Uluslararası Ekonomi Politik Dersi 4. Ünite Özet

Küresel Zenginlik Veya Refahın Gelişimi Ve Göstergeleri

Büyüme, Gelişme ve Refah

Ekonomik gelişme ile sadece kişi başına düşen gelirde değil, sağlık, eğitim, güvenlik ve gelir dağılımı alanlarında da ilerlemelerin olması beklenir. Bu da, daha yüksek bir refah düzeyini ifade eder. Ekonomik büyüme ile başlayan refah artış sürecinin, gelir artışı yoluyla refahın diğer araçlarının da gelişmesini sağlayarak sürekli gelişme gösterdiği gözlenmektedir. Bu yüzden refah artışını, belirli bir gelir artışı hedefinde durmayan, ucu açık ve sonu kesin tahmin edilemeyen, bir birey ve toplum hayatını iyileştirme süreci olarak tanımlayabiliriz.

Kaynaklarını “aşırı” kullanmayan, kimyasal artık veya kirliliği asgari düzeyde tutarak, doğal çevrenin kendini yeniden üretmesini engellemeyen, belirli oranlarda da olsa, kullanılan doğal kaynakların yerine yenilerinin ikame edilmesiyle, gelecek kuşakları söz konusu kaynaklardan tamamen yoksun bırakmayan, böylece, kuşaklar boyu kendi kendisini sürekli yenileyebilecek kalkınmaya sürdürülebilir diyebiliriz.

Milli Gelir Ekonomik Durumu Tam olarak Yansıtır mı?

Ülkelerin zenginliğini gösteren en önemli gösterge yıllık yapılan üretim ve o üretim karşılığı elde edilen gelirdir.

Milli gelir hesapları çok önemli objektif bir gösterge olmakla birlikte toplumun refah düzeyini tam olarak yansıtmayabilir.

Öncelikle, milli gelir hesaplarına kayıtlı veya kayıt dışı olsun sadece piyasalaştırılan ekonomik faaliyetler katılır. Kreş ödemeleri milli gelir hesaplarına girer ama babaanne/anneanne veya dedelerin çocuklarıyla ilgilenmeleri, onların bakım ve yetiştirilmelerindeki rolleri kayıt dışı olduğu için değil, piyasalaştırılamayan işler içinde yer aldığı için kapsam dışında kalır.

İkinci olarak, bazı mal ve hizmetler toplum refahında diğerlerinden daha önemli olmasına karşın milli gelir hesaplarına hepsi parasal değerlerine göre yansır.

Öte yandan kentleşmenin getirdiği ilave külfetler (yüksek kira, yoğun trafik vb.) gürültü, ses ve çevre kirliliği, suç oranı gibi refahı olumsuz etkileyen unsurlar da bu rakamlara yansımaz.

Ayrıca aynı gelir düzeyi aynı süre çalışma ile elde edilmemişse, bir ülke diğerine göre daha az mesai ile üretim yapıyorsa bireylerin boş vakti daha çok demektir. Refahın önemli bir parçası olan ve kişinin istediği gibi kullanabileceği zamanı ifade eden boş vakit de bireysel mutluluğun önemli bir bileşenidir

Zenginlik ve Refahın Kaynakları

Ülke ekonomisinin gelişmesinde birçok faktörün etkili olduğu söylenebilir. Bunlar arasında en önemlileri olarak, sahip olunan sermaye birikimi, vasıı işgücü, verimlilik, coğrafya, iklim, kültür, yeniliklere açıklık, teknoloji üretebilme kapasitesi, çalışma ve tasarruf eğilimi, hukuk sistemi, tercih edilen kalkınma politikaları ve ülkelerin siyasal sistemleri ve kurumsal yapıları sayılabilir.

Sermaye, Teknoloji ve Coğrafya

Daha çok mal ve hizmet üretebilmenin yolu, üretim alanında daha çok hammadde, daha çok (ya da etkili) üretim aracı, daha çok (ya da verimli) işgücü kullanmayla mümkün olur.

Fiziksel Sermaye Birikimi

Fiziksel sermaye birikimi, hem üretim artışının nedeni, hem de sonucudur. Bir ekonomide yapılan yıllık üretimde ilgili nüfusun günlük ihtiyaçlarını karşılamanın ötesinde bir artış olmazsa, sermaye birikimi sağlanamaz. Bu yüzden sermaye birikimi, üretim artışının sonucunda ortaya çıkar. Öte yandan üretimin artışı da, gerekli sermaye birikimi sağlanınca gerçekleşmektedir. Sermaye birikimi ile üretim artışı arasında bu şekilde döngüsel bir ilişki söz konusudur. Sermaye birikimi tasarrufla, tasarruf gelirle, gelir de ancak sermaye ile artırılabilmektedir. Az geliri olan bir ülke, ancak tüketim ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir gelire sahip olduğu için, daha az tasarruf yapmakta, daha az tasarruf yapınca da daha az sermaye biriktirmekte, daha az sermaye birikimi de daha az üretimle sonuçlanmaktadır. Bu kısır döngünün nasıl aşılacağı tüm gelişmekte olan ülkeler için ciddi bir sorundur.

Teknolojik Gelişme

Teknolojik gelişme, emek ve toplam faktör verimliliğindeki performans ile ölçülmektedir. Bu, üretim artışının, ya emeğin daha vasıflı hale gelmesinden, ya da sermayenin daha etkin kullanımından kaynaklandığı anlamına gelir. Bir üretim alanında bu iki üretim faktörünün katkısı ile açıklanamayan üretim artışının teknolojik gelişme sonucu ortaya çıktığı kabul edilir.

Coğrafi Konum veya Ekonomilerarası Etkileşim

Gerek coğrafi konum gerekse siyasal ve kültürel ortam bakımından bir ekonominin diğer ekonomilerle yakınlığı da ekonomik performansını yakından etkiler. Aslında bir ülke ekonomisinin gelişmesi ile bir kişinin zenginleşmesinin temelde benzeştiğini söyleyebiliriz. Başkalarıyla işbirliği ve bunun sonucu olarak işbölümü yapan kişi, sınırlı kaynaklarını daha etkin kullanma imkanı elde eder. Yetenekli ve avantajlı olduğu alanlarda yoğunlaşarak üretimini artırır, ürettiği ihtiyaç fazlasını da diğer insanların üretimleriyle takas ederek refahını artırır. Eğer tüm ihtiyaçlarını kendisi üretmeye kalkarsa, birinci duruma göre ihtiyaçlarının çok daha azını karşılayabilir. Bu durumun, ülkeler arasındaki ilişkiler için de geçerli olduğunu söylemek mümkündür.

Beşeri Sermaye, Sosyal Sermaye ve Yönetişim

Beşeri Sermaye

Beşeri sermaye, kısaca insanın üretime katkı sağlayan eğitim, beceri, tecrübe ve düzenli çalışabilme gücünü ifade eder. Hangi tür üretim olursa olsun, bireylerin üretimde bulunabilmek için, yaptıkları işin niteliğine göre farklılaşan bilgi, beceri, tecrübe ve çalışma arzusu ile belirli düzeyde kas veya beyin gücüne sahip olmaları gerekir. Bunlardan birisi eksik olursa beşeri sermaye tam olarak üretime dönüşemez.

Sosyal Sermaye

Sosyal sermayeyi, bireylerarasındaki ilişki ağı, formel ya da enformel kural ve güvene bağlı olarak ortak hedeflere yönelebilme veya insanların bir grubun üyesi olmaları nedeniyle çevresindekilere duydukları güven ve dayanışma hissi sonucu oluşan üretim imkânları olarak tanımlayabiliriz.

Yönetişim

İş süreçlerinde yer alan herkesin kabiliyetlerinin ortaya çıkarılması ve olası tüm katkılarının alınmasını sağlamaya dönük, her düzeydeki kişilerin görüşlerine önem ve değer veren, yukarıdan aşağıya doğru katı talimatlarla iş görme yerine şeffaf ve karşılıklı görüş alışverişini öne çıkarmayı amaçlayan yönetme biçimidir.

Küresel Göstergeler ve İndeksler

Kişi Başına Düşen Milli Gelir

Bir ekonominin başarı düzeyi, en genel ve kaba hatlarıyla, kişi başına düşen milli gelir seviyesine göre ortaya konabilir. Ekonomik Büyüme ve Kalkınma Ekonomik büyüme, önceki yıla göre ekonominin mal ve hizmet miktarındaki yüzde artışı ifade eder. Brüt büyüme oranından nüfus artış hızı çıkıldığında net büyüme oranı elde edilir. Net büyüme oranı pozitifse, bu, o toplum, refah seviyesini bir önceki yıla göre artırıyor demektir.

İstidam ve İşsizlik

İşsizlik, çalışma çağında ve hevesinde olan bireylerin iş bulamama durumudur. Bir ekonomide işsizlik oranının yüksekliği, ekonominin performansının pek iyi olmadığını gösterir.

Dışa Açıklık ve Ekonomik Özgürlük Düzeyi

Ekonomilerin başarılarında dışa açıklık derecesi büyük önem taşır. Dış ticaretin toplam GSMH içindeki oranı ile ölçülen dışa açıklık derecesi, ekonomilerin serbest piyasa ortamında diğer ekonomilere olan bağımlılığını ve gücünü gösterir. Dışa açıklık derecesi yüksek olan ekonomiler, diğer ekonomilerle sağlıklı ilişki kurabilen ekonomilerdir. Bu, aynı zamanda bir ekonominin uluslararası normlara uygun üretim yapabilme yeteneğini de ortaya koyması bakımından çok önemli bir göstergedir.

Gelir Dağılımı

Bir sosyal sistemin başarısı, ekonomisinin gelir yaratma kapasitesi kadar, yaratılan gelirin nasıl bölüşüldüğüne de bağlıdır. Servetin sınırlı sayıda kişinin elinde toplandığı ekonomilerde, hem toplumsal barışı korumak zorlaşmakta hem de ekonominin büyüme istikrarı tehlikeye girmektedir.

Gelir dağılımında eşitsizliğin ölçümünde Gini katsayısı yaygın kullanılan göstergelerden biridir. Bu katsayı 0 ile 1 arasında bir sayıdır. 0 tam eşitliğin olduğu durumu, 1 de gelirin tek bir kişinin elinde toplandığı ve geri kalanların hiç gelirinin olmadığı hipotetik durumu ifade eder. Gerçek hayat bu ikisi arasında bir yerlerdedir. Gini katsayısı bire yaklaştıkça gelir dağılımının bozulduğunu anlarız.

Beşeri Kalkınma

Beşeri kalkınma, ortalama yaşam süresi, okuma yazma oranı ve kişi başına düşen milli gelirden oluşan bir karma göstergedir. Kalkınmayı, yaşam kalitesindeki gelişmelerle birlikte ele almak için ülkenin beşeri kalkınma indeksindeki yerine bakmak gerekmektedir.

Fiyat İstikrarı

Bir ülke ekonomisinin başarısında önemli makro göstergelerden biri de fiyat istikrarıdır. Fiyat istikrarı içinde, mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki artış oranı, yani enflasyonun yanı sıra, döviz kuru ve faiz oranları da önemli yer tutar. Enflasyon, ülke parasının mal ve hizmet alımında değerini ne düzeyde koruduğunu, döviz kuru, ülke parasının diğer ülke paraları karşısında nasıl bir değere sahip olduğunu, faiz ise yatırım için sermaye temininin maliyet durumunu gösterir. Kur, faiz ve enflasyon oranları görece düşük ve istikrarlı bir seyir izleyen ekonomilerde üretim, yatırım ve tasarruf kararları daha sağlıklı ve uzun dönemli olarak yapılır. Bu da istikrarlı büyüme demektir.

Küresel Karşılaştırma İndeksleri

Her bir ülkenin gelir düzeyi, gelir dağılımı, eğitim, hukuk, sağlık ve siyasal sisteminin değişik olması, yaşam memnuniyetini etkileyen, iklim, çevre, kültürel koşulların farklı olması tüm ülkelerin bir arada değerlendirilmesini alabildiğine zor aştırmaktadır. Ülkelerin veya ekonomilerin farklı yönlerini öne çıkaran çok sayıda uluslararası göstergenin geliştirilmiş olması bu zorluğu azaltacağı yerde artırmaktadır. Çünkü bu göstergelerin birçoğu birbirine paralellik gösterse de çoğu durumlarda bir göstergeye göre iyi durumda olan bir ülke diğerine göre geride kalmakta başka bir gösterge ye göre de ortalarda seyrettiğinde onun konumunu belirlemek daha da zorlaşmaktadır. Bu yüzden birden çok göstergeyi bir araya getiren ve her bir göstergenin önem ve ağırlığına göre sonuçları farklılaşabilen indeksler üretilmeye başlanmıştır.


Güz Dönemi Ara Sınavı
7 Aralık 2024 Cumartesi
v