Damga Vergisi Ve Harçlar Bilgisi Dersi 8. Ünite Özet

Yargılama Harçlarının Hesaplanması Ve Ödenmesi

Yargılama Harçlarının Hesaplanması

Harçlar, harç ile ilgili kanunların harcı bağladıkları olayın gerçekleşmesi veya hukuki durumun tamamlanması ile birlikte doğmaktadır. Harcı doğuran olay meydana geldikten sonra, kanuni ölçüler uygulanarak harç hesaplanacak ve devlet harç alacaklısı olacaktır. Harçların yükümlüleri genel olarak harca tabi bir hizmetin yapılmasını talep edenlerdir.

Harç alma ölçüleri bakımından Harçlar Kanunu’nun 15. maddesinde yargı harçları (1) sayılı tarifeye, Harçlar Kanunu’nun 54. maddesi ile vergi yargısı harçları da (3) sayılı tarifeye bağlanmıştır. Buna göre harçlar tarifelerde yazılı işlemlerden; değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınacaktır.

Harçları hesaplayabilmek için öncelikle nispi esas mı yoksa maktu esas mı olarak belirlendiğine bakmak gerekmektedir. Maktu esasa bağlanmış her işlem için bir maktu harç alınacaktır. Diğer taraftan birden fazla idari işleme karşı davacı, tek dava açtığında ise bu kişiden alınacak harç işlem sayısı kadar değil açılan dava sayısı kadar olacaktır. Mahkeme aynı dilekçe ile tek dava açılamayacağına karar verirse davacının 30 gün içerisinde aynı sayıda dava açması ve her biri için maktu başvuru harcını ödemesi gerekecektir.

Maktu harç olarak belirlenmiş olan genel anlamdaki başvuru harç tutarları mahkemenin görevine veya kanun yolundaki görev sıralamasına göre değişir. Maktu harç tutarlarının belirlenmesi kanun koyucunun inisiyatifinde olmakla birlikte bu belirlemelerde bazı izlenen politikaların da etkili olduğu görülmektedir. Kanun yolları dikkate alındığında da istinaf için ilk derecedeki işlerden, temyiz için ise istinaftan daha fazla maktu harç belirlendiği görülmektedir. Kanun koyucunun bir sonraki aşamaya gitme maliyetini artırmasının sebebi kişilerin bu yolu keyfi kullanmalarının önüne geçmeye çalışmaktır. Ancak bu durum, gerçekten bu yollara ihtiyacı olanlar açısından ise hizmete ulaşma maliyetini artırmış oluğundan hak arama özgürlüğünün kısıtlanmasına da sebep olabilecektir.

Tarifelere göre maktu esasa göre işlemin nevi ve mahiyeti bakımından harç alınan hizmetler şunlardır:

• Sulh, icra hukuk, asliye, idare, vergi, bölge adliye veya bölge idare mahkemeleri, Yargıtay, Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesine ve Anayasa Mahkemesine dava açmak için başvuruda bulunulması,

• Belli bir değer bulunmayan davalarda duruşmanın ertelenmesine sebep olunması,

  • Para ile ölçülemeyen davalarda karar verilmesi, davanın reddedilmesi, karar düzeltme talebinin reddi,
  • İcranın geri bırakılmasına karar verilmesi,
  • Delil tespiti, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararlarının verilmesi,
  • Yargıtay hukuk daireleri, Danıştay’a temyiz başvurusu,
  • Bölge idare mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerine istinaf başvurusu,
  • İcraya başvurma,
  • Değeri belli olmayan icra takiplerinde, icranın yerine getirilmesi,
  • Haczedilen gayrimenkullerin idaresi, kira mukaveleleri düzenlenmesi ve hesap tutulması,
  • İcra ve iflas işlemlerinin daire dışında memur eliyle yerine getirilmesi,
  • Ticaret sicilinde tescil ve ilan yapılması, kayıt silinmesi,
  • Örnek verilmesi,
  • Sicil tasdiknamesi verilmesi,
  • Suret verilmesi,
  • Borcu alacağına denk miras işlerinde değer tutulması,
  • İflas dairesi tarafından değer tutulması,

Yargı harçları bakımından, talep edene sağlanacak olan faydanın belli bir yüzdesi harç olarak belirlenmiştir. Değer esasına göre alınan harçlarda bir oran ve bu oranın uygulanacağı bir değere (matraha) ihtiyaç duyulmaktadır. Matrah talep edilen hizmete konu iş veya işlemin değeri iken bu orana uygulanacak oran o iş ile ilgili tarifede gösterilendir. Matrahın, tarifedeki oranı harç olarak ortaya çıkmaktadır. Parasal talepler açısından değeri (matrahı) tespit etmek mümkün iken bir değeri olmakla birlikte satışı gündemde olmayan mal gibi gerçek değerinin tam olarak bilinemediği durumlar da olabilir. Harçlar Kanunu’nun 16. maddesinde bu tip konulara açıklık getirilmiştir. Değer gösterilmesi mümkün olan hâllerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi zorunlu tutulmuştur. Harçlar Kanunu’nun 17, 18 ve 19. Maddelerinde ise bazı farklı özel değer esasları belirlenmiştir.

Harçların oranları tarifelerde yer almaktadır. Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, yargılamanın ilk celsesinde gerçekleşirse karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınacaktır, diğer taraftan, her ne sebep ve suretle olursa olsun, icra takibinden vazgeçilmesi hâlinde vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısı, haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilmişse tahsil harcı tam olarak alınacaktır.

Yargılama Harçlarının Ödenmesi

Harcın konusu işlemin başlayabilmesi için talep yeterli olmayıp bu talebe konu hizmetin karşılığı harcın da ödenmesi gerekmektedir.

Ödeme Usulü

Ödeme usulüne gelince, Harçlar Kanunu’nun 25. maddesinde harcın makbuz karşılığında ödeneceği düzenlenmiştir. Diğer taraftan Hazine ve Maliye Bakanlığı güvenliği sağlandığı sürece, basılı damga vurulması veya elektronik ödeme gibi sair şekilde tahsilat yapma konusunda ilgili dairelere yetki de verebilecektir.

Kanunlarda eğer harç, Belediye Gelirleri Kanunu’nda yer aldığı gibi belediyeye veya başka kuruma ait bir gelir olarak tanımlanmamışsa, bu gelirleri toplama yetkisi merkezi yönetime yani Hazine ve Maliye Bakanlığınca kurulan Gelir İdaresi Başkanlığına verilmiştir.

Ödeme Yeri

Gelir İdaresi Başkanlığı harçların toplanma yetkisini kendi bünyesinde tutmaktadır. Mahkemeler ile daireler sadece tahsil yetkisine sahip olup eksik ödenen harcı cebren tahsil etme yetkisine sahip değildirler.

İcra dairesinin yetkileri 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil usulü Hakkında Kanun kapsamında yer almayan diğer alacaklar ile sınırlıdır. O yüzden devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer’i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile bunların takip masraflarını tahsil edemeyecektir. İcraya harç ödenmediği takdirde icra dairesinin yapabileceği tek şey verilen icra veya iflas hizmetlerini durdurmak olacaktır.

Tahsil harcının doğması için ise borçludan cebren alınacak paraların alacaklıya ödenmesi gerekmektedir. İcra dairesinin harcı tahsil etmesi bir zorlamayla değil daha önce tahsil ettiği paradan alacaklıya öderken kesinti suretiyle tahsil edilmektedir. İcra veya iflas dairesi tahsil harcının borç, faiz ve masraflarını ise borçludan bir bakıma zorla tahsil eder. Diğer taraftan vazgeçme veya sulh, haricen ödeme gibi vazgeçmiş sayılma hâllerinde alınması gereken tahsil harcının icra dairesine bir ödeme yapılmadığından dolayı tahsil edilemeyecek dolayısıyla icra dairesince tahsil harcı da kesilemeyecektir. Durum tespit edildiğinde icra dairesinin cebri tahsil yetkisi olmadığı için Gelir İdaresinin tahsil etmesini sağlamalıdır.

Ödeme süresinde ödenmeyen harçlar, ilgili mahkeme ve daireler tarafından sürenin sonundan itibaren on beş gün içinde bir yazı ile o yerin vergi dairesine bildirilerek harçların vergi dairesince tahsil edilmesi sağlanacaktır.

Vergi yargısı harçları ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren 1 ay içinde ilgili vergi dairesine ödenecektir. Vergi Usul Kanunu kapsamına giren konularda harç Gelir İdaresine bağlı vergi dairlerince veya Belediye Gelir Müdürlükleri tarafından tahsil edilecektir. 4458 sayılı Gümrük Kanunu kapsamında tahsil edilmesi gereken alacaklar ile ilgili davalar nedeniyle ortaya çıkan maktu ve nispi harçlar ise gümrük tarafından tahsil edilecektir.

Harçlar Kanunu’nun 133. Maddesi gereğince Hazine ve Maliye Bakanlığının izniyle makbuzla tahsilatta bulunan memurlar bir aya ait tahsilat tutarlarını ertesi ayın beşinci günü akşamına kadar en yakın vergi dairesine yatırmakla mükelleftirler. 500 Türk lirasını geçen tahsilat bu süre ile bağlı olmaksızın derhâl yatırılır.

Ödeme Zamanı

Tahsilatın kimin tarafından hangi koşullarda yapılacağı kişinin kendi iradesi ile kendisine uygun tahsilat yöntemini seçmesi bakımından önemlidir.

İşlemin nevi ve mahiyetine göre maktu harç alınmasına karar verilen harçlar, Harçlar Kanunu’nun 27. maddesi gereğince kural olarak işlemin yapılmasından önce peşin olarak ödenir. Vergi yargısı harçları da 55. madde gereğince dava dilekçesinin verilmesi sırasında peşin olarak ödenecektir. Mahiyetleri icabı maktu olarak belirlenmiş olan ve işin sonunda hesap edilip alınması gereken harçların ise harç alacağının doğması tarihinden itibaren 15 gün içinde ödenmesi gerekmektedir. Maktu harçlar peşin veya süresinde ödenmemiş ise sonraki işlemlere ancak harç ödendikten sonra devam edilecektir.

Nispi alınan karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenecektir. Diğer taraftan ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında peşin alınan harcın oranı yirmide bir olarak uygulanacaktır.

Bakiye karar ve ilam harçlarında bir istisna olarak ödeme yapılmadan da sonraki işleme devam edilebilecektir. İcra takiplerinde Tahsil Harcı ise alacağın ödenmesi sırasında kesinti suretiyle tahsil edilir. Ödeme yapılmayan hallerde ise harç alacağının doğması tarihinden itibaren 15 gün içinde ödenir. Harçlar Kanunu’nun 29. maddesi gereğince ilama dayanmayan alacaklar ise ileride tahsilat yapılırsa; tahsil harcına mahsuben, alacak miktarının binde beşi peşin alınacaktır.

Harcın Diğer Tarafça Ödenmesi

Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe sonraki işlemler yapılmaz. Ancak üzerine harç yüklenilen kişiden kaynaklanan bu haklı veya haksız sebeplerle işlemin durması diğer tarafı zarara uğratabileceği için bunu engellemek bakımından kanun koyucu Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi ile diğer tarafa bu harcı ödeyerek işlemin devamını sağlatma hakkı tanınmıştır.


Güz Dönemi Ara Sınavı
7 Aralık 2024 Cumartesi
v