Davranış Bilimlerine Giriş Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
Öğrenme
Öğrenme nedir?
Öğrenme, büyüme ve vücutta değişik etkilerle oluşan geçici değişmelere atfedilmeyecek yaşantı ürünü olarak meydana gelen davranışta ya da potansiyel davranışta nispeten kalıcı izli değişme olarak tanımlanabilir.
Tüm davranışlar öğrenilmiş midir?
Tüm davranışlar öğrenilmiş değildir. Bazıları otomatik olarak kalıtımla getirilen zamanla azalan ve kaybolan refkeksif ve içgüdüsel davranışlardır. Bebeğin her nesneyi ağzına götürmesi ve emmesi, dizin belli bir bölgesine vurulduğunda ileriye doğru fırlatılması, kuşların yuva yapmaları, belli mevsimlerde göç etmeleri gibi davranışlar öğrenme sonucu oluşmamıştır. Öğrenme, bireyin kendi yaşantısında çevresiyle belli düzeydeki etkileşimi yoluyla meydana gelmektedir.
Kısa süreli davranış değişiklikleri öğrenme kabul edilebilir mi?
Öğrenmenin olabilmesi için bireyin davranışındaki değişimin sürekli olması gerekir. Bireyin öğrendiği davranışın herhangi bir ilaç, hastalık, yorgunluk gibi geçici durumların etkisiyle oluşmadığını sadece öğrenmenin etkisiyle oluştuğunu anlayabilmek için yeni öğrenmeler oluncaya kadar davranışlarında görülmesi gerekir.
Öğrenme yalnızca görülebilen davranışlarda mı meydana gelir?
Öğrenme sadece görülebilen davranışlarda değil aynı zamanda potansiyel davranışlarda da olabilir. Öğrendiğimiz yeni beceriler araba kullanma, tenis oynama, kek yapma gibi davranışlarımıza yansıyabileceği gibi pek çok konuda öğrendiklerimizi hemen davranışlarımıza yansıtmayabiliriz. Örneğin yardıma ihtiyacı olan insanlarla nasıl iletişim kuracağımızı öğrenmiş olabiliriz ama mesleğe başlamadan ya da bu tür insanlarla karşılaşmadan bu bilgimizi davranışa dönüştüremeyebiliriz.
Genel olarak kaç çeşit öğrenme kuramı bulunmaktadır?
Genel olarak kaynaklara bakıldığında davranışçı ve bilişsel olmak üzere iki temel öğrenme kuramından bahsedildiğini görmekteyiz. Davranışçı yaklaşımın içinde ele alınan klasik koşullama ve edimsel koşullama kuramlarında öğrenmede, çevrenin etkisi ön planda tutulurken, yarı davranışsal yarı bilişsel öğrenme ilkelerinin benimsendiği sosyal-bilişsel öğrenme yaklaşımında başkalarının yaşantılarının gözlemlenmesi temel alınır. Bilişsel öğrenme kuramlarında ise öğrenmede daha çok zihinsel süreçlerin ele alındığı alındığı görülmektedir.
Davranışçı öğrenme yaklaşımının dayandığı anlayış nedir?
Davranışçılara göre psikolojinin konusu sadece objektif yöntemlerle ölçülebilen ve değerlendirilebilen davranışlardır. Bu yaklaşımın dayandığı anlayış, “objektif olmayan, kanıtlanamayan, somut olarak ölçülüp değerlendirilemeyen hiçbir yaklaşımın değeri yoktur” ilkesi üzerine temellenmiştir.
Davranışçılara göre öğrenme nasıl gerçekleşir?
Davranışçı yaklaşıma göre öğrenmede, çevresel süreçler önemlidir. Zihni boş bir levha olarak dünyaya geldiğine inanılan birey için doğduğu andan itibaren öğrenme süreci başlar. Davranışçı yaklaşıma göre öğrenme, insan ya da hayvanların çeşitli uyarıcılar ve tepkiler arasınd basit bağlar kurdukları zaman gerçekleşir.
Klasik Koşullama İle Öğrenme Yaklaşımına göre öğrenme nasıl gerçekleşir?
Klasik koşullama yaklaşımında, bir uyarıcıyı otomatik olarak izleyen istemsiz reflex davranışlar öğrenme öncesinde nötr olarak isimlendirilen diğer uyarıcılar tarafından uyandırılırlar. Klasik koşullama yaklaşımında öğrenme, bir uyarıcı tarafından doğal olarak uyandırılan bir tepkinin, farklı ve nötr olan bir diğer uyarıcı tarafından da uyandırılabilir hale gelmesidir.
Klasik Koşullamanın beş temel bileşeni nelerdir?
Klasik Koşullama ile öğrenme yaklaşımında beş temel bileşenden söz edilmektedir. Bunlar; koşulsuz (doğal) uyarıcı, koşulsuz (doğal) tepki, nötr uyarıcı, koşullu uyarıcı ve koşullu tepkidir.
Klasik Koşullama ile öğrenme insanlarda da gözlemlenebilir mi?
Klasik koşullama yoluyla öğrenme sadece hayvanlarda değil insanlarda da gözlenebilir. Örneğin okula gitmeyen bir çocuğun herhangi derse karşı da bir tepkisi yoktur. Okula gitmeye başladığı andan itibaren matematik dersinde başarısızlık yaşadığı için matematiğe karşı kaygı, korku geliştirebilir. Hatta ilerleyen zamanlarda matematiğe benzeyen istatistik, geometri gibi derslere karşı herhangi bir başarısızlık yaşamadığı halde kaygı korku duyabilir. Burada bşarısızlık hiçbir koşula bağlı olmadan tek başına kaygı, korku tepkisi oluşturduğundan koşulsuz uyarıcı, kaygı korku ise koşulsuz tepkidir. Matematik dersi, çocuk için başlangıçta hiçbir tepkiye yol açmayan nötr bir uyarıcı iken başarısızlığın yol açtığı kaygı korku tepkisiyle birlikte eşleştiği için koşullu uyarıcı haline gelir. Sonradan başarısızlık yaşanmasa bile matematiğe karşı oluşan kaygı ve korku tepkisi koşullu tepki olur. Okula gitmeye başlayan çocuk için ders sonlarında çalan zil hiçbir tepkiye yol açmayan nötr bir uyarıcı iken, okul çıkışında çalan zilden sonra tehditle karşılaştıktan sonra çalan zil artık korku kaygı uyandıran koşullu uyarıcı haline gelmiştir.
Klasik Koşullama ile öğrenme ilkeleri nelerdir?
Bitişiklik-Yakınlık: Nötr uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının birbirine çok yakın aralıklarla sunulmasıdır.
Habercilik: Klasik koşullama ile öğrenmenin gerçekleşebilmesi için koşullu uyarıcının esas tepkiye yol açan koşulsuz uyarıcıdan önce verilmesidir.
Pekiştirme: Tüm davranışçı yaklaşımlarda olduğu gibi klasik koşullama yoluyla öğrenmede de davranışın öğrenilmesi için pekiştirme önemlidir.
Genelleme: Öğrenme sonucu belirli bir uyarana verilen tepkinin, koşullama olmadan bu uyarana benzer uyaranlara da verilmesidir.
Ayırtetme: Koşullu uyarıcıyı, koşullanmamış benzer diğer uyarıcılardan ayırt etmeyi öğrenmektir.
Sönme: Bir davranış bir kez koşullandıktan sonra koşullu uyaranın uzun süre tek başına verilmesi, pekiştirecin verilmemesi durumunda canlının koşullu uyarana artık tepki vermemesidir.
Kendiliğinden geri gelme: Sönme meydana geldikten sonra belirli bir ara verildiğinde pekiştirme olmadan canlının koşullu uyarana tekrar tepki vermesidir.
Edimsel Koşullama ile Öğrenme Yaklaşımına göre davranışlar nasıl öğrenilir?
Bireyin ya da hayvanın davranışı hoş bir durumla sonuçlanıyorsa davranışın yapılma olasılığı artacaktır. Eğer davranış hoş olmayan bir durumla sonuçlanıyorsa davranışın yapılma sıklığı azalacaktır. Kısacası hoş ve hoş olmayan sonuçlar davranışların sıklığını etkileyici bir etkiye sahiptir. Edimsel koşullamada, belirli uyarıcıların var olduğu bir ortamda davranışlar ödül kazanmak ya da cezadan kaçınmak için öğrenilmektedir.
Edimsel Koşullamanın bileşenleri nelerdir?
Edimsel davranış ve davranışı izleyen sonuçtur.
Edimsel davranış, organizma tarafından belli bir hedefe ulaşmak için gerçekleştirilir. Thorndike’nin deneyinde kedilerin kafesten çıkmak ya da yiyeceğe ulaşmak için kafesi açmayı ö ğrenmeleri edimsel koşullama ile öğrenmedir. Öğrenilen davranışlar bazen ödül, bazen ise cezadan kaçınmak için yapılır. Skinner’in deneyinde, farelerin pedala basma davranışını bir parça yiyecek almak için öğrenmeleri edimsel koşullama ile öğrenme örnekleridir.
Edimsel koşullama ile öğrenmede ikinci bileşen ise davranışı izleyen sonuçtur. Thorndike’nin deneyinde olduğu gibi kedilerin kafesi açmayı başardıktan sonraki yiyeceğe ya da özgürlüklerine kavuşmalarıdır. Thorndike’nin etki yasası, çağdaş psikologların pekiştirme ilkesi ile açıkladıkları, davranışların sonuçları tarafından kontrol edildiği ilkesidir.
Pekiştirme nedir?
Davranış sonucunda canlı için hoş olan uyarıcılar ortama girdiğinde davranışın yapılma sıklığı artmaktadır. Pekiştireç, organizmanın yaptığı davranışı izleyen ve davranış sonrası organizma için hoşa giden, olumlu bir durum yaratarak, o davranışın ortaya çıkma olasılığını artıran uyarıcılara denir. Davranışların sıklığının artmasına ise pekiştirme denir.
Kaç çeşit pekiştireç vardır?
Edimsel koşullamada pekiştireçler birincil ve ikincil olmak üzere çeşitlenir. Birincil pekiştireçler, hayatı sürdürmek için gerekli olan pekiştireçlerdir. Yiyecek, su gibi pekiştireçler bu gruptandır. İkincil pekiştireçler ise hayatı devam ettirmek için gerekli değildir ama davranışın devamı için gereklidir.
Kaç çeşit pekiştirme vardır?
Pekiştirme işlemi olumlu ve olumsuz olmak üzere iki türlüdür.
Olumlu pekiştirme: Bireyin yaptığı bir davranışı takiben onun hoşuna giden bir uyarıcının verilmesi sonucu davranışın sıklığında artış olmasıdır.
Olumsuz pekiştirme: Bireyin yaptığı davranış sonucu onun için hoş olmayan bir uyarıcı ortamdan çıkarılarak yapılan davranışın sıklığında artış meydana gelmesidir.
Pekiştirme Tarifeleri nedir?
Pekiştirmenin nasıl ve ne zaman yapılacağını bildiren yönergelere ise pekiştirme tarifeleri denmektedir.
Sürekli Pekiştirme nedir?
Her doğru davranıştan hemen sonra pekiştirme yapılmasıdır.
Aralıklı Pekiştirme nedir?
Hayatımız boyunca her gün bir çok davranış öğrenebilmekteyiz. Bu nedenle her davranıştan sonra bireyin sürekli pekiştirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle her davranıştan sonra değil de belli davranış sayısını ve belli zaman aralıklarını esas alarak yapılan pekiştirmeye aralıklı pekiştirme denir. Pekiştireç çok sık verilirse değerini yitirir ve pekiştireç olma özelliğini kaybeder. Bu nedenle pekiştireçler çoğunlukla belli aralıklarla verilir.
Kaç tür aralıklı pekiştirme vardır?
İki tür aralıklı pekiştirme vardır:
1. Zaman Aralıklı Pekiştirme: Pekiştirmeler zamana bağlı olarak yapılır (Santrock, 2004). İki türlü zaman aralıklı pekiştirme yapılır. Bunlar, sabit zaman aralıklı pekiştirme ve değişken zaman aralıklı pekiştirmedir.
2. Oran Aralıklı Pekiştirme: Pekiştirme orana yani yapılan davranışa bağlı olarak verilir. İki türlü oran aralıklı pekiştirme yapılır. Bunlar sabit oranlı pekiştirme ve değişken oranlı pekiştirmedir.
Pekiştireçlerin etkili biçimde kullanılması için dikkat edilmesi gereken durumlar nelerdir?
Pekiştireç mutlaka doğru davranışı takip etmelidir.
Birey, pekiştireci hangi davranışın sonucunda aldığını farketmelidir.
Davranış değişikliği meydana getirmek için mümkün olduğunca olumlu pekiştireç kullanılmaya çalışılmalıdır.
Pekiştireçlerin değeri bireyden bireye değişir.
Pekiştirecin ne olacağının yanı sıra, ne zaman verileceği de önem taşımaktadır.
Ceza nedir?
Ceza, davranışı azaltmak ya da baskılamakla özdeştir. Ceza, istenmeyen bir davranışın tekrarlama olasılığını azaltmak için davranış sonrası olumsuz bir uyarıcı verilmesi ya da onun için olumlu bir uyarıcının ortamdan geri çekilmesidir.
Kaç tür ceza vardır?
Cezanın I. tip ve II. tip olmak üzere iki türü vardır.
1. Tip Ceza: Bireyin yaptığı olumsuz bir davranış sonucu onun hoşuna gitmeyen bir uyarıcıya maruz kalmasıdır.
2. Tip Ceza:Bireyin yaptığı olumsuz bir davranış sonucu onun hoşuna gitmeyen bir uyarıcıya maruz kalmasıdır.
Sosyal Bilişsel Öğrenme Yaklaşımının dayandığı anlayış nedir?
Albert Bandura tarafından 1970’lerde geliştirilen sosyal-bilişsel öğrenme kuramı bir yönüyle davranışçı bir yönüyle ise bilişsel eğilimli bir kuramdır. Bu kuram, insanların sadece kendi deneyimlerinden öğrenmediklerini, başkalarının yaptıklarını gözlemleyerek te öğrenebildiklerini vurgulamaktadır. Sosyal bilişsel öğrenmeye, gözleyerek öğrenme, model olma yoluyla öğrenme ve dolaylı öğrenme gibi isimler verilmektedir.
Sosyal Bilişsel öğrenme süreçleri nelerdir?
Bandura (1986), sosyal bilişsel öğrenme sürecini dikkat etme, hafızaya alma, taklit etme ve güdülenme olmak üzere dört temel aşamada incelemektedir.
Dolaylı Pekiştirme nedir?
Modelin yapmış olduğu davranışların ödüllendirilmesi, gözlemleyenin o davranışı taklit etmesini güçlendirmektedir. Sınıfta öğretmenin istendik davranışı gösteren öğrencileri övmesi diğer öğrencileri, istendik davranışı yapmaları yönünde cesaretlendirir.
Dolaylı ceza nedir?
Modelin istenmeyen davranışı sonucu cezalandırılması, gözleyenin o davranışı yapma eğilimini azaltır veya ortadan kaldırır. Bu durum, özellikle bir gruptaki, bir toplumdaki bireylerin kurallara uymalarını sağlama ve istenmeyen davranışlarını engellemede önemli bir role sahiptir.
Dolaylı Duygusallık nedir?
Bu kurama göre sadece davranışlar değil duygularda gözlemleyerek öğrenilmektedir. Örneğin evde bir fare gördüğünde çığlık atarak koltuğun üstüne çıkan anne, onu gözlemleyen çocuğu için farenin korkulacak bir hayvan olduğu kanaatinin oluşmasına neden olur.
Dolaylı Güdülenme nedir?
Gözlenen davranışlar, bireyi sadece bilgilendirmez, aynı zamanda onu elde etmeye de güdüler. Ancak, gözlenen davranış, değer verilen bir ürünle sonuçlanırsa, gözleyen kişi o davranışı yapmak için istek duyar.
Modellerden öğrenme nedir?
Sosyal öğrenme kuramının en önemli öğesi modeldir. İnsanların bir davranışı ö ğrenebilmeleri için, o davranışın başkaları tarafından nasıl yapıldığını görmeleri gerekmektedir. Çocuklar için anne-baba, komşular, arkadaşlar, öğretmenler, televizyon en iyi modellerdir.
Bilişsel Öğrenme Kuramının dayandığı anlayış nedir?
Bazı psikologlar, öğrenmenin gözlenebilir ve ölçülebilir davranışlarla açıklanabileceğini vurgularken bazı psikologlar ise dışarıdan görünemeyen içsel yaşantıların öğrenmede önemli olduğunu savunmuşlardır. Bilişsel kuramcılar öğrenmenin zihinsel süreçlerde, bilişsel yapıda meydana gelebileceğini savunarak dikkat, beklenti, düşünme ve hatırlama gibi zihinsel faaliyetlerin öğrenme sürecindeki önemine işaret etmektedirler.
Bilgiyi İşleme Kuramı nedir?
Bilgiyi işleme kuramı, insanın dünyayı anlamada kullandığı zihinsel süreçleri inceleyen bir kuramdır. Bilgiyi işleme kuramı insanların öğrenme sürecini bilgisayar süreçlerine benzetmektedir. İnsan zihni bilgiyi alır, işler, biçim ve içeriğini değiştirir. Depolar gerektiği zaman geri getirir ve tepkiler üretir. Bazı farklar olmakla birlikte bilgisayarda da benzer süreçler yaşanmaktadır. Bilgiyi işleme kuramı temel olarak, “Yeni bilgi dışarıdan nasıl alınmaktadır?”, “Alınan bilgi nasıl işlenmektedir?”, “Bilgi uzun süreli olarak nasıl depolanmaktadır?”, “Depolanan bilgi nasıl geriye getirilip anımsanmaktadır?” gibi sorulara yanıt aramaktadır.
Bilişsel öğrenme yaklaşımının iki önemli yapısı nedir?
Bilişsel öğrenmede iki tür yapı önemlidir. Bilgilerin depolandığı bellek türleri ve bellekler arası bilginin geçişini sağlayan bilişsel süreçlerdir. Bellekler bilgilerin depolanmasını, bilişsel süreçler ise bilginin bellekler arasında akışını sağlamaktadırlar.
Duyusal Kayıt nedir?
Çevreden gelen uyarıcılar duyu organları yolu ile duyusal kayda gelirler. Duyu organlarına gelen uyarıcıların ilk algılandıkları bellektir. Bu bellekte veriler görsel, işitsel, dokunsal, tatsal ve koklama duyuları şeklinde depolanır.
Kısa süreli bellek nasıl çalışır?
Dikkat edilen ve algılanan bilgi duyusal kayıttan kısa süreli belleğe geçirilir. Kısa süreli belleğe işleyen bellek de denir. Buradaki bilgi anlamlı hale gelmiştir. Bu aşamadaki bilgi, duyu organlarına gelen bilginin aynısı değil; düzenlenmiş, yeniden üretilmiş şeklidir.
Kısa süreli belleğin kapasitesi ne kadardır?
Kısa süreli belleğin kapasitesi sınırlıdır. Miller’e (1956) göre kısa süreli belleğin kapasitesi 7±2 (yedi artı-eksi iki) birim bilgiyi saklayabilecek kadardır. Bir seferde ne kadar bilgi gönderilirse gönderilsin kısa süreli bellek ancak yedi birimlik bilgiyi işleme tabi tutabilmektedir. Kısa süreli bellekte bilginin kalış süresi de ortalama 15-20 saniyedir.
Uzun süreli bellek nasıl çalışır?
Bu bellek bilgilerin uzun süre depolandığı yerdir. Uzun süreli bellekte bilgiler görüntü ve ses olarak depolanır. Hatırlama buradaki bilgilerin gerektiği anda çağrılmasıyla oluşmaktadır. Hatırlama sorunu, yaşanıyorsa bu bilginin unutulduğu uzun süreli belleğin çalışmadığı manasına gelmez. Uzun süreli, bellekte bilgiler kaybolmaz, ancak bilgi uygun biçimde kodlanmamış ve uygun yere yerleştirilmemişse geri getirmede zorlukla karşılaşılır.
İşlemsel bellek nedir?
Herhangi bir şeyin nasıl yapılacağı ile ilgili bilgilerin, işlemlerin depolandığı bellektir. İşlemsel belleğin oluşumu çok zaman alıcıdır, ancak bir kez meydana geldiğinde de güçlü bir kalıcılığa, hatırlanma özelliğine sahiptir. Örneğin, nasıl yüzüleceği, nasıl kayak yapılacağı, nasıl daktilo yazılacağı, nasıl araba kullanılacağı gibi bilgiler işlemsel bellekte depolanır.
Süreli bellek nedir?
İsim, yüz, önemli günler, kavramlar gibi bilgilerin uzun süreli depolandığı uzun süreli belleğin bir türüdür. Anısal ve anlamsal bellek olmak üzere iki türü vardır.
Hafıza nasıl oluşur?
2000 yılı Tıp Nobel Ödülü sahibi Eric Kandel, hafızanın sinir hücreleri arasındaki iletişim ve bu iletişim sırasında gerçekleşen fiziksel birtakım değişiklikler sonucu oluştuğunu belirtmektedir.
Kısa süreli ve uzun süreli hafıza nasıl oluşur?
Eğer iki sinir hücresi arasında belli bir uyarı açısından sadece bir defa iletişim gerçekleşmişse, onunla ilgili olan hafıza da kısa süreli oluyor. Eğer belli bir uyarı iki sinir hücresi arasında defalarca iletiliyorsa bu iki sinir hücresi arasındaki bağlantı, yani sinaps, giderek güçleniyor ve sonuçta uzun bir süre devam edecek fiziksel bir yapı değişimi gerçekleşiyor. Bu da hafızanın uzun süreli olmasını sağlıyor.
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 1 Gün önce comment 11 visibility 16716
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1059
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 552
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2618
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 825
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25489
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14446
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12481
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12440
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10365