Uluslararası Kamu Maliyesi Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Uluslararası Kamu Mallarının Finansmanı
Uluslararası kamu mallarının finansman sorunları nelerdir?
Uluslararası kamu mallarının finansman sorunlarının aşılabilmesi için tüm bu sorulara uygun yanıtların bulunması gerekmektedir. Uluslararası kamu mallarının finansman sorunları şu başlıklar altında özetlenebilir:
• Kaynakların kıtlığı problemi yalnızca ulusal düzeyde değil, uluslararası düzeyde de karşımıza çıkmaktadır. Uluslararası toplulukta da kaynaklar kıttır ve bu durum uluslararası kamu mallarının üretim düzeyinin optimalin altında gerçekleşmesinin nedenlerinden biridir.
• Uluslararası düzeyde kaynak kıtlığı sorununun yanında uluslararası kamu mallarının üretimini ve finansmanını gerçekleştiren aktörlerin (uluslararası örgütler, ülkeler, sivil toplum kuruluşları, şirketler vb.) çokluğu, bunların amaçlarının, çıkarlarının ve güçlerinin farklı olması uluslararası kamu mallarının üretim ve finansmanında iş birliği ve eş güdüm (koordinasyon) sorunlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
• Ayrıca, kamu mallarının bütün türleri (yerel kamu malları, ulusal kamu malları, bölgesel kamu malları) için geçerli olan “bedavacılık” ve “tutuklu açmazı” sorunları uluslararası kamu malları için de geçerli olmaktadır.
Ulusal düzeyde düşünüldüğünde kamu mallarının sunumu ne ile sağlanır?
Ulusal düzeyde düşünüldüğünde kamu mallarının sunumu devletin vatandaşlarından tahsil ettiği vergilerle sağlanır. Böyle bir yöntemin uluslararası kamu mallarının finansmanında kullanılması zordur. Dünyadaki tüm ülkelerden ve bireylerden vergi alma gücüne sahip olan merkezî bir otoritenin (dünya devletinin) olmayışı uluslararası kamu mallarının finansmanının ulusal düzeyde olduğu gibi vergilerle değil, her biri kendi çıkarlarına göre hareket eden ülkelerin gönüllü finansmanı (üretimi) ve uluslararası örgütlere ödedikleri aidatlarla yapılmasını zorunlu hâle getirmektedir.
Uluslararası kamu mallarının finansmanında rol oynayan diğer aktörler nelerdir?
Uluslararası kamu mallarının finansmanında rol oynayan diğer aktörler ise; • Sivil toplum kuruluşları,
• Özel kuruluşlar ve
• Bireylerdir.
Uluslararası kamu mallarının finansmanında cari olarak kullanılan kaynaklar nelerdir?
Literatürde uluslararası kamu mallarının finansmanında cari olarak kullanılan kaynaklar genellikle üç ana başlık altında incelenmektedir.
Bu başlıklar;
• Kamusal kaynaklar,
• Özel kaynaklar ve
• Ortaklık kaynaklarıdır.
Kamusal kaynaklar nasıl açıklanbilir?
Uluslararası kamu mallarının en önemli finansman yöntemi kamusal kaynakların kullanılmasıdır. Kamusal kaynaklar ile ülkelerin ve uluslararası örgütlerin sahip oldukları ve uluslararası kamu mallarının finansmanında kullandıkları kaynaklar kastedilmektedir. Kamusal kaynaklar iki şekilde sınıflandırılmaktadır. Bunlar;
• Ulusal kamusal kaynaklar ve
• Uluslararası kamusal kaynaklardır.
Ulusal kamusal kaynaklar nasıl açıklanabilir?
Ulusal kamusal kaynaklar, ülkelerin kendi başlarına uluslararası kamu mallarını üretmek amacıyla kullandıkları kaynaklardır. Biyolojik çeşitliliğin korunması, sera gazı emisyonunun azaltılması, bulaşıcı hastalıkların önlemesi gibi uluslararası kamu mallarının üretiminin finansmanı için önemli miktarda ulusal kamusal kaynak kullanılmaktadır. Ancak bu miktarın tam olarak ne kadar olduğu bilinmemektedir.
Gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerin borçlarına ilişkin düzenlemeleri nelerdir?
Gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerin borçlarına ilişkin çeşitli düzenlemelere giderek bu ülkelerde uluslararası kamu mallarının finansmanına destek oldukları savunulmaktadır. Bu borç düzenlemeleri iki türlüdür. Bunlar;
• Borç hafifletilmesi (debt relief) ve
• Borç takasıdır (debt swap).
Borç hafifletilmesi nedir?
Borç hafifletilmesi, ağır borç yükü altındaki yoksul ülkelerin borçlarının azaltılmasına ya da silinmesidir.
Borç takası nedir?
Borç takası, bir borcun başka varlıklarla takas edilmesidir.
Uluslararası kamusal kaynaklar nasıl açıklanabilir?
Uluslararası anlaşmalarla kurulmuş olan ve faaliyetlerinin önemli bir kısmı uluslararası kamu malı üretimine yönelik olan uluslararası örgütlerin sahip oldukları kaynaklar ise uluslararası kamusal kaynaklar olarak adlandırılmaktadır. Bu bağlamda en büyük uluslararası örgüt olan Birleşmiş Milletler ile Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği gibi Birleşmiş Milletler’e bağlı örgütlerin, programların ve fonların sahip olduğu kaynaklar uluslararası kamusal kaynakların örnekleridir.
Birleşmiş Milletler’in finansmanı nasıl sağlanmaktadır?
Birleşmiş Milletler’in finansmanı, üye ülkelerin ödeme kapasitelerine göre verdikleri aidatlar ve yaptıkları bağışlarla karşılanmaktadır. Birleşmiş Milletler Düzenli Bütçesi ve Barışı Koruma Operasyonları Bütçesi tüm üye ülkelerden sağlanan zorunlu ödemelerle sağlanırken BM Uzmanlaşmış Kurumları kısmen zorunlu kısmen de bağışlarla finanse edilmektedir. BM Programları ve Fonları genellikle sadece bağışlarla finanse edilmektedir. Ayrıca, toplam bağışlar her zaman için toplam zorunlu katkıların üzerinde gerçekleşmektedir. Birleşmiş Milletler ve buna bağlı yapılar son dönemde toplamda yaklaşık 30 milyar dolar yıllık harcama yapmaktadır. Bu rakam ulusal kamusal kaynaklar ile karşılaştırıldığında epey yetersiz kalmaktadır. Bu yetersizliğe ek olarak aralarında çok sayıda gelişmiş ülkenin de bulunduğu birçok üye ülke genellikle siyasi ve ekonomik gerekçelerle Birleşmiş Milletler’e olan aidatlarını bile tam olarak ödememekte ve yaptıkları bağışları azaltmaktadır.
Özel kaynaklar nasıl açıklanabilir?
Uluslararası kamu mallarının finansmanında kullanılan özel kaynaklar;
• Kâr amacı gütmeyen kuruluşlardan (vakıflar, hükümet dışı kuruluşlar, sivil toplum örgütleri ve akademik kurumlar),
• Kâr amaçlı işletmelerden (ulusal ve çok uluslu işletmeler) ve
• Bireylerden sağlanan kaynaklar olmak üzere üç çeşittir.
Bu kuruluşlara örnek olarak;
• Gates Vakfı,
• Oxfam,
• CARE,
• Yeşilbarış (Greenpeace),
• Uluslararası Af Örgütü,
• Kızılay ve Kızılhaç,
• Novartis,
• AstraZeneca,
• GlaxoSmithKline
verilebilir. Elton John ve Bono gibi ünlü müzisyenler de uluslararası kamu mallarının finansmanına özel kaynak sağlayan bireylere birer örnektir.
Ortaklık kaynakları nasıl açıklanabilir?
Ortaklıklar uluslararası örgütlerin, ülkelerin ve özel kuruluşların birlikte oluşturdukları yapılardır. Son yıllarda uluslararası kamu mallarının finansmanında ortaklıklardan sağlanan kaynaklara büyük önem verilmekte ve hatta gelecek yıllarda birçok uluslararası kamu malının finansmanının esas olarak ortaklık kaynakları aracılığıyla gerçekleştirileceği öngörüsünde bulunulmaktadır. Uluslararası kamu mallarına finansman sağlayan bu ortaklıkların en iyi örnekleri olarak;
• Onchocerciasis Kontrol Programı (OCP),
• Küresel Aşı ve Aşılama İttifakı (GAVI),
• Küresel Çevre Kolaylığı (GEF),
• Küresel AIDS, Tüberküloz ve Sıtmayla Mücadele Fonu (GFATM),
• Küresel Çocuk Felcini Ortadan Kaldırma İnisiyatifi (GPEI) verilebilir.
Uluslararası kamu malı üreten uluslararası örgütlerin desteklenmesi için uluslararası vergilerin konulması gerektiği görüşü ilk kim tarafından ortaya atılmıştır?
Uluslararası düzenin ve kalkınmanın sürdürülmesi ve de uluslararası kamu malı üreten uluslararası örgütlerin desteklenmesi için uluslararası vergilerin konulması gerektiği görüşü 19. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Bu görüşü ilk ortaya koyan yazar olarak James Lorimer gösterilmektedir. Lorimer, “Uluslararası Hukuk Sisteminin Temel Problemi (1884)” adlı eserinde uluslararası bir hükümetin kurulmasını önermiş ve bu hükümetin harcamalarının, her devletin vatandaşlarına uygulayacağı uluslararası bir vergiyle finanse edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Yazar, vergi yükünün devletler arasındaki oransal dağılımının, her devletin uluslararası yasamaya gönderdiği temsilci sayısına göre yapılması gerektiğini vurgulamıştır. Bu önerinin ortaya atılmasından daha önce Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (1865) ve Evrensel Posta Birliği (1874) gibi bazı uluslararası örgütler kurulmuştur. Bu örgütlerin finansmanı her devletin sağladığı fayda ile orantılı olarak yapılmaya çalışılmıştır.
Milletler Cemiyeti’nin kuruluşu uluslararası vergileme tartışmalarıyla ilgili olarak ne ifade etmektedir?
I. Dünya Savaşı yıllarında Milletler Cemiyeti’nin kuruluşu uluslararası vergileme tartışmalarında yeni bir aşamayı temsil etmektedir. Temel amacı savaşı önlemek olan bu örgütün finansmanı da başlangıçta fayda ilkesine göre yapılmış ancak sonradan ödeme gücü ilkesine yakın hâle getirilmiştir. Bu çerçevede örgütün finansmanında üye devletlerin gelirleri ve nüfuslarına göre oluşturulan bir endeksleme yöntemine başvurulmuştur.
Brandt Komisyonu nasıl açıklanabilir?
Geçmişten bugüne Milletler Cemiyeti’nin görüş birçok yazar tarafından çokça tartışılmış ve böyle bir vergilemeyi gerçekleştirmek için farklı öneriler ortaya konmuştur. 1980 yılında Brandt Komisyonu olarak da bilinen Uluslararası Kalkınma Bağımsız Komisyonu bu konuda ortaya konan görüşleri derli toplu ve açık bir biçimde ifade etmiştir. 1977-1983 yılları arasında küresel kalkınma sorunları üzerinde çalışmalar yapan ve Alman siyasetçi Willy Brandt’ın adını alan komisyon, çalışmalarının ve onu izleyen yazarların temel amacı, uluslararası maliyenin vergileme yönüne ilişkin olarak entelektüel bir temel oluşturmak olarak ifade edilebilir.
Brandt Komisyonu ya da Uluslararası Kalkınma Bağımsız Komisyonu, uluslararası vergilemenin hangi temel amaca yönelmesi gerektiğini ileri sürümüştür?
Bu bağlamda uluslararası vergilemenin iki temel amaca yönelmesi gerektiği ileri sürülmektedir. Bu amaçlar;
• Kuzey-Güney ülkeleri arasındaki farkı azaltacak yeniden dağılım politikalarının başarılabilmesini sağlamak,
• Küresel düzenin tamamına ilişkin örgütsel altyapının finansmanı olarak belirtilmiştir.
Barış ve diğer uluslararası kamu malları için var olan finansman ihtiyacı kısaca nasıl açıklanabilir?
Günümüzde gelirin uluslararası düzeyde sistematik, artan oranlı (progresif) ve de adil olarak dağılmaması başta barış ve güvenlik olmak üzere birçok uluslararası kamu malının sunumunu gerektirmekte bu ise önemli bir finansman ihtiyacı doğurmaktadır. Barış ve diğer uluslararası kamu malları için var olan finansman ihtiyacının uluslararası vergileme yolu ile giderilip giderilemeyeceği ya da ne ölçüde giderileceği uluslararası kamu mallarına ilişkin en önemli sorun olarak kabul edilebilir.
Roosvelt ve Churchill, devletlerinin temel amaçlarını yeniden nasıl tanımlamışlardır?
1929 Ekonomik Krizi ve II. Dünya Savaşı, uluslararası vergileme konusunun eskiye oranla çok daha önemli hâle gelmesine neden olmuştur. O dönemde gelişen sosyal devlet ilkelerinin bir sonucu olarak 1941 yılında dö-nemin iki büyük devletinin başkanları Roosvelt ve Churchill, devletlerinin temel amaçlarını yeniden tanımlama gereğini duymuşlardır. Bu amaçlar;
• Gelişmiş iş gücü standartlarına ulaşmada ülkeler arasında tam iş birliği,
• Ekonomik kalkınma ve sosyal güvenlik,
• Tüm insanların özgürce yaşama ortamı için barış olarak ifade edilmiştir
James Meade’in uluslararası vergileme konusundaki görüşü nedir?
Savaşın başlangıcında uluslararası vergileme konusuna katkıda bulunan yazar James Meade’dir. Yazar, savaşın sonunda bir tür uluslararası örgütün (Birleşmiş Milletler) kurulmasını öngörmüş ve bu örgütün finansmanına ilişkin olarak da şu görüşleri ileri sürmüştür: “Bu otoritenin işlevleri eğer geniş olursa bu durum nispeten büyük bir gelir gerektirecektir ve bu gelirin yükseltilmesi ister otoritenin doğrudan vergilemesi yoluyla isterse de üye devletlerin katkılarıyla sağlansın, zengin ve yoksul ülkeler arasında bu yükün paylaşımında sorunlar çıkacaktır. Ortaya çıkan sorunlar ve eşitsizlik ancak artan oranlı bir vergilemeyle giderilebilir.” Yine Meade’e göre ticarette kaybeden ulusların zararlarının kazanan uluslar tarafından tazmin edilmesiyle dünya refahının maksimizasyonunun sağlanması gerçekleşmeyecek bir olgu değildir.
C. Wilfred Jenks’in uluslararası örgütlerin finansman sorunlarıyla ilgili görüşü nedir?
Savaş sırasında uluslararası örgütlerin finansman sorununu ele alan bir diğer yazar da C. Wilfred Jenks’dir. Ayrıntılı çalışmalarında Jenks, federal otorite ve federe birimler arasındaki mali ilişkiler üzerinde durmuş ve bu ilişkilerin uluslararası kamu hizmeti ürettiği varsayılan çeşitli uluslararası örgütler için bir örnek oluşturabileceğini iddia etmiştir. Ayrıca uluslararası örgütlerin finansmanı için yazarın çeşitli uluslararası vergi önerileri de mevcuttur. Jenks’e göre uluslararası bankaların artan kârlarından, uluslararası kalkınma kurumlarından, uluslararası hava yolu şirketlerinden, radyo kanalları ve diğer iletişim araçlarından ve uluslararası kontrole tabi monopollerden vergi almak yoluyla uluslararası kamu malı üreten örgütlerin finansmanı sağlanabilir.
T. A. Sumberg’in ödemeler dengesi üzerinden alınacak vergiyle ilgili görüşü nedir?
Aynı dönemde T. A. Sumberg’de (1946) benzer gözlemleri yapmıştır. Sumberg, en uygun uluslararası gelir kaynaklarının ülkelerin ödemeler dengesini de kapsaması gerektiğini ifade etmiştir. Bu bağlamda ödemeler dengesi üzerinden alınacak bir verginin; mal ticareti, hizmet satışı (gemicilik, turizm ve diğerleri), yatırım kazançları gibi kalemlerden oluşması gerektiği ileri sürülmüştür. Sumberg ve Jenks, uluslararası düzenin varlığına bağlı olarak yapılan işlemlerin de vergilendirilebileceğini ifade etmiştir.
Uluslararası vergileme konusunda en esaslı fikirleri geliştiren kimdir?
Uluslararası vergileme konusunda en esaslı fikirleri geliştirenlerden birisi de Jan Tinbergen’dir (1945). Tinbergen’e göre eğer dünyada daha istikrarlı ve ileri bir sosyal sistem isteniyorsa ulusal egemenliğin ekonomik politikalar göz önüne alınarak kısıtlanması gerekmektedir. Tinbergen, uluslararası ekonomik ilişkilerin bir amacının da gelirin kişiler, sınışar ve devletler arasında daha iyi dağılması olduğunu ifade etmiştir. Buna literatürde “dünya ekonomisi yoluyla dünya barışı” yaklaşımı da denilmektedir.
Tinbergen daha sonra kamu maliyesini yönetecek uluslararası bir kurum önermiş, enşasyonist ve deşasyonist açık gibi olgularla mücadelenin bu kurum tarafından yapılmasını istemiştir. Yazarın bu önerisi 1959 yılında bir “Uluslararası Hazine” önerisi hâlini almıştır.
Birçok yazar tarafından savaş sonrası dünyanın şekillenmesine en önemli katkıları sağlayan kişi olarak görülen kimdir?
II. Dünya Savaşı yıllarını Keynes’in katkılarından bağımsız olarak ele almak olanaksızdır. Keynes, birçok yazar tarafından savaş sonrası dünyanın şekillenmesine en önemli katkıları sağlayan kişi olarak görülmektedir. Keynes’in ünlü “Uluslararası Takas Birliği” önerisine bakıldığında uluslararası vergilemeye ilişkin çeşitli görüşleri de görmek mümkündür. Keynes, uluslararası bir verginin ticari işlemler ve millî gelir yerine ödemeler dengesi fazlalarından alınması önerisini ortaya atmıştır. Uluslararası Takas Birliğinin başka uluslararası amaçlarına yönelik olarak da Keynes, uluslararası örgütlerin lehine açılacak olan bir takas hesabının savaş sonrası rahatlama, rehabilitasyon ve yeniden yapılandırma için faydalı olacağını ve bunun kredi dengesi fazlalarına konulacak bir vergi ile finanse edilebileceğini belirtmiştir.
Savaş sonrasında hangi uluslararası örgüt kurulmuştur?
Savaş sonrası dönemdeki en önemli gelişmelerden birisi Birleşmiş Milletler’in kurulmasıdır. Bu örgütün finansmanı, Milletler Cemiyeti’nin finansmanında esas olan ödeme gücü ilkesi yerine, ödeme kapasitesi ilkesine göre yapılmaktadır. Burada kişi başına düşen millî gelir de dikkate alınmaktadır.
Savaş sonrasında uluslararası örgütlerin sayısının ve değişik biçimlerdeki uluslararası iş birliğinin artması ve mali yükün nispeten az sayıdaki ulusal hükümetlerce üstlenilmesi, 1950-60 döneminde yükün paylaşımı konusunda daha ayrıntılı çalışmaların yapılması sonucunu doğurmuştur.
Savaş sonrası dönemde kimler yükün paylaşımı konusunda bireysel vergilemeyle ilgili çalışmalar yapmıştır?
Savaş sonrası dönemde;
• Thomas Schelling (1955),
• Paul Rosenstein-Rodan (1961),
• Irving Kravis-Michael Davenport (1963) ve
• John Pincus (1965) yükün paylaşımı konusunda bireysel vergilemeyle karşılaştırmalar yaparak konuya katkıda bulunmaya çalışmışlardır.
Thomas Schelling’in çalışmaları kısaca nasıl açıklanabilir?
Thomas Schelling, Milletler Cemiyeti ile Birleşmiş Milletler arasında bunların finansmanı açısından kıyaslamalar yapmıştır. Bu bağlamda Schelling, Birleşmiş Milletler’in kullandığı kişi başına düşen millî gelir kriterinin, Milletler Cemiyeti’nin esasta gerileyici (ric-i) olan yöntemine göre bir ilerleme olduğu sonucuna varmıştır. Ayrıca yazar eğer eşitlik isteniyorsa bireysel ödenen uluslararası bir verginin, ulusal vergi yapılarının uyumlaştırılması ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Rosenstein-Rodan’ın çalışmaları kısaca nasıl açıklanabilir?
Rosenstein-Rodan ise uluslararası yardım önerdiği bir eserinde (1961) yardımları gelir ve harcama yönünden ayrıntılı olarak ele almıştır. Ayrıca yazar, bir “Uluslararası Ekonomik Adalet Divanı”nın kurulmasını önermiştir.
Kravis ve Davenport’un çalışmaları kısaca nasıl açıklanabilir?
Kravis ve Davenport uluslararası örgütlerin finansman yükünün paylaşımının ödeme gücüne göre yapılmasını önermişlerdir. Bunun yanında artan oranlılık ve bireysel gelir vergilemesi konuları üzerinde durmuşlardır. Yine de bu dönemde uluslararası örgütlerin finansmanına ilişkin yapılan çalışmaların çoğu dış yardım ve gönüllü bağış konuları üzerinedir. Uluslararası kamu malı üreten örgütlerin finansmanı için her devletin GSMH’sinin %0,7’sini gönüllü olarak bu kuruluşlara devretmesi en çok önerilen ve üzerinde uzlaşılan görüştür. Öte yandan bu durumu uluslararası anlamada bir gelir vergisi uygulamasının habercisi olarak gören yazarlar vardır.
Barış Organizasyonu Çalışmaları Komitesi’nin vergilendirmeyle ilgili görüşü nedir?
1964 yılında “Barış Organizasyonu Çalışmaları Komitesi” uluslararası düzenin varlığından sağlanan faydaların vergilendirilmesini önermiştir. Komite bu amaçla Birleşmiş Milletler’in, uluslararası mektuplardan (postadan), pasaport ve vizelerden ve uluslararası su yollarından pay alması gerektiğini ileri sürmüştür. Ayrıca Birleşmiş Milletler’in deniz yatakları, Antarktika ve uzaydaki cari ve potansiyel kaynakların mülkiyetine ya da bunları vergileme gücüne sahip olmasını önermiştir.
John Stoessinger’in Birleşmiş Milletler’in yeni gelir kaynaklarına sahip olmasıyla ilgili önerileri nelerdir?
Birleşmiş Milletler’in yeni gelir kaynaklarına sahip olmasıyla ilgili olarak John Stoessinger (1964), posta pulu ve tebrik kartı satışlarından gelir sağlanmasından uzaydaki kaynakların araştırılması için uluslararası bir “Kozmik Kalkınma Örgütü” kurulmasına kadar bir dizi öneri getirmiştir (Donmuş kutup bölgelerinin, okyanusların Birleşmiş Milletler’in malı olması önerisi vb.).
İnsanlığın ortak mirası kavramı nedir? Nasıl tanımlanmaktadır?
1970’li yıllarda uluslararası bir vergi sisteminden sıkça söz edilmeye başlanmıştır. Ayrıca bu dönemde çeşitli yeni kavramlar gündeme gelmiştir. Birleşmiş Milletler’de kabul edilen “insanlığın ortak mirası” kavramı bunlardan biridir. İnsanlığın ortak mirası, ekonomik değeri ya da potansiyeli olan veya insanlığın kültürel, entelektüel vb. birikimlerine yardımcı olan nesnelerin, yerlerin veya bölgelerin hiçbir egemen devlete ait olmadığını ve insanlığın tümünün malı olduğunu ifade etmektedir. Madenler, bilim ve teknoloji, doğal güzellikler, tarihî yerler insanlığın ortak mirasının örnekleri olarak kabul edilmektedir. Bu çerçevede Birleşmiş Milletler’in finansmanının yukarıda sayılan ortak mirastan elde edilecek gelirlerle sağlanması önerilmiştir.
“Dünya dayanışma katkısı” nedir?
Birleşmiş Milletler için somut bir uluslararası vergi önerisi de 1975 yılında Tinbergen’den gelmiştir. Bu öneriye göre kalkınmanın finansmanı amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından kullanılmak üzere dayanıklı tüketim mallarından %0,5 oranında bir vergi alınmalıdır. Bu vergiye “dünya dayanışma katkısı” denilmiştir.
Jan Tinbergen, James Grant ve Mahbub ül Hak, uluslararası gelir dağılımı için hazır kaynak yaratmak ve bunu otomatikleştirmek için ne önermişlerdir?
1976 yılında Roma Kulübü için yapılan bir çalışmada Jan Tinbergen, James Grant ve Mahbub ül Hak, kalkınma ve uluslararası gelir dağılımı için hazır kaynak yaratmak ve bunu otomatikleştirmek için çeşitli vergiler önermişleridir. Bu vergilerin konuları;
• Yenilenemeyen kaynaklar, • Uluslararası kirlilik yaratan maddeler,
• Ulusötesi girişimlerin faaliyetleri,
• Okyanus tabanı,
• Dış uzay,
• Antarktika,
• Uluslararası memurlar,
• Tüketici harcamaları ve
• Savunma harcamaları olarak belirtilmiştir. Daha sonraki çalışmalarında ül Hak, insancıl olmayan eylemlerin vergilendirilmesini de önermiştir.
Roma Kulübü nasıl açıklanabilir?
Roma kulübü; 1968’de kurulan, doğal kaynakların sınırlı olması nedeniyle ekonomik büyümenin belirsiz bir şekilde sürdürülemeyeceğini ileri süren tüm dünyadan bilim insanlarının iktisatçıların, girişimcilerin ve devlet başkanlarının üyesi olduğu girişimdir.
James Tobin’in uluslararası vergileme konusundaki önerisi nedir?
Uluslararası vergileme konusunda James Tobin (1972) de bir öneri ortaya atmıştır. Tobin vergisi olarak anılan bu öneriye göre yabancı para işlemlerine uluslararası bir vergi konulabilir. Bu verginin amacı, spekülatif sermaye akımlarını önlemek ve ulusal para politikalarını desteklemek olmalıdır. Tobin’e göre istikrar için en iyi çözüm ortak kur, para ve maliye politikalarıdır. Dolayısıyla öneri bir ekonomik entegrasyon önerisi olarak da değerlendirilmiştir. Günümüzde en çok tartışılan uluslararası vergi önerisi Tobin vergisidir. 2000 yılı için yapılan bir hesaplamada verginin %0,1 oranında uygulanması durumunda 132 milyar dolar gelir getireceği tahmin edilmiştir. 2010 yılı için yapılan bir hesaplamaya göre ise %0,005 gibi düşük bir oranda uygulanacak küresel bir Tobin vergisi tahmini olarak yıllık 40 milyar dolar gelir yaratacaktır.
Karbon vergisi önerisi nasıl açıklanabilir?
Uluslararası vergilemeye bir diğer örnek ise uluslararası bir karbon vergisi önerisidir. 1970-1980 yılları arasında petrol fiyatlarındaki büyük değişimler bu vergiye ilişkin birçok çalışmanın yapılmasına neden olmuştur. Bu verginin fosil yakıtları olarak ifade edilen kömür, petrol ve doğalgazın içerdiği karbon miktarı üzerinden alınması önerilmektedir. Uluslararası bir karbon vergisiyle hem uluslararası kamu mallarının finansmanı için büyük miktarda hasılat elde edilmesi hem karbon emisyonlarının azaltılması hem de sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçişin sağlanması mümkün olabilecektir. Birleşmiş Milletler tarafından 2001 yılında yapılmış bir çalışmaya göre ton karbon başına 21 dolarlık bir vergi ile yıllık 125 milyar dolarlık vergi hasılatı elde etmek mümkündür. Uluslararası olarak uygulama olanağı bulunamamış olan bu vergi, karbon vergisi veya başka adlar altında Avrupa ülkelerinin çoğunda uygulanmaktadır. Bunu henüz uygulamayan Avrupa ülkelerinde de genel eğilim karbon vergisine geçilmesi yönündedir.
Havacılık vergisi önerisi nasıl açıklanabilir?
Bu dönemde ortaya atılan bir diğer vergi önerisi ise havacılık vergisidir. Uçak yakıtının neden olduğu kirliliği azaltmayı ve gelir elde etmeyi amaçlayan bu vergi için üç farklı konu önerilmiştir. Bu önerilerde verginin konusu olarak;
• Uçak yakıtı,
• Yolcu bileti veya yük ya da
• Uçağın yaydığı emisyon miktarı belirlenmiştir.
Verginin konusunun yolcu bileti ve yük olması gerektiği görüşü daha çok kabul görmektedir. Konusu yolcu bileti ve yük olarak belirlenen bir havacılık vergisinden yıllık 2,2 milyar dolar vergi geliri elde edileceği tahmin edilmektedir. 1997’den bu yana Avrupa Birliği’nde bu verginin uygulanması için çeşitli görüşler ve tartışmalar söz konusudur. 2006 yılında konusu yolcu bileti olan bir havacılık vergisi Brezilya, Fransa, Lüksemburg, Norveç ve fiili’nin aralarında olduğu 12 ülke tarafından ortak bir biçimde yürürlüğe konulmuştur. F. Schroeder’in de belirttiği gibi “bu gelişme yalnızca uluslararası vergilemenin geleceğine ilişkin bir yol haritası anlamına geldiği için değil, aynı zamanda kalkınmanın finansmanına yönelik sürecin bu amaç için gerekli yeni mekanizmalara karşı çıkan bazı etkili küresel aktörlerin müdahalesiyle asla ortadan kaldırılamayacağını göstermesi bakımından da önemlidir”. Bu verginin toplamda yıllık 260 milyon dolar gelir getireceği tahmin edilmiştir.
İnternet vergisi önerisi nasıl açıklanabilir?
Son 15 yıl içerisinde İnternet’in tüm dünyada yaygınlaşması, İnternet üzerinden uluslararası bir verginin alınması önerisini ortaya çıkarmıştır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından 1999 yılında ortaya atılan bu öneriye göre İnternet üzerinde gerçekleşen veri akışı ya da gönderilen e-postalardan uluslararası bir İnternet vergisi alınabilir. 1996 yılı için yapılmış bir hesaplamaya göre böyle bir vergiden 70 milyar dolar gelir elde etmek mümkündür. Bu vergi gelirinin gelişmekte olan ülkelerde eğitim ve internet alt yapısını geliştirmek amacıyla kullanılması önerilmektedir.
Dünya ticaret vergisi önerisi nasıl açıklanabilir?
Uluslararası kamu mallarının finansmanına yönelik bir diğer uluslararası vergi önerisi ise 1980 yılında Brandt Komisyonu tarafından önerilmiş olmasına rağmen 1997 yılında tekrar gündeme getirilen dünya ticaret vergisidir. Ülkeler arasındaki ticari faaliyetler üzerine, ticaret hacmini azaltmayacak ölçüde düşük oranlı bir vergi konularak gelir yaratılması verginin temel amacı olarak ifade edilmektedir. 1998 yılı için %0,5 oranında bir dünya ticaret vergisi ile 73 milyar dolarlık bir vergi gelirinin elde edilmesinin mümkün olduğu hesaplanmıştır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın 1994 yılında yayınladığı İnsani Kalkınma Raporu’nda, konusu ülkeler arası silah ticareti olan başka bir ticaret vergisi önerisi daha vardır. Uluslararası silah ticareti vergisi olarak adlandırılan bu vergi önerisiyle hem ülkeler arası silahlanma yarışı nedeniyle ortaya çıkan uluslararası kamusal zararların azaltılması (ve böylelikle uluslararası kamu malları arasında en fazla harcama gerektiren barış ve güvelik malına yapılan harcamaların azaltılması) hem de gelir yaratılması amaçlanmıştır.
Uluslararası kamu mallarının finansmanı için söz konusu olan diğer uluslararası vergi önerileri nelerdir?
Uluslararası kamu mallarının finansmanı için daha birçok uluslararası vergi önerisi söz konusudur. Bunlar;
• Ticari deniz balıkçılığının vergilendirilmesi,
• Dünya yörüngesinde bulunan iletişim uydularının vergilendirilmesi,
• Elektromanyetik spektrumu kullanan radyo/televizyon/cep telefonu yayınlarının vergilendirilmesi,
• Çok uluslu şirketlerin kârlarının vergilendirilmesi,
• Uluslararası reklamların vergilendirilmesi gibi önerilerdir. Hatta çok kısa aralıklarla yeni uluslararası vergi önerileri ortaya atılmaktadır.
Literatürde uluslararası kamu mallarının finansmanında cari olarak kullanılan kaynaklar nelerdir?
Literatürde uluslararası kamu mallarının finansmanında cari olarak kullanılan kaynaklar genellikle üç ana başlık altında incelenmektedir. Bunlar; kamusal kaynaklar, özel kaynaklar ve ortaklık kaynaklarıdır.
Uluslararası kamu mallarının finansman yöntemlerinden birisi olan kamusal kaynaklar ile ne kastedilmektedir ve bunlar nasıl sınıflandırılmaktadır?
Uluslararası kamu mallarının en önemli finansman yöntemi kamusal kaynakların kullanılmasıdır. Kamusal kaynaklar ile ülkelerin ve uluslararası örgütlerin sahip oldukları ve uluslararası kamu mallarının finansmanında kullandıkları kaynaklar kastedilmektedir. Kamusal kaynaklar iki şekilde sınıflandırılmaktadır. Bunlar; ulusal kamusal kaynaklar ve uluslararası kamusal kaynaklardır.
Ulusal kamusal kaynaklar kavramı ne ifade etmektedir?
Ulusal kamusal kaynaklar, ülkelerin kendi başlarına uluslararası kamu mallarını üretmek amacıyla kullandıkları kaynaklardır.
Borç hafifletilmesi nedir?
Borç hafifletilmesi, ağır borçlu durumdaki yoksul ülkelerin borçlarının azaltılması ya da tamamen silinmesi işlemidir.
Borç takası nedir?
Borç takası gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelere olan borçlarına karşılık olarak kendi ülkelerindeki kamu yatırımlarını artırması, alacaklı ülkelere ürün ihraç etmesi ve kendi ülkelerinde uluslararası kamu mallarının üretimini artırması işlemidir.
Uluslararası kamusal kaynaklar kavramı ne ifade etmektedir?
Uluslararası anlaşmalarla kurulmuş olan ve faaliyetlerinin önemli bir kısmı uluslararası kamu malı üretimine yönelik olan uluslararası örgütlerin sahip oldukları kaynaklar uluslararası kamusal kaynaklar olarak adlandırılmaktadır.
Uluslararası kamu mallarının finansmanında kullanılan özel kaynaklar nelerdir?
Uluslararası kamu mallarının finansmanında kullanılan özel kaynaklar kâr amacı gütmeyen kuruluşlardan, kâr amaçlı işletmelerden ve bireylerden sağlanan kaynaklar olmak üzere üç çeşittir.
Uluslararası kamu mallarının finansmanında cari olarak kullanılan kaynaklar arasında yer alan ortaklık kaynakları nedir?
Ortaklıklar uluslararası örgütlerin, ülkelerin ve özel kuruluşların birlikte oluşturdukları yapılardır. Son yıllarda uluslararası kamu mallarının finansmanında ortaklıklardan sağlanan kaynaklara büyük önem verilmekte ve hatta gelecek yıllarda birçok uluslararası kamu malının finansmanının esas olarak ortaklık kaynakları aracılığıyla gerçekleştirileceği öngörüsünde bulunulmaktadır.
Uluslararası kamu mallarının finansmanında kullanılan günümüz kaynaklarının en önemli alternatifi nedir?
Uluslararası kamu mallarının finansmanı için uluslararası örgütlere yeni gelir kaynaklarının bulunması gerektiği görüşü, maliye literatüründe sıkça ileri sürülen bir görüştür. Uluslararası kamu mallarının finansmanı için birçok platformda tartışılmakta olan en önemli alternatif yöntem, bütün zorluklarına karşın, uluslararası vergilemeye gidilmesidir.
Uluslararası kamu malı üreten uluslararası örgütlerin desteklenmesi için uluslararası vergilerin konulması gerektiği görüşünü ilk ortaya koyan yazar kimdir?
Uluslararası kamu malı üreten uluslararası örgütlerin desteklenmesi için uluslararası vergilerin konulması gerektiği görüşü 19. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Bu görüşü ilk ortaya koyan yazar olarak James Lorimer gösterilmektedir.
Uluslararası düzenin ve kalkınmanın sürdürülmesi ve de uluslararası kamu malı üreten uluslararası örgütlerin desteklenmesi için James Lorimer nasıl bir görüş ortaya atmıştır?
Lorimer, “Uluslararası Hukuk Sisteminin Temel Problemi (1884)” adlı eserinde uluslararası bir hükümetin kurulmasını önermiş ve bu hükümetin harcamalarının, her devletin vatandaşlarına uygulayacağı uluslararası bir vergiyle finanse edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Yazar, vergi yükünün devletler arasındaki oransal dağılımının, her devletin uluslararası yasamaya gönderdiği temsilci sayısına göre yapılması gerektiğini vurgulamıştır.
Brandt Komisyonu nedir?
Brandt Komisyonu, 1977-1983 yılları arasında küresel kalkınma sorunları üzerinde çalışmalar yapan ve Alman siyasetçi Willy Brandt’ın adını alan komisyondur.
Brandt Komisyonu’na göre, uluslararası vergilemenin yönelmesi gereken amaçlar nelerdir?
1980 yılında Brandt Komisyonu olarak da bilinen Uluslararası Kalkınma Bağımsız Komisyonu, uluslararası vergileme konusunda ortaya konan görüşleri derli toplu ve açık bir biçimde ifade etmiştir. Komisyon çalışmalarının ve onu izleyen yazarların temel amacı, uluslararası maliyenin vergileme yönüne ilişkin olarak entelektüel bir temel oluşturmak olarak ifade edilebilir. Bu bağlamda uluslararası vergilemenin iki temel amaca yönelmesi gerektiği ileri sürülmektedir. Bu amaçlar;
- Kuzey-Güney ülkeleri arasındaki farkı azaltacak yeniden dağılım politikalarının başarılabilmesini sağlamak,
- Küresel düzenin tamamına ilişkin örgütsel altyapının finansmanı olarak belirtilmiştir.
Roosvelt ve Churchill’e göre devletlerinin temel amaçları nelerdir?
1929 Ekonomik Krizi ve II. Dünya Savaşı, uluslararası vergileme konusunun eskiye oranla çok daha önemli hâle gelmesine neden olmuştur. Bu yıllardaki sosyal ve ekonomik çeşitli düşünceler sayesinde sosyal devlet ilkesi yaygınlaşmış ve sonrasında da Milletler Cemiyeti’nin yerine Birleşmiş Milletler kurulmuştur. O dönemde gelişen sosyal devlet ilkelerinin bir sonucu olarak 1941 yılında dönemin iki büyük devletinin başkanları Roosvelt ve Churchill, devletlerinin temel amaçlarını yeniden tanımlama gereğini duymuşlardır. Bu amaçlar;
- Gelişmiş iş gücü standartlarına ulaşmada ülkeler arasında tam iş birliği,
- Ekonomik kalkınma ve sosyal güvenlik,
- Tüm insanların özgürce yaşama ortamı için barış olarak ifade edilmiştir.
Jan Tinbergen’in uluslararası vergileme konusundaki görüşü nedir?
Uluslararası vergileme konusunda en esaslı fikirleri geliştirenlerden birisi de Jan Tinbergen (1945)’dir. Tinbergen’e göre eğer dünyada daha istikrarlı ve ileri bir sosyal sistem isteniyorsa ulusal egemenliğin ekonomik politikalar göz önüne alınarak kısıtlanması gerekmektedir. Tinbergen, uluslararası ekonomik ilişkilerin bir amacının da gelirin kişiler, sınıflar ve devletler arasında daha iyi dağılması olduğunu ifade etmiştir. Buna literatürde “dünya ekonomisi yoluyla dünya barışı” yaklaşımı da denilmektedir. Tinbergen daha sonra kamu maliyesini yönetecek uluslararası bir kurum önermiş, enflasyonist ve deflasyonist açık gibi olgularla mücadelenin bu kurum tarafından yapılmasını istemiştir. Yazarın bu önerisi 1959 yılında bir “Uluslararası Hazine” önerisi hâlini almıştır.
Keynes’in uluslararası vergileme konusundaki görüşü nedir?
Keynes, uluslararası bir verginin ticari işlemler ve millî gelir yerine ödemeler dengesi fazlalarından alınması önerisini ortaya atmıştır. Uluslararası Takas Birliğinin başka uluslararası amaçlarına yönelik olarak da Keynes, uluslararası örgütlerin lehine açılacak olan bir takas hesabının savaş sonrası rahatlama, rehabilitasyon ve yeniden yapılandırma için faydalı olacağını ve bunun kredi dengesi fazlalarına konulacak bir vergi ile finanse edilebileceğini belirtmiştir
Roma Kulübü nedir?
Roma Kulübü, 1968’de kurulan, doğal kaynakların sınırlı olması nedeniyle ekonomik büyümenin belirsiz bir şekilde sürdürülemeyeceğini ileri süren tüm dünyadan bilim insanlarının iktisatçıların, girişimcilerin ve devlet başkanlarının üyesi olduğu girişimdir.
Uluslararası vergileme konusunda James Tobin’in önerisi nedir?
Uluslararası vergileme konusunda James Tobin (1972) bir öneri ortaya atmıştır. Tobin vergisi olarak anılan bu öneriye göre yabancı para işlemlerine uluslararası bir vergi konulabilir. Bu verginin amacı, spekülatif sermaye akımlarını önlemek ve ulusal para politikalarını desteklemek olmalıdır. Tobin’e göre istikrar için en iyi çözüm ortak kur, para ve maliye politikalarıdır. Dolayısıyla bu öneri bir ekonomik entegrasyon önerisi olarak da değerlendirilmiştir.
Uluslararası vergileme örneklerinden birisi olan karbon vergisi nedir?
Uluslararası vergilemeye bir diğer örnek uluslararası bir karbon vergisi önerisidir. 1970-1980 yılları arasında petrol fiyatlarındaki büyük değişimler bu vergiye ilişkin birçok çalışmanın yapılmasına neden olmuştur. Bu verginin fosil yakıtları olarak ifade edilen kömür, petrol ve doğalgazın içerdiği karbon miktarı üzerinden alınması önerilmektedir. Uluslararası bir karbon vergisiyle hem uluslararası kamu mallarının finansmanı için büyük miktarda hasılat elde edilmesi hem karbon emisyonlarının azaltılması hem de sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçişin sağlanması mümkün olabilecektir.
Uluslararası vergileme örneklerinden birisi olan havacılık vergisinin amacı nedir ve konusu nelerdir?
Uluslararası vergileme örneklerinden birisi havacılık vergisidir. Uçak yakıtının neden olduğu kirliliği azaltmayı ve gelir elde etmeyi amaçlayan bu vergi için üç farklı konu önerilmiştir. Bu önerilerde verginin konusu olarak uçak yakıtı, yolcu bileti veya yük ya da uçağın yaydığı emisyon miktarı belirlenmiştir.
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 7 Gün önce comment 11 visibility 17730
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1145
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 605
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2736
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 899
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25563
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14499
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12505
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12494
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10421