Eğitim Sosyolojisi Dersi 2. Ünite Özet

Eğitimde Amaçlar Ve Toplumsal Sistem

Amaçlar ve Eğitim

Gelecekte üstün nitelikli insan gücü ve farklılıklara sahip demokratik bir toplumda gerekli bilgi, beceri ve tutumlara sahip kültürel okuryazarlar olarak yaşamak ve mutlu olmak için tüm vatandaşlar eğitime gereksinme duyar.Eğitimin genel amacı topluma yararlı, üretken ve mutlu insanlar yetiştirmektir.Sistemlerin tüm etkinliklerinin kaynağı amaçlarıdır. Eğitimin amaçları ancak okulda yapılan eğitim öğretim etkinlikleri ile gerçekleşebilir. Okulda gerçekleştirilemeyen etkinlikler varsayımdan öteye gidemez. Amaçlar örgütlerde verimi artırmak, en az girdi ile en çok çıktıyı üretmek, insan ve insan olmayan kaynakları kontrol etmek, çatışmayı azaltmak, bireyin davranışlarına yol göstermek, insan davranışını kestirmek gibi birçok işlevi yerine getirir. Örgütlerin görevlerini belirleyen amaçlar, tüm örgütsel etkinliklerin odak noktası, örgüt yapısının belirleyicisi, meşruiyet kaynağı ve performans değerlendirme ölçütleri olarak kullanılırlar. Amaçlar biçimsel (açık) ve biçimsel olmayan (açık olmayan) amaçlar olarak sınıflanabilir. Biçimsel amaçlar yasa ve yönetmeliklerde, politika belgelerinde yer alan genel amaçlardır. Biçimsel olmayan amaçlar ise örgütün belirli bir zaman diliminde gerçekleştirmeyi hedeflediği daha belirgin ve genel olmayan amaçlardır. Amaçlar değerlere dayalı olarak oluşturulmalıdır. Görevler ise amaçlara dayalı olarak oluşturulur. Değerlere dayalı olmayan amaçların gerçekleşme olasılığı düşük olur. Eğitim öncelikle sosyal, sonra politik, son olarak ise profesyonel etkinlikler bütünüdür. Sosyaldir; çünkü eğitim sisteminin girdisi toplumdan gelir ve çıktısı topluma gider. Politiktir; çünkü demokratik ülkelerde farklı baskı ve çıkar grupları eğitim üzerinde doğrudan ya da dolaylı etkilerde bulunurlar. Son olarak eğitim profesyonel bir etkinliktir; çünkü eğitim sisteminde işlenen insandır. Bu nedenle eğitimciler alanlarında uzman olmalı ve eğitim bilim uzmanları tarafından desteklenmelidir. Çok sayıdaki ve farklı nitelikteki amaçlar arasında ikilemler ortaya çıkabilir. Amaç ikilemlerinin en az üç kaynağı vardır. Bunlar;

  • Amaçlar arasındaki potansiyel uyuşmazlıklar,

  • Amaç tercihlerindeki farklılaşmalar,

  • Daha üst düzey amaçları izlemeye yönelik teşvik ve engelleyiciler arasındaki gerilimler.

Amaçlar okul örgütlerinde güdülenmeyi sağlar, planlamayı kolaylaştırır, yetki devrini kolaylaştırır, eşgüdümlemeyi kolaylaştırır, okulun ve yöneticinin izlenmesine ve değerlendirilmesine yardım eder. Türk Milli Eğitiminin belirlenmesinde şu ilkelere dikkat edilmelidir.

  • Amaçlar açık olmalıdır.

  • Toplum amaçları belirlemeye katılmalıdır.

  • Amaçlar iddialı olmalıdır.

  • Amaçlar gelişmeler dikkate alınarak sık sık gözden geçirilmelidir.

  • Amaçlar arasında eşgüdüm olmalıdır.

  • Amaçlar esnek olmalıdır.

  • Amaçlar gerçekleştirilebilir olmalıdır.

Eğitimde amaçların belirlenebilmesi için amaçların toplumsal açıdan sahip olması gereken niteliklerini ortaya koymak gerekir. Bu nitelikler;

  • Belirli bilgi ya da değerlendirme sağlanması

  • Belirli bir sorunun çözülmesi

  • Örgütsel etkililiğin belirlenmesi

  • Örgütsel öğrenmeye katkısı

  • Örgütsel dönüşüme katkısı

Amaçlar Açısından Eğitim ve Toplum

Dewey’e göre eğitimin ortaya çıkışı şu şekilde olmuştur: 17. yüzyılda başlayan sanayi devrimiyle birlikte köylerden kentlere çok büyük oranda göçler meydana gelmiştir. Yaşamlarını sürdürebilmek için ana babalar fabrikalarda çalışırken çocuklar ile ilgilenecek kimse kalmamıştır. Sorun çocukların yalnız kalması değildir. Çocuklar, insanın üretken olan kendi doğasına yabancılaşmışlardır. Sanayi devriminden önce çocuklar köylerde ana-babaları ile birlikte tarla ve bahçe işlerinde çalışmaktadır. Bu süreçte çocuklar üretim sürecini başından sonuna kadar görmektedir. Örneğin, buğday yetiştirmek için tarlanın nadas edilmesini, buğdayın ekilmesini, zararlı otların temizlenmesini, tarlanın sulanmasını, başakların büyümesini, onların toplanarak buğday tanelerinin ayrıştırılarak alınmasını ve son olarak da bunların öğütülerek ekmek üretilmesi sürecini kesintisiz olarak görmektedir. Köyden kente gelince çocuklar bu süreci göremez bir hale geldiler. Dolayısıyla, kendilerine yabancılaştılar. Eğitim bu yabancılaşmayı ortadan kaldırarak çocukları yeniden üretken bir hale getirmek için ortaya çıkmıştır. Eğitim sisteminin amaçlarından birisi de öğrencilere temel becerilerin kazandırılmasıdır. Temel beceriler kısaca okuma, yazma ve matematik becerileri olarak ifade edilebilir. Eğitimin bu amaçları gerçekleştirmeden diğer amaçlarını gerçekleştiremeyeceği açıktır. Eğitimin toplumsal amacı çağdaş ya da geleceğin toplumunda yaşamını sürdürebilecek bireyler yetiştirmektir. Bunu başarabilmek için çocuklara okuma yazmanın yanında iletişim, karar alma, grupla çalışabilme gibi becerilerin de kazandırılması gerekir. Eğitim sürecinde ve eğitimin üretim birimleri olan okullarda toplumsal normlar kurumsallaşmıştır. Eğitim tüm kültürler için temel bir amaç olmuştur. Kültürler çocuklarını eğitmek için çok farklı yaklaşımlar geliştirmiştir. İnsanlık tarihinin büyük bir bölümünde çıraklık en temel eğitimsel seçenek olmuştur. Toplumsal (sosyal) değişme “toplumsal yapının ve onu oluşturan toplumsal ilişkiler ağının ve bu ilişkileri belirleyen toplumsal kurumların değişmesi” olarak tanımlanabilir. Yeryüzünde tüm toplumlar sürekli bir değişim içindedirler. Çünkü toplumsal yapılar, kurumlar ve bunların aralarındaki ilişkiler sürekli bir değişim içindedir. Bu değişim zaman zaman hızlı, bazen de yavaş olabilir ve değişimin yönünün de kestirilmesi zor olabilir. Sosyokültürel açıdan eğitim yetişkinler tarafından sosyal yaşam için hazır olmayanları hazırlamaya yönelik bir süreçtir. Eğitimin amacı çocuğu gelecekteki ortamına hazırlamak için fiziksel, entelektüel ve ahlaki açıdan geliştirmek ve onda merak uyandırmaktır. Eğitim süreci genel olarak insanlığın dünyada bilgiyi yorumlamak için üretme, kazanma, aktarma (kültürleme) ve buna dayalı olarak davranma süreci olarak da tanımlanabilir. Eğitimin iki temel özelliği bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, eğitim bireylerin toplumun değerlerine, normlarına ve kurumlarına uyumlarını sağlayarak toplumsallaşmalarını ve okullar aracılığıyla ulusal değerlerin genç kuşaklara aktarılmasını sağlar. ‹kincisi ise, eğitim bireylerin araştırmacı ve sorgulayıcı olarak yetiştirilmelerini sağlar. Eğitim bir yandan toplumun kurallarına uyan bireyler yetiştirirken diğer yandan özgür ve kendi haklarını koruyan bireyler yetiştirir. Geçen yüzyılda eğitimin amaçları büyük ölçüde değişmiştir. Bugün hepimiz okullardan 100 yıl önce beklenenlerden çok daha fazlasını bekliyoruz. 20. yüzyılın başında eğitim temel okur-yazarlık becerilerine odaklanıyordu: Okuma, yazma ve matematik. Eğitim sistemlerinin düşünmeyi, eleştirel düşünmeyi, açık ve etkili bir iletişim kurabilmeyi, fen ve matematikte karmaşık problem çözmeyi öğretmesi beklenmez. Günümüzde bu beceriler toplumsal yaşamda başarılı olmak için tüm bireyler için bir zorunluluk olarak görülmektedir. 19. yüzyılın başlarında öğretimin amacı öğretmen tarafından ifade edilenlerin yazıya dökülmesini içerir. 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra Avrupa’da kitlesel olarak yazma eğitimi verilmeye başlanmış, çocuklardan bazı basit metinleri kopyalamaları beklenmiştir. Günümüzde öğrencilerin var olan bilgiyi anlamaları ve onun üzerine yeni bilgi inşa etmeleri, geliştirmeleri ve belirsizlik durumlarında karar vermeleri beklenmektedir. Eğitim ekonomisindeki insan sermayesi bireyin bilgi ve becerilerinin de üretim sürecinde diğer fiziksel sermaye (araçlar ve makineler) gibi üretimi artırmayı sağlamaktadır. Sosyal sermaye (social capital) de, insan sermayesine benzer bir biçimde işlev görerek, bireyin bilgi ve beceri ve kapasitesinde değişiklikler meydana getirmekte ve onun farklı biçimlerde davranmasına yardım etmektedir.

Türk Milli Eğitiminin Amaçları

Millî Eğitim Temel Kanunu 2. Maddesine göre Türk Milli Eğitiminin genel amaçları; Atatürkçü düşünceye uygun, beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı, yapıcı, yaratıcı vatandaşlar yetiştirmek ve bireylerin ilgi ve kabiliyetlerini geliştirerek, onları hayata hazırlayarak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak biçiminde özetlenebilir. Türk Millî Eğitimi’nin amaçları gerçekleştirilirken şu temel ilkeler çerçevesinde yürütülür: Genellik ve Eşitlik, Ferdin ve Toplumun Gereksinmeleri, Yöneltme, Eğitim Hakkı, Fırsat ve Olanak Eşitliği, Süreklilik, Atatürk İnkılâp ve İlkeleri ve Atatürk Milliyetçiliği, Demokrasi Eğitimi, Lâiklik, Bilimsellik, Plânlılık, Karma Eğitim, Okul ile Ailenin iş birliği, Her Yerde Eğitim. Millî Eğitim Temel Kanunu’na göre
ilköğretim kurumlarının amaç ve görevleri millî eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak şunlardır;

  • Her Türk çocuğuna iyi bir vatandaş olmak için gerekli temel bilgi, beceri, davranış ve alışkanlıklar kazandırmak, onu millî ahlak anlayışına uygun olarak yetiştirmek.

  • Her Türk çocuğunu ilgi, istidat ve kabiliyetleri yönünde yetiştirerek hayata ve üst öğrenime hazırlamaktır.

Ortaöğretimin amaç ve görevleri, Millî Eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak;

  • Bütün öğrencilere ortaöğretim seviyesinde asgari ortak bir genel kültür vermek suretiyle onlara kişi ve toplum sorunlarını tanımak, çözüm yolları aramak ve yurdun iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunmak bilincini ve gücünü kazandırmak,

  • Öğrencileri, çeşitli program ve okullarla ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda yükseköğretime veya hem mesleğe hem de yükseköğretime veya hayata ve iş alanlarına hazırlamaktır.

Yükseköğretimin amaçları da benzer ifadelerle genel amaçlar ile örtüşmektedir.İlköğretimin amacı temelde iyi bir yurttaş yetiştirmek ve üst öğrenime hazırlamaktır. Bunun için temel becerilerin kazandırılması amaçlanır. Ortaöğretimde amaçlar ilköğretime göre biraz daha detaylı olarak ifade edilmiştir. Ortaöğretimdeki genel amaçlardan birisi “asgari ortak bir genel kültür” kazandırmaktır. Yükseköğretim kademesinde eğitim toplumsal amaçlardan daha fazla bireysel amaçlara yöneliktir. Çünkü ilköğretim tüm vatandaşlar için zorunlu ve parasız iken üniversite eğitimine tüm bireylerin katılması zorunlu değildir. Yükseköğretimin amaçları bu nedenle bireysel ve toplumsal amaçları dengelemeye çalışmaktadır.

Okulun Dört Temel Amacı ve Eğitim Reformları.

Okul reformlarının amacı okulun amaçlarını daha etkili bir biçimde gerçekleştirilmesini sağlamaktır. Okulun genel olarak dört amacı vardır: Birinci amacı tüm öğrencilerin eleştirel düşünme ve dili kullanarak etkili iletişim kurma kapasitelerini geliştirmektir. Okulun ikinci amacı; öğrencilerin ulusal ve evrensel mirası, küresel dünyada çeşitli deneyimler yoluyla zorunlu bir programa dayalı olarak öğrenmesini sağlamaktır. Üçüncü amaç bireyi iş yaşamına ve daha ileri eğitim düzeylerine hazırlayarak, bireyin ilgi ve yeteneklerinin geliştirmesini sağlamaktır. Son amaç tüm öğrencilerin sosyal bir birey ve vatandaş olarak sorumluluklarını, okul ve topluma hizmet yoluyla kazanmalarını sağlamaktır. Okul reformu için iyi okulların özellikleri yol gösterici olabilir. Bu özellikler: Entelektüel etkinlikler, öğretmenlerin adanması, okulların sürekli kendilerini izlemesi, toplumla bütünleşme ve iyi sınıf ortamının bulunmasıdır. Okul reformu yalnızca program reformu anlamına gelmemektedir. Okulların toplumsal örgütlenmesi öğrencilerin günlük yaşantılarını etkilemektedir. İyi bir eğitim reformu toplumsal ve bireysel amaçları dengeleyen özelliklere sahip olmalıdır. Eğitimde değişme toplumun tüm kesimlerini ilgilendirdiğinden, tüm kesimlerin katılımı ve desteğinin alınması değişimi kolaylaştırır. Eğitimin toplumun diğer kesim ve kurumlarının desteğini almadan büyük çapta değişim yapma kapasitesi sınırlıdır.


Güz Dönemi Dönem Sonu Sınavı
18 Ocak 2025 Cumartesi
v