Balık Yetiştiriciliği Dersi 3. Ünite Özet

Alabalık Ve Sazan Üretimi

Giriş

Artan dünya nüfusu ve buna bağlı olarak artan kentleşme ve sanayileşme ile birlikte doğal alanların tahrip edilmesi ve kirletilmesi doğada bulunan su ürünleri stoklarının giderek azalmasına hatta bir kısmının yok olmasına neden olmaktadır. Yapılan kısa ve uzun vadeli tahminlere göre yetiştiricilik üretimi çok yakın zamanda avcılık miktarını yakalayacak, çok uzun olmayan bir gelecekte ise bu miktarın üzerine çıkacaktır.

Dünyada su ürünleri üretimi balıkların yanı sıra kabuklu, yumuşakça ve su bitkilerinin yetiştiriciliğini de kapsamaktadır. Sazan dünya genelinde en fazla üretimi yapılan tatlı su balıklardan biri olmasına rağmen sazana olan talebin sınırlı olması ve pazar fiyatının düşük olması nedeni ile ülkemizde özel sektör tarafından yetiştiriciliği tercih edilmemektedir.

Halen ülkemizde tatlı sularda en fazla yetiştiriciliği yapılan tür Gökkuşağı alabalığı, denizde ise Çipura ve Levrektir.

Alabalık Yetiştiriciliği

Alabalıklar soğuk, berrak, temiz ve bol oksijenli suları tercih eden, beslenme yönünden etçil (karnivor) balıklardır. Salmonidae familyasının üyesi olan bu balıkların bir bölümü tamamen tatlı sularda yaşarlar, büyük bir kısmı ise anadrom balıklar olup yaşamlarının bir bölümünü tatlı sularda daha uzun bir kısmını ise denizlerde geçirirler.

Bu familyanın yetiştiricilikte en bilinen türleri, Oncorhynchus mykiss (Gökkuşağı alabalığı) Salmo salar (Atlantik salmonu) ve Salmo trutta (Dere alabalığı)’dır. Gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss, Walbaum, 1792) ismini derisi üzerindeki gökkuşağına benzeyen renklerden almaktadır. Dünyanın birçok ülkesinde yetiştiriciliği yapılan bu tür, yetiştiricilik koşullarına kolay uyum sağlaması, nispeten yüksek su sıcaklıklarına dayanıklı olması, sağım, döl alımı ve yavruların yapay yeme alışmasının kolay olması, gelişim hızı ve yem değerlendirmesinin daha iyi ve hastalıklara karşı daha dirençli olması nedeniyle yetiştiricilikte tercih edilmektedir.

Alabalık Yetiştiricilik Koşulları

İşletme Yerinin Seçimi: Su ürünleri yetiştiriciliğinde ilk adım yetiştiriciliği yapılacak türün özelliklerine ve yetiştirilecek miktara uygun bir işletme yerinin belirlenmesidir. Bu seçimde su ve arazi özellikleri olmak üzere iki konu öncelikli olarak ele alınmalıdır. Bu özellikler yetiştiriciliği yapılacak olan türün biyolojik istekleri göz önüne alınarak belirlenmelidir. İşletme yerinin seçiminde aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir.

  • Arazinin büyüklüğünün kurulması planlanan işletmeye uygun olması
  • Arazinin topografik yapısının suyun doğal cazibe ile getirilmesi için hafif eğimli olması
  • Arazi içinde veya yakınında yetiştiriciliğe alınacak türün isteklerine uygun bir su kaynağı bulunması
  • Toprak havuz yapılacaksa uygun toprak yapısına sahip (kil yapısı yüksek) olması
  • Sel baskınları ve heyelandan korunmuş bir alan olması
  • Yoğun tarım ve ilaçlamanın yapıldığı tarım alanları ile sanayi tesisi ve büyük yerleşim yerlerinin etkisinden uzak olması
  • Elektrik, su gibi altyapı ve karayolu ulaşımının kolay olması

Su Koşulları: Gökkuşağı Alabalığı yetiştiriciliğinde yararlanılan su kaynaklarının başlıcaları şunlardır:

  • Kaynak suları
  • Dere veya ırmak suları
  • Göl veya gölet suları
  • Yeraltı suları
  • Deniz suları

Alabalık yetiştiriciliğinde kullanılacak su alabalığın değişik evrelerindeki isteklerine cevap verecek niteliklere sahip olmalıdır. Eğer arazide farklı su kaynakları bulunuyorsa farklı dönemlerde ayrı su kaynaklarından yararlanmak da mümkündür.

Genel olarak kışın 5 °C’nin altına düşmeyen, yazın da 20 °C’nin üzerine çıkmayan sularda yaşamlarını sürdüren alabalıklar için yetiştiricilik koşullarında kuluçka döneminde ve larva 8-12 °C, yavru döneminde 12-15 °C, besi döneminde 15-18 °C’lik sular uygundur. Eğer kademeli olarak artan bir sıcaklık ve yeterli oksijen varsa 20 °C’ye kadar da yaşamlarını sorunsuz olarak sürdürebilirler.

Balıklar poikiloterm (soğukkanlı) canlılar oldukları için su sıcaklığı ile balık metabolizması arasındaki ilişki çok önemlidir. Su sıcaklıkları yükseldikçe balığın metabolizma hızı yükselir ve dolayısıyla yem alımı artarak daha iyi büyür. Bu nedenle optimum sıcaklık sınırları içindeki yüksek su sıcaklıkları yetiştiricilikte tercih edilir.

Alabalıklar diğer soğuk su balıkları gibi bol oksijenli suları tercih ederler. Bu nedenle yetiştiricilikte en önemli kriter suyun oksijen içeriğidir ve kullanılacak olan suyun oksijen düzeyi hiçbir zaman 6-7 mg/L’nin altına düşmemelidir.

Yetiştiricilik için suyun uygun kalitede olmasının yanı sıra miktarı da (debi) çok önemlidir. Genel bir ifade ile havuzlara giren su ne kadar fazla ve oksijen seviyesi yüksek ise havuza koyulacak balık miktarı da artırılabilir.

Alabalık İşletme Tesisi ve Unsurları: Bir alabalık yetiştirme işletmesinde bulunan birimler genel olarak üretim binası (kuluçkahane), balık havuzları ve işletme binasıdır. Kuluçkahane ve havuzlar üretilecek balık miktarına göre planlanır. İşletme binası içerisinde genel hatları ile ofisler, yatakhane, yemekhane, laboratuvar ve depolar bulunur.

Kuluçkahane binası içerisinde;

  • Damızlık balıkların tutulacağı tanklar
  • Yumurta alımı (sağım) için gerekli alet ekipman
  • Sağım masası
  • Kuluçkalıklar
  • Larva (ön yavru büyütme) havuzları

bulunur.

Yumurtadan pazar boyuna (satış büyüklüğü) kadar yetiştiricilik yapan bir alabalık tesisinde havuzlar 4 ayrı şekilde yapılır:

  • Yavru havuzları
  • Büyütme (semirtme) havuzları
  • Damızlık havuzları
  • Stok (satış) havuzları

Alabalıkların Üretimi

Alabalık Damızlıklarının (Anaç) Seçimi ve Bakımı: Damızlık miktarı hesaplanırken önce gereksinim duyulan dişi miktarı belirlenir daha sonra 3 dişi için 1 erkek balık olacak şekilde damızlık stok oluşturulur. Damızlık balıklar işletmede ön yavru büyütme döneminden başlayarak seçilmeye başlanır, ilk kez damızlık stok oluşturulacaksa veya eksiklikler varsa başka işletmelerden temin edilir. Damızlık seçiminde dikkat edilmesi gereken hususlar şöyle sıralanabilir:

  • Seçilen damızlıklar türe özgü özellikleri tam olarak göstermeli
  • Pullarında dökülme ve vücudunda yaralar olmamalı
  • Omurga, yüzgeç, çene ve solungaç kusuru olmamalı
  • Hastalık belirtisi taşımamalı
  • Normal çağlarda cinsi olgunluğa ulaşmalı
  • Hızlı büyüyen ve yem değerlendirme düzeyleri yüksek olanlardan seçilmelidir.

Ülkemizde balıkların üreme dönemi genellikle sıcaklıkların düştüğü sonbahar sonu ve kışın ilk ayları arasındadır. Seçilen damızlık balıklar üreme döneminden 4-6 hafta önce dişi ve erkek olarak ayrı havuzlara alınır. Anaç havuzlarına 3-5 kg/m³ olarak yerleştirilen balıkların beslenmesinde hayvansal protein bakımından zengin ve dengeli yemler kullanılmalıdır.

Alabalıklardan Yumurta Alımı ve Yumurtaların Açtırılması: Gökkuşağı alabalıkları işletme koşullarında doğal olarak yumurta bırakmazlar. Bu nedenle olgun dişi ve erkeklerden yumurta ve spermler sağılarak alınır. Sağım için kullanılacak dişiler kuluçkahane içerisinde ayrı bir tanka taşınır. Dişi balığın yumurtaları kuru ve temiz bir kap içerisine karın bölgesi yukarıdan cinsiyet deliğine doğru sıvazlanarak sağılır. Sonra aynı şekilde erkek balığın spermleri üzerine sağılır. Yumurta ve spermler yavaşça karıştırılır. Bu metoda kuru sağım metodu adı verilir. Döllenmiş yumurtalardan larva çıkışının tamamlanmasına kadar geçen süreye kuluçka (İnkübasyon) dönemi adı verilir.

Yumurta içinde gelişen embriyonun gözlerinin dışarıdan belli olmaya başladığı döneme göz lekeli dönem adı verilir. Döllenmeden yaklaşık 8 saat sonrasından başlayarak göz lekesi oluşana kadarki dönemde yumurtalar işlemlere karşı çok hassastırlar. Döllenmiş yumurtalar sudaki mantar hastalıklarına karşı da hassastır. Bu dönemdeki yumurta ölümlerinin en büyük nedeni mantar enfeksiyonlarıdır. Bu nedenle yumurtaların metilen mavisi, formaldehit ve malahit yeşili gibi maddelerle dezenfekte edilmesi gerekir. Yumurtadan larvaların çıkışı 10°C su sıcaklığında 30-32 günde gerçekleşir. Su sıcaklığı düştükçe çıkış süresi uzar, arttıkça kısalır. Yumurtadan çıkan larvalar karınlarının altında besin kesesi taşırlar ve su sıcaklığına bağlı olarak 15 gün kadar bu besin kesesini tüketerek yaşamlarını sürdürürler, bu sırada dışarıdan yem almazlar. Suda aktif olarak yüzmeye başlamış larvaların yaklaşık 1-2 gram büyüklüğündeki yavru haline gelene kadar beslendikleri bu döneme ön yavru büyütme dönemi adı verilir. Bu süre su sıcaklığı ve işletmenin koşullarına bağlı olarak 60-70 gün sürebilir.

Larvaların % 10’unun serbest yüzmeye ve yem aramaya başladıkları görüldükten sonra azar azar yem vermeye başlanarak yeme alıştırılmaları gerekir. Bu dönem larvalar için kritik bir dönemdir ve aşağıdaki konuların göz önünde bulundurulması gerekir:

  • Ön büyütme havuzlarına verilen suyun sıcaklığının 8-12 °C aralığında olması
  • Suyun temiz ve kaliteli olması
  • Larvaların bir noktaya toplanmalarının engellenmesi
  • Yemlemenin sık sık günde en az 8-10 kez ve azar azar yapılması
  • Larvaların direk güneş ışığından korunması
  • Havuzlardaki yem kalıntıları ve atık maddelerin düzenli olarak temizlenmesi
  • Yüksek kaliteli ve uygun başlangıç yemleri kullanılması

Yavru Balık Yetiştiriciliği

Yavru balık yetiştiriciliği, kuluçkahane içerisinde ön yavru büyütme havuzlarında 1-2 grama ulaşan yavruların, kuluçkahane dışındaki havuzlara aktarılarak 10-25 gram ağırlığına kadar büyütüldükleri dönemdir. Alabalıkların 10-20 gram ağırlık ve 10-12 cm boyundaki yavrularına fingerling (parmak boy) adı verildiğinden bu döneme fingerling yetiştiriciliği de denmektedir. İşletmenin kapasitesine göre bu dönemde balıklar elle veya otomatik yemliklerle beslenebilir. Balıklara verilen günlük yem miktarı su sıcaklığı, balığın büyüklüğü ve havuzdaki toplam balık ağırlığı dikkate alınarak hesaplanır.

Pazar Büyüklüğüne Kadar Yetiştiricilik: Yavru havuzlarında 10-25 gram ağırlığa ulaşan alabalıklar, pazar büyüklüğü ya da sofralık boy diye isimlendirilen 250-300 grama ulaşmaları için kanal ya da yuvarlak havuzlar ile kafes sistemlerine aktarılırlar. Bu dönem yetiştiriciliğinde kullanılan havuzların büyüklükleri havuzlara verilen su miktarı esas alınarak hesaplama yapıldığında, iyi kalitede 1 L/sn’lik su için 400-600 adet yavru stoklanabilir.

Ağ kafeslerde yetiştiricilik göller, baraj gölleri ile denizlerde yapılabilmektedir. Kafeslerde yetiştiricilik için en önemli nokta su sıcaklığının ve akıntının uygun olmasıdır. Kafeslerden elde edilen balık miktarı suyun kalitesine ve ortamın akıntı durumuna bağlı olarak 25-30 kg/m³ gibi karasal havuzlara göre daha yüksek olmakta ve alabalıkların pazar büyüklüğüne ulaşma süreleri de su sıcaklığına bağlı olarak daha kısa olabilmektedir.

Alabalıkların Beslenmesi ve Kullanılan Yemler

Alabalık yetiştiriciliğinde başarı, balığa özgü su ve çevre şartlarının oluşturulmasının yanı sıra yüksek kaliteli ve balığın tür ve büyüklüğüne uygun yemlerle yapılan beslemeye bağlıdır. Balıkların her dönemindeki ağız açıklıklarına uygun olarak 0.4 mm büyüklükten başlayan alabalık yemleri, büyüklüğüne göre toz yem, granül yem, pelet yem gibi isimler alır. Yemlerin büyüklüğü balıklar büyüdükçe artırılır. Su sıcaklığı arttıkça balıklarda metabolizma hızı da arttığı için balıklar daha fazla yem tüketirler. Ayrıca balıkların yavru döneminde metabolizma hızı büyük balıklara göre daha yüksek dolayısıyla yem gereksinimleri oransal olarak daha fazla olur. Bu nedenle balıkların günlük yem ihtiyacının belirlenmesinde sıcaklık-balık büyüklüğü tablolarından faydalanılır.

Alabalıkların Boylanması

Alabalıkların boy aralıklarına göre sınıflandırılmasına boylama ya da seleksiyon adı verilir. Alabalıklar karnivor (etçil) canlılar olduklarından, aynı havuzdaki balıklar arasındaki büyüklük farkı çok olduğunda büyük bireyler küçükleri yerler (kanibalizm). Bunun yanı sıra havuzlarda farklı büyüklüklerde balıkların olması verilen yemin büyükler tarafından alınıp, küçüklerin yem alamamasına dolayısıyla hem aradaki büyüklük farklarının artmasına hem de yem değerlendirmelerin olumsuz etkilenmesine neden olur. İşletmelerde ekonomik kayba neden olan bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak amacıyla balıklar belli aralıklarla büyüklüklerine göre ayrılarak farklı havuzlara alınırlar.

Sazan Yetiştiriciliği

Sazan yetiştiriciliğe alınarak evcilleştirilen az sayıdaki balık türünden biri olarak tanımlanır. Çok uzun yıllara dayanan üretim uygulamaları bu türün et verimi daha yüksek, pulları ve kılçıkları daha az varyetelerini üretmek için yapılan ıslah (seçici yetiştiricilik) çalışmalarında başarılar elde edilmesini sağlamıştır.

Omnivor beslenme özelliğine sahip olan sazanın yetiştiricilik varyetelerinin yemden yararlanma yetenekleri yüksektir.

Sazan türlerinin geneli aynı zamanda sportif balık avcılığı için ilgili kamu kurumları ve özel sektör tarafından kontrollü koşullarda yetiştirilerek bir çok ülkede rekreasyon alanlarına stoklanmaktadır.

Sazan Yetiştiricilik Koşulları

Sazan yetiştiriciliğinin geleneksel uygulaması tipik olarak balığın ekstansif (denetimsiz) koşullarda yetiştirilerek satışı ilkesine dayanmaktadır. Günümüzde yaygın olarak yarı entansif (yarı denetimli) koşullarda yapılan sazan yetiştiriciliği az da olsa entansif (tam kontrollü) üretim yapan işletmelerde de gerçekleştirilmektedir. Sazan yetiştiricilik koşullarında elle muameleye yani kepçe ve ağlar ile tutulmaya, havuzlar arasında ve uzun mesafelere taşınmaya ve bunun yanında su kalitesi değişikliklerine, su sıcaklığı ile çözünmüş oksijen dalgalanmalarına da dayanıklıdır.

Sazan Balıklarının Çevresel İstekleri

Sazan sıcak suları seven (termofilik) bir balık türü olmasına ve ılıman (suptropik) bölge balığı olarak bilinmesine rağmen, 4-5 °C’ye kadar soğuk suya dayanabilen bir canlıdır. En iyi büyüme 18-25 °C aralığında gerçekleşse de sazan 30°C sıcaklıklarına kadar yaşamını sorunsuz olarak sürdürebilir. Alkali su koşullarına (pH: 9) ve hatta 3-4 mg/L çözünmüş oksijen düzeylerine de dayanıklıdır. Sazan balıkları bentik organizmalar ve zooplankton ile beslenirler. Aynı zamanda su bitkileri ve detritus ile de beslenebilme özelliğine sahiptir. Bu nedenle omnivor olarak nitelendirilir. Balıklar çevresel koşulların uygun olduğu ilkbahar, yaz ve sonbaharın erken dönemlerini kapsayan aylarda iyi bir büyüme gösterirler. Bu dönem aktif olarak beslendikleri bir dönemdir dolayısıyla metabolizma hızları yüksektir.

Sazan İşletmeleri İçin Arazi Seçimi ve Su Özellikleri

İşletmenin kurulacağı yerin iklim özellikleri bilinmelidir. Arazinin genel yapısı; işletmenin kurulması ve genişletilebilmesi için uygun nitelik taşımalıdır. Yetiştiricilik yapılacak işletmede kullanılacak suyun kalite kriterleri ve miktarı bilinmelidir. Çünkü suyun miktarına göre işletmenin toplam üretim kapasitesinin belirlenmesi gerekmektedir. Uygun düzeyde bir su akışı ile yeterli oksijen miktarı temin edilebilir.

Sazan yetiştiriciliğinde akarsu, kaynak suyu, yeraltı suyu ve göl suları etkili bir biçimde kullanılabilir. Kullanılacak suyun yıl içerisinde debisinde önemli dalgalanmaların olması istenmeyen bir özelliktir. Ayrıca bu su kaynağının sel ve toprak kayması gibi çevresel olumsuzluklardan önemli ölçüde etkilenmeyecek şekilde işletmeye alınması gerekmektedir. İşletme yeri olarak seçilecek olan arazinin kullanılacak suyun doğal cazibe ile havuzlara gelebilmesi için doğal meyile sahip olması istenir. Suyun enerji kullanılarak akıtılması ek maliyete neden olacağından karlılığı düşürür. Her ne kadar sazan düşük oksijen seviyelerine dayanıklı olsa da özellikle yoğun yetiştiricilikte çözünmüş oksijen miktarının 5-6 mg/L’nin altına düşmediği sular sazan için ideal su koşulları olarak nitelendirilmektedir.

Genel bir ifade ile su ürünleri yetiştiriciliği için seçilecek yer, yerleşim alanlarından, dolayısıyla bu alanların evsel atıklarından olumsuz yönde etkilenmeyecek kadar uzak, yem hammaddesi ve üretim merkezlerine yakın, elektrik, su ve karayolu ulaşımı kolay, pazarlama için büyük merkezlere yakın alanlar olarak tanımlanabilir.

Sazan yetiştirilecek işletmenin tipine karar verildikten sonra ekstansif tip için kâfi miktarda taban suyu bulunan veya su geçirgenliği çok az olan arazilerin seçilmesi önceliklidir. Yarı entansif tip işletmeler yakında bir akarsu bulunan uygun eğim ve düşük su geçirgenliğine sahip arazilerde kurulabilir. Entansif işletmeler ise sınırlı su kaynakları çevresinde kapalı dolaşımlı veya yarı kapalı dolaşımlı (su kullanım olanağına göre) planlanarak kurulabilir.

Sazan Havuzları

Sazan havuzları genellikle topraktan yapılsa da beton ya da polyester havuzlar da kullanılabilir. Toprak havuzlarda plankton gelişimi daha yüksek olacağından sazanlar günlük besinlerinin yaklaşık %30’unu doğal olarak gelişen bu canlılar üzerinden sağlayabilirler. Sazan havuzları kullanım amacına göre; yumurtlama havuzları, yavru büyütme havuzları, sofralık balık büyütme havuzları ile kışlatma ve stok havuzları olarak sınıflandırılabilir.

Sazan Damızlıklarının (Anaç) Seçimi

Dişi sazan balığı üreme sezonunda bir kilogram balık ağırlığı başına 150-300 bin adet yumurta yapma özelliğine sahiptir. Bu anlamda yaklaşık 4 kg canlı ağırlığa sahip bir dişi yaklaşık 1 milyon adet yumurta verebilir. Sazan yumurtalarının çapı yaklaşık 1 mm kadardır. Cinsel olgunluğa ulaşma yaşı yani dişiler için yumurta üretme ve erkek balıklar için sperm üretme yaşı çevresel koşullara bağlıdır.

Genel kural olarak türün karakteristik özelliklerini gösteren erkek ve dişi bireyler seçilmelidir. Bu anlamda düzgün vücut formu yani yüksek sırt, büyük pul, türe özgü ve parlak renge sahip, herhangi bir omurga, yüzgeç, çene bozukluğu olmayan, hastalık belirtisi taşımayan bireylerin damızlık olarak kullanılması tercih edilir. Üreme dönemine giren erkeklerin baş ve solungaç kapakları üzerinde sivilce benzeri çıkıntılar (tüberkül) oluşmaya başlar. Dişilerde ise karın bölgesi yumurtaların büyümesi ile doğru orantılı bir biçimde şişkinlik gösterir. Bu dönemde erkeklerin ürogenital açıklığı küçük dişilerinki ise daha kabarıktır.

Sazanlardan Yumurta Alımı

Dünya çapında çok sayıda yumurta alım yöntemi uygulanmaktadır. Fakat bunlardan bazıları yüzyıllardır uygulanan temel tekniklere dayanmakta ya da bu mevcut tekniklerin geliştirilmesi ile sürdürülmektedir. Sazanlardan yumurta alımında üç metot uygulanır:

  1. Ekstansif metot olarak bilinen geleneksel yöntemde seçilen anaçlar geniş havuzlara konularak burada doğal olarak çiftleşmeleri ve yumurtlamaları teşvik edilir.
  2. Yarı denetimli (yarı entansif) koşullarda yumurta ve yavru alımı için anaçlar özel olarak düzenlenmiş yumurtlatma havuzlarına stoklanırlar.
  3. Entansif tip yani denetimli yumurta alımında seçilen anaçlar su sıcaklığının yaklaşık 16 °C ve üzerine çıktığı dönemde erkek ve dişi olarak ayrılarak ayrı ayrı havuzlara stoklanırlar. Anaçlar yumurta ve sperm olgunluğunun teşvik edilmesi için doğal hormon kullanılarak uyarılabilirler.

Sazan Larva ve Yavru Üretimi

Denetimli yöntemle kuluçkadan çıkan yani açılan yavrular besin keselerini yaklaşık 3-4 günde tüketerek dışarıdan besin alacak hale gelirler. Bu aşamada genellikle başlarındaki yapışma bezi aracılığıyla bulundukları kabın çeperine tutunmuş halde beklerler. Hava keselerini doldurarak yüzme davranışına geçen larvalar uygun larva besleme tanklarına alınırlar. Yaklaşık 12 günlük olan larvalar yavru büyütme havuzlarına stoklanmak için toplanarak taşınırlar. Yavru büyütme havuzlarında önceden fitoplankton ve zooplankton gelişimi uygun kireç ve gübreleme ile temin edilmiş olmalıdır. Yavru büyütme havuzlarının büyüklükleri ve derinlikleri işletmenin amacına, suyun durumuna, arazinin topoğrafik yapısına ve besleme durumuna göre planlanır. Bu havuzların alanları mümkün olduğunca küçük tutulmalıdır. Havuzların yıl içinde stoklama sezonundan önce mutlaka kuruya alınmış olması olası hastalık problemlerini engellemek için önerilmektedir. Havuzlar kuruya alınmadan önce kireçlenmelidir. Kuru sezondan sonra havuzların yarısı ya da üçte ikisi doldurularak plankton gelişimini teşvik etmek için organik ve inorganik materyaller ile gübrelenirler.

Pazar Boyuna Kadar Yetiştiricilik

Yetiştiriciliğin tipik olarak toprak havuzlarda gerçekleştirilmesinden dolayı tarla balıkçılığı kapsamında değerlendirilen sazan yetiştiriciliği için kireçleme ve gübreleme işlemlerinin yapılması hem hastalıklardan korunma hem de hızlı büyümenin temini için önerilmektedir Havuzlarda doğal olarak üremesi teşvik edilen fitoplankton ve zooplanktonun oluşturduğu sudaki besin maddeleri kısa sürede pazara ulaştırma için yeterli olmadığından yarı denetimli yetiştiricilikte yapay kuru karma yemlerle tamamlayıcı yemleme yapılır. Kuru karma yem ile yapılacak beslemenin oranı suda bulunan balıkların tüketebileceği bitkisel ve hayvansal organizmaların bolluğuna bağlı olarak ayarlanmalıdır. Fakat hızlı büyüme dönemi olan ilk yılda özellikle Mayıs-Eylül ayları arasında kuru karma yem oranının yüksek tutulması karlılık açısından önemlidir. Omnivor özellikleri ve diğer besinsel ihtiyaçları gözetilerek hazırlanan düşük ve genellikle bitkisel orijinli hammaddelerden üretilen yapay yemler ile yetiştirildiklerinde doğadaki varyetelerine göre daha hızlı büyüme ve pazara erken ulaşmaları söz konusudur. Sazanlar toprak havuzlarda 1,5-3 yaşları arasında farklı ağlar kullanılarak hasat edilebilirler. Besin maddesi ihtiyacı ise su sıcaklığına, balık büyüklüğüne ve stoklama oranına bağlıdır. Bu faktörler dikkate alınıp sazan havuzlarında tamamlayıcı yemleme yapılır. Sazan balıkları geleneksel yöntemde yeşil yemlerin yanı sıra her türlü mutfak artıkları, patates, mısır, arpa, buğday, pirinç, yulaf ve diğer değirmencilik kalıntıları ile de beslenirler. Havuzlarda stok yoğunluğunun yüksek tutulduğu ve balıklarda hızlı bir gelişmenin istenildiği tam ya da yarı denetimli yetiştiricilikte sazan balıklarının omnivor beslenme özelliğine uygun olarak özel hazırlanmış pelet yemler kullanılır. Sazan balıklarına verilecek günlük pelet yemin miktarı balık büyüklüğü, su sıcaklığı, su miktarı, su kalitesi (suyun O 2 miktarı), stoklanan balık sayısı, besleme süresi ve üretim tekniğine göre düzenlenir. Yoğun yetiştiricilikte sabah ve akşam olmak üzere iki kere yemleme uygulanmaktadır.


Güz Dönemi Dönem Sonu Sınavı
18 Ocak 2025 Cumartesi
v