Ceza Hukukuna Giriş Dersi 1. Ünite Sorularla Öğrenelim
Ceza Hukukunun İşlevi Kaynakları Ve Temel İlkeleri
Davranış normları nedir?
Davranış normları, mahiyetleri itibarıyla insanın doğasıyla çelişmeyen, bütün insanlığın üzerinde fikir birliği içinde olduğu, devletin varlığına öngelen bir niteliğe sahip olan
ve insanın kişiliğini tekâmül ettirebilmesi için konulmuş olan kurallar bütünüdür. Bu kurallar, insanın kişiliğini geliştirmesini mümkün kılan ölçütleri ve örnek davranışları belirlemektedir
Emredici davranış normları nedir?
Davranış normları, mahiyetleri itibarıyla insanlara belli davranışlardan kaçınmayı
veya belli davranışlarda bulunmayı buyurmaktadır. Belli davranışlarda bulunmamayı buyuran kurallara yasaklayıcı davranış normları; belli bir davranışı gerçekleştirmeyi emreden kurallara ise emredici davranış normaları adı verilir
Ceza hukukunun işlevi nedir?
Tüm hukuk kurallarının amacı, toplumsal düzeni sağlamaktır. Diğer hukuk disiplinleri gibi ceza hukuku da kendi araçlarıyla bu genel amaca hizmet eder. Ceza hukuku, örneğin “kimseyi öldürme!”, “başkasının malını çalma!” şeklinde emir ya da yasak ihtiva eden
normlar ve bu normların ihlali halinde uygulanacak olan yaptırımlarla toplumsal düzeni
korumayı amaçlar. Buna göre, ceza hukukunun temel işlevi; toplumsal yaşam bakımındanhayati önem taşıyan değerlerin ihlalini suç olarak tanımlamak ve bunlar karşılığında uygulanacak olan yaptırımları belirlemektir. Devlet, toplumsal düzeni koruma görevini, ceza hukuku kuralları olmaksızın etkin bir şekilde yerine getiremez.
5237 sayılı TCK’nin 1. maddesinde kanunun amacı şu şekilde ifade edilmiştir: “Ceza
Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini,
kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir. Kanunda,
bu amacın gerçekleştirilmesi için, ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir.
Suç ne demektir?
Suç; toplumsal düzenin devamı açısından korunması gereken hukuki değerlerin ihlali niteliğini taşıyan, haksızlık teşkil eden insan davranışıdır
Suç ve haksızlık arasındaki fark nedir?
Suç, bir haksızlık olmakla birlikte
her haksızlık kanunlarda suç olarak tanımlanmış değildir. Bazı davranışlar, her ne kadar
haksızlık oluştursa da bu haksızlıklar karşılığında örneğin özel hukuk yaptırımları ya da
idari yaptırımların uygulanması ile yetinilir. Zira ceza hukuku yaptırımları birey hak ve
özgürlüklerine doğrudan müdahale niteliği taşıdığı için “son çare” olarak görülmelidir.
Dolayısıyla ceza hukuku dışında başka bir yaptırım türü uygulandığında, bozulan toplumsal düzen yeniden sağlanabiliyorsa artık ceza hukuku yaptırımlarına başvurmamak
gerekir. Buna göre, ceza hukuku toplumsal yaşamın ihlal edildiği her durumda devreye
girmez sadece toplumsal yaşam bakımından önem taşıyan menfaatlerin ihlali suç olarak
tanımlanır
Kabahat ne demektir?
Artık hukukumuzda bir suç türü olarak kabahatler yer almamaktadır. Kabahatler, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ile ayrıca düzenlenerek teorik ve sistematik bir
temele oturtulmuştur. Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesine göre “Kabahat deyiminden;
kanunun, karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılır.”
Suça ilişkin kanun hükmünün unsurları nelerdir?
Suça ilişkin her kanun hükmü, norm ve ceza olmak üzere iki unsurdan oluşur.
Norm, “kimseyi öldürme!”, “başkasının malını çalma!”, “tahkir edici söz söyleme!” şeklinde emir ya da yasak ihtiva eder. Her suç tanımı norm dışında bir de yaptırım içerir.
Suç karşılığı olarak öngörülen yaptırımlar ceza olabileceği gibi güvenlik tedbiri de olabilir.
Ceza hukukunun hukuk düzeni içindeki yeri nedir ve hangi bölümlerden oluşur.
Hukuk disiplinleri, ilgili oldukları ve düzenledikleri alandan hareketle özel hukuk-kamu
hukuku şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Bu ayrımda, ceza hukuku, kamu hukuku içerisinde
yer alır. Doktrinde ceza hukukunun genel olarak kendi içinde üç alt disipline ayrılarak incelendiği görülmektedir: Maddi ceza hukuku, ceza muhakemesi hukuku ve infaz hukuku
Maddi ceza hukuku hangi konuları inceler?
Maddi ceza hukuku; suçun yapısal unsurlarını, ceza sorumluluğu için aranan koşulları ve yaptırımları inceler. Maddi ceza hukuku, kendi içerisinde, genel hükümler ve özel
hükümler olarak ikiye ayrılır. Ceza hukuku genel hükümler kısmında suç ve yaptırım teorisine ilişkin temel bilgiler verilir. TCK’nin 1-75. maddelerinden oluşan ilk kısmı “genel
hükümler” başlığını taşımakta ve bu kısımda bütün suçlar için geçerli olan ortak kurallara
yer verilmektedir.
Ceza muhakeme hukuku hangi düzenlemeleri ihtiva eder ?
Ceza muhakemesi hukuku (şekli ceza hukuku), suç işlendiği şüphesi üzerine gerçekte
ortada suç teşkil eden bir fiil bulunup bulunmadığı, bulunması hâlinde kim tarafından
ve ne şekilde gerçekleştirildiğinin aydınlatılmasına yönelik araştırma ve yargılama faaliyetlerinden oluşan süreci ve bu süreçte yer alan sujelerin hak ve yetkilerini düzenleyen
kurallardan oluşur.
Ceza infaz hukuku hangi düzenlemeleri ihtiva eder?
Ceza infaz hukuku ise ceza muhakemesi sonunda hükmedilen yaptırımların infazıyla
ilgili düzenlemeleri ihtiva eden hukuk dalıdır.
Doktrinde, her ne kadar infaz hukuku ceza hukukunun ayrı bir dalı olarak kabul edilmekte ise de kanaatimizce infaz hukukuna ilişkin kurallar doğrudan maddi ceza hukuku,
özellikle de yaptırım teorisi ile yakından ilişkili olduğu için bu bağlamda ele alınması
gerekir.
Ceza hukukunun doğrudan kaynakları nelerdir?
Ceza hukukunun doğrudan kaynakları; anayasa, kanunlar ve milletlerarası anlaşmalardır.
Türk Ceza Hukukunun temel kanunu nedir?
Türk ceza hukukunun temel kanunu, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’dur.
TCK’nin özel kanunlarla ilişkisini açıklayınız.
TCK’nin “Özel Kanunlarla İlişki” başlığını taşıyan 5. maddesi “Bu kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” şeklindedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, bu uygulamanın sadece TCK’nin genel
hükümleri bakımından geçerli olduğudur. Özel ceza kanunlarında ve ceza normu ihtiva
eden kanunlarda suç tanımlarının yanı sıra bazen teşebbüs, iştirak ve içtima gibi konularda
genel kanun niteliğini taşıyan TCK’de benimsenen düzenlemelerle çelişen hükümlere yer
verilmektedir. Böylece, ceza kanununda benimsenen genel kurallara aykırı uygulamaların yolu açılmakta ve temel ilkeler dolanılmaktadır. Tüm bu sakıncaların önüne geçebilmek,
ayrıca hukuk uygulamasında birliği sağlamak ve hukuk güvenliğini temin için diğer kanunlarda sadece özel suç tanımlarına yer verilip yaptırımlarının belirlenmesi ile yetinilmeli; söz konusu suç ve yaptırımlarla ilgili olarak TCK’de belirlenen genel ilkeler uygulanmalıdır. TCK’nin “özel kanunlarla ilişki” başlığını taşıyan 5. maddesinin amacı budur.
Özel normun önceliği ilkesi ne demektir?
Ayrıca belirtilmek gerekir ki genel kanun-özel kanun ilişkisi ile genel norm-özel
norm ilişkisi birbirinden farklıdır. Genel kanun hem genel norm hem de özel norm ihtiva edebilir. Örneğin, görevi kötüye kullanma suçunun düzenlendiği TCK’nin 257. maddesi, zimmet suçunun düzenlendiği 247. maddesine nazaran özel normdur. Diğer taraan
zimmet suçuna ilişkin TCK’nin 247. maddesi, bankacılık zimmetinin düzenlendiği 5411
sayılı Bankacılık Kanunu 160. maddesine nazaran genel normdur. Buna göre, özel normgenel norm ilişkisi, normun genel kanun veya özel kanunda yer almasına göre değil, aynı
hukuki değerin korunmasına yönelik olarak ek unsurlar ihtiva edip etmediğine göre belirlenir. Özel norm-genel norm ilişkisinde “özel normun önceliği ilkesi geçerlidir”, yani
özel norm uygulanma önceliğine sahiptir.
Ceza hukukunun dolaylı kaynakları nelerdir?
Ceza hukukunun dolaylı kaynakları, yüksek mahkeme kararları ve doktrinden ibarettir.
Kusur ilkesi nedir açıklayınız.
“Kusursuz ceza olmaz” ilkesi, ceza hukukunun temel prensipleri arasında yer alır. Kusur
ilkesi ile objektif sorumluluk ya da netice sorumluluğu esası terk edilmiştir. Bu ilkeye göre;
fail, işlediği suçtan dolayı ancak kusurlu ise ve kusuru oranında cezalandırılacaktır. Ortada bir suçun bulunması, her zaman failin cezalandırılabileceği anlamına gelmez. Fail hakkında ceza yaptırımının uygulanabilmesi için suç teşkil eden haksızlık dolayısıyla kusurlu sayılabilmesi gerekir. Şayet fail somut olayda kusurlu addedilemiyor ise cezalandırılması mümkün değildir.
Suçta ve cezada kanunilik ilkesi ne demektir, pozitif hukukta nasıl düzenlenmiştir?
Birçok milletlerarası sözleşmede de düzenlenen suçta ve cezada kanunilik ilkesi, ceza hukukunun güvence fonksiyonu açısından son derece önemlidir. Bu evrensel ilke Anayasa’nın
38. maddesinde şu şekilde ifade edilmiştir: “ (1)Kimse, işlediği zaman yürürlükte bulunan
kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman
kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. (2) Suç ve ceza
zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.
(3) Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.”
Bu ilke, yine TCK’nin 2. maddesinde şu şekilde ifade edilmiştir: “Kanunun açıkça
suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine
hükmolunamaz.”
Suçta ve cezada kanunilik ilkesi ile ceza hukuku uygulamasında devletin bireye karşı
keyfi muamalede bulunmasının önlenmesi amaçlanmıştır. Suçta kanunilik ilkesi gereğince, kanunun açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez. Keza kanunun açıkça cezayı artırıcı bir neden olarak öngörmediği bir husustan dolayı da kimsenin
cezası artırılamaz. Cezada kanunilik ilkesi gereğince, hiç kimse belli bir suçla ilgili olarak
kanunda öngörülmeyen bir ceza ile ya da kanunda öngörülen cezadan daha ağır bir ceza
ile cezalandırılamaz. Kanunda suç olarak tanımlanan bir fiil dolayısıyla uygulanacak yaptırımın türü ve miktarı ancak kanunla belirlenebilir. Bu husus, hem ceza hem de güvenlik
tedbiri yaptırımı bakımından geçerlidir.
Belirlilik ilkesi ne demektir, TCK'da nasıl düzenlenmiştir?
Ceza hukukunun güvence fonksiyonunu yerine getirebilmesi için suçta ve cezada kanunilik ilkesi tek başına yeterli değildir. Bir başka ifadeyle suç ve ceza içeren hükümlerin
kanunla düzenlenmiş olması yetmez; aynı zamanda ilgili suç tanımının suçun unsurları
itibarı ile açık ve seçik olması; hangi davranışın suç oluşturduğunun ve bunlar için öngörülen yaptırımların nelerden ibaret olduğunun herkesin anlayabileceği açıklıkta olması
gerekir.
Belirlilik ilkesi TCK’nin 2. maddesinde: “ Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için
kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu ilkenin gereği olarak, belirli bir kanuna soyut olarak yollama yaparak ya da herhangi bir idari
düzenlemeye yollama yaparak suç ihdas etmek kanunilik ilkesi ile bağdaşmaz. Aynı şekilde, kanunkoyucunun cezasını belirlediği bir davranışın koşullarını belirleme yetkisinin
idari bir makama bırakılması da kanunilik ilkesine aykırıdır.
Nitekim TCK’nin 2. maddesinin ikinci fıkrasına göre “İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.” Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin gereği olarak, suçların tanımlanması ve ceza hukuku yaptırımları koyma yetkisine sadece Türkiye Büyük
Millet Meclisi sahiptir.
Ceza hukukunda kıyas yasağını açıklayınız.
Kıyas ise kanunda açık bir şekilde suç olarak tanımlanmamış bir fiilin, bununla bazı
yönlerden benzerlik arz eden başka bir fiile ilişkin suç tanımı kapsamında değerlendirilmesidir. Yorum faaliyetinde, olaya uygulanacak olan bir hüküm vardır ve bu hükmün ne
şekilde anlaşılması gerektiği araştırılır. Kıyasta ise olaya uygulanabilecek bir hüküm yoktur. Hakkında hüküm bulunan başka bir olay ile benzerlik kurularak söz konusu hüküm
bu olaya da uygulanmaya çalışılır.
TCK’nin 2. maddesinin üçüncü fıkrası ile kıyas yasaklanmıştır: “Kanunların suç ve
ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler,
kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.”
Geriye yürüme yasağı ve istisnası hakkında bilgi veriniz.
Bir fiil, işlendikten sonra yürürlüğe giren bir kanunla suç hâline getirilmişse bu kanun geçmişe yürütülerek bu fiili işleyen kişi cezalandırılamaz. Sonradan yürürlüğe giren kanun ancak yürürlüğe girdikten sonraki fiiller bakımından uygulama alanı bulabilir (kural: geriye yürüme yasağı).
Bu ilkenin sonucu olarak suçun unsurlarında, cezasında, güvenlik tedbirinde veya
mahkûmiyetin kanuni neticelerinde sonradan yürürlüğe giren bir kanunla failin aleyhine olacak şekilde değişiklikler yapılması durumunda; sonraki kanun, yürürlüğe girdiği
tarihten önce işlenmiş olan fiiller bakımından uygulanamaz.
Ancak bu kuralın bir istisnası vardır: Fiil, işlendiği tarihten sonra yürürlüğe giren
kanun ile suç olmaktan çıkarılmış ise işlendiği zaman yürürlükte olan kanuna göre suç
oluşturmasına rağmen fail cezalandırılmayacaktır. Böyle bir durumda, sonradan yürürlüğe giren kanun, failin lehine sonuç doğurduğu için geçmişe yönelik olarak uygulanabilecektir. Aynı şekilde, sonradan yürürlüğe giren kanun, bir suçun unsurlarında, cezasında, güvenlik tedbirlerinde veya mahkûmiyetin kanuni neticelerinde failin lehine bir
değişiklik içeriyorsa geçmişe etkili olarak uygulanabilecektir (istisna: failin lehine olan
kanunun geçmişe yürümesi).
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 7 Gün önce comment 11 visibility 17788
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1155
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 611
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2737
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 905
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25565
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14502
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12507
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12494
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10421