Haber Yazma Teknikleri Dersi 8. Ünite Özet

Haber Yazmada Denetim Ve Doğrulama

Giriş

Bu ünitede haber yazma sürecinin son aşaması olan denetim ve doğrulama; bir başka deyişle gözden geçirme ve düzeltme aşamasında neler yapılması gerektiği üzerinde ayrıntıları ile durmaya çalışacağız.

Denetim ve Doğrulama Süreci

Haber yazma süreci içerisinde son aşamayı denetim ve doğrulama oluşturur. Bu aşamada haberin gerçekliği ve doğruluğu denetlenir, yanlış anlaşılmaların önüne geçilmesi için metin üzerinde son bir kez daha yoğunlaşılır.

Denetim ve doğrulama süreci habercinin şu sorumluluklarını yerine getirebilmesi için önemlidir:

  • Kamu yararını ön planda tutmak
  • Kişi haklarına zarar vermemek
  • Çıkar amaçlı haber yazmamak
  • Etik ve hukuk kurallarına bağlı kalmak

Bunlara ek olarak haberin dilbilgisi ve yazım kuralları açısından hatasız bir şekilde yayımlanabilmesi için bu aşamanın ciddiyetle tamamlanması gerekir.

Denetim ve doğrulama aşamasından dikkat edilmesi gerekilen noktalar özet olarak şöyle sıralanabilir:

  • İlk okuma: Burada amaç taslak halinde olan metnin baştan sona ilk kez okunmasıdır.
  • Yazım yanlışlarının denetimi: Bu kısım birçok noktayı içinde barındırmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır: yazım hataları, anlatım bozuklukları, özne-yüklem uyumsuzluğu, aynı haber yüklemlerinin kullanımından kaçınmak, anlaşılmayan sözcüklerin silinmesi.
  • Okunurluk ve anlaşılabilirlik denetimi: Haber, çok sayıda kişinin anlayabileceği bir metin olmalıdır. Bu nedenle haberde geçen rakamlar, bilimsel bilgiler, istatistiksel sonuçlar basitleştirilerek, okuyucuların anlayabileceği biçime dönüştürülmelidir. Denetim aşamasında bu bilgilerin yeterince anlaşılır olup olmadığı tekrar düşünülmelidir. Cümleler olabildiğince kısa ve sözcükler olabildiğince kolay okunabilir olmalıdır.
  • Fazlalıkların denetimi: Haberde gereksiz olduğu düşünülen sözcükler, cümleler atılmalıdır. Haberde esas amaç olayın özünü vermekse ve atılan cümleler bütünü bozmuyorsa fazlalıkların denetimi haber metnini daha okunabilir hale getirecektir.
  • Eksik bilgi denetimi: Haberi yazan kişi haberde eksik kalan yönler var mı diye kendine sormalıdır. Eğer haberde yanıtsız bırakılan sorular varsa bunların üzerinde düşünülmeli ve yanıtlanması için kaynaklara yönelmelidir.
  • Yanlış bilgi denetimi: Haber denetim ve doğrulama sürecinin belki de en önemli kısmı yanlış bilgilerin denetlenmesidir. Şu sorular üzerinden gidilerek bu kısım sağlıklı bir şekilde tamamlanabilir: Haberde aktarılan bilgiler doğru mudur? Bu bilgilerin doğruluğu ikinci kaynaklardan kontrol edilmiş midir? Haberde adı geçen tüm kişilerin adları ve soyadları doğru yazılmış ve bu kişiler doğru bir şekilde tanıtılmış mıdır? Haberde geçen ifadeler, haber kaynağı olarak gösterilen kişilere mi aittir ve bu kişilere doğru atıflar yapılmış mıdır? Haber metni herhangi bir kuşkuya ihtimal vermekte midir? Son soru hariç tüm soruların yanıtları evet olmalı ve gerekli düzeltmeler yapılmalıdır.
  • Yorumsuzluk/tarafsızlık denetimi: Haber metnini yorumsuz ve tarafsız bir duruşla sunmak için haber metninde sıfat ve zarf kullanımından kaçınılmalıdır. Nesnelliğin sağlanması için karşıt görüşlerin fikirlerine eşit miktarda yer verilmelidir. İki boyutu olan konularda diğer tarafa “söz hakkı” verilmemesi düşünülemez. Ayrıca bu bölümde belirsiz ifadelerin denetimi yapılmalı bu ifadeler somutlaştırılmalıdır. Örneğin bir mitingin kalabalık olarak ifade edilmesi belirsiz bir ifade biçimidir. Bunun yerine sayı vermek haberi daha nesnel kılacaktır.
  • Etik ve hukuk kurallarına uygunluk denetimi: Haberin etik ve hukuk kurallarına uygunluğu konusunda şüpheler varsa bu noktada bunlar haber metninden çıkarılmalıdır.
  • Son okuma: Artık haber metni yayımlanmaya hazır duruma gelmiştir. Bu noktada son bir okuma yapmak faydalı olacaktır.
  • Geri bildirimin takip edilmesi: Bir muhabir için haberin yazılıp haber merkezine gönderilmesi ile haber yazma süreci tamamlanır ancak iletişim sürecinin tamamlanabilmesi için habere gelecek geri dönüş ya da tepkilerin de takip edilmesi gerekir.

Ahlak, Etik ve Temel Yaklaşımlar

Ahlak, hem toplumsal hem kişisel vicdanla ilgili bir olgudur. Ahlak iradeli davranışların bir bütünüdür ve insanlar ahlak sayesinde yanlış ve doğruyu, iyi ve kötüyü, erdem ve kusur ile yapılanları değerlendirme yetisine sahip olur. Etik ise insan davranışlarını ahlak koşulları içinde araştıran, savunan ya da eleştiren felsefe dalıdır.

Hukuk kuralları ise uyulması zorunlu olan ve karşı çıkıldığı takdirde çeşitli yaptırımlara maruz kalınan kurallar bütünü olarak görülebilir.

Hukuk kuralları daha açıktır, yazılıdır ve belirleyici özelliğe sahiptir. Bu nedenle hukukta yaptırım maddi, etikte ise vicdanidir denilebilir.

Konunun daha iyi anlaşılması için 2 tür ahlak anlayışı üzerinde durulabilir:

  • Ödevci ahlak anlayışı
  • Yararcı ahlak anlayışı

Gazetecilik mesleği açısından ödevci ahlak anlayışı bir haberin ortaya çıkaracağı sonuçlarla değil, haberin yapılma amacı ile ilgilenmesi açısından dikkati çeker.

Gazeteci eğer aklının emrettiği doğrulara her zaman uyarsa ve eğer bu doğrular her yerde ve zamanda geçerli olursa, ödevci anlayışa göre etik davranışı gerçekleşmiş olur. Ayrıca gazeteci “Hiçbir amaç, hiçbir koşulda, hiçbir ahlak dışı aracı haklılaştırmaz” ilkesine göre her koşulda doğruları yazmak ve doğru araçları kullanmak yükümlülüğündedir.

Yararcı ahlak anlayışı çerçevesinden gazeteciliğe bakarsak şöyle bir tablo karşımıza çıkmaktadır: “En çok insan için en büyük mutluluğu sağlayan davranış etik davranıştır”. Haber yaparken haberin doğurabileceği sonuçların önceden düşünüp, kararın bu çerçevede verilmesi yararcı ahlak anlayışı çerçevesinde yorumlanabilir.

En çok bireyi, en çok mutlu edecek haber, gazetecilikte etik davranmanın ölçütü sayılabilir. Bu anlamda kamu yararı, bireysel yarardan önce gelir. Saklanması gereken bilgi, kamu yararı ciddi biçimde gerektirmedikçe yayımlanmaz. Ancak kamu yararı büyükse her tür bilgi kaynağının rızası dışında da yayımlanabilir. Bu durumda kaynağın hakları, kamu haklarına göre ikincil plandadır.

Basın Meslek Ahlakı

Gazetecilik meslek ahlakına ilişkin tartışma, ilk kez 17. yüzyılda görülmüş; basın özgürlüğü, sansür ve bu alandaki hukuksal düzenlemelere ilişkin tartışmalarla birlikte gelişim göstermiştir. Mesleğin toplumsal düzendeki işlev ve sorumluluklarının neler olması gerektiğine ilişkin soru ve tartışmalar, etik ilkelerin şekillenmesinde etkili olmuştur.

Dünyada “basının kendi kendini denetlemesi”, “öz denetim” ya da “otokontrol” mekanizmalarının başında geldiği söylenebilecek, basın konseylerinin başlıca işlevi, toplumla kitle iletişim araçları (medya) arasında bir denge unsuru olmalarıdır. Her ikisinden de bağımsız bir konumda olan konseyler toplum tarafından “güvenilir” bulunurlar.

Basın konseylerinin ortak özelliği, basın özgürlüğünün kötüye kullanılmasını önleyerek, siyasal iktidarların basına müdahalesine fırsat vermeme amacına hizmet eden, bizzat gazeteciler tarafından istenerek oluşturulan gönüllü kuruluşlar olmalarıdır.

Bir başka “öz denetim” kurumu ise “ombudsmanlık” olarak anılır. “Vatandaş koruyucusu” karşılığındaki bu sözcük, İsveççe kökenlidir.

İsveç örneğinden yola çıkarak, ABD’de uygulama alanı bulan basındaki ombudsmanın görevi, okuyuculardan gelen yayın içeriklerine ilişkin şikâyetleri, yayın organının yetkililerine bildirmek ve bunların tekrarlanmasını önlemektir. Eş deyişle çalıştığı gazetenin gözlemciliğini ve eleştirmenliğini yapmaktır.

Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin 1997 yılında kurulmuş olan Meslek İlkelerini İzleme Komitesi’nin taslağını hazırladığı “Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi”, Cemiyet’in 3 Kasım 1998’de yapılan yönetim kurulu toplantısında kabul edilerek kamuoyuna açıklanmıştır.

Etik Sorun ve Tartışmalar

Etik anlayışların temel hedefi, medyanın bir kurum olarak saygınlığını ve güvenilirliğini artırmaktır. Etik tartışmaların temel amacı ise medya çalışanlarının mesleklerini sürdürürken daha iyiye ulaşmak adına dikkat etmeleri gereken temel kural ya da ilkelerin neler olduğunu belirlemektir. Bu anlamda medyayla ilgili en belirgin etik sorun ve tartışmalar şöyle sıralanabilir:

  • Haberin tarafsızlığı, haber ve yorum ayrımı
  • Özel yaşama müdahale
  • Bilgilerin gizlice (izinsiz) elde edilerek yayımlanması
  • Gizlilik kaydıyla verilen bilgilerin yayımlanması
  • Olay yaratarak haber yapma
  • Paralı habercilik (Çek defteri gazeteciliği)
  • Hediye ve özel ziyafetler
  • Kurum çıkarları ve kişisel çıkarlar
  • İlan ve reklam baskısı
  • Kriz haberciliği

Düzeltme (Tashih) İşaret ve Kuralları

Arapça kökenli “tashih” sözcüğü, “düzeltme, düzelti” anlamına gelmektedir. Haber metinlerinin düzeltilmesine, doğrultulmasına “tashih etme” denilmektedir. Tashih işlemini daha hızlı ve sistematik yapmak için kullanılan bir işaret sistemi bulunmaktadır.

Tashih için kullanılan bu işaretlerden belli başlı olanlarını şöyle açıklayabiliriz:

  • Metin düzeltmelerinde değiştirilmesi gereken cümle ya da sözcüğün üzeri düz bir çizgi ile çizilir ve uygunsa hemen üzerine; uygun değilse bir ok çıkarılarak uygun yere yeni cümle ya da sözcük yazılır. Böylece üzeri çizilenin yerine yazılacak metin ifade edilmiş olur.
  • Sözcük içerisinde yazım yanlışı nedeniyle oluşmuş bir harf hatası varsa bu hatalı harfin üzerine “/” şeklinde dikey bir çizgi çekilerek doğrusu, hemen üst tarafa, iki satır arasındaki boş alana yazılır.
  • Bir cümle içerisinde iki sözcük arasına yeni sözcük ya da sözcükler eklemek için ya da iki cümle arasına başka bir cümle ya da cümleler eklemek için eklemenin yapılacağı yere ekleme “L” işareti konur ve hemen üzerine yapılacak ekleme yazılır.
  • Sözcük içinde bir boşluk varsa ya da heceler ya da ekler bitişik yazılması gerekirken ayrı yazılmışsa bunların bitişik yazılması gerektiğine ilişkin olarak ilgili boşluğun üzerine birleştirme “?” işareti konur.
  • Eğer iki sözcük bitişik yazılmışsa ya da ayrı yazılması gereken bir ek varsa, ayrılması gereken yere, iki harfin arasına ayırma “)(” işareti konur.
  • Bir paragraf içerisinde herhangi bir cümle başında yeni paragraf başı yapılması gerekiyorsa, bunu belirtmek için paragraf başına “?” işareti konur.

Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi