Lojistik Maliyetleri ve Raporlama 2 Dersi 2. Ünite Özet

Dış Kaynak Yoluyla Sağlanan Lojistik Hizmetler Ve Maliyetler Üzerindeki Etkisi

Giriş

Dünyada son yıllarda ekonomik ve teknolojik alanda yaşanan gelişmeler işletmeleri rekabet avantajı sağlayacak birtakım yöntemler geliştirmeye sevk etmiştir. Bu yöntemlerden biri de dış kaynak (outsourcing) kullanımıdır. Dış kaynak kullanımı genel bir tanımlama ile işletmenin finansal ve yönetimsel kaynaklarının yeterli olmasına rağmen, işletme içi faaliyetlerin bir kısmının dış tedarikçilerden sağlanması şeklinde açıklanabilmektedir.

Dış Kaynak Kullanımı Kavramı Ve Kullanım Nedenleri

Başlangıçta herhangi bir faaliyetin işletme içinde gerçekleştirilmesi yerine dışarıdan satın alınması şeklinde tanımlanan dış kaynak kullanımı zaman içinde değişerek stratejik ortaklık yapılan bir tedarikçiye ana faaliyet alanı dışında kalan işlerin devredilmesi uygulamasına dönüşmüştür. Dış kaynak kullanımı bir bölümü satmak veya elden çıkarmak anlamına gelmemektedir. Aksine çağdaş yönetim stratejileri kapsamında işletmenin ana faaliyet alanına yoğunlaşmayı sağlayacak bir yönetim stratejisi olarak kabul görmektedir. İşletmeler hız, esneklik, maliyet, rekabet avantajı, kendi işine odaklanma ve personel verimliliği gibi birçok nedene bağlı olarak, kendi ana işleri haricindeki tüm faaliyetleri dış kaynağa başvurmak suretiyle yerine getirebilmektedirler. Dış kaynak kullanımı yönteminin işletmeler tarafından benimsenmesinin birçok nedeni bulunmaktadır. Bunlar;

  • İşletmelerin Dış Pazarlarda Rekabetçi Olabilme İsteği
  • Tam Zamanlı Üretim Yöntemi Çerçevesinde, Tam Zamanında Tedarik İhtiyacı
  • Piyasalardaki Dalgalanma
  • Uzman İşletmelerle İş Birliği Yapma İsteğidir.

Lojistikte Dış Kaynak Kullanımı, Yararlar Ve Sorunlar

İşletmelerin son zamanlarda lojistik süreçte dış kaynak kullanımına başvurmalarının ana nedenlerini aşağıdaki gibi üç başlıkta ifade etmek mümkündür;

  • Maliyet tasarrufu,
  • Hızlı teslimat,
  • Ana faaliyet (esas iş) konularına yoğunlaşma arzusu.

Dış kaynak kullanımı özellikle yan ürünlerin tedarikinde ve taşıma faaliyetinin gerçekleştirilmesinde işletmelerin sıklıkla başvurdukları bir yöntemdir.

Birçok işletmenin gerek pazara yakınlık, gerekse girdi maliyetleri nedeniyle gelişmekte olan ülkelerde üretim tesisleri kurması lojistik maliyetlerin toplam maliyetler içindeki payını artırmıştır. Lojistik maliyetlerin toplam üretim maliyetleri içinde önemli bir paya sahip olması, işletmeleri, lojistik maliyetleri düşürme arayışlarına yöneltmiştir. Bu çerçevede, işletmelerin lojistik maliyetlerin düşürülmesinde bir yöntem olarak dış kaynak kullanımına yöneldikleri görülmektedir. Lojistik alanında dış kaynak kullanımı faaliyetleri çoğu zaman “üçüncü parti lojistik hizmetleri (3 PL)” olarak ifade edilmektedir. 1. parti; üretici, imalatçı, gönderici, toptancı vs. malın ve/veya hizmetin üreticisi, 2. parti; birinci partinin doğrudan müşterisi veya akışa göre tedarikçisi olan işletme, 3. parti ise dolayısıyla bu iki taraf arasındaki mal ve hizmet akışına giren şirkettir. 3. Parti Lojistik tanımı geleneksel olarak şirket bünyesindeki lojistik faaliyetlerinin gerçekleştirmesi işinin 3. bir şirkete devredilmesi işlemleridir. Bu bağlamda şirketler uluslararası nakliye, depolama, stok kontrolü, paketleme, etiketleme, sevkiyat, dağıtım vb. işlerinde bu alanda uzmanlaşmış ve gerekli tesis, ekipman veya personele sahip şirketlere devretmektedirler. Kısacası, üçüncü parti lojistik hizmet sağlayıcılar, malların bir yerden diğer bir yere iletilmesini koordine etmek için dış kaynak kullanan işletmelere geniş bir şekilde lojistik hizmeti sağlamaktadır.

Son dönemde sözü geçen dördüncü parti lojistik ve beşinci parti lojistik ise şöyle ifade edilmektedir. Dördüncü parti lojistik, “kapsamlı lojistik hizmetleri sunmak amacıyla kendi organizasyonlarının kaynaklarını, yeteneklerini ve teknolojisini, bütünleşik hizmet sağlayıcılarıyla bir araya getiren ve yöneten bütünleştiricilerdir. Beşinci parti lojistik ise geleneksel üçüncü ve yeni dördüncü parti lojistik sağlayıcılarının bıraktıkları boşluklar arasında bir köprü görevi görmektedir”. Beşinci parti lojistiğin hedefi; üçüncü parti lojistik sağlayıcısı ve dördüncü parti lojistik sağlayıcısına olan ihtiyacı elemek ve hızlı bir şekilde gizli tedarik zincirine dönüştürmektir.

Lojistikte dış kaynak kullanımı, en genel anlamıyla seçilmiş bazı lojistik faaliyetlerin, konusunda uzman işletmelere (3PL hizmet sağlayıcıları) risk ve ödüllerin paylaşılacak şekilde yaptırılması olarak tanımlanabilir. Dış kaynak kullanımı yönteminde, lojistik hizmet sunan işletmeyle, dış kaynak satın alan işletme arasında geleneksel satın almadan farklı olarak stratejik iş birliği söz konusudur. İşletmelerin tüm lojistik faaliyetleri kendi bünyelerinde gerçekleştirmeleri toplam maliyetlerin artmasına yol açabileceği gibi, ana faaliyetlerin dışındaki faaliyetlerde de uzmanlaşma gereğini beraberinde getirecek, yönetimin enerjisinin farklı alanlara dağılması ve etkinliğini yitirmesi sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle, sürdürülebilir büyüme ve rekabet avantajı için işletmelerin lojistik süreçlerin tamamını veya bir kısmını yürütecek işletmelerden destek almaları gerekmektedir. Bu çerçevede dış kaynak desteği veren 3.parti hizmet sağlayıcılar, yeterli bilgi birikimleri ve kaynakları ile işletmelerin uluslararası taşıma, depolama, stok kontrol ve yönetimi, ambalaj, etiketleme, sigorta, gümrükleme ve iç dağıtım gibi faaliyetlerini kaliteden ödün vermeden, rekabet edilebilir fiyatla gerçekleştirebilmektedir.

Son yıllarda işletmelerin uluslararası boyut kazanması, küresel pazarlara açılması, lojistik faaliyetlerin gereksinimi ve önemini artırmıştır. Günümüzde birçok işletme yeni girdiği pazarlar ve bunlardaki düzenlemeler hakkında yeterli bilgi birikimine sahip değildir. Ayrıca işletmelerin farklı bölge veya ülkelerdeki pazarlara uygun bir lojistik alt yapıya sahip olması beklenemez. Bu nedenle birçok işletme lojistik faaliyetlerini dış kaynak yoluyla yerine getirmeyi tercih etmektedir.

Esnek üretim veya tam zamanlı üretim gibi sistemleri destekleyecek lojistik süreçleri ve bilgi sistemlerini kurmak ve işletmek özel yetkinlikler gerektirir. Ayrıca yüksek yatırım maliyetleri ile karmaşık ve uzmanlık isteyen işletim süreçleri, işletmelerin kendi iç organizasyonları ile bu sorunların üstesinden gelmelerini olanaksızlaştırmaktadır. Piyasalardaki dalgalanmalar ve talepteki değişiklikler işletmeleri, yüksek yatırım maliyetlerinden kaçınmaya ve sabit maliyetleri en aza çekmeye zorlamaktadır. Birçok işletme özellikle lojistik faaliyetlere ilişkin olarak tahmin edemedikleri gelecek için yatırım yapmaktansa, dış kaynak kullanımı yolunu seçerek, kullandığı kadar ödeme yaparak, maliyetlerini değişken maliyete çevirmeyi hedeflemektedir.

Ülkemizde lojistik faaliyetler arasında dış kaynak kullanımı yolu ile en çok sağlanan faaliyet taşımadır. Taşıma faaliyeti başta olmak üzere işletmelerin lojistik faaliyetlerini dış kaynak kullanımı yoluyla yerine getirmelerine yol açan birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörler; Örgütsel Faktörler, Gelişimle İlgili Faktörler, Finansal Faktörler, Gelirle İlgili Faktörler, Maliyetle İlgili Faktörler, İşverenle İlgili Faktörlerdir.

Lojistik süreçte dış kaynak kullanımının işletmeler açısından sağladığı yararlar aşağıdaki gibi sayılabilir;

  • İşletmelere ana faaliyetlerinde yoğunlaşma olanağı sağlar.
  • Maliyet ve zaman avantajı sağlar.
  • Müşteri memnuniyetini artırmayı kolaylaştırır.
  • Coğrafi esneklik sağlanmasına ve yeni pazarlar oluşturulabilmesine olanak tanır.
  • Ayrıca dış kaynak kullanılan işletmenin elindeki mevcut kapasiteyi birleştirerek ulaşılamayan coğrafi bölgelere ulaşılmasını sağlar.
  • Daha az risk üstlenilir.
  • Lojistik faaliyetler için altyapı maliyetini düşürür.
  • Güvenli, ucuz ve hızlı bir şekilde ürünün müşteriye ulaştırılmasını sağlar.

Ayrıca dış kaynak kullanımı, paketleme ve etiketleme konularında da işletmeye önemli yararlar sağlayabilir.

Üretilen mamulün paketlenmesi ve etiketlenmesi zaman alıcı ve maliyetli bir iştir. Bu faaliyetlerde dış kaynak kullanımı yolu ile daha az zaman alıcı ve daha az maliyetli faaliyetler yerine getirilebilir. Lojistik faaliyetleri yürüten işletmeler bu işte uzmanlaştıkları için çok gelişmiş depolama ve dağıtım sistemine sahiptir. Lojistik işletmelerin, uzmanlaşmış olmaları ve ölçek ekonomisi etkisiyle, lojistik faaliyetleri çok daha düşük maliyetle gerçekleştirebilmelerini sağlamaktadır. Stok yönetimi açısından barkod sistemi işletmelerin işlerini daha kolay hâle getirmiştir.

Çünkü bu sayede işletmeler mevcut stok seviyelerini her an, her yerden izleyebilmektedir. Lojistik maliyet açısından dış kaynak kullanımının işletmelere sağladığı en önemli avantajlardan biri de lojistik faaliyetlerin maliyetlerini sabit maliyetten değişken maliyete dönüştürmek suretiyle maliyet esnekliği sağlamasıdır. Lojistikte dış kaynak kullanımının işletmelere sağlayacağı bir diğer katkı ise işletmelerin kendi ana faaliyetlerine yoğunlaşmalarına olanak tanıyarak verimliliğin artmasına yol açması ve ana faaliyet maliyetlerinin düşmesine yardımcı olmasıdır. Lojistikte dış kaynak kullanımı işletmenin stok bulundurma maliyetlerinde önemli tasarruflar sağlar. Bu nedenle işletme ürettiği mamullerin sevkiyatını üretim süreci tamamlanır tamamlanmaz yapabilmektedir. Dış kaynak kullanımı sayesinde malların sevkiyatı ile ilgili tüm işlemler dış kaynak firması tarafından yapılır. Lojistik hizmetlerin dış kaynak kullanımı yoluyla sağlanmasının işletmelere sağlayacağı diğer yararları aşağıdaki başlıklar hâlinde saymak mümkündür;

  • İşletmelerin pazarlama ve dağıtım ağlarının küçük miktarlar için bile her noktaya ulaşmasına olanak sağlar. Bu sayede işletmelerin pazarda daha hızlı hareket ederek müşterilerine ulaşmasını sağlar.
  • Çok kullanıcılı depolama hizmetleriyle firmaların stoklama maliyetini azaltır.
  • Taşıma, depolama gibi yüksek maliyetli yatırımlardan tasarruf edilir.
  • Şirketlerin kendi faaliyet alanlarına yönelmelerini sağlar.
  • Lojistik hizmeti sağlayıcısının yüksek taşıma kapasitesi ve yönlendirme yeteneğiyle taşıma maliyetleri azaltılır.
  • Stok seviyeleri minimize edilebilir.
  • İnsan gücünden tasarruf sağlanır.
  • Kayıp, kaza, çalınma gibi riskler lojistik firmasına devredilmiş olur.
  • Dünya çapında yeteneklere ve yeni teknolojiye ulaşılabilir.

Dış kaynak kullanımının yukarıda sayılan birçok yararı olabileceği gibi, özellikle güvenlik gibi bazı sorunlar, bu hizmeti almak isteyen firmaların karşısına çıkmaktadır. Dış kaynak yolu ile hizmet sağlanan lojistik işletmenin kurumsal bir işletme olması hem lojistik sürecin etkinliğini arttırır hem de lojistik riski azaltır. Lojistikte dış kaynak kullanımı dolayısıyla yaşanabilecek sorunları aşağıdaki başlıklar altında özetlemek mümkündür;

  • İşletme faaliyetleri üzerindeki kontrolün kaybedilmesi,
  • Maliyetin artması,
  • Yeni uygulama sonuçlarının müşteri tarafından kabul edilmemesi ihtimali,
  • İşletme içi uzmanlığın kaybedilmesi,
  • Tedarikçiye bağımlı hâle gelme,
  • Müşterilerin güveninin kaybedilmesi,
  • Tedarikçi riskleri; finansal güçlük yaşanması, yavaş uygulamalar, söz verilen imkânların sağlanamaması, uyumun kaybedilmesi ve gerekli kalitenin sağlanamaması,
  • Beklenmeyen ödemeler ve “ekstra kullanım” ücretleri,
  • Maliyetlerin ve fiyatlamanın zorluğu,
  • Üst yönetimin sürece yoğunlaşmasının gerekliliği,
  • Tedarikçi tarafından kullanılan teknolojinin güncel olmaması,
  • Uzun dönemli esneklik ve değişen iş gereklerinin karşılanabilmesi konusundaki endişeler.

Dış kaynak kullanımı bir mecburiyeti değil, stratejik bir iş birliğini ifade etmektedir. İşletmenin dışarıdan sağladığı her türlü ham madde, malzeme enerji, taşıma veya depolama hizmeti dış kaynak kullanımı olarak ifade edilemez. Dış kaynak kullanımı daha önce işletme içinde gerçekleştirilen üretim, taşıma, depolama, stok yönetimi gibi herhangi bir faaliyetin belirli gerekçelerle stratejik ortaklık kapsamında dışarıya yaptırılması sürecini ifade etmektedir. Aynı şekilde lojistik süreç içinde ortaya çıkan tüm faaliyetlerin dış kaynak kullanımı yoluyla yerine getirilmesi söz konusu değildir. İşletmeler kendi durum ve konumlarına göre isterlerse taşıma, depolama ve stok yönetimi gibi temel lojistik faaliyetleri dış kaynak kullanımı ile temin edebilecekleri gibi paketleme, tersine lojistik, gümrükleme, etiketleme gibi diğer lojistik faaliyetleri de dış kaynak kullanımı ile yerine getirebilirler.

Dış Kaynak Kullanımı İle Sağlanan Lojistik Hizmetlerin Maliyetler Üzerindeki Etkileri

Maliyet yönetimi; ürün maliyetlerini doğru olarak saptamak, işletmedeki işlemleri geliştirmek, israfı önlemek, maliyet etmenlerini tanımlamak, faaliyetleri planlamak ve işletmenin stratejilerini oluşturmak için faaliyetlerin yönetimi ve kontrolü olarak da tanımlanmaktadır. Maliyet yönetiminin amaçları, özellikle maliyet şeffaflığının sağlanması ve rekabet gücünün elde edilmesi ve korunması olarak belirtilmektedir. Yaşanan gelişmeler paralelinde toplam maliyetler içinde lojistik maliyetlerin önemli ölçüde artması nedeniyle işletmeler, maliyet düşürme çabası içindedir. Lojistik maliyetleri yönetme ve düşürmede kullanılan önemli araçlardan biri de lojistik faaliyetlerin tamamının veya bir kısmının dış kaynak yolu ile sağlanmasıdır. Birçok işletmenin maliyet yönetim stratejisi olarak lojistik faaliyetlerini dış kaynak kullanımı yolu ile tedarik etmesi önemli ölçüde maliyet tasarrufu elde edilmesini sağlamaktadır.

Taşıma maliyetleri, taşıma faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan maliyetler olup bu maliyet unsurlarını aşağıdaki başlıklarla ifade etmek mümkündür.

  • Kara yolu ile taşıma maliyetleri
  • Deniz yolu ile taşıma maliyetleri
  • Demir yolu ile taşıma maliyetleri
  • Hava yolu ile taşıma maliyetleri
  • Boru hattı ile taşıma maliyetleri

Taşıma faaliyetleri sırasında ortaya çıkan işçilik, gümrük, vergi, harç, yakıt, geçiş ücreti, bakım ve onarım gibi tüm maliyet unsurları da taşıma maliyetleri kapsamında değerlendirilmektedir. Taşıma maliyetleri, toplam lojistik maliyetler içinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, taşıma maliyetlerinde sağlanacak tasarrufun toplam lojistik maliyetler üzerinde önemli etkisinin olacağı açıktır.

Taşıma faaliyetlerinde dış kaynak kullanımının tercih edilmesi durumunda, bu maliyetler değişken maliyet niteliği kazanacaktır. Bir başka ifade ile işletme sadece mal taşıttığı zaman ve malın nitelik ve niceliğine göre belli bir miktar maliyete katlanacaktır. Taşıma işini gerçekleştiren işletmenin işinde uzmanlaşmış bir işletme olması ve birçok işletmenin ürününü bir anda taşıma durumunda, taşıma maliyetlerinde önemli tasarruflar sağlanabilmektedir. Taşıma maliyetleri lojistik maliyetler içinde en yüksek orana sahip maliyet unsuru olup bunun önemli bir kısmı sabit maliyet niteliğindedir.

Fiziksel dağıtım sürecinde hareket merkezlerinden olan depo; korunmak, saklanmak ve gerektiğinde kullanmak üzere bir şeyin konulduğu yerdir. Depolama, malzeme yönetiminin en önemli unsuru olup yüklü miktardaki malın müşteri kullanıcılarının ihtiyaç duyduğu zamanda ve miktarda onlara ulaştırılmak üzere hazır bulundurulmasına olanak sağlamaktadır. Antrepo ise gümrük vergisine konu olup da henüz vergi ve resimleri ödenmemiş malların korunduğu, gerektiğinde küçük tamamlayıcı işlemlerin yapıldığı, gümrük binalarına yakınında bulunan depolardır. Antrepolarda gümrük gözetimde bulunan eşyalar depolanır. Günümüzde birçok işletmenin binlerce metrekareden oluşan ve kendi sahipliğinde bulunan depolama alanı veya ofislerinin arkasında mamullerin depolanması için kullandıkları bir alan bulunmaktadır. Dolayısıyla işletmeler, bu depolama alanına sahip olabilmek için yatırım yapmaktadır. Bazı işletmelerin büyük bir üretim tesisine veya yönetim binasına sahip olmaları, bunun bir kısmını depolama alanı için ayırmaları söz konusu olabilir. İşletmeler, depolama faaliyetlerini kendi bünyelerinde gerçekleştirmeleri durumunda önemli tutarda sabit yatırım maliyetine katlanmak zorunda kalmaktadırlar. Ayrıca depolama faaliyetleri, yönetim faaliyetleri içinde önemli ölçüde maliyete neden olmaktadır. Bu durum işletmeye önemli ölçüde finansal yük getirebilmektedir. İşletmeler depolama hizmetini dış kaynak kullanımı yolu ile sağlamak suretiyle önemli ölçüde sabit maliyet niteliğinde olan depolama maliyetlerini değişken maliyete çevirebilirler.

İşletme, stok yönetim faaliyetlerini kendi içinde yapması durumunda, yukarıda sayılan maliyet unsurlarına katlanmak durumunda kalır. İşletme elinde stok bulundurmaz veya yeterince bulundurmaz ise bu durumda stok bulundurmama maliyetlerine katlanmak zorunda kalır. Depolamayı üçüncü parti lojistik firmasına devreden bir işletmenin, stok yönetimini de devretmesi kaçınılmazdır. Bir başka ifade ile depolama hizmetini dış kaynak kullanımı yolu ile sağlayan işletme stok yönetimini de dış kaynak işletmesine devretmiş olmaktadır. Bu durum işletme açısından bir risktir. Ancak dış kaynak sağlayan işletmenin stratejik ortak olarak kabul edilmesi risk oranını düşürmektedir.

Müşteri hizmetleri, müşterilerin işletmeye sadık kalmalarını sağlamak ve müşteri tatmin düzeyini artırmak için yapılan her tür işlemi kapsamaktadır. Bu kapsamda müşterilerin öneri ve şikâyetlerini dinlemek ve çözmek için telefon ve/veya internet aracılığıyla sunulan bir danışmanlık hizmeti, müşterilere verilen bir kart aracılığıyla müşterilerin yaptıkları alışverişin sıklığı, çeşidi gibi bilgilerin kaydedildiği ve müşterilere özel günlerinde indirim sağlayan bir müşteri izleme sistemi geliştirilebilir. Tüm bu faaliyetler müşteri hizmetleri ile ilgili olup aynı zamanda müşteri tatmin düzeyini artırmaya yöneliktir. Belirtilen sistemlerin birinin dahi işletme bünyesinde oluşturulması işletme açısından maliyet doğuran bir faaliyettir. Bu nedenle işletmeler, müşteri hizmetleri ile ilgili olarak yukarıda sayılan birçok faaliyetini dış kaynak kullanımı yolu ile sağlamaktadır.

Günümüzde birçok işletme sipariş alma, verme ve sipariş işleme faaliyetlerini bilişim sistemleri kullanarak yapmaktadır. Bu nedenle işletmeler sipariş işleme süreci ile ilgili bu hizmetleri dış kaynak kullanımı yolu ile sağlayarak önemli maliyet tasarrufunda bulunabilmektedirler.

Elleçleme maliyetleri asli nitelikleri değiştirilmeden ürünün istiflenmesi, yerinin değiştirilmesi, büyük kaplardan küçük kaplara aktarılması, kapların veya ambalajlarının yenilenmesi veya tamiri, ürünlerin havalandırılması, karıştırılması sonucunda ortaya çıkan maliyetlerdir. Elleçleme işleminin işletme içinde yapılması durumunda işletme bu iş için gerekli forklift ve diğer araç gereçler için sabit bir yatırım maliyetine ve bu işlem sürecinde ortaya çıkacak işletme ve işçilik maliyetlerine katlanacaktır. İşletmeler elleçleme hizmetini de dış kaynak kullanımı yolu ile gerçekleştirebilirler. İşletmeler, bu durumda katlanmak zorunda oldukları sabit maliyetlere katlanmayıp, süreçte ortaya çıkan tüm maliyetlerini değişken maliyetlere dönüştürebildikleri gibi elleçleme faaliyetleri için ne kadar maliyete katlanacaklarını da önceden bilmektedirler.

Talep tahmini tedarik ve üretim sürecinin planlaması açısından son derece önemlidir. İyi yapılmış talep tahminleri tedarik sürecinin etkin bir şekilde yönetilmesi ile üretim sürecinin aksamamasını sağlar. Bu nedenle gelecekteki belli bir zaman aralığına ilişkin işletme ürünlerinin talep tahminlerinin isabetli bir şekilde yapılması gerekir. Talep tahmini anket, yüz yüze görüşme, sektörel büyüme oranları ve geçmişteki verilere dayanan birtakım istatistiki yöntemler kullanılarak yapılabilir. Piyasada bu yöntemlerin kullanımı konusunda uzmanlaşmış işletmeler bulunmaktadır. İşletmeler talep tahminlerini bu işletmelere yaptırmak suretiyle geleceğe yönelik isabetli talep tahminlerinde bulunmak suretiyle yok satma veya gereksiz stok bulundurma maliyetlerinden kurtulabilirler.

İşletmenin ambalajlama işini kendi bünyesinde gerçekleştirmesi durumunda ürünlerin ambalajlanması için gerekli makine, araç ve gereçler için önemli ölçüde sabit yatırım maliyetine, ayrıca ambalajlama sürecinde malzeme ve işçilik maliyetlerine de katlanması gerekecektir. Ambalajlama faaliyetinin dış kaynak kullanımı yolu ile yaptırılması durumunda işletme ambalajlama için gerekli ekipman ve personel maliyetinden kurtulacaktır.

Tesis yeri seçimi kararı işletmeler açısından çok stratejik bir karardır. Çünkü bir yere herhangi bir tesis yapılması önemli miktarda sabit maliyet gerektirir. Bu süreçte alınacak yanlış bir karar telafisi çok zor veya mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Lojistik işletmelerdeki tesisler genelde depolardır. Depolama tesisinin nitelik ve niceliğine karar verilirken üç faktör önem taşır. Bunlar;

  • Stoklama maliyetleri,
  • Depolama maliyetleri,
  • Taşıma maliyetleridir.

Yukarıda sayılan lojistik faaliyetler dışında kalan; gümrük müşavirlik işlemleri, gümrük komisyonculuğu, taşıyıcı seçim işlemleri, tersine lojistik işlemleri, sipariş hazırlama işlemleri, ürün markalama ve etiketleme işlemleri, filo yönetimi işlemleri, bilgi teknolojileri ve dağıtım kontrolü işlemleri gibi diğer lojistik hizmetleri de dış kaynak kullanımı yolu ile başka işletmelere yaptırılabilir. Bu işlemlerin dış kaynak kullanımı yolu ile yaptırılması tüm bu işlemler için ayrı ayrı sabit maliyetlere katlanılmamasına ve işletmelerin finansal açıdan rahatlamalarına olanak sağlayacaktır. Ayrıca belirtilen lojistik faaliyetlerin, konusunda uzman kişilere yaptırılması işlerin zamanında ve doğru bir şekilde yapılmasını sağlayarak işletmelere hız ve maliyet avantajı kazandıracaktır.


Güz Dönemi Dönem Sonu Sınavı
18 Ocak 2025 Cumartesi
v