Genel İşletme Dersi 8. Ünite Özet

İşletmelerde Muhasebe Ve Finansal Yönetim

Muhasebe ve Finansın Önemi

Muhasebe, iletmede gerçekleen finansal nitelikli olayların tanımlanması, ölçülerek kayda alınması, analiz edilip yorumlanması ve karar vericilere iletilmesi sürecini kapsayan bir bilgi sistemidir. Muhasebe, işletmede gerçekleşen ve para ile ifade edilebilen finansal nitelikli işlemleri tanımlayan, kaydeden, sınıflandıran, özetleyen, analiz ve yoruma tabi tuttuktan sonra, ilgili taraflara raporlayan bir bilgi sistemidir.

Muhasebenin temel amacı, işletme hakkında karar verecek olan tarafların daha doğru kararlar vermelerine yardımcı olacak işletmenin finansal durumu, faaliyet sonuçları ve nakit akışları hakkında faydalı bilgi sağlamaktır. Kısaca muhasebe, işletmede gerçekleşen ve para ile ifade edilebilen finansal nitelikli işlemleri tanımlayan, kaydeden, sınıflandıran, özetleyen, analiz ve yoruma tabi tuttuktan sonra, ilgili taraflara raporlayan bir bilgi sistemidir.

Finans da muhasebe gibi, karar vericilere yardımcı olmak için vardır ve işletmede fonların nasıl sağlandığı ve nerelere yatırıldığı ile ilgilidir.

Muhasebe Bilgilerine İhtiyaç Duyan Taraflar ve Bilgi Kullanıcılarının Bilgi İhtiyaçları

Belirli bir işletme ile ilgilenen ve o işletme ile ilgili çeşitli ve değişik kararlar verme durumunda olan çok sayıda farklı taraf vardır. Her birinin işletme ile ilgilenme nedenleri, dolayısıyla ihtiyaç duydukları bilgiler de farklıdır. Bu taraflar;

  • İşletmenin yöneticilerine sağlanan bilgiler
  • İşletmeye borç verenlere sağlanan bilgiler
  • Müşterilere ve tedarikçilere sağlanan bilgiler
  • İşletmede çalışanlara (yöneticilerin dışındakiler) sağlanan bilgiler
  • Rakiplere Sağlanan Bilgiler
  • Devlete ve Kamu Kuramlarına Sağlanan Bilgiler

Bilgi kullanıcılarnı bilgiyi işletmeden doğrudan elde etme imkânlarına göre “ işletme içi taraflar ” ve “işletme dışı taraflar” olmak üzere iki gruba ayırabiliriz. İşletme yöneticileri işletme içi bilgi kullanıcılarını oluştururken yöneticilerin dışında kalan tüm taraflar işletme dışı bilgi kullanıcılarını oluşturur.

Muhasebe, “Yönetim Muhasebesi” ve “Finansal Muhasebe veya Genel Muhasebe” olarak iki temel alana ayrılmıştır.

İşletme faaliyetlerinin planlanması, yürütülmesi ve kontrolü gibi temel işletme faaliyetlerinden sorumlu olan yöneticiler maliyet analizleri, kârlılık raporları, bütçeler gibi çok daha ayrıntılı bilgiye ihtiyaç duyacaklardır. Bu bilgi ihtiyacını karşılayan alan “yönetim muhasebesi” dir.

Genel amaçlı finansal tablolar düzenleyerek işletme ile çok çeşitli düzeylerde ilgili olan hem işletme içi hem de işletme dışı bilgi kullanıcılarının bilgi ihtiyacını karşılayan muhasebe türüne “finansal muhasebe veya genel muhasebe” denir.

Muhasebe Bilgisinin Sahip Olması Gereken Nitelikler

Muhasebe bilgisinin faydalı olabilmesi için finansal bilgi; ilgili, güvenilir, karşılaştırılabilir ve anlaşılabilir olmalıdır.

İlgililik : muhasebe bilgisi, kararları etkileme gücüne sahip olacak şekilde gelecekteki olayları tahmin etmek veya geçmiş olayları doğrulamaya yardımcı olma konusunda ilgili olmalıdır.

Güvenilirlik : muhasebe bilgisi önemli hata ve ön yargı içermemelidir.

Karşılaştırılabilirlik : işletmede gerçekleşen değişmelerin belirlenebilmesi ve diğer işletmelerin performansları ile karşılaştırmalar yapılabilmesi için bilgi karşılaştırılabilir olmalıdır.

Anlaşılabilirlik : finansal tablolar mümkün olduğu kadar ilgili tarafların kolayca anlayabileceği kadar açık bir şekilde açıklanmalıdır.

Önemlilik : en son karar verirken bilginin önemli olup olmadığına da bakılması gerekir.

Muhasebeye İlişkin Temel Konular

Muhasebeyi anlamak için finansal tabloların unsurları olan ve kayıt sisteminin oluşturulmasında kritik öneme sahip bazı muhasebe terimlerini ve kayıt esaslarını bilmek zorundayız.

Muhasebe süreci ; işletmelerde meydana gelen finansal nitelikli işlemler, dönemler itibarıyla izlenir. Dönem başından dönem sonuna kadar yapılan muhasebe işlemlerine muhasebe süreci veya muhasebe döngüsü denilir. (s: 184, Şekil 8.1). Kayıt süreci sonucunda elde edilen muhasebe bilgilerinin kararlarda kullanılabilecek bilgilere dönüştürülmesi için analiz edilip yorumlanarak karar vericilere iletilmesi gerekir. Bu da muhasebenin ikinci işlevidir.

Temel muhasebe eşitliği ve unsurları ; Varlıklar, işletmenin sahip olduğu ve gelecekte işletmeye fayda sağlayacak olan ekonomik değerlerdir.

VARLIKLAR = KAYNAKLAR

İşletme sahipleri tarafından işletmeye sağlanan kaynaklar “sermaye” olarak; kreditörlerce sağlanan kaynaklar da “borçlar” olarak adlandırılır. Bu durumda eşitliği aşağıdaki gibi yazabiliriz:

VARLIKLAR = BORÇLAR + SERMAYE

Sermaye, işletme sahiplerinin varlıklar üzerindeki haklarını; borçlar ise üçüncü şahısların varlıklar üzerindeki haklarını ifade eder.

Genel amaçlı finansal tablolar ; dönem sonunda, işletmenin finansman ve yatırım faaliyetlerini raporlama ve döneme ait faaliyetlerinin sonuçlarını özetlemek ve işletme hakkındaki bilgileri karar vericilere iletmek için finansal tablolar hazırlanır. Birbirinden ayrı fakat birbiriyle bağlantılı dört temel finansal tablo vardır. Bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu ve öz kaynaklarda değişim tablosu.

Bilanço : Finansal durum tablosu olarak da bilinen bilanço, işletmenin belirli bir andaki finansal durumunu, yani varlıklarını ve kaynaklarını bir arada gösterir. Bilanço , işletmenin ekonomik ömrü içerisinde sahip olduğu varlıkları ile öz kaynaklarının ve borçlarını belirli bir andaki fotoğrafını sunan bir tablodur.

İşletmenin durumun dış bilgi kullanıcıları için raporlanması gerekir. Raporun hazırlandığı döneme takvim yılı denir. Takvim Yılı, 1 Ocak'tan 31 Aralık tarihine kadar olan 12 aylık bir dönem, mali yıl ise dönem başlangıç ve bitiş tarihleri takvim yılından farklı olabilen ve birbirini izleyen 12 aylık bir dönem. Örneğin, dönem başının 1 Haziran, dönem sonunun ise 31 Mayıs olduğu bir yıllık dönem.

İşletmenin varlıkları bilançoda genellikle dönen varlıklar ve duran varlıklar olarak iki ayrı grupta raporlanır.

Dönen Varlık, bir dönem içinde satılacak, kullanılacak, tahsil edilecek olan unsurlar ile paranın kendisinden oluşur.

Duran Varlıklar , bir yıldan veya normal bir faaliyet döneminden daha uzun sürelerle işletme faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi için kullanılmak amacıyla edinilmiş ve ilke olarak bir yılda veya normal faaliyet döneminde paraya çevrilmesi veya tüketilmesi beklenmeyen varlıklardır. Arsa, bina, makine gibi bir yıldan uzun süre kullanılacak unsurlar ile bir yıldan daha uzun süre sonunda tahsil edilecek olan uzun vadeli varlıklardır.

İşletme dışından geçici bir süre için borç şeklinde sağlanan kaynaklar yabancı kaynak olarak nitelendirilir.

Kısa Vadeli Yabancı Kaynak : Bir yıl içinde ödenmesi gereken borçlardır.

Uzun Vadeli Yabancı Kaynak : Kredi kurumlarından, sermaye piyasasından ve işletmenin ilişkide bulunduğu üçüncü kişilerden sağlanan bir yıldan fazla vadeli olan işletme borçlarına denir.

Öz kaynaklar ortaklarca ödenen sermayenin dışında, işletmenin kendi faaliyetleri sonucu sağladığı ve işletmede bırakılmış olan dağıtılmamış kârları ve dönem kârını da kapsamaktadır. Öz kaynaklar; sermayeden kaynaklanan, kârdan kaynaklanan ve değerlemeden kaynaklanan unsurların toplamından oluşur.

Bu nedenle kuruluş aşamasında basitçe

Varlıklar = Borçlar + Sermaye olarak ifade ettiğimiz temel bilanço eşitliğini aşağıdaki şekilde ifade etmek çok daha doğru olacaktır.

Varlıklar = Yabancı Kaynaklar + Öz Kaynaklar

Konuyu daha iyi anlayabilmek için S:187 ‘deki bir işletmeye ait 31.12.2011 tarihli bilançoyu inceleyiniz.

Gelir Tablosu : Gelir tablosu, işletmenin bir döneme ait faaliyet sonuçlarının özetlendiği bir finansal tablodur. Gelir tablosunda işletmenin faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan tüm hasılat, gelir, kâr, gider, zarar unsurları yer alır ve işletmenin döneme ait net kâr veya zarar büyüklüğünü gösterir. (s:188, Gelir Tablosu)

Öz Kaynaklarda Değişim Tablosu: Öz kaynaklarda değişim tablosu, bir hesap döneminde öz kaynaklarda oluşan değişmeleri nedenleriyle birlikte gösteren bir tablodur. Öz kaynaklar değişim tablosu, önceki dönem ve cari dönem bilanço ve gelir tablolarından yararlanılarak hazırlanır.

Nakit Akım Tablosu : Nakit akım tablosu, bir hesap döneminde gerçekleşen nakit giriş ve çıkışlarını kaynakları ve kullanım yerleriyle birlikte gösteren bir tablodur. Nakit akım tablosunda yer alan nakit kavramı, nakit ve nakde eşdeğer kalemlerin toplamını ifade eder. (s:190, Nakit Akım Tablosu) .

Finansal Yönetimin İşletme Faaliyetleri ile Bağlantısı

İşletmelerin amaç ve hedeflerine ulaşabilmeleri için yerine getirmek zorunda oldukları işlemler; finansman, yatırım ve işletme faaliyetleri (üretim-satış faaliyetleri) olmak üzere üç ana grupta toplanır.

Üretimde kullanılacak hammadde ve malzemenin edinilebilmesi, çalışanlara ücret ödenebilmesi, makine ve teçhizat alınabilmesi, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunulabilmesi vb. için işletme sahiplerinden veya işletme dışı taraflardan sağlanan kaynağa ihtiyaç vardır. İşletmeye kaynak sağlama faaliyetleri finansman faaliyetleri olarak adlandırılır.

Sağlanan kaynakların yatırıma dönüştürülmesi gerekir. Faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde gerekli olan makine, arazi, bina, stok, insan, teknoloji gibi unsurlara yatırım yapılmalıdır. Gerekli üretim faktörlerinin edinilmesine yönelik bu faaliyetlerine yatırım faaliyetleri denilir.

İşletme faaliyetlerinin gerçekleştirilebilmesi için ürün ya da hizmetin üretiminin tamamlanması, müşterilere satılması ve satış bedelinin tahsil edilmesi gerekir. Bu tür faaliyetler de işletme faaliyetleri veya üretim-satış faaliyetleri olarak gruplandırılır. İşletme faaliyeti, işletmenin ana gelir getirici faaliyetleri olup, net kâr veya zararın belirlenmesinde yer alan işlem ve olaylardan kaynaklanır

Finansal Yönetim ve İşlevleri

Finansal yönetim, işletmelerin ihtiyaç duydukları fonların belirlenerek en uygun kaynaklardan sağlanması ve sağlanan bu fonların en uygun alanlara yatırılarak yönetilmesidir.

Finansal yönetimin temel amacı, ortakların refah düzeyini veya işletmenin değerini artırmaktır. Finansal yönetim bu temel amaca ulaşabilmek için birbirleriyle bağlantılı “kârın en yükseğe çıkartılması’’, “hisse başına kârın en yükseğe çıkartılması’’ ve “işletmenin piyasa değerinin en yükseğe çıkartılması’’ amaçlarını gerçekleştirmek durumundadır.

Finansal analiz; işletmenin finansal durumunu ve performansını analiz etmek ve gelecekteki finansal performansını tahmin edebilmek için finansal tablolardaki çeşitli kalemler arasında ilişkiler kurulmasını, ölçülmesini ve yorumlanmasını kapsayan bir süreçtir.

Finansal analiz ile işletmenin geçmiş finansal verileri incelenerek geleceğe yönelik kararlar alınır ve işletmedeki finansal planlama ve kontrolün sağlanabilmesi sağlar. Finansal analiz sonucunda elde edilen veriler değerlendirilerek, işletmenin mevcut durumda güçlü ve zayıf yönleri belirlenir; aynı zamanda geleceğe ilişkin yapılacak tahminlere, hazırlanacak planlara, izlenecek politikalara katkıda bulunacak veri ve ipuçları sağlanır.

Analizi yapacak tarafların konumuna göre analiz: iç analiz ve dış analiz olarak gruplandırılabilir.

Finansal analiz çeşitler i: çeşitli şekillerde analiz yapılabilir.

Dış analiz, işletme ile ilgisi olan üçüncü şahısların (kredi kurumları, yatırımcılar, satıcılar, finansal analistler vb.) işletmenin yayımlamış olduğu finansal tabloları kullanarak yaptıkları analizdir.

İç analiz , işletme içinden olan tarafların (finans yöneticisi, iç denetçiler vb.) yaptığı analizdir.

Analize konu olan finansal tabloların kapsadıkları dönem sayısına göre: statik ve dinamik analiz olarak sınıflandırılabilir.

İşletmenin tek bir dönemine ait finansal tabloların analizi statik ; birbirini izleyen birden fazla döneme ait finansal tabloların analizi dinamik analizdir.

Analizin yapılma amacına göre; yatırım analizi, yönetim analizi ve kredi analizi olarak sınıflandırılabilir.

İşletmenin sağlam bir finansman politikasına sahip olması ve faaliyetlerinde devamlı şekilde başarıya ulaşması için alınacak kararlara dayanak olmak üzere yapılan analiz yönetim analizidi r. İşletmenin borç ödeme gücünü anlayabilmek için yapılan analiz kredi analizidir. Yatırım analizi, işletmenin kazanma gücünü ortaya çıkarmak ve yabancı kaynak-öz kaynak ilişkisini görmek üzere, işletmenin yatırımcıları tarafından yapılan analizdir.

Finansal analiz teknikleri; kullanılan teknikler şunlardır:

  • Oran Analizi
  • Karşılaştırmalı Tablolar Analizi
  • Yüzde Yöntemi ile Analiz
  • Trend Analizi

Oran analizi, bir işletmenin finansal tablolarında yer alan iki unsurun ilişkisinin analizidir. Bir işletmenin tek bir yıla ait finansal tablolarında yer alan kalemler arasında matematiksel ilişkiler kurularak bulunan oranlarla yapılan incelemeye “oran analizi” denilir.

Oran analiz tekniği, işletmenin finansal durumu ve faaliyet sonuçlarını, kendi içinde ve aynı veya farklı sektörlerdeki diğer işletmelerin sonuçları ile karşılaştırmak amacıyla kullanılabilir.

Oranlar dört grupta toplanabilir:

  • Likidite oranları
  • Finansal Yapı Oranları
  • Faaliyet Oranları
  • Kârlılık Oranları

Likidite oranları: İşletmenin kısa vadeli borç ödeme gücünü ölçmek, diğer bir ifade ile likidite riskini değerlendirmek, net çalışma sermayesinin yeterli olup olmadığını saptamak için kullanılır. Likidite oranları kendi içinde üçe ayrılabilir. Bunlar:

  • Cari Oran
  • Asit Test veya Likidite Oranı
  • Nakit Oranı veya Disponibilite Oranı

Cari oran, işletmenin her bir liralık kısa vadeli borcuna karşılık, kaç liralık dönen varlığı olduğunu gösterir.

Cari oran = Dönen Varlıklar/ Kısa Vadeli Yabancı Kaynakla r

Likidite Oranı (Asit-test oranı) =(Hazır Değerler+Geçici Yatırımlar+Alacaklar ) / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar

Nakit oran; nakit ve nakit benzeri varlıklar ile geçici yatırım amacıyla alınan menkul kıymetlerin, nakitle ödenecek kısa vadeli borçları ne ölçüde karşıladığını gösteren bir orandır.

Nakit Oranı =(Hazır Değerler+Menkul Kıymetler) / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar-Alınan Avanslar

Finansal Yapı Oranları: İşletmenin kaynak yapısının ve uzun vadeli borç ödeme gücünün ölçülmesinde kullanılır. İşletmenin finansmanında kullanılan yabancı kaynakların oranını gösterdikleri için işletmenin finansmanında yabancı kaynaklardan yararlanma derecesini ölçmeye yararlar.

Faaliyet Oranları: Faaliyet oranları firmanın faaliyet derecesi (genellikle satışlar olarak tanımlanır) ile faaliyetlerin sürdürülmesi için gerekli varlıklar arasındaki ilişkiyi tanımlar. Daha yüksek bir oran, firmanın faaliyetlerindeki etkinliğin daha yüksek olduğunu gösterir.

Kârlılık Oranları: İşletmenin elde ettiği kâr büyüklüğü finansal tablolarda yer almakla birlikte, kârın yeterli büyüklükte olup olmadığını anlamak için kârlılık oranları hesaplanır. Satışların kârlılık oranları: Kârlılığın bir ölçüsü firmanın satışları ve maliyetleri arasındaki ilişkidir. Kâr ile kaynaklar arasındaki ilişkileri gösteren oranlar: Kâr ile kaynaklar arasında ilişki kurularak, öz kaynakların ve uzun vadeli yabancı kaynakların verimli kullanılıp kullanılmadığı belirlenir.

Karşılaştırmalı Tablolar Analizi: Bir işletmenin birden fazla döneme ait finansal tablolarının birbirini izleyen dönemler bakımından karşılaştırmalı olarak düzenlenmesi ve bu tablolarda yer alan kalemlerin zaman içinde göstermiş oldukları değişmelerin incelenerek değerlendirilmesidir.

Yüzde Yöntemi ile Analiz: Yüzde yöntemi ile analiz tekniğinde, finansal tablolarda yer alan her kalem, aynı tabloda yer alan belirli bir kaleme veya toplama oranlanmakta ve bulunan yüzdelere göre ifade edilmektedir.

Trend Analizi: İşletmenin 8-10 yıllık uzun dönemler itibarıyla finansal durumuna, faaliyet sonuçlarına ilişkin gelişme eğilimini görebilmek için yapılan analizdir.

Finansal planlama ve kontrol: Finansal planlamanın amacı, gelecekte ihtiyaç duyulacak fonları belirlemek ve fonların etkili bir şekilde kullanımını sağlamaktır. Finansal planlamadan beklenen gelecekteki nakit açıklarına ve fazlalıklarına önceden çözüm aramaktır. Finansal planlama süreci finansman ihtiyacının tahmini, bu ihtiyacı karşılamak için uygun finansal planın seçimi ile bütçelerin oluşturulması ve finansal kontrolü içerir.

Finansal ihtiyacın tahmini, işletmenin orta ve uzun süreli finansman ihtiyacını tahmin etmek için en çok başvurulan yöntem, proforma tablolar olarak da adlandırılan, tahmini finansal tabloların hazırlanmasıdır. Proforma finansal tabloların hazırlanmasında “satışların yüzdesi”, “bilanço kalemlerinin günlük satış tutarına oranı”, “regresyon analizi” ve “oranlar” olmak üzere dört yöntem kullanılır.

Kısa süreli planlar; işletmenin günlük, haftalık, aylık işlemlerinden doğacak nakit giriş ve çıkışlarını önceden ortaya koymak için yapılan planlardır. Orta ve uzun süreli planlar, işletmenin orta uzun vadede izleyeceği stratejiler ve süre sonunda ulaşmayı istediği hedefler doğrultusunda yapılır ve genellikle 5-10 yıllık süreyi kapsar.

Bütçeleme , bütçeleme ile planlama birbirini tamamlayan iki işlev olarak bilinir. Bütçeleme, bir işletmenin planlama faaliyetlerinin sayısal ifadesidir. Plan, bütçeye oranla daha genel, çok defa bir yıldan uzun bir döneme ilişkin ve sayısal yönü sınırlı bir çalışmadır. Bütçe ise kısa süreli, ayrıntılı ve sayısal bir çalışmadır.

Bütçeleme işlemlerinin yapılmasına satış tahminleri ile başlanacağından, öncelikle satış bütçesi hazırlanmalıdır. Satış bütçesi hazırlandıktan sonra, üretim planlaması yapılır ve üretim bütçesi hazırlanır. Üretim bütçesi verilerine dayanarak, belirlenen hammadde ve malzemenin sağlanması için ne kadar harcama yapılması gerektiğini ortaya koyan hammadde ve malzeme bütçesi hazırlanır. Daha sonra üretim için hangi özellikte ne kadar iş gücüne ihtiyaç duyulduğu belirlenir ve iş gücü bütçesi hazırlanır. İş görenlere ödenecek ücretler, ödenecek vergi ve sigorta primleri hesaplanarak işgücü bütçesi hazırlanır. Reklam için harcanacak tutarlar tahmin edilerek reklam bütçesi hazırlanır. Üretim bütçesi tamamlandıktan sonra, malın üretim maliyetine doğrudan dâhil edilemeyen harcamalar için genel imalat giderleri bütçesi hazırlanır.

Finansal kontrol , finansal planların uygulanması, tahminlerin geri bildirimler ışığında yeniden gözden geçirilmesi ve hedeflenen noktaya erişebilmek için ne tür değişimlerin yapılması gerektiği konularını içerir

Fonların sağlanması ve finansman kaynakları; Finans yöneticisinin en temel görevlerinden birisi, işletmeye gerekli fonları uygun kaynaklardan sağlamaktır. Finansman kaynaklarını temel olarak; yabancı kaynaklar ve öz kaynaklar olarak iki ana grupta ele alabiliriz.

Yabancı kaynaklar işletme dışındaki üçüncü şahıslardan belirli bir süre için borçlanılarak sağlanan kaynakları ifade etmektedir. Vadeleri ister kısa, ister uzun olsun, mutlaka geri ödenmek zorundadır.

Genelde işletmelerin kullandıkları kısa vadeli finansman kaynakları; satıcı tarafından sağlanan ticari krediler, kısa vadeli banka kredileri ve diğer kısa vadeli finansman kaynakları olmak üzere üç grupta toplanabilir.

Öz kaynaklar ; finansman fiilen ortaklardan sağlanan kaynaklar ile işletmenin kendi faaliyetleri sonucu sağladığı kaynaklar olarak iki temel niteliğe sahiptir. İşletmenin ortaklarından sağlanan büyüklük, ödenmiş sermaye olarak nitelendirilir. İşletme faaliyetleri sonucu kâr elde edip bu kârların bir kısmını, yedek akçe veya dağıtılmamış kârlar olarak işletmede bırakır. İşletmenin kendi yaratmış olduğu bu kaynaklara otofinansman denilir.

Fonların kullanılması veya yatırım kararları; İşletmenin varlıkları dönen varlıklar ve duran varlıklar olmak üzere iki gruba ayrılır. Fonların dönen varlıkların edinilmesi için kullanılması, kısa süreli kullanımı ifade eder ve çalışma sermayesi yönetimi olarak ele alınır. Fonların uzun süreli kullanımı ise yatırım kararları olarak ifade edilir.

Dönen varlıklara yatırım ve çalışma sermayesi, çalışma sermayesi, bir işletmenin günlük faaliyetlerinin kesintisiz olarak ve sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için gerekli olan varlık unsurlarını ifade eder. Dönen varlıklar, hazır değerler, menkul kıymetler, alacaklar, stoklar gibi alt grupları itibarıyla en likitten en az likit olana doğru sıralanarak raporlanır.

Çalışma sermayesinin düzeyini etkileyen faktörleri; işletmenin faaliyet konusu, işletmenin büyüklüğü ve satışlardaki düzenlilik olarak üç temel noktada toplayabiliriz.

Yatırım kararları- Sermaye bütçelemesi, ekonomik ömrü bir yıldan daha uzun süreli olan, gelecekte fayda sağlamak amacıyla üretim faaliyetlerine yönelik olarak yapılan duran varlık yatırımları, sermaye harcaması olarak da adlandırılır. Sermaye harcamalarına yönelik kararların alınmasında sermaye bütçelerinden yararlanılır.

Kar dağıtım kararları; işletmenin elde ettiği kârın nasıl dağıtılacağı, işletmenin büyüme hızını, piyasa değerini, ortakların gelirini etkileyen önemli bir karardır. İşletmeler kâr dağıtım politikalarını belirlerken kârın ne kadarının ortaklara dağıtılacağına, ne kadarının işletmede bırakılarak oto finansman sağlanacağına karar verirler.


Güz Dönemi Ara Sınavı
7 Aralık 2024 Cumartesi
v