Yaşlı ve Hasta Bakım Hizmetleri Dersi 8. Ünite Özet

Yaşlılık Ve Yaşam Kalitesi

Giriş

Yaşlı insanların yaşam kalitesinin korunması bu yüzyılda olduğu gibi önümüzdeki yüzyılda da sağlık alanındaki en önemli hedeflerden biridir. Bugün yaşlılık ile ilgili politikalar ve programlar yaşam beklentisini uzatmaktan ziyade yaşam kalitesini ve genel sağlığı arttırmaya odaklanmakta; aktif, üretken, başarılı ve bağımsız bir yaşlanma hedeflenmektedir. Yaşlıların sosyal ve ekonomik açıdan etkin bir hayat sürmeleri onların yaşam kalitesini artıracaktır. Geçmişte, yardıma gereksinim duyan muhtaç durumdaki yaşlının korunması ve bakımı öncelikli hedef iken, bugün kişinin toplumla bütünleşik, sağlıklı ve başarılı bir kişilik hali sergilemesine vurgu yapılmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre yaşlılar için önem verilmesi gereken ilkeler:

  • Bağımsız hayat sürmelerine imkan verilmesi
  • Toplumla bütünleştirilmeleri
  • Gerekli bakımlarının karşılanması
  • Kendilerine yeterli ve üretken olmaları
  • Onurlu bir yaşam sürdürmeleri

Yaşam Kalitesi Kavramı

En temel tanımıyla kişinin içinde bulunduğu şartlar ile o şartlarla ilgili beklentileri arasındaki farktır. DSÖ’ye göre kişinin fiziksel sağlık, psikolojik durum, bağımsızlık düzeyi, sosyal ilişkiler, çevresel özellikler ve ruhsal özellikler olmak üzere altı alanda yaşamdaki pozisyonunu algılamasıdır. Talas'a göre yaşam kalitesi, fiziksel ve ruhsal birçok alanı kapsayan bir kavramdır. Bu konuda Engquist, Hornquist ve Schipper'in farklı tanımları da mevcuttur.

SF-36 (Short Form 36 items) ve kısa şekli SF-12 (Short Form 12 items) ile DSÖ tarafından geliştirilen WHOQOLOLD yaşlılarda yaşam kalitesinin değerlendirilmesinde en sık kullanılan ölçütlerdir.

SF-36; fiziksel ve mental yönden sağlığı değerlendiren toplam 36 maddelik 8 alt ölçekten oluşmaktadır:

  1. Fiziksel fonksiyon
  2. Sosyal fonksiyon
  3. Fiziksel sorunlara bağlı rol kısıtlılıkları
  4. Emosyonel sorunlara bağlı rol kısıtlılıkları
  5. Mental sağlık
  6. Enerji
  7. Ağrı
  8. Genel sağlık

WHOQOL-OLD (Yaşlılar için Dünya Sağlık Örgütü yaşam kalitesi modülü), 24 sorudan oluşan altı ölçek içermektedir:

  1. Duyusal fonksiyonlar
  2. Özerklik
  3. Geçmiş, bugün ve gelecek faaliyetleri
  4. Sosyal katılım
  5. Yakınlık
  6. Ölüm ve ölmek

Ulusal politika ve kararlar da yaşlı sağlığını ve yaşam kalitesini etkilemektedir. Yaşlı bireylerin yaşam kalitesini birçok sosyal faktör etkilemektedir.

Vücut fonksiyonlarının tam olarak yapılamaması durumu maluliyet olarak tanımlanabilir ve maluliyet riski yaşla birlikte artar. Maluliyet, DSÖ tarafından üç aşamada incelenmiştir:

  1. Özürlülük (Impairment)
  2. Sakatlık (Disability)
  3. Engellilik (Handicap)

Şehrin ve onun içindeki yaşam alanlarının fiziksel açıdan doğru tasarlanmasına yönelik adımlar, yaşlılar için engelleri kaldıracak çok önemli hizmetlerdir.

Kişilerin günlük aktivitelerindeki fonksiyon düzeyi, günlük yaşam aktiviteleri (GYA) olarak adlandırılır. GYA’yı; fiziksel, psikolojik, sosyokültürel, çevresel, ekonomik faktörler etkiler.

Fonksiyonel kabiliyet ve maluliyeti ölçmek için sayısız sistemler geliştirilmiştir. En iyi bilinenler ise temel ve yardımcı aktivitelerdir.

a) Temel Aktiviteler (Activities of Daily Living): Banyo yapabilme, giyinebilme, yemek yiyebilme, yatak ya da sandalyeden yer değiştirme, yürüyebilme, sokağa çıkabilme, tuvalet kullanabilme gibi aktiviteler temel aktiviteler olarak bilinirler.

b) Yardımcı Aktiviteler (Instrumental Activities of Daily Living): Toplum içinde bağımsız yaşama için gerekli olan telefon kullanabilme, seyahat edebilme gibi yardımcı aktivitelerdir.

Yaşlılarda Depresyon Ve Yaşam Kalitesi

Yeti yitimlerine neden olan, kronik hastalıkların gidişatını olumsuz yönde etkileyen, sağlık hizmetlerinin kullanımını ve maliyetini artıran ruhsal bir sorundur. Depresyonu olan yaşlı bireylerin toplum uyumları bozulur, günlük yaşam uğraşlarını, bakım ve temizliklerini yapmaları zorlaşır. Yaşam kalitesi üzerine olumsuz bir etkiye yol açan depresyon, 65 yaş üstü bireylerin %10-25’inde saptanmıştır. Depresyona erken müdahale yaşlılık dönemindeki yaşam kalitesinin artırılmasını sağlayacaktır. Depresyon için; kronik hastalığı olan, son zamanlarda yakınlarını kaybetmiş olan, uyku bozukluğu olan, fiziksel olarak birden çok şikâyeti olan yaşlılar risk grupları olarak tanımlanmıştır. Depresyonu olan kişiler mutlaka bir hekim kontrolünde olmalıdırlar.

Yaşlılarda Görme Ve İşitme Problemlerinin Yaşam Kalitesine Etkisi

Dünyadaki yaşlı nüfusun artması ile birlikte körlük vegörme bozuklukları daha da yükselecektir. Yeni körlük vakalarının %80’inin yaşa bağlı olacağı tahmin edilmektedir. Yaşlılıktaki körlük ve görme bozukluluklarının belli başlı nedenleri; katarakt (tüm körlüklerin yaklaşık %50’si), glokom, maküler dejenarasyon ve diabetik retinopatidir.

Yaşlanmayla beraber işitme duyusu duyarlılığını kaybetmeye başlar, genel olarak işitme bozuklukları 65 yaşından sonra belirgin olarak görülür. Genellikle tedavi edilebilir olmasına karşın işitme kaybı yaşlılığın doğal sonucu olarak algılanıp, müdahale edilmemektedir. Bu da sosyal izolasyona ve depresyona olan eğilimi artırır. Yaşlılardaki en sık görülen işitme problemi olan “Presbiakuzi” (yaşlanmaya bağlı işitme kaybı); ilerleyici ve çift taraflı işitme kaybıdır.

Menopoz Ve Andropoz Tanımları, Belirtileri Ve Yaşam Kalitesine Etkisi

Menopoz azalan yumurtalık hormonlarından dolayı adetin devamlı olarak kesilmesi olarak tanımlanır. Menopoz, her kadın için doğal bir olay olmasına karşın, bazı kadınlar için oluşturabileceği sonuçlar açısından patolojik kabul edilebilmektedir.

Menopoz çeşitli yönlerden ele alınmalıdır: Biyolojik yönden: Menopoz döneminde görülen klinik belirtilerin birçoğu daha çok kadınlık hormonlarından olan östrojen azalmasına bağlı olarak ortaya çıkan fizyolojik kökenli yakınmalardan oluşmaktadır. Psikolojik yönden: Menopoz döneminde anksiyete, gerginlik, duygusal değişiklikler, depresyon, baş dönmesi, uykusuzluk, cinsel isteksizlik gibi birçok belirtinin gözlendiği, özgüven kaybı ve yaşamdan zevk almada azalma olduğu öne sürülmüştür. Sosyal yönden: batı toplumlarında doğurganlığa, güzelliğe ve gençliğe verilen önem nedeni ile menopoz dönemi daha zor bir hale gelmektedir. Sonuç olarak, menopozal dönemdeki yaşam kalitesi; kadının, menopoz ile birlikte meydana gelen değişiklikler ve şikâyetler ile başa çıkabilme ve mutlu olma kapasitesine bağlıdır.

Antropoz, esas olarak cinsel istekte azalma, genel halsizlik ve isteksizlik olarak kendini gösteren ve özellikle 40-55 yaşları arasında görülen testosteron seviyesinde düşme ile karakterize duruma andropoz ya da yaşlanmakta olan erkeklerde ilerleyici androjen eksikliği (PADAM [Progressive Androjen Deficiency of the Aging Male]) adı verilmektedir. Menopozun tersine çok ağır ilerleyen bir hormon düşüşünün sonucu olan andropoz, olumsuz fiziksel ve ruhsal dönüşümlere yol açabilir.

Yaşlılıkta Yaşam Kalitesini Arttırıcı Önlemler

Bu önlemler, hastalıklardan koruyucu (birincil), hastalıkları erken tanıma (ikincil) ve hastalıkların yıkıcı etkilerini en aza indirme (üçüncül) olarak ayrılabilir. Birincil Korunma (hastalıkların nedenlerinin ortadan kaldırılması): Çevresel faktörlerin olumlu hale getirilmesi ve sağlık yaşam kurallarına uyulması yoluyla olur. Sağlıklı beslenme, kötü alışkanlıklardan uzak durma ve aşılar bu önlemler arasında sayılabilir. İkincil korunma: Hastalıkların erken dönemde saptanması için benimsenen yaklaşımlardır. Hastalıkların daha belirti vermeden ya da silik belirtilerin olduğu bir evrede tanı ve tedavi edilmeleridir.

Üçüncül Koruma: Sağlığı koruma yönündeki bütün çabalara rağmen kişide hastalık tablosu ortaya çıkmışsa, hastalığın en iyi şekilde tedavi edilmesine yönelik çabalardır.

Aktif Yaşlanma yaşam boyunca fiziksel, mental, sosyal iyilik için fırsatları değerlendirerek yaşam beklentisini, üretkenliği ve yaşam kalitesini arttırmak şeklinde tanımlanabilir. Yaşlılıkta yaşam kalitesi, sosyal görev ve sorumluluklardan geri çekilerek değil, sosyal ilişkileri çoğaltarak ve aktif kalarak arttırılabilir. Yaşam kalitesini koruyabilmek için aile ve akrabalarla zaman geçirilmeli, spor yapılmalı, hobi edinilmelidir. Daha genelde yaşlılıkta uygun bir yaşam perspektifi geliştirebilme, geçmiş yaşam deneyimlerinden duyulan memnuniyet, yaşama biçilen değer ve birey için yaşamın amaç ve anlamının keşfedilebilmesine bağlıdır.

Kazalardan Korunma: Yaşlılarda en çok görülen kaza riski düşmedir. Risk faktörü olan her yaşlı ve yakını, düşme konusunda bilgilendirilmeli ve gerekli önlemler anlatılmalıdır. Yaşlılarda kazalara neden olabilecek tüm faktörler göz önüne alınarak çevre düzenlemeleri yapılmalıdır.

Yeterli ve Dengeli Beslenme: Birçok yaşlı vitamin B6, C, E, kalsiyum, fosfor, çinko içeren anahtar besinleri, yetersiz alımına bağlı, beslenme bozukluğu için riski altındadır. Her yaşlı bireyin doğru ve bilinçli beslenme açısından hekimlerce uyarılması, eğitilmesi ve diyetinin denetlenmesi gereklidir. Liften zengin, hayvansal yağlardan ve tuzdan uzak diyet yapılmalıdır.

Düzenli fiziksel Aktivite: İleri yaşlarda fiziksel aktivitenin, kas-kemik kuvvetini, dengeyi, eklem esnekliğini, tüm fiziksel ve metabolik koordinasyonu arttırdığı gösterilmiştir.

Tütün Kullanımı: Sigara tüm dünyada ilk sırada yer alan önlenebilir bir sakatlık ve erken ölüm sebebidir. Sigaranın bırakılması ve zararları hakkında önerilerde bulunulması çok önemlidir. Sigaranın bırakılması için "sor-öner-yardım et-takip et" tedavi modelini önerilmektedir.

Alkol kullanımı, dünyadaki bulaşıcı olmayan hastalıklara neden olan temel risk etmenlerinden biridir. Alkol kullananların, alkol tüketimini azaltmalarında veya alkolü bırakmalarında sağlık durumlarında hızlı düzelmelere neden olabilmektedir.

Düzenli Uyku: Yeterli süre uyku uyunması yaşam tarzındaki yapılması gereken değişikliklerdendir. Yetersiz yku, diabet, kalp ve damat hastalıkları, obesite ve depresyon gibi kronik hastalıkların ortaya çıkmasını, yönetimini ve sonuçlarını etkilemektedir.

Güneşlenme: Yaşlı nüfusta güneşten yeterli yararlanma oranı genç nüfusa göre düşük olup, vitamin D eksikliği yaygındır. Yeterli güneş görme sadece osteoporozun engellenmesinde değil, çeşitli kanserlerden (özellikle meme, prostat, over ve kolon), şizofreni ve bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıklardan korunmada rolü olduğu bilinmektedir.

Ağız ve Diş Sağlığının Korunması: Ağız ve diş sağlığının korunması, yaşlılarda malnütrisyonun önlenmesi ve yaşam kalitesinin artırılması için önemlidir. Düzenli diş hekimi kontrolü, kişisel diş bakımı içerir. Yaşlılar ister kendi dişlerini ister protez dişlerini kullansınlar bu dişler düzenli olarak fırçalanmalıdır.

Sağlıklı bir yaşlılık dönemi, sağlıklı çocukluk, gençlik ve erişkinlik dönemlerini takiben yaşanabilir. Sıralanan önlemler, insan yaşamının her döneminde sağlığı etkilemekle birlikte, bu faktörlerin yaşanan yılların kalitesini arttırmadaki rolleri nedeniyle yaşlılık dönemi için ayrı bir önemi bulunmaktadır.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi