Medya Ekonomisi ve İşletmeciliği Dersi 2. Ünite Sorularla Öğrenelim
Medyada Sahiplik Sorunu Ve Tekelleşme Eğilimleri
Modern sonrası dönemde kitle iletişim alanında yaşanan gelişmelerin en önemlilerinden birini yazınız?
Kitle iletişim alanında yaşanan gelişmelerin en önemlilerinden biri, hem yerel ve ulusal hem de uluslararası alanda büyük sermayenin medya alanına el atması ve benzer iş disiplinlerini kullanan dev medya tekellerinin ortaya çıkmasıdır.
Tekelleşme olgusunun medya üzerinde nasıl bir etkisi olmuştur?
Tekelleşme, medya içeriklerinde tektipleşmenin yaşanmasının temel nedenlerinden biri olarak kabul edilmiştir.
Ekonomi politik düzeyde medya alanında ortaya çıkan ana eğilimler nelerdir?
• Yoğunlaşmalar/Tekelleşmeler • Çeşitlendirmeler • Küreselleşmeler/Uluslararasılaşmalar • Yayıncılık alanında kuralların kaldırılması
Özelleştirme alanının kapsamı nedir?
ABD’den başlayıp, 1980’li yıllarda bütün dünyaya yayılan özelleştirme hareketi, en genel anlamıyla, pazarın genişletilmesine ve girişimcilerin pazarda artan bir serbestlikle hareket edebilmelerine dönük devlet müdahalelerini kapsamaktadır.
Kitler iletişim alanında kapitalizmin yeniden yapılanması bağlamında yaşanan gelişmeler nelerdir?
Bu gelişmeler, büyük sermayenin ulusal ve uluslararası alanda medya alanına girmesi ve dev medya tekellerinin ortaya çıkmasıdır. Ticari/özel yayıncılığın egemen hale geldiği; kamusal yayıncılığın ise, gerilediği bir kitle iletişim düzeni dünyada yaygınlık kazanmıştır. Bu durum ise, medya içeriklerinde tektipleşmeye ve kamusal yarar anlayışından uzaklaşılmasına yol açmıştır.
Peter Golding ve Graham Murdock’ın medya sektöründeki gelişmelerle ilgili dikkat çektiği eğilimler nelerdir?
1. Konsolidasyon, 2. Yoğunlaşma 3. Çeşitlendirme 4. Uluslararasılaşma
Konsolidasyon kavramı ile ne ifade edilmektedir?
Ödenme süresi ya da vadesi yaklaşmış kısa dönemli bir borcun, borçlunun ödeme gücünden yoksun olması nedeniyle orta ya da uzun dönemli borca dönüştürülmesi anlamına gelmektedir. Konsolidasyon, devletlerarası dış borçlar için söz konusu olabileceği gibi, devletin yurttaşlara olan iç borçları için de yapılabilir. Bu anlamda, konsolidasyon kavramı, devlet ile medya arasındaki karşılıklı kısa dönemli borçların, orta ve uzun dönemli ertelenmesini ifade etmektedir.
Yoğunlaşma, çeşitlendirme ve uluslararasılaşma kavramlarını kısaca açıklayınız?
Yoğunlaşma kavramı, tekelleşme anlamına gelmektedir. Çeşitlendirme, çapraz mülkiyet sahipliği ya da çapraz tekelleşme olarak tanımlanırken; uluslararasılaşma da, küreselleşme çerçevesinde medya alanındaki çokuluslu şirketlerin egemenliğini ifade etmektedir.
Kültürel tahakküm tezini örnekler vererek açıklayınız?
Herbert Schiller, 1960’lı yıllarda ortaya çıkan iletişim endüstrilerinin yoğunlaşması eğilimini, gelişmiş ülkeler için medyanın özelleşmesi ve ticarileşmesi olarak tanımlamıştır. Öte yandan, Schiller, azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için ise, bu durumu, kültür em peryalizmi kavramıyla açıklamıştır. Schiller, 1960’lı yıllarda gündemde olan kültürel tahakküm tezini özgül bir tarihsel dönemde ortaya çıktığını ve bu dönemin kapandığını belirtmektedir. Buna karşın, Schiller, kültürel tahakkümün bütünüyle yok olmadığını vurgulamaktadır. Ona göre, günümüzdeki gelişmelerin geçmişle olan farkı, ulusal ve büyük ölçüde Amerikan medya iktidarının, ulusötesi şirketlerin otoritesinin bağımlılığı altına girmesidir. Gerçekten de, günümüzde, film ve televizyon içerikleri, müzik, spor, tematik parklar, alışveriş yerleri vb. kültürel ürünlerin tamamı, bütün dünyaya az sayıdaki medya tarafından dağıtılmaktadır.
Medya sektörünün enformasyon sektörü ile ilişkisini açıklayınız?
1980’li yıllardan sonra, ekonominin yeniden yapılanması süreci genel ekonomik yapı içinde enformasyon sektörünü daha özel bir konuma yükseltmiştir. Böylece, teknolojik gelişmeye koşut olarak üretimin hem örgütlenmesi hem de denetlenmesi sürekli genişleyen enformasyon sektörüne bağımlı kılınmıştır. Bir hizmet ekonomisi bağlamında değerlendirilebilecek enformasyon sektörü, sermaye yoğun ve yüksek teknolojiyle biçimlenmiş üretim yöntemlerini barındırmaktadır. Aynı çerçevede değerlendirilebilecek medya sektörü de, gerek içindeki sermayenin yapısal bileşimi gerekse emek süreçleri açısından bu yeni gelişen enformasyon sektörünün içinde ve onunla koşut bir yapıya sahiptir.
Özelleştirme hareketinin farklılaşan boyutları nasıl sınıflandırılır?
1. Devlete ait kuruluşların özel girişimcilere satılması, 2. Rekabete açılan pazarların serbestleştirilmesi, 3. Kamu sektöründeki kuruluşların içeriden ticarileştirilmeleri, 4. Kuralların kaldırılması olarak tanımlanan deregülasyon süreci.
Bir ürünün artık değeri ve değişim değeri ne demektir?
Artık değer, Bir ürünün toplam değerinin, o ürünün üretimini gerçekleştiren işçilere ödenmeyen bölümü olarak tanımlanabilir. Değerin, emek sahibine verilmeyen kısmı da, artık değeri açıklamaktadır. Değişim değeri ise, bir nesnenin ya da malın başka bir nesne ile değişimi/mübadelesi noktasındaki taşıdığı değer olarak tanımlanmaktadır.
Tekelleşme kavramını açıklayınız?
Tekelleşme kavramsal olarak, herhangi bir üretim alanının tek elde tutulmasını, üretilen ürünün satışını tek elden yönetmesini ve ürünün fiyatına egemen olmasını ifade etmektedir. Tekel aynı zamanda, tam rekabet durumunun karşıtıdır.
Oligopol kavramını açıklayınız?
Oligopol, az sayıda firmanın birlikte etkinlikte bulunduğu ve karşılıklı bağımlılığın söz konusu olduğu bir piyasa biçimidir.
Tekelleşme eğilimi nasıl ortaya çıkmaktadır?
Tekelleşme eğilimi, somut olarak, var olan firmaların büyüyüp gelişmesi, daha az büyük ya da daha az güçlü olanların ise, ortadan kaybolması biçiminde ortaya çıkmaktadır. Bu gelişmeyi, genel olarak ekonomik sistem yaratmaktadır. Sürekli kâr arayışı, işletmelerin ekonomik işleyişini zorunlu kılmaktadır.
Medyada yaşanan tekelleşme eğilimini tanımlayınız?
Medyada yaşanan tekelleşme eğilimi, bir medya şirketinin aynı alanda etkinlik gösteren bir diğer şirketi kendi kontrolü altına alabilecek orandaki bir payını satın alması şeklinde tanımlanabilir.
Tekelleşme eğilimlerinin hangi biçimlerde ortaya çıkıp geliştiğini sınıflandırınız?
• Satın almalar, • Denetim altına almalar, • Anlaşmalar, • Birleşmeler, • Mali İlişkiler.
Tekelleşme türleri nelerdir?
Tekelleşme; yatay tekelleşme, dikey tekelleşme ve çaprak tekelleşme olarak ayrılmaktadır.
Yatay tekelleşmeyi örnekle açıklayınız?
Şirketlerin, belirli bir alt sektörde birden fazla ürünle ya da kuruluşla o sektördeki farklı hedef kitleleri ve dolayısıyla piyasayı kontrol etmeye çalışmalarıdır. Örneğin, genel izleyiciye seslenen bir televizyon kanalının yanı sıra, bir de haber kanalı kurmak ya da farklı okuyuculara seslenen gazeteler çıkarmak bu tip tekelleşme örnekleridir.
Dikey tekelleşmeyi örnekle açıklayınız?
Dikey tekelleşme, hammadde kaynağının ya da temel üretim girdilerinin sağlanmasından, üretimi tamamlanmış metanın tüketiciye ulaştırılmasına kadar süren üretim zincirinin bütün halkalarını kontrol etmeye dönük bir yoğunlaşma biçimidir. Doğan Grubu’nun gazete ve dergi piyasasındaki üstünlüğünü, Yay-Sat dağıtım şirketiyle pekiştirmesi buna örnek olarak verilebilir.
Çapraz tekelleşmeyi açıklayınız?
Çapraz tekelleşme/bütünleşme, çeşitlenme ya da çapraz mülkiyet, önceleri tek bir kitle iletişim aracı çerçevesinde etkinlik gösteren kuruluşların, başka alanlara da el atarak etkinliklerini yaygınlaştırmalarıdır.
Ekonomik gelişmeler veya kapitalizm olgusunun medyadaki tekelleşmeye etkisini açıklayınız?
Medyada tekelleşme eğiliminin en önemli nedenlerinden biri, ekonomik gelişmelerdir. Tekelleşme eğilimi, kapitalizmin özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Medya kuruluşlarında verimliliğin arttırılabilmesi ve en fazla kârın elde edilmesi arayışı, tekelleşmenin en önemli nedeni olarak görülmektedir. Günümüz medyası da ekonominin genel kurallarına uymak zorundadır.
Günümüz basınında, üretimin maliyetlerinin sürekli yükselmesinde belli başlı sebepler nelerdir?
• Kâğıt ve baskı giderlerinin artması • İşgücü maliyetinin artması • Yayın ve yatırımlardaki yüksek fiyat • Hızlı değişen bir teknolojiye ayak uydurma zorunluluğu
Gazeteler için yayını sürdürmeye olanak sağlayan asıl kaynak nedir?
Gazeteler için yayını sürdürmeye olanak sağlayan asıl kaynak reklam ve ilan gelirleridir.
Televizyonun, reklam gelirleri rekabeti açısından gazeteler üzerindeki etkisi nedir?
Televizyon, normal olarak basına gelecek reklam gelirlerinin önemli bir bölümünü kendine çekmektedir. Televizyon reklamlarının tekelleşme konusunda yarattığı etki, gelirlerin azalmasına yol açması yüzünden dolaylı bir etkidir.
Medya alanındaki tekelleşmenin etkileri nasıl incelenir?
Sorunların çözülmesi bir süreçtir ve sonuçları çok uzun zaman sonra anlaşılabilir. Bu sebeple, tekelleşmenin ortaya koyacağı bazı sonuçlar, yakın ve uzun dönemli olarak iki başlık altında değerlendirilir.
Tekelleşmenin, yakın dönem etkilerinin neler olduğunu belirtiniz?
Geleneksel kurucu-sahip-yönetici ortadan kalkmıştır. Medya işletmelerinin karmaşık hale gelen yapısı ve sorunlarının artması; yönetimin artık, tek bir kişi tarafından gerçekleştirilmesini güçleştirmektedir. Medya kuruluşlarına ortaklıkların çoğalması, gerçek yönetimin hangi ellerde toplandığı konusunda da karışıklıklar yaratmaktadır. Tekelleşmenin yeniden düzenlemeye yol açması, medya kuruluşlarına somut olarak işten çıkarmalar biçiminde yansımaktadır.
Tekelleşmenin yakın dönem olumlu etkisi var mıdır?
Tekelleşme, kısa dönemde yaratacağı mali ve teknik olanaklarla okuyuculara iyi hazırlanmış gazeteler sunmayı amaçlamaktadır. Bu durum, tekelleşmenin yakın dönem etkilerine ilişkin tek olumlu gelişmedir.
Tekelleşmenin uzun dönemli etkilerinden olumlu olanı var mıdır?
Teknik ve mali olanakların artmasıyla, medya alanına daha çok yatırım yapılmasının mümkün olacağıdır. Bu sayede, birçok yeniliğin medya kurumlarında kullanılması ve izlerkitleye sunulmasının gerçekleştirilebilecek olmasıdır.
Günümüz medya alanında yaşanan belli başlı sorunlar nelerdir?
Günümüz medya alanında sorun; üretim, dağıtım, tüketim, mülkiyet ve denetim alanlarında yaşanmaktadır.
Medya, siyasal olarak kapitalist sistem üzerinde rolü nedir?
Bilgi ve enformasyonun kontrolünün, yöneten/yönetilen ilişkisindeki artan ağırlığı nedeniyle, siyasal olarak kapitalist sistemin vazgeçilmez bir öğesi olan medya, iktidarın önemli bir bileşeni haline gelmiştir.
Tekelleşme eğilimi, her ülkede aynımı seyreder açıklayınız?
Tekelleşme eğilimi, her ülkede farklılıklar göstermektedir. Bunun temel nedeni ise; ülkelerin kendilerine özgü siyasal, toplumsal ve kültürel özelliklerinden dolayı, temelde bazı işleyiş farklılıkları bulunmasıdır.
Bugün birçok ülkede görülen yeni sağ politikalar paralelinde, kapitalist sistem; medyayı ne yönde etkilemektedir?
Bunun bir sonucu olarak; medyanın da yeniden yapılanma ya da yeni medya düzeni olarak adlandırılan bir değişim sürecine girdiği gözlemlenmektedir.
Conglomerateşirket kavramı adını nereden almıştır?
Deniz kenarında bazı dev kayalar vardır. Yıllar boyunca, çakıl taşları ile kumların birleşerek oluşturdukları bu kayalara conglomerate (konglomera) adı verilmektedir. Bu oluşumdan dolayı, Batı’da medya dâhil çeşitli sektörlerde yatay ve dikey bütünleşmelerle büyüyen dev kuruluşlar konglomeralara benzetilmektedir.
Sürekli bir kâr sıkışması tehdidiyle yüz yüze gelen dev şirketler buna nasıl bir çözüm üretmeye başlamışlardır?
Bu şirketler ulusal pazarlardan çok, uluslararası pazarlarda ortaklıklara ve satın almalara girişmektedir. Şirket birleşmeleri ve satın almalar, iletişim şirketlerinin son dönemdeki en stratejik kararları arasına girmiştir.
Uluslararası alanda öne çıkan dev medya şirketlerinin kimler olduğunu açıklayınız?
• Disney • AOL-Time Warner • Sony • News Corporation • Viacom • Vivendi • Bertelsmann
Büyük uluslararası şirketlerin medya üzerindeki kontrol ve etkisi nasıldır?
• Dikey olarak tekelleşerek, üretim ve dağıtım üzerinde mutlak olarak kontrol kurarlar. • Yatay olarak tekelleşerek ise, medya ürünlerinin (yazılımından donanımına kadar) denetimini sağlarlar. • Küresel olarak tekelleşerek de uluslararası işbölümü çerçevesinde düşük maliyetli ve esnek olarak emeği, sermayeyi ve araştırma geliştirme etkinliklerini kullanmaktadır.
1970’li yıllarda yaşanan petrol krizleri ve uluslararası ekonomik durgunluk, çokuluslu medya şirketlerini nasıl etkilemiştir?
1980’lerden başlayarak, dünya genelinde gerçekleşen telekomünikasyon ve iletişim altyapısının özelleştirilmesi uygulamalarından en büyük yararı çokuluslu medya şirketleri sağlamıştır. Sözü edilen şirketler, ekonomik ve politik güçlerini kullanarak, iletişim sektöründe mülkiyetin yoğunlaşmasını ve üretimin tektipleşmesini/benzeşmesini düzenlemiştir.
Deregülasyon kavramını açıklayınız?
Deregülasyon, saf bir kuralsızlaştırmanın ötesinde; kapitalist pazar yapısının yeni gereksinimleriyle uyumlu olmayan her türlü düzenlemenin terk edilmesi biçiminde tanımlanabilir.
Medya açısından bakıldığında deregülasyon kavramını açıklayınız?
İletişim endüstrisinde, kuralların kaldırılması olarak tanımlanır. 1970’lerden başlayarak, özellikle Batı Avrupa ülkelerindeki kamu yayıncılığı tekellerinin ortadan kalkması ve özel radyo ve televizyon yayıncılığının yaygınlaşmaya başlaması sürecini tanımlamak için kullanılmaktadır.
Deregülasyon uygulamaları, iletişim alanında iki nasıl yorumlanmıştır?
Deregülasyon, kapitalist pazarlarda medyanın otokontrolü; kapitalistleşen pazarlarda ise, reregülasyon (yeniden kural koyma) biçiminde gerçekleşmiştir.
Liberal yayıncılık yaklaşımını kısaca açıklayınız?
Devlet, gelişme ve demokratikleşmenin önündeki bir engel olarak tanımlanmaktadır. Her bireyin, enformasyona eşit biçimde erişebileceği bir teknolojik devrime vurgu yapılmaktadır. Ayrıca, iletişim alanında devletin etkinlik alanının zayıflatılması hatta sınırlandırılması ilkesi benimsenmektedir. Dolayısıyla, devlet/hükümetler, var olan kuralların kaldırılmasından, serbest piyasanın sorunsuz işleyişinden yana tavır takınmalı, bu yolda adımlar atmalıdır.
Klasik liberal anlayışa göre, demokraside medyanın rolü nedir?
Medya, sivil topluma ilişkin dengelerde dördüncü güç olarak tanımlanmakta ve yasama, yürütme, yargı güçlerinin yanı sıra, diğer bir bağımsız güç olarak önemi vurgulanmaktadır.
İletişim alanında gerçekleştirilen deregülasyonun, olumsuz etkileri nelerdir?
Hem ulusal hem de uluslararası iletişim alanında yurttaşların özgür, dengeli ve doğru enformasyon elde etmeleri konusunda eşitsizliklere ve çarpıklıklara yol açmaktadır. Amerikan kaynaklı programların televizyonlar aracılığıyla ithali ise, pazar liberalizmine dayalı yayıncılık anlayışının kültürel emperyalizm boyutunu gün ışığına çıkarmaktadır.
Yöndeşme kavramını açıklayınız?
Yöndeşme (convergence) kavramına karşılık, Türkçe’de yakınsama ve tümleşikleşme gibi sözcükler önerilmektedir. Temel olarak bilişim, telekomünikasyon ve geleneksel medya (kitap, gazete, dergi, radyo, televizyon vb.) alanlarının, hem teknik hem de sektörel düzeyde iç içe geçmesi. Bu kavram, ayrıca, medya alanındaki tekelleşme eğilimlerinin ulaştığı son nokta olarak değerlendirilmektedir.
İletişim alanındaki yöndeşme süreci hangi açılardan ele alınmıştır?
İletişim alanındaki yöndeşme sürecini ekonomik, teknolojik ve düzenleyici olmak üzere üç temel düzeyde tanımlamaktadır.
Yöndeşme kavramını, ekonomik yönüyle açıklayınız?
Yöndeşme kavramı ekonomik olarak, iletişim endüstrisinin basılı yayıncılık, radyo-televizyon yayıncılığı, telekomünikasyon ve enformasyon gibi farklı sektörleri arasındaki sınırların yeni iletişim teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte ortadan kalkmasını; üretim, dağıtım ve tüketim gibi tüm iletişimsel süreçlerde sektörler arası geçirgenliğin artmasını ifade etmektedir.
Yöndeşme kavramını teknolojik yönüyle açıklayınız?
İletişim şebekelerinin aynı tür servisleri taşıyabilme yeteneği, telefon, televizyon ve kişisel bilgisayarların çeşitli fonksiyonlara sahip ve farklı hizmetler sunabilen yeni ev içi cihazlar yaratmak için bir araya gelmesidir.
Yöndeşme kavramını düzenleyici yönleriyle açıklayınız?
İletişim alanındaki geleneksel politika yapım süreçlerinin de, ortak düzenleyici çerçevelere doğru yönelmektedir. Bu anlamda da bir düzenleyici yöndeşmenin söz konusu olduğunu açıklanmaktadır.
3G teknolojisini yöndeşme yönünden açıklayınız?
Günümüzde, yaygınlaşan 3G teknolojisi, yöndeşme kavramını örneklemektedir. Bilişim alanında internetin, telekomünikasyon alanında telefon ve uydu yayıncılığının ve geleneksel medyanın tek bir noktaya bir arada yönlenmesi sonucunda oluşan 3G teknolojisi, tüketicilerin hizmetine sunulmuştur.
Türkiye’deki medya alanına ilişkin deregülasyon politikaları sonucu oluşan bürokratik kurumlar hangileridir?
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Telekomünikasyon Kurumu (TK), Haberleşme Yüksek Kurulu (HYK) ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK) olarak sıralanabilir.
Türkiye’de 1980 öncesi ve sonrası, basın nasıl şekillenmiştir?
Türkiye’de 1980’li yıllara kadar olan dönemde, basının şekillenmesinde siyasal ve toplumsal etkenler belirleyici olmuştur. 1980’li yıllarla birlikte ise, belirleyiciliği ekonomik öğeler almıştır.
1980’ler Türkiye’sinde, sermayenin medyaya girişini tetikleyen unsurlar nelerdir?
• Dördüncü gücü paylaşma, siyasi çevrelerde saygı görme ve elindeki silahla korkutma • Diğer sektörlerdeki yatırımların etkinliğini devlet ihaleleri alarak ve devlet bankası kredilerinden yararlanarak arttırma • Devlet teşviklerinden ve diğer rantlardan öncelik kapma • Medyayı diğer banka ve şirketlerin reklamlarında kullanma • Medyayı kullanarak pazarlama faaliyetlerini arttırma • Finans sektörünün gözde olduğu 1980 sonrası dönemde saygınlık ve güven isteyen finansçılıkta medyadan yararlanma
Türkiye’de 1980 sonlarında hızlanan ve günümüzde de süren medyadaki tekelleşme eğiliminin nedenlerini açıklayınız?
• Siyasi arenada medya desteğine duyulan gereksinim • Promosyonla büyüme • Özel radyo ve televizyonlara geçiş • 1989-1993 ve 1995-2000 dönemi hızlı büyüme konjonktürü • Dağıtımda ve reklamda gerçekleştirilen kartel anlaşmaları • Medya sektöründe gerçekleştirilen anti-sendikal işbirliği
Türkiye’de sermaye-medya ilişkisini açıklayınız?
Türkiye’de birkaç küçük gazete, radyo ve televizyon dışında kalan kitle iletişim araçlarının % 80’den fazlası, ekonominin hemen her alanında etkinlik gösteren holdinglerin kontrolünde bulunmaktadır.
Türkiye’deki medya sahipliği yapısı hakkında bilgi veriniz?
Medya sahipliği yapısının Türkiye’deki en önemli üç halkası, büyük medya gruplar ı arasında gerçekleştirilen reklam ve dağıtım aşamaları ile gruplar arasında gerçekleştirilen anti-sendikal işbirliğidir.
1980lerde başlayan özelleşme hareketi ilk hangi ülkede görülmüştür?
1980lerde başlayan özelleşme hareketi ilk ABD'de görülmüştür.
Deregülasyon nedir?
Kamu sektöründeki kuralların kaldırılması deregülasyon olarak adlandırılır.
Reregülasyon nedir?
Kamu sektöründeki ticari çıkarları öne çıkaracak biçimde yeni kuralların getirilmesine reregülasyon denir.
1970’li yıllarda Peter Golding ve Graham Murdock medya sektöründeki gelişmelerle ilgili nelere değinmişlerdir?
1970’li yıllarda Peter Golding ve Graham Murdock medya sektöründeki gelişmelerle ilgili şunlara değinmişlerdir:
- Konsolidasyon
- Yoğunlaşma
- Çeşitlendirme
- Uluslararasılaşma
Konsolidasyon nedir?
“Konsolidasyon” kavramı, ödenme süresi ya da vadesi yaklaşmış kısa dönemli bir borcun, borçlunun ödeme gücünden yoksun olması nedeniyle orta ya da uzun dönemli borca dönüştürülmesi anlamına gelmektedir.
Yoğunlaşma nedir?
“Yoğunlaşma” kavramı tekelleşme anlamına gelmektedir.
Çeşitlendirme nedir?
“Çeşitlendirme”, çapraz mülkiyet sahipliği ya da çapraz tekelleşme olarak tanımlanmaktadır.
Uluslararasılaşma nedir?
Uluslararasılaşma, küreselleşme çerçevesinde medya alanındaki çokuluslu şirketlerin egemenliğini ifade etmektedir.
Özelleştirmenin kapsamında ne tür devlet müdahaleleri bulunmaktadır?
“Özelleştirme” en genel anlamıyla, pazarın genişletilmesine ve girişimcilerin pazarda artan bir serbestlikle hareket edebilmelerine yönelik devlet müdahalelerini kapsamaktadır.
Murdock özelleştirme hareketinin farklılaşan boyutlarını hangi başlıklar altında incelemiştir?
Murdock (1990), “ özelleştirme hareketi”nin farklılaşan boyutlarını şöyle sınıflandırmıştır:
1.Devlete ait kuruluşların özel girişimcilere satılması,
2.Rekabete açılan pazarların serbestleştirilmesi,
3.Kamu sektöründeki kuruluşların içeriden ticarileştirilmeleri,
4.Kuralların kaldırılması olarak tanımlanan “deregülasyon” süreci. Eşdeyişle, “reregülasyon” olarak bilinen ticari çıkarları öne çıkaracak biçimde yeni kuralların getirilmesi.
Tekelleşme kavramını tanımlayınız.
Tekelleşme kavramsal olarak, herhangi bir üretim alanının tek elde tutulmasını, üretilen ürünün satışını tek elden yönetmesini ve ürünün fiyatına egemen olmasını ifade etmektedir.
Oligopol kavramını açıklayınız.
Oligopol, az sayıda firmanın birlikte etkinlikte bulunduğu ve karşılıklı bağımlılığın söz konusu olduğu bir piyasa biçimidir. Buradaki bağımlılık, firmalarda herhangi bir karar alınırken; diğerlerinin tepkilerinin göz önüne alınmasını açıklamaktadır. Serbest pazar ekonomisi olarak adlandırılan sistemdeki çoğu endüstrilerin tarihi aslında, oligopollerin gelişiminin tarihidir. Oligopol yapıda, birkaç şirketin egemenliği söz konusudur.
Düopol nedir?
İkili tekel yani düopol, içinde yalnızca iki firmanın rekabet içinde bulunduğu piyasa yapısına denmektedir.
Medyada yaşanan tekelleşme eğilimini tanımlayınız.
Medyada yaşanan tekelleşme eğilimi, bir medya şirketinin aynı alanda etkinlik gösteren bir diğer şirketi kendi kontrolü altına alabilecek orandaki bir payını satın alması şeklinde tanımlanabilir.
Tekelleşme eğilimleri hangi biçimlerde ortaya çıkıp gelişmiştir?
Tekelleşme eğilimleri aşağıdaki biçimlerde ortaya çıkıp gelişmiştir: (Topuz vd., 1989):
1.Satın almalar,
2.Denetim altına almalar,
3.Anlaşmalar,
4.Birleşmeler,
5.Mali ilişkiler.
Medya alanındaki tekelleşme türleri nelerdir?
Medya alanındaki tekelleşmelerden söz edildiğinde, genel olarak üç farklı gelişme anlaşılmaktadır. Bunlar:
1. Yatay tekelleşme,
2. Dikey tekelleşme,
3. Çapraz tekelleşme
Yatay tekelleşme nedir?
Yatay tekelleşme, şirketlerin, belirli bir alt sektörde birden fazla ürünle ya da kuruluşla o sektördeki farklı hedef kitleleri ve dolayısıyla piyasayı kontrol etmeye çalışmalarıdır.
Dikey tekelleşmeyi tanımlayınız.
Dikey tekelleşme hammadde kaynağının ya da temel üretim girdilerinin sağlanmasından, üretimi tamamlanmış metanın tüketiciye ulaştırılmasına kadar süren üretim zincirinin bütün halkalarını kontrol etmeye dönük bir yoğunlaşma biçimidir.
Günümüzde küresel medya pazarı, hangi çokuluslu şirketlerin egemenliği altındadır?
Bugün, küresel medya pazarı, temel olarak yedi çokuluslu şirketin egemenliği altındadır: 1.Disney,2.AOL-Time Warner,3.Sony,4.News Corporation,5.Viacom,6.Vivendi,7.Bertelsmann
Türkiye'de Doğan Medya Grubu'nun medya sektöründeki gücünü açıklayınız.
Doğan Medya Grubu, 1990’ların sonunda yayıncılık alanında “dört büyük holding”den biri olmuştur. Sektördeki reklam gelirinin yarıdan çoğunu alan “Doğan Medya Grubu”, bugün için, medya sektöründeki etkin konumunu korur gözükmektedir. Ne var ki, Doğan Medya Grubu’nun eski gücüne sahip olmadığından da söz edilebilir. Eylül 2009 tarihinde gruba kesilen 3,8 milyar’lık vergi cezasından sonra, Doğan Medya Grubu, elindeki varlıkları satarak medya alanından göreceli de olsa çekilmeye başlamıştır. “Doğan Medya Grubu” gibi önceki dönemden kalma grupların etkisi azaldıkça; diğer grupların, medya sektöründeki konumlarının güçlendiği söylenebilir.
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 8 Gün önce comment 11 visibility 17873
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1166
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 616
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2741
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 907
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25573
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14507
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12510
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12501
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10424