Evde Yaşlı Bakım Hizmetleri Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Uzun Süren Hastalık Tanısı Alan Yaşlı Bireyin Evde Bakımı-2 (Şeker Hastalığı, Kronik, Obstruktif Akciğer Hastalığı Ve Kronik Böbrek Hastalığı)
Kronik hastalıklar nelerdir?
Tüm dünyadaki ölümlerin ve sakatlıkların en önemli nedenleri arasında olan ve toplum sağlığı için önemli olan kronik hastalıklar arasında şeker hastalığı (diabetes mellitus), kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), kronik böbrek hastalığı (KBH) sayılabilmektedir.
Şeker hastalığı (Diabetes Mellitus) nasıl bir hastalıktır?
Kronik hastalıklar arasında yer alan ve son yıllarda görülme sıklığı hızla artan Diyabetes Mellitus (DM) çeşitli klinik semptomlar ile seyreden, hasta ve ailesine ekonomik yük getiren, oluşturduğu komplikasyonlar nedeniyle organ ve işlev kayıplarına yol açarak hastaların yaşam süresini ve kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir hastalıktır.
Diabetes mellitus nedir?
Diabetes mellitus, vücudun kandaki glukozu, yani şekeri nasıl kullandığını etkileyen bir grup hastalığın genel adıdır.
Tip 1 diyabet nedir?
Yaşlı bireylerde daha az görülen yeni başlangıçlı tip 1 diyabetlerde adacık hücre antikoru, insülin antikorları ve diğer pankreatik beta hücre-spesifik antikorlar gibi pankreas beta hücrelerinin immün harabiyetinin göstergeleri vardır.
Yaşlı diyabetiklerin %90’ında görülen tip 2 diabetes nedir?
Tip 2 diabetes grubunda pankreatik beta hücrelerinin otoimmün harabiyeti gözlenmez. Total beta hücre kütlesinde hafif bir azalma olsa da, ciddi bir kayıp söz konusu değildir.
Yaşlılarda diabetes mellitusa yatkınlığın sebepleri nelerdir?
Yaşlılarda şeker hastalığına yatkınlığın sebepleri şöyle sıralanabilir: • Genetik yapı, • Yaşlanmayla insülin salgısında azalma, • İnsülin direnci gelişimi, • Yaşlıda yağ dokusunun artması, • Fiziksel aktivitenin azalması, • İlaçlar.
Şeker hastalığında en temel belirti ve bulgular nelerdir?
Şeker hastalığında en temel belirtileri şöyle sıralanabilir: • Poliüri: Çok idrar çıkarma, • Polidipsi: Aşırı susuzluk, • Polifaji: Aşırı yemek yeme, • Belirli bir açıklaması olmayan kilo kaybı, • Görmede bulanıklık, • Yara ve enfeksiyonların beklenenden daha geç iyileşmesi, • Uykuya meyilde artış olması.
Diabetes mellitus tanı kriterleri nelerdir?
DM tanısı konulmasında şu kriterlere uyulmaktadır: • Açlık Plazma Glukozu Ölçümü, • Oral Glukoz Tolerans Testi, • Rastgele Plazma Glukoz Ölçümü, • HbA1c Ölçümü.
Açlık plazma glukozu (AKŞ: açlık kan şekeri) ölçümü nasıl yapılır?
8 saat ve üzeri aç kalma sonrası kan tahlili yapılır. Tek ölçüm yeterli değildir. Ayrı günlerde yapılmış en az 2 kan tahlili bulunmalıdır. 100 mg/dl’den düşük çıkan sonuçlar normal glukoz toleransı olarak 100-125 mg/dl aralığı diyabet öncesi olarak kabul edilir. 126 mg/dl ve yukarısındaki değerler ise diabetes mellitus olarak tanı alır.
Oral glukoz tolerans testi (OGTT) nedir ve nasıl yapılır?
Açlık kan şekeri için örnek alındıktan sonra 250 ml su içerisinde 75 gram glukoz eritilir. OGTT uygulanacak kişiye içirilir ve 2 saat sonra kan şekeri ölçülür. 140 mg/dl’den düşük ise normal kabul edilir. 140-199 mg/dl aralığında ise diyabet öncesi, 200 mg/dl ve daha büyük değerler ise diabetes mellitus olarak yorumlanır.
Rastgele plazma glukoz ölçümü nasıl yapılır?
Günün herhangi bir zamanında rastgele kan şekeri ölçümü yapılır. 200 mg/dl ve üzeri değerler diabetes mellitus teşhisine götürür. Diğer iki tahlilde olduğu gibi ayrı bir günde ikinci bir ölçüm gerekir.
HbA1c ölçümü nasıl yapılır?
Kan tahlili ile değerlendirilir. HbA1c kandaki glukozun eritrositlerde bulunan hemoglobin ile etkileşmesi sonucu oluşur. Kanda oksijen taşınmasını sağlayan bir proteindir. Kan glukoz düzeyi arttığı oranda HbA1c de artar. % 6,5 ve daha büyük değerler ölçülmesi durumunda diabetes mellitus teşhisine ulaşılır.
Diyabette komplikasyonlar nelerdir?
Diyabette komplikasyonlar; • Makrovasküler komplikasyonlar ve • Mikrovasküler komplikasyonlar şeklindedir.
Makrovasküler komplikasyonlar nelerdir?
Koroner kalp rahatsızlığı, periferik arter hastalığı, serebrovasküler hastalıklardır. Diabetes mellituslu hastaların 3/4’ü KAH bağlı komplikasyonlar nedeniyle kaybedilirler. Diabetes mellitus, KAH eşdeğeri kabul edilmiştir.
Mikrovasküler komplikasyonlar nelerdir?
Mikrovasküler komplikasyonlar diyabet hastalarının gözlerinde, böbreklerinde ve sinir sisteminde meydana gelen değişikliklerdir, yani retinopati, nefropati, nöropatidir.
Diyab etik retinopati komplikasyonu oluştuğunda ne yapılması gerekir?
Optimal glukoz ve kan basıncı kontrolü sağlanmalıdır. Tip 2 diyabette tanıda göz dibi muayenesi yapılmalıdır. Tanıdan sonra her yıl göz dibi muayenesi yapılmalıdır.
Diyabetik nefropati komplikasyonu oluşumunda ne yapılmalıdır?
Glukoz ve kan basıncı kontrolü sağlanmalıdır. Mikroalbuminüri yılda bir ölçülmelidir. Serum kreatinin yılda bir ölçülerek GFR hesaplanmalıdır.
Diyabetik nöropati komplikasyonu nasıl anlaşılır?
Vücudun herhangi bir sinir sistemini tutabilir. Özellikle alt ekstremiteleri tutan duyusal nöropati infeksiyon ve iskemi ile birlikte en önemli ayak amputasyonu nedenidir.
Şeker hastalığının tedavisi kaç şekilde yapılabilir?
Şeker hastalığının tedavisinde üç önemli unsur vardır; • İlaç tedavisi, • Tıbbi beslenme, • Egzersiz tedavisidir.
Şeker hastalığında ilaç tedavisi nasıl yapılır?
Oral antidiyabetikler ve insülin tedavisi kullanılır. Yaşlı bireyin ilaca uyumu ne kadar iyi olursa hastalığa bağlı komplikasyon gelişme riski de o ölçüde düşük olur.
Şeker hastalığında tıbbi beslenme tedavisi nasıl yapılır?
Beslenme kapsamlı diyabet bakım ve tedavisinin vazgeçilmez bir bileşenidir. Tedavinin başlatılmasından sonra 6-12 haftalık sürede HbA1c düzeyleri sıklıkla % 1-2 derece düşer.
Diyabette tıbbi beslenme tedavisinin hedefleri nelerdir?
• Optimum metabolik sonuçları elde etmek ve sürdürmek: Diyabet komplikasyonlarını azaltacak normal sınırlarda kan glukoz hedefleri, vaskuler hastalık riskini azaltacak kan basıncı değerleri, makrovaskuler hastalık riskini azaltacak lipid düzeyleri elde edilmeye çalışılır. • Beslenmeyle ilgili komplikasyonları önlemek, geciktirmek veya tedavi etmek: Obezite, dislipidemi, KVS hastalığı, HT, nefropati gibi. • Sağlıklı yiyecek seçimleri ve fizik aktivite ile sağlığı iyileştirmek. • Kişisel beslenme gereksinimlerini karşılamak. • Diyabet hastası yaşlının beslenmesinde kalori kontrolü çok önemli olup diyetisyenin yada doktorunun uygun gördüğü kalori miktarını gün içinde üç ana üç ara öğün şeklinde tüketmesi önerilir.
Şeker hastalığının varlığında egzersiz tedavisi nasıl yapılmalıdır?
Düzenli fiziksel egzersiz tüm diyabetli hastaların tedavilerinin önemli bir bileşeni olarak önerilmektedir. Egzersizlerin yararları ve riskleri olabilir. Özellikle insülin kullanan yaşlılar insülin yaptıktan sonra ana öğünlerini almaları gerekir, aksi takdirde kan şekeri düşüklüğü sorunu yaşayabilirler. Egzersiz insülin gibi görev gördüğünden aşırı egzersiz modelleri yaşlılar için uygun olmayabilir. Egzersizin çok aç karnına veya yemekten hemen sonra yapılması sakıncalıdır.
Evde izlenilen şeker hastalığı olan yaşlının bakımında ele alınması gereken konular nelerdir?
İlgili konular şöyle sıralanabilir: • Kan şekerinin kontrol altında tutulması ve izlemi, • Tıbbi tedavinin izlemi ve hasta uyumunun sağlanması, • Diyabetik diyete uyumun sağlanması, • Egzersiz uyumunun sağlanması, • Komplikasyonların önlenmesi.
Diyabeti olan bireylerin/yaşlının egzersiz yapmasının yararları nelerdir?
İlgili yararalar şöyle sıralanabilir: • Kilo vermeye yardımcı olur, • Kan dolaşımını düzeltir, • Özgüveni artırır, • Kasları geliştirir, • Kalbinizi güçlendirir, • Uykuyu düzeltir, • Stresi azaltır, • İştahı kontrol eder, • Yaşamı uzatır.
Şeker hastalığı olan bireylerde komplikasyonların gelişiminin önlenmesi için neler yapılmalıdır?
İlgili komplikasyonların gelişiminin önlenmesi için yapılması gerekenler şöyle sıralanabilir: • Kan şekeri ölçümü, • Kan basıncı ölçümü, • Ayak muayenesi, • İdrarda protein varlığına yönelik test, • Kolesterol testi, • Göz muayenesi, • Diş kontrolleri, • EKG takibinin yapılması gerekir.
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı nedir?
Kronik bronşit ve amfizeme bağlı olarak gelişen kronik obstrüktif, geri dönüşümsüz ve ilerleyici olan hava akımı kısıtlanması ile karakterize bir hastalıktır. Hava akımı kısıtlanması kısmen geri dönüşümlü ve solunum yolları aşırı duyarlılığı ile birlikte olabilir.
Kronik bronşit ya da amfizemi olan bir hastada KOAH hastalığının geliştiği nasıl söylenebilir?
Bu hastada KOAH hastalığının geliştiğini söyleyebilmek için kronik hava akımı kısıtlamasının meydana gelmiş olması gerekmektedir. Çünkü KOAH’ta kronik bronşit ve amfizem genellikle bir arada bulunur.
Kronik bronşit hastalığı nedir?
Kronik bronşit artarda en az iki yıl tekrarlayan ve en az üç ay boyunca devam eden çoğu günler görülen ve diğer solunum ya da kalp hastalıklarına bağlanamayan öksürük ve balgam çıkarma ile karakterize bir hastalıktır.
Kronik bronşit nasıl oluşur?
Kronik bronşit, solunum yollarında salgı yapan bezlerin sayı ve hacmindeki artış neticesinde gelişen salgı miktarının fazlalığına bağlı olarak oluşur. Salgı yapan bezlerin sayı ve hacmindeki artış solunum yollarının duvar kalınlaşmasındaki önde gelen nedendir ve bu da solunum yollarında tıkanmaya sebep olur.
Amfizem hastalığı nedir?
Alveol denilen hava keselerinin duvarlarının yıkımı ile meydana gelen bir hastalıktır. Duvar yıkımı hava boşluklarının anormal ve kalıcı şekilde genişlemesine ve akciğer esnekliğinin kaybolmasına neden olur. Sonuç olarak küçük hava yollarında tıkanmalar meydana gelir.
KOAH gelişimine neden olan faktörler nelerdir?
KOAH hastalığının gelişmesine neden olan faktörler; • Tütün, • Hava kirliliği, • Mesleksel faktörler, • Sosyoekonomik koşullar, • Solunum yolu enfeksiyonlarıdır.
KOAH hastalığının tedavisinde temel hedefler nelerdir?
Bu hastalığın tedavisinin hedefleri şunlardır: • Hastalık progresyonunu önlemek, • Semptomları azaltmak, • Egzersiz toleransını düzeltmek, • Komplikasyonları önlemek ve tedavi etmek, • Atakları önlemek ve tedavi etmek, • Mortaliteyi azaltmak, • Kaliteli yaşamayı sağlamaktır.
KOAH’lı yaşlının evde bakımında temel alınan ilkeler nelerdir?
Hastanın tedavisi ve hastalığına uyum sağlamasında destek vermek ve komplikasyonların ve atakların gelişiminin önlenmesinde temel alınan ilkeler şöyle sıralanabilir: • Solunum sıkıntısının kontrol altına alınması, • Nebülizer ile ilaç uygulama, • Sprey ilaç uygulama, • Beslenme, • Egzersiz, • Atak (alevlenme).
KOAH’lı yaşlının nefes darlığının kontrolü için neler yapılmalıdır?
Nefes darlığının kontrolü için yapılması gerekenler şunlardır: • Yüzeysel ve hızlı solunum yerine daha derin ve yavaş nefes almaya çalışılmalıdır, • Burundan derin bir nefes alıp dudakları büzülerek ıslık çalar gibi yavaş yavaş verilmelidir (büzük dudak solunumu), • Rahat şekilde oturup sırtı arkaya yaslayarak bir el gögüse bir el karına konulur, • Derin nefes alırken karın şişmeli verirken içe çekilmelidir. Aynı hareket sırtüstü yatarken de yapılıp diyaframın daha güçlü kasılması sağlanabilir.
Nebülizer ile ilaç uygulama nasıl yapılır?
Sıvı haldeki ilaçların buhar haline getirip maske veya ağızlık yardımıyla hastanın solunum yollarına verilmesidir. Ölçülü doz inhaler ilaçlara uyum sağlayamayan hastalarda etkili bir şekilde uygulanabilir. Bronkodilatatör ilaçların etkinliği için tedavi süresi 10 dk dan az olmalıdır.
KOAH’lı yaşlı hastaların beslenmeleri nasıl olmalıdır?
Vücut ağırlığı ideale yakın tutulmaya çalışılmalıdır. Fazla kilo söz konusu ise şekerli, unlu ve yağlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Kilo normalin altında ise protein ve yağdan zengin et, tavuk, balık, yumurta, peynir, süt gibi ürünler tercih edilmelidir. Kanda karbondioksit yüksek ise, karbonhidratlar yerine yağlı besinler tercih edilmelidir. Yiyecekler 3 yerine 6 öğüne bölünerek yenmelidir. Mutlaka yeterli miktarda sıvı alınmalıdır.
KOAH’lı hastalarda atak(alevlenme) belirtileri nelerdir?
KOAH’lı hastada solunumsal belirtilerin tıbbi müdahale gerektirecek derecede artışı ile karakterize dönemler olarak tanımlanır. KOAH hastaları yılda yaklaşık 1-4 kez atak geçirirler. Atak sırasında nefes darlığı, öksürük ve balgam miktarı artar. Bu şikayetlerin varlığında hekime başvurulmalıdır. Atağın en sık nedeni enfeksiyonlardır.
KOAH’lı hastalar nasıl egzersiz yapmalıdır?
Bu hastalarda akciğerlerin iyi çalışması için egzersiz gereklidir. Ne yazık ki birçok akciğer hastası egzersizden korkar. Bunun nedeni nefes darlığı hissi veya nefes darlığının zarar vereceği korkusudur. Ancak bu doğru değildir nefes darlığı hissedilmesi akciğerlere zarar vermez. Hareketsiz kalınması kasların zayıf düşmesine ve akciğer kapasitesinin azalmasına neden olur. Hareketli ve aktif bir yaşam akciğer kapasitesini artırır.
Kronik böbrek hastalığı nasıl bir hastalıktır?
Kronik böbrek hastalığı, böbrekleri hasara uğratan ve böbreklerin normal görevlerini (kanı zararlı maddelerden temizleme, vücut sıvısını sağlama, tansiyonu düzenleme ve hormon yapımı gibi) yapmasını engelleyen uzun süreli bir hastalıktır.
Kronik böbrek hastalığı teşhisi nasıl konulur?
Bu hastalığın teşhisi için üç aydan daha uzun süren idrar albümin atılımı artışı veya böbrek fonksiyonunda önemli azalması ile konulur. Bu hastalık tansiyon yüksekliği, kansızlık, kemik hastalığı ve kalpdamat hastalıkları gibi komplikasyonlara yol açabilir.
Kronik böbrek hastalığının en sık görülen nedenleri nelerdir?
Böbrek hastalığının en sık görülen nedenleri; • Şeker hastalığı (diabetes mellitus), • Tansiyon yüksekliği (hipertansiyon), • Nefritler (glomerülonefritler, intersitiel nefritlervs) • Ürolojik nedenler (idrar yolu taşları ve idrar yolu tıkanmaları), • Kistik böbrek hastalıklarıdır.
Çocukluk yaş grubundaki hastalarda böbrek yetmezliğine götüren en önemli nedenler nelerdir?
Çocuklarda böbrek yetmezliğine götüren en önemli nedenler; • Vezikoüreteral Reflü, • Tekrarlayan Üriner İnfeksiyonlar ve • Kronik Glomerülonefritlerdir.
Kronik böbrek hastalığının görülme riski yüksek olan gruplar hangileridir?
Böbrek hastalığının görülme riski yüksek olan gruplar şöyle sıralanabilir: • Şeker hastalığı olanlar, • Tansiyon yüksekliği olanlar, • Şişmanlar (obezler), • Yaşlılar, • Ailesinde diyabet, hipertansiyon ve böbrek hastalığı bulunanlar, • Sigara içenler.
Kronik böbrek hastalığının belirtileri nelerdir?
Bu hastalığa sahip olanlarda görülen belirtiler şöyle sıralanabilir: • Halsizlik, çabuk yorulma ve enerji kaybı, • Konsantrasyon bozukluğu, • İştahsızlık, • Uyku bozuklukları, • Geceleri kas krampları, • Ayak ve bacakta şişlik olması, • Ciltte kuruluk ve kaşıntı, • Özellikle geceleri daha sık idrar çıkma.
Kronik böbrek hastalığı tanısı nasıl konulur?
Kronik böbrek hastalığı genellikle son döneme kadar belirti vermediği için hastalığın belirlenmesi ancak yapılacak idrar ve kan testleri ile mümkün olur. Bu amaçla kanda kreatinin ölçümü ve glomerüler filtrasyon hızı hesaplanması ve idrarda protein / albümin tayini ile teşhise ulaşılabilir. Ultrasonografik tetkik ile de böbreklerde yapısal anormallikler ortaya konulabilmektedir.
Kronik böbrek yetmezliğinde tedavi şekli nasıldır?
Kronik böbrek yetmezliğinin ilerlemesini önlemek için primer hastalığın tedavisi yanısıra alınabilecek genel önlemler de tanımlanmıştır. Bunların başında diyetin protein içeriğinin kısıtlanması gelmektedir. Klinik çalışmalar başta diyabetikler olmak üzere kronik böbrek yetmezliği sürecindeki hastalarda düşük proteinli diyetin yararını göstermiştir. Kronik böbrek yetmezliği sürecindeki hastalara fazla protein verilmesi glomerülosklerozu hızlandırır ve üremik semptomların ortaya çıkmasına neden olabilir. Son dönem böbrek yetmezliğinde hastanın diyalize alınması gerekir. Böbrek tranplantasyonu hastalığın sonlandırılmasını sağlar ancak ülkemizde yeterli dönor bulunmadığı için semptomatik tedavi ve diyaliz etkin tedavi yöntemleri içinde yer alır.
Kronik böbrek hastalığı olan yaşlı bir bireyin evde bakımında ele alınması gereken konular nelerdir?
İlgili konular şöyle sıralanabilir: • Kan basıncı yüksekliğinin kontrol altına alınması, • Ödem takibinin yapılması, • İştahsızlığa bağlı yetersiz beslenmenin desteklenmesi, • İlaç tedavisine uyumun desteklenmesi, reçeteli ilaçların düzenlenmesi, • Diyaliz programına uyumun desteklenmesi, • Özel diyete uyumun desteklenmesi, • Cilt sorunlarının, özellikle kaşıntı ve kuruluğun giderilmesi, • Fistül takibi ve bakımı konusunda bilgilendirme yapılması.
Kronik böbrek hastalığına sahip olan yaşlılarda beslenme nasıl olmalıdır?
Bu hastalarda yaşlı bireyler hastalığına ve özel diyetine bağlı iştahsızlık ve beslenme yetersizliği sorunu ile karşı karşıya kalabilirler. Doktor önerisi ve diyetisyen kontrolünde verilen özel diyetin uygulanması hastalığın prognozu ve komplikasyonların önlenmesi için önemlidir. Yaşlının tuz, su, potasyum ve proteinden kısıtlı bir diyeti varsa bunun öneminin hastaya anlatılması gerekir. Hastanın düzenli kilo ve ödem takibinin yapılması gerekir. Bunun için günlük takip listesi çıkartılabilir.
Kronik böbrek hastalığı olan yaşlı bireyin kaşıntı komplikasyonu nasıl giderilir?
Yüksek miktardaki ürenin deri yoluyla atılması sonucu hastada görülen rahatsız edici bir sorundur. Yaşlının cildinin sık sık temizlenmesi, sık banyo yaptırılması, tırnakların kesilmesi ve cildin nemlendirilmesi önerilir. Hastada görülen kaşıntı sorununun giderilmesinde hastanın doktoru ve evde bakım hemşiresi ile işbirliği yapılması gerekir.
Kronik böbrek hastalığı olan yaşlı bireylerde fistüle yönelik tehlikelerden enfeksiyon ve kan pıhtılaşması riskini azaltmak için hangi bilgiler verilmelidir?
İlgili bilgiler şöyle sıralanabilir: • Kanın serbestçe hareket etmesini sağlamak için özellikle düşük kan basıncı kan pıhtılaşmasına yol açacağı için fistüllü kolda oluşabilecek her türlü baskının önlenmesi, • Fistülün sıkışmasına neden olabilecek sıkı giysiler giymek veya saat, bilezik gibi kısıtlayıcı aksesuarlar takmaktan kaçınmak, • Fistüllü kolun üzerinde uyumanın fistülde geçici olarak kan dolaşımının azalmasına yola açması, • Fistüllü kolu sertçe bükmekten kaçınmak, • Tansiyon aletinin manşonun şişirilmesinin kan damarlarının sıkıştırılmasına neden olacağı için fistüllü koldan tansiyon ölçmekten kaçınılması, • Kan alma yada enjeksiyon gibi sonrasında kanamayı durdurmak için bası uygulanması gereken işlemlerden kaçınmak, • Fistül bölgesinde kızarıklık, şişme, ağrı, ısı artışı gibi durumlarda doktora haber verilmesi konularında yaşlı bireylere bilgi verilmelidir.
Şeker hastalığı nedir ve ne gibi etkileri vardır?
Kronik hastalıklar arasında yer alan ve son yıllarda görülme sıklığı hızla artan Diyabetes Mellitus (DM) çeşitli klinik semptomlar ile seyreden, hasta ve ailesine ekonomik yük getiren, oluşturduğu komplikasyonlar nedeniyle organ ve işlev kayıplarına yol açarak hastaların yaşam süresini ve kalitesini olumsuz yönde etkileyebilen bir hastalıktır.
Yaş ve Şeker hastalığı arasındaki ilişki nasıldır?
Yaşla beraber hastalığın insidans ve prevalans giderek artar. Altmış beş yaş üstü diyabetik hastalar tüm diyabetiklerin hemen hemen %40’ını oluşturur. Yine geriatrik yaş grubunun %20’sinde bozulmuş glukoz toleransı vardır. Ayrıca yaşlı popülasyonun %10’unda tanı konmamış diyabet vardır.
Tip 1 ve tip 2 diyabet arasındaki fark nedir?
Genelde, tip 1 diyabetiklerde adacık hücre antikoru, insülin antikorları ve diğer pankreatik beta hücre-spesifik antikorlar gibi pankreas beta hücrelerinin immün harabiyetinin göstergeleri vardır.
Tip 2 diyabetiklerde pankreatik beta hücrelerinin otoimmün harabiyeti gözlenmez. Total beta hücre kütlesinde hafif bir azalma olsa da, ciddi bir kayıp söz konusu değildir.
Yaşlılarda diyabet gelişimine neden olan faktörler nelerdir?
Yaşlılarda diyabet gelişimine neden olan faktörler;
• Genetik
• Yaşlanmaya bağlı insülin salınımında azalma
• Yaşlanmaya bağlı insülin salınımında azalma
• Yağ dokusunun artışı
• Fiziksel aktivitede azalma
• İlaçlar
Şeker hastalığında en temel belirti ve bulgular nelerdir?
Şeker hastalığında en temel belirti ve bulgular şunlardır:
• Poliüri: Çok idrar çıkarma,
• Polidipsi: Aşırı susuzluk,
• Polifaji: Aşırı yemek yeme,
• Belirli bir açıklaması olmayan kilo kaybı,
• Görmede bulanıklık,
• Yara ve enfeksiyonların beklenenden daha geç iyileşmesi,
• Uykuya meyilde artış olması.
Diyabet tanısı için kullanılan kriterler nelerdir?
Açlık plazma glukozu (AKŞ: Açlık kan şekeri) ölçümü
Oral glukoz tolerans testi (OGTT)
Rastgele plazma glukoz ölçümü
HbA1c ölçümü
Açlık plazma glukozu ölçümü nasıl yapılır?
8 saat ve üzeri aç kalma sonrası kan tahlili yapılır. Tek ölçüm yeterli değildir. Ayrı günlerde yapılmış en az 2 kan tahlili bulunmalıdır. 100mg/dl’den düşük çıkan sonuçlar normal glukoz toleransı olarak değerlendirilir. 100-125mg/dl aralığı diyabet öncesi olarak kabul edilir. 126 mg/dl ve yukarısındaki değerler ise diabetes mellitus olarak tanı alır.
Rastgele plazma glukozu ölçümü nasıl yapılır?
Günün herhangi bir zamanında rastgele kan şekeri ölçümü yapılır. 200 mg/dl ve üzerindeki değerler diabetes mellitus teşhisine götürür. Diğer iki tahlilde olduğu gibi ayrı bir günde ikinci bir ölçüm gerekmektedir.
Diyabette karşılaşılan komplikasyonlar nasıl sınıflandırılır?
Makrovasküler komplikasyonlar
Mikrovasküler komplikasyonlar
Diyabette karşılaşılan mikrovasküler komplikasyonlar nelerdir?
Mikrovasküler komplikasyonlar deyiminin pratik anlamı; diyabet hastalarının gözlerinde, böbreklerinde ve sinir sisteminde meydana gelen değişikliklerdir, yani; retinopati, nefropati, nöropatidir.
• Diyabetik Retinopati: Optimal glukoz ve kan basıncı kontrolü sağlanmalıdır. Tip 2 diyabette tanıda göz dibi muayenesi yapılmalıdır. Tanıdan sonra her yıl göz dibi muayenesi yapılmalıdır.
• Diyabetik Nefropati: Glukoz ve kan basıncı kontrolü sağlanmalıdır. Mikroalbuminüri yılda bir ölçülmelidir. Serum kreatinin yılda bir ölçülerek GFR hesaplanmalıdır.
• Diyabetik Nöropati: vücudunun herhangi bir sistemini tutabilir. Özellikle alt ekstremiteleri tutan duyusal noropati infeksiyon ve iskemi ile birlikte en önemli ayak amputasyonu nedenidir.
Şeker hastalığının tedavisindeki unsurlar nelerdir?
Şeker hastalığının tedavisinde üç önemli unsur vardır, bunlar; ilaç tedavisi, tıbbi beslenme ve egzersiz tedavisi. Yaşlı bireylerin tedavilerine uyumları ileri dönem makro ve mikro vasküler komplikasyonların gelişimini engelleyecektir.
Diyabette tıbbi beslenmenin amaçları nelerdir?
• Optimum metabolik sonuçları elde etmek ve sürdürmek: Diyabet komplikasyonlarını azaltacak normal sınırlarda kan glukoz hedefleri, vaskuler hastalık riskini azaltacak kan basıncı değerleri, makrovaskuler hastalık riskini azaltacak lipid düzeyleri elde edilmeye çalışılır.
• Beslenmeyle ilgili komplikasyonları önlemek, geciktirmek veya tedavi etmek: obezite, dislipidemi, KVS hastalığı, HT, nefropati gibi.
• Sağlıklı yiyecek seçimleri ve fizik aktivite ile sağlığı iyileştirmek.
• Kişisel beslenme gereksinimlerini karşılamak.
• Diyabet hastası yaşlının beslenmesinde kalori kontrolü çok önemli olup, diyetisyenin ya da doktorunun uygun gördüğü kalori miktarını gün içinde üç ana üç ara öğün şeklinde tüketmesi önerilir.
Diyabet tedavisinde kullanılan bir yöntem olan egzersiz tedavisinde dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?
Aç karnına egzersiz yapılması önerilmez. En uygun zaman yemekten sonraki 1-2 saattir. Aç karnına ya da öğünlerden önce yapılacak egzersizde hipoglisemi (kan şekerinde ani azalmalar) oluşma riski vardır.
• Geç saatlerde ve soğuk havalarda egzersiz yapılmaması önerilir.
• İnsülin kullanan hastalarda egzersizden en az bir saat önce insülin enjekte edilmemeli, egzersizden önceki insülin dozunun azaltılması tavsiye edilmelidir.
• İnsülin egzersizde aktif olarak kullanılacak kol ve bacak kısımlarına yapılmamalıdır.
Hipoglisemi nedir ve nasıl seyreder?
Hipoglisemi yaşlı diyabet hastalarında sıklıkla yaşanılan ve acil müdahale edilmesini gerektiren durumlardandır. Belirtileri: Açlık hissi, aşırı terleme ve huzursuzluk, güçsüzlük, çarpıntı/titreme, baş ağrısı, bulanık görme, sinirlilik/zihin bulanıklığı, uyku hali ve bayılma/bilinç kaybıdır.
Hafif hipoglisemiyi düzeltmek için neler yapılmalıdır?
Hafif hipoglisemiyi düzeltmek için aşağıdakiler önerilebilir;
• 1 bardak meyve suyu içilmesi
• 3 çay kaşığı dolusu şeker, bal ya da 3-5 kesme şeker yenmesi,
• Belirtiler 5 ila 10 dakika sonra düzelmezse bu işlemler tekrarlanır.
• Bir sonraki öğün zamanı yakın değilse 30 g yavaş emilen karbonhidrat (bir iki
dilim ekmek, bir elma gibi) alınmalıdır.
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) nedir?
Kronik bronşit ve amfizeme bağlı olarak gelişen kronik, geri dönüşümsüz ve ilerleyici olan hava akımı kısıtlanması ile karakterize bir hastalıktır.
KOAH gelişimine neden olan faktörler nelerdir?
Tütün: KOAH gelişiminde en önemli risk faktörü sigara içimidir.
Hava kirliliği: Kronik bronşit ve amfizem hava kirliliği olan ve endüstri bölgelerinde
yaşayan insanlarda daha sık olarak görülmektedir.
Mesleksel faktörler: İşyerinde endüstriyel gazlar, dumanlar ve tozlarla temas içinde olan kişilerde KOAH gelişimi daha sık görülmektedir. Madenlerde, ağaç sanayiinde, metal işlerinde, ulaşım sektöründe, inşaat ve boya iş gruplarında, yem sanayiinde ve tarımla uğraşanlarda KOAH gelişme riski yüksektir.
Sosyoekonomik koşullar: Hijyenik şartların iyi olmadığı evlerde ve bölgelerde yaşayan
insanlarda KOAH gelişme oranı artmaktadır. Kişilerin eğitim düzeyleri de KOAH gelişiminde önem taşımaktadır.
Solunum yolu enfeksiyonları: Çocukluk çağında geçirilen solunum yolu enfeksiyonlarının
ileride gelişecek KOAH için uygun zemin hazırladığını, buna diğer faktörlerin de ilave olması ile KOAH gelişme sıklığının arttığını gösteren çalışmalar mevcuttur.
KOAH belirtileri nelerdir?
• Öksürük
• Balgam
• Nefes Darlığı
Kronik böbrek rahatsızlığı toplum üzerinde ne gibi etkiler göstermektedir?
Kronik böbrek hastalığı (KBH), dünyada ve ülkemizde epidemi halini almış önemli bir
halk sağlığı sorunudur. Giderek artan sıklığı, yol açtığı yüksek sakatlık ve ölüm oranları,
yaşam kalitesini ciddi şekilde etkilemesi, farkındalığının düşük olması ve tedavisi için gereken böbrek işlevini yerine koyma tedavilerinin yüksek maliyetleri nedeniyle toplumsal yükü büyük olan bir hastalıktır.
Kronik böbrek yetmezliği hangi gruplarda daha çok görülür?
• Şeker hastalığı olanlar
• Tansiyon yüksekliği olanlar
• Şişmanlar (obezler)
• Yaşlılar
• Ailesinde diyabet, hipertansiyon ve böbrek hastalığı bulunanlar
• Sigara içenler
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 2 Gün önce comment 0 visibility 59
-
2024-2025 Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sınav Bilgilendirmesi
date_range 6 Aralık 2024 Cuma comment 2 visibility 329
-
2024-2025 Güz Dönemi Dönem Sonu (Final) Sınavı İçin Sınav Merkezi Tercihi
date_range 2 Aralık 2024 Pazartesi comment 0 visibility 919
-
2024-2025 Güz Ara Sınavı Giriş Belgeleri Yayımlandı!
date_range 29 Kasım 2024 Cuma comment 0 visibility 1291
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 14 Kasım 2024 Perşembe comment 11 visibility 20162
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25842
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14700
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12646
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12643
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10582