Hijyen ve Sanitasyon Dersi Genel Özet

İş Yeri Hijyeni

İş Sağlığı ve Hijyeni Tanımları ve Gelişimi

Çalışma kişinin fiziksel ve duygusal yönden gelişmesini, birçok hastalıktan korunmasını da sağlar. Bununla birlikte çalışma insan sağlığını ve yaşamını olumsuz yönde de etkileyebilir ve çalışan bir kişide 4 tür sağlık sorunu söz konusu olabilir:

  • Çalışan kişinin yeni gelişen ya da önceden var
  • olan işle doğrudan ilgili veya ilgili olmayan çağlık sorunları
  • Meslek hastalığının gelişmesi veya ortaya çıkması
  • İşle ilişkili hastalıkların gelişmesi
  • İş kazası geçirmesi

İşin ve ortamın sağlıklı ve güvenli olması, çalışanlara ve topluma olumsuz etkilerinin de olmaması gerekir. İşte bu hizmetlerin planlanması ve sunulması için ‘İş Sağlığı ve Güvenliği’ bilimi ve hizmetleri ortaya çıkmıştır. Uluslararası çalışma Örgütü (ILO) VE Dünya Sağlık Örgütü ortaklaşa olarak 1950 yılında iş sağlığını tanımlamış ve 1995’de revize etmiştir. İş sağlığı ‘Bütün mesleklerde çalışanların bedensel, ruhsal ve sosyal yönden iyilik hallerinin en üst düzeyde tutulması, sürdürülmesi ve geliştirilmesi çalışmalarıdır’ şeklinde tanımlanmıştır. İş sağlığının amaçlarını ise şu şekilde sıralamak mümkündür:

  1. Tüm mesleklerde kamuda, özelde veya kendi adına (nam-ı hesabına) çalışan tüm insanlarla ilgilenir.
  2. Çalışanların, DSÖ’nün sağlık tanımına uygun olarak, bedensel, ruhsal ve sosyal açıdan tam iyi hâle gelmelerine ve bu düzeyler sürdürebilmelerini amaçlar.
  3. Çalışma ortamında bulunan her türlü fiziksel, kimyasal, biyolojik, ergonomik ve psikososyal faktörlerden çalışanların korunmasını sağlar.
  4. Çalışanların fizyolojik, bedensel ve psikolojk kapasitelerine uygun bir işe yerleştirilmesini, sağlık için uyumlu bir ortamda çalışmasını ve bunun sürdürülmesini sağlar.
  5. Aynı şekilde uygun işe uygun insanın yerleştirilmesini planlar.
  6. Böylece iş ve insan arasındaki karşılıklı uyumun sağlanması ile sağlıklı bir çalışan ve çalışma ortamı oluşturulur. Çalışanın da daha sağlıklı, verimli ve üretken bir insan olmasını sağlar.
  7. İş yerinde çalışma kültürünün, iş sağlığını ve güvenliğini destekleyecek yönde geliştirilmesini düzenler.

İş Sağlığı ve Güvenliği faaliyetleri, çalışma ortamlarında ve iş yerlerinde işin yapım ve yürütüm koşulları nedeniyle ortaya çıkan tehlikeler ve risklerden, çalışanları korumak, daha sağlıklı ve güvenli çalışma ortamları sağlamak için yapılan sistemli ve bilimsel çalışmalardır. Çalışanların sağlıkla ilgili tehlike ve risklerden korunması, sağlıklarının geliştirilmesi, sağlık sorunlarının incelenmesi, varsa erken tanı ve etkin tedavilerinin yapılmasıyla uğraşan tıbbi yönüne iş hekimliği denir. İş yerindeki ve iş yeri ortamındaki sağlığı ve güvenliği etkileyen teknik koşulların ve etkenlerin değerlendirilmesi, bunların kontrol altına alınması, iş yerinin sağlıklı ve güvenli olmasının sağlanmasına ise iş hijyeni adı verilir. İş yerinde sağlığı etkileyen etkenler ise şunlardır:

  1. Fiziksel etkenler
  2. Kimyasal etkenler
  3. Biyolojik etkenler
  4. Ergonomik koşullar
  5. Psikososyal etkenler

İş Yeri Ortamında Fiziksel Etkenler ve Kontrol Altına Alınması

İş yeri: Bir işverenin maddi olan ve olmayan araçlarla belirli bir teknik amacı gerçekleştirmesine yarayan ve süreklilik gösteren organize bir bütündür. İşyeri ortamında sağlığı etkileyen faktörler içerisinde en fazla rastlanılan etkenler fiziksel etkenlerdir. Bunlar:

  • Termal Konfor- nem, sıcaklık, soğuk, ısıtma,havalandırma
  • Aydınlatma
  • Basınç
  • Gürültü
  • Titreşim
  • İyonize Radyasyon
  • Non-iyonize Radyasyon

Soğuk: İnsanların soğuk ortama tepkisi üşüme ve titremedir. Titreme, endojen- hücre veya dokunun içinden gelen, iç kaynaklı- ısı üretimini arttırarak vücudun ısı dengesini sağlamaya yönelik koruyucu bir mekanizmadır.

Sıcaklık: Sıcak ortamda vücudun ısı dengesinin korunması terleme mekanizmasının fazla çalışması ile sağlanır. Bunun sonucunda fazla miktarda sıvı kaybı meydana gelir. Buna dehidratasyon denir. Sıcak ortamda uzun süreli olarak çalışanlar, zaman içinde sıcak ortama alışmasına aklimatizasyon denir. İş yeri ortamlarında sıcaklık değerlendirmesi için sadece kuru termometre ile yapılan sıcaklık ölçümü yeterli değildir. Nem, hava akım hızı ve radyant ısı –iş ortamlarındaki sıcak veya soğuk yüzeylerden çalışanlara veya çalışanlardan bu yüzeylere ısı yayılımıdırölçümlerinin de yapılması gerekir.

Nemlilik: Havadaki su buharına nem denir. Nem hissedilen sıcaklığın derecesini etkiler. Nem düzeyi yüksek olan çalışma ortamlarını klima ve vantilatör kullanarak, düşük olan ortamları da klimalarla uygun hale getirmek mümkündür. Nem düzeyi ölçümü kata termometre, prikrometre cihazı ya da higrometre ile ölçülür.

Hava Akımı: Hava akımı, hareket halindeki havanın insan bedenine çarpması sonucu deride meydana getirdiği ısı değişikliği olarak algılanır. Anemometre ile ölçülür. Ortamdaki nem ve hava akımını dikkate alan değerlendirmeye etkin sıcaklık değerlendirmesi denir.

Gürültü: İstenmeyen ve hoşa gitmeyen sese gürültü denir. Ses düzeyini ölçen cihazlar; ses düzeyi ölçer (sound level meter), desibel olarak ses şiddetini ölçerler.

Aydınlatma: İş yerlerinde aydınlatma kuralları şu şekilde özetlenmiştir:

  • Görüşü uzun süre yormadan, zorlamadan, yanılgısız sürdürmeyi sağlayan, ruhsal uyumu kolaylaştıran, kullanım amacına uygun olarak seçilmiş armatürlerle oluşturulmalıdır.
  • Aydınlatma araçlarından çıkan ışık ışınları direkt veya yansıyarak göze gelmemelidir.
  • Yapay aydınlatma doğal aydınlatmaya yakın olmalıdır.
  • Çalışma alanında keskin gölgeler oluşmamalıdır.
  • Aydınlatmada titreşim (pırıldama) olmamalıdır.

Elektromanyetik Alan (EMA): Elektrik akımının geçtiği her yerde elektromanyetik alan (EMA) meydana gelir.

Titreşim (Vibrasyon): Gürültülü çalışan makine ve tezgahlar titreşim oluştururlar. Enerji olarak sıkıştırılan ve depolanan havayı kullanarak çalışan delme, kırma gibi işlevleri olan mekanik cihazlara pnömatik cihaz denir.

Titreşimin etkisini önlemek için:

  • Titreşime neden olan makine ve araçlarda yalıtım yapılarak, insanların etkilenmesi önlenmelidir.
  • Titreşim azaltılmalıdır.
  • Eller sıcak tutulmalıdır.
  • İşçiler sık sık muayene edilmelidir.
  • Gerekli görüldüğü takdirde iş değişimi yapılmalıdır.

Basınç: Yüksek basınç, özellikle su altı iş yerlerinde ve tünel yapımında sorunludur. Yüksek basınçlı yerlerde vücutta dokularda oksijen oranının azalması durumu olan hipoksi oluşur. Düşük atmosfer basıncı ise yüksek rakımlı yerlerde olur.

İş Yeri Ortamında Kimyasal Etkenler ve Kontrol Altına Alınması

Kimyasal etkenleri 5 grupta inceleyebiliriz:

  1. Metaller
  2. Solventler
  3. Gazlar
  4. Asit ve Alkaliler
  5. Pestisitler

Metaller: Kurşun, cıva, krom, nikel gibi ağır metaller vücutta değişik organlarda birikerek akut veya kronik toksikasyon (zehirlenme) tablolarına yol açabilirler.

Çözücüler (Solventler): Çözünebilen bir maddeyi çözerek çözelti oluşturan sıvılardır. Çözücü amaçla en çok kullanılan madde sudur. Endüstride yaygın olarak kullanılan diğer çözücüler karbon içeren maddeler, yani petrol ürünleri olan organik kimyasallardır. Bunlara organik çözücüler (solvent ) denir. Bu maddelerin çoğu merkezi ve periferik (beyin ve omurilik dışındaki sinir sistemi) sinir sistemi üzerine etkilidir. Gazlar: Ortamda çok miktarda olduklarında havanın bileşimindeki oksijen miktarının azalmasına yol açan karbondioksit, metan gibi gazlara basit boğucu gazlar denir. Karbonmonoksit, siyanür, hidrojen sülfür gibi vücutta bazı kimyasal reaksiyonlara girerek toksik etki gösteren, çok az miktarları bile öldürücü etki yapan gazlara ise kimyasal boğucu gazlar denir.

Asit ve Alkaliler: Hidrolik asit, nitrit asit, amonyak gibi alkali maddelerin başlıca riskleri yanıcı etkilerinin olması nedeniyle tahriş ve yanıklara neden olmalarıdır. Pestisitler: İstenmeyen canlıları yok etmek ya da onları kontrol altına almak üzere tüm dünyada yaygın biçimde kullanılan, insan, hayvan ve bitkilere zarar verdiği kabul edilen toksik kimyasal maddelerdir. Daha önceleri (haşekıran) olarak adlandırılan bu kimyasal maddelere günümüzde biyosidal ürün de denilmektedir.

İş Yeri Ortamında Biyolojik Etkenler ve Kontrol Altına Alınması

Herhangi bir enfeksiyona, allerjiye veya zehirlenmeye neden olabilen, genetik olarak değiştirilmiş olanlar da dahil mikroorganizmalara, hücre kültürlerine ve insan endoparazitlerine biyolojik etken ; çok hücreli organizmalardan türetilmiş hücrelerin in-vitro olarak geliştirilmesine hücre kültürü ; genetik materyali replikasyon veya aktarma yeteneğinde olan hücresel veya hücresel yapıda olmayan mikrobiyolojik varlıklara mikroorganizma denir. Bir enfeksiyon etkeninin hastalık yapabilme yeteneğine patojenite ; bir etkenin ağır veya öldürücü bir hastalık tablosuna yol açma yeteneğine ise virulans denir. Ülkemizde iş yerlerinde biyolojik etkenlerin kontrol altına alınması amacıyla “Biyolojik Etkenlere Maruziyet Risklerinin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik” yayımlanmıştır.

Biyolojik etkenler, enfeksiyon risk düzeyine göre 4 risk grubuna ayrılır:

  • Grup 1 Biyolojik Etkenler: İnsanda hastalık yapmayan biyolojk etkenlerdir.
  • Grup 2 Biyolojik Etkenler: İnsanda hastalığa neden olabilen, ancak topluma yayılma olasılığı olmayan
  • (insandan insana bulaşmayan), etkili korunma veya tedavi olanağı bulunan biyolojik etkenlerdir.
  • Grup 3 Biyolojik Etkenler: İnsanda hastalığa neden olan, topluma yayılma risk bulunabilen (insandan insana bulaşabilen), etkili korunma veya tedavi olanağı olan biyolojik etkenlerdir.
  • Grup 4 Biyolojik Etkenler: İnsanda hastalığa neden olan, çalışanlar için ciddi tehlike oluşturan, insandan insana bulaşabilen (topluma yayılma risk yüksek olan), etkili korunma ve tedavi yöntem bulunmayan biyolojik etkenlerdir.

Biyolojik etkenlerle çalışmaya bağlı sağlık veya güvenlik risklerini önlemek için alınması gereken önlemler şunlardır:

  • Çalışanlar, biyolojik etkenlerin bulaşma riskinin olduğu çalışma alanlarında bir şeyler yiyip içmemelidir.
  • Çalışanlara eldiven, maske, gözlük, önlük vb.uygun kişisel koruyucu donanımlar sağlanmalıdır.
  • Kişisel koruyucu donanımlardan tek kullanımlık olmayanlar, her kullanımdan sonra ve mümkünse kullanılmadan önce kontrol edilip temizlenmelidir.
  • Çalışanlara, acil durumlarda kullanmak üzere göz yıkama sıvıları ve/ veya cilt antiseptikleri vb. uygun, yeterli miktarda ve son kullanma tarihleri kontrol altında olan temizlik malzemeleri sağlanmalıdır.
  • Çalışanların çalışmaya başlamadan önce kendilerine ait kişisel giysilerinin yerine iş yerinde sağlanan uygun giysileri giymeleri gerekmektedir.
  • İş yerlerinde yeterli miktarda tuvalet yapılmalı, burada çeşme, tuvalet kağıdı, el sabunu, kağıt havlu gibi temizlik ürünleri bulundurulmalıdır.
  • İş yerlerinde olası sağlık riskleri, maruziyeti önlemek için alınabilecek önlemler, hijyen gerekleri, koruyucu donanım ve giysilerin kullanımı ve giyilmesi, herhangi bir olay anında ve olayların önlenmesinde çalışanlarca yapılması gerekenler konusunda çalışanlara etkin ve sürekli eğitimler verilmelidir.
  • Maruz kaldıkları veya kalmış olabilecekleri biyolojik etkene karşı henüz bağışıklığı olmayan çalışanlara, Sağlık Bakanlığı’nın önerilerine uygun aşılar yapılmalıdır.

İş Yeri Ortamında Tozlar

Havadaki başlıca kirleticilerden birisi olan toz, havada asılı durumda bulunan katı parçacıkların genel adıdır.

İnert tozlar: Alındığında vücutta herhangi bir reaksiyona girmeden vücudun savunma sistemi ile vücut dışına taşınan tozlardır.

Toksik tozlar: Vücuda alındıklarında vücuda dağılarak değişik doku ve organlarda toksik etki gösteren tozlardır. Fibrinojenik tozlar: Havadaki mermer, taş, maden ve kömür ocağı, cam sanayi gibi işlerde çalışanlarda silis, kömür tozları gibi tozların solunması sonucu akciğerlerde bu tozlar birikir.

Kanserojen tozlar: Solunumla alanın tozlar başta akciğer olmak üzere diğer organlarda da kansere neden olabilir.- krom, nikel, kadmiyum gibi-

Alerjik tozlar: Havada bulunan bu tür tozlar, solunum yollarında spazma- bir kas ya da kas grubunun aniden ve istemsiz olarak kasılması- neden olarak astım benzeri tabloya neden olabilirler.

Tozlara karşı alınabilecek önlemler şunlardır:

  • Teknik Önlemler
    • İkame: Zararlı, tehlikeli bir madde veya yöntem yerine daha az zararlı ya da zararsız madde veya yöntem kullanılması.
    • Havalandırma: İş yeri ortamında ortaya çıkan tozun ortamdan uzaklaştırılmasıdır.
    • Islak-Yaş Yöntem: Toz kaynağına su püskürtülmesi ile tozlanmanın önüne geçilmeye çalışılmasıdır.
    • Kapatma: Tozun çıktığı alanın kapatılmasıdır.
    • Ayırma: Tozlu bir işlemin, diğer çalışma alanlarının dışında başka bir yerde yapılmasıdır.
  • Tıbbi Önlemler

    • İşe Giriş Muayenesi: İş yeri hekimlerince yapılan, çalışanın işe kabulünden önce adayın işe sağlık açısından uygun olup olmadığının değerlendirilmesidir.

    • Periyodik (Aralıklı) Muayene: İş yeri hekimince çalışanın belirli aralıklarla standart muayenelerinin yapılmasıdır.
    • Kişisel Koruyucu Donanım Kullanımı: O iş için gerekli maske, gözlük, baret, giysi, eldiven vb. donanımların kullanılmasının sağlanmasıdır.
    • Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanmalıdır.
    • Sigara gibi alışkanlıkların önlenmesi, kullananların ise bırakmaları konusunda desteklenmelidir.

İş Yeri Ortamında Ergonomik Koşullar ve Kontrol Altına Alınması

Ergonomi, çevrenin, yaşam ve çalışma koşullarının insan özelliklerine uygun hale getirilmesi olarak tanımlanmaktadır.

Bir tasarımın ergonomik olduğunu belirleyen ölçütler:

  • Kullanıcıya uygun olmalıdır.
  • Kullanımı kolay olmalıdır.
  • Rahatlığı ve konforu arttırmalıdır.
  • Sağlık ve güvenliği artırmalıdır.
  • Performansı ve iş verimliliğini artırmalıdır.

Ergonomi 3 bölümde incelenir:

  1. Fiziksel Ergonomi
  2. Bilişsel Ergonomi
  3. Örgütsel Ergonomi

Fiziksel Ergonomi: Fiziksel çevrenin insanın antropometrik, anatomik ve fizyolojik özelliklerine uygun olmasıdır.

Bilişsel Ergonomi: İşin bilgiyi algılama, anlama ve işleme gereksinimleriyle ilgilenir.

Örgütsel Ergonomi: Örgütün, kuruluşun, kurumun veya iş yerinin yapılandırılması ve işleyişinin sağlanmasında yararlanılan bir anlayıştır.

İş Yeri Ortamında Psikososyal Etkenler ve Kontrol Altına Alınması

İş yeri ortamında, işveren, çalışanlar, hizmet alanlar ve diğer insanlar arasındaki ilişkiler iş yeri ortamının psikososyal yapısını oluşturur. Birleşmiş Milletler İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü iş stresini, işin gerekleri, çalışanın ihtiyaçları, kapasitesi ya da kaynaklarıyla uyuşmadığı zaman oluşan zararlı fiziksel ve duygusal tepkiler olarak tanımlamaktadır. Stresin psikososyal belirtileri şunlardır:

  • Sigara ve alkol kullanımının artması,
  • Duygusal ve fevri davranışlar,
  • Çalışanın iş kazasına uğraması,
  • Ev çevresinde diğer insanlarla kurulan ilişkilerde azalma,
  • Aile ve toplum içi rollerin yürütülmesinde beceriksizlik,
  • Sosyal yalıtım

İş Stresinin Sonuçları:

  • Aşırı hareketlilik veya aşırı durgunluk,
  • Yaşama karşı ilgi ve isteklerin azalması,
  • Psikosomatik yakınmalar (sıkıntıların bedene yönlendirilmesi) veya hipokondriyazis (hastalığı olmadığı halde kendini hasta hissetme)durumların görülmesi,
  • İşten doyum alamama ve tükenme sendromu yaşama,
  • Sigara, çay, kahve, alkol tüketiminin artması ve madde bağımlılığı görülmesi,
  • Anksiyete (endişe, sıkıntı hali) veya depresyona girme,
  • Karoshi Sendromu denilen, aşırı çalışmaya beyin veya kalp damarlarından birinde kanamaya bağlı ölüm,
  • Midede şişkinlik, dolgunluk hissi, geğirme, bulantı,
  • Bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı kişinin bulaşıcı hastalıklara karşı direncinin azalması, daha sık hasta olma ve hastalıkların daha uzun ve ağır seyretmesi.

İş Stresi ile Başa Çıkma Yolları

Kurumsal önlemler stresle baş etmekte çok önemlidir. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Çalışana destekçi bir örgütsel hava oluşturulmalıdır.
  • Çalışanlarını monotonluktan kurtarmak için görevleri zenginleştirilebilir.
  • Örgütsel ilkelere uygun kişilerin rolleri belirlenebilir.
  • Çalışanlar arasında rekabetin olumlu sonuçları olabilir.
  • Çalışanlara kariyer ve mesleki gelişim yolları açılabilir ve fırsatları oluşturulabilir.

İş Yeri Ortam Faktörlerinin Değerlendirilmesi

İş yeri ortamında varlığı saptanan faktörlerin ortamdaki düzeyi, ölçümlere dayalı olarak belirlenmelidir. İş yeri ortamında herhangi bir etkenin saptanmasından sonra bulunan düzeyin, çalışanların sağlığı bakımından tehlike oluşturup oluşturmadığının irdelenmesi gereklidir. Bu konuda uluslararası normlar da dikkate alınarak hazırlanmış olan standartlar vardır. Bu standartlardan en çok kullanılan şunlardır:

  • Müsaade Edilen Azami Konsantrasyon (MAK)
  • Eşik Sınır Değer (ESD)

Müsaade Edilen Azami Konsantrasyon (MAK): Atmosfer kirleticilerinin, günde 8 saat maruz kalmak suretiyle uzun süre çalışan işçilerin sağlıklarına zararlı etkisi olmadığını kabul edilen en yüksek konsantrasyondur. İş yeri ortamında hiçbir zaman ulaşılmaması veya aşılmaması kabul edilen düzeydir. Aşılması durumunda akut toksik belirtiler ortaya çıkabilir.

Eşik Sınır Değeri (ESD): İş yeri havasında var olup, 8 saat veya haftada 40 saat çalışma süresi içinde maruz kalındığında tüm işçilerin sağlığına zarar verdiği kabul edilen değerdir. Çalışma süresi içinde bazı zamanlarda aşılması tehlike oluşturmaz, önemli olan ortalama değerin ESD düzeyini aşmamasıdır. Günlük uygulamalarda daha çok ESD kullanılmaktadır.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi