Vergi Teorisi Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Vergilemede Adalet
Günlük hayatımızdan vergi yüküne örnek veriniz.
Bir baba eve dönerken eşini cep telefonundan
arayıp “bir şey lazım mı?” diye sorduğunda vergi öder.
Ardından evin ihtiyaçlarını temin edip çocuğuna da bir
çikolata almak istediğinde yaptığı ödemelerin içinde vergi
de vardır.
Vergi yüküne dair temel sorular nelerdir?
Vergi yüküne ilişkin iki temel soru:
• Vergi yükü vatandaşlar arasında ‘adil’ olarak
dağılmakta mıdır?
• Vergi gelir dağılımını nasıl etkilemektedir?
İlk soru vergi adaleti ile ilgilidir ve her ülkede en çok
tartışılan mali konulardan biridir. İkinci soru ise mevcut
vergi sisteminin unsurlarının gelir dağılımı üzerindeki
etkisini ele almaktadır. Vergiyi ödeyenle verginin yükünü
gerçekten yüklenen çoğunlukla aynı kişi olmaz. Bir
kişinin ne kadar vergi ödediğini öğrenerek o kişinin
üzerindeki vergi yükü hesaplanamaz.
Vergi yükünün nasıl başkalarına aktarıldığını örnek ile
tanımlayınız.
Bir müteahhit-iş adamı olan Mehmet Bey yeni
lüks bir otomobil satın alır. Araç için yüksek bir Özel
Tüketim Vergisi (ÖTV) ödemiştir. Verginin oluşturduğu
etki ile işçilerine “Yeni konutlarımıza talep beklediğim
gibi olmadı. Size ödediğim ücreti bir süreliğine indirmek
zorunda kalıyorum” der. İşçiler başka iş
bulamayacaklarını düşündüklerinden bu düşük ücreti
kabul ederler. Mehmet Bey böylece vergi yükünün
tamamını veya bir kısmını işçilerine aktarmış olur.
Vergi yükünün taşıyıcısı kimdir?
Açıktır ki vergi yükünün gerçek taşıyıcısı, vergi
kendisine aktarılandır. Böylece yasaların öngördüğünün
aksine yük başka kişilerce yüklenilmiştir.
Ülkede üretilen gelirin tanımı nedir?
Bir ülkede üretilen gelirin miktarının en genel ve
en çok kullanılan ölçüsü gayri safi yurt içi hasıladır
(GSYH).
Fonksiyonel gelir dağılımı nedir?
Gelirin, geliri üreten faktörler arasında
dağılımına fonksiyonel gelir dağılımı denir. Bir üretim
sürecine dahil olan girdilerin sahipleri üretimden paylarını
alırlar. Örneğin, bir mobilya atölyesinde üretilen masalar
piyasa fiyatına satılırlar. Elde edilen gelir işçiler, ham
madde sağlayıcıları, sermayedar, iş yerini kiralayanlar
arasında paylaşılır.
Sektörel dağılım nedir?
GSYH’nin sektörler arasında paylaşımına
sektörel gelir dağılımı denir. Sektörel gelir dağılımında
tarım, maden, imalat, enerji ve hizmetten oluşan ana
sektörlerin veya bu sektörlerin alt kategorilerinin (hizmet
sektörünün içinde bankacılık ve sigortacılık, sanayi içinde
otomotiv gibi) gelirden aldıkları paylar ele alınır.
Bölgesel ve kişisel gelir dağılımları nelerdir?
Gelirin ülkenin farklı bölgeleri veya illeri
arasında dağılımına bölgesel gelir dağılımı denir. Kişisel
gelir dağılımı, gelirin toplumu meydana getiren bireyler,
haneler ve gelir grupları arasındaki paylaşımını ele alır.
Kişisel gelir dağılımı en çok kullanılan gelir dağılımı
türüdür.
Gelir dağılımdaki eşitsizlikler nasıl ölçülür?
Gelir dağılımdaki eşitsizlikleri ölçmek için
genellikle millî gelirin kişiler veya hane halkları arası
dağılımı incelenir. Bu ölçümde hane halkları harcanabilir
gelirlerine göre sıralanıp yüzdelik dilimlere ayrılırlar.
Gelirine göre sıralanıp yüzde 20’lik dilimlere ayrılan
nüfusun ilk yüzde 20’lik dilimi düşük gelir grubu olarak
tasnif edilir. Diğer gruplar ise orta altı, orta, orta üstü ve
üst gelir gruplarıdır. Gelir dağılımı eşit olduğunda bu
grupların her birinin toplam gelirin de aynı yüzdesini
alması gerekir. Ancak bu durumdan uzaklaşıldıkça gelir
de daha eşitsiz dağılmış olur.
Lorenz eğrisi nedir ve neyi gösterir?
Lorenz eğrisi, fiili gelir dağılımını gösterir.
Birikimli gelir gruplarının gelirin birikimli yüzdelerinin ne
kadarını aldığını gösteren eğri gelir dağılımında adaletin
ne kadar sağlandığını görsel olarak ortaya koyar. şayet
gelir gruplar arasında eşit paylaşılırsa mutlak eşitlik veya
eşit bölüşüm gerçekleşir. Bu durumda gelir ve nüfusun
birikimli yüzdeleri bir grafikte gösterildiğinde yüzdeler
birbirine eşit olacağından 45 derecelik bir doğru ortaya
çıkar.
Mutlak eşitlik doğrusu veya eş bölüşüm doğrusu
nedir?
Bir diğer ifadeyle her grubun nüfus içindeki
yüzdesi ile gelirden aldığı payın yüzdesi birbirine eşit olsa
ortaya çıkacak olan 45 derecelik doğruya mutlak eşitlik
doğrusu veya eş bölüşüm doğrusu denir.
Gini sayısı nasıl hesaplanır?
Mutlak eşitlik doğrusu ile Lorenz eğrisi
arasındaki alanın (A) eş bölüşüm doğrusunun altında kalan
toplam alana (A+B) oranlanması sayesinde ise Gini
katsayısı hesaplanmaktadır.
Gini sayısındaki değişim neyi göstermektedir?
Gini katsayısı, 0 ile 1 arasında bir değer alır.
Lorenz eğrisi mutlak eşitlik doğrusundan uzaklaştıkça A
alanı (formüldeki pay) büyür ve Gini katsayısı 1’e
yaklaşır. Lorenz eğrisi mutlak eşitlik doğrusuna
yaklaştıkça A alanı küçülür ve Gini katsayısı 0’a yaklaşır.
Böylece Gini katsayısının 1’e yakınlaşması eşitsizliğin
arttığını; 0’a yaklaşması ise eşitsizliğin azaldığını gösterir.
Birincil gelir dağılımı nedir?
Devletin vergi ve harcamalarla bir müdahalede
bulunmadığı varsayımı altında piyasanın işleyişinin
sonucunda ortaya çıkan gelir dağılımına birincil gelir dağılımı denir. Birincil gelir dağılımına bazı kaynaklarda
piyasa dağılımı da denmektedir. İktisat teorisine göre
düzgün işleyen ve tam rekabet piyasasının ideal
koşullarını taşıyan bir piyasada üretim faktörlerinin
üretimden aldıkları pay, bu faktörlerin üretime katkısını
(marjinal verimliliğini) yansıtır.
Birincil gelir dağılımı adil midir?
Her üretim faktörü, üretime katkısı kadar gelir
elde etmekteyse birincil gelir dağılımının adil olduğunu
düşünmek gerekir. Ancak piyasalar tam rekabet koşulları
altında çalışmazlar ve toplumlar değişik işlevleri yerine
getirmesi için devlete ekonomiye müdahale görevi
verirler. Devletler birincil gelir dağılımını birtakım
düzenlemelerle etkilerler
Devlet gelir dağılımını nasıl etkiler?
Devlet vergiler ve harcamalar yoluyla gelir
dağılımını etkiler. Her vergi, gelir grupları üzerinde farklı
etkiye sahiptir. Devlet geliri yüksek olanları daha yüksek
vergilendirir. Bu yüzden herkesin vergi sonrası
kullanılabilir geliri aynı oranda azalmaz. Yüksek
gelirlilerin gelirindeki azalma daha yüksek olur.
Kullanılabilir gelirin harcanması aşamasında ise devlet
dolaylı vergiler alarak kişilerin refahının bir kısmına el
koyar. Gelir dağılımını düzeltmek amacıyla yüksek
gelirlilerin satın aldıkları malları daha yüksek oranda
vergilendirerek gelir dağılımını etkiler.
Vergi alınmasının amacı nedir?
Verginin, kamu harcamalarının finansmanı için
alınması vergilemenin mali amacıdır. Ancak vergi, gelir
dağılımını düzeltmek, ekonomik istikrarı sağlamak, cari
açığı azaltmak gibi birçok amacı elde etmek için de alınır.
Bunlara verginin mali olmayan (ekstra fiskal) amaçları
denir.
Vergi tarifesi nedir ve çeşitleri nelerdir?
Verginin hesaplanabilmesi için matraha
uygulanması gereken ölçüye vergi tarifesi denir. Düz
oranlı ve artan oranlı vergi tarifesi uygulamada en çok
kullanılan tarifelerdir. Düz oranlı tarife, saptırıcı etkiye
daha az yol açtığı için etkinlik açısından artan oranlı tarife
ise dikey adalete daha uygun olduğu için savunulmaktadır.
Ortalama vergi oranı nedir?
Ortalama vergi oranı, ödenen verginin matraha
bölünmesiyle ulaşılan orandır (Yüzde ifadeye
dönüştürmek için genellikle yüzle çarpılır). OVO, Ödenen
vergi T’nin üzerine vergi tarifesinin uygulandığı matrah X
a oranının 100 ile çarpımına eşittir.
Sabit miktarlı vergi tarifesi nedir?
Ödenecek vergi ile matrah arasında bir ilişki
kurulmaksızın önceden saptanan sabit bir miktarın vergi
olarak ödenmesi durumunda bu tarifeye sabit miktarlı
vergi tarifesi denir. Götürü veya maktu vergiler sabit
miktarlı vergilerdir ve bu vergilerde bir vergi oranı
kullanılmaz sadece ödenecek vergi belirlenir. Bu tür
vergilerde, vergi sabit bir miktar olarak ödendiğinden
matrah arttıkça ortalama vergi oranı azalır. Vergi,
matrahtaki değişmeye tepki vermediğinden marjinal vergi
oranı sıfırdır. Böylece ortalama vergi oranının matrah
arttıkça azaldığı ve marjinal vergi oranının da sıfır olduğu
bir tarife yapısı ortaya çıkar.
Sabit verginin handikabı nedir?
matrah artmasına rağmen vergi sabit kaldığından
ortalama vergi oranı, matrah yükseldikçe düşmektedir.
Matrah artsa da vergi değişmediğinden marjinal vergi
oranı sıfır olmaktadır. matrah arttıkça ortalama vergi oranı
azalmaktadır. Bu durumda yüksek matraha sahip
mükelleflerin oransal olarak daha düşük bir vergi
yükümlülüğüne sahip oldukları açıktır. Götürü vergileme,
beyan gerektirmediğinden, matrah (gelir) ile ilişkisi
olmadığından ve ödeme gücünü dikkate almadığından
dolayı modern vergilemede fazla başvurulmayan bir
yöntemdir.
Düz oranlı vergi tarifesi nedir?
Sabit bir vergi oranının matraha uygulanması
durumunda vergi tarifesine düz (sabit/tek) oranlı vergi
tarifesi denir. Sabit miktarlı vergide ödenen vergi matrah
değişse de aynı kalmaktayken düz oranlı vergi tarifesinde
matrah arttıkça uygulanan oran aynı kalmakta fakat
hesaplanan vergi artmaktadır. Bir diğer ifadeyle vergi
miktar olarak artmakta fakat oransal olarak aynı
kalmaktadır.
Artan oranlı vergi tarifesi nedir?
Matrah yükseldikçe daha yüksek oranlarda vergi
ödenmesine yol açan tarifeye artan oranlı vergi tarifesi
denir. Artan oranlı vergi tarifesi, basit artan oranlılık ve
dilimli artan oranlılık olmak üzere iki farklı şekilde
uygulanabilir. Basit artan oranlılık uygulamasında matrah
hangi dilime isabet etmekteyse o dilimin oranı tüm
matraha uygulanmaktadır.
Gizli artan oranlılık nedir?
Düz oranlı vergi tarifesi uygulamasında
matrahtan bir indirim yapılması öngörüldüğünde ortaya
çıkan fiili durum gizli artan oranlılık olarak adlandırılır.
Bir diğer ifadeyle düz oran, matrahtan indirim yapıldıktan
sonra kalan miktara uygulandığında ortalama vergi
oranında artış olur. Gizli artan oranlılıkta, tarifede
düz/sabit/tek oran olmasına rağmen indirimden dolayı
ortalama vergi oranı, matrah arttıkça artar. Böylece artan
oranlı tarifenin bir özelliği olmasına rağmen matrah
arttıkça ortalama vergi oranının da artması düz oranlı
tarifede de gözlenir.
Azalan oranlı vergi tarifesi nedir?
Matrah arttıkça vergi oranının azaldığı tarifeye
azalan oranlı vergi tarifesi denir. Azalan oranlı vergi
tarifesi uygulamasında ödenecek vergi bazen, tarifedeki
oranların azalmasına rağmen artabilmekte ise de bu durum
tamamen matrahtaki artışın etkisinin, oranlardaki
azalmanın etkisine baskın olmasının bir sonucu
olmaktadır. Kısaca, ödenecek vergideki artış azalan oranlı
tarifede her zaman gerçekleşmeyebilir. Azalan oranlı vergi tarifesi, yüksek gelirli mükelleflerin oransal olarak düşük
vergi ödemelerine yol açar.
Artan oranlı vergi tarifesi yapısı nasıldır?
Artan oranlı tarifenin yapısı dilim ve oranlardan
oluşur. Dilim ve oranlardaki değişme mükellefin
vergisinin lehine veya aleyhine olabilir. Mükellefin bir üst
dilime çıkması için matrahın artması gerekir. Bir üst
dilime çıkma zorlaştıkça mükellef daha az vergi öder;
kolaylaştıkça daha fazla vergi öder. Öte yandan dilimlerin
mesafesi aynı iken oranlar arasındaki fark artarsa
mükellefin ödeyeceği vergi artar.
Vergi tarifesinin zayıf ya da güçlü artan oranlılığa
sahip olduğu nasıl anlaşılır?
Bir vergi tarifesinin zayıf veya güçlü artan
oranlılık özelliklerinden hangisine sahip olduğuna karar
verebilmek için onu başka bir tarife ile karşılaştırmak
gerekir. Bu karşılaştırma sonucunda uzunluk ve yükseklik
farklarının ortalama vergi oranı ve marjinal vergi oranı
üzerindeki etkisi açıkça görülür. Böylece artan oranlılığın
yapısı hakkında yorum yapılabilir.
Dikey adaleti sağlamaları nasıl tespit edilecektir?
Uzunluk ve yükseklik farkları birbirinden farklı
olan iki tarifenin ortalama vergi oranları ve marjinal vergi
oranları farklı olacağı için bu tarifelerin dikey adaleti
sağlamadaki etkileri de farklılaşacaktır.
Vergi yansıması nedir?
Vergi yükünün iktisadi bazı imkânlardan
yararlanılarak kısmen veya tamamen başkalarına
devredilmesine vergi yansıması denir. Vergi yükünün
devredilmesinin doğal sonucu, vergi yükünün yasal
yükümlüsü dışındaki ekonomik birimlerce
yüklenilmesidir.
Vergi yansımasının aşamalarından devretme-yayılma
ve yerleşme nelerdir?
Devretme-yayılma: Vergi yükümlüsü, iktisadi
imkân bulduğunda ödediği verginin tamamını veya bir
kısmını başkalarına aktarır (yansıtır). Yerleşme: Verginin
artık başkasına devredilemediği, bir iktisadi birim
üzerinde kaldığı aşamadır. Kendisine vergi yansıtılan da
verginin tamamını ya da bir kısmını başkasına aktarabilir.
Fakat yansıma kesintisiz devam etmezse nihayetinde yükü
başkasına aktaramayan bir iktisadi birim üzerinde yerleşir.
Vergi yansımasının türleri nelerdir?
Vergi yansıması vergi yükünün devredildiği
birime göre, kanunda yansımanın öngörülmesine göre,
vergi yansımasının sürekliliğine göre ve vergisel
değişikliklerin gelir dağılımı üzerindeki etkisine göre
sınıflandırılabilir.
Vergi yükünün devredildiği türe göre vergi yansıması
nedir?
Yansıma, vergi yükünün devredildiği birime göre
ileriye ve geriye yansıma olmak üzere ikiye ayrılır.
Ödenen verginin fiyata ilave edilerek alıcıya
devredilmesine ileriye yansıma denir. Ödenen verginin
alınan ham madde fiyatı azaltılarak ve/veya işçi ücretleri
gibi diğer üretim girdilerinin fiyatı düşürülerek
yansıtılmasına geriye yansıma denir. Kısaca geriye
yansıma ödenen verginin üretim faktörlerine doğru
aktarılmasıdır. İşveren, sigorta primi işveren payının
tamamını veya bir kısmını ücretleri düşürerek işçisine
yansıtabilir.
Çapraz yansıma nedir?
İleriye yansımanın özel bir hâli çapraz
yansımadır. Bir satıcının vergisini ödediği malın fiyatını
artırdığında malı satamazsa, diğer bir malın fiyatını
artırarak vergi yükünü devretme yoluna gitmesine çapraz
yansıma denir.
Kanunda yansımanın öngörülmesine göre vergi
yansıması nedir?
Bazen verginin devredilmesi kanunda öngörülür.
Bu durumda kanuni yansıma söz konusudur. Örneğin,
kanun katma değer vergisinin nihai tüketici tarafından
ödenmesini öngörür. Malın üretim aşamalarında yaratılan
ilave değer üzerinden alınan verginin tamamını sonunda
tüketici öder.
Fiili yansıma nedir?
Yasada öngörülenin aksine vergi yükünün
iktisadi (ekonomik) imkânlar kullanılarak aktarılmasına
fiili (iktisadi) yansıma denir. İktisadi yansıma sonucunda
vergi, reel gelirin dağılımında hedeflenenin dışında bir
değişiklik oluşturur.
Vergi yansımasının sürekliliğine göre yansıma türleri
nelerdir?
Vergi, yansıtıldıktan sonra belirli bir kişi veya
grup üzerine yerleşebilir. Buna sınırlı yansıma denir. Eğer
vergi hiç kimsenin veya grubun üzerine yerleşmezse
sınırsız yansıma söz konusudur. Bu durumda üzerine vergi
yansıtılan her ekonomik birim bu yükün tamamını veya
bir kısmını başka birimlere devretmektedir. Yansıtılmış
verginin tekrar yansıtılmasına verginin yayılması denir.
Bir diğer ifadeyle, sınırsız yansımaya verginin yayılması
da denilir.
Çığ etkisi nedir?
Yansıtılan verginin yeniden yansıtılması ile
ilintili diğer bir kavram çığ etkisidir. Üretim malında
yansımanın zincirleme olarak gerçekleşmesine çığ etkisi
denir.
Denk bütçe yansıması nedir?
Vergiler ekonomik birimler üzerinde yük
oluştururken harcamalar ekonomik birimlere fayda
sağlarlar. İşte vergilerin ve harcamaların birleşik etkisine
denk-bütçe yansıması denir. Denk bütçe yansıması, vergi
ödeyen mükelleflerin bu vergiler sayesinde devletin
yaptığı ek hizmetlerden faydalandıklarında yüklerinin
azalacağı tespitine dayanmaktadır.
Diferansiyel vergi yansıması nedir?
Kamu harcamaları sabitken bir verginin
kaldırılarak yerine başka bir verginin salınmasının gelir
dağılımında yarattığı etkiye diferansiyel vergi yansıması
denir.
Mutlak vergi yansıması nedir?
Diğer vergiler ve kamu harcamaları sabitken bir
verginin düzeyinde yapılan değişikliğin gelir dağılımı
üzerindeki etkisine ise mutlak vergi yansıması denir.
Vergi yansımasının kuralları nelerdir?
Yasal yükümlülük vergi yükünü gerçekte kimin
yüklendiğini belirlemez, vergi yükü dağılımında verginin
tüketiciden mi üreticiden mi alındığı önemsizdir, vergi
yükü arz veya talebin fiyat esnekliklerine göre paylaşılır
Ad valorem vergi nedir?
Vergi, malın fiyatının bir oranı olarak
alınmaktaysa bu vergiye ad valorem vergi denir. Birim
(maktu) vergi de malın veya hizmetin miktarı üzerinden
sabit bir vergi alınırken, ad valorem vergi de hesaplama
fiyatın bir yüzdesi olarak yapılır. Ad valorem vergi de
sabit olan miktar değil orandır: Fiyat arttıkça vergi miktar
olarak artar. Bunun sonucu olarak, vergi üreticilerden
alındığında arz doğrusu, tüketicilerden alındığında talep
doğrusu oransal olarak kayar.
Monopolde vergi yansıması nasıldır?
Monopol (tekel), mal veya hizmetin tek üretici
(satıcı) tarafından üretildiği piyasadır. Tam rekabet
piyasası, çok sayıda üretici ve tüketicinin türdeş mal veya
hizmeti üretip tükettiği piyasadır ve tüm piyasa aktörleri
fiyatları veri alırlar. Monopolde ise tek üretici ve çok
sayıda tüketici vardır. Bu yüzden monopol fiyatı veri
olarak almaz, üretim miktarlarını değiştirerek kâr
maksimizasyonunu gerçekleştirecek fiyatı belirler.
Oligopolde vergi yansıması nasıldır?
Tam rekabet çok sayıda satıcının, monopol ise
tek satıcının yer aldığı piyasadır. Bu iki uç arasında yer
alan oligopol piyasasında birden fazla satıcı vardır. Bu
piyasada firmalar fiyat belirleme konusunda bir pazar
gücüne sahip olsalar da monopolcü firma kadar rahat
hareket edemezler. İktisatçılar vergi yansıması kurallarının
bu piyasa için de geçerli olduğunu varsayarlar.
Sektörel gelir dağılımı nedir?
GSYH’nin sektörler arasında paylaşımına sektörel gelir dağılımı denir. Sektörel gelir dağılımında tarım, maden, imalat, enerji ve hizmetten oluşan ana sektörlerin veya bu sektörlerin alt kategorilerinin (hizmet sektörünün içinde bankacılık ve sigortacılık, sanayi içinde otomotiv gibi) gelirden aldıkları paylar ele alınır.
Bölgesel gelir dağılımı nedir?
Gelirin ülkenin farklı bölgeleri veya illeri arasında dağılımına bölgesel gelir dağılımı denir.
Kişisel gelir dağılımı ne ifade etmektedir?
Kişisel gelir dağılımı, gelirin toplumu meydana getiren bireyler, haneler ve gelir grupları arasındaki paylaşımını ele alır. Kişisel gelir dağılımı en çok kullanılan gelir dağılımı türüdür.
Gelir dağılımında eşitsizlik nasıl ölçülür?
Gelir dağılımdaki eşitsizlikleri ölçmek için genellikle milli gelirin kişiler veya hane halkları arası dağılımı incelenir. Bu ölçümde hanehalkları harcanabilir (kullanılabilir) gelirlerine göre sıralanıp yüzdelik (genellikle yüzde 20’lik) dilimlere ayrılırlar. Gelirine göre sıralanıp yüzde 20’lik dilimlere ayrılan nüfusun ilk yüzde 20’lik dilimi düşük gelir grubu olarak tasnif edilir. Diğer gruplar ise orta altı, orta, orta üstü ve üst gelir gruplarıdır. Gelir dağılımı eşit olduğunda bu grupların her birinin toplam gelirin de aynı yüzdesini alması gerekir.
Lorenz eğrisi ile gelir dağılımı arasındaki ilişki nedir?
Lorenz eğrisi, fiili gelir dağılımını gösterir. Birikimli gelir gruplarının gelirin birikimli yüzdelerinin ne kadarını aldığını gösteren eğri gelir dağılımında adaletin ne kadar sağlandığını görsel olarak ortaya koyar. Şayet gelir, gruplar arasında eşit paylaşılırsa mutlak eşitlik veya eşit bölüşüm gerçekleşir.
Gini katsayısı gelir dağılımında adaleti nasıl ifade etmektedir?
Gini katsayısı sıfır ile bir arasında bir değer alır. Gini katsayısı sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında adalet artar, bire yaklaştıkça gelir dağılımında adalet azalır. Bir başka ifadeyle Gini katsayısının 1’e yakınlaşması eşitsizliğin arttığını; 0’a yaklaşması ise eşitsizliğin azaldığını gösterir.
İkincil gelir dağılımı nedir?
Devletin vergi ve kamu harcamalarını kullanarak birincil gelir dağılımına müdahale etmesiyle ortaya çıkan gelir dağılımına ikincil gelir dağılımı denir.
Devletin vergiler aracılığıyla gelir dağılımına müdahalesi mümkün müdür?
Evet mümkündür. Devlet vergiler ve harcamalar yoluyla gelir dağılımını etkiler. Her vergi, gelir grupları üzerinde farklı etkiye sahiptir. Devlet geliri yüksek olanları daha yüksek vergilendirir. Bu yüzden herkesin vergi sonrası kullanılabilir geliri aynı oranda azalmaz. Yüksek gelirlilerin gelirindeki azalma daha yüksek olur. Kullanılabilir gelirin harcanması aşamasında ise devlet dolaylı vergiler alarak kişilerin refahının bir kısmına el koyar. Gelir dağılımını düzeltmek amacıyla yüksek gelirlilerin satın aldıkları malları daha yüksek oranda vergilendirerek gelir dağılımını etkiler.
Vergiler, Devletlerin gelir dağılımında adaleti artırma hedefine ulaşmasını hangi araçlarla sağlamaktadır?
Devletlerin gelir dağılımında adaleti artırmak hedefine ulaşmak için kullanılabileceği bir araç da vergilerdir. Bu amaçla;
vergilemede asgari (en az) geçim indirimi,
ayırma ilkesi
istisna ve muafiyetler ve
vergi tarifelerinden faydalanılabilir.
Vergi tarifesi nedir?
Verginin hesaplanabilmesi için matraha uygulanması gereken ölçüye vergi tarifesi denir. Düz oranlı ve artan oranlı vergi tarifesi uygulamada en çok kullanılan tarifelerdir. Düz oranlı tarife, saptırıcı etkiye daha az yol açtığı için etkinlik açısından savunulmaktadır. Dikey adalete uygunluk açısından da artan oranlı tarife savunulmaktadır.
Bayan A'nın vergi matrahı 50.000 TL'den 80.000 TL'ye yükselmiş; ödediği vergi de 10.380 TL'den 18.480 TL’ye yükselmişse marjinal vergi oranı nedir?
Marjinal vergi oranı, matrahtaki artışın (değişmenin) vergide neden olduğu artışı gösterir. Önce ödenen vergiler arasındaki fark bulunur (18,480-10,380=8.100). Sonra vergi matrahındaki fark bulunur (80,000-50,000=30,000). bulunan vergi farkı, bulunan vergi matrahı farkına oranlanır (8,100/30,000) ve bulunan değer marjinal vergi oranını gösterir. Sonuç olarak %27'ye ulaşılır.
Düz oranlı vergi tarifesi nedir?
Sabit bir vergi oranının matraha uygulanması durumunda vergi tarifesine düz (sabit/tek) oranlı vergi tarifesi denir. Düz oranlı vergi tarifesinde matrah arttıkça uygulanan oran aynı kalmakta fakat hesaplanan vergi artmaktadır. Bir diğer ifadeyle vergi miktar olarak artmakta fakat oransal olarak aynı kalmaktadır.
Artan oranlı vergi tarifesi nedir? Hangi şekillerde uygulanmaktadır?
Matrah yükseldikçe daha yüksek oranlarda vergi ödenmesine yol açan tarifeye artan oranlı vergi tarifesi denir. Artan oranlı vergi tarifesi, basit artan oranlılık ve dilimli artan oranlılık olmak üzere iki farklı şekilde uygulanabilir. Basit artan oranlılık uygulamasında matrah hangi dilime isabet etmekteyse o dilimin oranı tüm matraha uygulanmaktadır. Dilimli artan oranlılık uygulamasında matrahın tamamına karşılık gelen tek bir oran uygulanmamaktadır. Matrah dilimlere ayrılarak her dilime, kendine isabet eden oran uygulanmaktadır.
Vergi yükünün devredildiği birime göre yansıması hangi şekillerde gerçekleşmektedir?
Vergi yükünün devredildiği birime göre yansıması, ileriye ve geriye yansıma olmak üzere iki şekilde gerçekleşir. Ödenen verginin fiyata ilave edilerek alıcıya devredilmesine ileriye yansıma denir. Ödenen verginin alınan ham madde fiyatı azaltılarak ve/veya işçi ücretleri gibi diğer üretim girdilerinin fiyatı düşürülerek yansıtılmasına geriye yansıma denir.
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 2 Gün önce comment 0 visibility 57
-
2024-2025 Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sınav Bilgilendirmesi
date_range 6 Aralık 2024 Cuma comment 2 visibility 328
-
2024-2025 Güz Dönemi Dönem Sonu (Final) Sınavı İçin Sınav Merkezi Tercihi
date_range 2 Aralık 2024 Pazartesi comment 0 visibility 914
-
2024-2025 Güz Ara Sınavı Giriş Belgeleri Yayımlandı!
date_range 29 Kasım 2024 Cuma comment 0 visibility 1289
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 14 Kasım 2024 Perşembe comment 11 visibility 20161
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25842
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14700
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12646
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12642
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10582