Sosyal Hizmet Etiği Dersi 4. Ünite Özet

Sosyal Hizmette Etik Karar Verme Süreci Ve Modelleri

Giriş

Etik problemler ve ikilemler için maalesef kolay bir çözüm yoktur. Sosyal hizmet uzmanları için hızlı ve kolay çözüm sunan bir kılavuz yazmak mümkün ve doğru değildir. Her ne kadar dikkatli karar verirsek verelim zaman zaman bir ikilemi çözdükten sonra yine de suçluluk ya da pişmanlık duygusu hissedebiliriz. Bu da sosyal hizmet uzmanlarını çok fazla strese sokan bir durumdur. Hem güç bir karar vermek, hem de bunun sonuçları için sorumluluk almak zorundadır.

Sosyal hizmetin en önemli değeri “her bireyin biricik olduğu” varsayımıdır. Bu nedenle tüm müracaatçılara uygun olan genel bir formülden söz edemeyiz.

Değerler ve Etik İlişkisi

Etik tanımlanması zor, içeriğinde nelerin olacağı tartışılan bir konu olup değerler ve prensipleri kapsayan bir kavramdır.

Değerler insan hayatında önemli bir yere sahiptir çünkü değerler sistemi bireyin ilişkilerini, kararlarını, bir işi yapma şeklini yani yasam tarzını belirleyen, toplumdan topluma değişebilen hatta toplumların ayırt edilmesini sağlayan edinimleri içerir.

Değerlerle ilgili önemli konulardan biri de kişisel değerler ve profesyonel değerler arasındaki ayrımdır. Kişisel değerler mesleki değerlerinizin önüne asla geçmemelidir.

Woodside ve Mc Clam (1994)’e göre genel kabul gören değerler (Akt: Sahin, 2008):

  • Kabul
  • Tolerans
  • Bireysellik /Bireyin biricikliği
  • Kendi kaderini tayin (Self determinasyon)
  • Gizlilik

Egan (1994) değerleri (Akt: Sahin, 2008):

  • Yetkinlik
  • Saygı
  • İçtenlik
  • Hizmet alanın (client) kendi sorumluluğudur.

Profesyonellikte değerler aşağıdaki gibi sıralanabilir (Kenyon, 1998):

  • Kendi eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmek
  • Stresle etkili baş etme stratejileri geliştirmek
  • Başkalarının duygularına karşı duyarlı olmak
  • Kendini kontrol edebilmek
  • Yaşamak için bir amacı olduğu duygusuna sahip olmak
  • Açık, dürüst ve içten (saydam) olmak
  • İşinden doyum sağlamak
  • Bir kimliği olduğu ve değerli olduğu duygusuna sahip olmak
  • Kişiler arası ilişkilerde, duyarlılıkta ve vericilikte/destekleyicilikte başarılı olmak
  • Evlilik, aile ve diğer sosyal ilişkileri kurmakta başarılı olmak
  • Güçlü bir şekilde kendinin farkında olmak (self awareness) ve gelişmeye motive olmak
  • Fiziksel sağlığı konusunda iyi alışkanlıkları taşımaktır.

Bireyin sahip olduğu değerler ve değer sistemleri kişisel ve mesleki tercihlerden oluşan bir temel sağlar. İnsanlar, kişisel değer sistemi içinde, var olduğu aile ve çevreden etkilenir.

Değerler, bir toplumun inançları ve doğası hakkında fikir verirken prensipler ise bu değerlere uygun genel davranışları içerir. Etik de bir prensipler ve değerler kümesi olarak tanımlanabilir (Steiner-Steiner, 1997:181- 182; Akt: Klavuz, 2002).

Bir başka tanımlamada Banks (2006: 5), etik kavramının “doğru veya yanlış ile iyi veya kötü olarak varsayılan şeylerle ilgili, insan davranışlarını şekillendiren standartlar ve kurallar bütünü” anlamında da kullanıldığını belirtmiştir.

Etik, felsefenin bir dalıdır ve ahlaki eylemle ilgilenen bir disiplin olup, kendi içeriği, yöntem bilim_ ve literatürü vardır (Pellegrino, 1989:491; Akt: Guttmann, 2006:2).

Lowenberg ve Dolgo_ (1996: 21), mesleki değerlerle meslek etiği ilişkisinde, mesleki değerler ve meslek etiğinin birbiriyle ilişkili olsa da aynı şey olmadığını ancak mesleğin değerleri ve etiğinin birbiriyle uyumlu olması gerektiğini belirtir.

Sonuç olarak etik, ne yapmak veya yapmamak gerektiğine dair birey veya grubun mesleğinde kullanmak üzere benimsediği kurallar, standartlar ve ahlaki ilkeler bütünüdür.

Etik Konular, Etik Problemler ve Etik İkilemler

Etik karar verme sürecinde sosyal hizmet profesyoneli, sahip olduğu kişisel değerlerle çatışabilmekte, etik sorunlar ve ikilemlerle sıklıkla karşı karşıya kalabilmektedir.

Sosyal hizmet literatüründe çoğunlukla değerler tecrübeden ve etik/ahlaki sorunlar, yasal ve teknik konulardan ayırt edilir. Bu tür ayrımlar; tecrübe değerden yoksun olabilir ya da yasal ve teknik kararlar etiğin yardımı olmadan alınabilir anlamı taşımadığı sürece faydalı olabilir.

Sosyal hizmetteki kararların çoğu birbirine bağlı olan etik, politik, teknik ve yasal konuların etkileşimini gerektirir. Değerlerimiz yasayı nasıl yorumlayacağımızı etkiler.

Banks (2006); etik konular, etik problemler ve etik ikilemleri aşağıda olduğu gibi ayırmanın yararlı olabileceğini söyler:

Etik konular: Sosyal hizmet uygulamasının yaygınlaşmasında çoğunlukla sosyal adalet ilkeleri, halkın yararı ve sosyal hizmet uzmanlarının hizmetten yararlananlarla ilişkileri, ilgili devletin refah sistemi bağlamında ele alınır.

Etik Problemler: Sosyal hizmet uzmanlarının, uygulamak zorunda oldukları yasa ve yönetmeliklerden dolayı müracaatçı grubuna uygun olmasa da bir karar vermesi anlamına gelir.

Etik ikilemler: Eşit derecede istenmeyen iki alternatif olduğunda ortaya çıkar.

Sosyal hizmet uzmanı mesleğinin bir parçası olarak karar vermeyi öğrenir ve yaptığı çalışmaların hemen hepsinde karar vermek zorundadır. Karar vermenin seçim yapmayı gerektiren bir süreç olması nedeniyle uzmanın sıklıkla ikilem yaşaması kaçınılmaz bir durumdur.

İkilem, genel anlamıyla çatışmalı bir durum veya iki fikir arasında yapılan seçim olarak tanımlanabilir. Günümüzde ise ikilem kavramını karışık bir problem olarak görme eğilimi yaygındır. İkilemin meslek etiği bağlamında ele alınabilmesi için sosyal hizmet uzmanlarının etik sorumlulukları arasında bir çatışmanın olması gerekmektedir.

Sosyal Hizmette Etik Sorunlar

Hizmet verilen kitlenin özellikleri ve sosyal hizmetin ilkeleri doğrultusunda, sosyal adaletin sağlanması adına etik değerler önem kazanmaktadır. Etik sorunların yoğunlukla yaşandığı sosyal hizmet alanında, müracaatçının yüksek yararının korunması ile kanunlar, toplumun bakış açısı, sosyal hizmet uzmanının kendi değerleri arasında çatışmalar, ikilemler ortaya çıkabilmektedir.

Banks’a göre sosyal hizmet alanında en çok yaşanan etik sorunlar:

  • Bireysel hak ve refah sorunları
  • Kamu refahı sorunları
  • Eşitlik, farklılık ve yapısal baskı sorunları
  • Profesyonel rol, sınır ve ilişki sorunları.

Sosyal hizmet alan ile ilgili yaşanılan etik sorunların çözümü konusunda uzmanın, müracaatçısının yüksek yararı, kamu refahı, bireysel farklılıkları eşitlik bağlamında ele alması, profesyonel rol ve sınırlar gibi birçok parametreyi ortak bir düzlemde değerlendirmesi ve tüm taraflar için çözüm odaklı bir uygulamayı etik çerçevesinde oluşturması önem kazanmaktadır.

Sosyal hizmet uzmanları uygulama sırasında teorik bilgi ve felsefi prensiplerle deneyimlerini harmanlayarak hızlı bir şekilde kararlar alırlar.

Baier’e göre prensiplerdeki öncelik hakkı ancak iki ya da daha fazla standardın (kuralın) çatışması durumunda kullanılabilir. Müracaatçının yaşadığı sorun yukarıdaki iki durum ile ilişkili ise uzman öncelik hakkını en önemliden daha az önemliye doğru sıralamalıdır.

Ülkelerin; koşulları, mevcut ortamı, sosyal hizmete ve sosyal hizmet yararlanıcısına bakış açısı, geliştirdiği politikalar yaşanan etik sorunların oluşmasında ya da çözülmesinde etkili olmaktadır.

Sosyal Hizmette Etik Karar Verme Modelleri

Sosyal hizmette etik karar vermeye ilişkin birçok model geliştirilmiş ve uygulanmıştır. Sıklıkla kullanılan ve uzmanların yaptıkları uygulamalarda daha kolay karar almasını sağlayan en işlevsel modeller Reamer Modeli, Genel Karar Verme Modeli ve Etik Karar Verme Modeli sayılabilir.

Reamer Modeli

Reamer (1999)’in geliştirdiği model etik değerler ve mesleki yükümlülükler üzerine kurulmuştur. Bu modelde mesleğin temel değerleri olarak, sosyal hizmetin birincil değerlerini içine alan hedefler ve yükümlülükler ele alınmıştır. Sosyal hizmet alanında yapılan araştırmalar, sosyal hizmet profesyonellerinin diğer yardım meslekleri ile benzer şekilde mesleklerinin gerektirdiği rol ve yükümlülüklerinden etkilendiklerini ortaya koymuştur. Reamer doğru karar verme konusunda aşağıda yer alan kuralları oluşturmuştur:

  • Kural 1: Beslenme, sağlık, barınma gibi temel ihtiyaçların karşılanması, rekreasyon, eğitim, zenginlik gibi ihtiyaçların karşılanmasından daha önceliklidir.
  • Kural 2: Bireyin kendi kaderini belirleme hakkı, diğer bireyin kendi kaderini belirleme hakkını ortadan kaldırmadığı sürece, daha fazla öneme sahip olabilir.
  • Kural 3: Bireylerin kendi kaderini belirleme hakkına saygı duymak.
  • Kural 4: Yasalara, kurallara ve düzenlemelere uyma yükümlülüğü, müracaatçının haklarının üzerinde olabilir.
  • Kural 5: Barınma, eğitim, sosyal yardım gibi kamu hizmetlerinin geliştirilmesine yardım etme ve açlık gibi temel zararları önleme yükümlülüğü, bireylerin mal varlığı üzerindeki kontrole sahip olma hakkından daha üstündür.

Genel Karar Verme Modeli

Dolgoff, Lowenberg ve Harrington (2005), tarafından geliştirilen modelde yoğunlukla problem çözme aşamaları ele alınmıştır. Bu modele göre sosyal hizmet profesyonelleri, karar verme sürecinde yaşadıkları ikilemlerle ilgili çeşitli aşamalardan geçerler. Bu aşamalara “Genel Karar Verme Modeli” denilmektedir.

Genel karar verme modeli problemle ilgili geniş bir analiz yapmayı içermekte ve basamaklı bir şekilde soruna ilişkin tüm nedenler ve çözüm yollarını ortaya koyarak alınan kararların etik, gerçekçi ve çözüm odaklı olmasına önemli ölçüde katkı sağlamaktır.

Etik Karar Verme Modeli

İnsani hizmetler alanındaki birçok profesyonelin mesleki uygulamalarından uyarlanarak oluşturulan ayrıntılı ve yoğun bir model olan etik karar verme modelinde on adım bulunmaktadır. Bu adımlar hem karar verme sürecinde hem de vakalara yaklaşım tarzının belirlenmesinde etik sorunlarla karşılaştıkça uzmana yardımcı olacak bir kılavuz niteliğindedir.

Bahsedilen adımlar:

  1. Adım: Sorunu Tanımlayın
    • Etik güçlüğü veya ikilemi tanımlayın
    • Sorunun taraflarını araştırınız
    • Sadece kimin sorunu olduğuna karar veriniz
    • Sorunun diğer yönlerine bakınız
  2. Adım: Etik Yönergeleri İnceleyin
    Mevcut olan tüm etik yönergeleri ve hukuki standartları inceleyin. Bu ikinci adımda değerleri, ilgili etik ilkeleri ve hukuki yaptırımları anlamak ve kullanmak durumundayız.
  3. Adım: Çatışmaları Araştırmak
    • Önce içsel olarak (kendi içimizde yaşadığımız) çatışmaları araştırıp tanımlarız. Bu çatışmalar rekabet, bireysel ve toplumsal değerler, mesleki yönergeler, yasal yaptırımlar, bireysel tercihler, iyilik hâli ve diğer pratik konuların bileşimi bir çatışma olabilir.
    • Daha sonra dışsal çatışmaları tanımlarız. Bunlar kendimiz, çalışma arkadaşlarımız, müracaatçılar, okul, süpervizörler, meslek, topluluk, toplum, kurumumuz veya bunların herhangi bir bileşimi olabilir.
  4. Adım: Çatışmaları Çözmek
    Tek başımıza çatışmaları veya ikilemi çözemeyebiliriz. Öyleyse yardım arayışına yönelmeliyiz. Sıklıkla, ilgili etik ilkeleri ve yönergeleri sıralamak yararlı olur. Çoğu zaman meslektaşlara, okula veya süpervizorlere danışmak gerekir. farklı bir bakış, çatışmaları aydınlatır veya azaltır.
  5. Adım: Eylem Alternatifleri Oluşturmak
    Sorunu, ilgili etik yönergeleri, etik çatışma veya ikilemi bir kez doğru kavramışsak olası tüm eylem alternatiflerini oluşturmaya başlayabiliriz. Çatışmaları ve onların yansımalarını görmemiz önemli olmasına rağmen, çatışmalar henüz çözülmemiş olsa bile eylem alternatifleri oluşturabiliriz.
  6. Adım: Eylem Alternatiflerini Araştırmak ve Değerlendirmek
    Bu adımda hangi eylem alternatiflerinin kabul edilebilir ve öncelikli olduğuna karar vermeliyiz. İlk olarak müracaatçının ve ilgili diğer tarafların değerlerini ve-veya etik inançlarını tümüyle kavramaya dayalı tercihlerini incelemeliyiz.
  7. Adım: Tercih Edilen Eylemi Seçmek ve Değerlendirmek
    En iyi eylem tarzını seçtikten sonra biraz daha düşünmeliyiz. Özellikle öncelik sıralamasında en üst sıralardaki eylemi seçmediysek kararımızı bir kez daha düşünmemiz gerekir.
    • Acaba farkında olmadığımız bir faktör bizi etkiliyor mu?
    • Yeniden gözden geçirmemiz daha mı iyi olur? Gibi.
  8. Adım: Eylemi Planlamak
    Bir eyleme karar verdikten sonra onu gerçekleştirmek önemlidir.
  9. Adım: Sonucu Değerlendirmek
    • Ne oldu
    • Seçtiğimiz eylem başarıyla uygulandı mı?
    • Sonuçlar tahmin ettiğimiz gibi oldu mu?
    • Hala bunun en iyi karar olduğunu düşünüyor muyuz?
  10. Adım: Çıkarımları Gözden Geçirmek
    • Periyodik olarak bu süreçten ve sonuçtan ne öğrendiğimizi kendimize sormalıyız.
    • Gelecekteki etik kararlarımız için ne gibi çıkarımlar yapabiliriz.

Sosyal hizmette en sık kullanılan etik karar verme modellerini incelediğimizde temel hedefin ikilemlerin en aza indirgenmesi, en sağlıklı ve çözüm odaklı kararların etik ilkeler çerçevesinde alınması ve sürecin tüm katılanlar için tatmin edici bir şekilde sonlanmasının hedeflendiği görülür.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi