Yaşayan Dünya Dinleri Dersi 4. Ünite Özet

Çin Ve Japon Dinleri

Giriş

Uzak doğunun iki önemli dini geleneği Çin ve Japon dinleridir ve ortak noktaları “atalara saygı” olarak karşımıza çıkmaktadır. Her iki dini geleneğin Budizm’in etkisinde kalması bu uygulamanın daha da yaygınlaşmasını sağlamıştır. Çin dinleri Taoizm ve Konfiçyanizmdir. Japon dini ise Şintoizm’dir.

Taoizm

‘Tao’ kelimesi Çince’ de yol anlamına gelmektedir. Ayrıca Taoizm’ de tanrıyı ifade etmek için kullanılır. Konfüçyanizm ile birlikte Çin in milli dinlerinden biridir. En belirgin özelliği alemi Ying ve Yang olarak iki zıt kutbun ilişkisinden hareketle ifade etmesidir.

Taoizm, M.Ö. 6 yüzyılda yaşamış olan Lao-Tse (veya Lao-Tzu) tarafından kurulmuştur. Lao-Tse’den sonra Taoizm’in nasıl bir tarihsel gelişim gösterdiği tam olarak bilinmemektedir. Günümüzde başta Çin olmak üzere Tayvan, Japonya, Kore ve Amerika ile birlikte, kısmen bazı Asya ve Avrupa ülkelerinde taraftarları olan bir dindir.

Kurucusu Lao-Tse’dir. ‘İhtiyar Bilge’ veya ‘Yaşlı Üstad’ anlamına gelen Lao-Tse’nin gerçek adı Li-Tan’dır. Öğretilerinde sıkça ‘erdeme ve bilgeliğe’ atıf yapması nedeniyle ‘Lao-Tse’ ismi kendisine lakab olarak verilmiştir. Lao-Tse, Çin’in Çu Hanedanlığı döneminde doğmuştur. Lao-Tse, Çu devletinin saray arşivinde memur olarak çalışmıştır. Çin in yıkılmaya yüz tuttuğu dönemde saraydaki görevini terk eder ve uzun bir yolculuğa çıkar. 80 yaşından sonar vefat etmiştir fakat ne zaman öldüğü kesin bilinmemektedir.

İnanç esasları şu şekilde sıralanabilir:

  • Tao İnancı

  • Yin ve Yang İnancı

  • Ahiret İnancı

Taoizm’in en önemli kutsal kitabı, Tao-Te-King’dir. ‘Tao’, ‘yol, yaratıcı ilke’; ‘Te’, ‘erdem’ ve ‘King’ ise, ‘kitap’ anlamına gelmektedir. Buna göre, Tao-Te-King, ‘Tao’nun ve O’nun Erdeminin Kitabı’ anlamına gelmektedir. Ancak, To-Te-King’den sonra çeşitli dönemlerde Taoizm’in kutsal kabul ettiği başka eserler de ortaya çıkmıştır.

Tao-Te-King, ilkinde ‘Tao’ diğerinde ise ‘Te’nin anlatıldığı ve toplam 81 bölümden oluşan iki Kısım’dan meydana gelmektedir. Birinci Kısım 37 bölüm, İkinci Kısım ise 44 bölümdür. Kitapta, Tao’nun ne olduğu, O’nun özellikleri, erdemin ne olduğu, erdemli insanın vasıfları, ahlakın önemi, ahlaklı davranışın önemi, kâinatın düzeni, erdemli yöneticinin vasıfları gibi konular ele alınmaktadır. Taoistler’in Tao-Te King’in dışında kutsal kabul ettikleri başka eserler de vardır. Bunlardan ilki, Li-Ch’ang-ling tarafından hazırlanan ve ‘Cevap ve Karşılıkta Bulunma’ diye tercüme edilen ‘T’ai-shang Kan-Ying P’ien’dir. Diğeri ise, anonim bir eser olan Yin-Chih Wen’dir ve ‘Sessiz Yol’ olarak tecüme edilir. Bir diğeri ise, Taoist Kanon olarak da bilinen, 1120 cilt ve 5200 kısımdan meydana gelen ve M.S. 1019’da basılan ‘Tao Tsang’ adlı eserdir.

Taoist ibadet en eski Çin dinlerinden şamanistik ve büyüsel ritüeller ile birlikte Budist düşünce ve yogayı da içermektedir. Taoizm’de ibadet, Tao’ya ve çeşitli tanrılara yapılmaktadır. Taoistlerin evlerinde, kapı önlerinde yer alan dolapların içinde tanrı tasvirleri ve putları bulunmaktadır. Her taoistin kendini yakın hissettiği tanrılar vardır. Bunlar içerisinde en meşhur olanı, savaş tanrısı Kvan-Ti ile zenginlik tanrısı Shin’dir. Halkın da katıldığı ibadetlerde rahipler trampet ve gong çalmaktadır. İbadet yapılacağı zaman mabedler kandillerle aydınlatılmakta ve tütsülerle donatılmaktadır. Taoistlerin mabedine Çince’de ‘miao’, manastırlarına ‘kung’ve manastır mabedine ‘kuan’ denmektedir. Bu mabedlerde sayısız tanrı ve tanrılaştırılmış kahramanlarların resimleri yer almaktadır.

Taoizm’in sayısız mezhebe sahip olduğu belirtilmektedir. Bunlar içerisinde, özellikle Budizm’in etkisiyle ortaya çıkmış olan Ch’an mezhebinin önemli bir yeri vardır. Ortaya çıkmış olan diğer ekoller de aşağıda sıralanmıştır.

  • Simyacı Ekol

  • Mistik Ekol

  • Ferdiyetçi Ekol

  • Legalist Ekol

Konfüçyanizm

Taoizm’den sonra Çin’in en önemli ikinci yerli dini Kabul edilir. Konfüçyanizm, bireyin erdemli olmasından hareketle toplumun saadetini devletin saadeti ile birlikte ele alması nedeniyle öğretilerinde daha çok yöneticilere yönelik tavsiyelerde bulunması ile ön plana çıkmaktadır.

M.Ö. 6.yy.’da Şunkiyu döneminde yaşayan ve Büyük Mürşid olarak bilinen Konfüçyüs (K’ung Fu Tzu) tarafından kurulmuştur. Konfüçyüs’ün kurmuş olduğu bu din, kendisi hayatta iken çok dar bir çevrede taraftar bulmuştur. Konfüçyanizm, tam olarak Han Hanedanlığı döneminden (M.Ö.206-M.S. 9) itibaren Çin halkı üzerinde sosyal, politik ve entellektüel etkisini açıkça göstermiş ve bu öğretiler halk arasında yayılmıştır. M.Ö. 2.yy.’da Vudi döneminden itibaren devlet dini olarak Kabul edilen Konfüçyanizm, bu özelliğini 20.yy.’a kadar devam ettirmiştir. O dönemden itibaren, Çin imparatorları Konfüçyanizm’in başrahibi Kabul edilmiştir. M.S. 1.yy.’dan itibaren Budizm’in Çin topraklarına girmesiyle birlikte, Konfüçyanizm bu dinden de etkilenmiştir. Konfüçyanizm’in, günümüzde başta Çin olmak üzere yoğun olarak Vietnam, Kore, Japonya ve Tayvan’da taraftarları bulunmaktadır. Bunun dışında, Çin’den yapılan göçler nedeniyle, başka ülkelerde de bu dinin müntesipleri vardır.

Konfüçyüs M.Ö. 551 yılında Lu eyaletine bağlı Zu köyünde doğmuş daha sonar idari görevlerde bulunmuş bir kişidir. M.Ö. 479 da ölmüştür.

Konfüçyanizm de eski Çin inanışının gök tanrısı varlığını devam ettirir. Yin ve Yang inancı vardır Konfüçyüs öldükten sonraki hayatla ilgili bilgi vermemiştir, fakat öldükten sonar huzurlu bir hayat sürmenin bu dünyadaki eylemlerle bağlantılı olduğunu söyler. İnanç esasları şu şekilde özetlenebilir: Tanrı inancı, Yin ve Yang inancı, ahiret inancıdır.

Konfüçyüs’ün altmış sekiz yaşında Çin’e ait eski metinlerden derleyerek ortaya koyduğu beş kitaba ‘vu King’ denir. Bu kitaplar, Konfüçyanizm’in en önemli dini metinleridir. Bunlar, Değişiklikler Kitabı (Yi King), Tarih Kitabı (Şu King), Şiirler Kitabı (Şi King), Törenler Kitabı (Li King), İlkbahar ve Sonbahar Yıllıkları (Şun Yi King) dır.

Dört Kitap (Se Şu), Konfüçyüs’ün Konuşmaları( Lun Yü), Meniyüs’ün Sözleri (Mong Tse), Orta Yol Doktrini(Şung Yung), Büyük Bilgi(Ta Hsiah) ise diğer önemli metinlerdir.

İbadet

Konfüçyanizm’de ritüeller ve ibadetlerin çok önemli bir yeri vardır. Konfüçyanizm’de ibadetin temeli, eski Çin geleneğinden aktarılan Gök Tanrı’ya, Yer’e ve atalara tapınma ile daha sonra bunlara eklenen Konfüçyüs adına düzenlenen törenlerin yerine getirilmesinden ibarettir. Konfüçyanizm’de ibadet; tütsü yakılması, hububat, bir fincan şarap ve kurban sunulması, dini müziklerin çalınması ve onun eşliğinde dans edilmesidir. İbadet esnasında toplu halde dualar edilir. Konfüçyanizm’de ferdi ibadet ve dua şartı yoktur. İbadetler; ruhani varlıkları, ilahları ve insanları memnun ve mutlu etmek için yerine getirilir. Bu nedenle, ibadetlerin temelinde saygı çok önemli bir yer tutmaktadır. Bu ibadetleri şu şekilde sıralamak mümkündür: tanrıya ve ruhani varlıklara ve ilahlara dua ve ibadet etmek, atalara saygı, kutsal varlıklara kurban sunmak, konfüçyüs’a yapılan ibadet.

Konfüçyanizm’de, Konfüçyüs’ten sonra iki temel yaklaşımı temsil eden iki mezhep ortaya çıkmıştır. Diğer mezhepler, bir şekilde bu iki koldan birine mensuptur. Bu iki koldan biri Zu Ksi’nin (1130-1200) kurduğu mezhep, diğeri Vang Yangming’in (1473-1529) kurduğu mezheptir.

Şintoizm

Tanrılar yolu veya ‘Kamilerin Yolu’ anlamına gelen Şinto kelimesinden türetilen Şintoizm Japonya’nın yerli en eski dinlerindendir.

M.Ö. 6.yy.’da Japonya’ya giren Budizm, Konfüçyanizm ve Taoizm’i, eski Japon dini olan ‘Kami no miçi’den ayırmak için bu dine Şinto adı verilmiştir. Şintoizm tarihinde önemli bir dönüm noktası, 19.yy.’da imparator Meyci tarafından Japonya’nın milli dini olarak ilanıdır. Modern dönemde Meyci’nin Japon milli birliğini sağlamak için yapmış olduğu yeniliklerde Şintoizm’in önemli bir yeri vardır. Japon milli birliğinde din birliğinin önemli bir yeri olduğuna inanan Meyci, Şintoizm’i devletin resmi dini haline getiren yasal düzenlemeler gerçekleştirmiş ve Şintoizm dışındaki dinlere tolerans tanımamıştır. Bu düzenlemelerle, imparatora saygıyı Şintoizm’in merkezine yerleştirmiştir. Böylece, Şintoizm’in önemli bir parçası haline gelen imparatora tapınma kültü, bir devlet siyaseti halini almıştır. Bu durum, Japonya’nın 1945’teki İkinci Dünya Savaşı mağlubiyetine kadar devam etmiştir. Bu savaştan sonra imparator, kendisinin tanrı olmadığını ve ailesine tanrıların nesli olarak ibadet edilmemesi gerektiğini ilan etmiştir.

İnanç Esasları

Daha önce de işaret edildiği üzere, devletin birliğini sağlamak maksadıyla, kabilelere ait kamiler, milli kamiler seviyesine yükseltilmiştir. Bu kamilerin başı olarak ise, ülkeyi idare eden Yamato ailesinin kamisi olan Güneş tanrıçası Amaterasu kabul edilecektir Şintoizm’in kutsal kitabı Kojiki’ye göre sekizyüz bin, Nihongi’ye göre ise seksen bin tanrı olduğu belirtilmektedir. Bunların başkanı, Amaterasu’dur. Kami İnancı Genel olarak, tanrısal varlığın her yerde mevcut olan belirtilerine Kami denir. Kamiler; tabiat güçlerinden, ulu atalardan veya ilahi ve ruhani varlıklardan olabilir. Ölen herkesin kami olduğuna, ancak her kaminin tanrı olmadığına inanılır. Şintoizm’de ölümden sonra ruhun yaşadığı ve ataların ruhlarının sonraki nesilleri koruduğu inancı vardır.

Şintoizm’in kutsal kabul ettiği kültürel, tarihi ve dini inançları ele alan çeşitli eserler mevcuttur. Bu eserler, 8.-10. yüzyıllar arasında derlenmiş metinlerdir. Kojiki ve Nihongi en önemli kitaplardır. İkinci derecede önemli kabul edilen ve dini bilgilerin yer aldığı diğer dini metinler ise, Fudoki (8.yy), Kogo-Shui (9.yy.), Shojiroku ve Engi-Shiki’dir (10.yy.).

Şintoizm’de ibadet; dua ve kurban sunmaktan ibarettir. Eskiden canlı hayvan kurban edilmekte idi. Ancak, daha sonra bu tür kurbanın yerini gıda veya çeşitli eşyanın takdimi ile gerçekleşen kurban almıştır. Mesela; kılıç, yay, ok, kalkan, post, geyik boynuzu, sebze, pirinç rakısı, ipek kumaş ve renkli kağıt takdimi bu tür kurbanlardandır. Ayrıca, hayvanlardan at, domuz ve horoz da kurban edilmektedir. Tapınakta ibadet edecek kişi, tapınağa girince önce eğilip takdimesini sunar ve daha sonra ellerini çırparak kaminin dikkatini çektikten sonra dua etmeye başlar. İbadetlerin rahiplerle yapılması esastır. Bununla birlikte, bireysel olarak da ibadet ve dua edilebilmektedir. Dua, yüzün yıkanması ve ellerin birbirine vurulmasından sonra zihnen edilir. Mabetlerde dualar yüksek sesle de edilebilir. Geleneksel Japon evlerinde bir kamidana (tanrı rafı) veya özel bir sunak mevcuttur. Bu sunağın ortasında, minyatür bir tapınak yer alır. Kamilerin orada bulundukları sembolik eşyalarla hatırlatılır. İbadetler rahiplerin yönettiği tapınaklarda veya evde yapılır. Evde ibadet yapacak olanlar, ellerini ve yüzünü yıkadıktan sonra ağızlarını çalkalarlar ve kamidana’nın önünde başı öne eğilmiş vaziyette dizüstü çökerek dua ederler. Ancak, tapınaklarda yapılan toplu ibadete daha fazla önem verilmektedir. Tapınağa gidecek olanlar, ağızlarını suyla çalkalar ve özel tören temizliği yaparlar. Temizlenmeden tapınağa gitmek büyük saygısızlık kabul edilir.

Şintoizm’in en önemli bayramı, ‘Tanrı’yı çağırmak’ veya ‘Tanrı’nın hizmetinde bulunmak’ anlamlarına gelen Matsuri bayramıdır. Bu bayramdan önce bir veya üç gün perhiz yapılır. Şenlikler esnasında, tanrılar gökten çağırılır ve böylece onların kendi sembolleri olan eşyalarda (mitamaşiro’larda) hazır bulunduklarına inanılır.

Tarih boyunca Japonya’ya giren dinlerin de etkisi ile Şintoizm’de çeşitli mezhepler ortaya çıkmıştır. Örneğin, Budizm’in etkisi ile 12. yy.’da Tendai Şinto ve 16. yy.’da Tantrik Şinto (Şingon) mezhepleri ve 17.yy.’da, Konfüçyanizm’in etkisi ile Sugia Şinto mezhebi oluşmuştur. En ilginç mezhep ise, Şinto Rönesansı olarak da bilinen Motoari Norinaga’nın (17. yy.’da) kurduğu ve Katoliklik’teki Teslis inancını ve Cizvitlerin teolojik görüşlerini kabul eden ve Şinto Rönesans’ı olarak bilinen Fokko mezhebidir. Ancak, 19. yy. ’da Meiji taraftarlarının her türlü etkiden uzak ortaya koydukları Şinto inancı, devletin resmi dini kabul edilir. Günümüzde, Meiji yasaları ile belirlenen Şintoizm’in hitap ettiği kesime göre dört çeşitli uygulaması ortaya çıkmıştır. Bunlar: Koshito veya İmparatorluk Şintosu; Jinja veya tapınaklarda uygulanan Şinto; Kyoha veya Mezheplere ait Şinto ve nihayet Minkan veya Popüler Şinto uygulamasıdır. Bunun dışında, Çin’de gelişen Ch’an Budizmi, Japonya’da Zen Budizmi olarak ortaya çıkmıştır 1945’den sonra ortaya çıkan ‘yeni mezhepleri’ de içine alacak şekilde Japonya’da 1971’de yapılan sayıma göre, 47 mezhep tespit edilmiştir

Zen Budizmi

Budizm ile Taoist tabiat felsefesinin karışımından meydana gelen Çin’deki Ch’an mezhebi veya Çin Budizm’i, 13. yüzyılda Japonya’da Zen Budizm’i olarak varlığını devam ettirmiştir. Zen ismi, Sanskritçe’de ‘meditasyon’ veya ‘murakabe’ anlamına gelen ‘dhyana’nın Çince’deki tercümesi olan ‘Ch’an’ kelimesinin Japonca karşılığıdır. Zen Budizm’i, aydınlanmanın meditasyon dışında yapılan günlük işler vasıtasıyla da gerçekleşebileceğini savunur. Bu durum, Japon sanatı, edebiyatı ve estetiğinin gelişimini doğrudan etkileyecektir. Yapılan işi farklı bir meditasyon olarak değerlendiren Zen Budizm’i, kendini halkın hayatında düzen ve insicam ideali olarak, manastırlarda ise temizlik, sessizlik, disiplin ve çalışma şeklinde göstermiştir. Keşişler, toplumda çalışmayan insanlar olarak değil, meditasyon, el sanatları ve zanaatla uğraşan bir kesim olmuştur. Bu nedenle Zen Budizm’i, aydınlanma tecrübesini beklemeyi ve günlük çalışma ve sanata özen göstermeyi önemsemektedir Zen meditasyonunu yapan kimseler, bütün varlıklarını belli bir noktada yoğunlaştırdıkları için, Japon sanatında her şeyin hakikatinin bir tek çizgi veya bir iki satırla ifade edilebileceği anlayışını geliştirmişlerdir. Bu yönüyle Zen mezhebinin, Japon lirik şiirinin gelişmesinde önemli etkisi olmuştur. Zen anlayışında ayrıca, kaligrafi, resim, boyama, bahçe düzenleme, çay seremonileri ve kılıç sanatına da önem verilir. Zen Budizm’i, Rinzai ve Soto olmak üzere iki kola ayrılmıştır ve 20. yüzyılda Avrupa’da manevi arayış içerisindeki insanlarda büyük ilgi uyandırmıştır.


Güz Dönemi Ara Sınavı
7 Aralık 2024 Cumartesi
v