Doğal Kaynaklar ve Çevre Ekonomisi Dersi 7. Ünite Sorularla Öğrenelim
Çevre Ekonomisine Makroekonomik Yaklaşım, Çevre Politikası Ve Yönetimi
Çevre politikasının ekonomik verimlilik ve büyüme üzerindeki olumsuz etkisilerini açıklayınız.
Çevre politikası, firmaları ekonomik karar aşamasında bireysel çıkarları yerine sosyal çıkarları dikkate almaları konusunda zorlamaktadır. Bu kısıtlama firmaların üretim etkinliğinin azalmasına yol açabilir. Örneğin, eğer firma enerji, sermaye ve emek olarak sıralayabileceğimiz üretim kaynaklarını kirlilik emisyonunu düşürmeye tahsis ederse üretim maliyeti artacaktır. Daha da önemlisi, bu kaynaklar çıktının üretilmesinde değil, kirliliğin azaltılmasında kullanılacaktır. Böylece üretken kaynakların kirliliğin azaltılmasında kullanılması durumunda üretim düzeyi ister istemez azalacaktır. Çevrenin korunmasına yönelik olarak yapılan çeşitli düzenlemelerle bir yandan çevre konusunda önemli kazanımlar sağlanırken diğer yandan ülkelerin ekonomik büyümeleri üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı düşüncesi çeşitli araştırma sonuçlarıyla ortaya konulmuştur. Bu çerçevede OECD 1985 yılında Çevresel Harcamaların Makroekonomik Etkileri başlıklı raporunda, 1970’li yıllarda OECD ülkelerinin ekonomik performans göstergelerindeki bozulmayı çevre koruma programları ile çevre konusunda yapılan düzenlemelerin yarattığı zorunlu harcamalara bağlamıştır. Bu raporda, çevrenin korunması amacıyla hükûmetlerin çeşitli düzenlemelerle ekonomik faaliyetlere müdahalede bulunmasının ekonomik büyümeyi yavaşlattığı belirtilmektedir. Raporda çevre koruma programlarının ekonomilerin büyüme eğilimleri üzerindeki ortak etkisi üç aşamada açıklanmaktadır. Çevre politikası çerçevesinde kirlilik kontrolünün yaygınlaşması kirliliği azaltmaya dönük mal ve hizmetlere yönelik talebi arttırmaktadır. Artan talebi karşılamak amacıyla yatırımlar arttırılmakta yeni donanımın kurulması ve işletilmesi ek harcamaları gerektirmektedir.
Çevre kalitesindeki iyileşmenin ekonomik verimlilik ve büyüme üzerindeki olumlu etkileri nelerdir?
Kaynakların üretim süreci yerine kirlilik emisyonun azaltılmasında kullanılması, ekonomik verimlilik ve büyüme üzerinde olumsuz etki yaratmasına rağmen, kirlilik emisyonundaki azalmanın çevre kalitesini arttırarak ekonomiyi olumlu yönde etkilemesi beklenebilir. Bu olumlu etki iki nedenden dolayı ortaya çıkar: İlki, çevre kaynakları üretim sürecinin girdileridir. Örneğin bir çok malın üretilmesinde temiz suya ihtiyaç vardır. İkincisi çevre kalitesi diğer üretim faktörlerinin verimliliklerini etkiler. Örneğin çevrenin daha temiz olması emeğin daha sağlıklı ve daha verimli olmasına yol açacaktır. Hava kirliliğindeki azalmanın tarımsal verimlilik üzerindeki olumlu etkisi verilebilecek başka bir örnektir. Hava kirliliğindeki azalma toprağın verimliliğini arttırarak bir çok ürünün dönüm başına elde edilen miktarını yükseltecektir. Çevre kalitesinin ekonomi üzerindeki önemli faydaları sağlık ve sağlık hizmetlerine etkileri aracılığıyla da ortaya konulabilir. Birçok ülkede sağlık hizmetlerine ulusal gelirden önemli miktarda pay ayrılmaktadır. Daha temiz su içtiği, daha temiz havayı teneffüs ettiği ve daha az toksik maddeye maruz kaldığı için daha sağlıklı olan nüfusa sahip ülkelerde sağlık hizmetlerine daha az kaynak aktarma ihtiyacı duyulacaktır. Sağlık hizmetlerinin artan ortalama maliyete sahip bir endüstri olması durumda, çevre kalitesindeki artışlar yalnızca çevreyle ilişkili hastalıkların tedavi edilmesi için gerekli kaynakların azalmasını sağlamakla kalmayacak aynı zamanda tedavinin ortalama maliyetini düşürerek genel olarak sağlık maliyetlerini azaltacaktır. Şekil 3’te düşey eksende ortalama maliyet (C), yatay eksende ise tedavi sayısı (N) gösterilmektedir. Şekilde görüldüğü gibi tedavi sayısınında N1’den N2’ye azalması tedavinin ortalama maliyetini C1’den C2’ye düşürecektir. Ancak bu ilişkinin doğruluğu konusunda bazı kanıtlar olmasına rağmen, söz konusu ilişkinin ölçülmesi hastalık ve sağlık hizmetlerinin heterojen yapısı nedeniyle oldukça güçtür.
Çevre politikasının uluslararası ticarete olan etkileri nelerdir?
Çevre politikaları uluslararası ticareti üç kanaldan etkilemektedir. İlk olarak sıkı çevre politikasına sahip ülkelerde bu durum üretim maliyetlerini arttırırsa ülkenin ürettiği mallar çevre konusunda daha esnek olan ülkelerinkinden nispeten daha yüksek fiyatlı olacaktır. Bu firmaların üretimlerini daha az çevresel düzenlemelerin geçerli olduğu ve dolayısıyla üretim maliyetlerinin daha düşük olduğu ülkelere kaydırmalarına neden olur. Aksine, eğer sıkı çevre politikaları Porter’ın da ileri sürdüğü gibi üretim maliyetleri üzerinde azaltıcı etkide bulunursa çevre konusunda sıkı düzenlemeleri olan ülkeler olmayanlara göre daha ucuza mal üreteceklerdir. Ancak bu etkiler, üretimde emek ve diğer faktörlerin maliyetleriyle karşılaştırıldığında oldukça küçük düzeyde kalmaktadır. Üçüncüsü, çevre politikaları yeşil teknolojilerin gelişimini ve bunların diğer ülkelerden ihraç edilmesini teşvik ederek uluslararası ticareti etkileyebilir.
Çevre politikasının rekabete olan etkisini açıklayınız.
Geleneksel yaklaşıma göre çevresel düzenlemeler ülkelerin rekabet edebilirliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Bunun nedeni çevre politikası uygulamalarının bir yandan maliyetleri arttırması diğer yandan da ticari engeller dolayısıyla ülkelerin rekabet gücünü olumsuz yönde etkilemesidir. Rekabet gücünü kaybeden firmaların piyasadan silinmesi durumunda ulusal ekonomilerin üretim düzeyleri azalacak, işsizlik artacak ve ihracat düzeyi gerileyecek ve döviz açığı ortaya çıkacaktır. Yenilikçi yaklaşıma göre, çevresel düzenlemeler firmalara üretim ve atıkların değerlendirilmesi süreçlerinde ek maliyetler getirmesi nedeniyle teknolojide, üretim süreçlerinde ve nihai ürünlerde yeniliklerin ortaya çıkma olasılığını öne çıkaran dinamik bir yaklaşımla ele alındığında çevre politikaları ve rekabet gücü uzlaşabilir. Daha sıkılaştırılmış çevresel düzenlemelerin bir sonucu olarak firmalar, çevresel etkilerini gözden geçirerek söz konusu düzenlemelere birlikte uyum sağlarsa ve yenilikler için Ar-Ge faaliyetlerine daha fazla kaynak aktarırlarsa rekabet güçlerini geliştirebilmektedirler. Michael Porter yenilikçi yaklaşımı destekleyen ve güçlendiren görüşlere sahiptir. Porter çevresel düzenlemeler kapsamında ürün güvenliği, ürün kalitesi, ürün ve üretim sürecinin çevresel etkileri için getirilen daha detaylandırılmış standartların rekabet üstünlüğü sağlamayı ve rekabet gücünü geliştirmeyi destekleyeceğini ileri sürmektedir. Porter’a göre, çevre standartları firmaları daha üstün kaliteye, daha üstün teknolojiye yönelten bir baskı unsuru yaratıp müşteri ilgisini çekecek özellikler ortaya çıkarırken bu gelişmeler ulusal firmalara yeni ürünler ve hizmetler geliştirmek konusunda öncü olma fırsatları yaratmaktadır.
Çifte yarar hipotezini açıklayınız.
Çifte yarar hipotezi mevcut vergi sisteminin dengesiz olduğu ve piyasa davranışlarını yanlış yönlendirdiği varsayımı üzerine kuruludur. Mevcut vergi sisteminde enerji ve doğal kaynaklar gerçek maliyetlerinin altında vergilendirilirken, özellikle emek ve sermaye üzerindeki vergi yükü olması gerekenin çok üzerindedir. Vergi yükünün üretim faktörleri arasındaki dağılımındaki bu dengesizlik, doğal kaynakların verimsiz kullanılmasını, israf edilmesini ve çevreye zarar verilmesini teşvik ederken, diğer yandan da yeni yatırımları ve yeni işe alımları caydırmakta, ekonomik ve çevresel refah kayıplarına neden olmaktadır. Çifte yarar hipotezi ile çevreye zarar veren ekonomik faaliyetlerin piyasa fiyatlarını, marjinal sosyal maliyetlerine eşitlemeyi amaç edinen bir çevre vergisi reformundan elde edilecek ek gelirin, gelir vergisi gibi piyasalar üzerinde saptırıcı etkileri olan bir vergi veya bir grup verginin oranlarını düşürerek veya bu vergileri ödeyenlere doğrudan gelir transfer ederek kullanılmasının, bütçenin dengelerini değiştirmeksizin çevresel ve ekonomik refah artışları sağlanacağı ileri sürülmektedir. Kısaca çevresel vergiler gelir vergileriyle ikame edilecek olursa çevresel vergilerle ilişkili iki yarar ortaya çıkacaktır. İlki, kirlilik dışsallıklarıyla ilişkili piyasa hatalarının düzelmesiyle sosyal refah düzeyi artmaktadır.
Çevre politikasının gelir ve servet dağılımına etkisini açıklayınız.
Çevre kontrol politikalarının gelir ve servet dağılımı üzerindeki etkileri, bir yan ürün olarak ortaya çıkmaktadır. Eğer bu politikalar işsizliğe yol açarsa bu durumdan öncelikle düşük gelirliler etkilenir. Enflasyondan başta sabit gelirliler zarar görür. Çevre kirlenmesine daha az sebep olan firmalar lehine nispi karlılığın değişmesi ölçüsünde çevre kirlenmesi kontrol politikaları ile servet dağılımı arasında doğru yönlü bir ilişki kurulmaktadır.
Çevre politikalarını sınıflandırınız.
a. İçerik (Öz) Yönünden Çevre Politikaları • Düzeltim Karşıtı Çevre Politikaları • Düzeltimci (Reformcu) Politikalar b. Yöntem Açısından Çevre Politikaları • Onarımcı Politikalar c. Önleyici Politikalar
Düzeltim karşıtı çevre politikaları nelerdir?
Bu tür politika savunucuları çevre konusuna özel ilgi gösterilmesinin gerekli olmadığını düşünmektedirler. Bu grupta yer alanların görüşleri iki kategoride incelenebilir: Birinci gruptakiler, liberal kapitalizmin öngördüğü gibi Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler anlayışı çerçevesinde dünyanın karşı karşıya kaldığı bazı çevre sorunlarının piyasa ekonomisinin işleyişiyle kendiliğinden ortadan kalkacağına inanmakta ve devlet müdahalesine karşı çıkmaktadırlar. Bu grubun savunucuları, bilim ve teknolojideki gelişmeler ve piyasa ekonomisi dolayısıyla toplumun kazandığı uyum gücüyle her türlü kaynak sorununun çözülebileceği ve kirlenme düzeyinin toplumsal açıdan kabul edilebilir bir boyutta gerçekleştirilebileceğini ifade etmektedirler. Bu görüşe göre özel girişimcilik ve etkin bir rekabet ortamı çevrenin korunmasını sağlayabilir. Çevre sorunlarına devletin müdahelesine karşı olan diğer grup ise sanayileşme, teknolojik gelişme ve ekonomik büyümenin önemini vurgulayan Ortodoks Marksistlerdir. Bu gruba göre, çevrenin gündeme gelmesi ve bu konuya özel ilgi gösterilmesi bilinçli olarak aslında kapitalizmin temel sorunlarının tartışma gündemine girmesini ya da gündemde tutulmasını geciktiren bir araçtır. Böylece ekonomik ve teknolojik gelişmeler yavaşlatılarak kapitalist sistemin çöküşü geciktirilmeye çalışılmaktadır. Ancak bu görüşe göre çevre sorunlarının çözümünde başarı elde edilmesi üretim ilişkilerinin değiştirilmesine bağlıdır.
Düzeltimci (reformcu) politikalar nelerdir?
Bu politikalar çevre sorunlarının çözümüne yönelik aktif bir politika izlenmesi anlayışını benimser. Burada belli bir siyasal ideolojiye bağlı olmaktan çok paragmatik bir yaklaşımla konu ele alınmakta ve iyimser bir nitelik taşımaktadır. Düzeltimci politika savunucularının bir kısmı liberal felsefeyi benimserken diğerleri daha çok sol eğilimlidirler. Liberaller ve sol eğilimli olanlar da kendi içinde iki gruba ayrılmaktadır. Liberal grupta yer alanlardan bazıları insanoğlunu tehdit eden çevresel sorunların insanları çözümde birleştireceğine inanmakta ve konuyu merkezî yönetim açısından ele alırlar. Liberal grup içinde düzeltimin toplumun tabanına dayanması ve tabandan gelmesi gereğine inanan diğer görüş ise eğitimin çevre bilincinin ve sorumluluğun yaratılmasındaki önemine vurgu yapmaktadır. Sol eğilimliler içinde yer alan bir grup kapitalist sistemde çevre bilimsel yönden elverişli bir toplumsal ve ekonomik bir ortamın yaratılamayacağına inanırlar. Çevresel bunalımın boyutlarının kaçınılmaz olarak Batılı gelişmiş toplumların politikacılarını büyük ölçüde sola kaydıracağını ve ülkeleri çevre konusunda düzeltimler yapmaya iteceğini ileri sürmektedirler. Sol eğilimliler arasında yer alan köktenci eylemciler ise tabandaki toplumsal ve siyasal eylemin çevre politikalarına yön vermesi gerektiği düşüncesindedirler. Yerel yönetimler, merkezî yönetimler ve siyasi partilerin çevre üzerinde etkisi olabilecek kararlarından en fazla etkilenecek olanların örgütlenmesi bu grupta bulunanların belirttiği temel amaçtır.
Etkin çevre yönetiminde siyasal iradenin etkileri nelerdir?
Ulusal ve yerel düzeyde siyasal irade etkin çevre yönetiminin önemli gerekliliklerinden biridir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde politikacılar ekonomik kalkınma ile çevre arasında çelişki olduğunu düşünmekte ve ekonomik kalkınma ve istihdam yaratma amacına öncelik vermektedirler. Politikacıların çevrenin korunması konusunda olumlu ve destekleyici görüşler belirtmelerine rağmen faaliyetleri söylemleriyle ters düşmekte ya da söylediklerini yerine getirmede isteksiz davranmaktadırlar. Politikacıların düşünceleri ve faaliyetleri yanında, bir toplumda çevre konusunda siyasal iradenin bulunduğunu gösteren başka unsurlar da bulunmaktadır. Bunlar: • Yasal düzenlemelerde çevre koruma çalışmalarına verilen yer ve önemdir. • Çevre Master Planları ve Yıllık Çevre Durum Raporları siyasal iradenin göstergeleridir. Bu tür raporların varlığı toplumları çevre koruma ve geliştirme konusundaki kararlılığını gösterir. • Ulusal kalkınma planlarında çevre konularının yer alması, siyasal iradenin bir diğer göstergesidir. • Teşvik sistemleri içerisinde çevresel konulara verilen önem de kayda değer bir siyasal irade göstergesidir.
Çevre yönetiminin temel amaçları nelerdir?
• Yönetim ile ilgili karar alma süreçlerinde çevrenin temel unsur olmasını sağlamak, • Çevre konusunda karar alma sürecinde çevresel veri sistemlerinin temel alınmasını sağlamak, • Çevresel nitelikleri geliştirmek ve çevre kirliliğini engellemek, • Çevresel planlamaya ve kurumlar arasındaki eşgüdüme önem vermek, • Doğal kaynakların kullanımında israfın önüne geçmek, • Altyapı projelerinin çevre ile uyumunu sağlamak.
Çevre politikası uygulama alanları nelerdir?
• Su kalitesi ile ilgili uygulamalar, • Hava kalitesi ile ilgili uygulamalar, • Gürültünün azaltılması ile ilgili uygulamalar, • Katı atık yönetimi ile ilgili uygulamalar, • Radyasyon ve toksik etkili katı atıklarla ilgili uygulamalar, • Pestisidlerle ilgili uygulamalar, • Termal kirlenme ile ilgili uygulamalar, • Çevre yönetimi ve planlaması kapasitesinin güçlendirilmesi ile ilgili uygulamalardır.
Çevre yönetim stratejileri nelerdir?
Çevre kalitesinin belirlenmesi: Bu amaçla öncelikle ölçme sistemlerinin belirlenmesi gerekir. Mevcut çevresel kalite koşullarının belirlenmesinden sonra çevre kalitesi hedefleri saptanmakta bu somut ve ölçülebilir hedefler, yetkili otoriteler tarafından standartlara dönüştürülmelidir. Atıkların denetim altına alınması: Bunun için bir izleme sistemi kurularak, kirlilik nedenleri saptanmalıdır. Çevresel etki değerlemesi (ÇED): ÇED, bir yörede yapılacak yatırımların ve ekonomik gelişmelerin çevre kalitesi üzerindeki olası olumsuz etkilerini, olumsuzlukların ortaya çıkmasından önce saptamayı ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlamaktadır. Çevre kirliliklerinin ortadan kaldırılması ve zararlı etkilerinin giderilmesi: Burada çevre kirliliğinin insan ve çevre sağlığı açısından risk oluşturmayan bir düzeye, kabul edilebilir bir maliyete katlanılarak indirilmesi amaçlanmaktadır. Belirli maliyet ve finansmanı gerektiren bu çalışmalar, kirletici kaynakların kirliliklerini azaltmaya, arıtmaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik önlemlerdir.
Kamu ve özel sektörde çevre planlamasının detaylarını açıklayınız.
Kamu sektöründe çevresel planlama, çevresel sorunları ortaya koymak, bu sorunlarla ilişkili olarak çevresel kalite hedeflerini belirlemek ve sorunların çözümüne dönük çevre politikasını ve izlenecek stratejilerin seçimini kapsamaktadır. Özel sektör kuruluşları açısından ise çevre planlaması, çevresel denetçilik olarak ortaya çıkmaya başlamıştır. Çevre danışmanlığı olarak da ifade edilebilecek çevre denetçiliği, incelenen kuruluşun çevre konusunda sergilediği tutumun yürürlükteki yasal düzenlemeler açısından incelenmesi, bulunan aksaklıkların giderilmesi ve çevresel yönetim sisteminin geliştirilmesi için belirlenecek önerilerin ilgili kuruluşa iletilmesidir.
Çevresel örgütlenmede karar alma süreçlerine özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve halkın aktif katılımının sağlanması sürecini açıklayınız.
Çevre ile ilgili karar alma süreçlerine özel sektörSTK (Sivil Toplum Kuruluşlar›) ve halkın aktif katılımının sağlanması için kamu kararlarına temel olan politikaların kamuoyu ile paylaşılması ve kamuoyunun sürekli bilgilendirilmesi önemlidir. Halkın doğa koruma konusundaki bilgi yetersizliğini gidermek ve duyarlılığını artırmak için eğitim programları, kampanyalar düzenlenmelidir. Alınacak kararlarda yerel halkın görüşlerinin alınması önemlidir; bu nedenle topluluğun dikkatini çeken, bilgilendiren ve işbirliğine davet eden katılımcı programlar geliştirilmeli ve sistemli bir biçimde uygulanmalıdır.
Çevrenin ekonomik faaliyetteki rolü ilk kez hangi iktisadi ekol tarafından sistematik biçimde ele alınmıştır?
Çevrenin ekonomik faaliyetteki rolü, 18. yy’da "Fizyokratlar" tarafından ilk kez sistematik biçimde ele alınmıştır.
Doğayı üretim için gerekli bir faktör olarak gören Fizyokratlar bütün ekonomik fazlanın ne sonucunda ortaya çıktığını ileri sürmüştür?
Fizyokratlar bütün ekonomik fazlanın, toprağın (doğal kaynakların) üretkenliği sonucunda ortaya çıktığını ileri sürmüştür.
Klasik ekonomi literatürüne göre ekonomik faaliyetlerin temel kaynağı nedir?
Klasik ekonomi literatüründe toprağın ekonomik faaliyetlerin temel kaynağı olduğuna dair görüş hakim olmuştur.
Gıda üretimine elverişli tarım alanlarının mutlak kıtlığı nedeniyle toplumun bir kısmının sürekli olarak geçimlik düzeyin altında yaşamını sürdürecek olduğunu ileri süren iktisatçı kimdir?
Thomas Malthus (1766-1834)’a göre, gıda üretimine elverişli tarım alanlarının mutlak kıtlığı nedeniyle toplumun bir kısmı sürekli olarak geçimlik düzeyin altında yaşamını sürdürecektir.
Ekosistem hizmetlerine birkaç örnek veriniz.
Ekosistem hizmetlerine örnek olarak; temiz havanın sağlanması, güneşin zararlı ışınlarından korunulması, sel ve kuraklığın azaltılması, yaşanabilir iklim ve atmosfer koşullarının sürdürülebilmesi, biyolojik çeşitliliğin devamının sağlanması verilebilir.
Doğal sermaye nedir? Kısaca açıklayınız.
Doğal Sermaye; toprak, hava, su, yaşayan organizmalar ile yaşam ve refahın devamı için gerekli ekosistem mal ve hizmetlerini sağlayan dünya biyosferinin tüm oluşumlarıdır. Ayrıca bunlar insanın bütün ekonomik faaliyetlerinin temelidir.
Çevre politikaları ekonomik verimliliği temelde hangi mekanizma kanallarıyla etkilemektedir?
Çevre politikaları ekonomik verimliliği temelde üç mekanizma kanalıyla etkilemektedir: İlki, çevre politikalarının verimlilik üzerindeki negatif etkisidir. Diğer ikisi ise çevre kalitesinin ekonomik verimlilik üzerindeki pozitif etkilerini ortaya koymaktadır.
Kirlilik emisyonundaki azalmanın çevre kalitesini arttırarak ekonomiyi olumlu yönde etkileyebilmesinin nedenleri nelerdir?
Kaynakların üretim süreci yerine kirlilik emisyonun azaltılmasında kullanılması, ekonomik verimlilik ve büyüme üzerinde olumsuz etki yaratmasına rağmen, kirlilik emisyonundaki azalmanın çevre kalitesini arttırarak ekonomiyi olumlu
yönde etkilemesi beklenebilir. Bu olumlu etki iki nedenden dolayı ortaya çıkmaktadır: İlki, çevre kaynakları üretim sürecinin girdileridir. İkincisi çevre kalitesi diğer üretim faktörlerinin verimliliklerini etkilemektedir.
Çevre politikalarının uluslararası ticareti etkileme kanallarını ve etkilerini kısaca tartışınız.
Çevre politikaları uluslararası ticareti üç kanaldan etkilemektedir. İlk olarak sıkı çevre politikasının üretim maliyetlerini arttırması durumunda bu tür politikalara sahip ülkelerde üretilen mallar çevre konusunda daha esnek düzenlemelere sahip ülkelere göre nispeten daha yüksek fiyatlı olacaktır. Bu durum firmaların üretimlerini daha az çevresel düzenlemelerin geçerli olduğu ve dolayısıyla üretim maliyetlerinin daha düşük olduğu ülkelere kaydırmalarına neden olur. Aksine, sıkı çevre politikalarının Porter’ın da ileri sürdüğü gibi üretim maliyetleri üzerinde azaltıcı etkide bulunması
durumunda ise çevre konusunda sıkı düzenlemeleri olan ülkeler olmayanlara göre daha ucuza mal üreteceklerdir. Ancak bu etkiler, üretimde emek ve diğer faktörlerin maliyetleriyle karşılaştırıldığında oldukça küçük düzeyde kalmaktadır. Üçüncüsü, çevre politikaları yeşil teknolojilerin gelişimini ve bunların diğer ülkelerden ihraç edilmesini teşvik ederek uluslararası ticareti etkileyebilmektedir.
Geleneksel yaklaşıma göre, çevresel düzenlemelerin ülkelerin rekabetedebilirliğini olumsuz yönde etkilemesinin temel nedeni nedir?
Geleneksel yaklaşıma göre çevresel düzenlemeler ülkelerin rekabetedebilirliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Bunun nedeni çevre politikası uygulamalarının bir yandan maliyetleri arttırması diğer yandan da ticari engeller dolayısıyla ülkelerin rekabet gücünü olumsuz yönde etkilemesidir.
Çifte yarar hipotezi hangi varsayımlar üzerine kurulmuştur?
Çifte yarar hipotezi; mevcut vergi sisteminin dengesiz olduğu ve piyasa davranışlarını yanlış yönlendirdiği
varsayımları üzerine kuruludur.
“Çevreye Uyarlanmış Kuznets Eğrisi (ÇUKE)”'ne göre iktisadi büyüme ile çevre kirliliği arasındaki ilişkinin seyri nasıldır?
İktisadi büyüme ile birlikte çevre kirliliğinin ve/veya çevre tahribatının artacağı, belli bir gelir düzeyinden sonra azalacağına ilişkin görüşe literatürde “Çevreye Uyarlanmış Kuznets Eğrisi (ÇUKE)” ya da Çevresel
Kuznets Eğrisi adı verilmektedir.
Çevresel Kuznets Eğrisi’nin azalan kısmını tanımlamakta kullanılan etki nedir?
Teknoloji etkisi, Çevresel Kuznets Eğrisi’nin azalan kısmını tanımlamakta kullanılmaktadır. Teknoloji etkisine göre, ülkeler refah düzeylerinin artmasıyla birlikte araştırma ve geliştirme faaliyetlerine daha fazla kaynak ayırabilmektedirler.
Çevre politikası kavramını kısaca tanımlayınız.
Çevre politikası kavramı, üretim sürecinde yöntem ve kalite yanında, kamu sağlığı ve çevresel kaynakların korunması anlamına gelen çevre kalitesiyle ilişkili siyasal, yönetsel kararlar bütünü olarak tanımlanabilir.
Çevre politikasının amacı nedir? Kısaca tartışınız.
Çevre politikasının amacı, toplumu oluşturan bireylerin sağlıklı ve insana yaraşır çevrede yaşama güvencesinin sağlanması; hava, su, toprak, bitki ve hayvan varlıkları ile toplumsal çevre değerlerinin korunması ve geliştirilmesidir. Aynı zamanda ortaya çıkan olumsuzlukların ve aksaklıkların giderilmesi ve çevre politikaları uygulamalarının gerektirdiği yük ve sorumluluğun paylaşımında toplumsal adalet ilkelerine bağlı kalınmasıdır.
Arzu edilen çevre kalitesine ulaşmak için geliştirilmiş ve uygulanmakta olan başlıca çevre politikası araçlarını sınıflandırınız.
Dünya genelinde ülkeler tarafından farklı çevre politikası araçları kullanılmaktadır. Arzu edilen çevre kalitesine ulaşmak için geliştirilmiş ve uygulanmakta olan başlıca çevre politikası araçları ekonomik ve hukuki araçlardan oluşan düzenleyici ve teşvik edici araçlar, gönüllü katılımı amaçlayan araçlar, makroekonomik araçlar olarak sınıflandırılmaktadır.
Çevre politikasının düzenleyici ve teşvik edici araçları nelerdir?
Çevre vergileri, mali yardımlar, depozit-geri ödeme sistemleri ve kirletme/atık haklarının ticareti gibi ekonomik araçlar ile standartlar, yasaklama ve yükümlülük getirme yoluyla doğrudan müdahalede bulunularak uygulanan hukuki araçlar çevre politikasının düzenleyici ve teşvik edici araçları arasında sayılmaktadır.
Çevre yönetimi kavramını kısaca tanımlayınız.
Çevre yönetimi, genel olarak ekolojik dengenin gerçekleştirilmesi amacıyla kaynakların rasyonel kullanımına yönelik yönetim sürecinin aşamaları olan planlama, örgütlenme, personel alma, eş güdüm-iletişim, fayda-maliyet hesaplamaları yürütme ve denetim işlevlerinin bütünü biçiminde tanımlanabilir.
Çevre politikasının olası uygulama alanları nelerdir? Sıralayınız.
Çevre politikasının olası uygulama alanları aşağıdaki gibi sıralanabilir:
• Su kalitesi ile ilgili uygulamalar,
• Hava kalitesi ile ilgili uygulamalar,
• Gürültünün azaltılması ile ilgili uygulamalar,
• Katı atık yönetimi ile ilgili uygulamalar,
• Radyasyon ve toksik etkili katı atıklarla ilgili uygulamalar,
• Pestisidlerle ilgili uygulamalar,
• Termal kirlenme ile ilgili uygulamalar,
• Çevre yönetimi ve planlaması kapasitesinin güçlendirilmesi ile ilgili uygulamalardır.
"Çevresel Kuznets Eğrisi’nin artan kısmı açıklanırken ......... etkisinden,eğrinin azalan kısmının açıklanmasında ise ......... etkisi ile ........... etkisinden yararlanılmaktadır."
Yukarıdaki cümlede bırakılan boşlukları tamamlayacak uygun ifadeler nelerdir?
"Çevresel Kuznets Eğrisi’nin artan kısmı açıklanırken ölçek etkisinden,eğrinin azalan kısmının açıklanmasında ise kompozisyon etkisi ile teknoloji etkisinden yararlanılmaktadır."
ölçek/kompozisyon-teknoloji
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 2 Gün önce comment 0 visibility 57
-
2024-2025 Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sınav Bilgilendirmesi
date_range 6 Aralık 2024 Cuma comment 2 visibility 328
-
2024-2025 Güz Dönemi Dönem Sonu (Final) Sınavı İçin Sınav Merkezi Tercihi
date_range 2 Aralık 2024 Pazartesi comment 0 visibility 913
-
2024-2025 Güz Ara Sınavı Giriş Belgeleri Yayımlandı!
date_range 29 Kasım 2024 Cuma comment 0 visibility 1288
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 14 Kasım 2024 Perşembe comment 11 visibility 20159
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25842
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14700
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12646
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12642
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10582