Eğitim Sosyolojisi Dersi 6. Ünite Özet

Toplumsal Bir Sistem Olarak Okul

Giriş

Toplumsal yapının şekillendirilmesinde eğitim önemli bir rol oynamaktadır. Okulların iyi yapılandırılması ve işletilmesi ise eğitimin bu işlevini yerine getirmesinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Öğrenciler “mutlak” bilgiyi okullardan edinirken günümüzde genel olarak bilgiyi, bilgi erişim kanallarından ve okul dışı etkileşimlerinden de edinmektedirler. Bu bağlamda, okulun ve öğretmenin toplumsal dönüşüm ve değişimindeki rolünde bu anlamda eskiye oranla bir artış olmuş, okul birçok özelliğinin yanı sıra, “düzenleme” ve “işlevsel kılma” gibi özellikleri kazandıracak rolleri de var olan rolleri arasına katmıştır. Bu dönüşüm “öğrenim gören öğrenci” kavramı yerine “kendini geliştiren birey” kavramının kullanılmasını sağlamıştır. Okulların işlevinde ve bireylerin özelliklerinde değişimlerin gerçekleşmesi pek çok bileşenin yan yana gelmesiyle olanaklıdır. Söz konusu bileşenleri en iyi açıklayan kavramlardan birisi de “sistem” kavramıdır.

Sistem Kavramı

Sistem: Birbirine bağımlı ve karşılıklı etkileşimde bulunan bir takım alt parçalardan oluşan, aynı zamanda da daha büyük sistemlerin parçası olarak işleyen bir bütündür. Sistem denilen bütünü oluşturan parçalara alt sistem, her sistemin bağlı olduğu daha büyük sistemlere de üst sistemler denir. Alt sistem: Sistem bütününü oluşturan parçalardır. Üst sistem: Her sistemin bağlı olduğu daha büyük sistemdir. Örneğin, okulun üst sistemini, milli eğitim müdürlükleri; alt sistemlerini ise sınıflar oluşturmaktadır. Sistem nasıl tanımlanırsa tanımlansın, içerisinde bulunduğu iç ve dış dinamiklerle açıklanır. Buna göre sistemler varlıklarını sürdürmek, kendilerine yüklenen görevleri başarıyla yerine getirebilmek için çevrelerinden bir takım girdileri alırlar. Önceden belirlenen yöntem ve ilkelere göre bunları işler ve çevrelerine çıktıları verirler. Çıktıların işe yarayıp yaramadığını saptamak, varsa eksikliklerini belirlemek amacıyla dönüt almaya gereksinim duyarlar. Bir başka ifadeyle sistemin; örgüt, girdiler, dönüşüm süreçleri, çıktılar, geri bildirim ve içerisinde bulunulan çevre olmak üzere altı temel öğesi vardır. Okullar sistem olarak çözümlendiğinde bir takım girdiler alır, aldığı bu girdileri milli eğitimin genel amaç ve temel ilkelerine göre eğitim öğretim sürecinden geçirerek topluma çıktılar verir. Eğitilmiş insan gücü, bilgi ya da hizmet olarak nitelenen bu çıktıların işlevsel olup olmadığı hakkında çevreden dönütler alınır. Dönütler doğrultusunda, sistemin hangi öğesinde değişim yapılacağına karar verilir. Okul sistemlerinde de her zaman istenilen nitelikleri taşıyan bireyler yetiştirilemeyebilir. Bu durumda sistemin elden geçirilmesi ve çeşitli alanlarda iyileştirmelerin yapılmasına gereksinim duyulur.

Toplumsal Açık Bir Sistem Olarak Okul

Okulun toplumsal açık bir sistem olması; okulun bir ülkede tüm vatandaşlara açık olması ve toplumdaki dönüşümlerden etkilenmesi ile toplumsal dönüşümü etkilemesi olmak üzere iki temel nedene dayanmaktadır (Açık bir sosyal sistem olarak okulların yapısı ve etkileşimli ilişki sistemi S:101, Şekil: 6.1.’de belirtilmiştir). Şekil 6.1’deki yapı incelendiğinde toplumsal açık bir sistem olarak okulun yapı ve işleyişini açıklayan temel değişkenler; okul örgüt sistemi, okul yönetimi, dış paydaşlar, değişim çevresi, politik uygulama alanında okul ve devlet, okuldaki yöneticiler ile liderler, eğitim öğretim etkinlikleri ve kültür olarak sınıflanabilir.

Örgüt: Belirlenmiş amaçları gerçekleştirmek için bir araya gelerek güç birliği yapan insanlardan oluşan, aldıkları girdileri amaçları doğrultusunda işleyen ve çevrelerine uygun ürünler veren toplumsal yapılardır. Örgütlü bir sistem olarak ele alınması onun istatistiksel olarak incelenmesini ve parçalara indirgenmesini sağlayarak çözümlenmesini kolaylaştırmak demektir. Bu yaklaşımla, bir örgütü sosyal bir sistem olarak ele almak, örgütün hem çevreyle ilişkilerinin hem de alt sistemler arasındaki bağların sistematik bir biçimde araştırılmasına olanak tanımaktadır.

Okul örgütü diğer örgütlerle benzerlik göstermesine karşın, belirli açılardan farklılıklar da göstermektedir. Okul örgütünün diğer örgütlerle farklılıkları; okulun sahip olduğu özelliklere dayandırılmaktadır. Okul toplumsal sistemleri gerçekleştirmek için oluşturulan bir örgüttür. Bu bakımdan içinde bulunulan toplumsal özelliklerin bilinmesi, toplumun beklentilerinin gerçekleştirilmesinde önemli rol oynamaktadır. Okulun girdileri; öğrenciler, yöneticiler, öğretmenler, okuldaki uzmanlar, yardımcı personel, araç gereçler, para donanım, eğitim programları, mevzuat, eğitim teknolojileri vb. olarak sayılabilir. Okul, eğitim sisteminin kendine yüklendiği amaçları gerçekleştirmeye çalışır. Okul hareketi doğrusal değil, çemberseldir.

Eğitim, insan ile yaşam arasında bir köprü olduğundan toplumdaki değişim ve gelişim hızına paralel olarak, insanın eğitilmesi ve yetiştirilmesi de önem kazanmaktadır. Eğitim sistemini bir bütün olarak çözümlemeyi ve birleştirmeyi amaçlayan eğitim yönetiminin sınırlı bir alana uygulaması olarak adlandırılan okul yönetimi, okulu bir karar alma birimi olarak görür. Okuldaki madde ve insan kaynaklarının amaçları gerçekleştirecek biçimde harekete geçirilmesi ve eşgüdümlenmesi sürecine okul yönetimi denilmektedir.

Okul yönetimi okuldaki madde ve insan kaynaklarının amaç gerçekleştirecek biçimde harekete geçirilmesi ve eşgüdümlenmesi sürecidir. Okul yönetimleri ve diğer örgütlerin yönetimleri genel olarak benzerlik taşımasına karşın belirli açılardan farklılık gösterir. Eğitim hizmetinin üretilmesinde; ürünün üretilmesi belli bir süreci gerektirir. Üstelik ürünün üretilmesinde hangisinin hangisini etkilediği tam olarak belirlenemeyen pek çok değişken sürecin içerisinde yer alır. Okul yönetimini diğer örgütlerin yönetiminden ayrı kılan ı bir özellik de okuldaki insan kaynaklarının büyük bir çoğunluğunun uzman oluşudur. Türk Millî Eğitim Sistemi’nin genel ve özel amaçları ile temel ilkeleri doğrultusunda değişikliklere yanıt vermek üzere bireylerin davranışlarını değiştirmek ve yeni davranışlar kazandırmak okul yönetiminin temel amacıdır. Amaçların açık, kesin anlatımlara yer vermemesi, onların standart biçimde gözlenmesini ve yansız yöntemlerle ölçülmesini güçleştirmektedir. Bu da okul yönetimini diğer örgütlerin yönetiminden ayrı kılan diğer bir özelliktir.

Türk Millî Eğitim Sistemi’nin genel ve özel amaçları ile temel ilkeleri doğrultusunda değişikliklere yanıt vermek üzere bireylerin davranışlarını değiştirmek ve yeni davranışlar kazandırmak okul yönetiminin temel amacıdır. Okul yönetiminin temel amacı etkililiği ve verimliği sağlamak olsa da bu her zaman istenen ölçülerde gerçekleşmeyebilir. Çünkü okul toplumsallaşma sürecini sağlamakla yükümlüdür. Örgütlerin yaşamlarını sürdürmek için çevrelerine sundukları ürünün çevre tarafından kabul edilmesi gerekir. Bu kabul edilme, örgütlere finansal anlamda girdi desteği sağlar. Bu destek sağlanamadığında örgütler durağanlaşma ve daha sonrasında da yok olma noktasına gelirler. Yönetimin en çok yararlandığı araçlardan birisi örgüt kültürüdür. Özellikle örgütlerde olumlu kültür yaratılarak iş görenlerin amaçlara yöneltilmesi ve onlardan istenen başarının sağlanması oldukça kolay olmaktadır. Okul yapısının nasıl olacağına üst yönetimlerin karar vermesi, öğretmen ve uzmanların işe yerleştirilmesi ve kariyer planlarının okul dışında kararlaştırılması ve öğrenci girdisinin belirlenen sürede değişmesi ve siyasilerden etkilenmelerin yaşanması gibi nedenlerden dolayı diğer örgütlerde oluşan örgüt kültürünü okula özgü olarak oluşturmak oldukça zordur.

Toplumsal açık bir sistem olarak okulun niteliklerini ve işlevlerini etkileyen değişkenlerden bir diğeri de dış paydaşlardır. Okul bir yaşam alanı olarak içinde bulunduğu sosyal çevrede, doğrudan ya da dolaylı olarak ilişkide olduğu paydaşlarıyla etkileşim halindedir. Ebeveynler, okul aile birlikleri, okul koruma dernekleri, kamu kurumları, belediyeler, özel sektör ve sivil toplum örgütleri toplumla olan ilişkilerinde stratejik bir yapı olarak tanımladıkları okulla iletişim ve etkileşim halindedir. Bu bağlamda, okulların ve dış paydaşların aralarında kurdukları iletişim ve etkileşim bir çok amacın gerçekleştirilmesine dönük olarak yürütülür.

Dış Paydaşlarla İşbirliğinde Okulun Amacı: Okulda geçirilen zamanın eğitim öğretim etkinlikleriyle sınırlı olmasına karşın, okul bir yaşam alandır ve eğitim bireyin tüm yaşamı boyunca devam eder. Bu bağlamda, okulun farklı dış paydaşlarla yaptığı iş birliğinin üzerine kurulduğu amaçlardan bazıları şunlardır:

  • Okulda başlayan eğitim öğretim etkinliklerinin yakın sosyal çevrede sürdürülmesi,

  • Gerçek yaşamla okul yaşamı arasındaki mesafenin kapatılmasına ilişkin ortamlar oluşturulması,

  • Bireylerin okul yaşamında edindikleri becerilerin gerçek yaşamda uygulanması ve pekiştirilmesi,

  • Okulun fiziksel ve maddi gereksinimlerinin karşılanması,

  • Farklı paydaşlarca okula ilişkin üretilen hizmetlerin kalitesinin beklentiler doğrultusunda artırılması,

  • Tüm paydaşların okul toplumunun bir öğesi olarak kabul edildiği kurumsal anlayışın yaratılması.

Okulla İşbirliğinde Dış Paydaşların Amaçları: Farklı sosyal, ekonomik ve politik yapılarda yer alan dış paydaşların temel amacı; okulun topluma ve bireylere
sunduğu işlevlere katkı sağlayarak daha gelişmiş bir sosyal çevre yaratmaktır. Bu doğrultuda dış paydaşların okulla iş birliğine yönelik amaçlarından bazıları şu biçimde sıralanabilir:

  • Belediyeler açısından okul örgütleriyle yapılacak iş birliğinin amacı, yerel halkın en önemli gereksinimi olan eğitime katkı sağlamaktır. Bu durum sosyal açıdan bölgesel gelişmeyi, politik açıdan ebeveyn memnuniyetine dayanan bir oy potansiyelini temsil etmektedir.

  • Sivil toplum örgütleri açısından değerlendirildiğinde, okul, sivil toplum örgütlerinin amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik hazır örgütlenmiş bir yapı sunar. Sivil toplum örgütleri okul örgütünü kullanarak ürettikleri hizmetin etkinliğini ve kitlelere ulaşarak tanınabilirliklerini artırabilirler.

  • Ebeveynler, okul aile birlikleri ve okul koruma dernekleriyle doğrudan çocuklarına yönelik üretilen eğitim hizmetinin kalitesini artırmayı amaçlar.

Modernite ile birlikte toplumdaki değişim niteliği de değişmiş; sosyal değişim, hızlı ve kısa aralıklı bir niteliğe bürünmüştür. Geleneksel toplumlarda değişim nesiller boyu süren göreceli olarak yavaş bir süreç iken modern toplumlarda değişim her bir nesil üzerinde etkili olan hızlı bir süreç olmuştur. Toplumsal açık bir sistem olarak okul örgütleri bu değişim sürecinin tam merkezinde yer almaktadır. Okul toplumsal değişmeyi; amaçları, süreçleri ve yapısı ile etkileyerek gelişmeye doğru bir ivme yaratmaya çalışırken, diğer yandan değişim ve dönüşüm süreçlerinden de etkilenmektedir. Okulun değişim çevresi küresel, ulusal ve yerel ölçekte yer alabilir. Okulun değişim çevresini etkileyen etmenlerden bazıları şunlardır:

  • Küresel değişimler

  • Yeni değerlerin ortaya çıkışı

  • Üretim, bölüşüm ve tüketim biçimlerindeki değişme

  • Uluslararası örgüt, kurum ve birliklerin ortaya koyduğu politikalar

  • Toplumsal örgütlenme biçimlerindeki değişim

  • Ailedeki değişim

  • Yeni kamu, özel ve sivil toplum örgütlenme biçimleri
  • Eğitim örgütlerindeki değişim

  • Ulusal ölçekteki değişimler

  • Ülkenin kısa orta ve uzun vadede var olma stratejilerine bağlı olarak ortaya çıkan değişim

  • Kamu merkezi planlama örgütlerindeki planların yarattığı değişim
  • Hükümet politikalarının öngördüğü değişim
  • Uluslararası bütünleşmeyle ortaya çıkan değişim eğilimleri
  • Yasal yapının ortaya koyduğu değişim

  • Yerel ölçekteki değişimler

  • Yerel ekonomideki değişimler

  • Nüfus yapısındaki değişimler
  • Yerel yönetimlerin ortaya koyduğu politikalar
  • Sivil toplum örgütlerinin etkinlikleri
  • Kentin sosyal yapısındaki değişimler

Toplumsal açık bir sistem olarak okulun; amaç, işlev ve süreçlerini etkileyen bir diğer değişken ise politik uygulama alanı ve devlet düzenlemeleridir. Devlet, okul ve toplum arasında âdeta gizli bir sözleşme vardır. Devlet okullar aracığıyla toplumsal yapıyı düzenler.

Toplumsal açık bir sistem olarak okulun üstlendiği işlevlerin gerçekleştirilmesinde okul yöneticiliği ve liderlik temel değişkenlerden birisidir. Okul yöneticileri ve liderler okulun sosyal, siyasal, ideolojik, kültürel ve ekonomik işlevlerinin gerçekleştirilmesinde birinci derecede sorumlu kişilerdir ve okul ile toplum arasında bir katalizör görevine sahiptirler. Yaygın kullanım olarak “okul yöneticisi” yerine “okul müdürü” anlatımı kullanılmaktadır. Okul yöneticisi, okulu bir sistem olarak algılayıp çözümleyebilen, okuldaki madde ve insan kaynaklarını en verimli biçimde kullanarak, okulun amaçlarını gerçekleştirecek şekilde harekete geçiren ve yasal yetkiye bağlı olarak görev yapan kişidir. Okul yönetiminin ayrıcalıklı konumu, okul yöneticilerinin yasal güçlerini kullanma dışında başka güçlere de sahip olması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Yönetim ve liderliğin ayrı kavramlar olarak kullanılmasının altında yatan temel neden yöneticinin yetkiyi, liderliğin etkileme ve ikna etme yeteneğini öne çıkartmasından kaynaklanmaktadır.

Okul yönetiminin niteliğinden dolayı sadece yasal yetkinin kullanılmasıyla sonuca gitmek olanaksızdır. Okuldaki her bir dinamiğin etkin bir biçimde kullanılmasına okul yöneticilerinin özen göstermesi gerekir. Çağdaş liderlik rolleri, öğrenme ve kendini geliştirme üzerinde odaklanmıştır. Bu yeni rol beklentisi, okul yöneticilerinin liderlik rollerini temelden etkilemiştir. Temel misyonu bilgiyi üretmek ve yaymak olan okulu iyi yönetmek okul yöneticisinin görevidir. Okul yöneticisi öğretmenden daha fazla öğrenmeye eğilimli olmalıdır. Çünkü geleceğin okul liderliği, bilgi ve sürekli öğrenmeye dayalı bir liderlik olacaktır.

Öğretimsel Liderlik:Tamamen eğitimsel liderliğe uygun olarak geliştirilen bir liderlik biçimidir. Öğretimsel liderliğin temel hareket noktası, öğretimin ve okulda daha güçlü değerleri öne çıkartan bir misyonun geliştirilmesidir. Okulun temel misyonu ise öğrenciler için daha kaliteli ve nitelikli bir eğitim vermektir. Okul yönetimine uygun olarak geliştirilen öğretimsel liderliğin temel hareket noktası, öğretimin geliştirilmesidir. Okul yöneticisine, öğretmenin öğretimsel davranışlarına müdahale etme gücünü vermektedir.

Etik Liderlik:Örgütün havası ile liderlik arasında sıkı bir bağ vardır. Liderin seçilmesi ve kabul edilmesi bir grup sorunudur. Bu nedenle liderlik grup havası ile kazanılır ya da kaybedilir. Etik liderlik rolündeki bir okul yöneticisi okulun amaçlarını gerçekleştirmeye çalışırken temel etik değerleri dikkate alır. Ayrıca etik liderlik rolündeki bir okul yöneticisinin vicdani sorumluluğu oldukça gelişmiş olup etik değerlere uymanın aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk olduğunun bilincini taşımaktadır. Liderin seçilmesini ve kabul edilmesini güçlü bir örgüt kültürüne dayalı olarak ele alan bir liderlik biçimidir.

Vizyoner Liderlik:Hızlı değişim, örgütleri sürekli gelecek yönelimli düşünmeye zorlamaktadır. Bir liderin vizyonu, örgütün büyüklüğünü, etkinliklerinin zenginliğini, ekonomik güçlülüğünü, hizmet talep edenlerin niteliğini ve örgüt içi ilişkileri kapsar. Vizyoner lider yalnızca düşünceleriyle değil, duygularıyla da izleyenleri yönlendirebilen liderdir. Eğitim sisteminde, öğretim yöntemlerinde ve eğitim teknolojilerinde meydana gelen hızlı değişmeler, okul yöneticisinin vizyoner lider olarak stratejik kararlar vermesini gerektirmektedir. Okul yöneticisinin vizyoner liderlik rolü, okulları geleceğe taşıyabilecek kararları alabilmektir.

Öğrenen Liderlik:Geleceğin etkili örgüt modeli olarak öğrenen örgüt modelinin görülmesi, öğrenen liderlerin önemini artırmaktadır. Geleceğin liderlerinden zeki ve olağanüstü birtakım özelliklere sahip olmalarından çok, öğrenmeyi gerçekleştirebilmeleri beklenmektedir. Öğrenen örgütlerdeki liderlerin önemli rollerinden biri öğretmenlik rolüdür. Öğrenen lider olarak okul yöneticisi öğretmenlik rolünü üstlenirken, hem öğrenen hem de öğreten olmak zorundadır. Çünkü eğitim örgütleri öğrenen ve öğreten örgütlerdir. Okulun misyonu, okul ortamındaki öğrenmeyi sürekli geliştirmeye yöneliktir. Okul yöneticisinin öğrenen lider rolü, sürekli öğrenmesini yanında getirmektedir. Bu bağlamda kendini geliştiren okul yöneticisi çevresindeki insanların gelişimini ve kariyer yapmasını olanaklı kılabilir.

Dönüşümcü Liderlik:Dönüşümcü liderlik, örgütte ani ve etkili değişimi gerçekleştirmeye yönelik bir liderlik biçimidir. Dönüşümcü liderin izleyenleri, lidere güvenirler, inanırlar, bağlılık ve saygı duyarlar. Dönüşümcü liderlik, öğretmenleri özendiren, onlara dönüşümün coşku ve heyecanını aşılayan, eğitimde örgütsel yenileşme açısından kritik bir liderlik biçimi olarak görülmektedir. Okul yöneticisinin dönüşümcü liderlik rolü, eğitim sistemindeki okul süreç ve yapılarında köklü bir değişimin başlatılmasına aracılık edebilir. Elbette ki değişimin olabilmesi için uygun bir örgüt kültürünün olması gerekir. Öğrencilerin daha iyi öğrenmelerine yardımcı olmayı amaçlayan dönüşümcü liderlik, örgütte ani ve etkili değişimi gerçekleştirmeye yönelik etkinlikleri içerir.

Okulların toplumsal açık bir sistem olarak amaçlarını geçekleştirmede etkili olan değişkenlerden bir diğeri de eğitim programı ekseninde gerçekleştirilen eğitim öğretim etkinlikleridir. Eğitim öğretim süreçleriyle; okul, toplumsal sisteme yönelik amaçlarını gerçekleştirmek üzere süreçler tasarlar. Toplumsal yapıda bireylerin sahip olması gereken problem çözme, analitik düşünme, eleştirel düşünme, yaratıcı olma, araştırma becerileri ve demokratik tutumlar eğitim programı ekseninde gerçekleştirilen etkinliklerle kazandırılır. Eğitim öğretim süreçleri okulu bir sosyal sistem olarak bireyler aracılığıyla toplumsal sisteme bağlar. Bu anlamıyla politik uygulama alanı, devlet, dış paydaşlar ve okul yönetimi eğitim öğretim sürecini doğrudan ve dolaylı biçimde etkiler. Eğitim öğretim alanında gerçekleştirilen amaçlar da bu yapıları etkiler.

Okulun toplumsal açık bir sistem olarak işleyişini belirleyen değişkenlerden bir diğeri ise kültürdür. Toplumsal açık bir sistem olarak okul, sahip olduğu kültürle ve kültürün yeni nesillere aktarılmasında üstlendiği işlevleriyle kültürel yapıyı etkiler ve kültürel yapıdan etkilenir. Bu bağlamda kültür değişkeni; okul kültürü ve okulun toplumsal yapıdaki kültürel ögeler üzerindeki etkisi olmak üzere iki biçimde irdelenebilir. Okul kültürü kendi içinde işleyen bir bütün olmasına karşın toplumsal yapıda yer alan kültürel yapılarla belli bir uyum içindedir. Bunun yanı sıra okul, toplumsal yapının devamını sağlamaya yönelik üstlendiği işlevlerin bir gereği olarak toplumun sahip olduğu kültüre ilişkin değerleri yeni nesillere kazandıran bir yapı olma özelliğini taşır.


Güz Dönemi Dönem Sonu Sınavı
18 Ocak 2025 Cumartesi
v