Kamu Maliyesi Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
Devlet Borçlanması
Borçlanmanın artan öneminden kısaca bahsediniz.
Daha önceki bölümlerde de söz edildiği gibi, devletin sahip olduğu finansman kaynakları çok çeşitlidir. Bunlar; vergiler, harçlar, resimler, şerefiyeler, parafiskal gelirler, mülk ve teşebbüs gelirleri, para işlemlerinden sağlanan gelirler, bağışlar, para ve vergi cezalarından oluşmaktadır. Günümüzde kamu harcamalarının finansmanı açısından en önemli gelir kaynağı vergilerdir. Kamu gelirleri kamu harcamalarını karşılamaya yetmediği, bir başka ifadeyle bütçe açıkları söz konusu olduğu zaman devletler borçlanmak zorunda kalmaktadırlar. Zaman içerisinde yaşanan ekonomik gelişmelerin de etkisi ile borçlanmanın da devlet gelirleri içindeki önemi artmış ve neredeyse vergilemenin alternatifi konumuna gelmiştir. Son yıllarda hemen hemen tüm ülkelerde devlet borçlarının sürekli olarak ve hızla arttığı gözlenmektedir. Günümüzde hükümetler, kamusal faaliyetleri finanse etmek amacıyla ek kaynağa ihtiyaç duydukları zaman, borçlanmayı vergilemeye bir alternatif olarak görmektedirler.
Borçlanma kavramını tanımlayınız.
Borçlanma, belli bir süre sonra ödenmek üzere para ve/veya benzeri değerli şeylerin
ödünç alınmasıdır. Borç kavramı kelime olarak taraflar arasında varılan bir anlaşma ile
bir tarafın para gibi değerli bir şeyi belirli bir süre için diğer tarafa ödünç vermesi anlamını taşımaktadır. Başka bir şekilde tanımlamak gerekirse, bir amacı gerçekleştirmek veya başka sebeplerle eldeki kaynakların yetersizliğinden dolayı kişi veya kurumlardan kaynak teminidir.
Devlet borcu kavramını tanımlayınız.
Devlet borcu ise devlet veya benzeri kamu tüzel kişileri tarafından akdolunan borçtur.
Devlet Borcu devletin, belirlenen bir takvime göre, önceden belirlenen hakların sahiplerine faiz ve/veya anapara ödemeleri yapmasına ilişkin yasal bir yükümlülüğüdür. Devlet borcu en basit tanımıyla, “devletin gelirleri giderlerini karşılamadığı zaman özel ekonominin çeşitli birimlerinden ya da dış alemden kredi alması” yoludur. Literatürde, devlet borcu kavramı yerine “kamu kredisi”, “kamusal kredi”, “kamu borcu” gibi deyimler birbirleriyle aynı anlamda kullanılmaktadır.
Kalsik ve modern maliyecilerin devlet borcuna bakışından kısaca bahsediniz.
Devlet borçlanmasını asla gerçek bir gelir kaynağı olarak görmeyen klasik maliyeciler,
devletin asıl gelir kaynağını vergi ve vergi benzeri gelirlerin oluşturduğunu ifade etmektedirler. Modern mali yaklaşıma göre devlet borçlanması ise, vergilendirmenin sınırına erişildiği, vergi almanın mümkün olmadığı dönemlerde, olağan finansman kaynaklarının eksikliğini tamamlamak üzere vergilemeye alternatif olarak da alınabilmektedir.
Devlet borcu ile özel borç arasındaki benzerlikler nelerdir?
Devletin borçlanması aslında bazı açılardan özel borçlanmaya benzemektedir. Öncelikle
her iki borçlanma da ihtiyaçların giderilmesi amacıyla yapılmaktadır. Her ikisinde de
borç olarak alınan değer belli bir zaman sonra geri ödenecektir. Son olarak devlet borçlanmasında da özel borçlanmada da borç alan ve veren arasındaki güven ilişkisi borçlanmanın temelini oluşturmaktadır.
Devlet borcu ile özel borç arasındaki farklılıklar nelerdir?
Devlet borçları ile özel borçların arasında temel bazı farklılıkların olduğu unutulmamalıdır. Devletin borçlanmanın nedeni topluma hizmettir, borçlanmanın miktarı genellikle oldukça büyüktür, borçlanma vadesi genellikle özel borçlanmaya göre daha uzundur, devlet zorunlu olarak da borç alabilir ve bazı durumlarda devlet borcunu geri ödemeyebilir. Özel borçlanmalarda ise, borçlanma nedeni özel amaçlardır. Borçlanma miktarı sınırlıdır, borçların vadesi devlet borçlanmasına göre daha kısadır, borçlanma gönüllü olarak yapılır ve borcun başlangıcında belirlenen şartlarda daha sonra değişiklik yapılamaz.
Vergi ve borçlanma arasındaki farklılıkar nelerdir?
Vergi ve borçlanmanın her ikisi de kamu geliridir ve temel olarak kamunun finansman ihtiyacının karşılanması amacıyla kullanılır. Ancak teorik olarak vergi ve borçlanmayı birbirinden ayıran çok önemli bazı farklılıklar bulunmaktadır. Bilindiği gibi vergi gelirleri devlet için sürekli ve kesin bir finansman kaynağıdır, vergiler zorunlu olarak toplanırlar, tüm kamu hizmetleri için kullanılırlar, vergilerin yükü şimdiki nesiller üzerindedir ve genellikle yurt içi kaynaklardan elde edilirler. Buna karşılık borçlanma gelirleri devlet için geçici bir finansman kaynağıdır. Bir başka ifadeyle vadeleri dolduğu zaman faiziyle beraber geri ödenmek zorundadır. Borçlanma vergilemenin aksine genellikle (bazı istisnaları olmakla birlikte) gönüllü katılımlardan oluşur, kullanım yerleri genellikle bellidir, borçlanmanın yükü gelecek nesillere kayabilir ve borçlanma yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan elde edilebilir.
Devletin borçlanma nedenlerini özetleyiniz.
Devletin borçlanma nedenlerini genel olarak; bütçe açıkları, kalkınmanın finansmanı, olağanüstü giderlerin finansmanı, kamu gelirlerinin zaman bakımından denkleştirilmesi, borç ödemek için borçlanma, maliye politikası aracı olarak borçlanma olarak sıralayabiliriz.
Devletin borçlanma nedenleri arasında bütçe açıklarının finansmanının öneminden bahsediniz.
Devletin borçlanma nedenleri arasında bütçe açıklarının finansmanı önemli bir yer
tutmaktadır. Kamu harcamaları ve kamu gelirleri arasında her zaman bir dengenin sağlanması söz konusu olmamaktadır. Harcamalarının bütçe gelirlerini aştığı ya da gelirlerin harcamaları karşılayamadığı durumda devlet bütçesi açık vermekte ve bu durum ilave finansman ihtiyacını arttırmaktadır. Bir ülkede bütçe açığını yaratan pek çok neden bulunabilir. Bunların başında zaman içerisinde kamusal ihtiyaçların artması ve devlet anlayışında meydana gelen değişimle beraber (refah devleti anlayışının benimsenmesi ile birlikte sosyal refahla ilgili harcamaların artışı) devletlerin daha çok mal ve hizmet üretir duruma gelmeleri gösterilebilir. Harcamalardaki artışlar karşısında kamu gelirlerinin yetersizliği ya da etkinsizliği ise bütçe açıklarını yaratan diğer bir önemli nedendir. Bunlara ilave olarak; hızlı nüfus artışı, mali disiplinin sağlanamaması, harcama ve gelirler konusunda denetim eksikliği, tasarrufların büyüme hızını karşılamada yetersiz kalması, kamu işletmelerinin ve sosyal güvenlik harcamalarının bütçeler üzerinde yarattığı yükler, ekonomik krizler, yüksek enflasyon ve faiz oranlarının yüksekliğinin bütçe üzerinde yarattığı baskılar, vergi sisteminden kaynaklanan bazı sorunların varlığı (vergi bilincinin yaygın olmaması, vergi idaresinden kaynaklanan sorunlar, kayıt dışılık, vergi gelirlerindeki istikrarsızlık, vergileme kapasitesinin azlığı vb) nedenler de bütçe açıklarını oluşturan temel nedenler arasında sayılabilir.
Devletin borçlanma nedenleri arasında kalkınmanın finansmanının sağlanmasının öneminden bahsediniz.
Devlet borçlanmasının bir diğer nedeni, kalkınmanın finansmanının sağlanmasıdır.
Gelişmekte olan ülkeler yapısal bir takım özellikleri dolayısıyla kalkınmanın finansmanını sağlayacak yeterli tasarruf birikimine sahip değildirler. Planlanan büyüme hızına erişebilmek için bu ülkelerde yapılması gereken büyük hacimli ve özel sektör tarafından verimsiz olarak görülen yatırımların bir kısmı devlet eliyle gerçekleştirilmektedir. Uzun süreli ve yüksek maliyetli bu kamu yatırımlarının borçlanmayla finanse edilmesi gelişmekte olan birçok ülke için kaçınılmaz olmaktadır.
Devletin borçlanma nedenleri arasında olağanüstü giderlerin finansmanının öneminden kısaca bahsediniz.
Devlet açısından üçüncü borçlanma nedeni olağanüstü giderlerin finansmanıdır.
Devlet bazı dönemlerde yüksek miktarda gelire ihtiyaç duyabilir. Örneğin doğal afetler ve savaşlar devletin harcamalarını bir anda ve çok önemli miktarlarda arttırabilir. Bu durumlarda borçlanmaya kaçınılmaz olarak ihtiyaç duyulmaktadır.
Devletin borçlanma nedenleri arasında amu gelirlerinin zaman bakımından denkleştirilmesinin öneminden kısaca bahsediniz.
Bütçenin uygulanması sırasında ortaya çıkabilecek bazı uyumsuzluklar nedeniyle de
devlet kısa süreli olarak borçlanma yoluna başvurabilir. Bir başka deyişle devlet, bütçesini düzenli bir şekilde uygulayabilmek için bütçenin kısa süreli gelir-gider dengesini sağlayabilmek amacıyla da borçlanma yapılabilmektedir. Bu durum kamu gelirlerinin zaman bakımından denkleştirilmesi amacıyla borçlanmadır.
Kamu Kesimi Borçlanma Gereği (KKBG) nedir?
Kamu Kesimi Borçlanma Gereği (KKBG), kamu kesimini oluşturan tüm birimlerin
toplam gelir ve gider durumları arasındaki farkı göstermekte ve kamu kesiminin toplam
borçlanma ihtiyacını hesaplamakta kullanılmaktadır. KKBG, toplam kamu kesimi açıklarının GSYH’ya oranlanması ile ölçülmektedir. Türkiye’de toplam kamu kesimi finansman açığı; merkezi yönetim bütçe açığı, KİT’lerin bütçe açığı, mahalli idareler bütçe açığı, döner sermayeli işletmeler bütçe açıkları, sosyal güvenlik kuruluşları açıkları, işsizlik sigortası fonu açıkları ve fonların açıkları toplamından oluşmaktadır. KKBG ise toplam kamu kesimi finansman açıklarını GSYH’ya oranlanması ile bulunmaktadır.
Kamu borç stokunun sürdürülebilirliğini kısaca açıklayınız.
Kamu borç stokunun sürdürülebilirliği genel olarak, kamu borç stokunun milli gelire oranının uzun dönemde sabit kalması olarak tanımlanabilir. Sürdürülebilir borç stoku oranı bir ekonominin borçlanmaya devam edip edemeyeceğini ya da vadesi gelen borçlarını yeniden borçlanarak ödeyip ödeyemeyeceğini ifade eder. Sürdürülebilir borç oranı her ekonomi için ve üstelik dünyada oluşan ekonomik koşulların değişimine paralel olarak değişim gösteren bir kavramdır. Sonuç olarak belirli bir düzeyi aşan borç, eğer milli ekonomi açısından ekonomik dengeyi bozucu etkilere sahip düzeye gelmişse, bu durumda borçlanma açısından sınırlandırma getirmenin zorunluluğu inkâr edilemez.
Devlet borçlarının sınıflandırılmasında kullanılan üç ana başlık nelerdir?
Devlet borçlarını vadeleri, gönüllülük esası ve elde edildikleri kaynaklar açısından sınıflandırabiliriz.
Vadeleri açısından devlet borçlarının sınıflandırılması konusundan bahsediniz.
Vadelerine göre borçlar; kısa ve uzun vadeli borçlar olarak ikili bir ayrıma tabi tutulabilir. Vade, borcun alınmasından ödenmesine kadar geçen süreyi ifade etmektedir. Bu ayırımda, süresi bir yıla kadar olan borçlar kısa vadeli borçlar, süresi bir yıldan uzun olan borçlara ise uzun vadeli borçlar denir. Vade borçlanma açısından, hem borcu alan hem de veren açısından çok önemli bir kavramdır. Çünkü borçlanmanın şartları borcun vadesine göre değişecektir. Örneğin, kısa vadeli borçların faiz oranı, uzun vadeli borçların faiz oranına kıyasla daha düşük olacaktır. Vadeler kriz dönemlerinde oldukça kısalmaktadır. Kısa vadeli borçlarla uzun vadeli borçlar, süreleri dışında başka açılardan da birbirlerinden ayrılır. Kısa vadeli borçlar para piyasalarından elde edilirken, uzun vadeli borçlar sermaye piyasalarından elde edilmektedir. Ayrıca kısa ve uzun vadeli borçlanmaya başvurma nedenleri de farklılık göstermektedir. Kısa vadeli borçlanmaya başvurmanın en önemli nedeni genellikle devletin gelir ve giderleri arasındaki zaman uyumsuzluğunu gidermektir. Ayrıca ekonomik durum uzun vadeli borçlanmaya elverişli olmadığında ya da sermaye piyasalarından borçlanma olanakları sınırlı ise, uzun vadeli borçlanmaya hazırlık amacıyla da kısa vadeli borçlanma yoluna gidilebilir. Uzun vadeli borçlanmada ise amaç, yürürlükte olan bütçenin gelir bakımından yetersiz olduğu durumlarda, gelirdeki yetersizliği kapatmak ya da alt yapı ve büyük ölçekli yatırımların finansmanını sağlamaktır.
Kısa vadeli brçların olası ekonomik etkilerinden kısaca bahsediniz.
Toplam borç stoku içerisinde kısa vadeli borçların oranının yüksek olması, genellikle
ekonomide bir güven krizinin olduğu ya da özellikle enflasyon konusunda olumsuz bekleyişlerin var olduğu şeklinde yorumlanabilir. Vadelerdeki kısalığın borçlanma açısından bazı olumsuz etkileri bulunabilir. Eğer devlet borçlanmasına olan ihtiyaç sürekli ve şiddetli ise, vadelerdeki kısalık borçların yıl içerisinde birkaç kez yinelenmesini zorunlu kılabilir. Her yeniden borçlanma ise devlet açısından yeni maliyetler demektir. Bu durum borçların maliyetlerinin tahminini oldukça zorlaştıracaktır. Borçlanmanın yıl içerisinde yinelenmesi faiz maliyetlerinin yanında idari yük ve maliyetler de doğuracaktır. Ayrıca kısa vadeler, ikincil piyasalara gerek olmadığını da düşündürebilir. Ancak, borçlanma vadelerinin kısa olması ekonomi politikası gereği bilinçli olarak tercih ediliyorsa (özellikle enflasyonun düşürülmeye çalışıldığı dönemlerde vadelerin kısa olması, beklenmedik bir şekilde yüksek
reel faiz ödenmemesi için gerekli bulunabilir) bu durumun yukarıda sayılanlardan
farklı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Gönüllülük açısından devlet borçlarının sınıflandırılmasından kısaca bahsediniz.
Devlet borçlarını gönüllülük açısından; gönüllü borçlanmalar ve zorunlu borçlanmalar
olarak ikiye ayırabiliriz. Daha öncede belirtildiği gibi, devlet borçlanmasını vergileme
gelirlerinden ayıran önemli özelliklerden birisi, borçlanmanın herhangi bir zorlamaya
dayalı olmadan gönüllü olarak yapılmasıdır. Bu tür borçlanmalara gönüllü borçlanmalar
adı verilmektedir. Ancak bazı durumlarda, devlet borçlanmayı zorunlu olarak da gerçekleştirebilir. Yani, borç verecek kesimin iradesini dikkate almaz, borçlanmanın şartlarını kendisi belirler, borç verecek birimler de bu şartlara uymak zorunda kalır. Devlet, zorunlu borçlanma yoluna giderken, bankaların, sosyal güvenlik kuruluşlarının, özel sigorta kuruluşlarının kaynaklarına başvurabilmektedir. Çünkü bu kuruluşların kaynakları güvenilir kaynaklardır. Zorunlu borçların bir başka şekli de, zorlama tehdidi ile alınan borçlardır. Bu borçlanmada, piyasaya sürülen borçlanma kâğıtlarının satılmayan kısmının zorla satılacağının duyurulmasıdır. Bu şekilde kişi veya kurumlar, böyle bir durumda daha fazla borçlanma senedi satın almak zorunda kalabileceklerini düşünür ve kendi iradeleriyle alabilirler. Manevi zorlama ile alınan borçlarda, piyasaya sürülen tahvilleri almak karşı tarafın iradesine bırakılır. Ancak kişi ve kurumlar üzerinde manevi bir baskı oluşturularak bu borçlanma senetlerinin alınması sağlanır. Örneğin, piyasaya sürülen borçlanma senetlerini alınmasının bir vatandaşlık görevi olduğu duyurulabilir.
İç borçlanmanın kaynakları nelerdir?
Devletin iç borçlanma kaynaklarını dört grupta toplayabiliriz. Bunlar; bireyler, kamu kurum ve kuruluşları, bankalar, Merkez Bankası olarak sıralanabilir.
Hazine'nin Merkez Bankası'ndan borçlanmasıkonusundan kısaca bahsediniz.
Hazine’nin, Merkez Bankası’ndan borçlanması iki şekilde olur; doğrudan borçlanma, dolaylı borçlanma. Doğrudan borçlanma, Hazinenin, Merkez Bankası’ndan doğrudan doğruya nakit borçlanmasıdır. Buna parasal avans ya da Hazine’ye avans adı verilmektedir. Dolaylı borçlanma ise, Hazine’nin borçlanma amacıyla çıkardığı Hazine kâğıtlarının, Merkez Bankası tarafından açık piyasa işlemleriyle satın alınması suretiyle gerçekleşir. müsteşarlığınin Merkez Bankası’ndan kısa vadeli borçlanması, bazı ülkelerin izin verdiği bir uygulama olmakla birlikte, bazı ülkelerde parasal disiplini bozacağı gerekçesi ile uygulanmamaktadır. Çünkü Merkez Bankası’ndan kısa vadeli avans kullanımı Merkez Bankası’nın karşılıksız para basması anlamına gelmekte olup, enflasyonist baskıları artırarak uzun vadede ekonomik istikrara zarar veren bir uygulamadır. Bu nedenle, Merkez Bankası’nın temel görevi olan fiyat istikrarını sağlamak ve bu doğrultuda para politikalarını bağımsız olarak yürütebilmek prensibi ile çelişen bu uygulama, ülkemizde 1994 yılından başlayarak kademeli olarak sınırlandırılmış, 25.04.2001 tarihli Merkez Bankası Kanunu ile yürürlükten tamamen kaldırılmıştır.
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 8 Gün önce comment 11 visibility 17821
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1158
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 614
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2739
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 905
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25568
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14503
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12507
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12498
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10421