Temel İlk Yardım Bilgisi Dersi 5. Ünite Sorularla Öğrenelim
Isı Değişikliklerinde İlkyardım
Homeostasis nedir?
Homeostasis değişen iç ve dış koşullara rağmen canlı iç ortamının sabit tutulması olayıdır. Hava sıcaklığı eksi derecelere de düşse 40 C° derecenin üzerlerine de çıksa beden ısısı her daim sabit tutulmaya çalışılır. Yaşamın devamı için insan bedenin belli bir derece olması gerekmektedir. Bu ısı 36,5- 37 C° derecedir.
Beden ısısı neden sabit tutulmaya çalışılır?
Beden ısısı her daim sabit tutulmaya çalışılır. Bunun temel nedeni bedendeki birçok biyokimyasal reaksiyonun ve enzimlerin belli sıcaklıklarda çalışmasıdır. Bedende artan ısı radyasyon, iletim, ısıyayım ve buharlaşma yöntemleriyle vücuttan uzaklaştırılır.
İnsan vücudunun ısı ayar merkezi neresidir ve bunu nasıl yapar?
İnsan vücudunun ısı ayar merkezi hipotalamus denen beynin özel bir bölümüdür. Çeşitli uyarıları algılayan bu yönetim merkezi vücudun ısısını kan damarları, ter bezleri, akciğer, deri, böbrekler, böbrek üstü bezleri, yağ dokusu, kaslar ile dengelemeye çalışır. Bu düzenleme sırasında damarlar genişler, büzülür, ter bezleri salgılarını artırır veya azaltır, solunum derinliği ve sıklığı azalır veya artar, terleme duygusu veya üşüme duygusu ortaya çıkar, böbreklerden su tutulur veya atılır.
Sıcak çarpmasında riskli gruplar hangileridir?
Sıcak çarpmasında riskli grup kalp hastaları, tansiyon hastaları, şeker hastaları, kanser hastaları, çok zayıf ya da aşırı kilolu kişiler, psikolojik rahatsızlığı olanlar, böbrek ya da karaciğer rahatsızlıkları olanlar, bebekler ve yaşlılar, hamileler, yetersiz beslenenler, yeteri kadar beden sıvısı ve elektrolit almayanlardır.
Sıcak çarpmasından korunmak için ne yapılmalıdır?
Sıcak çarpmasından korunmanın en iyi yolu yeterli ve dengeli beslenme, düzenli ve sağlıklı egzersiz yapma ile birlikte mevsime uygun giyinmedir. Özellikle yaz aylarında terletmeyen, açık renkli ve hafif giysiler giyilmeli, güneşten koruyucu tedbirler alınmalı; şapka, güneş gözlüğü ve şemsiye gibi güneş ışığından koruyacak aksesuarlar kullanılmalıdır.
Sıcak çarpmasında belirtiler nelerdir?
Sıcak çarpmasında genel olarak ortaya çıkan belirtiler şunlardır:Baş dönmesi, baş ağrısı, yorgunluk, isteksizlik, sinirlilik, bol bol terleme ve terlemeye bağlı ıslak deri (sıvı alımı olmazsa daha sonra terleme azalır), nabzın hızlanması, mide bulantısıdır. Bunlar ilk başta görülen hafif belirtiler olmak üzere önlem alınmazsa riskli gruptaki kişilerde ölüme bile yol açabilir.
Sıcak çarpmasında neler yapılmalıdır?
Sıcak çarpmasında ilkyardımda da her zamanki gibi koruma ilkesine uyulmak gerekir. İlkyardımcı çevresinin, kendisinin ve yaralının güvenliğini sağladıktan sonra kişiye müdahale etmelidir. Sıcak çarpmasında ilk yapılması gereken hayati tehlike yaratan durumu ortadan kaldırmaktır. Hayati tehlike yaratan durum sıcak hava ya da kişinin bulun duğu sağlıksız ortam ise kişi derhâl serin ve havadar bir alana alınmalıdır. Bilinç kontrolü yapılmalı, hastanın üzerindeki sıkan giysileri çıkartılmalıdır. Hastanın alnına ve bedenindeki açık bölgelere ıslak havlu konabilir. Kişinin mide bulantısı yoksa, bilinci açıksa ve kusma belirtileri yoksa kişiye içecek bir şeyler (1 litre su içine 1 çay kaşığı karbonat ve tuz katarak yapılan içecek ya da varsa maden suyu) verilebilir. Gerekli görülürse ılık bir duş aldırılır. Kişiye şok pozisyonu verilerek ayakları yerden 30 cm yukarı kaldırılır. Tüm bunlara rağmen kişide düzelme yoksa 112 acil servise haber verilir.
Sıcak bitkinliği nedir, ortaya çıkan belirtileri nelerdir ve sıcak bitkinliği olan kişiye neler yapılmalıdır?
Sıcak bitkinliği de sıcak çarpması gibi aşırı sıcağa maruz kalmış kişilerde ortaya çıkan sıvı eksikliği durumudur. Aşırı terleme, yeteri sıvı almama, aşırı sıcak etkisiyle bedende hipovolemi yani sıvı eksikliği ortaya çıkar. Sıcak bitkinliğinde ortaya çıkan belirtiler aşırı susama, kas krampları, hâlsizlik, artmış beden ısısı, hızlı ve zayıf nabız, terli ve nemli cilt, bulantı, kusma, ishal, baş ağrısı ve baş dönmesi gözlenir. Bu tür belirtiler ortaya çıkınca hasta ya da yaralı gölge ve serin bir yere alınır. Kişinin mide bulantısı yoksa, bilinci açıksa ve kusma belirtileri yoksa kişiye içecek bir şeyler (1 litre su içine 1 çay kaşığı karbonat ve tuz katarak yapılan içecek ya da varsa maden suyu) verilebilir. Gerekli görülürse ılık bir duş aldırılır. Kişiye şok pozisyonu verilerek ayakları yerden 30 cm yukarı kaldırılır. Tüm bunlara rağmen kişide düzelme yoksa 112 acil servise haber verilir.
Derinin en dıştaki tabakasına ne ad verilir? Hangi hücrelerden oluşur ve beslenmesi nasıl sağlanır?
Üst deri (epidermis): Derinin en dıştaki tabakasıdır ve keratinosit adı verilen hücrelerden oluşur. Ayrıca deriye rengini veren melanosit hücreleri de burada bulunur. Kalınlığı vücudun bölümüne ve cinsiyete göre değişir. Bu bölgede damar bulunmadığı için beslenmesi altta bulunan tabaka olan dermisten difizyon yolu ile olur.
Deriye elastikliğini veren doku hangisidir?
Alt deri (dermis): Dermis asıl deri tabakasıdır. Deriye elastikliğini veren, lifli, damar ve sinirleri içeren bir dokudur. Beden ısı ve basınç düzenlenmesinde görev alır.
Yağ, ter bezleri ve kıl foliküllerini içeren derinin hangi bölümüdür?
Deri altı (subcutan): Deri altı doku dermis altında bulunsa da tam olarak dermisten ayrılmaz. Yağ, ter bezleri ve kıl foliküllerini içerir.
Yanık nedir?
Kimyasal ya da fiziksel yakıcı etkenlerle deri, mukoza, kas, damar, sinir, lenf doku, kemik yapılarının yanmasına bağlı olarak ortaya çıkan duruma yanık denir. Ateş, buhar, sıcak su, buz, çok soğuk havada uzun süre kalma, güneş ışınları, elektrik, kimyasal maddeler ve radyasyon gibi etkenlerle temas neticesinde meydana gelen doku hasarıdır.
Yanığın ciddiyetini etkileyen başlıca unsurlar nelerdir?
Yanığın ciddiyetini etkileyen başlıca unsurlar: • Yanığa neden olan etkenin özelliği ve kişinin bunlara maruz kalma süresi: Kişinin eline dökülen sıcak bir çay suyu damlası basit bir müdahale ile geçebilir. Ancak aynı şekilde bir damla asitin yaratacağı etki çok daha yıkıcı ve yakıcıdır. • Yanığın ortaya çıktığı bölge: Solunum, dolaşım sistemi, boyun, yüz ya da genital bölgelerine yakın yanıklar öldürücü olabilir. • Yanığın yüzeyi: Bedende yanığın kapladığı alan arttıkça kişinin sıvı kaybı ve enfeksiyon ihtimali artacağından yanık alanı ve yüzeyi de önemlidir. • Yaş: Bebeklerde ve yaşlılarda yanık oldukça tehlikelidir. Bebeklerde hızlı bir iyileşme olsa da yine de tehlikelidir. • Hastalık öyküsü: Kişide var olan hastalıklar (hipertansiyon, solunum yolları rahatsızlıkları, alerji hikayeleri vb.) yanığın şiddetini arttırabilir. • Enfeksiyon: Sağlam deri tabakası kişileri enfeksiyona karşı korurken hasar gören deri tabakası nedeniyle bedenin kendisinde bulunan ve çevreden gelen enfeksiyon aracıları enfeksiyona yol açabilir. • Sıvı kaybı: Sağlam deri tabakası aynı zamanda bedende suyu da tutan bir özelliğe sahiptir. Eğer deri tabakası bozulursa o bölgede sürekli bir sıvı kaybı ortaya çıkar. Bu şoka ve ölüme bile yol açabilir.
Bedende yanığa neden olan etkenler nelerdir?
Bedende yanığa birçok etken neden olabilir. Bu etkenler başlıklar hâlinde aşağıda özetlenmiştir. a. Isıya bağlı termal yanıklar: Alev, sıcak su, sıcak su buharı, ısınmış metal parçaları, ütü vb… maddelere temas sonucu ortaya çıkan yanıklar. b. Kimyasal yanıklar: Asidik ya da bazik maddelerle temas, organik bileşiklerle, kireç gibi toz kimyasalların suyla reaksiyonu sonucu ortaya çıkan yanıklar. c. Radyasyon yanıklar: X ve gama ışınları, güneş ışınlarına bağlı yanıklar. d. Elektrik yanıkları: Ceryan ya da yıldırım çarpması sonucu oluşan yanıklar. e. Soğuk yanıkları: Bedenin uzun
Yanık türleri nelerdir, nasıl oluşur ve nasıl iyileşir?
Birinci derece yanık: Derinin sadece üst tabası etkilenmiştir. Etken uzun süreli olarak deriye zarar vermemiştir. Hasar epidermiste kalmıştır. Ağrılı bir yanık türüdür. Genelde güneş ışınları ve kısa süreli sıcak bir maddeye temas hâlinde oluşur. Deri kızarmıştır, gergin ve ağrılıdır. Hafif ödem oluşur. İz kalmadan kendiliğinden 3-5 gün içinde iyileşir. • İkinci derece yanık: Genelde aleve temas ya da haşlanma sonucu ortaya çıkar. Epidermis yani deri üst tabakasının tamamı, altındaki dermis tabakasının ise kısmen etkilendiği yanık çeşididir. Birinci dereceye göre etkenin süresi daha uzun olduğu için ortaya çıkar. Çok ağrılıdır çünkü sinir uçları ciddi anlamda etkilenmiştir. İyileşmesi zordur ve iyileşme sonrası iz kalabilir. İyileşme 3 hafta ile 4 aya kadar sürebilir. Deri kızarıktır ve çok ağrılıdır. Yanan bölgenin etrafında içi su dolu kesecikler (bül) oluşmuştur. Oluşan kabarcıklar kendiliğinden açılabilir ve içindeki sıvı dışarı sızabilir. Bu sıvı berrak ve temizdir. Kabarcıklar hiçbir şekilde patlatılmamalıdır. • Üçüncü derece yanık: Elektrik çarpması, kimyasal madde ile temas, kaynamış su dökülmesi, alevle doğrudan temas, çok şiddetli sürtünmeler sonucu ortaya çıkan yanıklardır. Yanık derinin tüm tabakalarını etkiler. Hatta deri altı kas, damar, tendon, kemiklere kadar iner. Genelde siyah bir renk görünümünde ortaya çıkar. Bedenin % 20’sinde meydana gelen bu tür yanıklar kişiyi sıvı kaybına bağlı olarak dolaşım şokuna sokabilir. Bu tür yanıklarda sinir uçları da zarar gördüğünden ağrı hissedilmez. Üçüncü derece yanıklar çok ciddi ve tehlikeli yanıklardır. Acil olarak tıbbi yardım gerektirir.
Yanıklarda ilkyardım nasıl yapılır?
Yanıklarda ilkyardım müdahalesinde de genel ilkyardım kurallarına aynen uyulur. Koruma ilkesi gerçekleştirilirken yanık etmeni yaralı ya da kazazededen uzaklaştırılır. Ya da yaralı yanık etmeninden uzaklaştırılır. Yanmaya neden olan yanma süreci sonlandırılır. Aleve ya da haşlanmaya bağlı yanıklarda yanık bölge hemen akan tazyiksiz su altında en az 20 dakika tutulur. Yanan bölge bedenin çoğunluğunda oluşmuşsa su uygulaması önerilmez. Bunun nedeni yanmaya yani ısı artışına bağlı olarak artan beden ısısının aniden düşmesiyle kişilerde şoka yol açma ihtimalidir. Toz benzeri kimyasal yanıklarda da su ile müdahale edilmemelidir. Bu tür maddeler su ile reaksiyona girerek daha zararlı bir hâle dönüşebilir. Toz kimyasallarda etkilenen bölge temiz bir bezle ya da yumuşak bir fırça ile temizlenir. Alevle oluşan yanıklarda kişi hâlâ yanıyorsa paniğe engel olunur, kişi koştukça daha fazla oksijene temas edecek ve daha fazla yanacağından kişinin koşması engellenir. Söndürme işlemi için yanan kişinin üzeri battaniye ya da bir örtü ile kapatılır ve yuvarlanması sağlanarak alev söndürülür. Kişinin hemen bilinci kontrol edilir. Bilinç kapalı ise 112 acil servis yanımızdaki kişilere arattırılır. Kişinin ağız içi kontrol edilerek kişiye baş çene pozisyonu verilir. Bak dinle hisset yöntemi ile en az 10 saniye solunum kontrol edildikten sonra solunum yoksa temel yaşam desteğine geçilir. Solunum ve dolaşım varsa ikinci değerlendirmeye geçilir. Hastanın ya da yaralının yanık yüzeyi çok geniş değilse ıslak havlu, ıslak çarşaf vb. malzeme ile kapatılarak yanık bölgesinin soğuması sağlanır. Yanmış alandaki deriler kaldırılmadan giysiler çıkarılır. Giysiler yapışmış ise yapışan yerler kesilir. Ödem (şişlik) oluşabileceği ve bunun da ciddi yaralanmalara yol açacağı düşünülerek yüzük, bilezik, saat gibi eşyalar çıkarılır. Yanık bölge en az 20 dakika tazyiksiz çeşme suyu altında tutulur. Yanık bölge temiz ve nemli bir bezle örtülür. Bilinci yerinde olan yaralıya sıcak çarpmalarındaki ilkyardım uygulamasında olduğu gibi ağızdan sıvı (1 litre su -1 çay kaşığı karbonat -1 çay kaşığı tuz karışımı) verilerek sıvı kaybı önlenir. Ciddi yanıklarda 112 acil servisten yardım istenir. İçi su dolu kesecikler (bül) varsa patlatılmaz ve yanık bölgeye çıplak elle dokunulmaz. Yanık üzerine doktor önerisi olmadıkça ilaç ya da yanık merhemi gibi maddeler sürülmez.
Kimyasal yanıklarda ne yapılmalıdır?
Kimyasal yanıklarda kimyasalın türü ve sınıfı oldukça etkilidir. Genelde evde ve iş yerlerinde kullanılan kimyasal temizlik maddelerinin deri ya da göze temas etmesi sonucu oluşur. Kimyasallar deri ile temas ettikten sonra uzun süre etkilerini devam ettirerek delerek ve yakarak yanığın derinleşmesine neden olur. Eğer temas edilen madde toz hâlinde ise fırça ya da kuru bir bezle temizlenmelidir. Temas eden kıyafetler hemen çıkartılmalıdır. Kimyasalın türü ve etki mekanizması bilinmiyorsa asla su ile temas edilmemelidir. Kimyasal yanıklarda 112 acil servisten yardım istenmelidir. Göz ve yüz bölgesine kimyasal bir madde temas etmişse göz kesinlikle ovuşturulmamalı, bol su ile yıkanmalıdır.
Elektrik yanıklarında nasıl bir ilkyardım yapılmalıdır?
Elektrik yanıklarında güvenlik en önemli süreçtir. Elektrik akımına kapılan bir kişi ile karşılaştığınızda ilk yapılması gereken akımı kesmektir. Akım kesilmedikçe müdahale edilmemelidir. Akım kesilemiyorsa kişi elektrik iletmeyen bir cisimle ortamdan uzaklaştırılmalıdır. Kişiye kesinlikle su ile müdahale edilmemelidir. Elektrik akımının şiddeti, kişinin bu akıma maruz kalma şekli ve süresi, akımın tipi, akımın bedende izlediği yol, kişinin yaşı gibi unsurlar yanığın ciddiyetini belirler. Ciddi elektrik yanıklarında kalp durabilir. Elektrik çarpmasına bağlı bir durumla karşılaşıldığında ilkyardımcı sakin kalarak yaralıya doğrudan temas etmemeli, akımı sonlandırmalıdır. Akım kesildikten sonra ya da yaralı elektrik iletmeyen bir cisimle akımdan uzaklaştırıldıktan sonra kişide bilinç kontrolü yapılır. Bilinç kontrolü yapıldıktan sonra bilinç yoksa sırasıyla ABC değerlendirmesi yapılır. Solunum ve dolaşım yoksa temel yaşam desteğine geçilir. Yaralıya kesinlikle su ile müdahale edilmez. Yanık bölgesi temiz bir bezle örtülür. Kırık ve yaralanma olup olmadığı kontrol edilerek eğer varsa gerekli ilkyardım uygulanır. Tıbbi yardım istenir.
Donmada vücudumuzda en çok hangi bölgeler etkilenir?
Donmaya bağlı olarak bedende en çok eller, ayaklar, burun, kulak kepçesi ve boyun bölgesi etkilenir. Donmanın beden üzerine olumsuz etkisi soğuğun etkisi ile içeriğinin çoğu su olan kanın donmasıdır.
Hipotermi nedir?
Beden ısısının normal seviyelerin altına düşmesine hipotermi denir. Hipotermi beden ısı değerinin 35 C°’nin altına düşmesidir.
Hafif hipotermide beden ısısı nedir ve kişide ne gibi değişiklikler olur?
Hafif Hipotermi: Beden ısısı 32-35 C° arasındadır. Kişi çok şiddetli titrer, dengede duramaz, bilinç seviyesinde azalma, hafıza kaybı, kalp hızında aşırı artış söz konusudur.
OPrta hipotermi nedir ve kişide ne gibi değişiklikler olur?
Orta Hipotermi: Beden ısısı 28-32 C° arasındadır. Titreme ortadan kalkar. Denge artık söz konusu değildir. Nabız çok zor hissedilir
Şiddetli hipotermide beden ısısı kaçtır ve kişide nasıl bir değişiklikler olur?
Şiddetli Hipotermi: Beden ısısı 28 C°’nin altındadır. Solunum ve dolaşım artık hissedilemeyecek kadar derindir. Beden ısısı daha da düştükçe artık kalp durur ve beyin ölümü başlar.
Hipodermide nasıl bir ilk yardım uygulanmalıdır?
Hangi tip hipotermi olursa olsun hipotermide ilkyardımda da koruma tedbirlerine uyulmalıdır. Kişi dışarda soğuk altında ise hemen ılık bir ortama alınmalıdır. Kişilerde sırasıyla birincil ve ikincil değerlendirme aşamaları mutlaka tatbik edilmelidir. Hafif hipotermide kişide daha fazla ısı kaybını engellemek ve var olan ısıyı muhafaza etmek için kişiye daha fazla kıyafet giydirilir. Islak giysisi varsa öncelikle onlar yenileriyle değiştirilir. Bilinci açık, mide bulantısı ve baş dönmesi olmayan kişilere enerji üretimi için sıcak şekerli içecekler ve yiyecekler verilebilir. Orta ve şiddetli hipotermik vakalarda ise hasta ılık ve kapalı bir ortama alındıktan sonra hastanın bilinç kontrolü ve ABC değerlendirmesi mutlaka yapılmalıdır. Şiddetli hipotermide beden artık ısı üretemeyeceği için kişinin mutlaka sıkı ve ılık giysilerle üzeri örtülmelidir. Ortamdaki hava, su kaynatılarak nemlendirilebilir. Donma, soğuk ısırması ve soğuk şişliği durumlarında soğuk ya da donan bölge biraz yükseltilir ve oda sıcaklığında yavaş yavaş ısınması sağlanır. Donan bölge asla ovulmamalıdır, donan bölgeye masaj yapılmamalıdır.
Donma durumunda etkenin tipi, etkene maruz süresi, kişinin fiziksel direnç gücü gibi faktörlere bağlı olarak donuklar kaça ayrılır?
Donma durumunda etkenin tipi, etkene maruz süresi, kişinin fiziksel direnç gücü gibi faktörlere bağlı olarak donuklar kendi arasında üç kategoride incelenir. • Birinci derece donuklar: Donmanın lokal olduğu en basit ve zararsız hâlidir. Soğuk etmenine çok az bir süre maruziyet vardır. Kendiliğinden iyileşir. Donan bölgede yanma, karıncalanma ve ödem gelişir. • İkinci derece donuklar: Deri tabakalarının donduğu donma şeklidir. Donan bölge gergindir, içi su dolu büller oluşur, ödem, ağrı ile karakterizedir. • Üçüncü derece donuklar: Deri tabakaları ve deri altında bulunan yapıların (kas, endon, kemik, sinir, damarlar) donmasıdır. Duyu kaybı, yanma, karıncalanma, kuru siyah bir görünüm ile karakterizedir. Geri dönüşümü yoktur.
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 10 Gün önce comment 11 visibility 18134
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1183
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 629
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2761
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 921
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25588
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14515
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12516
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12509
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10436