Vergi Yargılaması Hukuku Dersi 4. Ünite Özet
Vergi Yargılaması Usülü-Iı (Davanın Açılması Ve Sonuçları)
Genel Çerçeve
Hukuk devletinde, idarenin her tür eylem ve işleminin yargısal denetimi yapılarak hukuka uygunluğun sağlanması gerekir. Böylece idarenin hukuka uyması sağlanır ve kişilerin temel hak ve hürriyetleri hayata geçirilir.
Vergilendirme işlemlerinin yargısal denetiminin yapılarak hukuka uygunluğunun sağlanması, ilgili işlem hakkında dava açılmış olmasına bağlıdır. Bu davalar, kanunun belirttiği süre içerisinde, kanunun belirttiği şartları taşıyan bir dilekçeyle açılır.
Dava Dilekçesi
Yargı organları dava açılmış olmadıkça bir uyuşmazlığı kendiliklerinden dava haline getirip çözümleyemezler. Bu sebeple bir dilekçe ile davanın açılması ve sürecin başlatılması gerekir.
Vergi uyuşmazlıklarına ilişkin davalar Danıştay ya da vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılır.
Vergi mahkemelerinde açılacak davalara ilişkin dilekçelerde;
- Tarafların/vekillerinin/temsilcilerinin ad ve soyadları, adresleri Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının,
- Davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin,
- Davaya konu olan idarî işlemin, yazılı bildirim tarihinin,
- Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarda uyuşmazlık konusu miktarın,
- Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarasının, gösterilmesi gerekir.
Vergi davası, yetkili mahkemeye açılır. Yetkili mahkeme, dava konusu işlemi tesis eden vergi dairesinin bulunduğu yer mahkemesidir.
Dilekçelerin Verileceği Yerler
- Dilekçeler ve savunmalar ile davalara ilişkin her türlü evrak,
- Danıştay veya ait olduğu mahkeme başkanlıklarına veya
- Bunlara gönderilmek üzere vergi ve/ya da idare mahkemesi başkanlıklarına,
- Vergi ve/ya da idare mahkemesi bulunmayan yerlerde büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde kalıp kalmadığına bakılmaksızın asliye hukuk hâkimliklerine veya
- Yabancı ülkelerde Türk Konsolosluklarına verilebilir.
Tek Dilekçe İle Dava Açılabilecek Hâller
Kural olarak herkes, her işlem için ayrı dava açarak o olaya uyuşmazlığın giderilmesini ister. Ancak bazı hâllerde birden çok işleme karşı ya da birden çok kişi tek dilekçe ile dava açabilir.
Birden Çok İşleme Karşı Tek Dilekçe ile Dava Açılması: Dava konusu olacak işlemler arasında maddî veya hukukî yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi varsa; işlemler hakkında açılacak davada aynı mahkemenin görevliyse; işlemlere karşı açılacak davada süre yönünden uygunluk bulunuyorsa; davalı yönünden uygunluk bulunursa birden çok işleme karşı tek dilekçe ile dava açılabilir.
İdarî işlemler arasında maddî yönden bağlılık, idarî işlemin aynı maddî ya da hukukî olay sebebiyle yapılmış olmasıdır. İdarî işlemler arasında hukukî yönden bağlılık ise, hukukî düzenlemelerin aynı maddî ya da hukukî olay sebebiyle birden fazla idarî işlem yapılmasını gerektirmesi ile bu idarî işlemlerin dava konusu edilmeleri hâlinde bunların yargısal denetimlerinin aynı yargı organının görevine girmesi gerektiğini ifade etmektedir.
Dava konusu edilen iki vergilendirme işlemi arasında sebep-sonuç ilişkisinin bulunması, işlemlerden birinin konu unsurunun diğerinin sebep unsurunu oluşturması demektir.
Birlikte Dava Açılması: Bazen de birden fazla kişinin, müşterek dilekçe ile aynı idarî işlem ya da eyleme karşı birlikte dava açabilmesi gerekir. Bunun için davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan olay veya hukukî nedenlerin aynı olması gerekir. Hak veya menfaatte iştirak bulunması, idarî işlem veya eylemlerle ihlâl edilen hak veya menfaatin, birden çok vergi ödevlisinin ortak hakkı veya menfaati olması demektir.
Birlikte dava açanlar, birlikte hareket etmek ve kural olarak ortak adres göstermek zorundadır. Uyuşmazlık konusu hakkında verilen karar, müşterek dilekçe ile dava açanların hepsi için geçerlidir.
Dilekçe Hakkında Uygulanacak İşlemler
Dava dilekçesi almaya yetkili makamlara iletilen dilekçeler, ilgili deftere kaydedilerek, kayıt tarih ve sayısı alır ve dava bu kaydın yapıldığı tarihte açılmış sayılır.
Harç veya posta ücretlerinin eksik olmasına rağmen, dilekçe deftere kaydedilmişse, dava yine de dava açılmış sayılır. Bu halde durum ilgilisine otuz gün içinde tebliğ edilir. Gereği süresi içinde yerine getirilmezse, aynı tebliğ bir kere daha yapılır ve yine sonuca ulaşılamazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
Dava Açma Süresi
Dava Açma Süresi Kavramı
Dava açma süresi, bir uyuşmazlığın yargı organına intikal ettirilebilmesi için kabul edilmiş olan belirli zaman dilimidir. Özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, vergi mahkemelerinde dava açma süresi otuz gündür. Bu süre, genel dava açma süresidir.
Dava Açma Sürelerinin Hukukî Niteliği
Vergilendirme işlemlerine karşı dava açabilmenin süreye bağlanmasının kural olarak iki nedeni vardır. Bunlardan biri, yönetilenlere haklarında düzenlenmiş olan vergilendirme işleminin hukuka uygun olup olmadığını, dava konusu yapmanın gerekip gerekmediğini düşünme ve inceleme imkânı vermek; diğeri de idarenin işlemlerinde istikrarı (süreklilik ve kararlılığı) sağlamaktır. Vergi yargılaması hukukunda kamu yararı amacı güçlüdür.
Öğreti ve Danıştay ağırlıklı olarak, dava açma sürelerinin hak düşürücü süre olduğunu kabul etmektedir. Hak düşürücü süre; öngörülen süre içinde hakkın kullanılmaması durumunda hakkın sona ermesine neden olan süredir.
Dava açma süresi niteliği şu özellikleri taşır:
- Dava açma süresi önceden belirlenmiş zaman dilimleridir.
- Dava açma süresine uyulmaması vergi yargısı organlarının harekete geçmesini engellemektedir.
- Dava açma sürelerine uygunluk yarı organlarınca re’sen göz önünde bulundurulur.
- Dava açma sürelerinin kanunlarda belirtilen hallerde durması veya davanın usulüne uygun olarak açılabilmesi için ek süre verilmesi mümkündür.
Sürelerin Hesaplanması
Vergi yargılaması hukukunda yer alan sürelerin hesaplanmasında yararlanılan kurallar, yalnızca dava açma süresi ile ilgili değildir. Diğer süreleri de kapsar:
- Süreler, tebliğ, yayın veya ilân tarihini izleyen günden (itibaren) işlemeye başlar.
- Tatil günleri süreye dâhildir. Sürenin son gününün tatil gününe rastlaması durumunda, süre tatili izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar.
- Sürelerin sona ermesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa süre ara vermenin bittiği günü izleyen tarihten itibaren (günden başlayarak) 7 gün uzamış sayılır.
- Hafta olarak belirtilmesi durumunda süre, bildirimin yapıldığı güne, son haftada rastlayan günün çalışma saatinin sonunda tamamlanır.
- Ay olarak belirtilen süre, bildirimin yapıldığı güne, son ayda rastlayan günün çalışma saatinin; sürenin bittiği ayda, başladığı güne tekabül eden bir gün yoksa o ayın son günü çalışma saatinin sonunda sona ermektedir.
- Yıl olarak belirtilen sürelerde de aynı yöntem uygulanır.
Dava Açma Süresinin Başlangıcı
Dava açma süresi; yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlar. Dava açma süresinin başlayabilmesi, yazılı bildirimin şekil ve usul şartlarına uygun ve tam olarak yapılmış olmasına bağlıdır. İdari yargılama Usulü Kanunu’na göre dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay ve idare mahkemelerinde 60 ve vergi mahkemelerinde 30 gündür (İYUK M.7/1).
Yazılı Bildirim Halinde Süre Başlangıcı, dava açma süresi yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlar.
İlân Yolu İle Yapılan Bildirimlerde Sürenin Başlangıcı, konusunda son ilân tarihini izleyen günden itibaren on beş gün sonra işlemeye başlar.
Düzenleyici İşlemlerde Sürenin Başlangıcı, ilan gerektiren işlemlerde, ilan tarihini izleyen günden başlamaktadır. Düzenleyici işlemin yayınlanmasını izleyen günden başlayarak altmış günlük süre geçtikten sonra, düzenleyici işlemin tamamının ya da bazı hükümlerinin iptali için açılan dava süre aşımı yönünden reddedilir.
İdari Makamların Sükutu Halinde Sürenin Başlangıcı, İdareye yapılan başvurulara, idare en geç altmış gün içinde yazılı olarak cevap vermekle yükümlüdür. İdarenin bu süre içinde cevap vermemesi durumunda, olumsuz cevap verdiği; yani isteği reddettiği varsayılmaktadır. Böylece oluşan zımnî (üstü örtülü) red işlemi de idarî davaya konu olabilmektedir.
İdarenin Kesin Cevap Vermemesi; İdarenin kesin olmayan cevabı üzerine dava açma süresinin başlaması söz konusu değildir.
Cevap Bekleme Süresi; İdare yapılan başvuruya idarenin altmış gün içinde cevap vermesi gerekir.
“Zımni red” süresi geçtikten sonra cevap verilmesi; bazı durumlardan sonra dava açma süresi cevabın tebliği tarihinden itibaren yeniden işlemeye başlar.
Vergi Yargılaması Hukukunda Dava Açma Sürelerinin Başlangıcı
Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde, tahsilâtın yapıldığı gün sürenin başlangıç süresidir.
Tebliğ yapılan durumlarda veya tebliğ yerine geçen işlemlerde, tebliğin yapılmış sayıldığı gün, süreyi başlatır.
Kaynakta tevkif yoluyla alınan vergilerde, sürenin başlangıcı hak sahibine ödemenin yapıldığı gündür.
Vergi dairesinin takdir veya tadilat komisyonlarınca belirlenen matrahlara karşı dava açma süresi, kararın vergi dairesine verildiği tarihte başlar.
Özel Durumlar
Takdir komisyonlarının arsalara ve araziye ait asgari ölçüde değer tespitleriyle, bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri hakkındaki kararlarına karşı açılacak olan davalarda dava açma süresi on beş gündür.
Kendilerine ihtiyatî haciz uygulananlar, ihtiyatî haczin uygulanma; ihtiyatî haciz gıyapta uygulanmışsa, ihtiyatî haczin tebliği tarihini izleyen günden başlayarak onbeş gün içinde ihtiyatî haciz işlemine karşı dava açabilirler.
İhtiyatî tahakkuk işlemi üzerine ihtiyatî haciz uygulanması hâlinde, ihtiyati haczin tebliği tarihini izleyen günden başlayarak onbeş gün içinde, ihtiyatî haciz işlemine karşı, ihtiyatî haciz sebepleri ile ihtiyatî tahakkukun sebepleri ve miktarını konu alan bir dava açılabilir.
Kendisine ödeme emri tebliğ edilen kişi, böyle bir borcu olmadığı ya da kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddiası ile tebliğ tarihini izleyen günden başlayarak onbeş gün içinde dava açabilir.
Dava Açma Süresinin Durması
Durma, durma sebebinin ortaya çıkmasına kadar işlemiş sürenin, durma sebebinin ortadan kalkmasından sonra kaldığı yerden işlemeye devam etmesidir.
Üst Makamlara Başvurma
İdarî bir işleme karşı bir üst idarî makama yapılan başvuru, dava açma süresini durdurur. Buna göre, dava açma süresi içinde, üst idarî makama yapılan başvuru, dava açma süresini durdurur.
Kararı Almış/İşlemi Yapmış Olan Makama Yapılan Başvuru
Dava açma süresi içinde kararı almış olan makama yapılan başvurunun dava açma süresini durdurabilmesi için, bu makamın üstünde başka bir makamın bulunmaması gerekir.
Mücbir Sebeplerin Dava Açma Süresine Etkisi
Mücbir sebep; bir hakkın kullanılmasını, bir borcun ya da ödevin yerine getirilmesini engelleyen, önceden bilinmesi ve önlenmesi mümkün olmayan her türlü olaydır. Vergi yargılaması hukuku alanında bu konu düzenlenmemiş olduğundan, mücbir sebeplerin dava açma süresini durdurup durdurmayacağı tartışmalıdır. Danıştay’ın yerleşik içtihadı mücbir sebebin işlemekte olan dava açma süresini durdurmayacağı yönündedir.
Mali Tatilin Dava Açma Süresine Etkisi
Her yıl Temmuz ayının birinden yirmisine kadar mali tatildir. Vergi ile ilgili işlemlere ilişkin dava açma süreleri mali tatil süresince işlemez. Bu süreler mali tatilin bitiminden itibaren tekrar işlemeye başlar.
Ek Süre Verilmesi
Ek süre verilmesi, davacıya davasını usulüne uygun olarak açabilmesini sağlamak amacıyla dava açma süresine uyması şartıyla ve dava açma süresi uzunluğuna bağlı olmaksızın ayrı bir süre verilmesidir.
Görevli olmayan yerlere başvurulması ya da davanın usulüne uygun olmayan dilekçe ile açılması hâlinde, uzlaşma yoluna başvurulması; fakat uzlaşmanın vaki olmaması ya da temin edilememesi hâlinde, davacıya davasını usulüne uygun olarak açabilmesi için ek süre verilir.
Görevli Olmayan Terlere Başvurma
Danıştay’ın, idare mahkemelerinin veya vergi mahkemelerinin görevine giren davaların yanlışlıkla adlî ya da askerî yargıda açılması durumunda, doğal olarak bu yargı organlarının görevsizlik kararı vermeleri gerekmektedir.
Davanın Görevsiz Bir Mahkemede Açılması; davanın görevsiz mahkemede açılmış sayılması için, idarî yargının dışında yer alan bir mahkemede açılmış olması gerekmektedir. Bu mahkemeler, adlî ya da askerî yargı düzeni içinde yer alan mahkemelerdir.
Davanın Dava Süresi İçinde Açılmış Olması, davanın görevsiz mahkemede, görevli yargı organında dava açılması için kabul edilen süre içinde açılmış olması gerekir. Dava açma süresi otuz gün olan bir dava, görevsiz mahkemede de otuz gün içinde açılmış olmalıdır.
Mahkemenin Görevsizlik Kararı Vermesi; otuz günlük ek süreden yararlanma şartlarından biri de davanın açıldığı mahkemenin görevsizlik kararı vermesidir.
Vergi Davasının Otuz Gün İçinde Açılması; görevsizlik kararı üzerine davacının davasını vergi mahkemesinde otuz gün içinde açması gerekir. Görevsizlik kararı vermiş olan mahkemenin re’sen (kendiliğinden) ya da davacının talebi üzerine dava dosyasını Danıştay’a göndermesi veya davacının vergi mahkemesine başvurarak dava dosyasını görevsizlik kararı veren mahkemeden getirmesini istemesi, vergi yargısında otuz günlük süre içinde dava açma anlamına gelmemektedir.
Otuz Günlük Ek Sürenin Başlangıcı; Otuz günlük ek sürenin başlangıç tarihi, görevsizlik kararının kesinleşmesi tarihidir.
Usulüne Uygun Olmayan Dilekçe ile Dava Açılması
Usûlüne uygun olmadığı, yani kanuna uygunluk şartlarını taşımadığı için reddini gerektiren eksiklikler taşıyan dava dilekçesi ile dava açılması durumunda, davacıya davasını usûlüne uygun olarak açabilmesi için ek süre verilmektedir.
Dava Açmadan Uzlaşma Yoluna Başvurulması
Vergi ödevlisi, hakkında ikmalen, re’sen veya idarece vergi tarh edilmesi ve/ya da ceza kesilmesi hâlinde, ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren yetkili vergi mahkemesinde dava açabileceği gibi aynı süre içinde uzlaşma yoluna da başvurabilmektedir. Vergi ödevlisinin hem vergi mahkemesinde dava açıp hem de uzlaşma yoluna başvurması da mümkündür.
Avukatlık Kanunu’nun 42’nci Maddesi Gereğince Süre Verilmesi
Avukatlık Kanunu’nun 42’nci maddesine göre, bir avukatın ölmesi; meslekten veya işten çıkarılması; işten yasaklanması; geçici olarak iş yapamaz duruma gelmesi hâllerinde, Baro Başkanlığınca başka bir avukat görevlendirilmektedir.
Dava Açma Süresinin Sona Ermesinin Sonuçları
Vergi yargılaması hukukunda dava açma süresi, kamu düzenini ilgilendirdiğin-den davanın ön şartlarındandır. Vergi mahkemesi, süresinde açılan davalarda, kamu düzeni ile ilgili hususlar saklı kalmak üzere, ancak dava dilekçesinde ileri sürülen iddia ve talepleri dikkate alabilmektedir. Dava açma süresi geçtikten sonra, vergilendirme işlemleri kural olarak dava konusu yapılamazlar. Ancak, bu işlemlerin esas itibarıyla yargı kararları gibi kesin hüküm nitelikleri bulunmamaktadır.
Dava Açılmasının Sonuçları
Yürütmenin Dur(durul)ması
Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini kendiliğinden durdurmaktadır.
Vergi Davası Açılmasının Yürütmeyi Durdurması: Tahsil aşamasına ilişkin işlemlere karşı dava açılması, ihtirazî kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlere karşı dava açılması ve işlemden kaldırılan dosyaların işleme konulması hallerinde yürütme kendiliğinden durmaz.
Kanun Yolu Denetiminde Yürütmenin Durdurulması: Temyiz veya istinaf yoluna başvurulmuş olması, hâkim, mahkeme veya Danıştay kararlarının yürütülmesini durdurmamaktadır. Ancak, bu kararların teminat karşılığında yürütülmesinin durdurulmasına temyiz talebini incelemeye yetkili Danıştay dava dairesi, kurulu veya istinafı incelemeye yetkili bölge idare mahkemesi tarafından karar verilmesi mümkündür.
Yürütmenin Durdurulmasında Yöntem: Yürütmeyi durdurmanın, ilgili yargı organından yazılı olarak talep edilmesi gerekir. Yürütmenin durdurulması talebini içeren davalar öncelikle incelemeye alınır ve karara bağlanır.
Zamanaşımı Süresinin Kesilmesi
Maddî hukuk açısından vergi davasının açılmasının doğurduğu en önemli sonuç, zamanaşımını kesmesidir. Böylece dava konusu olan hakkın zamanaşımına uğraması önlenmiş olmaktadır. Zamanaşımının kesilmesiyle birlikte süre en baştan itibaren işlemeye başlamaktadır.
Derdestlik
Davanın derdest olması, dava açılmakla birlikte davanın görülmeye başlanması anlamına gelmektedir. Bir davanın derdest hâle gelmesiyle aynı konuda aynı nedenlere dayanarak ve aynı kişiler tarafından başka bir mahkemede dava açmak mümkün değildir. Aksi halde yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebilir.
İddia ve Savunmanın Sınırlandırılması
İddia ve savunmaların hep birlikte ve aynı anda beyan edilmesi, usul ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır.
İddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı, talep sonucunun genişletilmemesi, niteliğinin değiştirilememesi, tarafta değişiklik yapılamaması ve dava sebebinin genişletilememesi veya değiştirilememesi anlamına gelmektedir.
Savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı da cevap dilekçesinde belirtilen savunma nedenlerinin genişletilip değiştirilememesi anlamına gelir.
Hüküm Verme
Her mahkeme, anayasal bir yükümlülük olarak önüne gelen davaya bakmak ve uyuşmazlık hakkında karar vermekle yükümlüdür.
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 8 Gün önce comment 11 visibility 17821
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1158
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 614
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2739
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 905
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25570
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14504
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12507
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12498
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10421