Mitoloji ve Din Dersi 1. Ünite Sorularla Öğrenelim

Kavramlar Ve Tanımlar

1. Soru

Dağ ve tepe kültü hakkında bilgi veriniz

Cevap

Dağ ve tepeler, coğrafyanın yüksek noktalarını
teşkil etmeleri sebebiyle yükseklik algısıyla birlikte
telakki edilmiştir. Göksel yapılanmanın dışında yükseklik
anlayışı dağ ve tepelerle anlamını bulmuştur. Böylece bu
mekanlar gizem ve kutsal mekanlar olarak görülmüştür.
Paganist inanç sistemlerinde yüksek dağlar, tanrıların
mekanı olarak kabul edilmiş ve hatta buralarda tanrı ve
tanrıçaların meclisleri tasavvur edilmiştir. Bu minval
üzere, her bir kültür çevresi kendi bağlamında bir dağı
kutsamış ve onu erişilmez olarak görmüştür. Örneğin;
Yunanlıların Olimpos’u, Türklerin Ötüken’i sayılabilir.
Dünya modelinde dağın, yerin ekseni olması inancı dünya
dağlarının veya demir dağların varlığına inancı
doğurmuştur ki, bu da genel anlamda dağ kültünün bir
başka boyutudur.
Bir başka yaklaşım tarzıyla dağlar kahramanların
saklandığı yerdir. Köroğlu destanında kahramanlık
vurgusunun cereyan ettiği mekandır. Dede Korkut
kitabında kahramanlar ile dağlar arasında öyle bir ilişki
kurulmaktadır ki bir anlamda dağ, insanlara çare üreten
manevi merkez durumundadır.


2. Soru

Kam nedir?

Cevap

“Şaman” ve “kam” kelimeleri birlikte kullanılmıştır. Öbür dünya ile beşer arasında şifa vermek amacıyla bağlantı kuran bir vasıta ve dini ayinleri tertip eden kişi olarak ifade edilmiştir.


3. Soru

Ağaç kültünde "kozmik ağaç" neyi simgeler?

Cevap

“Kozmik ağaç” veya “Hayat ağacı” olarak ifade edilen ağaç, dünyanın tam ortasından yükselerek kökleri yer altına kadar iner ve dalları da dünya dağının zirvesine kadar yükselirdi. Ebedi canlılığın sembolüdür.


4. Soru

Dinler tarihi, Din fenomenolojisi, Din sosyolojisi, Din
psikolojisi ve Din felsefesi hakkında bilgi veriniz

Cevap

Dinleri ortaya çıkışı, muhtevaları gibi konular
dinler tarihi disiplini tarafından ele alınmaktadır. Din
fenomenolojisi dini olgular üzerinden sistematik bir
biçimde inceler. Din sosyolojisinin temel konusu, dintoplum
münasebetlerini karşılıklı olarak ele almaktır. Yani
dinin toplumun oluşumuna, yapılanmasına, insanlar arası
ilişkilerin teşekkülüne olan etkisi, aynı zamanda diğer
toplumsal olguların da dinin algılanmasından başlayarak
inanç, ibadet ve cemaatleşmelere kadar olan tesirlerini
inceler. Din psikolojisi ise fert ile din bağlantılarını,
bireyin zihin dünyasındaki din kavramlarını araştırır. Din
felsefesi ise din ile ilgili ilkelere akli ve tecrübi bilgilerden
faydalanarak dinleri tahlil etmekle meşguldürler.


5. Soru

Masallar hakkında bilgi veriniz

Cevap

Masalların kahramanları olağanüstü yaratıklardır. Abartı unsurlarının bol olduğu ifade biçimleridir. İçeriği
büyük oranda hayali unsurlarla doludur. Başarıya giden
yolda motivasyon unsuru olarak tercih edilmiştir.
Masallar konu itibariyle geniş coğrafyalara hitap edebilir.
Dolayısıyla belli bir kültür çevresiyle sınırlı kalmadan
milletlerin ortak malı haline geldiği olmuştur. İnsanların
yararına olan motif hemen her çevrede ortak olarak
kullanılmıştır.
Masalların ihtiva ettiği konu dağarcığı geneli kapsayacak
unsurlar ihtiva etmektedir. Bu yüzden aile ortamlarından
daha geniş platformlara kadar bütün mahallede
dillendirilebilir. Bu yönüyle sözlü boyutu daha güçlüdür.
Masalların muhtevasında zaman ve mekan kavramına pek
dikkat edilmemiştir. Zaman sınırlaması olmaksızın
herhangi bir tarihte vuku bulması veya mekanın sınırları
çok önem arz etmemektedir. Öyle ki masallarda masalın
meydana geldiği zaman ve mekan çok önemsenmemiştir
Konu bakımından masallar daha çok din dışı konuları
içermektedir. Din dışı unsurların içinde abartı unsurlarının
da katılmasıyla daha heyecan verici ve macera barındıran
unsurlarla donatılmıştır. 


6. Soru

Destan nedir?

Cevap

Destan, Farsça bir kelime olup milletlerin benliğinde derin tesirler bırakan savaş, göç gibi toplumsal; yangın, salgın hastalık, sel, deprem gibi doğal olayların etkisiyle söylenmiş hayali unsurlarla süslenmiş uzun manzum eserlerdir.


7. Soru

Yapay destan nedir?

Cevap

Yapay destanlar ise yazarı belli olan daha çok günümüze yakın tarihlerde kaleme alınmış ve olağanüstü durumlara yer verilmiştir.


8. Soru

“Alazlama” geleneği nedir?

Cevap

Anadolu’da yaygın olan “Alazlama” adeti de, hastalıkların ateşle temizlenmesi amacını güden Kırgızlardaki “Alazlama”nın bir uzantısı olarak görülmektedir.


9. Soru

Destan nedir? Açıklayınız

Cevap

Destan, Farsça bir kelime olup milletlerin
benliğinde derin tesirler bırakan savaş, göç gibi toplumsal;
yangın, salgın hastalık, sel, deprem gibi doğal olayların
etkisiyle söylenmiş hayali unsurlarla süslenmiş uzun
manzum eserlerdir. Destan derin geçmişe sahip devletlere
ait hikayelerdir. Çünkü savaş yaşamayan, doğal afetlerle
karşılaşmayan milletlerde destan unsuru bulunmaz.
Destanlar bir kavmin yada ulusun yurt edinme ve kimlik
kazanma mücadelesini ihtiva eder.
Destan veya masallarda olağanüstü kahramanlar ve
hayvanlar görev üstlenmiştir. Destanda beşeri ve hayvani
unsurlar esastır.
Destanlar sözlü edebiyata kaynaklık etmiştir. Destan daha
çok milletleri ilgilendiren boyutlara sahiptir. Destanlarda
konu bütünlüğünün zaman zaman kaçtığı ve ilgisiz
bağlantılar kurulduğu olmuştur.
Destanlar toplumların ortak düşünce ve yaşayışlarının dışa
yansımasıdır. Yani aynı şeylere ağlayan ve aynı şeylere
gülebilecek insanların birlikteliğidir.
Olağanüstü özellik ve motiflerden oluşmaktadır. Her ne
kadar belli bir millete hitap etmekle birlikte olağanüstü
motiflerle zenginleştirilerek ulaşılamaz kılınmıştır. Destan
kahramanlarının bazen yarı tanrısal özellikler sergilediği
de olmuştur.
Destanlar doğal ve yapay destanlar olarak ikiye ayrılırlar.
1. Doğal destanlar yazarı belli olmayan eski çağlarda
yaşanmış olayları konu alan sözlü destan türüdür.
Türk edebiyatında doğal destanlar İslamiyet öncesi
ve İslami dönem olmak üzere ikiye ayrılır.
2. Yapay destanlar ise yazarı belli olan daha çok
günümüze yakın tarihlerde kaleme alınmış ve
olağanüstü durumlara yer vermiştir.


10. Soru

Din nedir? Açıklayınız.
 

Cevap

Din ile ilgili bir çok tanımlama yapılmıştır. Bu
tanımlamalara göre din, insanlara bir hayat tarzı sunan,
onları belli bir dünya görüşü içinde toplayan, yaratıcıya
isteyerek bağlanma, birtakım şeyleri duyma, onlara
inanma ve onlara uygun iradi faaliyette bulunma
olgusudur. Doğa üstü güçlere, kutsal kabul edilen
varlıklara, ahlaki öğretilere sahip değerlere ve tanrıya
inanmayı sistemleştiren ibadetler bütünüdür. Din,
doğaüstü niteliklere haizdir. Değişmezlerin olduğu ve
gönülden bağlanmayı gerektiren teslimiyettir. Çoğu zaman
din kelimesi ile inanç kelimesi aynı amaçla kullanıldığı
olmuştur. Arapça kökenli olan din kelimesi “yol, hüküm,
benimsemek, kabul etmek, ikrar etmek” anlamlarına
gelmektedir. Batı dillerinde din kelimesini karşılığı olarak
“religio” tercih edilmiştir ki “ibadet” anlamını
taşımaktadır. Din, bütün anlamıyla kutsalın ifadesi; fert ve
sosyal teşekkülün kurumsal birlikteliğidir.


11. Soru

Kam nedir? Bilgi veriniz.

Cevap

“Şaman” ve “kam” kelimeleri birlikte
kullanılmıştır. Öbür dünya ile beşer arasında şifa vermek
amacıyla bağlantı kuran bir vasıta ve dini ayinleri tertip
eden kişi olarak ifade edilmiştir. Rivayete gore, Tanrı
Ülgen ilk şamana “Senin adın bundan böyle Kam olacak”
diyerek adını vermiştir.
Türk, Altay ve Moğol halk kültüründe büyücü din adamı
olarak adlandırılır. Daha çok sosyal topluluklarla doğaüstü
güçler arasında iletişime geçebilen din adamıdır.
Dualarıyla hastaları iyileştirebilir ve törenlerle kötü ruhları
kovabilir. Aynı zamanda büyücü ve hekimdir. Değişik
ritüelleri yerine getirir.
Kam kendi özel yöntemiyle ulaştığı vecd hali, yani
kendinden geçme halinde, ruhunun göklere yükselmek,
yeraltına inmek ve oralarda dolaşmak gibi yetenekleri
bulunduğu kabul edilir. Coşkuya ulaşabilmek için müzik
ve ritim büyük öneme sahiptir. Dans ederek kendinden
geçer. Maddi dünya ile olan bağlar zihnen kopar. Bütün
kamların çok derin sezgileri, geniş düş güçleri vardır.
Şaman, gerektiğinde yardımcı ruhları dünyanın her yanına
dağılmış olsalar bile olsalar çağırabilir. Bu çağrıyı davul
veya tefini çalarak yapar.
Kamın davul ve def çalarak coşkuya kapılması ve
kendinden geçmesi sonucu farklı alemlere yolculuklar
yaptığına inanılır.
Kamların iki türü olduğu kabul edilmiştir. 1-Akkam
(Aktoyun): İyi ruhlarla iletişim halindeki şamandır.2-
Karakam (Karatoyun) Kötü ruhlarla irtibat halindeki
şamandır.


12. Soru

Kut ve kutsal nedir? Açıklayınız.

Cevap

Kutsal kelimesi, ‘kut’ kelimesine “-sel-sal”
eklenerek oluşturulmuş bir kelimedir. “Kut” ise eski
Türkçede fırsat, hayır, bereket anlamındadır. Kutsal
kelimesi Türk Dil Kurumu’nun yayımladığı Türkçe
Sözlük’te “tapınılacak, yolunda can verilecek mukaddes
vaya karşı çıkılmaması gereken, Tanrıya adanmış olan,
Tanrısal içerikli olan” şeklinde tarif edilmektedir. Bu
tanım bir anlamda Arapçadaki “mukaddes”kelimesiyle
örtüşmektedir.
Güçlü dini saygı uyandıran veya uyandırması beklenen
kutsi ve mukaddes olan, dokunulmaması gereken, üstünde
ısrarla titrenilmesi gereken değerlerdir. Felsefi anlamda
tanrıya adanmış veya tanrısal olandır. İnsanlığın manevi
bağlamda değer verdiği, koruduğu; dini görüş ve
inançlardır.


13. Soru

Totem nedir?

Cevap

“Totem” ve “ongun” kelimelerinden birinin diğerinin yerine kullanıldığı görülmüştür. Geçmiş toplumlarda kutsallık atfedilen ve insanların onlardan türediği kabul edilen hayvan, ağaç, rüzgar gibi tabiat unsurlarına dayandırılan kutsiyet unsurlarına totem veya ongun adı verilmiştir.


14. Soru

Kavram nedir? Açıklayınız.

Cevap

Kavram; bir nesnenin veya düşüncenin zihindeki
soyut ve genel tasarımıdır. Felsefi manada kavram,
nesnelerin veya olayların ortak noktalarını kapsayan ve bir
ortak isim altında toplayan genel tasarımdır. Fikir ve
olayları sınıflandırmaya yarayan kelime veya kelime
öbekleridir. Kavramlar ağaç, dergi, kitap, makas gibi çok
somut olabilir ya da özgürlük, önyargı gibi çok soyut
olabilirler. Kavramlar herkes için aynı manayı
taşımayabilirler. Yaşayanların algı ve sosyal durumlarına
göre değişkenlik arz edebilirler. Kavramlar, düşünce
sürecimizin çok önemli bir parçasıdır. Çünkü onlar
uğraşmak durumunda olduğumuz bir olay ve fikirden
anlam çıkarmamıza yardımcı olur. Çevremizi oluşturan
etmenleri kolaylıkla anlayabilmemizi sağlar. Kavramlar
sosyal bilgiler için çok önemlidir. Sosyal bilgiler insanı ve
sürdürdüğü yaşamı tüm boyutlarıyla anlamak için vardır.
İşte kavramlar da insanı ve yaşamı anlamayı kolaylaştırır.
Çünkü kavramlar yaşamın kategorileridir. Canlıların ortak
özelliklerine göre sınıflanmış¸ halini bitki, hayvan ve insan
kavramları olarak anlamak ve öğrenmek mümkündür.


15. Soru

Dinin inanç ve ibadet dışında etki alanları var mıdır?

Cevap

Din sadece inanç ve ibadet boyutuyla sınırlı bir
olgu değildir. Özellikle hukuki, ahlaki ve sosyal kuralları
düzenleyen yönü vardır. İşte bu boyutlardan hareket eden
bazı sosyologlar dini, toplumları bir araya toplayan en
kaynaştırıcı unsur olarak ifade etmişlerdir. İbadetin
birlikte gerçekleştirildiği toplumlarda bu sosyal boyut
daha belirgin bir hal alır. Böylece din, hem dünyadaki
düzenli oluşuma katkı sağlamasıyla hem de kişiyi uhrevi
boyuta hazırlamasıyla iki taraflı görevini tamamlamış olur.


16. Soru

Dağ ve Tepe Kültüne göre Türkler'in kutsal saydığı dağ hangisidir?

Cevap

Paganist inanç sistemlerinde yüksek dağlar, tanrıların mekanı olarak kabul edilmiş ve hatta buralarda tanrı ve tanrıçaların meclisleri tasavvur edilmiştir. Bu minval üzere, her bir kültür çevresi kendi bağlamında bir dağı kutsamış ve onu erişilmez olarak görmüştür. Örneğin; Yunanlıların Olimpos’u, Türklerin Ötüken’i sayılabilir.


17. Soru

Kült nedir? Açıklayınz

Cevap

Kült kelimesi Fransızca “culte” kelimesinden
Türkçeye geçmiştir. Kelimenin aslı Latincedeki “cultus”
yani tapınma anlamına gelmektedir. Kült kelimesi, tapma,
tapınım, din, dini merasim ibadet, ayin gibi anlamlarda
kullanılmıştır. Kült, belli ilahlara karşı sesli veya sessiz;
hareketli veya hareketsiz; dua veya niyaz şeklinde
olabileceği kabul edilir.
Türk kültüründe kültler, doğrudan tanrılarda bağlantılı
unsur olmamış ve tanrı ile irtibatı sağlayan vasıtalar olarak
algılanmıştır ki bunun bariz örneği ağaç kültünde
karşımıza çıkmaktadır. Kült din anlamında kullanılmasına
karşın sosyolojik bağlamda toplumun genel inanç ve
ibadetlerinin dışındaki uygulamaları olarak ifade
edilebilir. Yani her ne kadar kült, genellikle din anlamında
ele alınsa veya belirtildiği gibi dini bir grup olarak
tanımlansa da, dini öğeler içermek zorunda değil folklorik
unsurlar ihtiva edebilir.


18. Soru

Ateş kültü ile ilgili bilgi veriniz.

Cevap

Başta Hindistan ve İran olmak üzere birçok
milletin kültüründe ateş kültü ile ilgili unsurlar
bulunmaktadır. Zerdüştlik ve Mazdeizm gibi dinlerdeki
dini muhteva ve Orta Asya ikliminin zorlamalarına bağlı
olarak ateşle ilgili kültler doğmuştur. Hindistan’da Agni,
ateş ilahıdır. Agni, Ateşle ilgili tüm faaliyetlerin
merkezinde bulunmaktadır. Hind kültüründe Agni, ocak
ateşi ile ilgili bir kutsallık arz ederken, büyüye karşı da
koruyucu bir özelliği dikkati çekmiştir. Ateşin, tedavi
edici gücüne daima inanılmıştır. Düğünlerde ateş
yakılmakta ve en önemlisi de cenazeler yakılmaktadır.
Eski İran'da da ateş kültü önem arz eder. İran Mecusiliği
ateş kültünün üstünde yükseliyordu. Eski İran'da ateşgede
olarak adlandırılan tapınaklar vardı. Burada ateş
söndürülmeden sürekli yanmaktaydı. Ateş, İran dini
inancında çok önemli bir yeri olan Ahuramazda’nın nuru
olarak kabul edilmiştir. Zerdüşt’ün dini prensiplerindeki
Ahiret inancında kötüler ateşle cezalandırılacaklardır. Sasaniler döneminde de ateş İran milli birliğinin sembolü
olarak düşünülmüştür.
Eski Yunan ve Roma'da kutsal ateş fikri ve kültü vardı.
Yunanda, Hestin kutsal ateşin korunduğu yerdi. Roma’da
ise Vestiya aynı görevi yerine getiriyordu. Bu mabette
hizmeti, kutsal bakireler yürütmekteydi. Eski Yunan ve
Roma’da her evde kutsal bir ocak bulunmaktaydı, bu
ocakta sürekli ateşler yakılıyordu. Bu ocağın o toplumun
güvenliğini sağladığına, askeri koruduğuna inanılıyordu.
Bu inançlar, Anadolu'da da görülmektedir. Frigya kalıntısı
olan heykellerin ellerinde aydınlık tanrıçası olarak
meşaleler bulunmaktadır. Eski Yunanda, olimpiyat ateşi
ve onunla yakılan meşale kutsal bir anlam taşıyordu. Eski
Mısır’da ve Babil’de de Ateş kültü vardı. Bu
medeniyetlerde de ateş iki önemli özellik arz ediyordu:
Cezalandırma ve temizleyicilik. Bunun için işkence
genelde ateşle yapılıyordu. Hz. İbrahim’in, kavmi
tarafından ateşe atıldığını ve ateşle cezalandırılmak
istendiğini Kur'an-ı Kerim’den öğreniyoruz.
Orta Asya Türk boylarından Yakutlar, Başkırtlar,
Kırgızlar bu konuda önemli bir yer tutmaktadırlar. Tanrı
Ülgen’in yeryüzüne gönderdiği elçisine ateş yakmayı ve
ateşte eti pişirmeyi öğrettiği anlatılmaktadır. Ateşle yakın
ilişkisi olan ocak, Türk efsanelerinde Altay ve Yakutlarda
saygı unsuru olmuştur. Ateşin su ile söndürülmemesi,
tükürülmemesi gibi kurallar Altay boylarında önem arz
etmiştir.
Hacı Bektaş-ı Veli menkıbesinde Ahmed Yesevi’nin
halifelerini geniş bir avluda toplaması esnasında ulu ateş
yakılarak halifeler burada oturmuşlar ve bu esnada Hacı
Bektaş’ın Anadolu’ya gönderilişi aktarılmaktadır. Aynı
menkıbedeki bir diğer olay Hırka Dağı’nda geçmektedir.
Hacı Bektaş müritleriyle Hırka Dağı’na çıkar ve çalı-çırpı
toplanarak büyük bir ateş yakılır. Hacı Bektaş-ı Veli bu
ateşin etrafında sema’a başlar, müritleri ona iştirak eder ve
kırk defa döndükten sonra sema tamamlanır. Sonra Hacı
Bektaş hırkasını çıkararak ateşe bırakır, yanan hırkanın
külleri tepeye savrulur. Küllerin düştüğü yerlerden meşe
ağaçlarının yetiştiğine inanılmıştır.


19. Soru

Mit- mitoloji nedir? Açıklayınız.

Cevap

Kelime olarak mit, Yunancadaki “Mythos”
kelimesinden gelmektedir. Mythos, söylenen veya duyulan
söz, masal, öykü, efsane anlamlarını taşımaktadır. Mythos,
tarihi değeri olmayan söylenti, uydurma, boş ve gülünç
masal olarak tanımlanır. Diğer taraftan “epos”; ölçülü ve
dengeli söz olup tanrının insana armağandır. “Logos”
gerçeğin insan gözüyle görülmesi, doğruların keşfi, bilme
giden yol olarak ifade edilmektedir. Bu durumda mit
söylenen söz; logos ise bilimin keşfi olarak alınanca
birbirinden farklı iki teşekkülün birlikteliği söz konusudur.
Bu birliktelik mitin baskın olduğu mecrada devam edip
gitmiştir. Öte yandan antik dönemin matematik ve doğa
bilimcileri mitin sınırlarının tamamen dışında logosun
hakim olduğu prensiplere bağlı kalarak eserler
vermişlerdir. Bilindiği gibi mitoloji sözlü kültürün en
önemli unsurlarından biridir. Dolayısıyla mitoloji
söylenen sözün kişiden kişiye, nesilden nesile
aktarılmasıyla neşet ettiği kadar başkalaşıma da
uğramıştır. Böylece kelimelerden başlayarak temaya kadar
her şey değişmiş ve başka değişik versiyonlara
dönüşmüştür.
Mit, daha çok doğa ve doğaüstü varlıkların yaradılışını
konu alır. Yani, bir anlamda mit, yaradılışın öyküsüdür.
Yaradılış ve doğa içindeki mücadele ve insanlığın
kazandığı deneyimler olarak görülmektedir. Mitlerde
genelde doğaüstü varlıklar veya tanrılar
görevlendirilmektedir. Bu mitler sayesinde insanın içinde
bulunduğu ve onu sınırlayan tabiat ve âlemin
anlamlandırılmasıyla insanların şüpheleri geçici de olsa
manasını bulmuş oluyordu. Böylece şüpheler giderilmiş ve
insanı meşgul eden harici unsurlar etkisiz hale getirilmiş
oluyordu.
Mitler büyük oranda aktarma işlemiyle ortaya çıkmıştır.
Aktarım eyleminin öznesinde insan olduğundan her
defasında kendi süjesinden birikintiler dahil etmiştir. Her
aktarımla beraber yeniliklerle kendi içinde hayat
bulmuştur. Aktarma işinde abartılar, eklemeler, çıkarmalar
yapılmak suretiyle değişikliklere imkan sağlanmış
oluyordu. Mitleri besleyen önemli kaynaklardan biri abartı
unsuru olmuştur. Bu sayede mitler daha çekici ve cazibe kaynağı haline gelmiştir.
Mitler konu bakımından âlemin yaradılışı, insanların
yaradılışı, hayvanlar ve bitkilerin geçmişini
sorgulamaktadır. Sorgulama, mitoloji ve kozmogoni
bağlamında ele alınmaktadır. Genel ifadesi ile kozmogoni,
Evren + doğum demektir. Anlam açısından ele aldığımız
zaman, daha çok bilimsel olmayan ve mitsel bilgilerle
karşılaşırız. Bu ifade, çoğunlukla efsanelerin gizemi içinde
örtülü kalmış ve “yaratılış” efsaneleri ya da olayları ile
tarif edilmiştir. Bu tanımla, doğrudan meseleyi ifade eder
tarzda olmasa bile, beşeri ve nesnel dünyayı
yorumlayarak, nedensellik işlevlerine yanıt verilmiştir.
Örneğin Bu durum, Altay yaratılış efsanesindeki Tanrı
(Ülgen) ile İnsanoğlu (Erlik)nu tasvir eden düalist prensip
ile değer bulur. Altay yaratılış efsanesi diğer Türk yaratılış
efsanelerinden biraz ayrılarak, evrenin yaratılışında sadece
iki varlık üzerinde yoğunlaşmıştır. Her ne kadar bu
varlıklar tanrısal sıfatlara sahip olsalar bile, birinin iyiliği
(Ülgen) diğerinin kötülüğü (Erlik) temsil etmesiyle
birlikte; daha çok beşeri manadaki iki zıt etik prensibin
birlikte telakki edilmesine işaret eder. 


20. Soru

S. Veyis Örnek'e göre efsane nedir?

Cevap

S. Veyis Örnek, efsane teriminin batı dillerindeki “myth” kelimesiyle eş anlamlı olarak algılamakta ve şöyle tanımlamaktadır: “Tanrıların, insanların, kahramanların yaratılması; evrenin yaratılışı, tufanlar gibi meseleleri konu edinmektedir. Hayvanların yaratılması ve avcılığın toplumların bir parçası halini alışı, ayrıca toplumsal kurumların ortaya çıkışı gibi konuları doğrudan veya dolaylı biçimde manzum olarak aktarılan ve zamanla kutsallaşan bilgilere denilmektedir.” 


21. Soru

Vahye dayanan ya da “kitabi dinler” olarak ifade
edilen dinler nelerdir?

Cevap

Vahye dayanan ya da “kitabi dinler” olarak ifade
edilen dinler nelerdir?


22. Soru

Atalar kültü hakkında bilgi veriniz

Cevap

Geçmişi Hunlar zamanına kadar geri
götürülmektedir. Coğrafya olarak da Kuzey ve Orta Asya
kavimlerinde izlerine rastlanmıştır. Öz itibariyle atalara
saygının yerine getirilmesine dayanır ve yılda en az bir
kere tören düzenlenerek ataların ruhları için kurban
kesildiği kabul edilir. Eski devirlerden başlayarak
günümüze kadar intikal eden atalar kültü, büyük oranda
ataerkil aile yapısıyla etkisini sürdürmüştür. Hatta atalar
kültünün en önemli ayrıntısı olarak ölüler eşyalarıyla
birlikte defnedilmiştir.


23. Soru

Din nedir?

Cevap

Din, bütün anlamıyla kutsalın ifadesi; fert ve sosyal teşekkülün kurumsal birlikteliğidir.


24. Soru

Efsane nedir? Açıklayınız.

Cevap

Efsane kelimesi, Farsça “fesâne” ve çoğulu
“efsane” şeklinde geçmiştir. Arapçadaki “usture”
kelimesinin çoğulu “esatir” olarak kullanılmıştır. S. Veyis
Örnek, efsane teriminin batı dillerindeki “myth”
kelimesiyle eş anlamlı olarak algılamakta ve şöyle
tanımlamaktadır: “Tanrıların, insanların, kahramanların
yaratılması; evrenin yaratılışı, tufanlar gibi meseleleri
konu edinmektedir. Hayvanların yaratılması ve avcılığın
toplumların bir parçası halini alışı, ayrıca toplumsal
kurumların ortaya çıkışı gibi konuları doğrudan veya
dolaylı biçimde manzum olarak aktarılan ve zamanla
kutsallaşan bilgilere denilmektedir.” Efsanelerin insanlığı
doğrudan ilgilendiren kısmı onun ihtiva ettiği motiflerdir.
Efsanenin içindeki motif veya en küçük ayrıntılar
insanlığın selameti için mesajlar ihtiva etmektedir.
Efsaneler kutsal olduğu kadar seküler unsurları da ihtiva
etmektedir. Seküler oluşuyla beraber sanki gerçek
ifadelermiş gibi aktarılır. Tanrı ve yarı tanrıların yanı sıra,
beşeri kahramanların da görev aldığı görülmüştür.
Efsanenin seküler oluşunun tabii sonucu olarak, mekanı da
içinde bulunduğumuz coğrafyadan seçilmiş bulunuyordu.
Efsanelerin mitolojilere göre daha gerçekçi olabilecekleri
kabul edilir. Mitlerdeki fantastik unsurların miktarı
efsanelerde mevcut değildir. Efsaneler büyük oranda
cemiyeti konu edinmiştir. Dolayısıyla sosyolojik boyutları
daha ağırlıklıdır.


25. Soru

Taş ve kaya kültü hakkında bilgi veriniz.

Cevap

Taş ve kaya meselesi tabiatın bir parçasıdır.
Dolayısıyla insanların ilgisini çekmiş ve taşın türü,
büyüklüğü gibi unsurlar cazibe merkezi haline gelmiştir.
Taşın şekli, büyüklüğü taş üzerinde farklı kültlerin
doğmasına vesile olmuştur. Örneğin Taşın şeklinin bir
hayvana benzetilmesi sonucu, benzetilen isimle anılmış
veya taşın büyüklüğünün etkileyiciliği onu erişilmez
mertebesine yükselttiği olmuştur. Ayrıca taşın yapısından
kaynaklanan sert ve kalıcılığı sonsuzluk sembolü olarak
algılamıştır.
Türklerin yaradılış efsanelerinin içinde taşla ilgili ayrıntı
dikkat çekmektedir. Yaratılış efsanesinde her taraf sularla
kaplı iken insanın kaya üzerinden yükselerek hayata
tutunması konu edilmektedir. Yine Türklerde gökten inen
nur sütunu taşlaşarak yeşim taşı meydana getirmiş ve onun
daha sonra Kutlu dağa dönüştüğü kabul edilir. Kutlu dağa
saygı gösterildiği sürece de devletin baki kalacağına
inanılmıştır.
Taşla ilgili en çok karşılaşılan “Yada taşı”(Yağmur taşı)
meselesi olmalıdır. Yada taşı, yağmur yağdırmak, kar
yağdırmak, yangın söndürmek ve rüzgar estirmek
amacıyla gerçekleştirilen bir tür kamlık olarak ifade
edilmiştir. Bu taşa, aynı zamanda, Yağmur boncuğu da
dendiği olmuştur. Aynı taşın insanları şimşek ve
yıldırımlara karşı kuruduğuna inanılmıştır.
Yine Türk kültüründe bazı taşların şifa bulmak amacıyla
yararlanıldığı bilinir. Bazı taşların bazı hastalıkları
iyileştirdiği kabul edilmiştir. Örneğin sırt
rahatsızlıklarında “Yılancık taşı” denilen taştan şifa
bulunulacağına inanılmıştır.


26. Soru

Totem/ongun nedir? Açıklayınız.

Cevap

“Totem” ve “ongun” kelimelerinden birinin
diğerinin yerine kullanıldığı görülmüştür. Geçmiş
toplumlarda kutsallık atfedilen ve insanların onlardan
türediği kabul edilen hayvan, ağaç, rüzgar gibi tabiat
unsurlarına dayandırılan kutsiyet unsurlarına totem veya
ongun adı verilmiştir. Totem bazı ilkel klan ve
kabilelerden, onların atası sayılan hayvan, bitki ve nadiren
de yağmur-su gibi tabiat güçlerine verilen isimdir.
Totemizm klan dini olduğu için klanlar totemlerinin adıyla
çağrılmışlardır. E. Drukheim'e göre ise ilkel bir dindir.
Hatta araştırmacıların büyük kısmı totemizm her ırkın
yaşam evreleri arasında yer aldığını kabul etmektedir.
Totemizm, dünyanın birçok ülkesinde Kuzey Amerika ve
Avustralya’da da görülür. Onların inançlarına göre totem
olan hayvana ne zarar verebilir, nede öldürebilir. Totem de
insanın koruyucusu; zor durumlarda halkının yol
göstericisidir. Avustralya’da totem olan, hayvan için yıllık
törenler yapılır. Totem olan hayvanın etini yemek yasaktır.
Hatta halkı onu korumakla mükelleftir. Buna
uymayanların cezalandırılacağına inanılır. Birçok yerde
klan fertlerinin, totemlerine benzemek için totemlerinin
resmini vücutlarına nakşederek merasimlerde totemin
derisini giydikleri de görülmüştür. Konuya diğer bir
açıdan bakılırsa totemin tabu olduğu görülür. Totem olan
hayvanı öldürmek yasak olduğu gibi, totem olan ağacın
gövdesinde oturmak, hatta odununu kırmak da yasaktır.
Hatta totemi oluşturan hayvanların hareketlerini taklit
ederek törenlerin gerçekleştirildiği bilinir.


27. Soru

Su kültü hakkında bilgi veriniz.

Cevap

Hayat suyu, bütün mitlerde kozmogonik bir motif
olarak yer almıştır. Tüm tohumların taşıyıcısı olan bu su,
her derde devadır, iyileştirir, gençleştirir, hayatı sonsuz
kılar.
Eski Türk inançlarında, yer gibi su da ıdık, yani kutsaldır.
Bu kavramın içine bütün ırmaklar, göller, coşkun akan
bütün sular ve pınarlar da dahil edilmektedir. Türkler
suyu, kuvvet ve bereket kaynağı olarak kabul etmişlerdir.
Bereket özelliği ile hayat kaynakları içinde yer aldığına
inanılan su, çok sık söylenmese de toprak gibi ana(temel)
olarak kabul edilmektedir. Yağmur şeklinde gökten nazil
olması sebebiyle kutsallık ifade etmektedir.
Kutsal yer-su ruhları, Göktürklerin kaderini tayin
etmektedir. Tonyukuk yazıtlarında, vatanın korunmasında
rol alan yer-su ruhlarının önemi açıkça ifade edilmiştir.
Dünyanın yaratılışı ile ilgili mitlerin çoğunda, dünyanın
başlangıçta bir okyanustan ibaret olduğuna inanılmaktadır.
Sümer mitolojisinden Yunan mitolojisine kadar oldukça
geniş repertuarda hep suya atıf bulunmaktadır.
Su kültüyle ilgili önemli ayrıntılardan biri pınarlardır.
İyileştirici özelliklere sahip olduğu kabul edilen belli
pınarlar bazı hastalıklara iyi geldiği kabul edilmiştir.


28. Soru

Emile Durkheim din kavramını nasıl tanımlar?

Cevap

Sosyoloji teorisyenlerden Emile Durkheim’e göre “Din, sosyal bir olgudur.”


29. Soru

Ağaç kültü hakkında bilgi veriniz.

Cevap

Ağaç kültü, temelde ağaçlara saygı esası veya
ağaçların taşıdığı ruha karşı saygı ve ağacın
yararlılıklarına karşı duyulan saygı anlayışıdır. Türk
yaradılış kozmogonisi içinde ilk insanın dokuz budaklı
dalın altında yaratıldığına inanılmıştır. Ağacın yüksekliği
ona ulviyet kazandırmış, hatta gökyüzündeki cennete
kadar uzandığı kabul edilmiştir.
“Kozmik ağaç” veya “Hayat ağacı” olarak ifade edilen
ağaç, dünyanın tam ortasından yükselerek kökleri yer
altına kadar iner ve dalları da dünya dağının zirvesine
kadar yükselirdi. Ebedi canlılığın sembolüdür. Böylece bu
kutsal ağaç, dünyanın her üç katını -gök, yer ve yer altı
dünyaları arasında irtibat kurmuştur. Bu oluşum kimi
 
zaman “evrensel sütun” kimi zaman da “kozmik dağ”
olarak anlamlandırılmıştır. Bu yönüyle hayat ağacı,
merkez kavramına karşılık gelmektedir. Hayat ağacının
yedi dalı olduğu, bu dalların her birinin göğün katlarına
tekabül ettiği ifade edilmektedir. Aynı ağacın
yapraklarında insanların kaderi yazılı olduğu ve her bir
yaprak düştüğü anda insan hayatı son bulmuş oluyordu.
Hayat ağacı, canlıların hayat kaynağı olan öz suyunu
bünyesinde barındırdığı kabul edilir. Hayat ağacının
tepesinde çift başlı kartal tünemektedir. Hayat ağacı, aynı
zamanda göğün direği olarak algılanmıştır. Göğün direği
ile çadırın direği arasında benzetme yapılırdı.
Ulu ağaç kültü, Türk devlet geleneğine kadar sirayet
etmiştir. Bu ulu ağaç, Osmanlı devletinin kurucusu Osman
Bey’in rüyasına konu olmuş ve kurulacak devletin
dünyanın her tarafına dal-budak salacağı, gölgesinin dört
bir tarafı örteceği müjdelenmiştir.


30. Soru

Hindistan’da ateş ilahına verilen isim nedir?

Cevap

Hindistan’da Agni, ateş ilahıdır.


31. Soru

Karatoyun nedir?

Cevap

Kamların iki türü olduğu kabul edilmiştir. 1-Akkam (Aktoyun): İyi ruhlarla iletişim halindeki kamdır. 2-Karakam (Karatoyun) Kötü ruhlarla irtibat halindeki kamdır.


32. Soru

“Kitabi dinler” hangileridir?

Cevap

Vahye dayanan veya “kitabi dinler” olarak ifade edilen dinler; Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet olarak ifade edilebilir.


33. Soru

Kült kelimesinin anlamı nedir?

Cevap

Kült kelimesi Fransızca “culte” kelimesinden Türkçeye geçmiştir. Kelimenin aslı Latincedeki “cultus” yani tapınma anlamına gelmektedir. Kült kelimesi, tapma, tapınım, din, dini merasim ibadet, ayin gibi anlamlarda kullanılmıştır.


34. Soru

Mit nedir?

Cevap

Mit, daha çok doğa ve doğaüstü varlıkların yaradılışını konu edinir. Yani, bir anlamda mit, yaradılışın öyküsüdür.


35. Soru

Karizmatik Hükümdarlık nedir?

Cevap

Türk Hükümdar tipi Karizmatik Hükümdarlık tipine girer. Bu anlayışa göre yönetme yetkisi gelenek ya da kanunlardan değil doğrudan doğruya Tanrı’nın kendisinden gelen ve yönetici hanedana verilen doğaüstü niteliklerden kaynaklanır. Bu anlayışı kabul etmiş bulunan halk, hükümdara bu yetkinin Tanrı tarafından verildiğini kabul eder ve onun verdiği her buyruğa uyar, çıkardığı kanunlara istisnasız riayet ederdi.


36. Soru

Destanlar kaç alt başlıkta toplanır?

Cevap

Destanlar genellikle iki alt başlıkta ifade edilirler. 1- Doğal Destanlar 2-Yapay Destanlar


37. Soru

Eski Türk idari sisteminde “kut” nedir?

Cevap

Eski Türk idari sisteminde “kut” siyasi güç, iktidar, bereket, hayır demektir.


38. Soru

Kamların kaç türü vardır?

Cevap

Kamların iki türü olduğu kabul edilmiştir. 1-Akkam (Aktoyun): İyi ruhlarla iletişim halindeki kamdır. 2-Karakam (Karatoyun) Kötü ruhlarla irtibat halindeki kamdır.


39. Soru

"Yada Taşı" nedir?

Cevap

Taşla ilgili en çok karşılaşılan “Yada taşı”(Yağmur taşı) meselesi olmalıdır. Yada taşı, yağmur yağdırmak, kar yağdırmak, yangın söndürmek ve rüzgar estirmek amacıyla gerçekleştirilen bir tür kamlık olarak ifade edilmiştir.


Güz Dönemi Dönem Sonu Sınavı
18 Ocak 2025 Cumartesi
v