Veteriner Laboratuvar Teknikleri ve Prensipleri Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Laboratuvarlarda Otomasyon Ve Laboratuvar İnformasyon Sistemleri
Laboratuvar informasyon sistemi (LİS) nedir?
Laboratuvar hizmetinin en iyi şekilde verilmesi, hizmetin sürekliliği, işlevsel akışkanlığın sağlanması, maliyetlerinin tespiti, hizmetlerin doğru ve hızlı yerine getirilmesi, hizmet kalitesinin arttırılması, bilgilere kısa zamanda doğru şekliyle ulaşılması, istatistik çalışmaların kolayca yapılması ve bilimsel veriler elde edilmesi, verilerin kullanılması gibi amaçlarla yapılan organizasyonlar ve hazırlanan yazılımların toplamına Laboratuvar İnformasyon Sistemi (LIS) denilmektedir.
Otomasyona yönelik atılmış ilk adım nedir, ne gibi artıları vardır?
1933 yılında endüstriyel laboratuvarlarda kullanılmak üzere tasarlanmış ticari fotoelektrik kolorimetre otomasyona yönelik atılmış adımlardan ilkidir. Bu kolorimetreler sayesinde objektif değerlendirmelerin yerini, subjektif değerlendirmeler almıştır. Endüstriyel ve ticari faaliyetlerin laboratuvarlarda otomasyona yönelik önemli ve büyük katkısı otoanalizörler ile başlamıştır.
İlk otoanalizör hangi amaçla ne zaman ortaya konmuştur?
Klinik kimya laboratuvarlarının, acil ve spesifik analiz ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmış mühendislik harikası ilk otoanalizör 1957 yılında ortaya konmuştur.
İlk otoanalizörü kim hangi aşamalar sonucu geliştirmiş ve satışa sunmuştur?
Leonard T. Skeggs, 1948 yılında Western Reserve Üniversitesinde doktorasını tamamlamış ve Veterans Hastanesi Klinik Kimya Laboratuvarı yöneticiliğine atanmıştır. Skeggs, laboratuvarda hata yaptırmaya eğilimli; tekrarlayan ve manuel yapılan işlem basamakları için çözüm aramaya başlar. Artan iş yükü, yetersiz eleman sayısı nedeniyle sürekli zorluklar ortaya çıkmaktadır. Hedefi; teknisyen müdahalesi olmaksızın, kan analizini baştan sona yapabilecek bir cihaz ortaya koymaktır. Evinin bodrumunda çalışarak, sıralı sürekli akım analiz yapan bir cihaz geliştirir. Ancak, 1950’li yılların başında çalışması dört şirket tarafından kabul görmez. Çalışmaları ilgi toplamamış ve önce patent alması gerektiği söylenmiştir. Ocak 1954’te Skeggs’in işleyen 3 no’lu prototipi Technicon şirketi tarafından tanıtılır. AutoTechnicon olarak bilinen ve otomatik doku işleme (fikzasyon, dehidrasyon, berraklaştırma, parafine gömme basamakları) cihazları üreten şirket, tamamen yeni olan bu kavramı geliştirmiş ve ticari olarak satışa sunmuştur. Böylece otoanalizör (AutoAnalyzer) yılında ticari olarak pazara sunulur ve ilk modelleri 3500 dolara satılır.
İlk otoanalizörde sürekli akıma ek olarak bulunan cihazın üç eşsiz özelliği nedir?
- Santrifuj veya filtrasyon yapmaksızın proteinleri uzaklaştırmak için dializ membranı, - Başlangıçta polietilenden daha sonraları tigondan (kimyasal etkilere dirençli ve esnek PVC malzeme) üretilmiş boruların içerisinden geçen örnekler ilerlemeleri esnas
Otomatik analizörlerin özellikleri nelerdir?
Otomatik analizörler; temel manuel laboratuvar teknik ve işlemlerine, mekanizasyonun iştiraki ile oluşturulmuştur. Otomasyon için birçok farklı yaklaşım ortaya konmuştur. Cihazlar ya bir bütün olarak (entegre) ya da birçok bölümün (modüler) bir araya getirilmesiyle oluşur. Hem açık hem de kapalı sistemler mevcuttur.
Otomatik otoanalizörlerde açık ve kapalı sistemlerin özellikleri nelerdir?
Açık sistemlerde; kullanıcı analiz parametreleri üzerinde değişiklik yapabilmekte ve çeşitli üretici firmalardan satın alınan kimyasalları cihazda kullanabilmektedir. Kapalı sistemlerde ise; test parametrelerinin tamamına yakını aynı üretici tarafından sağlanmakta ve kullanılan kimyasallar, cihaza özgü tek tip kapta veya biçimde sunulmaktadır.
Otoanalizörlerle ilgili yığın analizi, sürekli akım analizi, ayrı çok kanallı analiz, tek kanal analiz, sıralı analiz, çok kanallı analiz, paralel analiz, rastgele erişimli analiz kavramları nelerdir, açıklayınız.
Bir analitik çalışma sırasında veya oturumunda birçok örneğin işlenmesine yığın analizi denir. Yığındaki her örneğin, bir tek devamlı akış sisteminden geçmesi ve diğerleriyle aynı sabit hız ve analitik reaksiyona tabi tutulması olayı sürekli akım analizi adını almaktadır. Ayrı çok kanallı analiz, işlem ünitesine örneğe özgü komutun verilmesiyle, yığındaki örnekler için sırasıyla bir veya daha çok işlem yapılmasıdır. Tek kanal analiz, her örneğin bir işleme tabi tutulduğu ve böylece sonuçların tek bir test türü yönünden gerçekleştirildiği analiz türüdür. Sıralı analiz de yığındaki her örnek birbiri ardına dizilerek analize tabi tutulur ve sonuçlar örneklerin veriliş sırasıyla alınır. Çok kanallı analiz ise her örneğin, birçok analitik işleme tabi tutulması ve sonuç olarak bir örnekten grup halinde test sonuçlarının elde edildiği analiz şeklidir. Tüm örneklerin aynı anda, paralel tarzda bir seri analitik işlemden geçirilmesi ile yapılan analiz şekli paralel analiz olarak tanımlanır. Rastgele erişimli analizde işletim sistemine verilen komut aracılığıyla örneklerin yerleştiriliş sırasından bağımsız ya da bağımlı olarak analizler yapılabilmektedir.
Sürekli akım analizörlerinin tanımı kim tarafından yapılmıştır ve işleyişi nasıldır?
Sürekli akım analizörlerinin tanımı, Schwartz tarafından yapılmıştır. Günümüzde kullanılan teknik 1950’li yıllarda Leonard Skeggs tarafından geliştirilmiştir. Kısaca anlatılmak istenirse; örnek, hava kabarcıkları vasıtasıyla parçalara bölünmekte, bölünmüş örnekler ayrı ayrı inkubasyon ve tespit modüllerinden geçmektedir. Örnekler ve reaktifler, bir pompa aracılığıyla sistem içerisinde ilerletilmekte, tepkime camdan yapılmış sıkı bir sarmalın içerisinde gerçekleşmektedir. Hava kabarcığı örneği hem parçalara bölmekte hem de geçtiği kanalın temizliğini sağlamaktadır. Reaktifler belirlenmiş sürelerde eklenmekte ve karışım en son olarak uygun ölçümlerin yapılacağı modülden geçmektedir.
Rastgele-erişimli analizörlerin işleyişi nasıldır?
Bu tip analizörlerde, örnekler farklı testler yönünden sırayla ya da sıra dışı, yani örneklerin cihaza sıralanışına bağlı kalınmaksızın işlenmektedir. Çok sayıda farklı test bu cihazlara çoklu test analizör özelliği kazandırmaktadır ve çalışılacak testler farklı reaktifleri taşıyan vialler, tabletler ya da paketler sayesinde seçilebilmektedir. Bu yaklaşımla bir örnek üzerinde, çok sayıdaki test seçeneklerinden birkaç testi çalışma imkânı sağlanmıştır. Ayrı çok kanallı sistemlerde olduğu gibi, örnekler için farklı profiller cihaza klavye, tüp üzerine etiketlenmiş barkodlar ya da kliniklere yerleştirilmiş laboratuvar informasyon sistemi (LIS-Laboratory Information System) aracılığıyla tanımlanabilmektedir.
IUPAC(International Union of Pure and Applied Chemistry-Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Birliği) otomasyonu nasıl açıklamaktadır?
IUPAC insanın manuel yaptıklarının ve etkinliklerinin yerini, yaptıklarını izleyebilen ve çevre şartlarına kendisini ayarlayabilen cihazların almasını, otomasyon olarak açıklamaktadır. Bu tanıma göre; cihazın bir miktar yorum yapma yeteneğine sahip olduğu varsayılmaktadır. Çünkü; kendini izleme ve değişen şartlara uyum sağlamaktan bahsedilmektedir. Günümüzde bu tarife tam anlamıyla uyan bir cihaz bulunmamaktadır. Fakat IUPAC’ın tanımlamasına uyan yorum yapma yeteneğine sahip modern cihazların üretimine yönelik teknolojik gelişmeler hızla devam etmektedir.
Laboratuvarlarda otomasyonun başlıca hedefleri nelerdir?
Laboratuvarlarda otomasyonun başlıca hedefleri; maliyetlerin azaltılması, yeni testlerin hizmete sunulması, sonuçların en kısa sürede raporlandırılması, laboratuvardaki hataların azaltılması ve güvenliğin artırılmasıdır.
Laboratuvar otomasyonu kaç farklı şekilde ifade edilmektedir?
Laboratuvar otomasyonu 3 farklı şekilde ifade edilmektedir. Bunlar, total laboratuvar otomasyonu, modüler-entegre otomasyon ve modüler ya da tek başına kullanılan sistemlerdir.
Total laboratuvar otomasyonu (TLO) nerede, ne zaman geliştirilmiştir ve ne tür işler gerçekleştirilir?
Total laboratuvar otomasyonu sistemleri, ilk kez Japonya’da 1980’li yıllarda geliştirilmiştir ve özellikle Japonya’da, maliyeti azaltma avantajı nedeniyle giderek yaygınlaşmaktadır. Total laboratuvar otomasyonu sistemlerinde, örneklerin sınıflandırılması, santrifüj edilmesi, bölünmesi ve analizi gerçekleştirilir.
Total laboratuvar otomasyonu (TLO) hangi bölümleri kapsar ve diğer klinik laboratuvar analizleri ile ne tür bağlantısı vardır?
Total laboratuvar otomasyon sistemleri genellikle, klinik kimya, immünokimya, hematoloji ve koagülasyon bölümlerinin hepsini kapsar. Laboratuvarındaki mevcut tüm basamaklarla bağlantılı bir ray sistemini içerir. Bu şekilde klinik laboratuvar analizini kapsayan tüm basamakların birbiriyle kesintisiz bağlantısı sağlanmış olur.
Total laboratuvar otomasyonu (TLO)’nda işlemler hangi sıra ile gerçekleştirilir?
Barkodla işaretlenen örnekler, barkod okuyucu ile okunarak doğrulandıktan sonra test seçimi için ana bilgisayara yönlendirilir. Barkod okunmasında problem olan ya da yanlış yönlendirilmiş örnekler manuel giriş için ayrılır. Kabul edilebilir barkoda sahip örnekler (primer tüpler) ise raklara konur ve hematolojik analizler için hematoloji istasyonuna ya da serumun ayrılması için santrüfüj ünitesine yönlendirilir. Santrüfüjden sonra önce kapaklar açılır, sınıflandırılır, raklara konur ve kimyasal ya da koagülasyon istasyonlarına yönlendirilir. Eğer aynı örnekten birden fazla ünitede analiz yapılacaksa porsiyonlara ayrılarak, ihtiyaç duyulan sayıda barkodlanan tüplere (sekonder tüpler) örnekler paylaştırılır. Bu ünitede bütün örneklerin pıhtı ya da tüplerdeki örnek seviyesi kontrol edilir. Eğer pıhtı ya da örneğin az olduğu tespit edilirse manuel işlem için ayrılır. Ayrılan tüpler ilgili istasyona yönlendirilir. Analiz bittikten sonra örneklerin tekrar kapaklar› kapatılır ve arşivleme ünitelerine gönderilir. İstendiği takdirde depolama için buzdolabına yönlendirilir ya da örnek geri alınır. Bazı total laboratuvar otomasyon sistemlerinde örneğin atılması da mümkündür.
Total laboratuvar otomasyonu (TLO)’nun avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Total laboratuvar otomasyon sistemleri, işgücünü ciddi olarak azaltmakta ve analiz-raporlandırma sürecini hızlandırmaktadır. Ancak, maliyetinin yüksek olması ve bu sistemler için büyük alanlara ihtiyaç duyulması sistemin dezavantajdır. Bir total laboratuvar otomasyon sistemin maliyetinin 1-3 milyon dolar arasında değişebileceği öngörülmektedir. Burada laboratuvarın iş yükünün önemi ortaya çıkmaktadır. Yapılan bir çalışmada; laboratuvarın total laboratuvar otomasyona uygun olduğunu düşünebilmek için günde 2500 ve üzerinde örneğin gelmesi ve 2 milyon üzerinde test yapılmasının gerekli olduğu bildirilmiştir. Bu dezavantajların yanında, hızlı ve etkin teknik servis desteği gerektirmesi, tek tip tüp vs. ile çalışıyor olmasına bağlı olarak, rekabet koşullarının zayıflığı diğer dezavantajları olarak söylenebilir.
Modüler-entegre sistemler ’de işlemler hangi sıra ile gerçekleştirilir?
Bir modüler sistemde; bir sınıflama istasyonu, santrifüj ve primer tüplerden, sekonder tüplere ayırma istasyonu bulunur ve bunlar birbirine ray sistemiyle bağlanmıştır. Barkodla işaretli primer tüpler sisteme yerleştirildikten sonra test seçimi için ana bilgisayarda sırayla girerler. Tüpler daha sonra istenen teste göre sınıflandırılır ve raklara yerleştirilir. Eğer tam kan sayımı ve HbA1c gibi santrifüj gerektirmeyen, tam kan kullanan testler söz konusu ise, tüpler manuel olarak uygun istasyona taşınır. Serum ya da plazma kullanan testler söz konusu ise, tüpler santrifüje yönlendirilir. Tüpler tartılıp dengeli bir şekilde santrifüje yerleştirilir. Santrifüjün laboratuvara gelen örnek yükünü kaldıracak kapasitede olması, birden fazla tüp şekline uyum gösterebilmesi ve soğutuculu olması gerekir. Santrifüjden sonra primer tüplerin kapağı açılır ve raklara yerleştirilir. Okunamayan barkoda sahip tüpler manuel müdahale için ayrı bir yere konur. Eğer ayrı bir işlem gerekmiyorsa uygun istasyonlara yönlendirilir. Eğer sekonder tüplere örneklerin aktarılması gerekiyorsa tüp ayırma istasyonuna yönlendirilir. Burada ana bilgisayardan tüp ve örnek miktarı hakkında alınan bilgiler doğrultusunda porsiyonlara ayırma (vialleme) gerçekleştirilir. Sekonder tüplere ayırma (vialleme) istasyonun 5 tüpe ayırma kapasitesine sahip olması tercih edilmektedir. Sistemde kontaminasyonu önlemek için disposible pipet ucu kullanılmalıdır. Sistemde ayrıca pıhtı dedektörü ve örnek seviye sensörünün bulunması gerekir. Pıhtı içeren ya da yetersiz hacime sahip örnekler manuel müdahale için ayrı bir raka ayrılır. Örneklerin daha sonra tekrar kapağı kapatılır ve uygun istasyona yönlendirilir. Preanalitik sistemlerin hız kısıtlayıcı basamağı genellikle santrifüj ve sekonder tüplere aktarma sisteminin kapasitesidir. Modüler sistemlerin esnekliği mevcuttur ve başka bir santrifüjün eklenmesine izin verir. Bazı modüler sistemlerin örnekleri depolama ve tıbbi atık işlemlerini gerçekleştirme kapasitesi de vardır. Modüler-entegre sistemlere çeşitli basamakları eklemek ya da çıkartmak mümkündür.
Modüler-entegre sistemler ’in Total Laboratuvar Otomasyonu’ndan farkları nelerdir?
Total laboratuvar otomasyon sistemleriyle karşılaştıracak olurlarsa modüler entegre sistemler maliyet olarak daha ucuzdur, daha az alana ihtiyaç duyar ve daha çabuk kurulur. Laboratuvar informasyon sistemine bağlanmaları da daha kolaydır. Bu yaklaşımın bir sınırlaması bir preanalitik sistem bu istasyona bağlandığı zaman yalnızca bu istasyon için örnek gönderilmesidir.
Bağımsız Sistemler (Modüler Sistemler)’in avantajları nelerdir?
Az yer kaplamaları ve maksimum esnekliğe sahip olmaları nedeniyle avantajlıdır. Ayrıca daha ucuzdur ve modüler entegre preanalitik sistemlerden daha kolay kurulurlar. Çalışmalar preanalitik örnek işleme otomasyonunun, örnek işleme zamanında 2-6 saat, iş gücü maliyetinde ise %30-40’lık azalma sağlandığını göstermiştir. Ayrıca, bağımsız sistemler, barkodlama ve örnek dökülmesi hatalarında %98 oranında azalmaya, örneğin sınıflandırılması ve diğer rutin hatalarda %95 oranında azalmaya neden olmuştur.
İnformasyon nedir?
Verilerin karar alma sürecine destek sunacak şekilde anlamlı bir biçime getirilmek üzere, analiz edilerek işlenmesiyle ulaşılan sonuçlar, informasyon olarak tanımlanır. Sağlık hizmetinde bilgilerin toplanması, işlenmesi, saklanması, erişimi ve dağıtımı gibi çeşitli işlevlerin yerine getirilmesi için, gereken uzman işgücü, bilgisayar, iletişim, bilgisayar ağları, sistem modelleri ve sistemde bulunan bilgiler informasyona hizmet eder. Kısaca informasyon, sisteminden gelen veriler, uzman insan gücü, teknoloji ve mevzuattan oluşan bir organizasyondur.
Laboratuvar informasyon sistemi ne tür görevler üstlenmektedir?
Laboratuvar informasyon sistemleri; test işlemlerini otomatik olarak yapmak ve laboratuvar verilerini işlemek biçiminde, iki aşamalı görev üstlenmektedir. Laboratuvarlarda cihazlar uygun donanımlar aracılığı ile bilgisayara bağlanarak, analiz sonuçlarının alınması ve hasta dosyalarına işlenmesi sağlanır. Bir laboratuvar enformasyon sistemi her birimde bağımsız olarak çalışabileceği gibi, laboratuvar otomasyon sistemine bağlanarak da çalışabilir. Bir laboratuvar informasyon sistemi; test isteklerinin kaydı, örnek toplanması ve analiz işlemleri, tamamlanan test sonuçlarını kaydetme, ilgili birimlere hemen iletilmesi gereken test programlarını düzenleme, hastaya ait test özetlerini hazırlama, laboratuvara ait istatistik bilgileri çıkarma, kalite kontrolü için gerekli kayıtları tutma işlevini üstlenmektedir.
Laboratuvar informasyon sistemi nedir?
Laboratuvar informasyon sistemleri, hastaya ilişkin verileri alarak, çeşitli işlemlerden geçirdikten sonra istenilen sonuçlar›, şeklinde üretilmesini sağlamaktadır. Bu sistemler gerek zaman kazanma ve gerekse test sonuçlarının doğruluğu açısından oldukça güvenilir hale gelmişlerdir. Laboratuvar sistemlerinde, hastalar için gerekli olan laboratuvar testleri servis veya diğer terminaller yoluyla istenmekte ve otomatik laboratuvar donanımından çıkan sonuçlar servis terminallerine doğrudan iletilebilmektedir.
Laboratuvar informasyon sisteminin, hastane enformasyon sistemine bağlı olması neden tercih edilir?
Laboratuvar informasyon sisteminin hastane informasyon sistemine bağlı olması tercih edilir. Çünkü test sonuçları hasta veri dosyasına girilebilmeli, veriler saklanabilmeli ve tanımlanan testlerin numara ve tipleri hasta muhasebe kayıtlarına geçirilerek parasal karşılığı çıkartılabilmelidir.
Laboratuvar informasyon sistemleri niçin gereklidir?
Laboratuvardaki sürecin otomasyonunu gerektirme nedeni, öncelikle pratik zorlamalardır. Günlük iş yükünün artmasıyla birlikte, personel sayısında da yeterli artışın olmadığı durumlarda, laboratuvar personeli üzerinde bir baskı oluşur. Bu baskıyı yok etmenin akla gelen ilk yolu, doğrudan personelin katıldığı laboratuvar işlerine, personelin zorunlu katılma oranını azaltmaktır. Bunun için; laboratuvar otomasyonu ve laboratuvardaki cihazların dışında, tamamlanan ve çoğunlukla tekrarlanan prototip eylemlerden oluşan işleri, otomatik olarak tamamlayacak ve bu tekrarlayan işlerle birlikte oluşan veri akışını otomatik olarak sağlayacak sistemlerin geliştirilmesi gerekir. Bu otomatik sistemlerin geliştirilmesi, aynı zamanda teknisyen zamanının daha verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayacaktır.
Laboratuvar informasyon sistemleri (LIS)’in ne tür faydaları vardır?
LIS’in olmadığı bir laboratuvarda, çalışana bağlı problemlerin başında teknisyenlerin klavye başında geçirdikleri zamanın uzunluğu gelmektedir. Bir teknisyenin günlük mesaisinin yaklaşık %30-40’ını, yapılacak testlerle ilgili bilgilerin testin çalışılacağı cihaza girilmesi almaktadır. Preanalitik aşamada sık gözlenen hatalardan birisi hasta-örnek tanımlanması sırasında oluşmaktadır. Hastaya ait bilgilerin okunaksız yazılması, eksik doldurulması ve hasta numarasının yanlış girilmesi gibi aslında son derece basit, ancak çok önemli olan hatalar sonucunda yanlış raporlar çakabilmektedir. LIS tek başına bu problemlerin çoğunu engeller ve ortadan kaldırır. LIS ile otoanalizörler arasında iki yönlü bağlantı kurulduğunda hem bilgilerin otoanalizöre aktarılması sağlanır hem de analizörden çıkan sonuçlar hemen bilgisayar ekranından izlenir. LIS ile laboratuvar elemanlarının çalışması ve yapılan hataların kaynağının izlenebilmesi de mümkündür.
Laboratuvar enformasyon sisteminde olması gereken özellikler nelerdir?
LIS’in hasta örneğinin alındığı andan itibaren devreye girmesi ve örnek bilgilerinin laboratuvara akışının mutlaka kontrol altına alınması sağlanmalıdır. Laboratuvarla ilgili işlerin preanalitik aşamaları en zor kontrol edilen ve laboratuvar çalışmalarının kalitesini en fazla etkileyen aşamalardır. LIS; tekrarlanan kayıt işlemlerinin tamamını› yok etmelidir. Kayıt işlemleri, teknisyen zamanının önemli bir bölümünü almaktadır. Hastane informasyon sisteminden, elektronik olarak transfer edilen kimlik bilgileri ve iş listesi otomatik olarak cihazlara aktarılır. Örnek tüplerinin üzerindeki barkodlu etiketler analizörler tarafından okunarak, cihazın LIS ile iki yönlü ilişki kurması sonucunda; etikette belirtilen örnekten çalışılacak testler doğrudan LIS’ten sorgulanarak alınabilir. LIS; kolay erişime imkân vermelidir. Oluşturulan veritabanında, kayıtlar dosya numarası bazında saklanmaktadır. Ad-soyadı ve dosya numarası indeksleri ile eski kayıtların aranabilmesi özelliği bulunmaktadır. Böylece aynı kişiye ait tüm kayıtlara, aynı anda ulaşılabilmektedir. LIS; On-line cihaz bağlantısına imkân vermelidir. Kurulan otomasyonla bir cihazdan çıkan test sonuçlarının on-line olarak merkezi bilgisayara ulaşması ve bu bilgilerin yetkili kişiler tarafından değerlendirilmesi sonucunda cihaza tekrar çalışma talimatını verebilmesi veya onaylaması, onay anından itibaren yetkilendirilmiş kişilerin serbestçe sonuca ulaşılabilmesi sağlanmalıdır. LIS; donanımı kullanışlı olmalıdır. Hastane informasyon sistemi ile ilişkili olması istenen bir özelliktir. LIS, HIS’e kolaylıkla entegre edilebilecek bir dosyalama ve yazılım esnekliğine sahip olmalıdır. Yazılım hazırlanırken yeni cihazların bağlanması ve yeni testlerin tanıtılması esnekliğine, kalite kontrolü ve istatistik donanımlarına sahip olması ve sistemden alınacak raporun formatında gerektiğinde değişiklik yapılabilmesine olanak vermelidir.
Hastane enformasyon sisteminin amacı nedir?
Hastane informasyon sistemlerinin (HIS) amacı hastane içerisinde üretilen her tür hizmet ve hizmet karşılıklarının, hizmetin üretildiği yerde ve zamanda, hastane iş akışını daha etkin ve verimli kılarak kayıt altına almak, tüm işlemleri takip etmek, bunlarla ilgi veriler üreterek yapıcı amaçlar için kullanmaktır.
Hastane enformasyon sistemlerinin bugüne değin gelişimi nasıl olmuştur?
İlk hastane informasyon sistemi; 1960’lı yıllarda finansal ihtiyaçları ve maliyet istatistiklerini, faturalama zorunluluklarını gidermek maksadı ile oluşturulmuştur. O dönemin teknolojisi bilgisayarların pahalı ve hastane informasyon sistemleri için gerekli olan donanım ve yazılımlarının sınırlı olması nedeniyle çok başarılı olamamıştır. 1970’li yılların sonlarına doğru faturalama, muhasebe ve çeşitli bölümler için bağımsız çözümler üretilirken, hastane sistemi içinde karşılıklı haberleşmenin sağlanması, birçok işlemlerin birlikte ve kendiliğinden yapılması zamanında ve doğru bilgi alış-verişi gibi nedenlerle entegre bilgi sistemi yapısı ve hastane otomasyonları oluşturulmuştur. Bugün gelinen noktada; sağlık hizmetinin en iyi şekilde verilebilmesi, gelir kaçaklarının önlenmesi, kaynakların doğru yönlendirilmesi, hastane yönetimine stratejik kararlar vermek üzere bilgi sağlanması amaçlarıyla hastanelerde sistemlerinin kurulmasının gerekli olduğu genel olarak kabul edilmektedir.
Laboratuvarlarda otomasyon ihtiyacı neden doğmuştur?
Laboratuvarlar ve bünyesinde yer aldıkları sağlık kuruluşları, sürekli artan iş hacimleri nedeniyle gelişen teknolojiden de faydalanarak büyüyen bir organizasyon
oluşturmak, bu organizasyonda hastalarla ilgili tüm klinik ve laboratuvar hizmetlerini süratle verebilmek ve takibini kolaylaştırmak, hastalar yanında yönetim, planlama, finans, muhasebe vb verilerini kayıt altına almak, kontrol etmek ve arşivlemek, bu verilerin güvenliğini sağlamak, gerektiğinde tüm bu bilgileri informasyon olarak sunmak, kullanmak zorundadır. Bu ihtiyaçlar otomasyonun temelini oluşturur.
Laboratuvar İnformasyon Sistemi ne demektir?
Laboratuvar hizmetinin en iyi şekilde verilmesi, hizmetin sürekliliği, işlevsel akışkanlığın sağlanması, maliyetlerinin tespiti, hizmetlerin doğru ve hızlı yerine getirilmesi, hizmet kalitesinin arttırılması, bilgilere kısa zamanda doğru şekliyle ulaşılması, istatiktik çalışmaların kolayca yapılması ve bilimsel veriler elde edilmesi, verilerin kullanılması gibi amaçlarla yapılan organizasyonlar ve hazırlanan yazılımların toplamına Laboratuvar İnformasyon Sistemi (LIS) denilmektedir.
Laboratuvarda otomasyon süreci ilk hangi cihaz ile başlamıştır?
1933 yılında endüstriyel laboratuvarlarda kullanılmak üzere tasarlanmış ticari fotoelektrik kolorimetre otomasyona yönelik atılmış adımlardan ilkidir. Bu kolorimetreler sayesinde objektif değerlendirmelerin yerini, subjektif değerlendirmeler almıştır. Endüstriyel ve ticari faaliyetlerin laboratuvarlarda otomasyona yönelik
önemli ve büyük katkısı otoanalizörler ile başlamıştır.
Laboratuvarda kullanılan ilk otoanalizör kim tarafından hangi amaçla yapılmıştır?
Klinik kimya laboratuvarlarının, acil ve spesifik analiz ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmış mühendislik harikası ilk otoanalizör 1957 yılında ortaya konmuştur. Leonard T. Skeggs, 1948 yılında Western Reserve Üniversitesinde doktorasını tamamlamış ve Veterans Hastanesi Klinik Kimya Laboratuvarı yöneticiliğine atanmıştır. Skeggs, laboratuvarda hata yaptırmaya eğilimli; tekrarlayan ve manuel yapılan işlem basamakları için çözüm aramaya başlar. Artan iş yükü, yetersiz eleman sayısı nedeniyle sürekli zorluklar ortaya
çıkmaktadır. Hedefi; teknisyen müdahalesi olmaksızın, kan analizini baştan sona yapabilecek bir cihaz ortaya koymaktır.
İlk otoanalizörün özellikleri nelerdir?
İlk otoanalizörde, sürekli akıma ek olarak cihazın eşsiz üç özelliği bulunmaktaydı:
1. Santrifuj veya filtrasyon yapmaksızın proteinleri uzaklaştırmak için dializ membranı,
2. Başlangıçta polietilenden daha sonraları tigondan (kimyasal etkilere dirençli ve esnek PVC malzeme) üretilmiş boruların içerisinden geçen örnekler
ilerlemeleri esnasında hem boruların temizlenmesini hem de sırayla ilerleyen örneklerin birbiriyle karışmasını önlemek amacıyla hava kabarcıkları,
3. Örnekler ve ilave edilen kimyasallar ileriye doğru sevkedilirken homojenizasyonunu sağlamak amacıyla kullanılan karşılaştırma sarmalları.
İlk icat edilen otoanalizör çalışma prensibi nasıldır?
Sabit hızlı peristaltik pompanın itici kuvveti ile ilerletilen sistemde, kimyasal çözeltiler ve örnekler uygun sürelerde paralel tarzda eklenmekteydi. Isıtma veya inkubasyon safhası, su banyosuna daldırılmış uzun cam sarmallarda yeterli sürede meydana gelmekteydi. Sistemden ayrılmak üzere olan sıvının fotoelektrik ölçümü
yapılarak, saate 20-40 örneğin sonucu kağıt şeritler üzerine kayıt alınmakta ve bu işlemlerin ardından kalibratörlerin veya referans solüsyonlarının analizinin yapılmasıyla kalibrasyon eğrisinin verileri elde edilmekteydi. Sonraki yıllarda tasarım geliştirmesine yönelik çabalarla örnek başına 20 analit çalışılması ve saatte 150 sonuç alınması sağlanmıştı.
Otoanalizörlerdeki açık sistem özellikleri nedir?
Açık sistemlerde; kullanıcı analiz parametreleri üzerinde değişiklik yapabilmekte ve çeşitli üretici firmalardan satın alınan kimyasalları cihazda kullanabilmektedir.
Kapalı sistem otoanalizörlerde kullanılan kimyasalların genel özellikleri nelerdir?
Kapalı sistemlerde, test parametrelerinin tamamına yakını aynı üretici tarafından sağlanmakta ve kullanılan kimyasallar, cihaza özgü tek tip kapta veya biçimde sunulmaktadır.
İsteğe bağlı sisteme eklenen parçalardan en çok tercih edilen ekipman hangisidir?
İsteğe bağlı sisteme eklenen parçalardan en çok tercih edileni; iyon seçici elektrot’tur (ISE). Elektrolit analizini gerçekleştiren kanallar, sisteme haricen eklebilmekte veya cihazla bütünleştirilmektedir. Sisteme ise modülünün eklenmesi hem analiz çeşitliliğini artırmakta, hem de birim zamanda yapılan test sayısını artırmaktadır.
Bir analitik çalışma sırasında veya oturumunda birçok örneğin işlenmesine ne ad verilir?
Bir analitik çalışma sırasında veya oturumunda birçok örneğin işlenmesine yığın analizi (Batch analysis) adı verilir.
Sürekli akım analizörlerinin çalışma prensibi nasıldır?
Sürekli akım analizörlerinin tanımı, Schwartz tarafından yapılmıştır. Günümüzde kullanılan teknik 1950’li yıllarda Leonard Skeggs tarafından geliştirilmiştir. Kısaca
anlatılmak istenirse; örnek, hava kabarcıkları vasıtasıyla parçalara bölünmekte, bölünmüş örnekler ayrı ayrı inkubasyon ve tespit modüllerinden geçmektedir. Örnekler ve reaktifler, bir pompa aracılığıyla sistem içerisinde ilerletilmekte, tepkime
camdan yapılmış sıkı bir sarmalın içerisinde gerçekleşmektedir. Hava kabarcığı örneği hem parçalara bölmekte hem de geçtiği kanalın temizliğini sağlamaktadır. Reaktifler belirlenmiş sürelerde eklenmekte ve karışım en son olarak uygun ölçümlerin (endpoint) yapılacağı modülden geçmektedir.
"Örnekler farklı testler yönünden sırayla ya da sıra dışı, yani örneklerin cihaza sıralanışına bağlı kalınmaksızın işlenmektedir. Çok sayıda farklı test bu cihazlara çoklu test analizör özelliği kazandırmaktadır ve çalışılacak testler farklı reaktifleri taşıyan vialler, tabletler ya da paketler sayesinde seçilebilmektedir." şeklinde tanımlanan analizör şekli nedir?
Rastgele-erişimli analizörlerde örnekler farklı testler yönünden sırayla ya da sıra dışı, yani örneklerin cihaza sıralanışına bağlı kalınmaksızın işlenmektedir. Çok sayıda farklı test bu cihazlara çoklu test analizör özelliği kazandırmaktadır ve çalışılacak testler farklı reaktifleri taşıyan vialler, tabletler ya da paketler sayesinde seçilebilmektedir.
Otomasyon nedir?
Analizi yapan kişinin, azaltılmış katkısı ile gerçekleştirilen klinik kimyasal analizlerin bir analitik cihaz tarafından yürütülmesi otomasyonu açıklar.
Laboratuvarlarda otomasyonun başlıca hedefleri nelerdir?
Laboratuvarlarda otomasyonun başlıca hedefleri; maliyetlerin azaltılması, yeni testlerin hizmete sunulması, sonuçların en kısa sürede raporlandırılması, laboratuvardaki hataların azaltılması ve güvenliğin artırılmasıdır.
Otomasyonun dezavantajları nelerdir?
Otomasyonun temel zorluğu, maliyeti ve maliyetin azaltılmasıdır. Emek maliyeti, laboratuvar harcamalarının büyük bir bölümünü oluşturur ve otomasyonun başarısı personel sayısının azlığı ile değerlendirilebilir. Bununla birlikte, otomatik cihaz için yapılan yatırımın geri dönüşümü pek çok faktöre bağlı olduğu için, dikkatli bir maliyet analizi yapılmalıdır.
Laboratuvar ortamında kullanılan ideal otomasyon sistemleri özelliği nedir?
Klinik laboratuvar için ideal otomasyon; örneklerin işlenmesi, analiz ve laboratuvar sonuçlarının raporlanması ile ilgili bütün basamaklarda otomasyondur. Bu senaryoda, kan alma bilgisi (zaman/yer/hasta) kan alırken laboratuvar informasyon sistemine girilebilir.
Total laboratuvar otomasyonu sistemleri hangi bölümlerde en çok tercih edilir?
Total laboratuvar otomasyon sistemleri genellikle, klinik kimya, immünokimya, hematoloji ve koagülasyon bölümlerinin hepsini kapsar.
Bir modüler sistemde otomasyon işlem basamakları nasıldır?
Bir modüler sistemde; bir sınıflama istasyonu, santrifüj ve primer tüplerden, sekonder tüplere ayırma istasyonu bulunur ve bunlar birbirine ray sistemiyle bağlanmıştır. Barkodla işaretli primer tüpler sisteme yerleştirildikten sonra test seçimi için
ana bilgisayarda sırayla girerler. Tüpler daha sonra istenen teste göre sınıflandırılır ve raklara yerleştirilir. Eğer tam kan sayımı ve HbA1c gibi santrifüj gerektirmeyen, tam kan kullanan testler söz konusu ise, tüpler manuel olarak uygun istasyona taşınır. Serum ya da plazma kullanan testler söz konusu ise, tüpler santrifüje yönlendirilir. Tüpler tartılıp dengeli bir şekilde santrifüje yerleştirilir. Santrifüjün laboratuvara gelen örnek yükünü kaldıracak kapasitede olması, birden fazla tüp şekline uyum gösterebilmesi ve soğutuculu olması gerekir. Santrifüjden sonra primer tüplerin kapağı açılır ve raklara yerleştirilir.
Laboratuvar informasyon sistemleri görevleri nedir?
Laboratuvar informasyon sistemleri; test işlemlerini otomatik olarak yapmak ve laboratuvar verilerini işlemek biçiminde, iki aşamalı görev üstlenmektedir. Laboratuvarlarda cihazlar uygun donanımlar aracılığı ile bilgisayara bağlanarak, analiz sonuçlarının alınması ve hasta dosyalarına işlenmesi sağlanır. Bir laboratuvar informasyon sistemi her birimde bağımsız olarak çalışabileceği gibi, laboratuvar otomasyon sistemine bağlanarak da çalışabilir. Bir laboratuvar informasyon sistemi; test isteklerinin kaydı, örnek toplanması ve analiz işlemleri, tamamlanan test sonuçlarını kaydetme, ilgili birimlere hemen iletilmesi gereken test programlarını düzenleme, hastaya ait test özetlerini hazırlama, laboratuvara ait istatistik bilgileri çıkarma, kalite kontrolü için gerekli kayıtları tutma işlevini üstlenmektedir.
Hastane informasyon sistemlerinin (HIS) amacı nedir?
Hastane informasyon sistemlerinin (HIS) amacı hastane içerisinde üretilen her tür hizmet ve hizmet karşılıklarının, hizmetin üretildiği yerde ve zamanda, hastane iş akışını daha etkin ve verimli kılarak kayıt altına almak, tüm işlemleri takip etmek, bunlarla ilgi veriler üreterek yapıcı amaçlar için kullanmaktır.
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 7 Gün önce comment 11 visibility 17773
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1149
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 608
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2736
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 904
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25564
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14501
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12507
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12494
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10421