Tarım Ekonomisi Dersi 3. Ünite Özet

Tarımsal Üretim Ekonomisi

Tarımsal Üretim Faktörleri

Tarımsal üretim için kullanılan faktörler tabiat (doğa), emek, sermaye ve müteşebbis tir.

Tabiat (Doğa)

Tabiat insan tarafından başka faktörler kulanılarak üretilebilen bir girdi değildir. Tabiatın bileşenleri toprak,- tarım arazisi, maden kaynakları, su ve çevresel kesiti oluşturan iklim, yağmur gibi unsurlardır. Arazi-toprağın en önemli özellikleri ise: taşınamaz oluşu, çoğaltılamaz veya azaltılamaz oluşu (sabittir), daimi olması, inelastik arza sahip oluşu, rant getirisi ve oluşumunda bir maliyet gerektirmemesidir. Başlıca arazi çeşitleri ise tarla, bağ bahçe, mera ve çayırdır.

İklim tarım için en önemli çevresel bileşendir. İklim koşulları üretilecek ürünün türünü belirler ve verimlilik üzerinde oldukça etkilidir.

İş (Emek)

Tarımsal emek, tarımsal ürünleri üretebilmek için planlı bir şekilde yapılan bedensel ve zihinsel faaliyetlere denir. Bir ülkenin tarımsal iş gücü kaynakları, kırsal (tarımsal) nüfus ve onun özellikleri ile ilgili olarak değişim göstermektedir. Tarımsal işgücü kaynağı yaş, cinsiyet, eğitim seviyesi vb. demografik özelikler ile ilişkili olarak değişebilir. Tarım işini diğer işlerden ayıran en önemli fark, bir tarım işletmesinde işlerin çok karmaşık olmasından kaynaklanan durumdur. Yani, işletmede iş bölümü diğer sektörlere göre daha az olduğu için, bir işçi her işi bilmek ve yapmak durumunda kalmaktadır. işletmenin daimi iş kaynağı olan aile iş gücü hem ürün üretimi için gerekli el işlerini hem de üretim planı için gerekli kafa işini yapabilmektedir. Aynı zaman da tarımsal alanda bazı işlerin (tütün kırma gibi) makine ya da hayvan işi yerine el işi ile yapılma zorunluluğu da bulunmaktadır. Burada tarımsal işten anlaşılması gereken insan işidir.

Tarımda iş bölümü yaygın olmamakla birlikte bazı işler cinsiyete göre ayrıcalık göstermektedir. Örneğin çapa işleri genellikle kadınlar tarafından yapılırken, sürüm işleri erkekler tarafından, hayvan otlatma işleri erkekler ve çocuklar tarafından yapılmaktadır.

Tarımsal işgücünün en önemli özellikleri eğitim seviyesinin düşük olması, çalışma koşullarının ağır ve ücretin düşük olması, gizli işsizlik, iş güvencesinin düşük olması ve işte sürekliliğin bulunmaması olarak sıralanabilir. Bunların yanı sıra tarımda genellikle aile içi işgücü kullanılmaktadır.

Sermaye

Üretilmiş ve üretimde tekrar kullanılan ve emeğin verimini artıran her türlü vasıtaya sermaye denir. Tarım işletmelerinde üretilmiş olan ve tüketilmeden üretimde kullanılan tüm vasıtalar sermayedir. Örneğin, tohum, gübre, ilaç, arazi, traktör, inek, para, bina vb. her vasıta sermayeyi oluşturur.

Genellikle tarım işletmelerindeki sermayeyi aktif ve pasif sermaye olarak sınıflandırmak mümkündür. Aktif sermaye; döner sermaye, orta vadeli sermaye, sabit sermaye olarak sınıflandırılır. Pasif sermaye de öz sermaye ve borçlardan oluşur.

Tarımsal üretimde kullanılan sermaye ve işgücü toplamının arazi miktarına bölümnesiyle ölçülen orana entansite derecesi denir. Entansite derecesi yüksek olan tarımsal üretime entansif, düşük olan üretime ise ekstansif denir. Entansite derecesi arttıkça tarımda verimlilik ve kâr artar. Bir başka deyişle belirli bir miktar arazide ne kadar çok sermaye ve işgücü kullanılıyorsa verimlilik ve kâr o kadar yüksek olur. Fakat bu ilişki tamamen doğrusal değildir. Azalan verimler yasası gereği, belirli bir dereceden sonra verimlilik düşmeye başlar.

Müteşebbis (Girişimci)

Tarımsal üretimin yapılabilmesi için hangi ürünün üretileceğine, üretilen ürünlerin nasıl pazarlanacağına, işletmede iş planlarının nasıl yapılacağı ve uygulanacağına, işletmenin nasıl yönetileceğine, gelirlerin ve giderlerin ne olacağına bir kişi veya bir grup kişi karar vermeli ve kaynakları etkin bir biçimde harekete geçirmelidir. Bu işlevlerin yerine getirilmesi girişimci (müteşebbis) veya işletme yöneticisinin görevleri arasındadır. Bu kapsamda girişimci (müteşebbis), kâr sağlamak amacıyla tarım işletmesini kuran ve genellikle harekete geçiren ve tabiat, emek, sermaye gibi üretim faktörlerini bir araya getiren kişi ve kişilerdir.

Müteşebbis, tabii kaynaklarının sahiplerine kira, emek sahiplerine ücret, sermaye sahiplerine de faiz öder. Müteşebbisin elde ettiği kâr ise onun göze aldığı risklerin karşılığıdır.

Tarımsal Üretim Ekonomisi

Tarım ekonomisi tarımsal faaliyetle ilgili olup; toprağı ve tohumu kullanarak bitkisel ve hayvansal hammaddeleri üretmek ve elde edilen bu hammaddeleri kısmi ya da tam olarak işlemek için ekonomik kuralların uygulaması ile uğraşır.

Üretim Nedir?

Üretim; malların maddi, mekansal, zamanla ilgili ve mülkiyetle ilgili faydasını arttırmak için çeşitli girdiler kullanarak onu işleme sokmak olarak tanımlanabilir.

Masraf Kavramı

Ürün üretmek için katlanılması gereken yükümlülüklere masraf denilmektedir. Masraflar üretim kapasitesi ve dönemin uzunluğuna göre değişirler. Kısa dönemde masraflar; a. Sabit masraflar ve b. Değişen masraflar olarak ikiye ayrılmaktadır.

Sabit masraf: üretim hacmine bağlı olmadan yapılan masraflara denir. Yani hiç üretim yapılmasa bile katlanılması gereken masraflardır. Örneğin; traktör amortismanı, hiç bir ürün üretilmese dahi karşılanması zorunludur.

Değişken masraflar: Üretim hacmine bağlı olarak değişen masraflara denir. Örneğin; tohum masrafları ekim alanı arttıkça artmaktadır. Hiç ekim yapmadığımızda, masraf da söz konusu değildir.

Toplam Masraf: Sabit ve değişken masraflar toplamından oluşur.

Ortalama masraflar ise yukarıda sayılan masrafların ürün miktarına bölünmesiyle elde edilir. Örneğin ortalama sabit masraf, ürün başına düşen sabit masrafı ifade eder.

Tarımsal Üretim Ekonomisinin Temel Prensipleri

Bir müteşebbis olarak işletmecinin amacı, elindeki kaynakları en iyi şekilde kullanarak gelirini maksimum yapmak ya da masraflarını minimuma indirmektir. Bunları gerçekleştirebilmek için, işletmecinin üretim faaliyetleri ile ilgili olarak vereceği kararlarda ekonomik prensiplere uyması menfaatinedir. Girişimci ya verili kaynaklarla maksimum kârı sağlar ya da belirli bir kârı elde etmek için minimum masraf yapar. Buna ekonomik prensip denmektedir.

Kıt bulunan üretim kaynakları farklı seviyelerde gelir getiren farklı teşebbüsler tarafından kullanılıyorsa, bu farklı teşebbüslerden kaynakları iyi değerlendiren teşebbüs diğerinin aleyhine genişleyecektir. Bir üretim faaliyetinin diğeri lehine daralması sonucu ortaya çıkan kayıp genişleyen üretim faaliyetince yüklenilmesi gereken bir masraf karakterindedir. Bu masraf genişleyen üretim faaliyetinin kıt üretim faktöründen dolayı faydadan kaybı olarak ifade edilmektedir. Buna ise faydadan kayıp prensibi denmektedir.

Faydadan kayıp prensibine göre, kıt üretim faktörünün marjinal getirisi, bir üretim faaliyetinden diğerine aktarılmak suretiyle toplam gelirde bir artış sağlanmıyorsa bu noktada maksimizasyona ulaşılmıştır. Elde edilen ilave gelir, faydadan kayba eşit olduğu noktada toplam gelir en yüksek olacaktır.

Tarımsal Üretim Fonksiyonu

Tarımsal üretim fonksiyonu, tarımsal üretim için kullanılan kaynaklar ile elde edilen tarımsal ürünler arasındaki ilişkiyi gösteren fonksiyondur. Bu üretim fonksiyonu, belli bir teknoloji seviyesinde bu ilişkileri ortaya koymaktadır. Genellikle, tarımsal üretim ekonomisinde ürünlere çıktı, kaynaklara girdi denilmektedir.

Girdi ile çıktı arasındaki ilişkiler genellikle üç tiptedir: a. Ölçeğe sabit verim b. Ölçeğe azalan verim c. Ölçeğe artan verim.

Ölçeğe sabit verim; kullanılan üretim girdilerindeki artış miktarı üretimde de aynı ise, yani girdiler bir birim artarken, üretimde bir birim artıyor ise buna denir.

Ölçeğe azalan verim; kullanılan üretim girdilerindeki artış miktarı, üretimdeki artıştan fazla ise, yani girdiler bir birim artarken, üretimde bir birimden daha az artış var ise buna denir.

Ölçeğe artan verim; Kullanılan üretim girdilerindeki artış miktarı, üretimde daha fazla artış meydana getiriyor ise, yani girdiler bir birim artarken, üretim bir birimden fazla artıyor ise buna denir.

Faktör-Ürün İlişkisi

Üretimde tek değişken girdi kullanılıyorsa azalan verim kanunu geçerlidir, yani her kullanılan ek girdinin verimi bir öncekinden daha düşük olacaktır. Örneğin beşinci işçi 6 birimlik mal üretiyorsa, altıncı işçi 5 birim, yedinci işçi 4 birim vs üretecektir.

Faktör-Faktör İlişkisi

Girdilerin ikamesi olarak da bilinen bu prensipte, belirli bir ürün seviyesini sağlamak için girdileri bir birinin yerine ikame ederek en düşük maliyetli girdi hesaplanır. Bu ikamede prensip her girdinin marjinal ürününün girdi maliyetine oranının eşit olmasıdır. Örneğin emeğin marjinal ürününün saatlik işçilik ücretine oranı, sermayenin marjinal ürününün saatlik sermaye kirasına oranına eşit olduğu emek sermaye kombinasyonu optimumdur ve verili maliyette maksimum ürünün üretilmesini sağlar.

Ürün-Ürün İlişkisi

Bu ilişkide esas itibariyle en kârlı ürün bileşimini verecek üretim paterni elde edilmeye çalışılır. Tarım işletmesinde kıt kaynaklar kullanılarak çeşitli tarım ürünleri yetiştirilir. Burada üretilen ürünlerin en yüksek geliri sağlaması amaçlanır ve en yüksek gelir seviyesini sağlayan birleşim optimum üretim paterni olarak isimlendirilir.


Güz Dönemi Ara Sınavı
7 Aralık 2024 Cumartesi
v