Türkiye Cumhuriyeti İktisat Tarihi Dersi 3. Ünite Sorularla Öğrenelim
Korumacı-Devletçi Kalkınma Modeline Geçiş (1929-1939)
Yeni Devlet’in ekonomi alanındaki ilk hedefi neydi?
Yeni Devlet’in ekonomi alanındaki ilk hedefi,
ulusal ve bağımsız bir ekonomik yapıya sahip olmak ve
bunu da özellikle sanayi yoluyla gerçekleştirmekti. Yeni
Devlet ekonomi alanındaki ilk hedefinde pek de başarılı
olamadı.
Yeni Devlet’in ekonomi alanındaki ilk hedefini
gerçekleştirmede başarısız olmasının nedeni nedir?
Yeni Devlet’in ekonomi alanındaki ilk hedefini
gerçekleştirmedeki başarısızlığın en önemli nedeni,
Osmanlı sanayisinin yapısal özelliklerinin korunmasıdır.
Yeni Devlet döneminde ekonomi politikalarının köklü
bir şekilde gözden geçirilmesine ne yol açmıştır?
Bu dönemde yaşanılan ekonomik durgunluk ve
bu durgunluğun rejimi tehdit edecek geniş bir toplumsal
muhalefete neden olması ekonomi politikalarının köklü bir
şekilde gözden geçirilmesine yol açtı.
Ekonomik durgunluğun nedenleri nelerdi?
Ekonomik durgunluğun nedenlerinden biri kötü
hava koşulları nedeniyle tahıl dışalımının artmasıdır.
Ayrıca 1929 dünya ekonomik bunalımı da bu dönemki
durgunluğu etkilemiştir.
1929 dünya ekonomik bunalımının Türkiye üzerindeki
ilk olumsuz etkisi nedir?
1929 dünya ekonomik bunalımının Türkiye
üzerindeki ilk olumsuz etkisi, Türk lirasının İngiliz
Sterlini karşısında ciddi bir değer kaybı yaşamasıdır.
1929 dünya ekonomik bunalımının Türkiye üzerinde
başka ne etkileri olmuştur?
Ayrıca Türkiye’nin tarımsal mallardan oluşan
dışsatımının önemli oranda azalması, dış ticaret hadlerinin
Türkiye aleyhine dönmesi gibi nedenler ile fiyatların ve
ulusal gelirin hızlı bir şekilde düşmesi, Türkiye’nin
ekonomik durgunluğunun belli başlı nedenlerini
oluşturmuştu.
Türkiye’nin bağımsız bir gümrük politikası izlemesi
hangi antlaşma uyarınca ve kaç yılına kadar ertelenmişti?
Türkiye’nin bağımsız bir gümrük politikası
izlemesi, Lozan Barış antlaşması uyarınca 1929 yılına
kadar ertelenmişti.
1929 yılında Lozan Antlaşmasındaki kısıtlayıcı
hükümlerin kalkmasının ne gibi olumlu etkileri olmuştur?
1929 yılında Lozan Antlaşmasındaki kısıtlayıcı
hükümlerin kalkmasıyla birlikte gümrük tarifleri kontrol
altına alınmış ve ardından kamu gelirlerinde ciddi bir artış
sağlanmıştı.
Kısıtlayıcı hükümlerinin kalkmasıyla birlikte artan
gümrük gelirleriyle birlikte kamu maliyesinin ekonomiye
müdahale olanakları da artmıştı.
Bu dönemde devletçi politikalara geçişi hızlandıran
nedir?
Serbest piyasa ekonomisinin yürütüldüğü bir
dönemde krizin ortaya çıkması ve etkilerinin Türkiye’de
hızla hissedilmesi, devletçi politikalara geçişi
hızlandırmıştı.
Türkiye’de devletçiliğe doğru giden süreçte neler etkili
olmuştu?
Türkiye’de devletçiliğe giden süreçte
aşağıdakiler etkili olmuştu:
• Lozan’da benimsenmek zorunda kalınan
kısıtlayıcı hükümlerin yürürlükten kalkması,
• Devletin ekonomik etkinliğinin artması,
• Özel sermaye birikiminin yetersizliği ve
• Bu sermayenin millilikle bağdaşmayan yapısı.
Devletin iktisadi hayata müdahalesinin gerekliliği ilk
ne zaman gündeme geldi?
Başbakan İsmet İnönü, 12 Şubat 1929’da yerli
malları haftasının açılışı dolayısıyla yaptığı konuşmada
devletin iktisadi hayata müdahalesinin gerekliliğinden
bahsetmişti.
Türkiye’nin devletçiliğe geçişinde M. Kemal
Atatürk’ün 1930 Kasımında başlayan yurt gezisinin rolü
nedir?
Atatürk, gezisi boyunca, ekonomik sorunlardan
bunalan özellikle köylü ve esnafla karşı karşıya kalmıştı.
Gezinin sonunda sanayileşme için ülkede girişimci
sınıfının olmaması nedeniyle bu görevin devlet tarafından
üstlenilmesi gereği açıkça ortaya çıkmıştı.
Atatürk ilk kez ne zaman Halk Fırkası programının bir
bileşeni olarak devletçiliğe vurgu yapmıştır?
1930 yılı içinde devletçilik bir ilke olarak
benimsendi. 1931 yılı Ocak ayında Atatürk ilk kez Halk
Fırkası programının bir bileşeni olarak devletçiliğe vurgu
yapmıştır.
1931 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nin programına
eklenen devletçilik ilkesinde ne belirtilmişti?
1931 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nin
programına eklenen devletçilik ilkesine göre, devletin ülke
çıkarları doğrultusunda ekonomiye müdahalesi ile
ekonomik faaliyetlerde bulunabileceği belirtilmişti.
1938 yılı İktisadi Devlet Teşekkülleri Kanunu’nda
nelerden bahsedilmişti?
Sanayileşme çabasında; devletin öncülük ederek
doğrudan yatırımlar yapması ve devlet teşekküllerinin
kurulması ile ilgili konular, 1938 yılı İktisadi Devlet
Teşekkülleri Kanunu’nda belirtilmişti. Kanunda, devletin
yatırım yapacağı alanların aynı zamanda özel teşebbüse de
açık olduğu ifade edilmişti.
Devletçi iktisat politikalarının başlangıcı ne
zamandır?
1932 Temmuz’unda devlete iktisadi konularda
müdahale yetkisi veren sekiz kanun tasarısının Meclis’e
sunulması devletçi iktisat politikalarının başlangıcı kabul
edilmektedir.
1935 yılında CHP programında devletçiliğe dair ne
tür bir gelişme yaşanmıştır?
1935 yılında CHP programında devletçilik
yeniden tanımlanmış ve kamu düzeninin gerektirdiği
hallerde özel sektörün denetlenebileceği açıklanmıştı.
1937 yılında devletçilik ile ilgi nasıl bir gelişme
yaşandı?
1937’ye gelindiğinde devletçilik ilkesinin
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel özelliklerinden
biri olduğu kabul edilmişti.
Türkiye devletçiliğe geçince ekonominin hangi
alanlarında müdahaleler oldu?
Türkiye’nin devletçiliğe geçmesi ekonominin her
alanında müdahaleyi gerekli kılmıştı. Devlet, sanayi,
ticaret, tarım alanında işletmeler kurmaktan yatırımlar
yapmaya ve ekonomik piyasaya karışmaktan denetlemeye
kadar uzanan bir faaliyet sahası belirlemişti.
Devletçiliğin benimsenmesiyle ithalat ve ihracat
alanlarında ne gibi değişiklikler olmuştur?
Devletçiliğin benimsenmesiyle, gümrük duvarları
yükseltilerek ithalat kısılmış ve ihracat arttırılmaya
çalışılmıştı.
Türkiye’nin bu dönemde temel ekonomi politika
kaygısı neydi?
Türkiye’nin bu dönemde temel ekonomi politika
kaygısını, dış ödemeler dengesinin düzeltilmesi ve paranın
da dışa karşı değerinin istikrara kavuşturulması
oluşturmuştu.
Bu dönemde gerçekleştirilen Millileştirme faaliyetleri
nelerdir?
Türk parasının kıymetinin korunmasıyla ilgili
önlemler alma yetkisinin artması, dış borçların
ödenmesinin ertelenmesi ve ithalatın kısılmasıdır.
Millileştirme hangi yıldan itibaren büyük bir ivme
kazanmıştı?
Millileştirme 1933 yılından itibaren büyük bir
ivme kazanmıştı.
Millileştirmeler hangi alanlarda yoğunlaşmıştı?
Millileştirmeler, demiryolları, limanlar, elektrik,
havagazı, su ve telefon hizmetleri gibi belediye
hizmetlerini içeren stratejik alanlarda yoğunlaşmıştı.
1929 yılında yaşanan ekonomik bunalım Türkiye’yi
tarım bakımından nasıl etkilemişti?
Türkiye’de 1930’larda ulusal gelirin büyük bir
bölümü tarımdan elde edilmişti. 1929 yılında yaşanan
ekonomik bunalımla birlikte dünya piyasalarındaki fiyat
hareketlerine bağlı olarak tütün, incir, pamuk, üzüm,
fındık gibi Türkiye’nin ihraç ettiği ürünlerin fiyatları hızla
düşmüştü. Ekonomik bunalım sırasında fiyatı en çok
düşen tarım ürünü buğdaydı.
Ziraat Bankası buğday fiyatındaki düşüş ile ilgili ne
gibi çalışmalar yapmıştı?
Ziraat Bankası köylüden buğday alarak buğday
fiyatındaki düşüşü önlemeye çalıştı. Fakat bu buğday
fiyatlarının düşüşünü önlemede yeterli olmayınca
Hükümet, 3 Temmuz 1932 tarihinde 2056 sayılı “Buğday
Koruma Kanunu”nu çıkardı. Bu kanunla buğday
fiyatlarındaki kısa dönemli dalgalanmaları önlemeye
çalıştı.
Buğday Koruma Kanunu başarılı oldu mu?
Örgütlenmenin yetersiz olması ve alımlarda
kalite farkı gözetilmemesi nedeniyle Buğday Koruma
Kanununun etkisi sınırlı kalmıştı. Bu dönemde tüccarlar
buğdayı uzak köylerden toplayıp Ziraat Bankası’na
yüksek fiyattan satarak büyük karlar elde ettiler.
İkinci Buğday Koruma Kanunu ne zaman ve ne için
çıkarıldı?
Yeni kaynak sağlamak ve altyapı çalışmalarına
kaynak aktarmak amacıyla 1934 yılında İkinci Buğday
Koruma Kanunu çıkarıldı.
Toprak Mahsulleri Ofisi ne zaman ve ne için kuruldu?
Toprak Mahsulleri Ofisi, taban fiyatlarını ilan
etmek ve stok biriktirerek tarımsal ürünlere destekleyicilik
yapmak için 1938 yılında kuruldu.
Toprak Mahsulleri Ofisi sadece buğday fiyatlarıyla
ilgili işlemleri mi yürüttü?
Toprak Mahsulleri Ofisi sadece buğday
fiyatlarıyla ilgili işlemleri yürütmekle görevli değildi. Ofis
2. Dünya Savaş yıllarında buğdaya ek olarak arpa, mısır,
kuşyemi ve susamda da piyasa işlemlerini yürütmekle
görevlendirildi.
Türkiye’de Afyon Yetiştiriciler Satış Birliği ne zaman
ve niçin kuruldu?
Türkiye’de Afyon Yetiştiriciler Satış Birliği 1932
yılında kuruldu ve böylelikle Avrupa’daki ilaç
firmalarının aralarında anlaşarak bir kartel kurması, afyon
alım fiyatlarının hızla düşmesi, kaçakçılığın önlenmesi,
afyon alım ve satımın tek elde toplanmasının
kolaylaştırılması amaçlandı.
Ankara’da düzenlenen tütün kongrelerinde ne
olmuştur?
Bu kongrelerde tütün üretimi ve tütün ile ilgili
yaşanan sorunlar ele alınmıştı. Tütün üreticileri ile alıcı
arasındaki alım-satımlarda sadece kongrede ele alınan
sözleşmenin geçerli olacağı gibi esaslar kabul edilmiş,
üreticinin sorunları çözülmeye çalışılmıştı.
Samsun’da düzenlenen Yumurtacılık kongresinde ne
olmuştu?
Bu kongrede daha çok ihracatın daha iyi
örgütlenmesine yönelik sorunlar tartışılmıştı. Ayrıca,
yumurtaların ambalajı, korunması, muayenesi ve tek elden
ihracı için kooperatif kurulması kararları da alınmıştı.
“Tarım Satış Kooperatifleri Kanunu’nun temel amacı
neydi?
Bu kanunun temel amacı küçük üreticiyi
örgütlemek ve bu kesimi özel girişimciliğin güçlü bir
bileşeni olarak ekonomik yaşama sokabilmekti.
Tarım Satış Kooperatifleri kurulduktan sonra iyi
örgütlenebildiler mi?
Evet. Örneğin; Ege Bölgesi’nde üzüm, incir,
pamuk ve zeytinle ilgili olarak Tariş; Bursa’da Zeytin
Birliği ve ipek böcekçiliğiyle ilgili Koza Birlik; Marmara
ve Trakya’da ayçiçeği ekimini geliştirmek ve pazarlamak
üzere Trakya Birlik; Güney’de önemli bir sanayi ürünü
olan pamuğu korumak ve kollamak amacıyla Antalya’da
Antbirlik ve Adana’da Çukobirlik; Güneydoğu’da
bakliyat, biber, antepfıstığı ve üzümü değerlendirecek
Güneydoğu Birlikleri; İç Anadolu’da yetişen üzümleri
üzüm suyu ve şarap olarak değerlendirecek Tasko Birlik
kurulmuştu.
“Pulluk Kullanımı İçin Bir Sermaye Oluşturulmasına
Dair Kanun” ne amaçla çıkarılmıştı?
Bu kanun, pulluk kullanan çiftçi sayısını
arttırmak ve pulluk üretimini teşvik etmek için
çıkarılmıştı.
“Gümrük Tarife Kanunu” ile pulluklarda nasıl bir
gelişme yaşandı?
Bu kanun yabancı pullukların ithaline 10 lira
gümrük resmi konulmuştu, böylelikle yerli imalat
korunmuş ve pulluk sayısı iki kat artmıştı.
Atatürk Orman Çiftliği uygulamasının amacı neydi?
BU dönemde tarımı geliştirmek, nitelikli tohum,
fide ve fidan yetiştirmek üzere devlet sermayesiyle örnek
çiftlikler kurulması gündeme geldi. Atatürk Orman Çiftliği
bu uygulamalara örnektir.
Bu dönemde teknik personelin eğitimine ve tekniğin
yayılmasına yönelik ne tür çalışmalar yapılmıştı?
1933 yılında Yüksek Ziraat Enstitüleri kurulmaya
başlamış ve Hitler yönetiminden kaçan pek çok Alman
bilim adamının bu kuruluşta görev alması sağlanmıştı.
Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu neden kuruldu?
Atatürk, özel çiftliklerini teknik yayma
çabalarında kullanılmak üzere hazineye bağışlamıştı. Bu
çiftlikleri devralmak üzere bir iktisadi devlet girişimi olan
Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu kurulmuştu.
Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu’nun başlıca görevi
neydi?
Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu’nun başlıca
görevi tarımda çağdaş bilgi ve becerileri yaymaktı.
Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu’nun görevleri
nelerdi?
Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu’nun görevleri
arasında kendisine verilen ve verilecek zirai ve sınai
tesisleri işletmek ve bunların ziraat ve ziraat sanatları
sahasındaki işletme ve yetiştirme hizmetlerini yapmak,
bölgelerine göre gerekli ziraat çeşitlerini, usullerini ve
sanatlarını gösterip yapmakta örnek ve rehber olacak yeni
ziraat işletme merkezleri, fabrika ve atölyeler kurmak ve
işletmek yer almıştı.
1930’larda tarım konusunda nasıl bir darlık
yaşanıyordu?
Bu yıllarda emek ve sermaye konusunda darlık
yaşanıyordu. Çalışabilir nüfus çok azdı. Köylü, sermaye
sahibi olmak bir yana borçlu durumdaydı.
1929-1939 yılları arasında tarım alanında ne tür
faaliyetler gerçekleştirilmişti?
1929-1939 yılları arasında gerçekleştirilen
faaliyetler arasında dağınık köylerin birleştirilmesi, bine
yakın zirai kombinanın inşası, Anadolu’nun on iki su
bölgesine ayrılarak merkezi bir sulama sisteminin
oluşturulması ve tarıma yönelik Devlet İktisadi
Teşekkülleri’nin kurulmasının hızlandırılması gibi çabalar
yer almıştı.
1929-1939 yılları arasında hangi kuruluşlar
kurulmuştu?
Bu dönemde, Zirai Kombinalar, Ziraat Bankası,
Tekel, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş., Toprak Mahsulleri
Ofisi, Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri gibi kuruluşlar
kurulmuştur.
Dönemin içinde devletin tarımsal alana müdahalesinin
en temel nedeni neydi?
Dönemin içinde devletin tarımsal alana
müdahalesinin en temel nedeni ihracata ilişkin kaygılardan
ileri gelmişti.
Bu dönemde kurulan ve kurulması tasarlanan
sanayilerden tarımsal üretimde en etkili olanlar
hangileridir?
Bu dönemde kurulan ve kurulması tasarlanan
sanayilerden tarımsal üretimde en etkili olanlar şeker
sanayi ile pamuklu dokuma sanayiidir.
Şeker fabrikaları tarımsal tekniklerin geliştirilmesinde
nasıl bir rol oynamıştı?
Şeker pancarı üretimi çiftçilerin geleneksel
tarımsal üretim alışkanlıkları nedeniyle çok zor
gerçekleşmişti. Bu nedenle çiftçinin pulluk kullanmaya,
tarımsal mücadeleye ve gübre kullanmaya alıştırılması
gerekmişti. Bu nedenle şeker fabrikaları tarımsal
tekniklerin geliştirilmesinde önemli bir rol oynamıştı.
1930’da toplanan Sanayi Kongre’sinin temel amacı ve
gündemi neydi?
Bu kongrenin temel amacı, sanayimizin milli ve
çağdaş gereklere uygun bir tarzda gelişmesini sağlayacak
yolları aramaktı. Gündemi ise hammadde, sermaye ve
kredi, vergi ve rüsum, Teşvik-i Sanayi Kanunu ve
uygulaması, “standart” meseleleri, ve rasyonalizasyon
meseleleri idi.
Devlet Sanayi Ofisinin ilk görevi neydi?
Devlet Sanayi Ofisinin ilk görevi devlet
teşebbüsü halinde kurulması planlanan fabrikaların
yapımını sağlamaktı.
Cumhuriyet Döneminin ilk büyük sanayi atılımı nedir?
Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı, Cumhuriyet
Döneminin ilk büyük sanayi atılımıdır.
Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı’nın hazırlanmasında
hangi ülkeden yardım alınmıştır? Neden?
Sovyetler Birliği, bu planı kendi ülkesinde
uygulayıp dünya ekonomik krizinden fazla etkilenmeyip
başarılı olunca, kendi beş yıllık kalkınma planımızı
yapmak için bu ülkeden yardım alınmıştı.
Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı başarılı oldu mu?
Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı’nın
uygulamalarına bakıldığında küçümsenmeyecek derecede
başarılı olduğu görülecektir. Hem imalat kesiminde
meydana getirilen milli ürün, hem de bu grupta çalışan
işgücü sayısı % 100’den fazla bir artış göstermiş, sanayide
sağlanan değerin ortalama artış hızı da yılda % 10’nu
bulmuştu.
İkinci Beş Yıllık Sanayi Planıyla hangi alanlarda
yatırımlar yapılarak işletmeler kurulması hedeflenmişti?
İkinci Beş Yıllık Sanayi Planıyla madencilik,
maden kömür ocakları, elektrik santralleri, ev yakacakları
sanayi ve ticareti, toprak sanayi, gıda maddeleri sanayi ve
ticareti, kimya sanayi, makine sanayi ve deniz ulaşımı
şeklinde dokuz alanda yatırımlar yapılarak işletmeler
kurulması hedeflenmişti.
İkinci Beş Yıllık Sanayi Planı başarılı oldu mu?
İkinci Beş Yıllık Sanayi Planı, İkinci Dünya
Savaşının başlaması nedeniyle uygulanamamıştı.
Elektrik İşleri Etüd İdaresi kaç yılında ne amaçla
kuruldu?
Elektrik İşleri Etüd İdaresi, 1935 yılında;
• Elektrik ihtiyacının tespit edilmesi,
• Elektrik üretimine elverişli su kaynaklarının ve
üretim potansiyellerinin belirlenmesi için
kurulmuştur.
Etibank hangi amaçla kurulmuştu?
Etibank, maden kaynaklarının üretim ve
işletmesiyle ilgili işlemlerin yapılması amacıyla
kurulmuştu.
Maden Tetkik Arama Enstitüsü’nün başlıca görevleri
nelerdi?
Bu enstitünün başlıca görevleri, işletmeye
elverişli madenleri araştırmak, işletilmekte olanların daha
rasyonel yöntemler ile üretime yöneltilmesi için rehberlik
etmek, madencilik alanında çalışacak teknik eleman
yetiştirmekti.
Bu dönemde “devlet işletmeciliği” kavramıyla kurulan
büyük sermayeli devlet bankaları hangileridir?
Bu dönemde “devlet işletmeciliği” kavramıyla
kurulan büyük sermayeli devlet bankaları; Etibank,
Denizbank, Halk Bankası ve İller Bankası’dır.
T.C. Merkez Bankası’nın belli başlı görevleri nelerdi?
Bu bankanın belli başlı görevleri şunlardı:
• İskonto fiyatını tespit ve para piyasasını ve
tedavülünü düzenlemek,
• Hazine işlemlerini yapmak,
• Hükümetle birlikte Türk evrak-ı nakdiyesinin
müstakbel istikrarına matuf tüm önlemleri almak.
Sümerbank’ın başlıca görevleri nelerdi?
Sümerbank’ın başlıca görevleri şunlardı:
• Devlet Sanayi Ofisinden devralacağı fabrikaları
işletmek,
• Özel sanayi kuruluşlarındaki devlet iştiraklerini
yönetmek,
• Özel kanunlara göre kurulacak fabrikalar
dışındaki devlete ait bütün sınai kurumlarının etüt
ve projelerini hazırlamak, bunları kurmak ve
yönetmek,
• Sermayesi ölçüsünde ülkenin kalkınması için
gerekli sınai kuruluşlarına katılmak,
• Ülkeye ve kendi fabrikalarına gerekli iş gücünü
yetiştirmek,
• Ulusal sanayinin gelişmesi için gerekli önlemleri
araştırmak.
Halkbank’ın görevleri nelerdi?
Halkbank’ın görevleri şunlardı:
• Gerekli yerlerde Halk Sandıkları adı ile ve
anonim şirket halinde küçük kredi kurumları
kurmak ve bunlara yardımda bulunmak,
• Halk Sandıkları’nın gelişip ilerlemesi için gerekli
işlemleri yapmak ve uygun tedbirleri almak,
• Mevduat kabul etmek.
Sanayi ve Kredi Bankası'nın faaliyet alanları ve
görevleri nelerdi?
Bu bankanın faaliyet ve görevleri şunlardı: sanayi
işletmelerinin kredi ihtiyaçlarını karşılamak, ulusal
sanayinin hammadde temin etmesine yardım etmek, küçük
sanayicilere kredi vermek, sanayi teşvik primlerine
yardımcı olmak ve her türlü banka işlemlerini
gerçekleştirmek.
Ziraat Bankası’nın başlıca amacı neydi?
Bu bankanın başlıca amacı ülkenin önemli bir
kesimini oluşturan gerçek çiftçilerin, kredi ve kaynak
olanaklarından yararlandırılmasıydı.
Belediyeler (İller) Bankası ne amaçla kurulmuştu?
Bu banka, şehirlerin kalkınması ve gelişmesine
hizmet etmek, imar planları oluşturmak, elektrik,
havagazı, kanalizasyon ve su gibi kamu hizmetlerinin
yapılması için belediyelere gerekli olan orta ve uzun
vadeli kredi ile teknik yardım sağlamak üzere kurulmuştu.
Etibank ne amaçla kurulmuştu?
Etibank, ülkenin yeraltı servetlerini rasyonel bir
şekilde işleterek değerlendirmek, devletin madencilik ve
elektrifikasyon alanındaki faaliyetlerini kurmak, işletmek,
finanse etmek ve her türlü bankacılık işlemlerini
gerçekleştirmek üzere kurulmuştu.
Denizbank hangi amaçla kurulmuştu?
Denizbank, denizyolları işletmelerini yönetmek,
işletmek ve finanse etmek amacıyla kurulmuştu.
Türkiye’nin dış ticaret hacmindeki daralma ne zaman
ve neden ivme kazandı?
Türkiye’nin dış hacmindeki daralma 1929
ekonomik bunalımıyla birlikte ivme kazanmıştır.
Kapitalist Batı ülkelerindeki ekonomik bunalım,
Türkiye’yi de ihraç malları fiyatlarında ve paranın
değerinde meydana gelen düşmeler nedeniyle etkilemişti.
Türkiye’nin 1930’lardaki dış ticaret politikası nasıldı?
Türkiye’nin 1930’lardaki dış ticaret politikası,
1920’li yıllara göre büyük farklılıklar göstermişti.
Öncelikle 1920’li yılların serbestliğinden eser yoktu.
Himayeci bir gümrük sistemi egemendi. Türkiye’nin dış
ticaret dengesi de 1938 yılı dışında daima fazla vermişti.
1930’larda ithalatın hacmi ve yapısında görülen
değişmelerde nelerin etkileri olmuştur?
Gümrük politikası, dünya ekonomik bunalımı,
para kuru politikası, kota sınırlamaları ve ikili
anlaşmaların bu değişimlerde etkileri olmuştur.
Bu dönemde Türkiye en çok dış ticarette hangi ülkeye
bağımlı olmuştur?
Bu dönemde Türkiye en çok dış ticarette
Almanya’ya bağımlı olmuştur.
1930-1938 yılları arasında Türkiye’nin dış
ticaretindeki en önemli dört alıcısı hangileriydi?
1930-1938 yılları arasında Türkiye’nin dış
ticaretindeki en önemli dört alıcısı Almanya, İtalya,
Amerika ve İngiltere’ydi.
Yeni Devlet’in ekonomi alanındaki ilk hedefi ne idi?
Yeni Devlet’in ekonomi alanındaki ilk hedefi, ulusal ve bağımsız bir ekonomik yapıya sahip
olmak ve bunu da özellikle sanayi yoluyla gerçekleştirmekti.
1929 bunalımının ilk olumsuz etkisi nedir?
Türk Lirasının İngiliz Sterlini karşısında ciddi bir
değer kaybı yaşamasıdır.
Türkiye’nin bağımsız bir gümrük politikası izlemesi ne zaman mümkün olmuştur?
Türkiye’nin bağımsız
bir gümrük politikası izlemesi, Lozan Barış
Antlaşması’nın ilgili hükümleri uyarınca 1929
yılına kadar ertelenmişti. Lozan’daki bu kısıtlayıcı hükümlerin 1929’da yürürlükten kaldırılmasıyla birlikte gümrük tarifeleri kontrol altına alınmış ve ardından kamu gelirlerinde ciddi
bir artış sağlanmıştı.
Türkiye’nin devletçiliğe geçişinde hangi olayın rolü vardır?
Türkiye’nin devletçiliğe geçişinde, Mustafa
Kemal Atatürk’ün 1930 Kasım’ında başlayan yurt
gezisinin de önemli rolü vardır. Atatürk, gezisi
boyunca, ekonomik sorunlardan bunalan özellikle köylü ve esnafla karşı karşıya kalmıştı. Gezinin
sonunda sanayileşme için ülkede girişimci sınıfının olmaması nedeniyle bu görevin devlet tarafından üstlenilmesi gereği açıkça ortaya çıkmıştı.
Sanayileşme çabasında; devletin öncülük ederek doğrudan yatırımlar yapması ve devlet teşekküllerinin kurulması ile ilgili konular hangi kanunda belirtilmişti?
1938 yılı İktisadi Devlet Teşekkülleri Kanunu’nda belirtilmişti
Türkiye’de devletçilik uygulamaları, en belirgin şekliyle hangi yılda başlamıştı?
Türkiye’de devletçilik uygulamaları, en belirgin
şekliyle 1932 yılında başlamıştı.
Türkiye’de 1930’larda ulusal gelirin büyük bir bölümü nereden sağlanmıştır?
Türkiye’de 1930’larda ulusal gelirin büyük bir
bölümü tarımdan elde edilmişti.
Ekonomik bunalım sırasında fiyatı en çok düşen tarım ürünü hangisidir?
Ekonomik bunalım sırasında fiyatı en çok düşen tarım ürünü ise buğday olmuştu.
Birinci Tütün Kongresi ne zaman düzenlenmişti?
Bu dönem içerisinde 1-5 Şubat 1932 tarihleri arasında Ankara’da Birinci Tütün Kongresi
düzenlenmişti.
Bu dönemde tarımı geliştirmek, nitelikli tohum, fide ve fidan yetiştirmek üzere devlet sermayesiyle örnek çiftlikler kurulması hakkında bilgi veriniz?
Atatürk Orman Çiftliği uygulamasının
başarısı da göz önüne alındığında bu konuda karar alma süreci daha da hızlandırılmıştı. Ziraat
Vekâleti tarafından Ankara, Eskişehir, Erzurum
ve Yeşilköy’de hububat ıslah istasyonları; Adana
ve Nazilli’de pamuk ıslah istasyonları; Eskişehir
Drayfarming istasyonu; Bursa, Antalya, Diyarbakır, Edirne ve Denizli ipek böcekçiliği istasyonları; Kayseri Yonca istasyonu; Antalya Sıcak İklim
Nebatları Islah istasyonu kurulmuştu. Aynı bakanlık tarafından; Kemalpaşa dut fidanlığı; Antep fıstık fidanlığı; Bilecik, Kırklareli, Manisa,
Tekirdağ, Ankara ve Erenköy asma fidanlığı; Rize
çay fidanlığı; Kastamonu, Kocaeli ve Niğde elma
fidanlığı; Giresun fındık fidanlığı; Antalya, Alanya ve Mersin narenciye fidanlığı; Kütahya vişne
fidanlığı; İzmir zeytin fidanlığı, Aydın incir fidanlığı gibi fidanlıklar da oluşturulmuştu.
Tarımı geliştirmek için teknik personelin eğitimine ve tekniğin yayılmasına yönelik çalışmalar nelerdir?
Öncelikle 1933 yılında
Yüksek Ziraat Enstitüleri kurulmaya başlanmış ve
ilk enstitü Ankara’da açılmıştı. Ayrıca Hitler yönetiminden kaçan pek çok Alman bilim adamının
bu kuruluşta görev alması sağlanmıştı. Kurulan
diğer enstitülerle beraber, bu iş için yapılan harcama miktarı 3 milyon liraya ulaşmıştı. Enstitülerin
yaygınlaşmasıyla 1929-1930 öğretim yılında 39
olan öğrenci sayısı, 1937-1938 döneminde 609’a
çıkmıştır.
Bu dönemde kurulan şeker fabrikaları hakkında bilgi veriniz?
1926 yılında Uşak
ve Alpullu’da kurulan şeker fabrikalarından sonra 5
Aralık 1933 tarihinde Eskişehir ve 19 Ekim 1934
tarihinde Turhal’da iki yeni şeker fabrikası faaliyete
geçirilmişti. Bu fabrikaların büyük hisseleri de İş
Bankası ve Ziraat Bankası’na aitti.
Şeker fabrikalarının açılmasının çiftçilere etkisi nasıl olmuştur?
Bu fabrikaların
açılmasıyla 1934 yılında 64.700 çiftçi, 32.500 hektarlık alanda pancar üretimi yapmaya başlamıştı.
Şeker pancarı üretimi çiftçilerin geleneksel tarımsal üretim alışkanlıkları nedeniyle çok zor gerçekleşmişti. Bu nedenle çiftçinin pulluk kullanmaya,
tarımsal mücadeleye ve gübre kullanmaya alıştırılması gerekmişti. Bu nedenle de şeker fabrikaları, tarımsal üretim tekniklerinin geliştirilmesinde
önemli bir rol oynamıştı.
Pamuk üretiminde Türkiye'nin amacı ne idi?
Pamuk üretiminde Türkiye’nin öncelikli iki amacı vardı. İlki, yeni kurulması planlanan
dokuma fabrikalarının ihtiyaç duyacakları pamuğu Türkiye’den temin etmek, ikincisi ise ihracatta
pamuğun önemini kaybetmemesini sağlamaktı.
Pamuk üretimi hangi adımlarla başlamıştı?
Türkiye, kaliteli pamuk üretebilmek için öncelikle Profesör Clark’a, Türkiye pamuklarının ıslahı
konusunda bir rapor hazırlatmıştı. Büyük oranda
bu rapora dayanılarak, Ziraat Vekâleti tarafından
“pamuk yetiştirme planı” isimli bir rapor oluşturulmuş ve 1934 yılında uygulamaya konulmuştu.
Bu rapor doğrultusunda çeşitli kanunlar da kabul
edilmişti. TBMM, 5 Temmuz 1934’te “Merinos
Koyunları Yetiştirilmesi ve Islah Edilmiş Pamuk
Tohumları Üretilmesi” hakkındaki 2582 sayılı bir
kanunu çıkarmıştı. Kanun’da, bu amacı gerçekleştirecek çiftliklerin giderlerini karşılamak için Ziraat Vekâleti bütçesinden çeşitli maddi yardımlar
yapılması sözkonusu yapılmıştı. Böylece Türkiye’de
1935 yılından sonra kaliteli açık koza ekim alanları
hızla artmaya başlamıştı
Döneme ait sanayi verileri nelerdir?
Sanayi alanındaki işletme sayıları 1932 yılında 1473 iken 1941’de savaş nedeniyle 1.052’e
düşmüştür. 1932 yılında 31 olan kamu işletmesi sayısı 1939’da 111’e yükselmişti. Anonim
ortaklıklar da ise 1932’de 831’dir. 1939 yılında
da 522’ye ulaşmıştı. Ayrıca firma başına sabit
sermaye, firma başına beygir gücü, firmaların
kullandığı yerli-yabancı hammadde miktarı ve
işçi ücretlerinde ciddi artışlar olmuştu
M. Kemal Atatürk’ün sanayileşme konusundaki fikri nasıldı?
M. Kemal
Atatürk’ün sanayileşme konusundaki fikri oldukça netti. O’nun ve devletin diğer yöneticileri için
sanayileşme zorunluluğu “tam bağımsızlık” sorunuydu.
Dönem içinde hâkim olan korumacı-devletçi politikaların temeli hangi kongrede atılmıştı?
Dönem içinde hâkim olan korumacı-devletçi politikaların temeli “Milli İktisat ve Tasarruf
Cemiyeti” ve 1930 Sanayi Kongresi ile atılmıştı.
Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı nedir?
Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı, Cumhuriyet
döneminin ilk büyük sanayi atılımıdır. Birinci Beş
Yıllık Sanayi Planı, ekonomik kaynakların düzene
sokulması ve devletçilik ilkelerinin uygulanması bakımından da oldukça önemlidir. Çalışmalarını 1929 yılına kadar götürebileceğimiz Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı’nın hazırlıkları
1933 yılında tamamlanmış ve Sanayi Planı, 1934
tarihinde yürürlüğe girmişti
Çubuk Barajı hangi tarihte açılmıştır?
3 Kasım 1936
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 2 Gün önce comment 0 visibility 57
-
2024-2025 Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sınav Bilgilendirmesi
date_range 6 Aralık 2024 Cuma comment 2 visibility 328
-
2024-2025 Güz Dönemi Dönem Sonu (Final) Sınavı İçin Sınav Merkezi Tercihi
date_range 2 Aralık 2024 Pazartesi comment 0 visibility 913
-
2024-2025 Güz Ara Sınavı Giriş Belgeleri Yayımlandı!
date_range 29 Kasım 2024 Cuma comment 0 visibility 1289
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 14 Kasım 2024 Perşembe comment 11 visibility 20159
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25842
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14700
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12646
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12642
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10582