Hayvan Davranışları ve Refahı Dersi 3. Ünite Özet

Atların Ve Domuzların Davranışları

Atların Davranışları

Evcil at (Equus Caballus) insan kültürünün gelişmesindeki en önemli faktörlerden biridir. Tarih öncesi zamandan günümüze kadar atlar, insanlar tarafından binek hayvanı olarak, askerlikte, savaşta ve spor oyunlarında kullanılmakta ve hatta bazı bölgelerde yiyecek kaynağı olarak da değerlendirilmektedirler.

Sosyal Davranışlar

Sosyal Organizasyon: Serbest durumlarda, atlarda sosyal birimler stabil gelişir; 1-3 kısrak, onların yavruları ayrıca 23 yaşlı yavruları ve bir aygırdan kurulu birincil gruptur. Yalnız erkeklerden oluşan gruplar olduğu gibi, bazen yaşlı yalnız dişiler de görülür.

Temel kompozisyon ve organizasyon gruplarda nadiren değişir. Grup günlük aktiviteleri birlikte yapar. Bir yılda sadece nadiren başka biri eklenir veya grup üyesi kaybedilir. Yabancılar çoğunlukla reddedilir; buna rağmen bir dişi primer grubun çekirdeğini oluşturabilir.

Grup içinde aktivite genellikle lider tarafından başlatılır; fakat bazen grubun diğer üyeleri tarafından da başlatılabilir. Araştırıcılar, ikinci derecede olan bireyin yer değiştirmeyi başlatmasına diğer üyelerin izin vermediğini ve daha dominant bir bireyin liderliği almasına izin verdiklerini bildirmiştir. Grupta aygır sayısı sınırlı ise bir kısrak lider olabilir.

Sosyal Üstünlük: At gruplarında genellikle bir hiyerarşi durumu söz konusudur. Lider olan genellikle iri ve diğer üyelerden daha yaşlıdır; fakat bu irilik ve yaşlılık her zaman geçerli değildir. Kendini gösterebilen, diğer yaşlı ve güçlü atların tehdit davranışlarına karşı durabilen bir at da lider olabilir.

Defekasyon ve ürinasyonda dominant-subordinat (üst-alt) ilişkisi belirgindir.

Boyun eğme, itaat etme davranışı bazı taylar tarafından başlarını uzatarak, kulaklarını yanlara çevirerek ve çenelerini aşağı ve yukarı hareket ettirerek gösterilir.

Farklı sosyal gruplar arasında görünürde hiyerarşi yoktur.

Zıtlaşma Davranışları: Bir at çevresindeki yeni objeleri araştırırken başını kaldırır ve inceler. Önce objeye yaklaşır, kulaklar o tarafa doğru uzanır ve burun delikleri genişler. Uzuvlar hareket için hazırlanır, kuyruk biraz kaldırılır ve kişner. Uyarımın artmasıyla burun deliklerinden hızlı solur ve şüpheli objeye doğru ilerler. Defekasyon yapma ve ön ayakları ile yeri eşeleme görülebilir. Aygırın rehberliğinde böyle bir davranışla diğer grup üyeleri de katılırlar. Eğer kaçış meydana gelmez ise yeni obje yakından incelenir. Atlara yaklaşıldığında genellikle atlar hareket ederek cevap verirler.

Tehdit etme veya gözdağı verme, şiddetli fiziksel temas olduğunda sese eşlik eden bakış ile gösterilir. Sadece atlara değil, diğer insan ve rahatsız edici unsurlara da meydan okunabilir. Daha şiddetli durumlarda, hayvan başını uzatarak saldırır ve gerçekten ısırabilir.

Çifte atmalı saldırılarda kulaklar arkaya doğru yatar ve dönerek karşıdakine arka ayakları ile birdenbire vurur. Ilımlı durumlarda bir veya her iki arka toynakları ile hareket ederken çifte atmayı durdurur. Bu durumda haykırma gibi bir ses çıkarabilir. Daha şiddetli durumlarda, karşıdakine doğru şiddetli bir çifteleme meydana gelebilir. Kavgaların çoğunda aygırlar kulakları geriye doğru ve ağızları açık olarak birbirlerine doğru koşarlar ve derhal aktif dövüşe başlarlar.

Oyun Davranışları: Atlarda oyun tek veya grup halinde yapılan bir aktivitedir. Ağız yoluyla objelere yapılan hareketler veya tos vurmalar, itişmeler, birbirlerini kovalamalar şeklinde oyunlar görülür. Oyun gençlere özel bir davranış modelidir, ergin hayvanlarda nadiren görülür. s›çrama, çifte atma ve z›plama gibi oyunlar görülür. Taylar büyüdükçe anneye karşı yapılan oyunlar azalır ve diğer genç atlarla oyunlar fazlalaşır.

Dişilere veya diğer taylara tırmanma ve eğlence kavgaları daha sık görülür. Oyun aktivitesi kış mevsimlerinde azalır, havalar ısınınca tekrar artar.

Taylar arasındaki oyunların % 50’sinin dişi ve erkek taylar arasında, % 34’ünün erkek taylar arasında ve sadece % 16’sının dişi taylar arasında yapıldığı görülmüştür.

Oyunda görülen tek duygu memnun olma davranışıdır, ciddi durumlarda görülen kızma ve korku duyguları oyunda yoktur. Oyunda önemli olan çevre ve arkadaşlar arasındaki uyumlu beraberliktir.

İletişim: Atlarda kulaklar, ağız, göz kapağı, burun delikleri ile başın, boynun, bacakların ve kuyruğun pozisyonu iletişimde rol oynayan unsurlardır. Atlarda, durum ve uyarana bağlı olarak farklı derecelerde hareketler görülür. Kulakların yukarı doğru dikilmesi; uyanıklık, canlılık hali ve sosyal temasa ilgiyi gösterir. Bundan başka, görme ve algılama bazen kulak hareketlerinin başlamasıyla kendini gösterir.

Atlar, kişneme gibi şiddetli sesler veya horuldama gibi sesler çıkartabilir. Yüksek sesle bağırmak genellikle bir tehdidin olacağını haber verir. Genellikle atlar üç tip ses çıkarırlar;

  • Yiyecek verilme sırasında veya diğer olayların sezinlenmesinde çıkardıkları sesler
  • Aygırın bir kısrağa kur yaparken şiddetli kişnemesi
  • Taylarını çağıran kısrağın himaye edici, sakin kişnemesi

Anlamlı dokunma işaretleri, örneğin atlar arasında zıtlaşma veya endişeli-yalvarış durumlarnda meydana gelir. İnsanlar, atlar ile ilişkide diğer işaretler yanında, gem veya yular yoluyla dokunma işaretini kullanırlar.

Atlarda koku duyumunun da iletişimde önemli rol oynadığı bilinmektedir.

Hareket Modelleri: Serbest gezen atların beslenme yerinden 16 km. kadar uzaktaki yerlere su içmeye gittikleri görülmüştür. Serbest dolaşan midillilerin de sabah barındıkları yerden ayrılıp akşam veya kötü havalarda tekrar barındıkları yerlere geldikleri açıklanmıştır.

Atlarda dolaşma sırasında hızın artışı, sadece yürüme, tırıs ve dörtnala gitmelerde adımların uzamasıyla başarılabilmektedir.

İnceleme Davranışları: Taylar her geçen gün daha fazla inceleme davranışları gösterirler. Çevreden gelen uyarım veya farklılıklara karşı uyanık davranırlar ve kulak hareketleri ile bu durumları yansıtırlar. Koku, dokunma ve tat duyularını burunları ile objeleri koklayarak ve yalayarak kullanmaya başlarlar.

Farklı sesler, kokular ve objeler genellikle atların ilgisini çeker. Boyunlarını ve başlarını yukarı kaldırıp, harekete geçirici olayı gözleri, kulakları ve burun delikleri ile araştırmak için ilgili yere doğru yöneltirler.

Bir at diğer bir atı incelerken ona yaklaşır, boynunu yukarı kaldırır, başını ve kulaklarını ona doğru yöneltir. Genellikle burun buruna temas görülebilir ve böğrünün yan tarafına veya perineal bölgeye burun ile dokunur ve koklar. Korku atın araştırmasını engelleyebilir veya önleyebilir ki bu durumda at yaklaşma-geri çekilme halindedir.

Çeki Düzen Verme Davranışı: Tek tırnaklılar, temel benzer yollarla tüylerini korurlar ve bakarlar. Tüm vücutta titreme meydana gelir. Örneğin, boylu boyunca uzandıktan sonra, kulakların ve yüzün çevresindeki lokal irritasyona cevap olarak sadece baş titretilir. Genellikle sabit cisimler baş, boyun, böğür ve kuyruk kökü gibi bölgeleri sürtmek için kullanılır.

Geriye doğru yuvarlanış, ön ayakların yeri eşelemesiyle başlar ve kuru toprak veya ıslak yerlerde meydana gelir. Ardışık yuvarlanmalar grup üyeleri arasında da görülür. Kesici dişlerle hafif ısırmalar, kendini tımar etme gibi karşılıklı tımar etmelerde de görülür. İki partnerin birbirine karşılıklı çeki düzen vermesi iki kürek kemiği arası, yele ve boyun gibi kendi kendine ulaşılamayan bölgeleri hafif ısırmak yoluyla gerçekleşir.

Doğumdan sonra kısraklar, 30 dakika kadar taylarını yalar sonra bu davranış azalır. Doğumdan sonra ilk gün taylar annelerini hafifçe ısırır ve yalarlar; fakat karşılıklı tımar daha geç meydana gelir.

Duyu Kapasiteleri

Atlar çevresel değişimlere uyum gösterirler; bununla birlikte mevsimsel farklılıklar davranışları ve üremeyi etkileyebilir. Uyarılara karşı cevaplar daha önceki deneyimlere ve kalıtsal özelliklere bağlı olarak farklılık gösterir. Dış uyarımlara karşı atların ayırt edebilme yetenekleri oldukça fazladır.

Atların evcilleşme kapasiteleri, hafızalarına ilaveten kuyruklarını kullanma yetenekleri ile zayıf kokuları bile algılayabilmelerine bağlıdır.

Görme en önemli duyu modelidir. Bir at bir gözüyle 215°’lik bir alanı görebilir ve yaklaşık 360°’lik bir alanı görmeye muktedirdir. İki gözle birden görüş 60-70°’lik bir alanı kapsar. Atlarda insanlara göre gece görüş, gün ışığındaki görüşe göre çok üstündür.

Vücut pozisyonu veya başın durumu değişmeksizin kulak kepçeleri atlarda bağımsız olarak hareket edebilir ve ses kaynağına doğru yöneltilir. Atlar, insanın işitme sınırlarının çok üzerindeki frekansları da işitebilirler.

Atlarda koku duyumunun çok iyi geliştiği görülmektedir. Atların dışkı ve sekresyon kokularının, çevre ve toplumsal aktivitelerde yaşamlarını etkilediği anlaşılmıştır. Aygırların çok uzak mesafelerden östrustaki dişilerin kokularını alabildikleri doğrulanmıştır. Dudak, burun ve gözlerin çevresindeki sert kıllar duyusal innervasyon ile ilişkilidir.

Tat duyumu ile ilgili papillalar dilin farklı kısımlarında bulunmaktadır.

Atlarda ağrı, acı duyumlarının yüz ifadesi ve vücut şeklinin değişimi, bağırma ve iştahsızlık, nabız ve solunum sayısının artması, kassal titremeler ve terleme ile kendini gösterdiği bildirilmektedir.

Davranış Gelişimi

Tay doğarken göğüs kemiğinin üzerinde (sternal pozisyonda) durur ve başını kaldırır, gözler açılmıştır. Hareketler daha fötal membrandan tam olarak kurtulmadan başlar. Hemen ayağa kalkmaya çalışır. Arka ayaklarını bükerek ayakta durmaya uğraşır. Vücut durumu ve çevresel uyarım ayakta kalma süresini etkiler.

Tay ayağa kalktıktan sonra ve hatta önce bile gözleri, kulakları ve burnunu kullanarak çevreyi inceler. Memeyi kolaylıkla bulur ve aynı taraftaki memeyi emmeye yönelir. Kısrağın hareketi ve duruşu beslenmeyi etkiler.

Taylar, yaşamın ilk bir saati sonunda bazı temel davranışları gösterirler. Bunlar kendi kendine doğrulma, inceleme, ayakta durma ve hareket, dikkatle araştırma, tutulduğu zaman geri çekilme, yeme ve dışkılama davranışlarıdır. Tay yarım günlükken, bacak ve kuyruğunu hareket ettirerek sineklerle mücadele eder, cinsiyetine uygun tarzda ürinasyon yapar, tırıs veya dörtnala yürüyebilir, oyun davranışları gösterir ve çevresindeki objeleri ağzına almaya başlar. Yeni doğan tay kısa sürede otları azar-azar ısırmaya başlar.

Beslenme Davranışı

Atlar su ve yiyecek azlığına, sert iklimlere ve kötü çevresel şartlara gerçekten iyi tolerans gösterirler. Atlar otlarken genellikle tercih ettikleri otları yemek isterler. Kavrayıcı üst dudakları ile bitkiyi kavrar, kesici dişleri ile yaprakları koparır ve dillerini yiyeceği yemek için kullanırlar. Baş, genellikle rüzgârın yönüne paralel, doğuya doğru ve dudaklar yere yakın bir halde tutulur.

Çevresel faktörlere bağlı olarak beslenmede farklılıklar görülebilir. Kapalı tutulma durumunda, pelet haldeki yiyecekler kabul edilebilir. Bataklık yerlerde otlayan atlar burada sudan çıkan bitkilerle beslenirler. Kurak bölgelerde yaşayan atlar, kökleri çıkarmak için ön ayakları ile yeri eşelerler.

Bir günde beslenme için harcanan süre yiyeceğin nitelik ve niceliğine göre değişir. Bununla birlikte ısı, iklim durumu (kar veya yağmur yağması) ve hayvanın çevresel durumu gibi faktörler de bunda etkilidir.

Uygun su içme yerleri atların yaşamlarında önemlidir. Su içimi emme hareketleriyle meydana gelir, dudaklar kapatılır, su tutulur ve emme hareketi yapılır. Kızgınlık sırasında su içme sıklığı artar. Su içme alanında idrar veya dışkı yapma görülmez.

Cinsel Davranışlar

Erkeklerde Cinsel Davranışlar: Östrustaki kısrakların tahrik etmesiyle yaklaşma görülür. Belli bir mesafeden aygır kişner ve kısrağın genital bölgesini koklamak için yaklaşır. Sonra koklamayla birlikte kısrağın but, arka bacak ve bazen ön bacaklarını hafif ısırma ve yalama davranışları görülür. Libido yıl boyunca sürer, buna rağmen çiftleşme ilkbaharda, sonbahar ve kıştan daha fazladır. Bir aygır günde birkaç kez çiftleşebilir.

Kısrağın kuyruk kaldırma pozisyonu ereksiyon ve tırmanma için önemlidir. Ereksiyon ve tırmanma kısraktan başka belirli objelerin mevcudiyeti durumunda da görülebilir. Aygır dişleriyle kısrağın yelelerini dişler, ısırır ve kavrar, arka ayaklarını kısrağa yakın tutar.

Kısrağın muzzle, yan tarafları (böğür) ve genital bölgesinin koklanması, aygırlar için koku uyarımının önemini gösterir.

Ereksiyon ve tırmanma ergin aygırlarda, ilk kez birleşen genç aygırlardan daha kısadır. Bazı aygırlar da özel kısrakları tercih edip, diğerlerini reddedebilirler. Atın dış renginin de eş seçiminde etkili olduğu bildirilmiştir.

Dişilerde Cinsel Davranışlar: Yaklaşık olarak her 3 haftada bir östrus oluşabilir. İlkbahar ve yaz çiftleşme için genel aylardır, üstelik birçok tay yılın belirli zamanlarında doğar.

Östrus yaklaşırken, kısrak kendisini koklaması için aygıra izin verir, kısrak az miktarlarda fakat sıkça idrar yapar, vulvadan mukus akıtır. Dış genital organlarda değişiklikler görülür. Kısrağın çiftleşmeye hazır olması, arka ayakların açılması, kuyruğun yukarı ve yan tarafa kaldırılması, pelvisin alçalması ile belli olur.

Östrusun şiddeti ovulasyondan önce maksimum artış gösterir ve bu durum sıklıkla gece meydana gelir. Kısrak tam olarak östrusta iken bir aygır arar, ona yaklaşır, aygırın yanında veya önünde durur. Bir kısrak östrus sırasında birkaç kez birleşebilir, fakat bunun aynı aygır olması gerekli değildir.

Annelik Davranışları

Doğum öncesi davranışlar: Gebelik süresini, beslenme gibi çevresel faktörler ve fötusun genotipi etkiler. Saf kan atların % 95’ inde gebeliğin 325 ve 357 gün sürdüğü (ortalama 340 gün) bildirilmiştir. Serbest dolaşan atlar arasında en çok ilkbaharın sonlarına doğru doğumlar görülür. Doğumun yaklaşımında memelerin gelişimi, meme başlarının büyümesi ve süt kanallarının sonundaki materyalin koyulaşması görülür. Doğuma yakın kısraklar sıkça yere uzanır ve ayağa kalkarlar, ön ayakları ile yeri eşelerler, yuvarlanırlar, terlerler, başlarını yana doğru (böğürlerine) döndürürler. Doğum boylu boyunca yatarken meydana gelir, nadiren ayaktayken oluşur.

Doğum sonrası davranışlar: Doğum sonrası yatış sırasında, genellikle kısraklar tay hareket etmeye başladığında taya doğru bakar. Kısrak, tay sternal pozisyondayken burnunu sürterek tayı uyarır. Tay ayağa kalkmak için çaba sarf ederken düşerse, kısrak onu yakalamaya çalışır. Eğer kısrağa karşı tay fazla ilgili değilse, kısrak ön ayakları ile taya hafifçe vurur ve sonunda yeni doğan tay tam anlamıyla ayaklarla uyarılır.

Tay ayağa kalktıktan sonra, bazı kısraklar tayın meme başını bulması ve emzirme için uygun pozisyonda durarak bu işi kolaylaştırırlar.

Kısrak, kendi tayını koklayarak, görerek ve dinleyerek tanır ve diğerlerini reddeder, hatta diğer tayları ısırır ve tekmeleyebilir. Eğer bir kısrak, yabancı bir tayın kendisini emdiğini fark ederse tayı hemen kovalar.

Bakıcılık ve anne-tay ilişkisi, tay diğer atlarla ilişki kurmaya başladıktan sonra da devam eder.

Eliminasyon Davranışı

Atlarda idrar yaparken görülen temel duruş pozisyonu, boyun biraz alçalmış ve gergindir. Erkeklerde, penis gevşek ve biraz büyümüştür. Kısraklarda idrar yapma vulvanın açılıp kapanmasıyla bitirilir. Defekasyonda kuyruk genellikle bir tarafa doğru kaldırılır, yavaş hareket ederek defekasyon yapılır.

Atlar, dışkı olan alanlarda otlamaktan sakınırlar.

Taylar taze dışkı kokladıkları zaman, idrar yapma artar. Aygırlar, idrar ile karşılaştıkları zaman genellikle idrarlarını yaparlar.

Domuzların Davranışları

Yaban domuzlarında sosyal yapının temeli anaerkil sürüdür. Bu sürü bir veya birkaç dişi domuz ve onların yavrularından ibarettir. Erkekler bu sürülerin kalıcı üyesi değildir, genellikle yalnız dolaşırlar veya bekâr erkekler gruplarında yer alırlar. Evcilleşen domuzlarda hırçınlık, serbest dolaşma, yiyecek yağmalama gibi davranışlar azalmıştır.

Domuzlar iyi koşamayan hayvanlardır. Yaban domuzları, acil durumlarda kısa mesafeleri koşabilirler, fakat uzun mesafelerde hızlı tempoda yürürler. Meralarda zamanlarının büyük kısmını yiyecek arama, burnu ile yeri eşeleme ve yürüme ile geçirirler. Yaban domuzları ise geceleri avlanmayı tercih ederler. Endişe ve korku hisleri hayvanın hayatta kalmasını ve etrafında olup bitenlerin farkında olmasını sağlar. Hayvanlarda tanınmayan obje ve bireyler, beklenmedik olaylar korku ve endişe yaratır. Domuzlar obur hayvanlardır ve devamlı yeri eşeleme, çiğneme ve kemirme gibi davranışlar sergilerler. Bu davranışların engellenmesi domuzlarda kuyruk ısırma gibi problemlerin ortaya çıkmasına neden olur.

Stres, cinsel aktivite, mevsim ve bireysel farklılıklar domuzların davranışlarında etkili faktörlerdir.

Vücut yüzeyi terleme ile su ve ısı kaybına uygun olmasına rağmen, sıcak havalar onları rahatsız eder. Isı kaybını arttırmak için sıcak havalarda çamurda yuvarlanır ve solunum sayısını arttırırlar.

İşitme duyusu yaban domuzlarında çok iyi gelişmiştir. Domuzların dinlenme, dövüşme, beslenme, oyun, annelik ve cinsel davranışlarla ilgili 20’den fazla farklı ses çıkardıkları bildirilmektedir. Koku duyusu hem yabani hem de evcil domuzlarda çok iyi gelişmiştir.

Sosyal Davranışlar

Yaban domuzu sürüleri, genellikle dişi domuzlar ve onların gençlerinden ibarettir. Erkek domuzlar üreme mevsimlerinde sürüye katılırlar.

Dokunma duyusu domuzlarda çok önemlidir, bununla ilgili olarak domuzlara temas hayvanları denilmiştir. Dinlenme anlarında grup üyeleri arasında vücut teması genel bir görünümdür.

Çok sayıda yabancı domuz bir araya geldiğinde kavgalar başlar. Genellikle bu kavgalar, aralarında hiyerarşik bir düzen kurmak içindir.

Zıtlaşma Davranışları

Yavrularda görülen zıtlaşma davranışları, özellikle yaşamlarının erken döneminde emme düzeninin kurulması ile ilgili davranışlardır.

Ergin erkek domuzlar arasında zıtlık içeren davranışlar, özellikle sosyal üstünlüğün kurulması sırasında meydana gelir. Domuzlar dişleriyle ciddi yaralamalara sebep olabilirler. Özellikle omuz omuza mücadelelerde omuzlar yaralanır. Dişi domuz sadece hasmını ısırmaya çalışır.

Beslenme Davranışları

Yaban domuzları bitkileri, kökleri, tohumları, otları, çimleri ve yaprakları yerler. Bunun yanı sıra solucanları, tırtılları, salyangozları, yılanları, kurbağaları, yavru kuşları ve yumurtaları, fareleri, hasta ve ölü hayvanları da yemektedirler. Yavru domuzların rasyonlarına şeker veya sakarin eklenmesi pratik beslemelerde tercih edilir.

Domuz, meralarda rostrumu (burun) ile yeri kazarak kök ve solucanları alt dudağı yardımıyla ağzına götürür. Domuzlar, suyu emme yoluyla içerler.

Cinsel Davranışlar

Küçük bir ahırda bulunan bir erkek domuz ile östrustaki dişi domuz arasında kur yapma davranışı çok kısa sürer. Erkek tırmanır ve hızla ejakülasyon meydana gelir. Dişi domuzlar sinirli ve huzursuz bir görünüm sergilerler. Ahırda tutulan dişiler dışarı çıkmak ve erkek domuzların bulundukları yerlere gitmek isterler. Östrustaki domuzlar ise, erkek domuza doğru gider, genital bölgeler koklanır ve ona yakın durmaya özen gösterirler.

Çiftleşme Öncesi Davranışlar: Erkek, çiftleşmeden önce dişiyi koklar, önce yavaşça burnunu dişinin başına yaklaştırır, omuzları ve böğrü koklar, genital bölgelere yaklaşır ve burnunu sürter, kur yapmanın bu bölümünde erkek domuz devamlı homurdanır, dişlerini gıcırdatır, çenesini sağa sola hareket ettirir ve ağzı köpürür. Dişi de erkeğe özel bir ilgi gösterir, genital bölgelerine ve böğrüne burnunu sürter. Kulaklarını ısırır ve hayvanlar baş başa vererek dururlar. Erkeğin tırmanması ve çiftleşmeyle son bulur.

Erkeklerde Cinsel Fonksiyonlar: Erkek domuz ergenliğe genellikle 7. aydan önce ulaşır, fakat fizyolojik gelişimi devam eder. Belirgin cinsel davranışların görülmesi 5 ila 6. aylarda başlar. Bununla birlikte testis ağırlığı ve sperm miktarı bir yaşına gelene kadar artış gösterir.

Dişilerde Cinsel Fonksiyonlar: Östrus süresi ırka, üreme siklusuna ve mevsime göre değişmekle birlikte genellikle 40 ila 80 saat sürer. Östrusun karakteristik belirtileri hareketlilik, iştahın azalması, sürüdeki diğer dişilere tırmanma, sıklıkla idrar yapma gibi davranışlardır.

Annenin ve Yavrunun Davranışları

Gebe domuzlarda doğumdan önce veya son 24 saat içinde belirgin bir hareket artışı görülür. Hayvan adeta yerinde duramaz bir haldedir. Ayakta durma veya yatma şeklinde sıklıkla değişen pozisyonlar alır. Deneyimli dişiler ise ilk doğum yapanlara oranla daha sakindir.

Yavrulama akşamüstü veya daha çok gece meydana gelir. Yavruların doğumları arasında annede titreme, artan abdominal sıkıntı ve vaginal akıntı görülür. Kuyruk belirgin bir şekilde hareketlidir.

Yavru domuzların çoğu doğum zarlarından kurtulduktan sonra serbest kalırlar ve hareket etmeye başlarlar. Yavru zayıf ise hareketsiz kalabilir. Yapılan çalışmalarda doğum öncesi yan yatış pozisyonunun yavruların ezilmesine neden olduğu ve ölüm oranını arttırdığı görülmüştür.

Bakım ve Emzirme: Meme verme sıklığı ortalama 50-60 dakika aralıklarla meydana gelir. Yavrular daha çok ön memeleri tercih ederler çünkü ön memelerde süt üretiminin daha fazla olduğu ileri sürülmektedir.

Diğer evcil türlerle karşılaştırıldığında, dişi domuzlar yabancı yavrulara karşı daha toleranslıdır.

Bazı domuzlar, özellikle ilk doğumunu yapanlar, laktasyonun ilk iki gününde yavrulara karşı ilgi göstermezler. Bunlar kendi yavrularını bile ısırabilirler. Bu davranışlar yavruların emmeye başlamasıyla son bulur.


Güz Dönemi Ara Sınavı
7 Aralık 2024 Cumartesi
v