Maliyet Yönetimi Dersi 6. Ünite Özet

Yatırım Merkezlerinin Başarısını Ölçme Ve Transfer Fiyatlaması

Yönetim Başarısını Ölçme

Yatırım merkezi yöneticilerinin başarılarını ölçmede kullanılan yöntemler şunlardır:

  • Yatırım Getiri Oranı
  • Artık Gelir
  • Ekonomik Katma Değer (EVA)
  • Satışların Getiri Oranı
  • Dengeli Ölçüm Kartı Tekniği

Yatırım Getiri Oranı

Sorumluluk merkezi yöneticisinin başarısının belirlenmesi sırasında, kârlılığı yanında ne kadarlık bir faaliyet varlığı ile ve ne derecede bu faaliyet varlıklarını etkin kullandıklarının birlikte göz önünde tutulması zorunluluğu vardır.

Bir işletmenin kârlılığı, ürünün ya da hizmetin kâr marjı ile devir hızının çarpımıyla elde edilecektir;

Yatırımın Getiri Oranı = Kâr Marjı × Devir Hızı Kâr Marjı = Net Faaliyet Kârı / Satışlar

Devir Hızı = Satışlar / Ortalama Faaliyet Varlıkları Dolayısıyla,

YGO = (Net Faaliyet Kârı / Satışlar) × (Satışlar / Ort. Faaliyet Varlıkları) olacaktır.

Yatırımın getiri oranı formülünün gerçek avantajlarından biri, bu formülün yöneticiye giderler, brüt kâr oranı ve satış hacminin kontrolü yanında, faaliyet varlıklarına yapılan yatırımı da kontrol etmeye olanak sağlamak olmaktadır.

Genel yönetim giderlerinin dağıtımında keyfî davranışlardan kaçınılmalı, dağıtım sırasında belirli bir bölüme sağlanan hizmetin söz konusu bölümün kendi kendine sağlaması hâlinde maruz kalacağı tutarı aşmamasına özen gösterilmelidir.

Artık Gelir

Yatırım merkezi yöneticisinin başarısını ölçmede artık gelir yöntemi kullanıldığında, amaç söz konusu yatırım merkezinin YGO’sunu maksimum yapmak olmayıp artık gelir tutarını maksimum yapmak olmaktadır. Artık gelir ise, yatırım merkezinin elde ettiği kârın, söz konusu yatırım merkezinin faaliyet varlıkları üzerinden istenen minimum getiri oranını çarpmakla elde edilen tutarı aşması hâlinde ortaya çıkmaktadır.

Artık gelir yönteminde amaç, artık gelirin maksimize edilmesi olurken, YGO yönteminde amaç, YGO’nun maksimize edilmesi olduğundan, işletmeyi bir bütün olarak düşündüğümüzde bazen işletmenin toplam kârını arttırabilecek ek alternatif kararında, sırf YGO’sunu azaltıyor olması nedeniyle ilgili yatırım merkezi yöneticisinin ek yatırımı kabul etmemesi söz konusu olabilmektedir.

Artık gelir yönteminin dezavantajı, bu yöntemin farklı büyüklükteki bölümlerin karşılaştırılması sırasında ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki, sadece artık gelir tutarlarına bakılarak farklı büyüklükteki bölümlerin başarıları tespit edilmek istendiğinde diğerine göre kat kat fazla faaliyet varlığı kullanılarak küçük bölümün elde ettiği artık kârdan biraz daha fazla artık kâr elde etmiş olan büyük bölüm başarılıymış gibi görülebilir.

Ekonomik Katma Değer (EVA)

EVA, çalışma sistemi olarak artık gelir yöntemine benzerdir. EVA’nın artık gelirden farkı sadece kârı ve sermayeyi hesaplama şeklinden kaynaklanmaktadır.

Ekonomik katma değer, kısaca bir işletmenin vergi sonrası faaliyet kârından, toplam varlıklarının cari borçlarını aşan kısmının ağırlıklı ortalama sermaye maliyetiyle (AOSM) çarpımı tutarının çıkarılmasıyla elde edilmektedir.

EVA = Vergi Sonrası Faaliyet Kârı – [Ağırlıklı Ortalama Sermaye Maliyeti × (Toplam Varlıklar – Döner Borçlar)]

Bu yöntemde, bir taraftan döneme ait başarı ölçümü yapılırken aynı zamanda formülde yer alan ağırlıklı ortalama sermaye maliyeti nedeniyle de piyasa beklentilerine göre elde edilecek başarı değerinin düzeltilmiş olması olanağı elde edilmektedir. EVA’da AOSM’nin kullanılıyor olması bu yöntemin geleneksel başarı ölçüm yöntemlerine göre üstünlüğünü sağlamaktadır.

Formülde yer alan ağırlıklı ortalama sermaye maliyeti, her bir sermaye kaynağının (öz kaynak ya da yabancı kaynak) toplam kaynaklara oranları ile kendi maliyetlerinin çarpımlarının toplamları olurken toplam varlıkların cari borçları aşan kısmı ise şu şekilde hesaplanacaktır.

Toplam Varlıklar – Döner Borçlar = Duran Varlıklar +

Döner Varlıklar – Döner Borçlar ya da

Toplam Varlıklar – Döner Borçlar = Duran Varlıklar +

Çalışma Sermayesi

şeklinde gösterilebilir.

Muhasebe düzeltmeleri sonucunda; düzeltilmiş EVA, biçimlendirilmiş EVA ve gerçek EVA değerlerine ulaşılacaktır.

Satışların Getiri Oranı

Satışların getiri oranı, yatırımın getiri oranı formülünün bir parçasını oluşturmakta olup, faaliyet kârının satışlara bölünmesiyle hesaplanan bir finansal başarı ölçümü aracıdır.

Dengeli Ölçüm Kartı Tekniği

Bir işletme organizasyonu içinde performans ölçüm sisteminin yapılandırılması sırasında;

  • İçsel ve dışsal faktörlerin tanımlanması
  • Kritik başarı faktörlerinin belirlenmesi
  • Her bir kritik başarı faktörüyle ilgili performans ölçülerinin ve hedeflerinin (standartlarının) belirlenmesi
  • Belirlenen performans hedeflerinin organizasyonun tüm düzeylerine sorumluluklarıyla ilişkili olarak yayılması
  • Elde edilen sonuçların ölçülmesi ve raporlanması şeklinde sıralayabileceğimiz temel adımların izlenmesi gerekecektir.

Bir kurumun başarısında, rakiplerin ve çevrenin koşullarına uygun olarak geliştirilmiş özgün stratejisinin belirlenmesi ve bu stratejinin etkinlikle uygulanması şüphesiz son derece önemli olacaktır.

Yapılan bir araştırma, şirket performans göstergeleriyle ilgili anahtar faktörlerin en az aşağıda gösterildiği gibi dört boyutta dengeli olarak ortaya konulması gerektiğini vurguluyor.

  • Finansal boyut
  • Müşteri boyutu
  • Verimlilik boyutu
  • Öğrenme ve gelişme boyutu

Transfer Fiyatlaması

Bir işletmenin değişik kısım ya da bölümlerinin değerlendirilebilmesi için gerekli veriler elde edilebilirse transfer fiyatlarını belirlemede kullanılacak genelde dört yaklaşım vardır. Bunlar;

  • Maliyete dayalı transfer fiyatının belirlenmesi
  • Pazar fiyatına dayalı transfer fiyatının belirlenmesi
  • Pazarlık usulüne dayalı transfer fiyatının belirlenmesi
  • İkili transfer fiyatının belirlenmesi olmaktadır.

Maliyete Dayalı Transfer Fiyatının Belirlenmesi

Bu yöntemde bölümler arasındaki transferler, mal ya da hizmetlerin transfer anına kadar oluşan maliyetleri üzerinden yapılmaktadır.

Pazar Fiyatına Dayalı Transfer Fiyatının Belirlenmesi

İşletmenin bölümleri arasındaki mal ya da hizmetlerin transferleri pazar fiyatına göre yapıldığı takdirde, sadece nihai bölüm değil, daha önceki bölümler de kâr merkezi haline geleceklerinden, her bölümün yöneticisinin başarısını ölçmede faaliyet sonucunda oluşan maliyetlerle söz konusu faaliyetleri gerçekleştirmek için kullandıkları faaliyet varlıkları ve elde ettikleri kâr arasındaki ilişkilere dayalı olarak ölçümünün yapılabilmesi mümkün olacaktır. Aynı zamanda bu yaklaşım, yöneticilere transferlerin hangi fiyat sınırları içinde işletme içinde yapılması gerektiği konusunda da önemli bilgiler vermektedir.

Transfer Fiyatı = Birim Değişken Maliyet + İşletme Dışına Satışlar Üzerinden Kaybedilen Katkı Payı

Bu formül bize transfer fiyatının, en azından transfer edilen mal ya da hizmetlerin birim değişken maliyetleri ile işletme dışına satışlardan vazgeçmenin sonucu olarak satıcı bölümün kaybettiği birim katkı payına eşit olması gerektiğini ifa etmektedir.

Pazarlık Usulüne Dayalı Transfer Fiyatının Belirlenmesi

Doğal olarak alıcı bölüm mümkün olduğu kadar Pazar fiyatının altında almaya gayret sarf ederken, satıcı bölüm de mümkün olduğu kadar pazar fiyatına yakın bir fiyattan satış yapmaya çalışacaktır. Çoğu durumlarda,

  • İşletme içinde satışlarda satış ve yönetim giderlerinin azaltılabilme olanağının olması,
  • Transferlere ilişkin birimlerin hacminin miktar iskontolarını sağlamak için yeterince büyük olması,
  • Satıcı bölümün atıl kapasiteye sahip olması,
  • Alıcı bölümce gereksinilen ara malının işletme dışından herhangi bir kaynaktan temin edilmemesi ya da edilmesinin sakıncalı olması vb. durumlarda değişken maliyet alt sınırı ve Pazar fiyatı üst sınırı olmak üzere bu aralık arasında pazarlığa dayalı yapılarak anlaşma, bir bütün olarak işletmenin menfaatine yönelik bir davranış olacaktır.

İkili Transfer Fiyatlaması

Özellikle işletme içi transfer olasılığının yüksek olduğu durumlarda, satıcı bölümün kâr ya da yatırım merkezi olarak değerlendirilmesi ve alıcı bölümün de kararlarına ışık tutacak maliyet verilerini sağlaması amacıyla, ikili transfer fiyatı kullanılabilmektedir. Özellikle bu yöntemde, satıcı bölüm yapay satış fiyatı üzerinden, alıcı bölüm ise değişken maliyet üzerinden transfer yaptığından, ikili transferler fiyatlaması adı verilmektedir.

Bu yöntemden elde edilen faydalar ise şu şekilde açıklanabilir;

  • Satıcı bölümün başarısı maliyet merkezi olarak değil, kâr ya da yatırım merkezi olarak ölçülür. Dolayısıyla satıcı bölüm olumlu yönde motive edilir.
  • Değişken maliyet uygulayan alıcı bölümün yöneticisi bu değişken maliyeti kararlarına ışık tutması açısından olumlu fayda sağlar.
  • Satıcı bölümde özellikle atıl kapasite olduğunda, değişken maliyet muhtemelen Pazar fiyatından düşük olacağından bu yöntem alıcı bölümün alışlarını işletme içinden yapmasını teşvik edecektir.

Vergi Uygulaması Açısından Transfer Fiyatlaması

Türk Vergi Sistemi’nde, işletme bünyesinde oluşan kazancın vergilendirilmeden ortaklara dağıtılması şeklinde ifade edilen “örtülü kazanç dağıtımı”nın engellenmesine yönelik önlemler mevcuttur.

Transfer Fiyatlandırması Uygulaması Kapsamına Giren Mükellefler ve İşlemler

Türkiye’de tam ve dar mükellef gerçek kişi ve kurumların tamamı, transfer fiyatlandırması uygulamasının kapsamında değerlendirilmektedir.

Alım, satım, imalat ve inşaat, kiralama ve kiraya verme, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren diğer işlemler her şekilde mal veya hizmet alımı ya da satımı olarak dikkate alınacaktır. Ayrıca bir gayri maddi varlığın/hakkın satışı ya da lisanslanması işlemleri de mal veya hizmet alım ya da satımı kapsamında değerlendirilmektedir.

Transfer Fiyatlandırmasında İlişkili Kişi

Kurum açısından ilişkili kişi;

  • Kurumların kendi ortaklarını,
  • Kurumların ya da ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi ya da kurumlar,
  • Kurumların ya da ortaklarının idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan ya da dolaylı olarak bağlı bulunduğu gerçek kişi veya kurumları,
  • Kurumların ya da ortaklarının idaresi, denetimi ya da sermayesi bakımından nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi ya da kurumları,
  • Ortakların eşlerini,
  • Ortakların ya da eşlerinin üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dâhil yansoy hısımları ve kayın hısımlarını ifade etmektedir.
  • Gerçek kişi açısından ilişkili kişi;
  • Teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dâhil yansoy ve kayın hısımları ile,
  • Doğrudan ya da dolaylı ortağı bulunduğu şirketler,
  • Doğrudan ya da dolaylı ortağı bulunduğu şirketlerin ortakları,
  • Doğrudan ya da dolaylı ortağı bulunduğu şirketlerin idaresi, denetimi ya da sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketler, ilişkili kişi sayılacaktır.

Emsallere Uygunluk İlkesi

İlişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade etmektedir.

Emsallere uygun fiyat ya da bedele ulaşmak için öncelikle iç emsal karşılaştırmaya esas ölçü olarak alınacaktır.

İç emsal, mükellefin ilişkisiz kişilerle yaptığı işlemlerde kullandığı fiyat ya da bedeli, dış emsal ise ilişkisiz kişilerin kendi aralarında yaptıkları karşılaştırılabilir nitelikteki işlemlerde kullandığı fiyat ya da bedeli ifade etmektedir.

Emsallere uygun fiyat ya da bedele ulaşmak için “karşılaştırılabilirlik analizi” yapılmaktadır. Karşılaştırılabilirlik analizi, kontrol altındaki işlemler ile kontrol dışı işlemlerin, karşılaştırılabilir olmasını ifade etmektedir. Kontrol altındaki işlem, birbirleriyle ilişkili olan kişiler arasındaki işlemleri, kontrol dışı işlem ise birbirleriyle herhangi bir şekilde ilişkisi bulunmayan kişiler arasındaki işlemleri kapsamaktadır. Kontrol altındaki işlemler ile kontrol dışı işlemler karşılaştırılırken dikkate alınması gereken unsurlar aşağıdaki gibidir:

  • Mal veya hizmetlerin nitelikleri,
  • İşlev analizi,
  • Ekonomik koşullar,
  • İş stratejileri.

Emsallere uygunluk ilkesi açısından en güvenilir sonuç, karşılaştırmalar sonucunda ulaşılan tek bir fiyat veya bedeldir.

Emsal Fiyatın Tespitinde Kullanılabilecek Yöntemler

Emsal fiyatın tespitinde kullanılabilecek yöntemler, iki ayrı sınıflandırmaya tabi tutulmuş olup bunlar; Geleneksel İşlem Yöntemleri ve İşleme Dayalı Kâr Yöntemleri olmaktadır.

Geleneksel İşlem Yöntemleri: Emsallere uygun fiyata, öncelikle geleneksel işlem yöntemleri kullanılarak ulaşılmaya çalışılacaktır. Bu yöntemler:

Karşılaştırılabilir Fiyat Yöntemi: Bir mükellefin uygulayacağı emsallere uygun satış fiyatının, karşılaştırılabilir mal veya hizmet alım ya da satımında bulunan ve aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilerin birbirleriyle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı piyasa fiyatı ile karşılaştırılarak tespit edilmesini ifade etmektedir.

Maliyet Artı Yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, ilgili mal veya hizmet maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle hesaplanmasını ifade eder.

Yeniden Satış Fiyatı Yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, işlem konusu mal veya hizmetlerin aralarında herhangi bir ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilere yeniden satılması halinde uygulanacak fiyattan, makul bir brüt satış kârı düşülerek hesaplanmasını ifade etmektedir.

İşleme Dayalı Kâr Yöntemleri: Emsallere uygun fiyata, geleneksel işlem yöntemleri kullanılarak ulaşılamıyor ise, işleme dayalı kâr yöntemleri ele alınır. Bu yöntemler:

Kâr Bölüşüm Yöntemi: İlişkili kişilerin bir veya daha fazla sayıdaki kontrol altındaki işlemlere ilişkin toplam faaliyet kârı ya da zararının, üstlendikleri işlevler ve yüklendikleri riskler nispetinde ilişkili kişiler arasında emsallere uygun olarak bölüştürülmesini esas almaktadır.

İşleme Dayalı Net Kâr Marjı Yöntemi: Mükellefin kontrol altındaki bir işlemden maliyetler, satışlar veya varlıklar gibi ilgili ve uygun bir temele dayanarak, tespit ettiği net kâr marjının incelenmesini esas almaktadır.

Transfer Fiyatlandırması Kapsamında İstenecek Belgeler

Transfer fiyatlandırması kapsamında istenecek belgeler temelde, Yıllık Belgelendirme ve Peşin Fiyatlandırma Anlaşmasına İlişkin Belgelendirme olmak üzere ikiye ayrılmaktadır:

Yıllık Belgelendirme: Yıllık belgelendirme kapsamında belgeler ise kendi arasında üç başlık altında ele alınmaktadır:

  • Transfer Fiyatlandırması, Kontrol Edilen Yabancı Kurum ve Örtülü Sermayeye İlişkin Form
  • Yıllık Transfer Fiyatlandırması Raporu
  • İdare Tarafından Talep Edildiğinde İbraz Edilecek Belgeler

Peşin Fiyatlandırma Anlaşmaları: Peşin Fiyatlandırma Anlaşması (PFA); ilişkili kişilerle yapılan işlemlere ilişkin transfer fiyatlandırmasının tespit edilmesinde, belli bir süre için uygulanacak yöntemin, mükellef ile Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından anlaşılarak belirlenmesini ifade etmektedir. Bu anlaşmaların temel amacı, mükelleflerin ilişkili kişilerle yapacakları mal veya hizmet alım ya da satımında uygulayacakları transfer fiyatlandırmasına ilişkin olarak, karşılaşılabilecek olası vergi ihtilaflarının önüne geçmektir.

Peşin fiyatlandırma anlaşmasının kapsamına kurumlar vergisi mükellefleri girmektedir.

Hazine zararı, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat ve bedeller nedeniyle kurum ve ilişkili kişiler adına tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü vergi toplamının eksik veya geç tahakkuk ettirilmesini ifade etmektedir.

Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımının tespit edilmesi durumunda, örtülü kazanç dağıtan gelir/kurumlar vergisi mükellefi adına Vergi Usul Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince cezalı tarhiyat yapılacaktır.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi