Yaşlılarla Sosyal Hizmet Dersi 1. Ünite Sorularla Öğrenelim
Yaşlılığa Genel Bakış: Kavramlar Ve Temel Yaklaşımlar
Yaşlılık ile yaşlanma arasındaki fark nedir?
Yaşlılık denince ne anlaşıldığı belli olmakla birlikte yine de kavramların yerli yerine oturması için literatüre bir atıfta bulunmakta yarar vardır. Yaşlılık, yaşlanma hâlini ifade eden bir kavramdır. Yaşlanma ise kronolojik, biyolojik, ekonomik, patolojik, psikolojik ve sosyal boyutu olan süreçleri ifade eder. Kronolojik süreç: Herkes için geçerli olan ve doğumdan başlayarak içinde bulunan zaman kadar geçen yılların toplamını ifade eder. Biyolojik süreç: Zamana bağlı olarak bireyin anatomi ve fizyolojisindeki değişmeleri ifade eder. Ekonomik süreç: Parasal koşullardaki değişikliğin etkisi ile yaşlı kişinin yaşam tarzının değişmesini ifade eder. Patolojik süreç: Beslenme, sağlık vb. sebeplerle bir çeşit hastalık hâlini ifade eder. Psikolojik süreç: Yaşa bağlı olarak bireyin davranış ve uyum yeteneğindeki değişmeleri ifade eder. Sosyal süreç: Zamana ve yaşa bağlı olarak bireyin sosyal davranış ve sosyal konumunun ve de sosyal rollerinin değişmesi anlamına gelir.
Gerontologlara göre dünya nüfusu ve yaşlılık arasındaki bağlantı nasıldır?
Yaşlılık konusu ile ilgilenen gerontologlara göre bir ülkenin nüfusunun %14’ünden fazlası 65 yaş ve üzeri bireylerden oluşuyorsa o toplumlar yaşlı toplum olarak nitelendirilebilir. Bu bağlamda 2000 yılında 6 milyar 57.3 milyon olarak tespit edilen dünya nüfusunun %6.9’u yaşlılardan oluşurken, 2030 yılında yaklaşık 8 milyar olacak olan dünya nüfusunun 1.4 milyarının yaşlılardan oluşacağı öngörüldüğüne göre dünyamızın da yaşlanmakta olduğunu söyleyebiliriz (Gutman vd.’den akt.: Danış, 2005:14-24).
Yaşlılık, engellilik vb. gibi bakıma muhtaçlarla ilgili literatüre bakıldığında kaç farklı temel yaklaşımdan söz edilebilir?
Batılı hayat anlayışının belirleyici olduğu üç temel yaklaşımdan söz edebiliriz. Birincisi ahlaki yaklaşım, ikincisi medikal yaklaşım üçüncü ise sosyal yaklaşımdır. Ahlaki yaklaşım, bakıma muhtaç kişinin (yaşlı, engelli vb.), ahlaki çöküntü içinde olduğu, içindeki ‹şeytanın› veya ‹ahlaksızlığın› dışa vurumu olduğu görüşüdür. Medikal yaklaşım ise bakıma muhtaçlığın bir hastalık (pataloji) olduğu gerekçesi ile bakıma muhtaç kişilerin hayatlarının doğal olarak kısıtlı olduğunun kabul edildiği yaklaşımdır. Sosyal yaklaşım ise bakıma muhtaç durumda olanların toplumdan soyutlanmadan, toplum tarafından bir engel konulmadan, toplum içinde bakılmasını esas alan bir yaklaşımdır. Birinci ve ikinci yaklaşım sosyal dışlanmaya sebep olurken üçüncü yaklaşım ise sosyal bütünleşmeyi ve kaynaşmayı esas alır (Arıkan, 2002).
Komitok nedir?
Farklı ya da benzer gerekçelerle de olsa “Kamitok” adı verilen yaşlı insanların öldürülmesine bir çok ilkel toplumda rastlanmaktadır. Kamitok’un farklı uygulama biçimleri bulunmaktadır; diri diri gömülme, açlığa terk edilme, boğularak öldürülme veya kaba kuvvete başvurularak öldürülme gibi.
Yaşlı nüfusunun artmasının temel sebepleri nelerdir?
Geçmiş dönemlerde insan hayatını tehdit eden üç önemli unsur bulunuyordu. Açlık, savaş ve hastalıklar. Bunlardan biri ya da ikisi görüldüğünde ortalama yaşam süresi alabildiğine düşmekte idi. Bu üç unsurun söz konusu olmadığı, aksine ölümlerin azalıp doğumların çoğalması, özellikle de İkinci Dünya Savaşı sonrasında yüksek doğurganlık oranının devam etmesi, ortalama yaşam beklentisinin artması, buna paralel olarak da zamanla gelişmiş ülkelerde nüfus artış hızının azalma trendine girmesi ve yaşlı nüfusun oranında bir artış da kaçınılmaz olmuştur.
Gelişmiş ile gelişmekte olan ülkelerin 2000-2025 yılları arası nüfus gelişim seyri nasıldır?
2000-2025 yılları arası nüfus gelişim seyrine baktığımızda, gelişmiş ülkelerin 2000 yılında 1.2 milyar olan nüfusları 2025 yılında hiçbir değişikliğe uğramazken, gelişmekte olan ülkelerin 2000 yılında 4.8 milyar olan nüfusları 2025 yılında %25 artarak 6.6 milyar olacağı anlaşılmaktadır. Gelişmiş ülkelerde nüfus artışının durması ve ortalama yaşam beklentisinin uzaması bu ülkelerde genel nüfus içinde yaşlı nüfus oranının çok hızlı bir biçimde artmasına yol açmaktadır. Çeyrek asır sonra Japonya, Almanya, İtalya ve İsveç gibi ülkelerde nüfusun üçte birini yaşlıların oluşturacağı görülmektedir.
Türkiye'de nüfusa oranla yaşlılık durumu nasıl değerlendirilebilir?
Türkiye açısında bakacak olursak; Türkiye gelişmiş ülkelere nispetle oldukça genç bir nüfusa sahiptir. Ülke nüfusunun %29’u 15 yaşından küçüktür. Doğurganlık oranındaki düşüş nedeniyle nüfus artış hızı yıllar itibarı ile azalmaktadır. Ülkemiz 1990’lı yıllardan sonra hızlı bir yaşlanma trendine girmişse de gerek yaşlı nüfus oranı ve gerekse ortalama yaşam beklentisi açısından Avrupa ülkelerinin çok altındadır. Türkiye’de 2013 yılı TÜİK verilerine göre ortalama yaşam beklentisi kadınlarda 79.4, erkeklerde 73.7’dir. Toplamda ise 76.3’tür.
Yaşlılık olgusuna Batı toplumları tarafından nasıl bakılmaktadır?
Batı toplumlarının bireyci, Doğu toplumlarının da kamucu olduğu genel kabul gören bir yaklaşımdır.Yaşlılık olgusuna da bu açıdan baktığımızda bireyci olan batı toplumları, yaşlıya büyük ölçüde üreten bireyin menfaatleri açısından bakmışlardır/bakmaktadırlar. Zaten üretim gücünü kaybetmiş olan yaşlı rekabet ortamında kendiliğinden geride kalacağından ister istemez ihmale uğramış olacaktır ya da olmaktadır. Batı medeniyeti yaşlıların aleyhine olan bu anlayışı çeşitli sosyal güvenlik tedbirleri ile dengelemeye çalışmaktadır.
Diğerkâm toplumlar yaşlı bireylere nasıl yaklaşmaktadırlar?
Diğerkâm toplumlar yaşlıya büyük ölçüde kamu ile bireyin dengesini esas alan bir anlayışla bakmaktadırlar. Bu anlayışa göre yaşlı “aceze” duruma gelene kadar hem kendi menfaati için hem de toplum menfaati için çalışmak durumundadır.Yine bu medeniyet tasavvurunda yaşlı, aceze durumuna düştüğünde öncelikle çocuğu/çocukları ona, onlar (anne-babası) kendisine/kendilerine çocukken nasıl baktıysa aynı şekilde ona (acezeye) şefkatle ve merhametle incitmeden, gücendirmeden bakmaları gerektiği esastır. Bu medeniyet tasavvurunda diğer bazı konularda olduğu gibi yaşlanma konusunda da bir denge anlayışı esastır.
Türkiye toplumu açısından yaşlılık olgusu nasıl değerlendirilmektedir?
Türk (Türkiye) toplumu açısından yaşlılık olgusuna bakacak olursak; rahatlıkla söyleyebiliriz ki Türkler gerek aile yapısı itibarıyla ve gerekse toplum yapısı itibarıyla, göç ve şehirleşmenin etkisinin olduğu son elli atmış yılı dışarıda bırakacak olursak yaşlılarını hiçbir dönemde toplumsal bir sorun olarak görmemişlerdir. Türklerde gerek İslamiyet öncesi ve gerekse İslamiyet sonrası “ata”nın kadın ya da erkek olmasına bakılmaksızın çok saygın bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Ayrıca Türklerde genel olarak büyük aile yapısı söz konusu olduğundan bakıma muhtaç duruma düşmüş aceze yaşlılara da büyük ailenin dayanışması içinde sorunsuz bir şekilde bakılırdı.
Günümüz Türkiye'sinde yaşlılık olgusu neden bir problem olarak görülmektedir?
günümüz Türkiye’sinde de yaşlılık olgusu bir problem olarak görülmeye başlanmıştır. Bu problem daha çok yaşlıların bakım sigortası olarak görülen genç kuşakların şehre göç etmesi ile kırda kalan yaşlıların yalnızlık duygusuna kapılmaları, ekonomik zorluk içinde kalmaları, bakıma muhtaç duruma düşmeleri ve sağlık şartlarının yetersizliği biçiminde ortaya çıkmaktadır
Avrupa komisyonu tarafından yapılan bir değerlendirmeye göre, yaşlı nüfusun çalışan nüfusa bağımlılık oranı nedir?
Avrupa komisyonu tarafından yapılan bir değerlendirmeye göre, yaşlı nüfusun çalışan nüfusa bağımlılık oranının giderek arttığı, 1995-2055 yılları arasında, İrlanda, Norveç, Belçika, Danimarka, Hollanda, Fransa, İtalya, Almanya, İspanya, İngiltere, Avusturya, İsveç ve Finlandiya’dan oluşan on üç Avrupa ülkesinde, 1995 yılında yaşlı nüfusun ortalama %20 olan çalışan nüfusa bağımlılık oranının 2055 yılında %59’a ulaşacağı ön görülmektedir.
Türkiye'de yaşlılık sorunu nasıl çözülebilir?
Bizim toplumsal yapımıza en uygun çözüm olduğunu düşündüğümüz, her türlü evde bakım model ve tekniklerini hayata geçirmek için başta aileler olmak üzere, merkezî ve yerel yönetimler, her neviden gönüllü kuruluşlar el ele vererek sorun oluşmadan önlemini almalıyız.
Avrupa ekonomisi ve yaşlılık arasındaki ilişki nedir?
Yaşlıların değişik giderlerinin sosyal güvenlik sisteminde büyük açıklar oluşturacağı, ayrıca aktif çalışma dönemi olarak adlandırılan 15-64 yaş arasındaki nüfus grubunun nüfus piramidindeki yerinin daralması nedeniyle Avrupa ekonomisinin eksik istihdam sorunu ile de karşı karşıya kalacağı da öngörülmektedir (Danış, 2005:18). Ancak bütün bu duruma rağmen özellikle bazı batı Avrupa ülkelerinde sosyal güvenlik anlayışları gereği yaşlıların bakımına çok büyük harcamalar da yapmaktadırlar.
Yaşlılığın sosyal hizmet açısından kaç boyutu vardır?
Yaşlılığın sosyal hizmet açısından iki boyutu vardır. Birincisi; yaşlılık konusu bir akademik disiplin olarak sosyal hizmetin önemli konularından birisidir. İkincisi ise yaşlılık konusu bir mesleki çalışma alanı olarak sosyal hizmetin doğal çalışma alanıdır.
sosyal hizmet kavramı nasıl açıklanabilir?
Sosyal hizmet, bireyin ruh dünyası ve davranışlarını konu alması dolayısıyla psikolojinin, birey-birey ve birey-grup ilişkisini konu alması dolayısıyla sosyal psikolojinin ve grup, örgüt, toplumsal sorunlar ve toplumsal kurumları konu alması dolayısıyla da sosyolojinin kesişiminden oluşan disiplinler arası bir bilim dalı ve bir meslektir. Sosyal hizmet, sadece adı geçen bilimlerle alakalı olmayıp sağlık bilimleri, eğitim bilimleri, yönetim bilimleri, antropoloji, ekonomi ve diğer bazı bilim dalları ile de yakından ilişkilidir
Geniş ve dar anlamda sosyal hizmet ne demektir?
Geniş anlamda sosyal hizmet dediğimizde, insana ve topluma yönelik her faaliyet bir sosyal hizmettir. Örneğin adres soran herhangi bir insana yol göstermekten tutunda, zengin fakir herkese verilen vakıf hizmetlerine kadar uzatılabilir. Dar anlamda sosyal hizmet ise daha çok dezavantajlı kişi ve gruplara verilen hizmetler olarak ifade edilebilir. Örneğin engellilere, yaşlılara, yetimlere ve yoksullara verilen hizmetler gibi.
Sosyal hizmetin yaşlılıkla ilişkisi nedir?
Sosyal hizmeti ister dar anlamda, isterse geniş anlamda ele alalım, ele aldığı konular ve ilgilendiği sorunlar itibarıyla yaşlılık konusundan ayrı düşünülemez. Bu bakımdan hiçbir endişeye mahal vermeyecek şekilde yaşlılık olgusu söz konusu olunca hem akademik disiplin olarak hem de meslek olarak sosyal hizmet konunun içinde ve merkezindedir.
Sanayi devriminden sonra Türk aile yapısı nasıl etkilenmiştir?
Sanayi Devrimi sonrası esen değişim rüzgarları geçte olsa Türk (Türkiye) toplumunu ve Türk aile yapısını da etkilemiştir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ortalama ömrün uzaması ile yaşlı nüfusta belirgin bir artış görülmektedir. Ayrıca, sanayileşme ve şehirleşmeye bağlı olarak geniş aileden çekirdek aileye dönüşme sürecine girilmesi, kırsal bölgelerden kentsel bölgelere göç, kadının çalışma hayatına girmesi, geleneksel kültür ve değerlerdeki değişmeler yaşlının aile içindeki eski rolünü yitirmesine sebep olmakta ve yaşlı olmak prestij sağlayan bir öge olmaktan çıkmaktadır
Türkiye'de yaşlılara hizmet veren kurumlar hangileridir?
Yaşlıları koruma hizmetini veren ilk kurumun Selçuklular döneminde Sivas’ta 11. yüzyılda Reha Oğulları tarafından Darürreha’nın (Huzurevi) kurulduğu bilinmektedir. Ayrıca bugün hâlâ hizmet veren Darülaceze, II. Abdülhamit devrinde hizmete girmiş olan önemli bir yaşlı bakım kurumudur.
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 7 Gün önce comment 11 visibility 17735
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1145
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 605
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2736
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 899
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25564
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14499
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12505
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12494
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10421