Çağdaş Lojistik Uygulamaları Dersi 8. Ünite Özet

Uygulamadan Örnekler

İnsani Lojistik Uygulamalarından Bir Örnek

Afet, doğal yollardan ya da insan eliyle meydana gelen ve sonucunda insanlar üzerinde maddi ve psikolojik olarak olumsuz etkiler bırakan olayların genel adıdır. Afet çeşitleri dünyanın farklı coğrafyalarında farklılıklar göstermektedir. Ancak, ülkemizde meydana gelen afet türlerinden önde gelenleri deprem, heyelan, su baskını, kaya düşmesi ve çığdır. Ayrıca birkaç afetin aynı anda gerçekleştiği çoklu afetler de yaşanmaktadır.

Türkiye’de afet türlerinin yaşanma sıklığı sırasıyla:

  • Heyelan (%45)
  • Deprem (%18)
  • Su baskını (%14)
  • Kaya düşmesi (%10)
  • Çoklu afetler (%7)
  • Diğer afetler (%4)
  • Çığ (%2)

Türkiye’de afet türlerine göre ortaya çıkan afetzede sayısı sırasıyla:

  • Deprem (%55)
  • Heyelan (%21)
  • Su baskını (%8)
  • Kaya düşmesi (%7)
  • Çoklu afetler (%4)
  • Diğer afetler (%3)
  • Çığ (%2)

Yukarıdaki bilgiler ışığında afet türlerinin gerçekleşme sıklığı ve ardından ortaya çıkan afetzede sayısı arasında doğrudan bir ilişkinin olmadığı söylenebilir.

İnsani lojistik, afetler veya acil durumlarda ihtiyaç duyulan malzemelerin tedariği, stoklanması ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasıyla ilgilenen lojistik uygulamalarının bütününe verilen addır. İnsani lojistik uygulamaları hazırlık, müdahale, iyileştirme ve yeniden inşa safhalarından oluşan afet yönetim döngüsünün yoğunlukla müdahale kısmında gerçekleşmektedir.

İnsani lojistiğin kendine özgü talep ve tedarik yapısı vardır. Bu nedenle de klasik lojistik uygulamalarından farklılıklar göstermektedir. İnsani lojistik uygulamalarında göz önünde bulundurulan en önemli faktör desteğe ihtiyaç duyan insanların gereksinimlerini karşılamaktır. Maliyetlerin azaltılması, karın artırılması ve iş gücünün en verimli şekilde kullanılması gibi diğer amaçlar insani lojistik uygulamalarının temel amacı değildir.

Türkiye’de faaliyet gösteren bir insani yardım kuruluşunun afet sonrası müdahalede etkinliği artırması için yürüttüğü çalışmalar ile ilgili şu bilgiler verilebilir:

  • Kurum 33 farklı yerde kurulmuş afet yönetim merkezleri ile afet müdahale faaliyetlerini sürdürmektedir.
  • Kurumun öncelikli amacı olası bir afet durumunda 2 saat içerisinde bu merkezlerden afetin gerçekleştiği bölgeye ulaşabilmektedir.
  • Afetin gerçekleşmesinin ardından afet mahalline kısa sürede ulaşmak hem afetzedelerin ilk planda kendilerini psikolojik olarak yalnız hissetmemeleri hem de acil biçimde ihtiyaç duyulan malzemelerin tespiti açısından önemlidir. Bu nedenle afet yönetim merkezlerin konumları büyük önem taşımaktadır.
  • Kurum, merkezlerde bulunan öncü ekiplerin saatte 90 km hızla hareket edeceğini öngörmektedir. Böylece her bir merkezi bu merkeze en fazla 180 km uzaklıktaki yerleşim bölgelerini kapsamaktadır.
  • Mevcut afet yönetim merkezleri ile Türkiye nüfusunun % 91.42’lik bir bölümüne olası bir afet durumunda 2 saat içerisinde ulaşılabilmektedir.
  • Matematiksel modelleme ve eniyileme teknikleri kullanılarak kurumun şu andaki mevcut 33 afet yönetim merkezi ile daha fazla sayıda insana 2 saat içerisinde müdahale edilebileceği görülmüştür. 81 il ve bu illere bağlı ilçeler için mevcut uzaklık, nüfus ve afet bilgileri kullanılarak yapılan çalışmalarda otuz üç afet merkezi için en iyi lokasyonlar seçilerek toplam nüfusun %99,79’luk bir bölümünün kapsanabileceği gözlemlenmiştir.
  • Türkiye çapında aslında 2 saatlik erişim için 33 olan merkez sayısının gereğinden fazla olabileceği öngörülmüştür. Bu kapsamda, açılacak merkez sayısını 1 ile 33 arasında değiştirerek bu sayılar için en iyi merkez konumları belirlenmiştir.
  • Matematiksel modelin sonucunda en iyi konumlar incelendiğinde (merkezler için en iyi konumlar seçildiğinde) kurulacak afet merkezi sayısı 20 için toplam nüfusun %99,79’luk bir bölümünün kapsanabileceği bilgisi görülmektedir.
  • Yer seçimi çalışmasının ardında kurumun ilerleyen zamanlarda da kullanabileceği bir karar destek sistemi mekanizması oluşturulmuştur. Böylece kurum yetkilileri olası bir afet durumunda hangi merkezlerin sırayla harekete geçeceği ve bu merkezlerden ne kadar acil yardım malzemesinin afet bölgesine sevk edileceğini afet olmadan önce de değerlendirebilmektedir.

Yürütülen çalışmalar sonucunda Türkiye’de faaliyet gösteren insani yardım kuruluşunun;

  • Afet müdahalesindeki etkisi artırılmış,
  • Yer seçimi için oluşturulan matematiksel model çözülmüş,
  • Sürdürülebilir stratejik kararlar alınmasına yardımcı olunmuştur.

Sanayiden Bir Örnek

Sanayi atıkları yeraltı ve yerüstü sularına, ormanlara ve atmosfere insan sağlığını etkileyecek ölçüde zarar vermektedir. Ancak son yıllarda çevre bilincinin de gelişmesiyle ilkel atık imha yöntemleri olan yakma ya da toprağın altına gömme yerine modern uygulamalarla yok edilmektedir. Ayrıca, atık maddelerin içerisinde bulunan ve geri dönüşümle tekrar kullanılabilecek hale getirilen maddeler de ekonomik açıdan önem arz etmektedir. Eğer doğru süreçlerden geçirilirse bu maddeler tekrar kullanılarak hem ekonomiye hem de insan sağlığına katkı sağlanmaktadır.

Geri dönüşüm sektöründe faaliyet gösterin bir firmanın ağ tasarımı iyileştirme çalışmaları ile ilgili şu bilgiler verilebilir:

  • Evsel atığa örnek olarak kullanılmış ve artık kullanılamayacak durumdaki cam, kağıt, plastik, naylon, metal, OPP, komposit ve kartondan oluşmaktadır. Firma bu aktıkları kullanıma geri kazandırarak hem ekonomik hem de çevresel olarak topluma hizmet vermektedir.
  • Mevcut uygulama olan, kamyonlar ile mahalleleri sokak sokak dolaşarak evsel atıkların toplanması yöneylem araştırması yöntemleri kullanılarak çok daha verimli bir şekilde gerçekleştirilebilir. Verimliliği etkileyen en temel faktör, sokakların hangi sıra ile dolaşıldığıdır.
  • Atık toplayan kamyonların sadece trafiğin aktığı yönde ilerleyebileceği için her sokak için trafik akış yönü belirlenmiştir. Ayrıca her sokak demografik ve sosyoekonomik olarak incelenerek bu sokakların ne kadar evsel atık üretebileceği hakkında tahminler yürütülmüştür.
  • Problemin belirlenmesi: Kapasiteli araç rotalama problemi her bir aracın kapasitelerinin olduğu ve bütün talep ya da teslimat noktalarına uğranılarak maliyetin en alt düzeyde olacağı rotanın bulunması problemidir.
  • Kapasiteli araç rotalama problemini çözmek için literatürde Clarke&Wright Sezgisel ’i olarak bilinen sezgisel yöntem kullanılmış, daha iyi bir çözüm geliştirmek için de 3-Opt Sezgisel ’i kullanılmıştır.

Güvenlik Sektöründen Bir Örnek

Türkiye’de bulunan bir özel güvenlik şirketi evlere ve işyerlerine alarm sistemleri kurmaktadır. Sistemler bir alarm durumunda Alarm İzleme Merkezlerini uyarmaktadır. Şirket Türkiye’nin bazı illerinde kablolu/kablosuz alarm sistemi kurulumu, bakım-onarım hizmeti ve yönlendirme hizmeti faaliyetlerini yürütmektedir.

Buradaki amaç; ekipler için en iyi merkez yerleşimlerini, hangi ilin hangi merkez tarafından destekleneceğini, merkezlerde bulunacak ekip sayılarını ve illere hizmet verecek ekiplerin takip edecekleri güzergâhları tespit etmektir.

Yapılan çalışmalar ile ilgili şu bilgiler verilebilir:

  • Şirketin kendi planlarına göre Türkiye sekiz bölgeye ayrılmıştır ve her bölgede birer adet merkez bulunmaktadır. Bu merkezlerde bulunan ekipler kendi bölgelerinde bulunan illere giderek talepleri karşılamaktadır.
  • Şirketin merkez yerleşimlerini, hangi merkezlerin hangi illere hizmet vereceklerini, merkezlerde kaçar adet ekip bulunması gerektiğini ve ekiplerin hangi rotaları izleyerek illeri dolaşacaklarını tespit etmek maksadıyla matematiksel bir eniyileme modeli kurulmuştur.
  • Söz konusu kararları eniyileyebilecek matematiksel model bir yer seçimi ve kapasiteli araç rotalama problemi (YS-KAR) olarak geliştirilmiştir. Ancak çözümü zaten çok zor olan hem yer seçimi (YS) ve hem de kapasiteli araç rotalama (KAR) problemlerini ihtiva eden bu modelin çözümünün uzun zaman almasından dolayı sezgisel yöntemlere başvurulmuştur.
  • Sezgisel yöntemde ilk olarak iller gruplanmış ve sonra her grup içinde en iyi rotalar bulunmuştur. İllerin gruplanması maksadı ile iki farklı yöntem uygulanmış ve sonuç olarak iki farklı gruplama elde edilmiştir.
  • Gruplama maksadıyla uygulanan birinci yöntemde p-ortanca problemi çözülmüştür. Genel olarak portanca problemlerinde amaç toplam maliyeti en aza indirmek maksadıyla kısıtlara uygun şekilde p adet merkezin nereye kurulacağının bulunmasıdır.
  • Gruplama maksadıyla uygulanan ikinci yöntemde ilk önce eşleme sonrasında ise p-ortanca problemleri çözülmüştür.
  • İki farklı yönteme göre 8 adet merkez seçilip, bunlara bağlı il kümeleri tespit edildikten sonra her bir küme içinde rotalama problemi çözülmüştür.
  • Talep verileri incelenerek problemin boyutu da azaltılmıştır. Bu maksatla her bir ilin talep sayıları ve iş için gerekli zaman kullanılarak toplam servis ihtiyacı hesaplanmıştır.
  • Her bir il’e sadece bir merkez ve bir ekip tarafından hizmet verilmesi ve ekiplerin en fazla çalışma sürelerine uyulması kısıtlarına uyulması sağlanmıştır. Buna göre 8 küme için birer adet merkez tespit edilmiş ve bu merkezlerden çıkacak ekiplerin hangi rotaları izleyerek kendilerine bağlı illere hizmet verecekleri tespit edilmiştir.

Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi