Yakınçağ Avrupa Tarihi Dersi 5. Ünite Sorularla Öğrenelim
I. Dünya Savaşı Ve Iı. Dünya Savaşına Kadar Avrupa (1914-1939)
Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasındaki en kritik olay nedir?
28 Haziran 1914’te Avusturya-Macaristan Veliahtı Arşidük Ferdinand ve karısının Saraybosna’da bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi sonrası gelişen olaylar I. Dünya Savaşı’nın başlamasına yol açmıştır.
Sömürgecilik tanımının zaman içindeki değişimi nasıldır?
Sömürgeciliğin en genel tanımı, “başka insanların toprakları ve mallarının ele geçirilmesi ve denetlenmesi” şeklinde yapılabilir. Bu anlamdaki sömürgeciliğin Roma İmparatorluğu’nun kuruluşundan itibaren pek çok örneği tarih içinde bulunabilir. Ancak bu terim tarihsel süreçte anlam olarak değişimlere uğramıştır. Avrupalılarca 15-16. yüzyıllardan 18. yüzyıla uzanan ticari kapitalizm döneminde, denizaşırı toprakların fetihleri ile sömürgecilik teriminin anlamı da değişim geçirmiştir.
Milliyetçilik akımının I. Dünya Savaşı’na etkisi nasıl olmuştur?
1789 Fransız İhtilali ve akabinde Napoleon’un yürüttüğü savaşlar, milliyetçi duyguları bütün Avrupa’ya taşımıştır. Napoleon’un işgalleri ile yayılan milliyetçilik özellikle Avusturya-Macaristan ve Osmanlı gibi çok uluslu devletleri temellerinden sarsmıştır. Dil, tarih, kültür gibi ortak kimlik unsurlarına sahip bireyler, ulus devletlerin kurulmasını sağlamışlardır.
I. Dünya Savaşı nasıl başlamıştır?
Avusturya-Macaristan veliahtının öldürülmesi üzerine Avusturya-Macaristan Almanya’nın da desteğini alarak Sırbistan’a savaş ilan etmiştir. Bunun üzerine Rusya seferberlik ilan etmiştir. Almanya buna karşılık Rusya’ya savaş ilan etmiştir. Fransa’nın da seferberlik ilan etmesi üzerine Almanya Fransa’ya da savaş açmıştır. Almanya Belçika’dan geçit istemiştir. Belçika İngiltere’ye danışarak bu isteği reddetmiştir. Bunun üzerine Almanya Belçika’ya savaş açmıştır. İngiltere bunu açık bir tehdit algılamış ve Almanya’ya savaş açmıştır. Avusturya da Rusya’ya savaş açmıştır.
I. Dünya Savaşı’nda Japonya nasıl bir tutum sergilemiştir?
Avrupa devletlerinin birbirine girmesini fırsat bilen Japonya Asya’daki yayılmacılığı için bunu bir fırsat olarak görmüştür. Almanya’ya nota vererek Çin denizindeki donanmasını geri çekmesini ve Kiaoachow’un kendisine teslimini istemiştir. Almanya bu taleplere cevap vermeyince Japonya Almanya’ya savaş ilan etmiştir. Pasifikteki Alman sömürgesi olan adalar Japonya tarafından işgal edilmiştir. Çin üzerinde de imtiyazlar elde etmiştir. Rusya, İngiltere, Fransa ve ABD ile yaptığı anlaşmalarla bu kazanımlarını ilgili devletlere kabul ettirmiştir.
Almanya’nın savaş planı nasıldır?
Almanya iki cepheli bir savaşı tek bir şekilde kazanabilirdi. Sayıca fazla askere sahip olmakla beraber ülkesinin genişliği ve gerekli nakliye imkanlarının yetersizliği nedeniyle Rusya savaşa girmeden Almanya bir yıldırım savaşıyla Fransa’yı kısa zamanda dize getirmeyi, daha sonra da Rusya’ya yüklenmeyi öngörmüştür. Böylece Almanya iki cepheli bir savaşa girmeyecektir. Ayrıca İngiltere’nin de Avrupa işleriyle uğraşmayacağı hesap edilmektedir.
Savaşın ilk yılı batı cephesinde yaşanan gelişmeler nelerdir?
Almalar Belçika üzerinden Fransa’ya yürümüşlerdir. Ancak Belçika beklenmedik bir direnç göstererek Almanların gecikmesine sebep olmuşlardır. İngiliz birliklerinin de Fransa’ya yardıma gelmesi üzerine Almanya Paris yakınlarında durdurulmuştur.
Almanların güçlü bir Belçika ve Fransa direnişi görmesinin sebebi nedir?
Belçika ve Fransa’nın savaş teknolojisi ve savaş planlarındaki değişimle ilgilidir. 19.yüzyılda iyi bir topçu ateşiyle desteklenen süvari birlikleriyle beraber piyade güçleriyle hücum etmek savunma taktiğinden daha avantajlıdır. Ancak yeni silah ve araçlarla savunma artık daha çok tercih ediliyordu. Sanayi Devrimi’nin bir ürünü olarak dikenli teller, piyadelerin içinde bulunduğu siperler ve onları koruyan makineli tüfek yuvaları I. Dünya Savaşı’nın genel savaş düzeni haline gelmiştir. Bu sayede Almanlar durdurulsa da Fransızlar Almanları kuzey Fransa’dan çıkartamamışlardır.
Savaşın ilk yılı doğu cephesinde yaşanan gelişmeler nelerdir?
Doğu Cephesi Avusturya kuvvetlerinin Bosna üzerinden Sırbistan’a girmesiyle açılmıştır. Belgrad düşse de Sırplar iki hafta sonra Belgrad’ı geri almışlardır. Bunun üzerine Almanya cepheye önemli kuvvetler kaydırmıştır. Çünkü Rus ordusu Doğu Prusya’ya girerek hızla batıya doğru ilerlemeye başlamıştır. Almanlar Rus ordusunu hezimete uğratmıştır.
Savaşın başladığı ilk dönemde tarafsız kalan devletler hangileridir?
Osmanlı Devleti, İspanya, Norveç, Danimarka, Hollanda, Bulgaristan, İsveç, İtalya, Romanya, Yunanistan, ABD ve güney Amerika devletleri savaşın başladığı ilk dönemlerde tarafsız kalan devletlerdir.
Başlangıçta tarafsız olan devlerden hangisi savaşa ilk olarak katılmıştır?
Osmanlı Devleti bu tarafsız devletlerden ilk olarak savaşa dahil olmuştur.
Osmanlı Devleti savaşa nasıl dahil olmuştur?
Osmanlı Devleti tarafsızlığını üç ay koruyabilmiş ve olayların seyri ve Almanya’nın çabalarıyla I. Dünya Savaşı’na girmek zorunda kalmıştır. Bu olayların ilki Goeben ve Breslau isimli iki Alman savaş gemisinin, Akdeniz’de İngiliz donanmasından kaçarak Çanakkale’ye sığınmasıdır. Osmanlı Devleti, tarafsız bir devlet olarak bu gemileri silahsızlandırması ve gemileri ile personelini gözaltına alması gerekirken Almanya’nın itirazı üzerine bu gemileri satın aldığını açıklamıştır. Gemilere Yavuz ve Midilli isimleri verilerek Alman tayfalara fes giydirilmiş ancak gemiler yine Alman amiralin komutasına bırakılmıştır. İkinci olay Enver Paşa’nın emriyle bu gemilerin Karadeniz’e çıkarak Odessa ve Sivastopol gibi Rus limanlarını top ateşine tutmasıdır. Bu olay, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesi demektir.
Osmanlı Devleti’nin Almanlarla birlikte yaptığı savaş planı nasıldır?
Osmanlı Devleti’nin savaş planı şu şekildedir:
• Kafkasya üzerinden Rusya’ya bir harekat düzenlenerek Cihad ilanının da yardımıyla Kafkasya ve Orta Asya Müslümanları ve Türklerinin ayaklanması düşünülmüştür.
• Süveyş Kanalı ve Mısır ele geçirilerek İngilizlerin, Akdeniz yolu kesilecek ve böylece enerji kaynaklarına ulaşıldığı gibi İngiltere’nin sömürgelerle olan bağlantısı da zayıflatılacaktır.
• İtilaf Devletleri, üstün deniz güçleri sayesinde ege ve Akdeniz’de egemen olduklarından Çanakkale’yi korumak için Trakya’da önemli bir askeri kuvvet bulundurulacaktır.
İtilaf Devletleri’nin Osmanlı’yı vurmak amacıyla açtığı cepheler hangileridir?
İtilaf Devletleri Güney Irak ve Çanakkale’de iki cephe açmıştır.
Kafkasya Cephesi’nde yaşanan gelişmeler nelerdir?
Kuzey İran’a girip Rusları arkadan çevirmek için Enver Paşa 150 bin kişilik Türk kuvvetini Sarıkamış Urmiye yönünde harekete geçirmiştir. Zorlu coğrafi koşullar ve ağır kış şartları nedeniyle Türk ordusu büyük kayıplar vermiştir. Ruslar Erzurum, Trabzon, Erzincan ve Muş’u ele geçirmişlerdir.
Kanal Cephesi’nde yaşanan gelişmeler nelerdir?
Bahriye Nazırı Cemal Paşa ve ordusu kanalı geçmek için iki teşebbüs yaptıysa da demiryolu su ikmali yapılmadıkça başarıya ulaşamayacağını anlamıştır. Çanakkale muharebeleri nedeniyle bu cephede kuvvetlerin bir kısmı da Çanakkale’ye kaydırılınca 1915 yılı itibariyle bu cephede önemli bir gelişme olmamıştır.
Irak Cephesi’nde yaşanan gelişmeler nelerdir?
İngilizler bu cepheyi, abadan petrollerini korumak ve kuzeye çıkıp Rusları birleştirerek Türk kuvvetlerinin Hindistan’ı tehdit etmesini önlemek amacıyla açmıştır. İngilizler, 1914’de Hindistan’dan getirdiği kuvvetleri Basra’ya çıkararak kuzey yönünde ilerlemiş ve Kuttü-l Amara’ya girmişlerdir. Ancak Türk kuvvetleri Selmanı Pak’ta savunma hattı kurmuşlardır.
Kasım ayında yaptıkları taarruzda ağır kayıplar veren İngilizler geri çekilmek zorunda kalmışlardır.
Çanakkale Cephesi’nin açılmasındaki amaçlar nelerdir?
İngilizler Boğazlara yapılacak bir taarruzda Boğazları ve İstanbul’u ele geçirmek mümkündür. Çanakkale taarruzunun amaçları;
- Boğazlar ve İstanbul, İtilaf Devletleri eline geçerse Osmanlı Devleti savaştan çekilmek zorunda kalacak ve savaştığı tüm cepheler de kapanmış olacaktır.
- Boğazlar ele geçirilirse Ruslara silah ve malzeme yardımı yapılabileceği gibi Rus buğdayı da Avrupa’ya daha kolay taşınabilecektir.
- İtilaf Devletleri’nin Boğazları ele geçirmesi henüz savaşa girmeyen diğer Balkan devletleri üzerinde ciddi etki yapacak ve İttifak Devletleri lehine savaşa girmelerini önleyecektir.
İtalya’nın savaşa girme nedenleri nelerdir?
İtalya’nın İtilaf bloğunun yanında daha fazla toprak vaad etmesinden dolayı savaşa katılmıştır.
Bulgaristan’ın savaşa girme nedenleri nelerdir?
Bulgaristan’ın savaşa girme nedeni de İtalya’da olduğu gibi toprak kazanma ihtirasıdır. İkinci Balkan Savaşları sonucunda kaybettiği toprakları geri almak niyetindedir. Bulgaristan Osmanlı Devleti’ni Avusturya ve Almanya’ya bağlayan koridoru sağlamıştır.
Romanya’nın savaşa girme nedenleri nelerdir?
Romanya toprak talebi içinde savaşa katılmıştır. Nitekim İtilaf Devletleri yanında savaşa girmek için Transilvanya, Bukovina ve Banat kendisine vaad edilince 28 Ağustos 1916’da savaşa girmiştir.
Amerika Birleşik Devletleri’nin savaşa girmesindeki nedenler nelerdir?
Alman kurmaylar İngiltere’ye dışardan yiyecek gelmemesi ve teslim olmaları niyetiyle bütün ticaret gemilerinin batırılmasına karar vermişlerdir. Bu karar ABD’de büyük bir tepkiye yol açmıştır. Almanya, denizaltı savaşını daha da ağırlaştırarak her gün daha çok sayıda ticaret gemisi batırmaya başlamıştır. Amerikan kamuoyu giderek Almanya’yı düşman olarak görmeye başlamıştır. Almanlar Amerika’nın savaşa girmesini önlemek için Meksika’yı devreye sokmaya çalışmıştır. İngilizler aracılığıyla bunu öğrenen Amerika 2 Nisan 1917’de Almanya’ya savaş ilan etmiştir.
ABD’nin savaş katılması ne açıdan önem taşımaktadır?
Amerika’nın savaşa girmesi, Amerikan sanayisinin, ziraatinin ve iki milyon askerin savaşa yönelmesi ve İtilaf Devletleri’nin zaferi kazanması için bir dönüm noktası anlamına gelmektedir.
Savaş sürecinde Rusya’da yaşanan siyasi gelişmeler nelerdir?
Savaşın ilk yıllarında Almanlar karşısında alınan yenilgiler Rus halkında büyük hoşnutsuzluk yaratmıştır. Bu askeri yenilgilerin asıl nedeni ülkenin ekonomi ve sanayi bakımından yetersizliğidir. Savaşla birlikte sıkıntılar artmış, yiyecek krizi doğmuş, ne cephelerin ne de halkın ihtiyaçları karşılanabilmiştir. Bunun üzerine sokaklarda gösteriler başlamış, bütün Marksistler harekete geçmiştir. 16 Mart 1917’de Çar tahttan indirilmiş ve 25 Ekim 1917’de Bolşevikler iktidara gelmişlerdir.
Yunanistan’ın savaşa girme nedenleri nelerdir?
İtilaf Devletleri Venizelos’a Yunanistan’ın savaşa girmesi halinde Anadolu’dan toprak vaadinde bulunmuşlardır. Yunan Kralı buna karşı çıkmıştır. Venizelos’un öncülük ettiği bir ayaklanma ile Yunanistan ikiye ayrılmıştır. İngiliz ve Fransız birlikleri Atina’ya girmeleri sonucu Kral Constantin tahtı oğlu Alexander’a bırakmak zorunda kalmıştır. Venizelos Atina’ya gelerek yeni hükümeti kurduktan sonra 26 Haziran 1917’de İtilaf Devletleri safında savaşa girmiştir.
ABD başkanı Wilson’un ilan ettiği “14 Nokta” adı verilen ilkelerin temel prensipleri nelerdir?
Bu ilkeler barışın esaslarını ve nasıl korunacağını içermektedirler:
- Bu prensipler adil ve yeni bir savaşa yol açmayacak şekilde barışın düzenlenmesine yöneliktir.
- Milliyet esasına dayalı olarak sınırların belirlenmesi ve barış dönemlerinde milletlerarası işbirliğinin sağlanması esaslarını da içermektedir.
- Dünya ticaretini hukuki bir zemine dayandırmaya ve yeni toprak kazanımlarını engellemeye yöneliktir.
Ancak barış konferansı düzenlendiğinde Wilson İlkeleri çok az dikkate alınmıştır.
Brest-Litovsk barışında alınan kararlar nelerdir?
Rusya, Almanya, Avusturya-Macaristan, Rusya, Almanya, Avusturya-Macaristan, Osmanlı Devleti ve Bulgaristan’ın imzaladığı BrestLitovsk barışına göre yeni kurulan Sovyetler Birliği; Polonya, Litvanya, Letonya ve Estonya’dan çekilmiş; Kars, Ardahan ve Batum’u Osmanlı Devlet’ine bırakmış ve Rusya’nın bağımsızlığını tanımıştır.
Savaşın Romanya açısından sonuçları nelerdir?
1918 yılında Bükreş’te imzalan barış antlaşmasına göre Romanya Dobruca’yı terk etmek ve Avusturya’ya Karpatlar’da toprak vermek zorunda kalmıştır. Ayrıca Almanya ve Avusturya’nın nüfuzu altına girmeyi de kabul etmiştir.
Bulgaristan’ın savaştan çekilme süreci nasıldır?
1918 yılında gelindiğinde Bulgaristan’da savaşlara karşı tepki doğmuştur. Almanya’ya gıda yardımı yapılması Bulgar halkını yiyecek sıkıntısına sokmuş ve ekonomisini sarsmıştır. 1918 itibariyle Almanya’dan aldığı mali yardımlar ve cephane yardımı kesilmiş ve orduda gıda sorunu baş göstermiştir. İtilaf Devletleri’nin 1918 yaz aylarında yaptığı genel taarruz ve saldırılara dayanamayıp aynı yıl ateşkes imzalayarak savaştan çekilmiştir.
Osmanlı Devleti’nin savaştan çekilme süreci nasıldır?
Osmanlı Devleti’nin Bulgaristan’ın savaştan çekilmesi ile birlikte müttefikleri ile bağlantısı kesilmiştir. Bulgaristan’ın savaştan çekilmesi sonrasında İstanbul ve Boğazları ele geçirmek amacıyla İngiliz ve Fransızlar Trakya’da birlik kurmuşlardır. Bunun üzerine 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasıyla Osmanlı Devleti de savaştan çekilmiş olmuştur.
Avusturya-Macaristan’ın savaştan çekilme süreci nasıldır?
Avusturya 1918’e gelindiğinde sınırları içinde yaşayan Çek, Hırvat, Sırp ve Slovenlerin bağımsızlık hareketleriyle karşılaşmıştır. Bu sırada İtalyanlar VittorioVeneto’da Avusturya cephesini parçalamıştır. Bunun üzerine Avusturya 3 Kasım 1918’de ateşkes imzalamıştır.
Savaş sonucunda Avusturya-Macaristan’da yaşanan siyasi olaylar nelerdir?
Ateşkesin imzalanmasıyla beraber Çekoslovakya ve Yugoslavya kurulmuştur. Avusturya ve Macaristan iki ayrı devlet olarak kurulmuştur. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun yıkılması, Yüzlerce yıldır bu toprakları yöneten Habsburg Hanedanı’nın da çökmesi anlamına gelmektedir.
Almanya’nın savaştan çekilme süreci nasıldır?
Ekim 1918’e gelindiğinde Almanya’nın savaşı kazanamayacağı anlaşılmıştır. Eylül 1918’de İtilaf Devletleri’nin ağır bir taarruzuyla karşılaşan Almanya iç meselelerde sosyalistlerin çıkardığı ayaklanmalarla karşılaşmıştır. Berlin’de çıkan bir ayaklanma sonucu II. Wilhelm’in tahttan çekildiği ilan edilmiş ve Almanya’da Cumhuriyet kurulmuştur. 11 Kasım 1918’de Almanya’nın Rethondes Mütarekesi’ni imzalaması, dört yıldan uzun bir süredir devam eden I. Dünya Savaşı’nın sona erdiğini göstermiştir.
Barış görüşmeleri sırasında yaşanan başlıca sorunlar nelerdir?
Birbirinden farklı amaçlara sahip olan galip devletler arasındaki en önemli sorunlar toprak paylaştırma sırasında yaşanan fikir ayrılıklarıdır. Bu nedenle önce kendi aralarında müzakereler yaparak kesin barış şartlarını saptadıktan sonra Almanlarla görüşmeye karar vermişlerdir.
Paris Konferansı’nda kararların alınmasında baskın olan devletler hangileridir?
İngiltere, Fransa, ABD, Japonya ve İtalya kararların alınmasında egemen olan devletlerdir.
Versay Anlaşması ile Almanya’ya getirilen sınırlandırmalar nelerdir?
İlk hazırlanan barış antlaşması Versay’dır. Bu antlaşmaya göre Almanlar;
• Milletler Cemiyeti’nin kuruluşunu kabul etmişlerdir.
• Fransa’ya Alsace-Lorriane’i ve Saar bölgesini bırakmışlardır.
• Polonya’ya Poznan ve Batı Prusya’yı vermiş ve Danzig’in serbest olmasını kabul etmişlerdir.
• Ren bölgesi askerden arındırılıp, Almanya Avusturya ile birleşmemeyi kabul etmiştir.
• Bütün denizaşırı sömürgelerinden vazgeçmiştir.
• Zorunlu askerliği kaldırmış ve ordusunu 100 bin kişiyle sınırlandırmıştır.
• Denizaltı ve uçak yapmayacak ve bütün gemilerini İtilaf Devletleri’ne teslim edecektir.
• Tamirat Borcu adıyla savaş tazminatı ödeyecektir.
Savaşın ekonomik sonuçları nelerdir?
Savaş sonunda binlerce insan hastalık ve açlıktan ölürken kentler ve köyler yok olmuş, sayısız köprü, tünel, demiryolu gibi altyapı tesisleri ile atölyeler, fabrikalar gibi üretim tesisleri tahrip edilmiştir. Tarafların yaptıkları savaş harcamaları 82 milyar dolar civarındadır. Uzun savaş yılları boyunca bu ülkelerin ekonomileri tüketim malları üretimi yerine savaş için gerekli malları üretmeye yönelmiştir. Buna bağlı olarak savaş sonunda Avrupa’da yaygın bir işsizlikle karşılaşılmıştır. Amerika’dan alınan yüksek miktarlı borçlar ve enflasyona bağlı olarak para değerlerinin düşmesi Avrupa ekonomisini büyük bir çöküşe itmiştir.
Savaşın toplumsal sonuçları nelerdir?
Savaşın toplumlar üzerindeki en büyük etkisi milliyetçilik duygusunu güçlendirmesidir. Nüfus dengesi altüst olmuştur. Yaş grupları ve cinsiyet dengeleri altüst olmuştur. Üretici güçlerin savaş meydanlarında ölmeleri kadınların iş yaşamına daha fazla katılmalarıyla sonuçlanmıştır. Bu da kadın-erkek eşitliğinin gelişmesinde önemli bir adımdır.
Savaşın siyasi sonuçları nelerdir?
Avrupa’nın haritası değişmiştir. Osmanlı Devleti, Avusturya-Macaristan tarih sahnesinden çekilirken Polonya, Çekoslovakya, Avusturya, Macaristan, Yugoslavya, Finlandiya, Litvanya, Ukrayna, Estonya gibi yeni devletler kurulmuştur. Bazı ülkelerde ise rejimler değişmiştir. Rusya’da komünist Sovyetler Birliği kurulurken Türkiye’de Cumhuriyet ilan edilmiştir.
Locarno Antlaşması’nın önemi nedir?
Almanya, Belçika, Fransa, İngiltere ve İtalya tarafından imzalanan anlaşma Almanya-Fransa ve Almanya-Belçika sınırlarının kesin olduğunu belirtmektedir. Bu beş devlet ikinci bir anlaşmayla İngiltere ve İtalya birinci anlaşmadaki batı sınırlarını garanti altına almıştır.
Savaş sonrası Rusya nasıl bir süreç geçirmiştir?
Bolşevik terörü ve iç savaş, Rusya içinde olduğu kadar ülke dışında da büyük bir korku yaratmıştır. Rusya’da yeni rejim bir yandan iç savaşla uğraşırken diğer taraftan dış ilişkilerle de sıkıntılı bir döneme girmiştir. Sovyetler Birliği ile Batılı devletler arasındaki ilişkilerin karşılıklı güvensizliğe dayalı olmasının aksine Almanya ile Sovyetler Birliği 1922 yılında Cenova’da toplanan Dünya Ekonomik Konferansı sırasında yakınlaşmıştır.
1929 krizinin başlıca sebepleri nelerdir?
1929 krizi için pek çok sebep gösterilse de belli başlıları şöyledir:
- 1928’den sonra ABD menkul değerler borsasında spekülatif hareketlerin çoğalması büyük boyutlara ulaşmıştır.
- Gelir dağılımındaki büyük eşitsizlik 1929 bunalımının temel nedenidir.
- Kamu harcamalarının azaltılması ve vergilerin yükseltilmesi sonucu tüketim büyük oranda kısıtlanmıştır.
- ABD’nin dolar ile altın arasındaki pariteyi korumak için izlediği sıkı para politikası tüketimi kısıtlayıcı etki yapmıştır.
- Köylülerin kente göç etmesi sonucunda geniş bir işsizlik ortaya çıkmıştır.
- Üretimde fazla kapasiteye ulaşılması sonucu ortaya çıkan dengesizlik, sermayenin kar oranının düşmesine ve borsada panik çıkmasına neden olmuştur.
1929 krizinin siyasi sonuçları nelerdir?
Sömürgeleri olan ülkeler krizle daha kolay başa çıkabilirken sömürge toprağına sahip olmayan ülkeler ciddi zorluklarla karşılaşmıştır. Bu durum 19. yüzyıl boyunca görülen ve I. Dünya Savaşı’nın temel sebeplerinden olan sömürge sahibi olma taleplerinin yeniden canlanmasını da beraberinde getirmiştir. Böylece ekonomik milliyetçiliğe yöneliş, siyasal milliyetçiliği de harekete geçirmiştir. Bu gelişmeler aşırı sağ ve sol iktidarların kısa sürede diktatörlüklere dönüşmesine yol açmıştır.
İtalya’da faşizm nasıl doğmuştur?
İtalya’nın iç siyaseti karmaşa içindeydi. Savaş yorgunluğu, yokluk ve sıkıntılar ihtilalci hareketlerin gelişmesine zemin hazırlamıştır. İtalya komünizm tehlikesiyle karşılaşmıştır. Yüzbinlerce kişi işsizdir. 1919 yılından itibaren işçi hareketleri ve grevler başlamıştır. Komünistler bazı yerlerde idareyi ele geçirmişlerdir. Bu karmaşa ortamında Benito Mussolini İhtilalci Hareket Birlikleri adıyla bir örgüt kurmuş ve üyelerine faşist demiştir.
Almanya’da Naziler nasıl bir politika izlemişlerdir?
Naziler toplanma, düşünce ve basın özgürlüğü ile konut ve haberleşme dokunulmazlığını kaldırmışlardır. Rejim düşmanı olarak nitelenen kişiler kurulan toplama kamplarına gönderilmiştir. Kurdukları gizli polis örgütü Gestapo aracılığıyla önce komünistler ardından Yahudilere yönelik tutuklamalara başlamışlardır. Pek çok Yahudi, Sosyalist ve Komünist Almanya’yı terk etmek zorunda kalmıştır. Hitler, İtalya’daki Faşist diktatörlük gibi bir rejim kuruluyordu.
Sömürgecilik ne anlama gelmektedir?
Sömürgeciliğin en genel tanımı, “başka insanların toprakları ve mallarının ele geçirilmesi ve denetlenmesi” şeklinde yapılabilir
Sanayi devrimi öncesi avrupalı devletler hangi gerekçelerle sömürgecilik yapmışlardır?
Sanayi Devrimine kadar devam eden süreçte Avrupalılar, denizaşırı ülkelerde Hıristiyanlığı yaymak, ticaret yapmak, uygarlık götürmek gibi gerekçelerle sömürgeler (koloniler) kurdular. XVI. yüzyılda sömürge toprakları, kendilerini yöneten devletten uzakta olan ve ona hukuki ve ekonomik olarak bağlı olan ülkelerdir. Sömürgenin kurulduğu coğrafya, adeta anavatanın çiftliği ve her konuda yardımcısı niteliğindedir. Avrupalılar bu yeni sömürgecilik (1492-1850) tarzıyla, dünyanın geri kalan coğrafyalarının zenginliklerini Avrupa’ya taşımışlardır.
Sanayi devrimi sonrası sömürgecilik anlayışı ne şekilde değişmiştir?
Sanayinin gelişmesiyle hammadde ihtiyacı ve üretim artmış, yeni pazar ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Böylece Sanayi Devrimi ile birlikte emperyalizm çağı açılmıştır. Koloniler artık yalnızca anavatanın ihtiyaçlarını temin etmek amacıyla ticaret yapılan yer olmanın ötesinde hammadde deposu ve pazar olarak da önem kazanmışlardır. Buna bağlı olarak sömürgeleri, anavatanın bir parçası olarak görme anlayışı yerleşmiştir. Avrupa’da artık pazar elde etmektense, toprak kazanmak düşüncesi ön plana çıkmıştır. Böylece yeni bir anlayış içeren sömürgecilik (emperyalizm) doğmuştur. Bu yeni yaklaşımın doğal sonucu olarak Avrupalı Devletler, dünyaya yayılmaya ve paylaşmaya başlamışlardır.
Milliyetçilik akımının I. Dünya Şavaşı’na nasıl bir etkisi olmuştur?
Sömürgecilik yarışının yanı sıra Birinci Dünya Savaşı’na giden yolda en önemli katkılardan biri de milliyetçiliktir. 1789 Fransız İhtilali ve akabinde Napoleon’un yürüttüğü savaşlar, milliyetçi duyguları bütün Avrupa’ya taşıdı. Napoleon’un işgalleri ile yayılan milliyetçilik özellikle Avusturya-Macaristan, Osmanlı gibi çok uluslu imparatorlukları temellerinden sarstı. Dil, tarih, kültür gibi ortak kimlik unsurlarına sahip bireyler, ulus-devletlerin kurulmasını sağladılar. Avrupa’da 1815 Viyana Kongresi ile kurulan düzen, 1830 ve 1848 İhtilalleri ile sarsılırken, en önemli siyasal değişiklikler 1860-1870 yılları arasında gerçekleşmiştir.
İttifak devletleri hangi ülkelerden oluşmaktadır?
Almanya, Avusturya ve İtalya
İtilaf devletleri hangi ülkelerden oluşmaktadır?
İngiltere, Rusya ve Fransa
Savaşın fitilini ateşleyen olay nedir?
Ekim 1908’de Avusturya’nın Bosna-Hersek’i ilhak etmesi, Sırbistan’ı hayal kırıklığına uğratmıştı. Avusturya’ya duyulan tepki ve büyük Sırbistan hayali Sırpları heyecanlandırmaktaydı. Avusturya-Macaristan Veliahdı Ferdinand ve karısı 28 Haziran 1914 günü Saray Bosna’ya geldiler. Veliaht ve eşi, Gavrilo Prinçip adlı bir Sırp milliyetçisi tarafından bir suikast düzenlenerek öldürüldüler.
Osmanlı devleti ne şekilde bir savaş planı yapmıştır?
Rusya 2 Kasım 1914’de Osmanlı Devleti’ne savaş ilan ederken 5 Kasım’da İngiltere ve Fransa onu izlemiştir. Osmanlı Devleti’nin Almanlarla birlikte yaptığı savaş planı şu şekildeydi; 1. Kafkasya üzerinden Rusya’ya bir harekat düzenlenerek Cihad İlanı’nın da yardımıyla Kafkasya ve Orta Asya Müslümanları ve Türklerinin ayaklanması düşünülmüştü. 2. Süveyş Kanalı ve Mısır ele geçirilerek İngilizlerin, Akdeniz yolu kesilecek ve böylece enerji kaynaklarına ulaşıldığı gibi İngiltere’nin sömürgelerle olan bağlantısı da zayıflatılacaktı. 3. İtilaf Devletleri, üstün deniz güçleri sayesinde Ege ve Akdeniz’de egemen olduklarından Çanakkale’yi korumak için Trakya’da önemli bir askeri kuvvet bulundurulacaktı. İtilaf Devletleri, bu plana karşılık Osmanlıyı hassas olduğu noktalardan vurmak amacıyla Güney Irak ve Çanakkale’de iki cephe daha açtı. Bu nedenle Osmanlı Devleti önce dört cephede ardından yeni açılan bazı cephelerde de savaşmak zorunda kalmıştı.
İtalya savaşa nasıl dahil olmuştur?
Almanya ve Avusturya’nın oluşturduğu ikili anlaşmaya, 1882 yılında İtalya da katılarak Üçlü İttifak’ın bir üyesi olmuştu. Ancak savaş başlayınca İtalya kendisini “Üçlü İttifak” a bağlı saymayıp tarafsızlığını ilan etti. Böylece daha fazla toprak vaad eden bloğun yanında savaşa katılmayı planlıyordu. İtalya amacına 26 Nisan 1915’de imzalanan Londra Antlaşması ile ulaştı. Bu antlaşmaya göre İtalya, Tirol’lerin bir kısmını, Trieste ile İstirya’yı, Arnavutluk’ta Valona’yı, Saseno Adasını, Dalmaçya Adalarını ve On iki Ada’yı alıyordu. Ayıca Osmanlı Devleti’nin paylaşılması halinde Antalya bölgesini ve Afrika’daki Alman sömürgelerinden bazı toprakları da alacaktı. Nitekim, 20 Mayıs 1915’de önce Avusturya’ya, Ağustos 1915’de ise Almanya ve Osmanlı Devleti’ne savaş açtı.
Bulgaristan savaşa nasıl dahil olmuştur?
Bulgaristan’ın savaşa girme nedeni de toprak kazanma ihtirasıydı. II. Balkan Savaşları sonucunda kaybettiği toprakları geri almak niyetindeydi. Bulgaristan, Osmanlı Devleti’ni Almanya ve Avusturya’ya bağlayan koridoru sağlıyordu. 6 Eylül 1915’de, Almanya ve Avusturya ile yaptığı anlaşmaya göre 35 gün içinde savaşa girmek kaydıyla kendisine bütün Sırbistan Makedonya’sı verilecek şayet Romanya ve Yunanistan karşı blokta yer alırsa Romanya’da Dobruca ve Yunan Makedonya’sı da Bulgaristan’a terk edilecekti. 12 Ekim1915’de Bulgaristan, Sırbistan’a savaş açtı.
Romanya savaşa nasıl dahil olmuştur?
Romanya daha 1883’de Üçlü İttifak’a katılmasına rağmen I. Dünya Savaşı’nı başlatan Avusturya’nın, Sırbistan’a saldırısı sonrasında İttifak Devletleri’nin yanında yer almadı. Romanya da tıpkı İtalya ve Bulgaristan gibi toprak talebi içindeydi. Nitekim İtilaf Devletleri yanında savaşa girmek için Transilvanya, Bukovina ve Banat kendisine vaad edilince 28 Ağustos 1916’da savaşa girdi. Ancak İttifak Devletleri’nin saldırıları ve 1917’deki Bolşevik İhtilali sonrası Rus desteğinden yoksun kalınca aynı yıl bir ateşkes imzalamak zorunda kaldı.
Amerika Birleşik Devletleri savaşa nasıl dahil olmuştur?
Amerikan tepkisi nedeniyle, Almanlar 1915 sonbaharından itibaren 1916 sonbaharına kadar denizaltılarla ticaret gemilerine saldırmaya ara vermişlerdi. 1 Şubat 1917 ‘de Alman Donanmasına verilen emirle bütün ticaret gemilerinin batırılması kararlaştırıldı. Almanya’nın bu kararı Amerika Birleşik Devletleri’nde büyük tepkiye yol açtı. 3 Şubat 1917’de Almanya ile ilişkilerini kesti. Amerikan kamuoyu giderek Almanya’yı düşman olarak görmeye başladı. Almanlar ise A.B.D’nin savaşa girme ihtimalini azaltmak için Meksika’yı devreye sokmaya çalışıyorlardı. Alman Dışişleri Bakanı, Meksika’daki Büyükelçisi’ne şifreli bir telgraf göndererek Meksika’nın, Almanya’nın yanında yer alması halinde Amerika’nın ele geçirdiği toprakların Meksika’ya geri verileceğini belirtiyordu. İngilizler bu telgrafı ele geçirerek Amerikalılara ulaştırınca Almanya’ya duyulan tepki arttı. Amerika, 2 Nisan 1917 de Almanya’ya savaş ilan etti.
Brest-Litovsk barışı nasıl sağlandı?
Rusya’da çarlık rejiminin yıkılması sonrasında iktidarı ele geçiren Bolşevikler, 21 Kasım 1917’de İtilaf Devletleri elçilerine verdiği notada bütün cephelerde ateşkes yapılmasını istediler. Bir yandan da çarlık hükümetlerinin yaptığı bütün gizli antlaşmaları açıkladılar. Amaçları, hem batı hem de kendi kamuoylarına, yapılan savaşın emperyalist bir savaş olduğunu göstererek savaşa karşı çıkılmasını sağlamaktı. Böylece Almanya’ya müracaat ederek 15 Aralık 1917’de bir ateşkes imzaladı. 22 Aralık 1917’de Brest-Litovsk’da başlayan barış görüşmelerine, Avusturya-Macaristan, Osmanlı Devleti ve Bulgaristan da katıldı. Uzun müzakerelerin ardından 3 Mart 1918’de barış imzalandı. Buna göre yeni kurulan Sovyetler Birliği; Polonya, Litvanya, Letonya ve Estonya’dan çekiliyor; Kars, Ardahan ve Batum’u Osmanlı Devleti’ne bırakıyor ve Ukrayna’nın bağımsızlığını tanıyordu.
I. Dünya Savaşı’nın ne gibi sonuçları olmuştur?
I.Dünya Savaşı gibi büyük bir çatışmanın çok yönlü sonuçları olmuştur. Özellikle ekonomik, toplumsal ve siyasi açıdan büyük bir değişime yol açmıştır. Ortaya çıkan tablo her ne kadar galip devletler lehine görünse de bu ağır sonuçlar, aslında I. Dünya Savaşı’nın son çatışma olmayacağı ve daha büyük ve yıkıcı bir mücadelenin kaçınılmaz olduğunun da ispatıdır.
I. Dünya Savaşı’nın Avrupa ekonomisine ne gibi bir yansıması olmuştur?
Savaşta milyonlarca insan yaşamını kaybetti. Savaşa giren ülkeler toplam 70 milyona yakın insanı askere almışlardı. 10 Milyon insan öldü. 20 Milyon insan yaralanırken 3,5 milyon insan sakat kaldı. Bunların dışında binlerce insan hastalık ve açlıktan ölürken kentler ve köyler yok olmuş; sayısız köprü, tünel demiryolu gibi altyapı tesisleri ile atölyeler, fabrikalar gibi üretim tesisleri de tahrip edilmişti. Savaşın neden olduğu maddi zararın büyüklüğü ürkütücü boyutlardaydı. Tarafların yaptıkları savaş harcamaları, 82 Milyar Dolar civarındaydı. Uzun savaş yılları boyunca bu ülkelerin ekonomileri tüketim malları üretimi yerine giderek savaş için gereken malları üretmeye yönelmişti. Savaştan sonraki dönemde de önceki düzeylerine çıkmaları uzun sürdü. Buna bağlı olarak savaş sonrası Avrupa’da yaygın bir işsizlikle karşılaşıldı. Tükenen ulusal ekonomiler, savaş giderleri dolayısıyla Amerika’dan alınan yüksek miktarlı borçlar ve enflasyona bağlı olarak ulusal para değerlerinin düşmesi, Avrupa ekonomisini büyük bir çöküşe iterken geniş kesimlerin refah seviyesini de düşürdü.
I. Dünya Savaşı’nın Amerika Birleşik Devletleri ekonomisine ne gibi bir yansıması olmuştur?
A.B.D. I. Dünya Savaşı’ndan en avantajlı çıkan ülke oldu. A.B.D. savaş öncesinde 2 Milyar dolar dış borcu olan bir ülkeyken 1925’te 18 milyar dolar alacaklı hale gelmişti. Altın stoklarının dolar olarak karşılığı 1914’de 1.8 milyar dolarken 1925’de 4,5 milyar dolara çıkmıştı. Savaş boyunca A.B.D. İtilaf Devletleri’ne hem banker hem de atölye olmuştu. Sanayii ihracata dönük gelişirken savaş sonrası dünya ticaretindeki payı daha da arttı. Savaş, Avrupa’nın klasik emperyalizmini (sömürgeler elde etmeye dayalı) geriletirken A.B.D’nin dünya üzerindeki ekonomik ve diğer alanlardaki hegemonyasının başlangıcını oluşturdu. İtilaf Devletleri’nin ihtiyaçlarını karşılamak için Atlantik ötesindeki yatırımlarını satmaları ve borçlanmaları sonucunda A.B.D. borçlanan ülke olmaktan çıkarken İngiltere’nin ihracatı yarıya inmiş, Almanya’nın ise denizaşırı ülkelere ihracatı tamamen durmuştur. 18. yüzyıldan itibaren görülen “Avrupa’nın ekonomik üstünlüğü”, savaş sonrası ortaya çıkan rakipler nedeniyle yavaş da olsa değişmeye başlamıştır.
I. Dünya Savaşı’nın ne gibi siyasi sonuçları olmuştur?
Savaş, Avrupa haritasını değiştirdi. Osmanlı Devleti, Rus Çarlığı ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, tarih sahnesinden çekilirken Polonya, Çekoslovakya, Avusturya, Macaristan, Yugoslavya, Finlandiya, Litvanya, Ukrayna, Estonya gibi yeni devletler ortaya çıktı. Bazı ülkelerde ise rejimler değişti. Rusya’da komünist Sovyetler Birliği kurulurken Türkiye’de Cumhuriyet ilan edildi. Savaş sırasında tüm ülkelerde yükselen yurtseverlik ve milliyetçilik, zamanla saldırgan bir milliyetçiliğe dönüştü ve Almanya’da Nazizm, İtalya’da Faşizm adıyla yeni hareketler doğdu. Versay Antlaşması’na karşı Almanya’da doğan tepkiden beslenen Nazizm, İkinci Dünya Savaşı’nın çıkışında önemli derecede etkili olacaktı.
Almanya’da Cumhuriyetin ilanı ne şekilde olmuştur?
Savaşın sonuna doğru Almanya iç karışıklıklarla karşılaşmıştı. Bunun sonucunda İmparator II. Wilhelm Hollanda’ya sığınırken 9 Kasım 1918’de Alman sosyal demokratlarının lideri Scheidmann, Cumhuriyet ilan etmişti. Bu rejim değişikliğinde dış etkenlerin de rolü bulunmaktaydı. Amerika Başkanı Wilson ancak demokratik bir rejimle masaya oturacağını bildirmişti. Nitekim bundan sonra 11 Kasım 1918’de Almanya ile Rethondes mütarekesi imzalandı. İktidarı ele geçiren sosyal demokratlar, Ebert’in başkanlığında geçici bir hükümet kurdular. Bunun üzerine Bolşeviklerin de etkisiyle Almanya giderek daha fazla karışıklığa girdi. Sovyet tipi bir ihtilal yanlısı olan Spartakistler adını alan bir grup önce Alman Komünist partisini kurdular ve iktidarı ele geçirme girişimleri 13 Ocak 1919’da bastırılabildi. 19 Ocak 1919’da kurucu Meclis seçimleri yapıldı. Meclis küçük bir kasaba olan Weimar’da toplandı ve 11 Ağustos 1919’da yeni anayasa ilan edildi.
1929 krizinin başlıca nedenleri nelerdir?
1928’den itibaren düşük faiz oranlarının etkisiyle ABD menkul değerler borsasında spekülatif hareketlerin çoğaldığı görülür. Bu durum ülke dışına verilen borç akımını yavaşlatırken ABD’deki pek çok girişimci parasını hisse senedi piyasasına yatırmaya yöneldi. 1929 yaz aylarında bu spekülatif hareketler, büyük boyutlara ulaştı. New York piyasasında her gün 5 Milyona yakın hisse senedi el değiştiriyordu. Artık hisse senedleri getirdikleri gelir için değil spekülatif değer yükselmeleri için alınıyordu. Bazı hisse senetlerinin değeri 4 yıl içinde 4 kat yükselmişti. Bu yükselişin devam etmesi, piyasaya yeni spekülatörlerin girmesine bağlıydı. Ekim 1929’da hisse senetleri piyasasına yeni oyuncuların girmemesi, krizi başlattı. 1929 bunalımının temel nedeni fazla üretim değil gelir dağılımındaki büyük eşitsizlikti. Böylece geniş tüketici kitleleri yeteri kadar tüketim gücüne sahip olamamışlardı. Üretilenler, alım gücünün azlığı dolayısıyla tüketilemiyordu. Amerikan Ekonomisi’nin sağlıksız yapısı ve sadece spekülatif hareketlere dayanan büyük şirketlerin varlığına karşılık iktidarda bulunan hükümetler, ekonomide Liberalizm’i en saf haliyle uygulayarak piyasalara müdahaleye yanaşmamışlardır. Ancak enflasyon korkusu ve dengeli bütçe ilkesini esas alarak kamu harcamalarının azaltılması ve vergilerin yükseltilmesi yoluna gitmekten de geri duramamışlardır. Bu durum tüketimin büyük oranda kısıtlanmasına yol açmış ve krizin durdurulması için gereken önlemlerin alınışını da geciktirmişti. ABD’nin Altın standardına bağlı Dolar politikası ve Dolar ile Altın arasındaki pariteyi korumak için izlenen sıkı para politikası, emisyon hacmini daraltarak piyasada tüketimi kısıtlayıcı etki yapmıştı. ABD’de, 1928-1929 yıllarında tarımda ulaşılan büyük rekolteler, tarım ürünlerinin fiyatlarını düşürmüştü. 1929 krizi, köylülerin topraklarının ellerinden alınması, kentlere göç etmelerine ve kentlerin iflasına yol açmıştı. Bunun sonucunda geniş bir işsizlik ortaya çıkmıştı. 1929 krizi hakkındakien kabul gören açıklama, J. M. Keynes’e aittir. Keynes’e göre 1921- 1929 yılları arasındaki düşük hammadde fiyatları ve ılımlı bir şekilde yükselen ücretler, fiyatların ve sanayi karlarının artmasına yol açmıştır. Karın ve yatırımın çekiciliği, borsada spekülatif hareketleri hızlandırmış ve üretim, talepten daha hızlı yükselmişti. Bu durum, üretimde fazla kapasitelere ulaşmayı sağlarken ortaya çıkan dengesizlik, sermayenin kar oranının düşmesine ve borsada panik çıkmasına neden olmuştur.
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 2 Gün önce comment 0 visibility 57
-
2024-2025 Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sınav Bilgilendirmesi
date_range 6 Aralık 2024 Cuma comment 2 visibility 328
-
2024-2025 Güz Dönemi Dönem Sonu (Final) Sınavı İçin Sınav Merkezi Tercihi
date_range 2 Aralık 2024 Pazartesi comment 0 visibility 913
-
2024-2025 Güz Ara Sınavı Giriş Belgeleri Yayımlandı!
date_range 29 Kasım 2024 Cuma comment 0 visibility 1288
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 14 Kasım 2024 Perşembe comment 11 visibility 20159
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25842
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14700
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12646
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12642
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10582