Özel Güvenlik Meslek Etiği Dersi 3. Ünite Özet

Etik Ve Meslek

Giriş

Etik, her meslek grubu için sıkça kullanılan ve mesleki davranışlar çerçevesinde ele alınan bir kavramdır. Davranışlarımızın iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış olmasının çerçevesini çizen ilkeler toplamıdır. Etik, felsefenin bir alt disiplini olarak ahlaki kurallar üzerinden hareket ederek ahlaklı olmanın teorik boyutunu incelemektedir. Günümüzde daha çok mesleklerin yürütülmesi ile ilgili kurallarla anılmaktadır. Küreselleşmenin etkisi ile vatandaşlara sunulan hizmetin yeniden değerlendirilmesi ile birlikte meslek etiğine verilen önem giderek artmaktadır. Bu çerçevede 2000’li yılların başında Türkiye’de Etik Kurul kurulmuş ve her meslek grubuna yönelik mesleki etik ilkeler belirlenmeye başlanmıştır. Meslek etiği ilkeleri, demokratik toplumlarda kamu yararı hedefinin olmazsa olmaz şartları olan eşitlik, adalet, tarafsızlık, yasallık vb. ilkelerin yansımasıdır. Ahlak ve hukuk kuralları ile birlikte etik kurallar, toplumsal düzenin sağlanması amacına hizmet etmektedir. Kamu veya özel hukuk tüzel kişilerinin ilgili çevrelerine güven hissi vermesi ve toplumsal desteğin kazanılması için mesleki faaliyetleri yürüten kişilerin etik ilkeler çerçevesinde hareket etmesi gerekmektedir. Bu sayede hem kurumsal amaçlar gerçekleştirilmiş hem de demokratik değerler korunmuş olacaktır.

Etik

Etik kavramı, Yunanca “ethos” kelimesinden yola çıkılarak türetilmiştir. Türk Dil Kurumunda etik kavramı ile ilgili olarak, “töre bilimi, bir meslek grubuna ait çalışanların uymak zorunda olduğu davranışlar bütünü, ahlakla ilgili” gibi ifadeler kullanılmaktadır. Etiğin tarihsel gelişimine bakıldığında İlk Çağ Yunan felsefe düşünürlerine kadar gidilmesi gerekmektedir. Felsefenin temeli, hayatın insanlar için ne anlama geldiğinin tartışılmasına dayanmaktadır. Etik disiplini de felsefi olarak nasıl yaşanılması ve davranılması gerektiği üzerine incelemeler yapmaktadır. Etik insan davranışlarının doğru ya da yanlış olarak kabul edilmesinin teorik temelini oluşturmaktadır. Günümüzde etik kavramına ilişkin farklı tanımlamaların yapıldığı ve etik ile ahlak kavramlarının zaman zaman birbirinin yerine kullanıldığı görülmektedir. Ancak etik ve ahlak kavramları birbiriyle ilişkili ve yakın anlamlara sahip olsa da kelimeler farklı durumlara işaret etmektedir. Etik, sosyal hayatımızdaki soyut ve normatif unsurlar üzerinde inceleme yapmaktadır.

Etik inceleme alanı itibarıyla ahlak ve ahlakla ilgili kavramlarla iç içe geçmiş durumdadır. Ahlak, kültür, gelenek, normlar vb. kavramlar etiğin bileşenlerini oluşturmaktadır. Etik doğru davranış kalıplarının geliştirilmesi için ahlaklı yaşamanın doğasını araştırmaktadır. Bireysel ve toplumsal hayatın temel sorunlarını, sorumlulukları ve erdemli yaşamanın temellerini incelemektedir. Günümüzde ise etik daha çok meslek hayatındaki davranış biçimlerini düzenleyen bir görünüme kavuşmuştur. Etiğin inceleme alanını aşağıdaki konular oluşturmaktadır: a) Bireysel, toplumsal, mesleki iyilik ve düzen, b) İyilik ve düzene etki eden faktörler, c) Özgür irade, sorumluluk ve vicdan, d) Mesleki yükümlülükler.

Etik, mesleki ilke ve standartları kapsamında değişmez genel çerçeveyi oluşturmaktadır. Sağlık, eğitim, güvenlik gibi meslekler ele alındığında dünyanın hemen her yerinde doğru davranış kalıplarının benzer olduğunu görmek mümkündür. Bu minvalde etik disiplinin evrensel geçerliliği olan ilke ve standartları oluşturma gayesinin olduğu görülmektedir. Etiğin üzerinde çalıştığı ahlak kuralları ise daha yerel bir görünüme sahiptir. Ahlak kuralları farklı toplumlarda ayrışırken aynı toplumlarda bile farklı zamanlarda farklı ahlak kuralları benimsenmiştir. Bu noktada etik ve ahlak kuralları evrensel ve yerel olma noktasında ayrılmaktadır.

Etik ilkelere uygun hareket etmeyi Demetrios şu şekilde ifade etmektedir: “Etik değerlere uygun davranış, kendi evinizdeyken ailenize, sokaktayken yoldan geçenlere, yalnızken kendinize saygılı olmaktır.” Toplumsal değerlere uygun ve doğru davranışta bulunma, davranıştan etkilenen insanların, kendi değerlerini geliştirebilmelerini ve herkes için iyi olanı, başka bir ifade ile evrensel iyi olanı düşünerek hareket etmelerini olanaklı kılar. Dürüst, saygılı, adil bir insan olmayı tetikler. Etik değerlere uygun davranışlar sergileme ve aykırı hareket etmenin bireysel, toplumsal ve mesleki olarak olumlu ve olumsuz sonuçları bulunmaktadır. Olumlu sonuçları aşağıdaki şekildeki gibi sıralayabiliriz: a) Saygınlık elde etme, b) Güvenilir bir birey olarak kabul edilme, c) Diğer insanlardan yardım alma, d) Toplumda ve meslekte kabul görme ve iyi bir intibaa elde etme, e) Ahlaki çöküntüyü önleme, f) art niyet içeren davranışları önleme.

Etik değerlere uygun olmayan davranış kalıplarını sergilemenin bireysel, mesleki ve toplumsal açıdan olumsuz sonuçlarını da aşağıdaki şekliyle ifade edebiliriz: a) Saygınlığı kaybetme, b) Toplumdan dışlanma, c) Güvenilirliğini kaybetme, d) Mesleki ve toplumsal bağlılığın zayıflaması, e) Çalışma arkadaşlarıyla ilişkilerin bozulması ve işini kaybetme, f) Kendimize olan saygının yitirilmesi, g) İş birliğinin zayıflaması, h) Yozlaşmanın artması.

Etik ile İlgili Kavramsal Çerçeve

Toplum-birey, birey-birey, meslek-birey, toplum-meslek arasındaki ilişkiler ve bunlar arasındaki ilişkileri belirleyen davranışların dayandıkları ilkeler; etik-ahlakmeslek kurallarının ve toplumun sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel, dinî, ideolojik vb. değerlerinin bir yansımasıdır. Dolayısıyla bireylerin faal olarak yer aldığı toplumsal ve mesleki yaşantıların daha iyi anlaşılması için etik ile bağlantılı kavramsal çerçeveyi çizmek önem arz etmektedir.

Toplumsal ve bireysel değerleri ifade eden en önemli gösterge davranışlardır. Davranış, insanların amaçları doğrultusunda ve kişisel değerleri çerçevesinde düşünüp değerlendirme yaparak, karar vermesi ve bu sürece bağlı kalarak bir eylemde bulunmasıdır. Davranışla ilişkili diğer kavram ise tutumlarımızdır. Tutum ise, bireylerin karşılaştıkları bir durum ya da eylem karşısında aldıkları tavırdır. Bireylerin tutumlarını; inançları, düşünceleri, dünyaya bakış açıları ve karşılaşılan eylemlerin bireysel çıkarlara yönelik olası etkileri üzerine yapılan kişisel değerlendirmeler oluşturmaktadır. Davranış ve tutumlarımız erdemli insan olmanın ölçeğini oluşturmaktadır. Erdem, iyi insan olmanın göstergesidir. Alternatif seçenekler arasında en iyi kararı verebilme yeteneğidir. Erdem aynı zamanda bilgi ve akıl ile hareket etme, cesaretli, kararlı ve güçlü olma gibi yetenekler ile de ifade edilmektedir.

Bireylerin kişiliklerinin geliştiği, statü kazandıkları ve ait oldukları yer toplumlardır. Bu nedenle bireylerin davranışlarının dayandıkları temelleri anlamanın en iyi yolu, bireyleri toplum içerisindeki kazançları ile birlikte değerlendirmektir. Bireyleri anlamak için toplumları, toplumları anlamak için ise bireyleri analiz birimi olarak kabul etmemiz gerekmektedir. Bu çerçevede bireysel davranışlara anlam kazandıran faktörler, toplumsal kuralların gelişimine etki eden unsurlardır. Toplumsal hayatı düzenleyen kurallar temel olarak hukuk, ahlak ve din kuralları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bireyler toplumsal hayatın bir ferdi olarak doğdukları andan itibaren aile kurumunda ahlak kuralları ile tanışıp büyümektedirler. Ahlak sözcüğünün kökü yaratmak, yaradılış anlamlarına gelmektedir. Bu çerçevede ahlak; doğuştan gelen huy özellikleri şeklinde değerlendirilebilir. Fakat günümüzde ahlak “bireylerin toplumsal değerleri” olarak da ifade edilmektedir. Ahlak, kültürel değerler ve ideallerle ilgili doğru ve yanlışları ve bunlara uygun olarak nasıl davranılması gerektiğini belirler. Başka bir ifade ile ahlak, nasıl davranılmasına ilişkin, yazılı olmayan standartları içermektedir. Ahlak kuralları, hukuk kuralları ile yakın bir ilişki göstermektedir. Adam öldürme, hırsızlık, rüşvet, dolandırıcılık gibi ahlaki olarak kötü sayılan davranışlar aynı zamanda hukuk kurallarının da suç sayarak yaptırıma bağladığı davranışlardır.

Etik ve ahlak kavramları çoğu zaman birbirinin yerine kullanılmaktadır. Ancak her ne kadar birbirine yakın anlamlar içerse de farklı durumları ifade etmek için kullanıldığı unutulmamalıdır. Etik, ahlaki değer ve davranışları incelemektedir. Dolayısıyla ahlaki değer ve davranışlara etki eden diğer unsurların da incelenmesi etik kavramının anlaşılmasına hizmet edecektir. Ahlak ile bağlantılı ve ahlak kurallarının oluşumuna etki eden diğer faktörleri; kültür, normlar, aile, din, eğitim ve kitle iletişim araçları olarak ifade edebiliriz. Kültür, bir toplumun tarihsel süreç içerisinde ürettiği ve kuşaktan kuşağa aktarılan her türlü maddi ve manevi özelliklerin tümü olarak tanımlanmaktadır. Ahlaki gelişim temel dinamiklerini kültürden alır. Toplumun yaşayış ve düşünüş tarzı olan kültür, toplumun kimliğini oluşturur ve onu diğer toplumlardan farklı kılar. Maddi kültür, binalar, yiyecek, içecek, araç, gereç, giysi vb. manevi kültür ise inanç, gelenek, norm, düşünce vb.

Normlar, kural olarak benimsenmiş ve yerleşmiş ilkler, belirli bir grup için görgü kuralları, davranış bilgisi, töre gibi farklı şekillerde tanımlanmaktadır. Normlar değerlerin yansımasıdır ve grup hayatının önemli bir bölümünü kapsamaktadır. Normları yazılı ve sözlü normlar olmak üzere iki başlık altında ele almak mümkündür. Yazılı normlar, resmi norm olarak da adlandırılmaktadır. Kanunlar ve yönetmelikler gibi devletlerin resmi organlarınca düzenlenip uygulamaya konulur, gerektiğinde değiştirilir. Devletlerin ve sosyal hayatın korunmasını ve devamını amaçlayan kurallardır. Kurallar genel olarak hukuk kurallarıdır. Bu kuralları ihlal edenlere maddi yaptırımlar uygulanmaktadır. Sözlü normlar ise resmi olmayan normlardır. Bireyler arasındaki ilişkinin düzenlenmesinden doğan gelenek, görenek, âdet, töre, din kuralları ve bölge kuralları gibi yazılı olmayan kurallardır.

Etik Türleri

Etik kavramı, felsefenin bir alt disiplini olması sebebiyle toplumsal ve felsefi açılımlar noktasında üzerinde farklı tasnifler yapılmaktadır. Etiğin temel amacını, teorik ve felsefi boyutunu açıklayan Immanuel Kant’ın evrensel etiği, sonuç odaklı ve fayda kavramı üzerine odaklanan Jeremy Bentham ve John Stuart Mill’in faydacılık kuramı gibi sınıflandırmalar bulunmaktadır. Kant’ın etik anlayışı, insanların ödevleri ve yükümlülükleri ile ilgilidir. Kant etik davranışı, duygulardan arındırılmış eylem olarak ifade etmektedir. Bentham ve Mill, eylemlerin doğruluğunu ve yanlışlığını muhtemel sonuçlara göre değerlendirmektedir. Bir davranışı doğru ve faydalı yapan unsur, toplum için en büyük iyiyi ve mutluluğu getirmesidir. Bu kitapta etiğin toplumsal ve mesleki etkileri göz önünde bulundurularak bir tasnifleme yapılacaktır. Bu çerçevede etik kavramı temel olarak bireysel etik ve iş etiği olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İş etiği de kendi içinde örgütsel etik, işletme etiği, yönetsel etik ve meslek etiği olmak üzere dört başlık altında değerlendirilmektedir.

Bireysel etik, insanların ailesi, arkadaş çevresi, eğitimi ve toplumsal hayatına ilişkin yetiştirilme şartları ele alınarak tanımlanmaktadır. Bu çerçevede bireysel etik, insanların doğru ve yanlışı, iyi ve kötüyü ayırt etmesini sağlayan, ilk olarak aile ve arkadaş çevresinin etkisinde gelişen, eğitim ve deneyimler sonucunda oluşan tutumlarının yönlendirdiği ve kararlarında vicdani olarak hareket etmesini sağlayan ilkelerdir. Bireysel etik, bireylerin kendi çıkarları hakkında bir eylemde bulunmadan önce toplumun diğer üyelerinin ve toplumsal yararın hesaba katılmasını sağlar. Bireysel etik eylemlerin olası sonuçlarının vicdani olarak değerlendirilmesini sağlamaktadır.

İş etiği, çalışma hayatında, işletmelerin iş ile ilgili olarak belirlediği norm ve kurallar doğrultusunda bireylerin davranışta bulunmasını sağlayan ilke ve kurallardır. İşletmeler, insanların ihtiyaçlarının karşılanması ve kâr elde etmek amacıyla kurulan ekonomik yapılardır. İşletmelerin faaliyette bulunduğu toplumsal hayattan soyutlanması mümkün değildir. Bu sebeple yer aldıkları toplumun değerleri, kültürleri ve alışkanlıklarından etkilenmektedirler. İş etiği içerisinde değerlendirilen etik türlerini ise kısaca aşağıdaki şekliyle ifade edebiliriz:

Örgütseletik: Farklı kültür, inanç ve değerlerden gelen bireylerin aynı çatı altında, örgütün amaç ve sistemi çerçevesinde birlik ve beraberlik içerisinde çalışmasını sağlayacak ilke ve kurallardır. Örgütsel etik, farklı kültürlerden gelen çalışanların, örgütün hedef ve tutumları ile benzer ve tutarlı davranışlarda bulunmasını sağlamaktadır. İşletmelerde olası alt kültürlerin işletme kültürü ile çatışmasının önüne geçmeyi hedeflemektedir.

İşletme etiği: Bireylerin geçimlerini sağlamak üzere çalıştıkları işletmelerde, işletmenin amaçları doğrultusunda, iş yerlerinin doğru olarak kabul ettiği ahlaki değerler, eğilimler ve kurallardır. İşletme etiği örgütsel etikten farklı olarak vatandaş, toplum, diğer kurumlar gibi paydaşları da kapsamaktadır. Örgütlerin kurumsal olarak ahlaki yönlerini ifade etmektedir.

Yönetsel etik: Yönetici konumunda bulunan kişilerin uymak durumunda oldukları ilke ve standartlardır. Yönetim ile ilgili eylemlerde yönetici konumunda olan bireylere yol gösteren davranış kurallarıdır. Ahlaki karar alma sürecinde doğru ve iyi olanın tercih edilmesini sağlamaktadır. Yönetsel etik, karar alma süreçlerini, yöneticilerin kurumun geleceği için alternatifler arasından yapacakları seçimleri ve günlük rutin yönetim işlerini kapsamaktadır.

Meslek etiği: Her meslek için meslek faaliyetleri doğrultusunda ayrı olarak düzenlenmiş, meslek çalışanlarının kendi aralarındaki ve çalışanların toplumla arasındaki ilişkileri düzenleyen ilke ve kurallar bütünüdür.

Meslek Etiği

Meslek; insanların hayatlarını devam ettirmek ve para kazanmak güdüsüyle hareket ederek belirli bir ücret karşılığında yaptığı, kendisine ait belirli kuralları, eğitim faaliyetleri, amacı ve organizasyonu olan, eğitim süreci sonucu öğrenilen tekniği ile profesyonelce yerine getirilen kurumsallaşmış bir birliktir. Emilie Durkheim’a göre meslekler, insanların sadece para kazanma ihtiyacını karşılamazlar. Bunun yanı sıra topluma ait farklı kültür ve değerlere ev sahipliği yaparlar ve hem toplumu etkiler hem de toplumdan etkilenirler. Bu kapsamda meslekler aynı zamanda ahlaki topluluklardır. Meslekler, farklı kültürlere ait çalışanları bünyesinde barındırdıkları için sosyal hayatın bir parçasıdırlar. Bu sebeple toplumsal hayatın devamı için anahtar bir role sahiptir. Bireylerin temel ihtiyaçlarını karşılayarak hayatlarını devam etmelerini sağlayan ve sosyal hayatın devamı için bu derece önemli olan mesleki kurumların yapısı ve düzeni de güvenli, barışçıl ve huzurlu bir toplum için oldukça önemlidir. Bu kapsamda mesleklerin özellikleri ve faaliyetlerinin herkesçe bilinmesi, bu mesleklerin faaliyetlerini yerine getiren bireylere yol gösterecek ve toplumsal desteğin kazanılmasına hizmet edecektir.

Bir meslek için hazırlanma, meslek edinme ve mesleği icra etme süreci, mesleğe ilişkin bilgi birikiminin öğrenilmesinin yanında, bireylerin bilimsel bilgi düzeyinin artmasına, kişilik ve toplumsal statülerinin gelişimine, toplumsallaşmasına ve ahlaki değerleri öğrenmesine de katkılar sağlamaktadır. Meslek sahibi olarak toplumsallaşan bireyler, tüm ilişkilerinde daha özverili davranmakta ve eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmektedirler.

Mesleklerin belirlenen hedefler doğrultusunda etkili ve verimli bir şekilde yürütülmesi ve faaliyetlerin düzen içinde yerine getirilmesi için, her mesleğe özgü ilke ve değerler oluşturulmaktadır. Bu noktada meslek etiği kavramı karşımıza çıkmaktadır. Meslek etiği, belirli bir çalışma sahasına ilişkin olarak oluşturulan, meslek çalışanlarını belirli kurallar doğrultusunda davranmaya zorlayan, çalışanların kişisel eğilimlerini sınırlayan, yetersiz ve aykırı davranışlar sergileyen meslek çalışanlarını dışlayan, mesleki rekabeti düzenleyen ve meslek ideallerini koruyan ilkeler topluluğudur.

Meslek etiği, mesleki faaliyetlerin yürütüldüğü toplumun değerleri ve söz konusu meslekle ilgili evrensel geçerliliği olan ilkelerden oluşmaktadır. Birbirinden ayrı ne kadar meslek varsa, o kadar da meslek etiği olduğunu söylemek mümkündür. Küreselleşme süreci, bilimsel, teknolojik, sosyal ve kültürel gelişmelere bağlı olarak mesleklerde de değişimi tetiklemektedir. Bu çerçevede meslek etik kodlarının da toplumsal değişime cevap verebilmesi için zamanla geliştirilmesi gerekmektedir. Günümüzde bütün kuruluşlar vatandaşların beklentilerini karşılamak için, hangi etik kodlarla çalıştıklarını bilmek durumundadırlar.

Mesleklerin faaliyetleri çerçevesinde belirlenen etik ilkeler, meslek içi ve toplumla olan ilişkilerde bir disiplin ruhu oluşturmaktadır. Disiplinli bir çalışma hayatında, hangi çalışanın hangi işi, ne zaman ve nasıl yapacağı, hangi standartlara bağlı kalacağı belirlenmiştir. Denetim ve kontrol mekanizmaları belirlenmiş ve etkili bir şekilde çalışmaktadır. Kurallara uymayan meslek üyeleri hızlıca tespit edilerek gerekli yaptırımlar uygulanmaktadır. Bunun sonucunda güvenilir, organize ve saygın bir meslek ortaya çıkmaktadır. Mesleklerin hak ettiği saygınlığa ve güvenilirliğe ulaşabilmesi için, kontrol mekanizmalarını oluşturması ve kurum içinde cezai müeyyideler uygulaması zorunludur. Çünkü meslek etiğine uygun davranmayanların ayıklanması mesleğin itibarını arttıracaktır.

Mesleki Etik Davranış İlkeleri

Kamu ve özel hukuk tüzel kişileri, hizmetlerinin etkili ve verimli olması, vatandaşların beklentilerinin karşılanması ve güvenilirliklerinin arıttırılması noktalarında etik ilkeler oluşturmaktadır. Bu kapsamda hizmetlerin yerine getirilmesinde halkın desteğini ve saygısını kazanmak hedeflenmektedir. Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik temel kılavuz olarak ele alınıp, kamu ve özel hukuk tüzel kişilerinin genel olarak kabul ettiği etik davranış ilkelerine aşağıda yer verilecektir.

Görevin yerine getirilmesinde hizmet bilinci; kamu ya da özel hukuk tüzel kişiliğinde çalışan herkes, etkili ve verimli çalışma çerçevesinde mesai saatlerine uygun hareket etmelidirler. Bu saatler içerisinde özel işlerini yapmaktan kaçınmalıdırlar. Hizmetlerin yerine getirilmesinde, tarafsızlık ve dürüstlük esas alınmalıdır. Hizmetlerin halk için sunulduğu unutulmamalı ve halkın günlük yaşamını kolaylaştırmak için ihtiyaçlar, etkili hızlı ve verimli bir şekilde karşılanmasına dikkat edilmelidir.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi