Özel Güvenlik Meslek Etiği Dersi 8. Ünite Özet

Özel Güvenlik Sektöründe İş Sağlığı Ve Güvenliğ

Giriş

İş yerlerinde, iş kazası risklerin önlenmesi adına çalışmalar yapılmaktadır. Bu anlamda iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının yetiştirilmesi, uzmanlaştırılması ve istihdam edilmesi zorunluluk hâline gelmiştir. Bir işletmede iş sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin tehlike ve tehditleri teşhis etmek, nedenlerini, ortaya çıkarmak gerekir. İş kazası meydana gelmeden önce ramak kala çalışmalarının yapılması oldukça önemlidir. İş kazaları ve meslek hastalıklarının sonuçlarıyla mücadele etmenin zorluğu ve maliyeti karşısında bu kaza ve hastalıklar ortaya çıkmadan önlemek, kaynağında yok etmek modern bir iş ortamı sağlamak başlıca hedefler arasındadır. 20.06.2012 tarihinde 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın kabul edilmesi, çalışanlar ve iş dünyası açısından önemli bir dönemin başlangıcıdır. Yasanın amacı iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektedir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kavramı

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ilkelerine göre işçi sağlığı ve iş güvenliği kavramı şu şekilde tanımlanmaktadır.

“Tüm çalışanların bedensel, ruhsal ve toplumsal sağlık ve refahlarının en üst düzeye yükseltilmesi ve bu durumun korunması; İş yeri koşullarının, çevrenin ve üretilen malların getirdiği sağlığa aykırı sonuçların ortadan kaldırılması, çalışanları yaralanmalara ve kazalara maruz bırakacak risk faktörlerinin ortadan kaldırılması; yine çalışanların bedensel ve ruhsal özelliklerine uygun işlere yerleştirilmesi ve sonuç olarak işçilerin bedensel ve ruhsal gereksinimlerine uygun bir iş yaratılması” olarak açıklanmaktadır.

Yapılan faaliyetler, yasal düzenlemeler bu yönde geliştirilerek caydırıcı yaptırımlar ile önleyici tedbirleri almaktır. Türkiye’de bugün hemen her iş yerinde personel sayısı ve faaliyet alanına göre iş güvenliği uzmanı, iş sağlığı kurullarının kurulması yasa ile zorunlu hâle gelmiştir. 6331 sayılı Kanun ve 18.01.2013 tarih ve 28352 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kurullarının nasıl kurulacağı ve kimlerden oluşacağı açıkça belirtilmiştir.

Kurullar ayda bir kez toplanarak iş yerine ait risk analizlerine göre tedbirler alıp uygulamakla mükelleftir.

İş Sağlığı ve İş Güvenliğinin Önemi

Üretim ve hizmet alanlarında ki çalışmalarda iş görenler çalışma ortamlarında iş kazaları ve meslek hastalıkları ile karşı karşıyadır. Risk oluşturan çalışma ortamlarının iyileştirilememesi, iş görenleri sistem dışına atmaktadır.

İş görenlerin dezavantajlı pozisyona düşmesi, olumsuz koşullarda çalışmak istememeleri ve iş bırakma eylemleri, iş kayıplarına ve işsizliğe neden olmaktadır. Gerçek sorun işgörenlerin sürekli sakatlık hâlleri, ölümle sonuçlanan iş kazaları veya meslek hastalığından dolayı ölmeleridir.

Toplumsal bir sorun hâline gelen bu noksanlıklar işverenlerin yapacağı iyileştirmeler ile çözüm bulmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği konusunda yapılan yatırımların maliyeti yüksek olduğundan şirketler bu konuları göz ardı etmektedirler. Bunun çözümü ise yasal işlemlerin faaliyet durdurmaya kadar giden uygulamalarıdır. Sosyal sorumluluk anlayışı ile hareket eden kurumsal firmalar ise bu tür işlemlere hiç muhatap olmadan çalışanına sahip çıkmaktadır. Kurumsal aidiyet noktasında çalışanına yatırım yapan firmalar, eğitim faaliyetleri, sürekli iyileştirme çabaları ile katma değerlerini artırmaktadırlar.

Ülkemizde bu konuyla ilgili olarak 90’lı yıllarda aktif hâle gelmeye başlayan çalışmalar, 6331 sayılı yasa ile rayına oturmaya başlamıştır.

İş Kazası ve Meslek Hastalıkları

İş sağlığı ve güvenliği açısından oluşan risklerin başında, iş kazası ve meslek hastalıkları gelmektedir.

İş Kazaları

Bu risklerden birinci olan iş kazasını; Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO): Önceden planlanmamış, bilinmeyen ve kontrol altına alınmamış olan, etrafa zarar verecek nitelikteki olaylar olarak tanımlamaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO): Önceden planlanmamış, çoğu kişisel yaralanmalara, makinelerin ve araç gereçlerin zarara uğramasına, üretimin bir süre durmasına yol açan bir olay olarak açıklamaktadır.

Kazaların temelinde “4M” olarak adlandırılan dört ana etken bulunmaktadır:

  1. Man (insan): Hatalara neden olan insan faktörüdür.
  2. Machine (makine): Uygun olmayan kurucusuz makine ve donanım gibi fiziksel faktörler.
  3. Media (ortam-çevre): Bilgi bilgilendirme, çalışma metotları ve çevresel faktörler.
  4. Management (yönetim): Yönetimsel faktörler.

Kazaların insan kaynaklı üç temel nedeni bulunmaktadır. Bunlar;

  1. Psikolojik nedenler: Unutkanlık, sıkıntı, çevre etkileri, istem dışı davranış, ihmal
  2. Fiziksel nedenler: Yorgunluk, uykusuzluk, alkol, hastalık vb.
  3. İş yeri nedenleri: İnsan ilişkileri, takım çalışması, iletişim vb.

Kazaların makina kaynaklı beş temel neden bulunmaktadır:

  1. Hatalı makine ve donanım yerleşimi
  2. Eksik veya kusurlu koruyucular
  3. Yetersiz standardizasyon
  4. Yetersiz kontrol ve bakım
  5. Yetersiz mühendislik hizmetleri vb

Kazaların oluşumunda çevre kaynaklı üç temel neden bulunmaktadır:

  1. Yetersiz çalışma bilgisi
  2. Uygun olmayan çalışma metodu
  3. Uygun olmayan çalışma yeri ve ortamı

Kazaların oluşumunda yönetimden kaynaklı yedi temel neden bulunmaktadır:

  1. Yetersiz yönetim organizasyonu
  2. Tamamlanmamış kurallar ve talimatlar
  3. Yetersiz güvenlik yönetim planı
  4. Eğitim ve öğretim yetersizliği
  5. Uygun olmayan nezaret, yönetim ve rehberlik
  6. Uygun olmayan personel istihdamı
  7. Yetersiz sağlık kontrolleri

Meslek Hastalıkları

Meslek hastalıkları, aniden ortaya çıkmayan belirli bir süre sonra etkisini gösteren hastalık türüdür.

Meslek hastalıklarına neden olan etkenleri dört ana gruba ayırabiliriz:

  1. Kimyasal etkenler: Kimyasal etkenler, sanayi üretiminde kullanılan kimyasal maddelerin oluşturduğu hastalıklardır. Asit türü, kimyasal gazlardan çıkan buhar, toz, uçucu cila ve boya türündeki kimyasallardır. Genellikle üst solunum yolları, cilt hastalıkları, alerjiye neden olan deri rahatsızlıkları hastalıkların sebebidir.
  2. Biyolojik etkenler: Genellikle hastane ortamları, laboratuvar ve gıda üretiminin yapıldığı tesislerde, temas ile bulaşan virüsler, bakteriler, biyolojik maddeler sonucu oluşan hastalıkların sebebidir.
  3. Fiziksel etkenler: Yüksek gerilim hatlarının geçtiği trafolar, radyoaktif maddelerin bulunduğu tesisler, yüksek gürültülü çalışma ortamları, çimento, demir tozları, talaş, toz, duman vb. üretim tesislerinin atıklarının neticesinde oluşan hastalıkların sebebidir.
  4. Sosyal ve psikolojik etkenler: Çalışılan ortamın koşulları, kişilerin tutumu, yönetici ve iş yeri sahiplerinin tutumlarının neticesinde ortaya çıkan davranış bozukluklarıdır. Düzensiz iş saatleri, düşük ücret, işten atılma kaygıları, psikolojik şiddet ve stresli ortamlar neticesinde oluşan hastalıkların sebebidir.

Özel Güvenlik Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği

5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun, T. C. Resmî Gazete, 25504, 26 Haziran 2004. sayısı ile özel güvenlik kurumlarının çalışma şekli ilgili Kanun ile belirlenmiştir. İş sağlığı ve güvenliğinin korunması devletin, işverenin ve çalışanların ortak sorumluluğudur. Tarafların sorumlulukları 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda devletin görevleri, işverenin yükümlülükleri ve çalışanların hakları ve görevleri başlıkları altında tanımlanmıştır. Güvenlik personeline özel, ergonomik ve güvenlik tehlikeleri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Ergonomik Tehlikeler

Güvenlik görevlileri ile ilgili ergonomik tehlikeler şu şekilde sıralanabilir:

  1. Fiziksel iş yükü
  2. Sürekli oturmak
  3. Ayakta durmak

Güvenlik Tehlikeleri

Güvenlik görevlisi görevi sırasında güvenlik ve sağlığını etkileyen çeşitli güvenlik tehlikeleriyle karşılaşabilir. Düşme, kayma, takılma vb. Bu tür risklere karşı ayrıca önlem alınması da kalıcı iş kazalarını önleyecektir.

İş Sağlığı ve Güvenliği, Risk Yönetimi ve Ramak Kala

Tehlike kavramını genel ve teknik manada açıklayacak olursak; Başta yaşam olmak üzere kişilere ve çevreye olabilecek zarar ve mala gelebilecek hasarlardır. Teknik manada ise tehlike, insanı zarara, varlığa hasara, iş kaybına, çevre veya itibar üzerinde olumsuz etkiye sebep olma potansiyeli olan her şeydir. Tehlike, riskli, sakıncalı biçimde iş yapmaktan veya çalışma koşulları uygun olmayan iş ortamından doğar. Kısaca risk kavramını tanımlayacak olursak; Risk, belirli bir zaman içerisinde belirli ve istenmeyen bir tehlikenin meydana gelme olasılığıdır.

İş güvenliği açısından riskli ve sorunlu olan alanların tespitinde, mevcut duruma göre risk analizleri yapılarak, önleyici çalışma süreçlerin yapılması gerekir. Bu çalışmalar sonucunda risk analizleri ve raporları iş güvenliği uzmanları tarafından rapor edilerek düzeltici faaliyetler düzenlenir. Bu faaliyetler öncesinde toplanan bütün veriler birebir öncelik sıralarına göre değerlendirilerek işleme alınır. Tüm işlemlerde stratejik, yapıcı ve keskin kararların alınması gerekir. Bu durum riskin sıfırlanması için yapılan ön eylem planıdır. Eylem planı ise öncelik sırasına göre şu şekilde olması gerekir:

  1. Tehlikeyi ortadan kaldırmak
  2. Tehlikeyi oluşturan sebep, daha az tehlike olanla değiştirmek
  3. Tehlikeyi azaltacak teknik tedbirleri almak
  4. Tehlikeden sakınmak
  5. İş yerinde önlem almak
  6. Kişisel koruyucu malzemeleri kullanmak

Ramak kala durumlar ve olaylar; İş yerinde, risk teşkil eden fiziki ortamlarda, ölüme, yaralanmaya, sağlığın bozulmasına, hasar veya herhangi bir kayba sebep olmadan gerçekleşen durum ve olaylardır.

Kaza riski teşkil eden Olaylar = Kaza + Ramak kala olaylardır.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi