Maliye Politikası Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
Maliye Politikası Ve Çevre Sorunları
Çevre kavramı nasıl açıklanabilir?
Bütün canlıların üzerinde yaşamlarını
sürdürdükleri dış ortama çevre denilmektedir. Canlı ve
cansızların kendiliğinden oluşan iş birliği ile yaşamları
çevre denen doğal dış ortamda gerçekleşmektedir.
Çevrenin taşıma kapasitesi ne anlama gelmektedir?
Çevrenin belli bir taşıma kapasitesi
bulunmaktadır. Çevrenin, ekonomik faaliyetlere bağlı
olarak ortaya çıkan atıkları kendiliğinden yok etmesi
gücüne taşıma kapasitesi denilebilir. Çevrenin kendi
kendini yenilemesi olarak da ifade edilen bu temel niteliği
ile uyumlu ekonomik faaliyetler olumsuz dışsallık
oluşturmamaktadır.
Çevre sorunları kavramını kısaca nasıl açıklanabilir?
Çevrenin geleneksel temel unsurları hava, su ve
topraktan oluşmaktadır. İnsanların türlü faaliyetleri
sonucunda çevrenin sahip olduğu bu değerli varlıkların
değişimi ile sorunlar ortaya çıkmaktadır. Çevre sorunları,
çevreyi oluşturan unsurların yapısında meydana gelen
olumsuz değişimler olarak tanımlanabilir.
Çevre sorunlarını oluşturan önemli faktörler nelerdir?
Çevre sorunlarını oluşturan önemli faktörler
arasında;
• Endüstrileşme,
• Kentleşme,
• Nüfus artışı ve hareketleri ile
• Doğanın yanlış ve aşırı kullanımı sayılabilir
Çevre kirliliği kavramı nasıl açıklanabilir?
Çeşitli faaliyetlere bağlı olarak oluşan katı, sıvı,
gaz, ses, görüntü ile hava, su ve toprağın kirlenmesi ya da
insanların yaşam kalitesinin olumsuz etkilenmesi çevre
kirliliği olarak ifade edilebilir.
Sanayi devriminin çevre sorunlarına olan etkileri nasıl
açıklanabilir?
Endüstrileşme ya da sanayileşme 18 ve 19.
yüzyıllarda önce İngiltere’de sonra da Avrupa’da ortaya
çıkmış en önemli ekonomik gelişmelerden biridir.
Sanayileşme ile birlikte kitlesel üretimin yaygınlaşması,
ticaret hacminin artması, tarıma dayalı üretim tarzının
giderek terk edilmesi, tarım kesiminde çalışanların sanayi
sektöründe istihdam edilebilmesi amacıyla şehirlere göçün
yaygınlaşmasını beraberinde getirmiştir. Şehirlere gelen
nüfusun beslenmesi, barınması için de kentleşme sorunları
ortaya çıkmıştır. Tarım sektöründe istihdam azalmış,
sanayi tesislerinin yaygınlığına bağlı olarak da istihdam
yaygınlaşmıştır.
Sanayi sektöründe üretime bağlı olarak ortaya çıkan
atıklar serbestçe doğal alanlara bırakılmış, onların
insanlara, diğer canlılara ve çevreye etkileri
düşünülmemiştir. Açılan her yeni fabrika dumanı çevreyi
kirletmekte, ulaşım için taşıtların kullanılması çevreyi
etkilemektedir. Bu nedenle kentleşme ve sanayileşme
süreci ile paralel olmak üzere çevre sorunları da hızla
artmıştır. Sanayileşme gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan
ülkelere de yayılmakta ve bu tür ülkeleri de çevre
sorunları etkilemeye başlamış bulunmaktadır. Ortaya
çıkan çevre sorunlarının insanların sağlığını etkilediği
anlaşıldığında ise ülkeler çeşitli önlemleri alma yoluna
gitmişlerdir.
Kentleşmenin çevre sorunlarına olan etkisi nasıl
açıklanabilir?
Tarıma dayalı üretim tarzından Sanayi Devrimi
ile birlikte göçlerin etkisi ile sanayi merkezlerine gelen
nüfusun yerleşim ihtiyacı ortaya çıkmış ve kentlerin inşası
sürecinde çevreye verilen zararlar göz ardı edilmiştir.
Çünkü öncelik, konutların yapılarak işçi sınıfının barınma
ihtiyacının karşılanması ve onların fabrikalarda uzun
saatler çalışmalarını temin etmekti. Bu süreçte
gecekondular, plansız yapılar, altyapı sorunları ortaya
çıkmıştır. Ancak, kırsal kesimden kentlere doğru
yoğunlaşan göçlere bağlı olarak planlı, altyapısı
tamamlanmış kentleşmenin gerçekleştirilememesi çevre
sorunlarının oluşumunu hızlandırmıştır.
Nüfus artışı ve hareketlerinin çevre sorunlarına olan
etkisi nasıl açıklanabilir?
Hızlı nüfus artışı ve nüfus hareketleri ya da
göçler de çevre sorunlarının artmasına neden olan
faktörlerden birisidir. Artan nüfus mal ve hizmetlere olan
talebi artırmaktadır. Artan talebi karşılamak daha fazla
üretmekle mümkün olmakta, ancak, artan üretim çevreye
daha fazla kirlilik olarak dönmektedir. Göçler de göç alan
bölgelerin yoğunluğuna bağlı olarak çevre sorunlarını
etkileyen unsurlardan birini oluşturmaktadır. Göç veren
bölgelerde talep azalırken göç alan bölgelerde talep
artmaktadır. Böylece, artan nüfusu beslemek üzere daha
fazla tarımsal ürünlere ihtiyaç duyulmakta, yeni tarım
alanları oluşturulmakta buna bağlı olarak ise orman
alanları azalmaktadır. Ayrıca, göç ile birlikte kentlerde
sağlıksız, plansız konutların sayısı artmakta,
gecekondulaşma önemli bir sorun oluşturmaktadır.
Doğanın aşırı ve yanlış kullanımının çevre sorunlarına
olan etkisi nasıl açıklanabilir?
Doğal kaynakların değerlendirilmesi sürecinde de
çevre sorunları ortaya çıkmaktadır. Bilim ve tekniğin
ilerlemesi, artan mal ve hizmet talebi, yeni icatlar ile birlikte
yeryüzündeki kaynakların yanında yer altı kaynaklarına da
yönelim başlamıştır. Yer altındaki kıymetli madenlerin,
rezervlerin araştırılması, bulunması, bunların çıkarılması,
üretim süreçlerinden geçirilerek insanların hizmetine
sunulması aşamalarında ortaya çıkan atıklar, gazlar ise
çevre kirliliğinin önemli kaynaklarını oluşturmaktadır.
Çevre sorunları kısaca nasıl açıklanabilir?
Sanayileşme, kentleşme, göç, nüfus artışı, doğal
varlıkların yanlış kullanımı ve diğer nedenlere bağlı olarak çok çeşitli çevre sorunları ortaya çıkmaktadır. Çevre bütün
insanlar için ortak bir varlıktır. Bu nedenle, çevrenin
etkilenmesi, türüne de bağlı olarak yerelden küresel
düzeye doğru sınırları aşan sorunlar oluşturmaktadır.
Önemli görülen başlıca çevre sorunları şöyle sıralanabilir:
• Hava Kirliliği,
• Su Kirliliği,
• Toprak Kirliliği ve
• Diğer Kirlilikler.
Hava kirliliği kısaca nasıl açıklanabilir?
Hava bir çevresel değer olup saf kamu malı
olarak kabul edilmektedir. Bilindiği gibi hava, atmosferi
meydana getiren gazlardan oluşmaktadır. Hava bütün
canlıların yaşam kaynağıdır. Bu nedenle havanın
niteliğinin değişimine izin verilmemesi gerekir. Havanın
niteliğinin bozulması, kaynağı belli olan ve olmayan
(hareketli) kirleticilerin havaya karışımı ile oluşmaktadır.
Havaya karışan kirletici unsurlar ile birlikte onların
atmosferde geçirdikleri çeşitli kimyasal tepkimeler
havanın niteliğini etkilemektedir. Kirleticilerin yoğunluğu
belli bir düzeyi atığında ise canlılara zarar verici hâle
gelmektedir. Diğer bir deyişle hava kirliliği, atmosferde
oluşan toz, gaz, duman, su buharı, koku gibi kirleticilerin
insanlara ve diğer canlılara zarar verici hâle gelmesidir
Su kirliliği kısaca nasıl açıklanabilir?
Su hayatın ana kaynağıdır. Suyun olmadığı yerde
hayatın devamı mümkün değildir. Su sorunu, suyun
kirlenmesi, temiz içme suyu kaynaklarının giderek
azalması ve kirlenmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Diğer
çevre sorunlarının etkisi ile su kaynakları giderek
azalmaktadır. Bu durum bütün canlıları ilgilendiren temel
bir sorun olarak görülmektedir. Okyanusların, denizlerin,
göller ve kara sularının temiz tutulması ya da kirlilik
düzeylerinin belli bir değeri aşmaması için önlemlerin
ulusal ve uluslararası düzeyde alınması gereklidir. Su
kirliliği, su kaynaklarının kullanılmasını bozacak veya
zarar verme derecesinde kalitesini düşürecek biçimde
içinde organik, inorganik, radyoaktif veya biyolojik
herhangi bir maddenin bulunmasıdır. Su kirliliği, su
kaynaklarının bulunduğu bütün alanlar için geçerli olan bir
sorundur.
Toprak kirliliği kısaca nasıl açıklanabilir?
Toprak temel çevre değerlerindendir ve canlı
doğal kaynakların varlığını sürdürebilmesi için hava ve su
ile birlikte vazgeçilmez, cansız doğal bir kaynaktır.
Toprak her şeyden önce bir üretim faktörüdür. Toprağın
doğal fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için niteliğinin
bozulmaması ya da kirletilmemesi gerekir. İnsanların türlü
faaliyetleri ile toprağın kirlenmesi giderek
yaygınlaşmaktadır. Toprak kirliliği, insanların
faaliyetlerine bağlı olarak toprağın fiziksel, kimyasal,
biyolojik ve jeolojik yapısının bozulması olarak ifade
edilebilir.
Toprak nasıl kirletilmektedir ve etkileri nelerdir?
Toprak, yanlış tarımsal teknikler, usulüne uygun
olmayan gübre ve ilaçlamalar, sanayi atıkları, evsel
atıklar, zehirli ve tıbbi atıklar yolu ile kirlenmektedir.
Erozyon ile de toprak kirliliği oluşmaktadır. Toprağın kirlenmesi ile tarımsal faaliyetler için gerekli
alanlar azalmaktadır. Azalan alanlar da kirliliğe maruz
kalmaya devam etmektedir. Toprağın kirliliği ile üretilen
tarım ürünlerinin niteliği de değişmektedir. Özellikle tarım
ilaçlarının toprağa karışarak gıdalar, su ve besin zinciri
sonucu insanların sağlıklarını etkilemesi, üzerinde
düşünülmesi gereken en önemli faktörlerdendir.
Diğer kirlilikler kısaca nasıl açıklanabilir?
Çevre sorunlarını oluşturan hava, su ve toprak
kirliliğinin dışında diğer çeşitli kirlilikler arasında;
• Görüntü ve gürültü kirliliği,
• Katı atıklardan kaynaklanan kirlilikler,
• Tehlikeli ve zehirli atıklar,
• Radyoaktif kirlilik,
• Biyolojik çeşitliliğin azalması da vardır.
Bu tür kirlilikler sosyal hayatın kalitesini etkilemektedir.
Diğer kirliliklerin başlıca etkileri nelerdir?
Diğer kirliliklerin başlıca etkileri şöyle
özetlenebilir:
• Gürültü kirliliği, çalışma ortamında süreklilik
oluşturduğunda işitme kayıplarına yol
açmaktadır. Yoğun trafik, gürültünün en önemli
kaynağını teşkil etmektedir.
• Ekonomik gelişmeye koşut olarak bir yönü ile
planlı, düzenli yapılaşma ile görüntü iyileşirken,
diğer taraftan plansız, düzensiz yapılaşma
sonucunda gözü rahatsız eden bir görüntü kirliliği
oluşmaktadır.
• Katı, tehlikeli ve zehirli atıklar ile radyoaktif
kirliliğe neden olan faktörler insan sağlığını
ilgilendiren kirlilik türleri olup bunların
kontrollerinin usulüne uygun ve ivedilikle
yapılması önem arz etmektedir.
• Biyolojik çeşitliliğin azalması ile ise doğal
dengenin ya da ekolojik sistemin bozulması
sorunu ortaya çıkmaktadır. İnsanlar öncelikle
bunun ciddi bir sorun olduğunu algılamalı ve
alınan önlemlere uygun hareket etmelidirler.
Görüntü kirliliğinin kaynaklarını neler
oluşturmaktadır?
Sanayileşme ile beraber, sanayi tesisleri, konut
alanları aynı bölgede yer almakta, dar sokaklar, yetersiz
otopark alanları, düzensiz alışveriş merkezleri, reklam
panoları, bakımsız yeşil alanlar ve parklar, evsel atıklar,
belediyelerin ve diğer ilgili kurumların bitmeyen bakım,
onarım, yenileme ve altyapı çalışmalarının oluşturduğu
görüntüler, görüntü kirliliğinin kaynaklarını
oluşturmaktadır.
Çevre sorunları ile mücadelenin önemi kısaca nasıl
açıklanabilir?
Çevre sorunları insanları, canlıları, doğal çevreyi,
cansız varlıkları, kültürel çevreyi değişik düzeylerde
etkilemekte, yaşam kalitesini bozmakta ve her geçen gün
bu durum artarak devam etmektedir. Çevrenin tahribata
uğramaması, kirliliğin önlenmesine bağlıdır. Bu nedenle,
çevreyi kirleten faaliyetlerin kontrolü, düzenlenmesi,
denetlenmesi ile sürdürülebilir bir çevre politikası gerekli
görülmektedir.
Ekonomik büyüme ve kalkınma politikaları sürdürülebilir
bir çevre politikası ile ancak anlamlı ve olumlu sonuç
doğurur. Üretim, tüketim, sanayileşme, tarımsal faaliyetler
ve diğer pek çok faaliyet gerçekleştirilirken çevreyi tahrip
etmeyecek standartlar geliştirerek bunlara uymak ya da
mümkün olan en düşük düzeyde çevre sorunlarına yol
açacak politikalar geliştirmek gerekmektedir.
Negatif dışsallık kısaca nasıl açıklanabilir?
Negatif dışsallık, bir ekonomik birimin
faaliyetinin başka ekonomik birimleri, fiyat sistemi
dışında olumsuz etkilemesi olarak tanımlanabilir. Çevre
sorunlarını oluşturan faaliyetler birer negatif dışsallık
sorunudur. Negatif dışsallıkların varlığı ile piyasa
mekanizması etkin işlememekte, başarılı kaynak tahsisi
yapamamaktadır. Negatif dışsallık, bir üreticinin üretim
maliyetinin bir kısmını topluma yaymaktadır.
Çevre sorunları çözümü için nasıl bir çevre
politikasına ihtiyaç duyulmaktadır?
Çevre sorunları bütün canlıları ilgilendiren,
onların yaşamlarını olumsuz etkileyen sorunlar
olduğundan, çevre sorunlarını kontrol etmek, etkilerini en
az düzeye indirmek, artışını önlemek üzere yaşanabilir ve
sürdürülebilir bir çevre politikasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Çevre sorunlarının yaygınlaşması nedeniyle başlatılan
uluslararası ilk çalışmalar nelerdir?
Çevre sorunlarının yaygınlaşması nedeniyle 1972
yılında Stockholm’da ilk uluslararası çevre toplantısı
gerçekleştirilmiş ve toplantıda alınan kararla Birleşmiş
Milletler Çevre Programı (UNEP) oluşturulmuştur.
Konunun önemi üzerine 1983 yılında Birleşmiş Milletler
Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu kurulmuş ve
ülkelerin ekonomik kalkınma politikalarının oluşumunda
çevre hedeflerinin dikkate alınması ve sürdürülebilir
kalkınmanın sürdürülebilir çevre politikaları ile mümkün
olacağı ileri sürülmüştür.
Devletin çevre sorunlarını önlemede uygulayacağı
temel politika araçları nelerdir?
Devletin çevre sorunlarını önlemede
uygulayacağı temel iki politika aracı mevcuttur.
Bunlardan;
• Birisi piyasa mekanizmasının ikamesini sağlayan,
onun yerine yeni bazı önlemleri uygulamaya
koyan yasaklayıcı, miktar belirleyici yasal
düzenlemelerdir.
• İkincisi ise piyasa mekanizması içinde ekonomik
davranışları düzenleyen ve maliye politikasının
sağladığı vergi ve kamu harcama araçlarının
kullanılmasıdır.
Piyasa çözümleri olarak çevre sorunları ile başlıca
mücadele araçları nelerdir?
Piyasa çözümleri olarak çevre sorunları ile
başlıca mücadele araçları;
• Coase teorisi ve
• Sosyal kurumlardır.
Coase teorisi kısaca nasıl açıklanabilir?
Coase teorisi çevre sorunlarının piyasa
mekanizması içinde çözüme kavuşabileceğini ileri süren
bir görüş olarak ifade edilebilir. Coase teorisine göre, bir
faaliyeti yapan (üreten ve dolayısıyla çevreye zarar veren)
ve bu faaliyetten olumsuz etkilenen tarafların sayılarının
az olması ve pazarlık yapabilme maliyetlerinin ihmal
edilebilir düzeyde olması hâlinde tarafların bir araya
gelerek kamu müdahalesine gerek olmaksızın, etkin bir
çözüm oluşturabileceğini öngörmektedir. Coase teorisi
çevre sorunlarına yol açan kaynağı belirli, yerel düzeydeki
sorunlar için uygulanabilen sınırlı bir çözüm yoludur.
Sosyal kurumlar kısaca nasıl açıklanabilir?
Çevre sorunlarının oluşumunu engelleyen ya da
sınırlandıran piyasa çözümlerinden biri de sosyal kurumlar
olarak tanımlanan toplumun değer yargılarının
kullanılmasıdır. Ayıplama, hoş karşılamama, toplumsal ya
da mesleki veya sektörel baskılar sınırlı da olsa sonuç
verebilir. Sosyal kurumların çevre sorunlarını etkileme,
sınırlandırma gücü oldukça sınırlıdır. Tek başına sorunları
çözme potansiyeli taşımamaktadır. İradi bir politika olup,
zorlayıcı ya da yaptırımı olmadığından sınırlı düzeyde bir
araç olarak görülmektedir.
Çevre sorunları ile mücadelede kamu sektörünce
gerçekleştirilen düzenlemeler nelerdir?
Çevre sorunları ile mücadelede kamu sektörünce
gerçekleştirilen düzenlemeler bağlamında;
• Vergileme,
• Sübvansiyon,
• Pazarlanabilir kirletme hakları,
• Mülkiyet haklarının tesisi ve
• Yasal düzenlemeler yer almaktadır.
Çevre sorunları ile mücadelede vergileme, kısaca nasıl
açıklanabilir?
Vergi, kamu sektörünün kullandığı en güçlü
politika araçlarından biridir. Vergi, çevre sorunlarını
oluşturan firmaların üretim faaliyetlerini sınırlandırmak
üzere Pigou tarafından 1920’de önerilmiştir ve bir firmanın optimum ya da etkin üretim düzeyinde üretim
yapmasını sağlamaktadır
Çevre sorunları ile mücadelede sübvansiyon, kısaca
nasıl açıklanabilir?
Sübvansiyon politikası ile de vergiye benzer
sonuçlara ulaşılabilir. Sübvansiyon, firmaların belirli
davranışta bulunması ya da bulunmaması karşılığında
birim üretim üzerinden hesaplanan bedelin firmalara
ödenmesinden oluşmaktadır. Çevre sorunlarının pek
çoğunu sübvansiyon politikası ile çözüme ulaştırmak
mümkün olabilir. Çevre dostu olarak anılan yeni teknoloji
ürünlerini üretenlere teşvik olarak sübvansiyon verilmesi,
tüketicilere çeşitli vergi indirimleri ile sözü edilen
ürünlerin kullanımını yaygınlaştırma sağlanarak çevreyi
olumsuz etkileyen ürünlerin kullanımında azalma
sağlanabilir.
Çevre sorunları ile mücadelede pazarlanabilir
kirletme hakları, kısaca nasıl açıklanabilir?
Pazarlanabilir kirletme haklarının satılması çevre
sorunlarını sınırlandırmayı amaçlayan politika
alternatiflerinden birini oluşturmaktadır. Devlet, kirletme
haklarına bağlı olarak tahsil edeceği gelirleri kamu
hizmetlerinin finansmanında kullanabileceği gibi, çevre
politikalarının uygulanması ya da çevre temizliği ile
doğrudan ilgili olan hizmetlerin finansmanında da
kullanabilir
Çevre sorunları ile mücadelede mülkiyet haklarının
tesisi, kısaca nasıl açıklanabilir?
Çevre sorunlarının bazıları yerel nitelikteki
faaliyetlerden oluşan negatif dışsallıklardır. Bunların
etkileri de yerel düzeyde gerçekleşmektedir. Mülkiyet
haklarının tesisi ile de çevreye verilen zararlı faaliyetlerin
sınırlandırılması mümkün olabilir. Diğer bir deyişle
mülkiyet haklarının tesisi ile çevre sorunları ile mücadele
etmek söz konusu olabilmektedir. Ancak, bu çözüm
yolunun amaca hizmet edebilmesi için ilgili üretim
faaliyetleri ile kirletme düzeyinin ilişkisinin tespiti ve
hukuk düzeni tarafından mülkiyet haklarının tanınması
gerekmektedir.
Çevre sorunları ile mücadelede yasal düzenlemeler,
kısaca nasıl açıklanabilir?
Çevre sorunları ile mücadelede piyasa
mekanizmasının başarısızlığa uğramasına bağlı olarak
öncelikle ekonomik etkinlik açısından piyasa
başarısızlığını giderici ve piyasa mekanizmasının
işleyişine imkân veren politika araçlarının kullanılması
önde gelmektedir. Çevre kirletici faaliyetler üzerine
salınan vergiler, çevreyi kirleteni doğrudan vergileme ve
pazarlanabilir kirletme haklarının tesisi piyasa
mekanizması ile yürütülebilmektedir. Yasal düzenlemeler
ise genel olarak piyasa mekanizmasını ikame etmektedir.
Yasal düzenlemeler, çevre sorunlarına yol açan
faaliyetlerin standartlarını belirleyen, bu standartlara
uymayanları cezalandıran, çeşitli kirletme yasakları koyan
emir, yasak, sınırlama, izin, onay ve ruhsatlar, onay ve yol
gösterici kurallardan oluşmaktadır
Ülkemizde çevre ile ilgili ilk yasal gelişmeler, kısaca
nasıl açıklanabilir?
Ülkemizde çevre ile ilgili yasal gelişmelere
bakıldığında 1982 Anayasası’nın 56. maddesinde “herkes,
sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre
kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların asli
görevi” olduğu belirtilmiştir. 1983 yılında çıkarılan 2872
sayılı Çevre Kanunu ile çevre politikasına ilişkin belirli
ilkeler oluşturulmuştur. Anılan Kanun’un 3. maddesinde
çevrenin korunması, iyileştirilmesi ve kirliliğinin
önlenmesine ilişkin genel ilkeler belirlenmiştir. Bunlar
arasında;
• Sürdürülebilir kalkınma ve
• Kirleten öder ilkesi belirtilmiştir.
Ayrıca, çevre politikasının uygulanmasında uyulması
zorunlu standartlar ile vergi, harç, katılma payı,
yenilenebilir enerji kaynaklarının ve temiz teknolojilerin
teşviki, emisyon ücreti ve kirletme bedeli alınması, karbon
ticareti gibi piyasaya dayalı mekanizmalar ile ekonomik
araçlar ve teşviklerin kullanılacağı belirtilmiştir. Çevresel
etki değerlemesi ile de yeni yatırım projelerinin çevresel
boyutu proje aşamasında denetime tabi tutularak kirliliğin
oluşmadan önlenmesi amaçlanmıştır.
Kirleten öder ilkesi nedir?
Kirleten öder ilkesi; çevreye verilen zararların
giderilmesi ya da azaltılması için gerekli karşılığın
kirletenden alınmasıdır.
Çevre Bakanlığı ne zaman kurulmuştur?
Çevrenin ve çevre ile ilgili konuların önemi
nedeniyle ilk defa 1991 yılında Çevre Bakanlığı
kurulmuştur. Bu bakanlık 4 Temmuz 2011 tarihinde
çıkarılan 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı adını almıştır.
Çevre nedir?
Çevre; bütün canlıların yaşamlarını sürdürdükleri, toprak, hava ve su ile bir bütünlük arz eden dış ortamdır.
Taşıma kapasitesi nedir?
Taşıma kapasitesi; çevrenin insan faaliyetlerine bağlı olarak doğallığını koruyabilme durumudur.
Çevre sorunlarını nasıl tanımlayabiliriz?
Çevre sorunları, çevreyi oluşturan unsurların yapısında meydana gelen olumsuz değişimler olarak tanımlanabilir.
Çevre kirliliği nedir?
Çevre kirliliği; çeşitli faaliyetlere bağlı olarak oluşan katı, sıvı, gaz, ses, görüntü ile hava, su ve toprağın kirlenmesi ya da insanların yaşam kalitesinin olumsuz etkilenmesidir.
Çevre sorunlarını oluşturan faktörler neler olabilir?
Çevre sorunlarını oluşturan önemli faktörler arasında endüstrileşme, kentleşme, nüfus artışı ve hareketleri doğanın yanlış ve aşırı kullanımı sayılabilir.
Çevre sorunlarında kentleşme nasıl bir rol oynamaktadır?
Kentleşme, çevre sorunlarına neden olan bir faktör olarak görülmektedir. Tarıma dayalı üretim tarzından Sanayi Devrimi ile birlikte göçlerin etkisi ile sanayi merkezlerine gelen nüfusun yerleşim ihtiyacı ortaya çıkmış ve kentlerin inşası sürecinde çevreye verilen zararlar göz ardı edilmiştir. Çünkü, öncelik, konutların yapılarak işçi sınıfının barınma ihtiyacının karşılanması ve onların fabrikalarda uzun saatler çalışmalarını temin etmekti. Bu süreçte gecekondular, plansız yapılar, altyapı sorunları ortaya çıkmıştır. Ancak, kırsal kesimden kentlere doğru yoğunlaşan göçlere bağlı olarak planlı, altyapısı tamamlanmış kentleşmenin gerçekleştirilememesi çevre sorunlarının oluşumunu hızlandırmıştır.
Hava kirliliği nedir?
Hava kirliliği; atmosferde oluşan toz, gaz, duman, su buharı, koku gibi kirleticilerin insanlara ve diğer canlılara zarar verici hâle gelmesidir.
Su kirliliği nedir?
Su kirliliği; suyun kalitesini düşürecek biçimde içinde organik, inorganik, radyoaktif veya biyolojik her hangi bir maddenin bulunmasıdır.
Sanayileşme sürecinde suyun kirlenmesine etki yapan kaynaklar nelerdir?
Sanayileşme sürecinde suyun kirlenmesine etki yapan kaynaklar arasında kimyasal, fiziksel, biyolojik ve radyoaktif kirlilikler yer almaktadır. Sulara karışan organik ve inorganik maddeler suyu kirletmektedir. Hayvan kaynaklı fabrika atıkları bu tür kirlilik oluşturmaktadır. Fiziksel kirlenme, suyun görüntü, koku gibi özelliklerine göre oluşan kirliliktir. Biyolojik kirlenme, özellikle kanalizasyon sularının arıtılmaksızın göllere, nehir ya da denizlere dökülmesi ile oluşan kirlilik olup, bakteri üreterek insan ve diğer canlıları etkileyen kirlilik olarak bilinmektedir. Nükleer araştırma reaktörlerinin, nükleer tıp ve laboratuvarların, endüstriyel izotop kullananların çevreye saldıkları atıkları, yağmur yolu ile suya karışmakta ve besin zinciri sonucunda insana ulaşmakta ve insanı etkilemektedir.
Toprak kirliliği nedir?
Toprak kirliliği; insanların faaliyetlerine bağlı olarak toprağın fiziksel, kimyasal ve jeolojik yapısının bozulmasıdır.
Çevre sorunlarını oluşturan hava, su ve toprak kirliliğinin dışında diğer çeşitli kirlilikler neler olabilir?
Çevre sorunlarını oluşturan hava, su ve toprak kirliliğinin dışında diğer çeşitli kirlilikler arasında görüntü ve gürültü kirliliği, katı atıklardan kaynaklanan kirlilikler, tehlikeli ve zehirli atıklar, radyoaktif kirlilik, biyolojik çeşitliliğin azalması da vardır.
Negatif dışsallık nedir?
Negatif dışsallık; bir ekonomik birimin faaliyetinin başka ekonomik birimleri fiyat sistemi dışında olumsuz etkilemesidir.
Çevre sorunları ile mücadelede piyasa çözümleri olarak adlandırılan araçlar nelerdir?
Piyasa çözümleri olarak çevre sorunları ile başlıca mücadele araçları Coase teorisi ve sosyal kurumlardır.
Coase teorisi nedir ve çevre sorunları için nasıl bir çözüm öngörmektedir?
Coase teorisi çevre sorunlarının piyasa mekanizması içinde çözüme kavuşabileceğini ileri süren bir görüş olarak ifade edilebilir. Coase teorisine göre, bir faaliyeti yapan (üreten ve dolayısıyla çevreye zarar veren) ve bu faaliyetten olumsuz etkilenen tarafların sayılarının az olması ve pazarlık yapabilme maliyetlerinin ihmal edilebilir düzeyde olması hâlinde tarafların bir araya gelerek kamu müdahâlesine gerek olmaksızın, etkin bir çözüm oluşturabileceğini öngörmektedir.
Çevre sorunları ile mücadelede kamu sektörü çözümleri olarak adlandırılan araçlar nelerdir?
Çevre sorunları ile mücadelede kamu sektörünce gerçekleştirilen düzenlemeler bağlamında vergileme, sübvansiyon, pazarlanabilir kirletme hakları, mülkiyet haklarının tesisi ve yasal düzenlemeler yer almaktadır.
Pigoucu verginin etkili olabilmesi için gerekli koşullar nelerdir ve bu uygulama tek başına yeterlimidir?
Pigoucu verginin etkili olabilmesi için her bir çevre sorununu tam olarak tanımlamak, çevreyi etkileyen faaliyeti ve firmaları belirlemek, zararı hesaplamak gerekmektedir. Bütün bunların çevre sorunu için belirlenmesi ise güçlükler oluşturmaktadır. Bu nedenle, çevre sorunlarını sadece vergi politikası ile çözüme kavuşturmak yeterli görülmemektedir
Sübvansiyon politikasının geçerli olabilmesi için gerekli koşullar nelerdir?
Sübvansiyon politikasının geçerli olabilmesi için firma sayılarının sübvansiyon politikası ile birlikte artmaması, sübvansiyon miktarının belirlenmesi için sübvansiyona konu olan faaliyetin oluşturduğu kirliliğin topluma yüklediği zararların tespit edilmesi ve hesaplanabilmesi gerekir.
Mülkiyet haklarının tesisiyle çevre sorunları ile mücadelenin koşulları nelerdir?
Mülkiyet haklarının tesisiyle çevre sorunları ile mücadele yolunun amaca hizmet edebilmesi için, ilgili üretim faaliyetleri ile kirletme düzeyinin ilişkisinin tespiti ve hukuk düzeni tarafından mülkiyet haklarının tanınması gerekmektedir.
Çevre sorunları ile mücadelede yasal düzenlemeler nelerden oluşmaktadır?
Çevre sorunları ile mücadelede yasal düzenlemeler, çevre sorunlarına yol açan faaliyetlerin standartlarını belirleyen, bu standarlara uymayanları cezalandıran, çeşitli kirletme yasakları koyan emir, yasak, sınırlama, izin, onay ve ruhsatlar, onay ve yol gösterici kurallardan oluşmaktadır.
Kirleten öder ilkesi nedir?
Kirleten öder ilkesi; çevreye verilen zararların giderilmesi ya da azaltılması için gerekli karşılığın kirletenden alınmasıdır.
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 2 Gün önce comment 0 visibility 57
-
2024-2025 Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sınav Bilgilendirmesi
date_range 6 Aralık 2024 Cuma comment 2 visibility 328
-
2024-2025 Güz Dönemi Dönem Sonu (Final) Sınavı İçin Sınav Merkezi Tercihi
date_range 2 Aralık 2024 Pazartesi comment 0 visibility 913
-
2024-2025 Güz Ara Sınavı Giriş Belgeleri Yayımlandı!
date_range 29 Kasım 2024 Cuma comment 0 visibility 1288
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 14 Kasım 2024 Perşembe comment 11 visibility 20159
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25842
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14700
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12646
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12642
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10582