Uluslararası Sosyal Politika Dersi 3. Ünite Sorularla Öğrenelim
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Tarihsel Gelişimi (1919-1946)
Sosyal politikanın ilk uluslararası kuruluşu nedir?
Sosyal politikanın ilk ve biricik uluslararası kuruluşu, Uluslararası Çalışma Örgütü’dür (UÇÖ/ILO).
Örgütün özellikleri nelerdir?
Örgüt, kurulduğu 1919 yılından önceki neredeyse yüz yıla yaklaşan dönemde tanık olunan düşünsel ve eylemsel girişlim ve gelişmeler ile ekonomik, siyasal ve sosyal etkenlerin sonucudur. UÇÖ, ne kendi öncesinde ne de sonrasında ve kuşkusuz günümüzde de, benzeri bulunmayan bir uluslararası kuruluştur. Gerek kurumsal yapısı, gerekse uluslararası kurallar üretme sistemi yönlerinden, kendine özgüdür. Günümüzdeki evrensel ve/ya da bölgesel ölçekli tüm uluslararası kuruluşlardan farklıdır.
Örgütün anayasal ilke ve değerlerine yön veren, kuruluşunun hemen öncesinde gerçekleşen olaylar nelerdir?
Anayasal ilke ve değerlere yön veren ideolojik yaklaşımlar üzerinde belirleyici rol oynayan Savaş ve Bolşevik Devrimi’dir.
Örgütün üçlülük olarak da bilinen üçlü yapı ilkesi nedir?
Örgüt kuruluşundan beri sürdürdüğü ve kendisini hükümetler arası kuruluşlardan ayıran özelliği ile kısaca üçlü yapı ilkesiyle anlatır. Üçlülük olarak da bilinen üçlü yapı, karar organlarında yalnızca üye devletlerin temsilcilerinin yer aldığı başka uluslararası kuruluşların hiçbirinde görülmeyen bir özelliktir. UÇÖ, 1919’dan bu yana, uluslararası kurallar üretme ve uygulanmasını denetleme yetkisi bulunan organlarda, devletlerin siyasal temsilcilerinin yanı sıra, işçi ve işveren temsilcilerinin de yer aldığı bir uluslararası kuruluştur. Bu katılma danışsal değildir. Üçlü yapının 1919’da anayasal bir ilke olarak öngörülmesi, vurgu gerektiren bir özelliktir.
UÇÖ’nün sosyal haklar konusuyla ilgili çalışmaları nelerdir?
UÇÖ’nün bir başka özelliği de, bir insan hakları kuruluşu olmasıdır. İnsan haklarının ikinci kuşak olarak da bilinen sosyal haklar alanında uluslararası kurallar üretir. Kabul ettiği sözleşmelerin çok büyük bir bölümü, çalışmaya / emeğe ilişkin hakları güvenceye alır. UÇÖ’nün insan hakları kuruluşu yönü, özellikle 10 Mayıs 1944’te kabul edilen Filadelfiya Bildirgesi’nde açıkça görülür. 1919’da kabul ettiği sözleşmelerden itibaren, insan haklarının sosyal haklar alanında uluslararasılaşmasını, ilk kez UÇÖ başlattı. Yalnızca sosyal politikasının uluslararası düzeydeki başlıca belgeleri olan sözleşmeler kabul etmekle kalmadı. Aynı zamanda, sözleşmelere uyulmasını sağlamak amacıyla uluslararası koruma/denetim sistemleri de kurdu. Böylece, hem kural üretme, hem de uygulanmasını denetleme yönlerini kapsamak üzere, insan hakları alanında uluslararasılaşmayı ilk kez sosyal haklardan başlattı.
UÇÖ’nün resmi tarihi ne zamandır?
UÇÖ’nün resmi tarihi, 1. Dünya Savaşı sonrasında, Milletler Cemiyeti’nin yapısı içinde yer almasıyla başlar. Ancak 1919 öncesi ve özellikle Savaş yılları, uluslararası sosyal politikaya götüren ekonomik, sosyal, siyasal ve insancıl etkenler yönünden önemlidir.
Uluslarası sosyal politika nedir?
Uluslararası sosyal politika, ekonomik ve sosyal yönden güçsüz olan kişi ve kesimleri korumak, ekonomi yasalarının yarattığı ve küreselleşmenin derinleştirdiği uluslararası barışı tehdit eden sosyal adaletsizlik ve eşitsizlikleri azaltmak ve giderek kaldırmak amacıyla uluslararası ya da bölgesel düzeylerde sosyal haklar temelinde izlenmesi gereken politikaları, alınması gereken önlemleri, yapılması gereken hukuksal düzenleme ve değişiklikleri, sosyal politikanın uluslararası kaynaklarını, ortaklarını ve kuruluşlarını inceleyen disiplinler arası bir sosyal adalet ve sosyal barış bilimidir.
Uluslararası hukukta geleneksel yaklaşımın değişmesi sürecince neler yaşanmıştır?
UÇÖ’nün kuruluşu öncesinde ve Birleşmiş Milletler’in (BM) kurulmasına değin süren dönemde egemen olan geleneksel anlayışa göre Uluslararası Hukuk, yalnızca devletlerarasındaki ilişkileri düzenliyordu. Devlet-yurttaş arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi ise iç/ulusal hukuka bırakılıyordu. Bireyler, Uluslararası Hukukun öznesi değil, konusu idi. Uluslararası Hukukta hak özneleri yalnızca devletlerdi. Birey, ancak ulusal sınırlar içinde hak öznesi saylıyordu. Bu anlayış, çalışma/emek alanında, egemen devletler için bağlayıcı olan uluslararası nitelikli önlemler alınması, hukuksal düzenlemeler yapılması önünde ciddi bir engel oluşturdu. UÇÖ’nün tarihsel gelişim sürecinin resmi olarak kurulması öncesindeki beş ay, yalnızca Örgüt ‘ün yapısı ve amaçları yönlerinden değil, aynı zamanda kurucularının benimsediği düşünsel yaklaşım yönünden de önemlidir. Çünkü bu yaklaşım, UÇÖ Anayasası’ndaki kurucu ilkelere ve etik değerlere yansıdı.
UÇÖ’nün resmen kurulmasının ilk adımı ne zaman, nasıl atılmıştır?
UÇÖ’nün resmen kuruluşuna giden süreçte atılan ilk adım, Barış Antlaşması Hazırlık Konferansı’nın 25 Ocak 1919’da Paris’te yaptığı ilk toplantıda kurulmasına karar verdiği, Uluslararası Çalışma Mevzuatı Komisyonu’dur (UÇMK).
Uluslararası Çalışma Mevzuatı Komisyonu’nun (UÇMK) görevi nedir ve komisyonda kimler yer almıştır?
Komisyonun görevi, sürekli nitelik taşıyan bir uluslararası çalışma örgütü için kurucu belgesi olan Anayasası’nın hazırlanması idi. 9 devletten 15 üyenin yer aldığı bu Komisyonda, sendika önderleri, devlet adamları ve profesörler vardı. Böylece Komisyonda, hükümetleri temsil eden delegelerin yanı sıra, örneğin Amerikan Çalışma Federasyonu’nun (AŞ) başkanı Samuel Gompers ile Fransa Genel Çalışma Konfederasyonu (CGT) Genel Sekreteri Léon Jouhoux gibi işçi sınıfından gelen ünlü temsilciler de vardı. Devletlerin Barış Konferansı delegasyonunda, emek ve işveren kesimlerinden üyeler de yer aldı. Sanayileşmiş beş büyük devlet olarak ABD, Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya ve Japonya ile Belçika 2’şer üye ile Komisyon’da temsil edilirken, üç devlet de (Küba, Polonya ve Çekoslovakya) 1’er temsilci ile Komisyon’da yer aldılar. UÇMK’nin bu karma yapısı, doğal olarak, UÇÖ’nün yürütme organının yapısına da yansıdı. Gelişmiş büyük devletler, Örgüt’ün yürütme organı olan Yönetim Konseyi’nde, kendileri için seçimsiz kontenjan ayırdılar.
UÇMK’nin çalışmaları sırasında tartışılan konular nelerdir?
UÇMK’nin çalışmaları sırasında tartışılan sorunlardan biri, UÇÖ’nün anayasal organlarından Uluslararası Çalışma Konferansı’nın(UÇK) yapısıyla ilgiliydi. Komisyon, işçi önderlerinin hükümet, işçi ve işveren kanatlarından 1’er temsilcinin UÇK’de yer alması konusundaki İtalyan önerisini benimsemedi. 1+1+1 formülü yerine, İngiliz tasarısındaki hükümet kanadından 2 temsilcinin, buna karşılık işçi ve işveren kanatlarından 1’er temsilcinin yer aldığı 2+1+1 formülü kabul edildi. Bu, üçlü yapı ilkesinin, her üç kanadın eşit sayıda temsili değil, hükümet kanadı ile işçi ve işveren kanatlarının eşit temsili anlamına gelmesi demektir. UÇK’nin yapısı konusundaki bu çözüm, temsilci sayısı değiştirilmeksizin 1919’dan beri sürmektedir. UÇM Komisyonu’nda tartışılan önemli sorunlardan ikincisi ise, UÇK’nin kabul edeceği sözleşmelerin bağlayıcılığına ilişkindi. Bu sorunun temelinde, UÇÖ’yü kuran ulus-devletlerin, ulusal egemenliklerinden ödün vermeye yanaşmayan kıskanç tutumları vardı. Komisyon, sözleşmelerin ulusalüstü yasalar olması yolundaki öneriyi kabul etmedi. Tartışmalar, çalışmaya/emeğe ilişkin uluslararası sosyal politika kurallarının uluslararasılaşması ile ulusal egemenlik arasında uzlaştırıcı bir çözümle sonuçlandı.
UÇMK’nin, Versay Barış Anlaşması’nın(VBA) Emek Şartı olarak konulmasını istediği ilkeler nelerdir?
Emek Şartı olarak konulmasını istenen ilkeler şöyle sıralanabilir: • İnsan emeğinin hukuken ve fiilen bir mal ya da bir ticaret metaına benzetilmemesi, • Dernek (örgütlenme) ve birleşme hakkının, yasalara aykırı düşmeyen tüm amaçlarla işverenler ve çalışanlar için güvenceye alınması, • Hiçbir çocuğun, gelişimini ve öğrenimini koruyacak biçimde, 14 yaşından önce sanayide ya da ticarette işe alınmaması, • Her çalışanın, zamanının ve ülkesinin uygarlığı ile ilişkili olarak, kendisine uygun bir yaşam düzeyi sağlayan bir ücrete hak kazanması, • Cinsiyet ayrımı gözetmeksizin, nitelik ve nicelik olarak eşit işe eşit ücret, • Tüm çalışanlar için Pazar gününü kapsayan hafta dinlencesi, olanaksızsa eşdeğer bir dinlence, • Sanayide çalışma süresinin günde 8, haftada 48 saat ile sınırlandırılması, • Bir ülkeye yasal olarak kabul edilen yabancı işçilerin ve ailelerinin, çalışma koşulları ve sosyal sigorta konularında oturdukları ülkenin yurttaşlarıyla aynı işleme bağlı tutulmaları, • Tüm devletlerin, işçilerin korunmasına ilişkin yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasını sağlamak için bir iş teftişi dairesi kurması / örgütlemesi.
UÇÖ üyeliğini etkileyen olay nedir?
UÇÖ üyeliği, iki Savaş arasındaki dönemin siyasal koşullarından etkilendi. Üyelikten ayrılmalar ve katılımlar oldu.
UÇÖ’ye üyelik hangi antlaşmada düzenlenmiştir ve kimler katılmıştır?
UÇÖ’ye üyelik, Varsay Barış Antlaşması’nda düzenlenmişti. Buna göre, Milletler Cemiyeti’nin ilk üyeleri, bu Örgüt’ün de ilk üyeleri olacaktır ve Milletler Cemiyeti’ne üyelik, bu Örgüte üyeliği de getirecektir . MC ve UÇÖ üyelerinin ayrılığı ilkesi, UÇÖ’nün MC Örgütü’ne bağlı bir Örgüt olarak kurulmasının doğal sonucu idi. Barış Antlaşması’nı onaylayan 29 imzacı devlet, Örgüt ’ün ilk üyeleri oldu. Antlaşmayı onaylayarak MC gibi UÇÖ’nün de üyesi olan bu devletlere, Varsay Barış Antlaşması’na katılmaya ve MC’ye üye olmaya çağrılan 13 devlet de eklendi. Böylece ilk üyelerin toplam sayısı 42’ye ulaştı. MC’ye katılmayan Almanya ve Avusturya, 1919’da yapılan ilk UÇK Toplantısı’nda üyeliğe kabul edildi. 1920-1924 yalları arasında 12 devlet ve 1931-1934 yılları arasında da 6 devlet, MC üyesi olarak UÇÖ’ye kendiliğinden üye oldular. MC’nin ilk üyeleri arasında olmayan ABD, F. Roosevelt’in Başkanlığı döneminde 1934 yılında, Mısır 1936’da, Genel Konferans’ça UÇÖ üyeliğine kabul edildiler. Böylece, Örgüt’ün toplam üye sayısı, 1936 yılında 62’ye yükseldi.
Türkiye UÇÖ’ye ne zaman üye olmuştur?
Türkiye, çağrı üzerine 1932’de Milletler Cemiyeti’ne üye olarak UÇÖ’ye üye oldu.
Hangi olayla MC ve UÇÖ’den ayrılmalar başlamıştır ve kimler ayrılmıştır?
Avrupa’da faşizmin ve nazizmin yükselmesiyle birlikte, 1935’ten başlayarak MC’den ayrılmalar oldu. Almanya 1935’te, İtalya 1939’da UÇÖ’den çekilmek istediklerini belirterek, MC’den ve 1940’ta da UÇÖ’den ayrıldılar. Buna karşılık, Brezilya, fiili ve Macaristan gibi kimi devletler de, MC’den ayrılmakla birlikte UÇÖ üyeliğinden ayrılmak istemediklerini bildirdiler. 1934’te hem MC’ye ve hem de UÇÖ’ye üye olan Sovyetler Birliği (SSCB) ise, Finlandiya’yı istila etmesi nedeniyle 1939 yılında MC’den çıkarıldı ve böylece UÇÖ üyeliğini de yitirdi. SSCB, yeniden UÇÖ üyesi olduğu 1954 yılına değin Örgüt’ün dışında kaldı. Böylece, Savaş yılları içinde, 1942’de toplam UÇÖ üye sayısı 48’e düştü.
İlk UÇK ne zaman, nerede toplanmıştır?
UÇÖ’nün sosyal reformcu kurucuları, Barış Antlaşması’nın onaylanmasını beklemeden, 1919 Sonbaharında ilk UÇK’yi Washington’da topladılar.
İlk UÇK’yı düzenleme görevi kime verilmiştir?
İlk UÇK’yi düzenleme görevi de, ABD hükümetine verilmişti. ABD hükümetine belgelerin hazırlanması konusunda yardımcı olmak üzere ABD, B. Britanya, Fransa, İtalya, Japonya, Belçika ve İsviçre hükümetlerince belirlenen 7 kişiden oluşan bir Uluslararası Düzenleme Komitesi kurulması öngörülmüştü.
Genel konferansın ilk toplantısı kim başkanlığında ne zaman toplanmıştır ve kimler katılmıştır?
Genel Konferans’ın ilk toplantısı, ABD Çalışma Sekreteri (Bakanı) Woodrow B. Wilson’ın başkanlığında, 29 Ekim - 29 Kasım 1919 tarihleri arasında yapıldı. Konferans’a, üçlü yapısı gereğince 2 hükümet ve 1 işçi ile 1 işveren delegesi olmak üzere, 40 ülkeden gelen delegeler ve delegelere eşlik eden danışmanlar katıldı.
Genel konferansın ilk toplantısında kabul edilen altı sözleşme nelerdir?
İlgili altı sözleşme şöyle sıralanabilir: • Çalışma Süresi Sözleşmesi (Sanayi), • İşsizlik Sözleşmesi, • Analığın Korunması Sözleşmesi, • Gece Çalışması Sözleşmesi (Kadınlar), • Asgari Yaş Sözleşmesi (Sanayi), • Çocukların Gece Çalışması Sözleşmesi (Sanayi).
Genel konferansın ilk toplantısında kabul edilen altı tavsiye nelerdir?
İlgili altı tavsiye şöyle sıralanabilir: • İşsizlik Tavsiyesi, • Ücretin Karşılıklılığı Tavsiyesi, • Şarbon (Karakabarcık) Hastalığının Önlenmesi Tavsiyesi, • Kurşun Zehirlenmesi (Satürnizm) Tavsiyesi (Kadın ve Çocuklar), • İş Teftişi Tavsiyesi (Sağlık Hizmetleri), • Beyaz Fosfor Tavsiyesi.
Örgütün işlerliğe geçirilmesi nasıl olmuştur?
İlk Genel Konferans, Örgüt’ ün yürütme organı olan Yönetim Konseyi’ni seçerek ve anayasal organlarından Uluslararası Çalışma Bürosu’nun (UÇB) ilk Genel Müdürü’nü atayarak, işlerliğe geçirilmesini sağladı. Toplam 24 üyeden oluşan ilk Yönetim Konseyi, Genel Konferans’ça seçilmesinden sonra, 27-28 Kasım 1919’da Arthur Fontaine başkanlığında, ilk toplantısını Washington’da yaptı. Yönetim Konseyi, sosyal sorunlarla ilgilenen, tarihçi, siyaset adamı, elçi ve Savaş yıllarında Fransız hükümetinde Silahlanma Bakanlığı yapan sosyalist Albert Thomas’ı, Uluslararası Çalışma Bürosu’nun ilk Genel Müdürü olarak seçti. 1920 yılı başlarında, birincisi Edward J. Phelan olan UÇB memurlarının işe alınmaya başlamasıyla da, Örgüt’ ün anayasal (antlaşmasal) kuruluşu tamamlandı ve uluslararası sosyal politika ve çalışma hukukunun başlıca aracı olan Örgüt işlemeye başladı.
UÇÖ’nün ürettiği kurallar nelerdir?
UÇÖ’nün 1. Dünya Savaşı’nı izleyen dönemde ürettiği kuralları genel çizgileriyle iki yönden değerlendirmek olanaklıdır: Bir yandan, kural üretme etkinliğinin, belgelerin hukuksal niteliğine göre sayısal yoğunluğu ve evrimi; öte yandan da, kuralların koruduğu kişi kesimleriyle içeriği ve benimsenen yaklaşımlar, yani niteliksel evrimi göz önüne alınabilir.
UÇÖ ile ilgili olarak tabir edilen Çılgın Rüya nedir, gerçekleşmiş midir?
Karar yetkisi olan organlarında hükümet kanadının temsilcileriyle aynı hak ve yetkilere sahip işçi ve işveren kanatlarının temsilcilerinin de yer aldığı üçlü yapı da bir uluslararası sosyal politika örgütünün kurulması, bazı kişiler için belki çılgın bir rüya idi. Barış Konferansı’nın kurduğu UÇMK’nin üç ay içinde UÇÖ’nün Anayasası’nı oluşturacak metni hazırlaması, Barış Antlaşması’nın imzalanması beklenmeksizin ilk UÇK’nin toplanarak ilk sözleşmelerin kabul edilmesi ve UÇÖ’nün kuruluşunun tamamlanması ile Franklin Roosevelt’in 1941’de söz ettiği çılgın rüya gerçekleşti.
2. Dünya Savaşı UÇÖ’yü nasıl etkilemiştir?
2. Dünya Savaşı, UÇÖ’nün yapısı içinde kurulduğu Milletler Cemiyeti’nin varlığına son verdi. Savaş, Milletler Cemiyeti’nin dağılmasına yol açsa da, kuruluşundan yirmi yıl sonra kendisini Savaş ortam ve koşulları içinde bulan UÇÖ’nün varlığına son ver(e)medi. UÇÖ, 1940 yılında taşındığı Okyanus ötesinde, tarihsel evriminde yeni bir sayfa açacak belgeyi hazırlamaya koyuldu. Savaş, UÇÖ’nün amaç ve hedeflerini yeniden tanımlamasında, yaklaşım ve içerik olarak geride kalan ilk dönemden farklı yeni bir sayfanın açılmasında etkili oldu.
Örgüt‘ün Kanada’ya taşınması süreci nasıl gerçekleşmiştir?
UÇÖ, 2. Dünya Savaşı yıllarında, işleyişini tümden durdurmadı, tüzel kişiliğine son vermedi. UÇK ve Yönetim Konseyi, olağan toplantıları yapamadı. Ancak, kısıtlı bir çerçevede de olsa, geleceğe yönelik bir yaklaşımla çalışmalarını sürdürdü. Alman işgal kuvvetlerinin İsviçre’yi kuşatması ve UÇÖ’nün Savaş tehdidi altında kalması karşısında, Cenevre dışında bir çalışma merkezi kurulması kaçınılmazlaşmıştı. Örgüt‘ün Fransa’ya taşınması önerisi, bu ülkenin de işgal edilmesi üzerine gerçekleşmedi. Roosvelt, ABD’li Genel Müdür’ün sığınma önerisini kabul etmedi ve Kanada’yı önerdi. Kanada hükümeti de Ağustos 1940’ta, UÇB personelinin geçici olarak transferi için resmen izin verdi. 18 devletten 40 görevli Kanada’ya, Montreal kentine gönderildi. UÇÖ, 1948 yılına değin düşük yoğunluklu olarak sürdürdüğü çalışmalarını Montreal’den yönetti. İşgal edilen ülkelerle ilişkilerini, Londra İrtibat Bürosu aracılığıyla yürüttü.
UÇÖ’nün, BM ailesi içinde yer alan uluslarası kuruluşlar içinde uzman kuruluş olarak kabul edilmesi sürecinde neler olmuştur?
Savaş sonrasında, UÇÖ’nün, 24 Ekim 1945 tarihinde 50 devletin Milletler Cemiyeti’nin yerine kurduğu Birleşmiş Milletler Örgütü ile ilişkilerinin tanımlanması gerekiyordu. Bu amaçla, 1945 yılında Paris’te yapılan 27. UÇK’da, 3 Kasım 1945 tarihinde, bir Karar kabul edildi. Bu karar uyarınca, UÇÖ tüzel kişiliğini, mali ve yönetsel özerkliğini kazandı. Kararda, UÇÖ’nün BM ile karşılıklı olarak yapılacak bir anlaşmayla belirlenecek kurallar çerçevesinde, BM ile ilişki kurma ve işbirliği yapma isteği dile getirildi. BM ve UÇÖ’nün 30 Mayıs 1946’da New York’ta imzaladığı anlaşmaya göre, BM, UÇÖ’yü uzman kuruluşu olarak tanıdı. UÇÖ’nün, temel / kurucu belgesine (Anayasası’na) uygun olarak öngörülen amaçları yerine getirmek için uygun önlemler alma sorumluluğu (yetkisi) ile donatılmış bir uzmanlık kuruluşu olduğunu kabul etti. Anlaşmayı UÇK 2 Ekim 1946 ve BM Genel Kurulu da 14 Aralık 1946 tarihlerinde onayladı. Böylece UÇÖ, BM ailesi içinde yer alan uluslararası kuruluşlar içinde, uzman kuruluş niteliği kabul edilen ilk Örgüt oldu.
Filadelfiya Bildirgesi, Örgüt için ne anlam ifade eder?
Filadelfiya Bildirgesi, Örgüt’ü, 2. Dünya Savaşı sonrasının siyasal, sosyal ve ekonomik koşul ve yaklaşımlarına uyarlar. UÇÖ’nün etkinlikleri ve üye devletlerin izleyeceği sosyal politikalar için bir esin kaynağıdır. Gelecek için bir eylem programı olmanın ötesinde bir anlam ve değer taşır. Örgüt’ ün genel felsefesini içerir ve üyelere izleyecekleri sosyal politikalarında esinlenmeleri gereken ilkeleri gösterir. Bildirge, Örgüt’ ün etkinlik alanını, dar anlamda çalışma dünyası ve çalışma koşullarının dışına çıkarır. İnsan hakları ile ekonomik ve mali alanı da kapsayacak biçimde genişletir. Kural üretme etkinliğinde yeni bir dönem başlatır.
BM’nin kurulmasından önce açıkça yer verdiği ve benimsediği insan hakları anlayışı, aynı zamanda maddi ve manevi düşüncelerin bileşiminden oluşan hangi dört ilkede somutlaşır?
İlgili dört ilke şunlardır: • Özgürlük, • Onur, • Ekonomik güvenlik, • Fırsat eşitliği.
Filadelfiya Bildirgesi (FB) ne zaman kabul edilmiştir ve kaç bölümden oluşur?
10 Mayıs 1944 tarihinde oybirliğiyle kabul edilen FB, beş bölümden oluşur.
FB’nin birinci bölümünde onaylanan UÇÖ’nün temel ilkelerinden hangileri yer alır ve Örgüt’ün genel felsefesinin temellerini oluşturan ilkeler nelerdir?
Örgüt’ün genel felsefesinin açıklandığı Birinci Bölümde, UÇÖ’nün temel kuruluş ilkeleri yeniden onaylandı. Bu ilkeler arasında, birinci ve ikinci kuşak insan haklarının karşılıklı bağımlılığı ve bölünmezliği ilkesi ve sosyal ortakların kararlara katılımı da yer alır. FB, Örgüt’ ün genel felsefesinin temellerini oluşturan dört ilkeyi şöyle sıralar: • Emek bir mal değildir, • Düşünce (söz / ifade) ve dernek (örgütlenme) özgürlüğü, sürekli bir kalkınmanın kaçınılmaz bir koşuludur, • Yoksunluk, nerede olursa olsun, tüm insanların (herkesin) refahı için bir tehlike oluşturur, • İhtiyaca (yoksunluğa) karşı savaşım, her ulus bünyesinde yorulmak bilmez bir enerji ve sürekli ve ortak bir uluslararası çaba ile yürütülmelidir. Bu uluslararası ortak çabada, hükümet temsilcileriyle eşitlik temelin dayalı olarak işbirliği yapan çalışan ve işveren temsilcileri, kamunun iyiliğini geliştirmek amacıyla, özgür tartışmalara ve demokratik nitelikli kararlara katılırlar.
FB’nin İkinci Bölümü’nde vurgulanan konular nelerdir?
Filadelfiya Bildirgesi’nin İkinci Bölümünde, UÇÖ’nün geleneksel etkinlik alanı kişi ve konu yönlerinden yaygınlaştırıldı. İnsan haklarına vurgu genişletilerek yinelendi, insancıl ve sosyal düşüncelerin ekonomik kaygılardan önce geldiğinin altı çizildi. UÇÖ Anayasası’nın Başlangıç bölümünün birinci paragrafında vurgulanan sürekli barışın ancak sosyal adalet temeli üzerine kurulabileceği açıklamasının doğruluğunun deneyimle kanıtlandığı belirtildi. Tüm insanların, ayrım gözetilmeksizin maddi ve manevi gelişimini sağlama hakkının bulunduğu vurgulandı. Daha önemlisi, izleyen maddelerde, bu temel amaca sürekli yollama yapıldı. Ulusal ve uluslararası sosyal politikaların, temel amacı gerçekleştirmeye yönelik olması gerektiğinin altı çizildi. Yine, ekonomik ve mali nitelikli önlemlerin de, bu temel amacı gerçekleştirmeye yönelik olması gerektiği belirtildi.
FB’nin Üçüncü Bölümü’nde vurgulanan konular nelerdir?
Üçüncü Bölümde, UÇÖ’nün, gelecekteki eylem ve etkinliklerine kılavuzluk edecek on somut amaca yer verildi. Örgüt’ ün, dünyanın çeşitli uluslarında gerçek leştirilmesi sağlanacak programların uygulanmasına yardım etme yükümlülüğü tanındı. Bu bölümdeki programlardan kimilerinde görüldüğü gibi, Filadelfiya Bildirgesi UÇÖ’nün yetkisini çalışma koşullarının ötesinde yaşam koşullarını kapsayacak biçimde genişletti, kimi sosyal ve ekonomik haklara evrensel bir boyut kazandırdı. Herkesin, ilerlemenin sonuçlarından hakça pay almasından söz ederek, sosyal devlet / refah devleti anlayışına açıkça yer verildi.
FB’nin Dördüncü Bölümü’nde vurgulanan konular nelerdir?
Dördüncü Bölüm, UÇÖ’nün ekonomik hedefler için işbirliği yapmasını öngörür. UÇK’nin, Bildirge ’de sayılan bu amaçların yerine getirilmesi için, dünyanın üretim kaynaklarının daha tam ve daha geniş biçimde kullanılmasının zorunlu olduğuna inandığını vurgular. Bunun da, ulusal ve uluslararası düzeyde etkili bir eylemle sağlanabileceğini belirtir.
FB’nin Beşinci Bölümü’nde vurgulanan konular nelerdir?
Beşinci Bölüm, Bildirgede açıklanan ilkelerin tüm dünya halklarına tam olarak uygulanabilir olduğunu vurgular. Bu, Örgüt’ ün kişi ve kesimler yönünden etkinlik alanının son derece genişlediğini gösterir ve aynı zamanda, ilkesel düzeyde evrenselliğin onaylanması demektir.
Filadelfiya Bildirgesi amacına ulaşmış mıdır?
iladelfiya Bildirgesi’nin başlattığı yeni dönemde, gerek uluslararası sosyal politika önlemlerini geliştiren ve zenginleştiren kurallar üretilmiş olmasına, gerekse sendikal haklar alanında özel bir koruma sisteminin getirilip uygulanmasına karşın, herkesin gelirden hakça bir pay alması hedefine ulaşılamadı. Özellikle de, 1980’li yıllardan başlayarak uygulanan yeni liberal politikalarla, gelir adaletsizliği daha da derinleşti.
Sosyal politikanın ilk ve biricik uluslararası kuruluşu hangidir?
Sosyal politikanın ilk ve biricik “uluslararası” kuruluşu, Uluslararası Çalışma Örgütü’dür (UÇÖ/ILO).
Üçlü yapı ilkesi nedir?
Üçlü Yapı İlkesi: UÇÖ’nün kural üretme yetkisi bulunan anayasal organlarından ikisinde, işçi ve işveren sendikalarının temsilcilerinin, hükümet temsilcileriyle eşitlik ilkesi temelinde yer almasıdır. Dayanağı UÇÖ Anayasası olan üçlü yapı ilkesiyle, “siyasal temsil”in yanı sıra “sosyal temsil” de gerçekleştirilmiştir. Bu ilkeyi, 4. Ünitede daha ayrıntılı biçimde göreceğiz.
UÇÖ'nün altı çizilmesi gereken başka bir özelliği nedir?
UÇÖ’nün altı çizilmesi gereken bir başka özelliği de, bir “insan hakları kuruluşu” olmasıdır
UÇÖ, hangi alanda uluslararası kurallar üretir?
İnsan haklarının “ikinci kuşak” olarak da bilinen “sosyal haklar” alanında uluslararası kurallar üretir. Kabul ettiği sözleşmelerin çok büyük bir bölümü, çalışmaya / emeğe ilişkin hakları güvenceye alır.
Sosyal haklar nedir?
Sosyal Haklar: Sosyal haklar, temelde ekonomik yönden güçsüz olanların korunmasını ve öncelikle özel olarak korunmaya gereksinmesi bulunan sosyal sınıflar, elverişsiz konumdaki kişi grup ya da kesimleri ve toplumdan dışlanan kişiler için ekonomik ve sosyal adaleti ve eşitliği gerçekleştirmeyi amaçlayan haklardır (Gülmez, 2009: 10).
Uluslararasılaşma nedir?
Uluslararasılaşma: İnsan haklarının “uluslararasılaşması”; insan haklarının, egemen ulus devlet ile bireyler arasındaki ilişkileri ilgilendiren ve her devletin iç/ulusal yargı yetkisine giren bir konu olmaktan çıkmasıdır.
UÇÖ’nün “resmi” tarihi ne zaman başlar?
UÇÖ’nün “resmi” tarihi, 1. Dünya Savaşı sonrasında, Milletler Cemiyeti’nin yapısı içinde yer almasıyla başlar. Ancak 1919 öncesi ve özellikle Savaş yılları, uluslararası sosyal politikaya götüren ekonomik, sosyal, siyasal ve insancıl etkenler yönünden önemlidir
UÇÖ’nün amaç, yapı ve işlevleri üzerinde belirleyici rol oynayan etmenler nelerdir?
Sosyal politika alanında “uluslararası” düzeyde bir Örgüt oluşturulmasına ve bu Örgüt eliyle “uluslararası” kurallar belirlenmesine yol açan söz konusu etkenler, UÇÖ’nün amaç, yapı ve işlevleri üzerinde belirleyici rol oynadı.
Uluslararası sosyal politika nedir?
Uluslararası Sosyal Politika: “Uluslararası Sosyal Politika, ekonomik ve sosyal yönden güçsüz olan kişi ve kesimleri korumak, ekonomi yasalarının yarattığı ve küreselleşmenin derinleştirdiği uluslararası barışı tehdit eden sosyal adaletsizlik ve eşitsizlikleri azaltmak ve giderek kaldırmak amacıyla uluslararası ya da bölgesel düzeylerde sosyal haklar temelinde izlenmesi gereken politikaları, alınması gereken önlemleri, yapılması gereken hukuksal düzenleme ve değişiklikleri, sosyal politikanın uluslararası kaynaklarını, ortaklarını ve kuruluşlarını inceleyen disiplinlerarası bir sosyal adalet ve sosyal barış bilimidir” (Gülmez, 2011: 14; 2017d: 112-113)
"Uluslararası Çalışma Mevzuatı Komisyonu" ne zaman ve nasıl kuruldu?
UÇÖ’nün resmen kuruluşuna giden süreçte atılan ilk adım, Barış Antlaşması Hazırlık Konferansı’nın 25 Ocak 1919’da Paris’te yaptığı ilk toplantıda kurulmasına karar verdiği, Uluslararası Çalışma Mevzuatı Komisyonu’dur (UÇMK). Komisyonun görevi, sürekli nitelik taşıyan bir uluslararası çalışma örgütü için kurucu belgesi olan Anayasası’nın hazırlanması idi.
UÇÖ Anayasası’nın İlk Üç Paragrafı nedir?
UÇÖ Anayasası’nın İlk Üç Paragrafı: “Evrensel ve sürekli bir barış, ancak sosyal adalet temeline dayalı olarak kurulabilir.” “(...) Çok sayıda kişi için adaletsizlik, yoksulluk ve yoksunluklar içeren çalışma koşulları vardır, bunlar da evrensel barış ve uyumu tehlikeye sokan hoşnutsuzluklar doğurmaktadır.” “(...) Yüksek Sözleşmeci Taraflar (...) sürekli bir dünya barışı sağlama isteğiyle hareket ederek (...) bu UÇÖ Anayasası’nı kabul ederler.”
Türkiye ne zaman, MC ve UÇÖ üye oldu?
Türkiye de, çağrı üzerine 18 Temmuz 1932 tarihinde Milletler Cemiyeti’ne üye olarak UÇÖ’ye üye oldu.
İlk UÇK. toplantısı ne zaman ve nerede olmuştur?
İlk UÇK Toplantısı: 2018’de toplam sayısı sırasıyla 189 ve 205’e çıkan sözleşme ve tavsiyelerden ilk 6’sını kabul eden UÇK, ilk toplantısını Wasinghon’da yaptı, 44 üye devletten delegelerin katılımıyla yapılan toplantıda, hem sosyal politikanın ilk uluslararası kuralları kabul edildi, hem de Örgüt’ün kurumsal yapısı işlerliğe geçirildi.
UÇÖ'nün kabul edilen ilk sözleşme ve tavsiyeleri nelerdir?
Kabul Edilen İlk Sözleşme ve Tavsiyeler
Genel Konferans ilk toplantısında, Almanya ve Avusturya’nın üyeliğine karar verdikten sonra, altı sözleşme ve altı tavsiye ile çeşitli kararları kabul etti. İlk UÇÖ sözleşmelerinde, 1905-1906 yıllarında, iki yıl üst üste yapılan teknik ve diplomatik toplantılar sonucu kabul edilen Bern sözleşmelerinde izlenen yöntem uygulanmadı. “Tek tartışma” yöntemi çerçevesinde, aşağıdaki sözleşmeler kabul edildi:
1) Çalışma Süresi Sözleşmesi (Sanayi),
2) İşsizlik Sözleşmesi,
3) Anneliğin Korunması Sözleşmesi,
4) Gece Çalışması Sözleşmesi (Kadınlar),
5) Asgari Yaş Sözleşmesi (Sanayi),
6) Çocukların Gece Çalışması Sözleşmesi (Sanayi)
1919 Konferansı’nda, işsizlik dışında değişik konularda düzenlemeler yapan ve biri de, 1906 Bern sözleşmelerinden birine ilişkin olan aşağıdaki tavsiyeler de kabul edildi:
1) İşsizlik Tavsiyesi,
2) Ücretin Karşılıklılığı Tavsiyesi,
3) Şarbon (Karakabarcık) Hastalığının Önlenmesi Tavsiyesi,
4) Kurşun Zehirlenmesi (Satürnizm) Tavsiyesi (Kadın ve Çocuklar),
5) İş Teftişi Tavsiyesi (Sağlık Hizmetleri).
6) Beyaz Fosfor Tavsiyesi.
Örgüt’ün İşlerliğe Geçirilmesi nasıl olmuştur?
İlk Genel Konferans, Örgüt’ün yürütme organı olan Yönetim Konseyi’ni seçerek ve anayasal organlarından Uluslararası Çalışma Bürosu’nun (UÇB) ilk Genel Müdürü’nü atayarak, işlerliğe geçirilmesini sağladı.
İlk yönetim konseyi kimlerden oluşmaktaydı?
Toplam 24 üyeden oluşan ilk Yönetim Konseyi, Genel Konferans’ça seçilmesinden sonra, 27-28 Kasım 1919’da Arthur Fontaine başkanlığında, ilk toplantısını Washington’da yaptı. Konsey’in, ileri düzeyde sanayileşmiş ülkelere ayrılan ilk 8 seçimsiz üye kontenjanında şu devletler vardı: ABD, B. Krallık, Fransa, Almanya, İtalya, Belçika, Japonya ve İsviçre. Hükümet kanadının geri kalan seçimli 4 Konsey üyesi de Arjantin, Kanada, İspanya ve Polonya’dan seçilmişti.
Uluslararası Çalışma Bürosu’nun ilk Genel Müdürü kimdir?
Yönetim Konseyi, sosyal sorunlarla ilgilenen, tarihçi, siyaset adamı, elçi ve Savaş yıllarında Fransız hükümetinde Silahlanma Bakanlığı yapan sosyalist Albert Thomas’ı, Uluslararası Çalışma Bürosu’nun ilk Genel Müdürü olarak seçti.
Örgütün anayasal kuruluşu nasıl tamamlandı?
1920 yılı başlarında, birincisi Edward J. Phelan olan UÇB memurlarının işe alınmaya başlamasıyla da, Örgüt’ün anayasal (antlaşmasal) kuruluşu tamamlandı ve uluslararası sosyal politika ve çalışma hukukunun başlıca aracı olan Örgüt işlemeye başladı. Kısa bir süre çalışmalarını Londra’da sürdüren ve 1920’de Cenevre’ye yerleşen Uluslararası Çalışma Bürosu’nda, 1921 yılında 19 ulustan 261 memur ve 1931’de de 35 ülkeden 399 memur çalışıyordu (Waline, 1977: 15).
Onay nedir?
Onay: Onay, kabul edilen bir sözleşmenin, sözleşmeden doğan hukuksal yükümlülüklerini yerine getirmek üzere, her üye devletin iç hukukunda (Anayasasında) öngörülen işlemlerin gerçekleştirilmesidir. Anayasamıza göre, önce sözleşmenin onaylanmasının uygun bulunduğu konusunda bir yasa çıkarılması gerekir. Buna kısaca “uygun bulma kanunu” denir. Ancak bu yasa, onay işleminin tamamlanması için yeterli değildir. Ayrıca, Cumhurbaşkanı’nca onaylanması ve Resmi Gazete’de yayımlanması gerekir. Bu ikinci işlem, 1963 tarihli bir yasa uyarınca, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu’nca birlikte yapılmakta, “ortak kararname” çıkarılmaktadır.
2. Dünya Savaşı yıllarının en önemli belgesidir nedir?
Kuşkusuz, 1944’te kabul edilen ve 1946’da UÇÖ Anayasası’na eklenen Filadelfiya Bildirgesi, 2. Dünya Savaşı yıllarının en önemli belgesidir. UÇÖ’nün, kısıtlayarak da olsa, benimsediği yeni yaklaşımlarla varlığını kesintisiz sürdürme iradesini somutlaştıran anayasal ilkeler ve değerler bütünüdür. Örgüt, tüzel kişi olarak varlığını sürdürmesini ve gecikmeksizin yeniden işlerliğe geçmesini, Filadelfiya Bildirgesi’ne borçludur.
Örgütün Kanadaya taşınması nasıl olmuştur?
UÇÖ, 2. Dünya Savaşı yıllarında, işleyişini tümden durdurmadı, tüzel kişiliğine son vermedi. UÇK ve Yönetim Konseyi, olağan toplantıları yapamadı. Ancak, kısıtlı bir çerçevede de olsa, geleceğe yönelik bir yaklaşımla çalışmalarını sürdürdü. Alman işgal kuvvetlerinin İsviçre’yi kuşatması ve UÇÖ’nün Savaş tehdidi altında kalması karşısında, Cenevre dışında bir çalışma merkezi kurulması kaçınılmazlaşmıştı. ABD’nin UÇÖ üyesi olmasından sonra Genel Müdür olan John G. Winant da (1938-1941), Örgüt’ün totaliter devletlerin aracı olmasını önlemek istiyordu. Örgüt’ün Fransa’ya taşınması önerisi, bu ülkenin de işgal edilmesi üzerine gerçekleşmedi. Roosvelt, ABD’li Genel Müdür’ün sığınma önerisini kabul etmedi ve Kanada’yı önerdi (Delpal, 2011: 108). Kanada hükümeti de Ağustos 1940’ta, UÇB personelinin geçici olarak transferi için resmen izin verdi. 18 devletten 40 görevli Kanada’ya, Montréal kentine gönderildi. Görevlilerin bir bölümü ise Cenevre’de kaldı. Kimileri de, “ulusal muhabir” olarak ülkelerine döndü. UÇÖ, 1948 yılına değin düşük yoğunluklu olarak sürdürdüğü çalışmalarını Montréal’den yönetti. İşgal edilen ülkelerle ilişkilerini, Londra İrtibat Bürosu aracılığıyla yürüttü.
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 8 Gün önce comment 11 visibility 17821
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1158
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 614
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2739
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 905
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25568
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14503
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12507
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12498
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10421