Güvenlik Sistemleri Dersi 2. Ünite Özet
Elektronik Güvenlik Sistemleri
Giriş
Güvenlik kavramı farklı şekillerde ele alınabilir. Bunlardan ilki, bireyin bulunduğu sosyal ortamdaki güvenliği olarak düşünülebilir. Sosyal güvenlik kurumları ile sağlanan bu güvenlik, bireyin gelir durumunun ilerleyen yaşlarda korunması, sağlık hizmetlerinden faydalanması vb. uygulamalar olarak düşünülebilir. Bir diğer güvenlik kavramı ise bireyin canına ve malına kast edecek hareketlerden korunması olarak anlaşılmaktadır. Maslow Teorisinde de bahsedildiği gibi, bireyin kendisi, ailesi ve yakın çevresi için mal ve can güvenliğinin hırsızlık, gasp ya da kötü amaçlı diğer saldırılardan korunması, gelişen teknoloji ile birlikte elektronik cihazlar sayesinde daha kolay ve yaygın şekilde sağlanmaktadır. Bireyin mal ve canına kast edecek davranışları engellemeyi ya da önceden uyararak önlem almayı sağlayacak elektronik alarm sistemleri, yukarıda bahsedilen kavramlardan ikincisi ile ilgilidir. Sahip olunan taşınır veya taşınmaz malların güvenliği de önemlidir. Günümüz ekonomik koşullarında taşınır ya da taşınmaz bir mal sahibi olmanın zorluğu ortadadır. “Mal canın yongasıdır” sözü ile de tariflendiği gibi zor sahip olunan ürünlerin korunması da günümüz sosyal bireyleri için önem arz etmektedir. Tarihin ilk zamanlarından itibaren farklı şekillerde özellikle mesken güvenliği sağlanmaya çalışılmıştır. Mağaralarda yaşayan bireyler, mağara kapısına engeller koyarak o zamanlar karşılaşılan tehditlere karşı önlem almışlardır. Evlerin inşasını takiben kapı ve pencere kullanımı ile birlikte kilit sistemleri geliştirilerek bireylerin ev ve içerisindeki eşyaları güvenliğe alınmıştır. Değerli eşyalar için kasalar kullanılmış ve daha güvenli depolama alanları oluşturulmuştur. Nüfusun artması ile birlikte bazı bireylerin haksız yere kendilerine ait olmayan malları alması sonucunda “çalma” kavramı ortaya çıkmış, bu haksız eylemi gerçekleştiren bireyler “hırsız” olarak adlandırılmıştır. Hırsızlık eylemi zaman içerisinde sadece mal çalma ile kalmamış, özellikle mesken içerisinde bulunan bireylerin canlarına da kast edilen örnekler görülmüştür. Gelişen teknolojinin birey güvenliği amacı ile kullanımı sayesinde, sahip olunan malın korunması, bir tehdit algılandığında farklı eylemler ile bireyin kendisinin, gerekli ise kolluk kuvvetlerinin uyarılması ile erken müdahale şansı sağlanmaktadır. Aynı zamanda elektronik alarm sistemleri ile hırsızlık eylemini gerçekleştirecek bireylerin daha eylem oluşmadan vazgeçmesi, güvenli bölgeden uzaklaşması da sağlanmaktadır. “Caydırıcılık” olarak adlandırılan bu etkinin önemi de yadsınmamalıdır. Özellikle toplu yaşam merkezlerine uzak yerleş- kelerde bulunan ve sürekli içerisinde yaşanmayan meskenlerin (yazlık, çiftlik evi, dağ evi vb.) güvenliğinin sağlanması için elektronik alarm sistemlerinin kullanımında son yıllarda önemli artış yaşanmıştır. Elektronik alarm sistemlerinin farklı bir kullanımı da yangın, su baskını, doğalgaz zehirlenmesi gibi olaylarda hem mesken içerisindekilere hem de itfaiye, ambulans gibi acil durum ekiplerine ivedi olarak haber vererek hasarın azaltılması ve mesken içerisinde yaşayan bireylerin canlarının ve sağlıklarının korunmasıdır. Son yıllarda sisteme eklenen ögelerle deprem, sel gibi doğal afetlere karşı önceden uyarı düzenekleri de elektronik alarm sistemleri ile mümkün olmaktadır. Teknolojinin hemen her alanda olduğu gibi güvenlik alanında da hayatın içine girmesi ile birlikte öncelikle can güvenliğinin ve sağlığın, ikinci planda da sahip olunan taşınır ya da taşınmaz malların korunması sağlanmaktadır. Bu bölüm içerisinde elektronik alarm sistemleri ve sisteme bağlı ögelerin detaylı özellikleri ve kullanımları anlatılacaktır.
Elektronik Güvenlik Sistemlerine Genel Bakış
Elektronik alarm sistemleri olarak adlandırılan sistemler, en basit anlamı ile farklı özelliklere sahip alıcılar ve bu alıcılardan gelen verileri işleyerek gerekli işlemleri gerçekleştiren bir merkezden oluş- maktadır. Bu merkez içerisinde, işlenen verilere bağlı olarak önceden tanımlanan işlemler gerçekleştirilebileceği gibi farklı haberleşme imkânları ile kullanıcı tarafından istenen işlemlerin gerçekleştirilmesi de sağlanabilir. Elektronik alarm sistemleri temelde iki farklı kategoride ele alınabilir:
- Hırsız Alarm Sistemleri
- Yangın Algılama Sistemleri
Hem hırsız alarm sistemi hem de yangın algılama sistemi, tehlikeli durumları algılamaya yönelik farklı çevre cihazlar içermektedir. Bu cihazların merkez ile haberleşmesi kablolu ya da kablosuz olarak sağlanabilmektedir. Hırsız alarm sistemleri bazı durumlarda yangın, doğalgaz kaçağı, su baskını gibi olaylara karşı uyarı ve erken algılama sistemlerini de içerisinde barındırmaktadır. Böyle durumlarda sistemlerin beraber ya da ayrı şekilde istenilen mekâna kurulmasından önce çevre cihazların yerleşiminin doğru yapılması için projelendirme yapılması gereklidir. Genellikle bir uzman tarafından gerçekleştirilen projelendirme esnasında sistem, merkez ve tüm çevre ürünlerinin yeri belirlenmelidir. Yanlış projelendirilmiş bir sistem, gerekli algılamaları gerçekleştirmeyeceği için kullanıcıya fayda sağlamayacağı gibi, maddi bir yük getirecektir. Projelendirme esnasında kullanılacak sistem tipi ve çevre cihazlar belirlenerek sistem fiyatı kullanıcıya bildirilir. Bu sebeple projeyi oluşturacak olan uzmanın çevre cihazları hakkında yeterince bilgiye sahip olması gerekmektedir. Projelendirme özellikle farklı iki sistemin kullanılacağı durumlarda iki ayrı proje halinde hazırlanmaktadır. Proje ve sistem maliyetleri mekânın büyüklüğüne ve riskli bölgelerin sayısının çokluğuna göre değişiklik göstermektedir. Günümüzde yaygın kullanılan sistemler, inşa edilecek binanın proje aşamasında hesaba katılarak hem kablolama, hem de sistemin parçaları için gerekli yerlerin hazırlanması başlangıçta gerçekleştirilmektedir. Bu sayede elektronik güvenlik sistemlerinin binanın görsel estetiğini zedelemesinin önüne geçilmekte ve sistemin maliyeti de düşürülmektedir; inşası tamamlanmış bir binaya elektronik güvenlik sistemi kurulumu ise nispeten daha zor ve maliyetli bir işlemdir. Elektronik alarm sistemi kurulumlarının tamamlanmış projelere uygulanmasından ziyade henüz mimari proje aşamasında konumlandırılmasında kullanıcı isteklerini yerine getirme yetkinliği açısından avantajlar bulunur. Eğer kurulum tamamlanmış bir inşaat projesi üzerinde gerçekleştiriliyorsa, gerekli çevre ürünlerin yerleri mimari proje üzerinden belirlendikten sonra saha keşfi yapılmalı, çevre cihazların yerleri mekân içerisinde gözlemler ve ölçümler yaparak konumlandırılmalıdır. Mimari projeye ulaşmakta zorlukların yaşandığı, özellikle içerisinde ikamet edilen mekânlarda güvenlik sistemin projelendirilmesi işlemi sadece görsel keşif yolu ile yapılabilmektedir. Unutulmamalıdır ki elektronik alarm sisteminin sağlıklı çalışması, çevre ürünlerinden merkeze doğru akışına bağlıdır. Yanlış konumlandırılan bir çevre ürünü istenilen veriyi sağlayamayacağından sistemin uyarıyı almamasına veya geç almasına sebep olur. Bu da hiç istenmeyen bir durumdur. Bir yangın vakası üzerine düşünecek olursak, geç kalınan her dakika can ve mal güvenliği açısından büyük risk oluşturmakta, maddi ve manevi zararı artırmaktadır. Sistemin uzman kişi tarafından projelendirilmesinden sonra eğer kablolu bir sistem kullanılacaksa gerekli kabloların döşenmesi işlemine başlanabilir. Kabloların bir ucu merkezde toplanırken diğer uçları çevre cihazlara göre yerleştirilmelidir. Sistemde dış bağlantı için telefon ya da internet hattı kullanılacaksa bu kabloların da merkezin konumlandırılacağı yere ulaştırılması gereklidir. Kablosuz bir sistem kullanılacaksa merkezin yerleştirilmesi ile çevre cihazların montajına başlanabilir. Her iki durumda da çevre cihazların montajından sonra merkezin tüm bağlantıları sağlanarak elektronik alarm sistemi çalıştırılmaya başlanır. Sistem, sürekli çalışabilmesi için olası elektrik kesintilerine karşı kesintisiz güç kaynağı ya da jeneratör ile desteklenebilir. Elektronik alarm sistemi kurulumunun son aşaması, çevre cihazların yerleşimine bağlı olarak merkez üzerindeki yazılımın ayarlanmasıdır. Çoğu elektronik alarm sistemi, merkez üzerinde belirli ayarların yapılacağı standart bir yazılım ile birlikte gelir. Bu yazılım, kullanıcı istekleri doğrultusunda da yapılabilecek ayarlara sahiptir. Sistemi ayarlamak ya da programlamak olarak adlandırılan işlem genellikle kurulumu sağlayan teknik ekip ya da kişi tarafından gerçekleştirilir. Son aşamadan sonra elektronik alarm sistemi kullanıcının güvenliğini sağlamak üzere çalışmaya başlar.
Bölümümüze konu olan her iki cihazda da çalışma prensibi birbiri ile aynıdır. Sistem cihazlarının çalışma şekilleri aşağıda açıklanan üç farklı şekilde sağlanmaktadır:
- Giriş Cihazları
- Değerlendirme Cihazları
- Çıkış Cihazları
Hırsız Alarm Sistemleri
Can ve mal güvenliğini tehdit eden unsurların başında hırsızlık gelmektedir. Elektronik alarm sistemlerinin ilk kısmı olan Hırsız Alarm Sistemleri, kurulu bulunduğu mekâna izinsiz girişleri tespit edecek, sirenler vasıtasıyla çevrede yaşayanları uyaracak, haberleşme imkânları ile mekânın sahibine ya da alarm takip merkezine bilgi vererek gerekli durumlarda kolluk kuvvetlerinin olaydan haberdar edilmesini sağlayacak şekilde çalışan sistemlerdir. Farklı bileşenlerin bir arada çalışması ile oluşan Hırsız Alarm Sistemlerinin parçaları aşağıda listelenmiştir:
- Hırsız Alarm Sistem Merkezi
- Tuş Takımı (Keypad)
- Hareket Algılayıcısı
- Manyetik Kontak
- Cam Kırılma Algılayıcısı
- Ağırlık Algılayıcısı
- Titreşim Algılayıcısı
- Panik Butonları
- Dâhili ve Harici Sirenler ve Flaşörler
- Telefon, GSM ve İnternet Modülleri
- Uzaktan Kumanda
- Kablolar ya da Kablosuz Bağlantı
- Aküler ve Kesintisiz Güç Kaynakları
Hırsız Alarm Sistem Merkezi, bilgisayar anakartına benzer bir görünüme sahiptir. Çevre ürünlerin bağlantılarının yapılacağı birçok giriş ve çıkış noktası bu kartın üzerinde bulunur. Bazı durumlarda merkez üzerine ek kartlar bağlanarak (telefon arayıcı, GSM ya da internet bağlantısı vb.) merkez genişletilebilir. Bir hırsız alarm sistemi kurulumunda sistem merkezi olmazsa olmazdır. Tüm giriş çevre cihazlardan gelen bilgileri işleyerek karar veren ve gerekli durumlarda çıkış çevre cihazlarına sinyal göndererek devreye alınmasını sağlayan kısımdır. Hırsız alarm sisteminin kurulumundan sonra üzerinde ayarlamaların yapıldığı, farklı bir ifade ile sistemin programlandığı kısım da sistem merkezidir. Bu programlama öncelikle bölgelendirme ile başlar. Her ne kadar bölgeye göre çevre cihaz bağlantısı yapılmış olsa da, sistemin her bölgede nasıl davranacağının belirlenmesi bu kısımda ayarlanır. Örneğin dış kapıya bağlı manyetik kontak tetiklendiğinde 10-15 sn. tuş takımına erişerek şifre girme imkânı olması gerekirken, cam kırılması ya da mekân boş iken olmaması gereken yerde hareket algılanması durumunda sistem hemen alarm vermelidir. Bu sebeple her bölgenin ayarları birbirinden farklıdır. Yine programlanması gereken özelliklerden bir tanesi de alarm durumunda sirenin ne kadar süre ile çalacağı, telefon ya da GSM arayıcı ile hangi numaraların aranacağı veya internet bağlantısı ile hangi mesajların iletileceği bilgileridir. Günümüzde kullanılan merkezlerin birçoğu kendisine bağlı bulunan elektrik, telefon ya da internet hatlarını kontrol ederek kesinti durumunda da sabotaj ihtimaline karşı işlem yapmaktadır. Bu hatlara sabotaj durumunda sistemin çalışmasının aksamaması için sistemin kendi aküsüne sahip olması gibi, GSM modül ile herhangi bir kabloya ihtiyaç duymadan haberleşme imkânı da kullanılan seçenekler arasındadır. Programlama işlemi uzman kişiler tarafından yapılır. İşlem yapılırken merkez üzerindeki haberleşme kapılarına bilgisayar ile bağlama imkânı vardır. Aynı zamanda tuş takımı ile de gerekli özelliklerin programlanması mümkündür.
Tuş takımı, her hırsız alarm sisteminde kullanılan ve üzerindeki tuşlar vasıtası ile genellikle alarm kodunun girilerek sistemin aktif veya pasif hale getirilmesini sağlayan çevre cihazlardır. Bunların üzerinde, 0-9 arası rakamların yazılı olduğu tuşlar ve led göstergelerin yanı sıra, sistem ile ilgili ek özellikleri sağlayan farklı tuşlar da bulunabilir. Varsa, bu ek tuşlar acil durumlarda itfaiye ya da ambulansın çağırılması için de programlanabilir. Birçok farklı modele sahip olan tuş takımları, üzerlerinde ilave bir LCD ekran da barındırabilir. Bu ekran sayesinde sistemin durumu hakkında anlık olarak bilgi almak da mümkündür. Tuş takımları genellikle mekânın ana girişine yakın, kullanıcı tarafından kolay ulaşılabilecek yerlere monte edilir. Gerekli kablolama ile sistemi merkezine direkt bağlıdır.
Hareket Algılayıcısı, yetkisiz girişleri belirlemek için en sık kullanılan çevre birimdir. PIR-Pasif Infrared Algılayıcı (Passive Infrared Sensor) olarak da adlandırılan cihazlar, canlının yaydığı ısı ve kızılötesi ışınları algılayan foto diyotlar ile hareketi belirlemekte ve bunu sistem merkezine bildirmektedir. Üzerlerinde bulunan led hareket algılanması durumunda yanarak sistem merkezine veri gönderildiğini bildirir. Son yıllarda çıkan algılayıcılara yanlış algılama yapılmasının önlenmesi amacıyla birden fazla değere göre algılama özelliği eklenmiştir. Zaman içerisinde farklı hassasiyete ve özelliklere göre değişik türleri de üretilen hareket algılayıcılarının hassasiyet dereceleri de ayarlanabilmektedir. Bu hassasiyet ayarları sayesinde özellikle evcil hayvan bulunan mekânlarda gereksiz alarm tetiklemelerinden korunmak için algılayıcılar belirli boy ya da ağırlığın altındaki canlıların sinyal yaratmayacağı şekilde düzenlenir. Sistemin sağlıklı çalışması ve gelen tehditleri zamanında algılaması için hareket algılayıcıların doğru konumlandırılması önemlidir. Hareket algılayıcıların yerleşimi, hırsız alarm sisteminin çalışma verimini doğrudan etkilemesi nedeniyle proje aşamasında üzerinde en çok durulması gereken hususlardan birisidir. Sistemin kurulacağı mekânın alanına bağlı olarak sistem içerisinde çok sayıda hareket algılayıcı kullanılabilir. Hareket algılayıcıların günlük hayatta hırsız alarm sistemleri dışında farklı yaygın kullanımları bulunmaktadır. Harekete bağlı yanan lambalar ya da hareket ile açılan musluklar bu kullanımların başında gelir. Üzerlerinde bulunan algılayıcılar ile devreye alınan farklı cihazlar da mevcuttur.
Manyetik kontak hırsız alarm sistemlerinde kullanılan en basit çevre ürünüdür. Genellikle kapı ya da pencerelerde kullanılan ürün, karşılıklı iki parçadan oluşmaktadır. Mıknatıs esaslı çalışan cihazlar ebat olarak en küçük sistem parçasıdır. Bir parça sabit noktaya takılırken, diğer parça sabit kısma takılan parçanın tam karşısına takılır. Sistem devreye alındığında parçalar karşı karşıya konumlandırılır. Manyetik kontağın merkeze sinyal göndermesi için hareketli parçanın diğer parçanın karşısından ayrılması yeterli olur. Kapının ya da pencerenin açılması bu olaya sebep olacağından merkez manyetik kontaktan sinyal alarak gerekli işlemi başlatır. Manyetik kontakların cam ve camlı kapılarda kullanımı çok verimli sonuçlar vermez. Kullanılan cam ya da kapının açılması ile sisteme bilgi gideceğinden, kontak parçaları birbirinden ayrılmadan camın kırılarak içerisi girilmesi durumunda sistem bilgi sahibi olamaz. Bu sebeple manyetik kontakları çelik ve benzeri ana giriş kapılarında kullanmak gereklidir. Cam ve camlı kapılarda ise güvenliğin hareket algılayıcılarla sağlanması gereklidir.
Ağırlık algılayıcıları, genellikle hırsız alarm sisteminin kurulacağı alanın tabanına yerleştirilen algılayıcılardır. Basınç algılayıcıların bir tipi olan ağırlık algılayıcılar belirli bir ağırlığın üzerinde baskı yapıldığında merkeze sinyal gönderme esası ile çalışır. Ev kullanımı için maliyetli olan ağırlık algılayıcıları, mağaza, müze vb. konumlarda kullanılmaktadır. Merkeze alarm göndermesi için gerekli ağırlık ayarlanabildiği için, özellikle evcil hayvan baskısı ile sinyal göndermeme imkânına sahiptir. Ağırlık algılayıcısının en önemli özelliklerinden bir tanesi de tabana döşeli olmasından dolayı diğer algılayıcılar gibi görünür şekilde karşımıza çıkmamasıdır. Fark edilmemesi sayesinde daha güvenli korumayı sağlar.
Vibrasyon Algılayıcısı adı ile de karşımıza çıkan titreşim algılayıcılar, üzerine monte edildikleri kısmın titreşimini algılayarak çalışırlar. Dışarıdan zorlama ile girilmesi muhtemel duvar ya da benzeri elemanlara monte edilerek yıkılma, patlatılma vb. durumlarda sistem merkezine sinyal göndermek üzere ayarlanırlar. Kasa ve değerli ürün dolaplarında kullanımları da mevcuttur. Titreşim algılayıcıların devreye girmesi için bağlı bulundukları yere bir darbe uygulanması gereklidir. Algılayıcının hangi şiddetteki darbede devreye gireceği önceden ayarlanır. Titreşim algılayıcı benzeri kullanıma olanak sunan diğer algılayıcılar ise kuvvet algılayıcı ve eğim algılayıcıdır. Bağlı bulundukları eşyaya patlama vb. kuvvet uygulanması ya da eğiminin değişmesi durumunda sistem merkezine sinyal gönderen algılayıcılara seyrek rastlanır. Titreşim algılayıcılarının farklı bir kullanım alanı, üzerinde batarya ve yerleşik siren ile bisiklet, motosiklet vb. taşıtların güvenliğinin sağlanmasıdır. Bu tür cihazlarda sistemi pasif hale getirmek için bir anahtar ya da uzaktan kumanda kullanılır.
Hırsız alarm sistemlerinde, özellikle acil durumlarda merkezin alarm sistemini devreye almasını beklemeden de sistem devreye alınabilir. Bu amaçla kullanılan panik butonları kullanıcının istediği yere konumlandırılır. Sistemin devre dışı olması durumunda dahi butona basıldığında alarm çalmaya ve programına göre gerekli aramaları yapmaya başlar. Panik butonlarının asıl kullanımı yangın algılama sistemlerinde daha detaylı anlatılacaktır. Kullanıcıların henüz algılayıcılar tarafından algılanmadan tahliye ve söndürme sisteminin devreye sokulması için kullandığı panik butonları aslında her iki sistemde de aynı şekilde çalışmaktadır.
Sirenler, çıkarttıkları ses vasıtasıyla alarm durumunu çevre sakinlerine bildirmek için kullanılır. Hırsız alarm sisteminin kurulu bulunduğu yere konumlandırılan sirenler dâhili siren olarak adlandırılır. Dâhili sirenler genellikle tuş takımının içerisine konumlandırıldığı gibi, ayrı bir ürün olarak kullanıcı tarafından belirlenen yere de monte edilebilir. Dâhili sirenin bir amacı da alarm çalmadan evvel gerekli parolanın girilerek sistemin kapatılmasını sağlamak amacıyla buzzer işlevi görmesidir. Dâhili siren aynı zamanda sistemin kurulu olduğu mekâna izinsiz girişleri mekân içerisinde bulunan kişilere bildirmek için de kullanılır. Neredeyse tüm alarm sistemlerinde karşımıza çıkan siren türü harici sirendir. Yüksek desibelli bir ses üreterek alarm durumunu tüm çevreye bildirir. Harici siren üzerinde dikkati çekmek amacıyla konulmuş bir de flaşör bulunmaktadır. Sesin ortamda dağılması sebebiyle flaşör özellikle karanlıkta hangi sistemin alarm durumunda olduğunun kolay belirlenmesini sağlar. Özellikle birbirine yakın monte edilen harici sirenlerde flaşör sayesinde alarm durumunda olan mekân daha kolay bulunur.
Telefon, GSM ve internet modülleri hırsız alarm sistem merkezinin içerisinde bulunan veya bir kart olarak sistem merkezine eklenen donanımlardır. Son yıllarda kullanılan birçok merkez içinde özellikle telefon modülü yerleşik olarak bulundurulmaktadır. Kart şeklindeki modüllerin asıl amacı, giriş cihazlarından sinyal gelmesi durumunda merkezin, alarm durumunu, belirlenen numaralara ya da internet adreslerine bildirmesidir.
Hırsız alarm sistemlerinde sistemi devreye almak ve devreden çıkarmak için tuş takımı ile belirlenen bir sistem kodu kullanıldığından yukarı- da bahsedilmişti. Sürekli tuş takımının kullanımı özellikle konut kullanıcıları için zor olabilmektedir. Kodun unutulması ya da yanlış girilmesi sistemin alarm durumuna geçmesine sebep olmaktadır. Bu durumda bir uzaktan kumanda, üzerinde belirlenen tuşlar ile alarmın devreye alınması ya da devreden çıkartılmasında kullanıcıya yardımcı olur. Uzaktan kumandanın sistemde kullanılabilmesi için ek bir modülün gerekli olduğu durumlar da vardır. Bu ek modül, uzaktan kumandaya destek verdiği gibi bazı ürünlerde kablosuz algılayıcıları da desteklemektedir. Bu tür kullanımlarda sadece uzaktan kumanda kullanımı için ek maliyet gerektirmek yerine farklı cihazları aynı platformda toplama imkânı vardır.
Bölümün başında da anlatıldığı gibi hırsız alarm sistemleri, sistem merkezi ile diğer tüm çevre cihazların haberleşmesi için kablolu ya da kablosuz bağlantıyla bu cihazlara bağlı olmalıdır. Yeni nesil kablosuz bağlantı teknolojisinin kullanılması, özellikle inşaatı tamamlanmış mekânlarda büyük kolaylıktır. Sistem merkezinde kablosuz bağlantıyı destekleyecek bir modül olması, sistemin kablosuz kurulumu için gerekli ilk aşamadır.
İkinci ve en önemli aşama ise kullanılacak tüm çevre cihazları (tuş takımı, algılayıcılar, manyetik kontaklar vb.) kablosuz olarak seçmektir. Her ne kadar sistem parçalarının konumlandırılmasında kolaylık sağlasa da kablosuz çevre cihazları ile oluşturulan sistemlerin önemli bir dezavantajı mevcuttur. Kablosuz çevre cihazları gerekli durumlarda istenilen verileri üreterek sistem merkezine bağlanmak için bir güç kaynağına ihtiyaç duyarlar. Bu güç kaynağı, çevre cihazların içerisinde bulunan bataryalardır. Bataryaların zaman içerisinde zayıflaması veya tamamen tükenmesi sistemin hatalı çalışmasına veya hiç çalış- mamasına sebep olacaktır. Her ne kadar son yıllarda kullanılan çevre cihazlar bataryalarının azalması durumunda kullanıcıya bilgi verse de çoğu kullanıcı için bu bataryaları değiştirmek zor bir işlemdir. Hırsız alarm sistemlerinin en sağlıklı kurulumu ise kablolar ile sağlanır.
Elektrik kesintisinin olması sistem merkezi ile birlikte kablolu bağlantıya sahip tüm çevre cihazların da devre dışı kalmasına sebep olur. Kablosuz bağlantı kullanılması durumunda ise çevre cihazların kendi üzerlerindeki bataryalarla çalışmayı sürdürmesine rağmen, asıl karar verici olan sistem merkezinin elektriksiz kalmasıyla yine tüm sistem pasif hale gelecektir. Bu durumda şehir gerilimine bağlı olmaksızın sistemin elektriğinin geçici bir süre de olsa sağlanması gereklidir. Hırsız alarm sistemlerinde merkezi besleyen aküler kullanılarak şehir geriliminin kesintiye uğraması durumunda sistemin belirli bir süre daha enerji alması sağlanır. Bu sayede sistem, merkezi takip merkezine veya kullanıcıya bu kesintiyi haber vereceği için aküler boşalmadan önce önlem alma imkânı da sağlamaktadır. Kesinti süresinin uzaması durumunda ise aküler boşalacağından kesintisiz güç kaynağı (UPS) ya da jeneratör yardımıyla enerji sağlanmalıdır.
Yangın Algılama Sistemleri
Tüm mekânlarda tehlike arz eden durumlardan bir tanesi de yangındır. Gerek kullanıcı hataları gerekse elektrik tesisatı veya elektrikli aletlerde meydana gelen arızalar sebebiyle ortaya çıkan bu tehlike, zamanında önlem alınmaması durumunda mal ve hatta can kaybına yol açmaktadır. Elektronik alarm sistemlerinin ikinci konusu olan Yangın Algılama Sistemleri, yangını başlangıçta algılayarak kullanıcıları uyarmakta, tahliyeyi sağlamakta ve bağlı bulunan sistemler yardımıyla söndürme işlemine başlamaktadır. Yangın alarm sistemleri, çalışma prensiplerine göre iki farklı şekilde düşünülebilir. Bu çeşitlendirme merkezin çevre algılayıcıları adreslemesine göre değişir.
- Konvansiyonel Yangın Algılama Sistemleri
- Adresli Yangın Algılama Sistemleri
Hırsız Alarm Sistemlerinde anlatılan alarm sistem merkezine benzer yapıda olan yangın algılama sistem merkezi, tüm çevre ürünlerin bağlandığı bir anakart gibi çalışmaktadır. Çevre cihazlardan gelen bilgilerin mekân içerisindeki yerlerinin kesin olarak belirlenmesi amacıyla kullanılan bölge (zone) belirlemesi, yangın algılama sistemlerinde de kullanılmaktadır. Çevre algılayıcılardan gelen bilgileri değerlendirerek olası bir yangın durumunda tipine göre belirli bir bölgeyi veya içinde bulunduğu tüm mekânı uyarmak için çıkış birimlerine belirlenen sinyalleri gönderir. Özellikle adresli yangın algılama sistemlerinin merkezleri çok sayıda giriş kapısına sahip olup üzerindeki LCD veya Led göstergeler yardımıyla kullanıcılara bölgesel olarak sinyal alınan bölge ve algılayıcıyı da göstermektedir.
Yangın algılama sistemlerinde en yaygın kullanılan algılayıcılardan olan duman algılayıcılar, ortamdaki dumanın artması durumunda sistem merkezine bilgi göndermektedir. Duman algılama işlemi algılayıcının tipine göre farklı şekillerde yapılabilir. Hatalı algılamadan kaçınılmasında, algılayıcının tipi ve konumlandırıldığı yer rol oynamaktadır. Temelde üç tip duman algılayıcıdan bahsetmek mümkündür.
- Optik Duman Algılayıcılar
- İyonizasyon Duman Algılayıcılar
- Hava Örneklemeli Duman Algılayıcılar
Ortamdaki ısı artışına göre sisteme sinyal gönderen sıcaklık algılayıcılar, farklı teknikler ile algılama işlemlerini gerçekleştirirler. Duman algılayıcıların çalışmadığı veya hatalı sonuçlar yarattığı ortamlarda genellikle kullanılan algılayıcı tipi sıcaklık algılayıcılardır. Bu tür algılayıcılar yangına hızlı bir şekilde tepki vererek sistemin alarm durumuna geçmesini sağlarlar.
Yangınların bir sebebinin patlayıcı gazların ortama sızması olduğu düşünülürse, yangın eylemi oluşmadan önce önlem alınması için ortama yayılan gazın algılanarak kullanıcılara bildirilmesi büyük önem taşır. Gaz algılayıcılar patlayıcı/parlayıcı gazları algılayarak merkeze sinyal gönderen algılayıcılardır.
Genellikle iki parçadan oluşan ışın algılayıcılar karşılıklı konumlandırılır. Bir taraftan gönderilen ışının (Infrared, lazer vb.) diğer ünite tarafından algılanması ile çalışır. Işının kesilmesi durumunda sisteme uyarı sinyali gönderilmektedir. Farklı bir kullanım şekli ise ışını gönderen ünite üzerinde bir foto alıcı bulundurulmasıdır. Bu durumda karşı kısımda sadece yansıtıcı kullanmak yeterlidir. Işın algılayıcıların yangın algılama sistemleri dışında özellikle araçların üzerine kapanması istenmeyen bariyer ve garaj kapılarında da kullanımı mevcuttur. Otomatik kapanan asansör kapılarında da iç kısımda kullanıcıdan gizli bir ışın algılayıcı arada bir insan veya nesne varken kapıların kapanmasını engellemek için kullanılır.
Alev ve kıvılcım algılayıcılar, özellikle yangının başlamasından sonra hızlı yayılacağı akaryakıt istasyonları, kimyasal üretim tesisleri gibi mekânlarda kullanılan ve başlangıç esnasında çıkan kıvılcımı ve/veya ilk alevleri algılayarak sisteme sinyal gönderen algılayıcılardır. Bu tür algılayıcıların verimli çalışması için ortam ışığının mümkün olduğunca az olması ya da hiç olmaması gereklidir. Bu sebeple depolarda kullanımı daha uygundur.
Yangın algılama sistemlerinden en yaygın olarak kullanılan çevre ürünlerden olan yangın butonları, farklı algılayıcılar tarafından henüz algılanmayan yangınların mekânda bulunanlar tarafından sisteme bildirilmesi amacıyla kullanılırlar.
Yangın algılayıcı sistemlerde kullanılan siren ve flaşörler yangın algılanan bölgede bulunan kullanıcıları uyarmak ve tahliye işlemini başlatmak için kullanılır. Çıkış ürünü olarak karşımıza çıkan siren ve flaşörlerin devreye girmesi için sistem merkezinden sinyal gelmesi gerekir. Algılayıcılar veya yangın butonları tarafından sisteme bildirilen yangın durumu, sirenlerin ve flaşörlerin devreye alınmasını gerektirir.
Yangın algılama sistemlerinin özellikle belirli binalarda kullanılmasının zorunluluk haline geldiğinden yukarıda bahsedilmişti. Yangın alarm sistemleri ile beraber kullanılan yönlendirme panoları alarm anında kişilerin tahliyesini kolaylaştırmak, mekân içerisinde bulunanları en yakın acil çıkış kapısına yönlendirmek için kullanılmaktadır. Sistemden gelen sinyale göre ışıklandırılan yönlendirme tabelaları bazı durumlarda yangının bağlantı kablolarını da yakmasına ve devre dışı bırakmasına önlem amacıyla yerleşik bir batarya da içerebilirler.
Hırsız alarm sistemleri ile aynı işlemi gerçekleş- tiren telefon, GSM ve internet modülleri, izleme işlemini gerçekleştiren takip merkezine ve/veya mekân yetkilisine yangın alarmını ve kaynağını bildirmeyi sağlayan sistemlerdir. Bu sistemler genellikle sistem merkezine yerleşik bulunurlar. Ayrı kart halinde olan modüller de sistem merkezi ile direkt bağlantıda olmak zorundadır. Modüllerden gelen bilgi çoğu zaman hırsız alarm sistemlerinden daha detaylı adres ve bölge bilgisine sahiptir.
Yangın algılama sistemlerinde, her ne kadar yangına dayanıklı özel kablolar kullanılsa da özellikle güçlü alev çıkartan yangınlarda bu kabloların devre dışı kalması sistemin de devre dışı kalmasına sebep olmaktadır. Bu sebeple kablosuz sistemlerin kullanımı gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Kablosuz sistemlerin kullanımında dikkat edilmesi gereken en önemli konu çevre ürünler üzerindeki yerleşik bataryaların kontrolünün yapılmasıdır. Bataryası tükenmiş bir çevre cihaz görevini yerine getiremeyeceğinden sistemin aksak çalışmasına veya hiç çalışmamasına sebep olabilir.
Yangın algılama sistemlerinin her koşulda kesintisiz çalışması son derece önemlidir. Kesintiye yol açacak etkenlerin başında da elektrik kesintisi gelir. Bu sorundan korunmak için sistemler genellikle içlerinde bir akü barındırarak kesinti durumunda da belirli bir süre ile çalışmalarını sürdürürler. Akünün kullanım süresinin bitmesi durumunda ise sistem daha uzun süre elektrik sağlayacak kesintisiz güç kaynakları veya jeneratörlerle korunmalıdır.
Her ne kadar elektronik alarm sistemleri içerisinde yer almasa da yangın durumunda söndürme işleminde kullanılan cihazlar da yangın algılama sistemleri ile birlikte kullanılan cihazlardır. Bu cihazların en yaygın kullanılanı yangın tüpleridir. Farklı kimyasallarla doldurulan tüplerin uygun olanının yangın tipine göre seçilmesi gereklidir.
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 7 Gün önce comment 0 visibility 160
-
2024-2025 Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sınav Bilgilendirmesi
date_range 6 Aralık 2024 Cuma comment 2 visibility 361
-
2024-2025 Güz Dönemi Dönem Sonu (Final) Sınavı İçin Sınav Merkezi Tercihi
date_range 2 Aralık 2024 Pazartesi comment 1 visibility 987
-
2024-2025 Güz Ara Sınavı Giriş Belgeleri Yayımlandı!
date_range 29 Kasım 2024 Cuma comment 0 visibility 1314
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 14 Kasım 2024 Perşembe comment 11 visibility 20191
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25854
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14706
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12652
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12648
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10587