan son kollara bronchulus denir. Bronchulus’ların içerisinde kıkırdak ve salgı bezi bulunmaz. Oksijen ve CO 2 değişimi alveollerde (alveolus pulmonis) olur.

Gırtlaktan solunan havayı akciğerlere ileten, soluk borusudur. Soluk borusu da diğer iletim yolları gibi daima açıktır ki ve bunu sağlayan, cartilago trachealis denen yapılardır. Soluk borusu akciğerlere girmeden önce bir çatallaşma ile bifurcatio trachea’yı oluşturur. Bundan sonra her akciğere giren kol, ilgili akciğere girerek dallanır.

Akciğerler (Pulmones)

Akciğerler, göğüs boşluğunda bulunan ve burayı hemen hemen tamamıyla dolduran sağ ve sol iki organ olup, türlere göre farklı bir loplanmaya sahiptirler. Yumuşak adeta süngersi bir yapıya sahip olup, suya atıldığında, içinde hava bulunduğundan yüzer. Akciğerlerde loplanma en fazla geviş getirenlerde, en az tek tırnaklılardadır. Akciğerdeki bu loplanmalar, ventral kenardan organın içine doğru giden yarıklanmalar ile şekillenir. Loplanmalar hayvan türlerine göre farklılıklar gösterdiği gibi sağ ve sol akciğerler arasında da farklılıklar gösterir.

Buna göre loplanma şöyledir:

Sağ akciğer (pulmo dexter)

  1. Ön lop (lobus cranialis)
    • ön parça (pars cranialis)
    • arka parça (pars caudalis)
  2. Arka lop (lobus caudalis)
  3. Eklenik lop (lobus accessorius)
  4. Orta lop (lobus medius)

Sol akciğer (pulmo sinister)

  1. Ön lop (lobus cranialis); gevişgetirenler, etçil ve domuzda parçalı
    • ön parça (pars cranialis)
    • arka parça (pars caudalis)
  2. Arka lop (lobus caudalis)

Köpeklerde sağ lobus cranialis’in ucu yuvarlak, sol lobus cranialis’in ucu sivri olmasına karşın, kedilerde her iki tarafın ucu da sivridir. Ruminant sağ ve sol akciğerinde, etçil ve domuz sol akciğerinde ön lop iki parça halindedir. Lobus medius ise tek tırnaklı hayvanlarda bulunmaz.

Akciğerlerin Yerleşimi

Akciğerler göğüs kafesi (cavum thoracis) içinde yer alır. Göğüs boşluğu, diyafram (diaphragma) ile karın boşluğundan ayrılmıştır. Diyafram en önemli solunum kasıdır. Kaburgalar arası kaslar ve karın kasları da soluk alma ve vermede önemlidir. Göğüs boşluğunu ve içindeki organları pleura adı verilen seröz bir zar sarar. Seröz zar göğüs boşluğunun şekline uyan, cavum pleurae isimli sağ ve sol iki kapalı kese meydana getirir.

Göğüs boşluğunda yer alan akciğerler pleura’nın oluşturduğu çift katlı zardan oluşan kese içinde yer almakta olup, pleura iki kısımdan oluşur;

  1. Pleura’nın göğüs kafesini örten dış katına pleura parietalis
  2. Pleura’nın iç ve akciğeri örten katına ise pleura visceralis denir.

Pleura’nın bu iki katı arasında cavum pleurae ve iki akciğer arası boşluğa mediastinum denir. Mediastinum’da kalp, yemek borusu, büyük damarlar, mediastinal lenf yumruları ve sinirler bulunur.


Güz Dönemi Ara Sınavı
7 Aralık 2024 Cumartesi
v