Hijyen ve Sanitasyon Dersi 8. Ünite Özet

Özel Konularda Hijyen

Hijyen ve Eğitimi

Birey ve toplum sağlığının korunup geliştirilebilmesi için hijyen çok büyük öneme sahiptir. Alınacak hijyen önlemlerinin etkinliği ise, hijyen kurallarının birey, aile ve toplumdaki tüm kişiler tarafından ve kesintisiz, sürekli bir şekilde uygulanmasına bağlıdır. Bu nedenle birey, aile, toplum, çalışanlar, hatta çok küçük yaşlardan başlayarak yani yaş sınırlaması olmaksızın herkesin hijyen konusunda eğitimleri gerekli ve zorunludur. Hijyen eğitiminin niteliklerine geçmeden önce, aşağıdakileri bazı kavramları iyi açıklamak ve bilmek gerekir. Kavramlar şunlardır:

Bilgi; bireylerde genellikle deneyimler sonucu bir konu hakkında elde edilen kazanımlardır. Öğretim; bilginin belirlenen amaç ve hedeflere göre, belirli bir program içerisinde kişi ve kişilere aktarılmasıdır. Öğrenme; bilginin belirlenen amaç ve hedeflere göre, belirli bir program içerisinde kişi ve kişilere aktarılmasıdır. Tutum; aktarılan ve algılanan bilgilerin hem kendi toplumsal ve kültürel yapısından, hem de diğer toplumlar ve kültürel özelliklerinden etkilenerek kişide oluşan, oluşturulan, kazandıran düşünce, duygu ve değer yargıları gibi özelliklerdir. Eğitim; bireyin öğrendiği ve olumlu yönde geliştirilen tutumları sonucu istenilen yönde davranış değişikliği oluşturma sürecidir.

Hijyen eğitimlerinde 4 önemli nokta üzerinde durulması gerekmektedir. Bunlar;

  • Eğitim verilen birey veya bireylerin sağlık, sağlığın korunması ve geliştirilmesi, hijyen kuralları ile ilgili şu ana kadar bildiklerinin ve öğrendiklerinin bilinmesi,
  • Hijyen eğitimine neden gereksinim duyduklarının veya duyacaklarının belirlenmesi ve bunların vurgulanması, à İstenilen ve olumlu davranış değişikliğinin alışkanlık haline getirilerek kesintisiz ve sürekli uygulanmasının sağlanması, Bunun için de konuya uygun belirli aralıklarla anımsatmaların yapılması,
  • Hedef grubun niteliğine uygun hijyen konuları ve eğitim tekniklerinin kullanılması.

Hijyen eğitimi sadece kirlilik ve kontaminasyon üzerinden konunun algılanmasıdır. Bu konu da ağırlıklı olarak mikrobiyolojik, kısmen kimyasal kirlilik ve kontaminasyonun bertaraf edilmesi, yani temizlenmesi üzerinde durulmaktadır. Hijyen, sağlığı olumsuz yönde etkileyen etkenlerin kontrol altına alınması ile ilgili uygulamalarıdır. Bu bağlamda sağlığı etkileyen etkenler şunlardır: Fiziksel etkenler, Kimyasal etkenler Biyolojik etkenler, Çevredeki ve yaşam alanlarının ergonomik özellikleri, Psikososyal etkenler. Hijyen eğitimlerinde, eğitim yapılan grubun ve yerin niteliğine uygun olarak ve buralara özgün olarak belirlenen bu beş etkene ait tehlike ve risklerin kontrol altında alınması üzerinde durulmalıdır. Hijyen eğitimlerinde önemli başka bir konu ise, eğitim ve yerin niteliğine uygun olarak ve buralara özgün olarak belirlenen bu beş etkene ait tehlike ve risklerin kontrol altında alınması üzerinde durulmalıdır. Hijyen eğitimlerinde önemli başka bir konu ise, eğitim ekibinin niteliğidir. Eğitimi yapacakların hem hijyen konusunda güncel ve bilimsel bilgilere sahip olmaları, hem de eğitim yapılacak grupların niteliğine uygun eğitim tekniklerini kullanabilmeleri gereklidir. Bu bağlamda çocuklarla ilgili eğitimler için ise; “pedogojik formasyon”, erişkinlere yönelik yapılacak eğitimler için ise, “androgojik formasyon” konularında yetkili, bilgili ve deneyimli kişilerce hedef gruba özgü hijyen eğitimleri yapılmalıdır.

Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca 5 Temmuz 2013 tarih ve 28698 Resmi Gazete sayılı “Hijyen Eğitimi Yönetmeliği” çıkartılmıştır. Bu yönetmeliğin amaçları şu şekilde belirtilmiştir: “Gıda üretim ve perakende iş yerlerinde, insani tüketim amaçlı sular ile doğal mineralli suları üreten iş yerlerinde ve insan bedenine temasın söz konusu olduğu temizlik hizmetlerinin verildiği iş yerlerinde çalışanlara yönelik hijyen eğitimi programlarının planlanmasına, eğitimlerin verilmesine, iş yeri sahibinin, işletenlerin ve çalışanların bu konudaki sorumluluklarına, bu iş yerlerinde çalışmaya engel bulaşıcı hastalıkların ve cilt hastalıklarının belirlenmesine ve bu hastalıkların iyileşme hâlinin tespitine ilişkin usul ve esasları belirlemektir.” Hijyen eğitimi Yönetmeliği’nde Hijyen eğitiminin zorunlu olduğu iş kolları ise şunlardır: gıda üretim ve perakende iş yerleri; insani tüketim amaçlı sular ile doğal mineralli suların üretimini yapan iş yerleri; kaplıca, hamam, sauna, berber, kuaför, dövme ve pirsing yapılan yerler, masaj ve güzellik salonları; otel, motel, pansiyon ve misafirhane gibi işlerdir.

Kronik Sağlık Sorunlarında Hijyen

Kronik hastalıklar, tıbbi tedavi ve rehabilitasyona rağmen hastalığın ve oluşturduğu diğer sağlık sorunlarının uzun süre veya yaşam boyu sürmesidir. Kronik hastalıklar ve bunların ortaya çıkardığı sağlık sorunları zamanla birçok organ ve sistemde hasarlara neden olabilmekte ve böylece bireyin günlük yaşam kalitelerini olumsuz bir şekilde etkilemekte, yaşamsal fonksiyonları tehdit edebilmektedir. Bundan dolayı hemen her yaş grubunda görülebilen değişik nitelikteki bu hastalıklar uzun süreli bakım ve tedavi gerektirmektedir. Bunun bakım ve tedavinin yanı sıra bu hastalıklarda sağlık ve hijyen önlemleri ve ilkelere dikkat edilmelidir.

Diyabetes mellitus (DM), pankreasın insülin adı verilen hormonu yeterli miktarda üretememesi ya da vücuttaki hücrelerin insülini yeterli düzeyde kullanamaması sonucu oluşan, ömür boyu devam eden, kronik birhastalıktır. Bu kronik hastalık, zaman içerisinde göz, beyin, böbrek, sinir vb. doku ve organlarda akut ve kronik hasarlara (komplikasyonlara) neden olabilir. Kronik komlikasyonlarından birisi olan diyabetik ayak denilen bir durumdur. Diyabetik hastalarda beslenme sorunları, tütün ürünlerinin kullanılması, ilaçların ve diğer tedavi yöntemlerinin doğru kullanılmaması gibi nedenlerden dolayı el ve ayaklardaki sinir hücrelerinde hasarlanma (nöropati) ile damar hastalıkları ortaya çıkar. Bunun sonucunda ayaklarda en küçük bir yara oluşumu ciddi sorunlara neden olur. Özellikle bu yaralara mikrop bulaşması sonucu “Diyabetik ayak” denilen, parmak, ayak hatta bacağı tehdit eden, hasta için uzun ve sıkıntılı bir süreç ortaya çıkabilir. Kangren ; doku ve organlara kan taşıyan damarların herhangi bir sebeple görevini yerine getirememesinden dolayı hayati fonksiyonlarını kaybetmeleridir. Bu nedenlerden dolayı, diyabetik hastaların kişisel hijyenleri, özellikle ayak hijyenleri çok önemlidir.

Sağlıkla İlgili Özel Dönemlerde Hijyen

Menstruel (Adet) döngü, ergenlik dönemine giren kadınların ovumlarında (yumurtalık) ve buna bağlı olarak uteruslarında (rahim) meydana gelen değişiklikler sonucu ortaya çıkan döngüdür. Normal menstrüel döngü, mensin (adet kanamasının) sonlandığı zamandan başlayarak ortalama 28 gün sürer. Genelde 12 yaş civarında başlar, ortalama 7 günden az sürer ve menapozla (50 yaştan önce) sonlanır. Menstruel (Adet) döngüsü döneminin ilk günlerinde östrojen adı verilen hormonun salgılanması ve belirgin bir noktaya ulaştığı zaman Luteinize edici hormon (LH) salınımı ile birlikte ovulasyon (yumurtlama) gerçekleşir. Ovulasyondan sonra progesteron adı verilen bir başka hormon salgılanmaya başlar. Progesteron sperm hücresi ile döllenmiş yumurtanın uterusta (rahimde) tutunabilmesi için burayı hazırlar. Bu olay gerçekleşmez ise yaklaşık 14 gün sonra uterusun iç yüzü (endometriyum) bütünlüğünü koruyamaz ve yaklaşık 5-7 gün süren kanama meydana gelir. Bu kanamaya “menstruel” veya “adet kanaması” denir. Kadınlarda menstrüel döngünün geç döneminde ortaya çıkan, memelerde şişkinlik, baş ağrısı, halsizlik, kilo alımı gibi fiziksel; depresif duygu durumu, gerginlik, sinirlilik, huzursuzluk gibi ruhsal belirtilerle kendini ortaya koyan tabloya ise “Premenstruel Sendrom (PMS)/Adet Öncesi Gerginlik Sendromu/Regl Sendromu” denir. Bu genellikle mensturasyonun başlamasıyla ortadan kalkar. Genital (Üreme organlarının yer aldığı) bölge, mahremiyet nedeniyle örtülü olduğundan vücudun sıcak, nemli, ayrıca sindirim ve boşaltım sisteminin atıklarının atıldığı yer olması nedeniyle oldukça kirli bölgelerinden olup, mikroorganizmaların kolayca yerleşip çoğalabilmesi açısından çok elverişlidir. Kadınlarda ürogenital ( boşaltım ve üreme sistemi) enfeksiyonlara neden olabilmektedir. Kadının ürogenital organlarını koruyan doğal bir savunma sistemi vajinal akıntı (renksiz, kokusuz ve asidik özellikte) bulunmasına rağmen genital hijyen konusundaki bilgisizlik, yanlış inanç ve uygulamalar, buralardaki sağlık sorunlarında sağlık kurumlarına başvuru yapılmaması nedeniyle vajinal enfeksiyonların görülme sıklığı oldukça yüksektir. Unutulmamalıdır ki, genital hijyen, kadın sağlığını korumada en önemli uygulamalardan biridir.

Menstruel dönemde hijyenik uygulamalar şunlardır: Mens/adet döneminde de her gün, gün aşırı veya en azından haftada 2 defa banyo yapılmalıdır. Enfeksiyon riskinin yüksek olduğu bu dönemde, banyo yapmak enfeksiyonları önlediği, fiziksel ve psikolojik rahatlık sağladığı için oldukça önemlidir. Oysa bu dönemde banyo yapmamak, dini ve kültürel gerekçelerle yaygın olarak yapılan hatalı bir davranıştır. Genital bölge temizliği yetersiz olduğunda, normal vajinal akıntı kaşıntı ve enfeksiyon kaynağı olabilmektedir. Ancak bu bölgenin temizliği ile ilgili bazı uygulamalarda doğal floranın (deri üzerinde normalde var olan mikroorganizmaların oluşturduğu tabaka) bozulmasına ve vajinal enfeksiyonlara yatkınlığın artmasına neden olabilmektedir. Vajinal bölgede sabun ve kimyasal ürünlerin kullanımı, florayı olumsuz etkilemesi nedeniyle, önerilmemektedir. Alt iç çamaşırı her gün, kirlendiyse hemen değiştirilmesi oldukça önemlidir. Tuvalet sonrası tuvalet kağıdı kullanmalı, dışkılama sonrası temizlik önden arkaya doğru yapılmalıdır. Tuvalete girmeden önce ve çıktıktan sonra, ped değiştirmeden önce ve sonra el sabun ve su ile iyice yıkanmalıdır. Bu dönemde idrar yollarının etkilenmemesi için sıvı alımı artırılmalı, kabızlığı önlemek için beslenme (posalı yiyecekler tüketilmeli) ve fiziksel aktiviteye dikkat edilmelidir.Prementruel sendrom için ise; Kadınların çevresindeki insanların psikolojik desteği ve anlayışı önemlidir. Kadınlara yaşı ilerledikçe bunun azalacağı anlatılmalıdır. Bu süreçte kadının hobilerle uğraşması yararlı olabilmektedir. Kahve, çay, kola, alkollü içecekler fazla tüketilmemelidir. Bunlar PMS bağlı baş ağrılarının ve meme ağrılarının kötüleşmesine neden olabilir. Sigara kullanılmamalıdır. Çünkü nikotin vücutta su tutar hormonal sistemi uyararak PMS’nin başlamasına neden olur. Vücutta genel şişlik (ödem) olanlarda tuz kısıtlanmalıdır. Yine diyette kırmızı et azaltılmalı, balık, sebze ve meyve tercih edilmelidir. Düzenli fiziksel aktiviteler ve açık havada yürüyüşler PMS’nin belirtilerini azaltır.

Gebelik ve doğum bir kadın için fizyolojik olarak, vücut yapı ve fonksiyonlarına uygun durumlardır. Ancak bu fizyolojik durumlar sağlık açısından kontrol altında tutulmazsa sorunlar oluşabilir ve patolojik bir duruma dönüşebilir. Gebelikte, doğum sırasında ya da doğumdan sonraki 6 hafta içinde meydana gelen, gebelikle doğrudan ya da dolaylı ilişkili nedenlerden dolayı kadının ölümüne “anne ölümü” denir. Bunun önlenmesi için “ Güvenli Annelik Programı” geliştirilmiştir. Anneliğin güvenli olması; kadının ve çiftlerin gebelik zamanını, sayısını, aralığını kadının sağlığı için en uygun şekilde düzenleyebilmeleri için gereken sağlık hizmetinin verilmesi, gebelik bakımına ulaşmalarının ve almalarının sağlanmasıdır. Bunun için; İstenmeyen gebeliklerin azaltılması, Yüksek riskli gebeliklerin azaltılması, Komplikasyonların etkin tedavilerinin yapılması ve ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Güvenli Annelik Programında; kadının sağlıklı bir şekilde gebeliğe başlaması, sürdürmesi ve doğumunu yapabilmesi için sunulması istenen sağlık hizmetleri bulunmaktadır. Bunlar;

Gebelik Öncesi; Aile planlaması hizmetlerinin var edilmesi, sunulması, danışmanlık hizmetlerinin verilmesi, eğitimlerin yapılması, Gebeliğin planlanması ile ilgili eğitimlerin verilmesi, Kadında var olan hastalıkların enfeksiyon ve kronik hastalıkların kontrolü ve tedavisinin sağlanması, Beslenme eğitiminin yapılması, Gebelikten 3 ay önce, hekim önerisi ile demir ve folatın (folik asit) kullanılması, Cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesi, kontrolü ve tedavilerinin sağlanması, Tetanoza karşı bağışıklamanın yapılması, Gebeliğe hazırlama ve ilgili eğitimlerin verilmesidir.

Doğumda, Doğumların; Sağlıklı koşullarda, Sağlık kurumlarında, Doğum konusunda yetkilendirilmiş ve eğitilmiş sağlık personeli (doktor, ebe) yardımı ile yapılmasının sağlanması, Doğum sırasında meydana gelebilecek komplikasyonların erken fark edilmesi, İlk basamakta uygun girişimlerin yapılması, Daha uygun sağlık hizmeti sunulan merkeze taşınması ve orada tedavilerinin yapılmasının sağlanmasıdır.

Doğum Sonrasında; Doğum sonu izlemlerin ve bakımların yapılması, Doğum sonu komplikasyonların erken dönemde saptanması ve tedavilerinin yapılmasının sağlanması, Aile planlaması eğitimlerinin ve hizmetlerinin verilmesi, Anne sütü ile ilgili eğitimlerin yapılması ve emzirmenin teşvik edilmesi, Annenin beslenmesi ile ilgili eğitimlerin verilmesidir.

Gebelikte bir kadın için gerekli olan sağlık ve hijyen önlemlerini şu şekilde özetlemek mümkündür: Gebenin kişisel hijyeni çok önemlidir. El ve genel vücut temizliğine özen gösterilmelidir. Çok sıcak olmayan, ılık su ile sık sık ayakta duş alınmalıdır. Cilt kuruluğu, kaşıntı ve çatlaklara karşı banyodan sonra nemlendirici özelliği olan losyon veya kremler kullanılabilir. Gebelikte vajinal akıntı artısı olur. Bu nedenle alt iç çamaşırı sık sık değiştirilmelidir. İç çamaşırlar nemlenmeyi önleyici nitelikte (pamuk vb.) olmasına dikkat edilmelidir. Çoraplar, pamuk ve yün gibi nemlenmeyi önleyici nitelikte olmalı, lastik kısımları bacaklarda dolaşımı bozacak şekilde sıkı olmamalı ve hatta lastiksiz ve dikişsiz tercih edilmelidir.

Ayaklardaki şişmeye, ödeme bağlı olarak ayakkabı seçimine dikkat edilmelidir. Ayakkabı ve terlikler kaygan olmamalı, yüksek topuklu olmamalı, alçak olmalı, düztabanlı olmalı, çorapsız giyilmemeli, ortopedik ve rahatlığı artırıcı şekilde olmalıdır. Giysiler, ağırlık artışı nedeniyle büyüyen beden ölçülerine uygun olmalıdır. Pamuklu, terletmeyen giysiler tercih edilmelidir. İç çamaşırlar da bu şekilde tercih edilmelidir. Özellikle sıcak günlerde aşırı ter oluşumuna neden olan giysiler tercih edilmemeli, aşırı giyimden kaçınılmalıdır. Kan dolaşımını engelleyen kemer, dar pantolon, yüzük, bilezik, kolye vb. kaçınılmalıdır. Dişler mümkünse her öğünden sonra ve yatmadan önce, ama günde en az iki kez mutlaka yumuşak diş fırçasıyla fırçalanmalıdır. Gebeliğin ilk aylarında diş hekimi kontrol muayenesi yaptırılmalıdır. Kadının bu dönemde beslenme kurallarına uygun bir şekilde davranması gerekir. Aşırı veya tersine az yemek zararlıdır. Yeterli ve dengeli beslenme için hem hayvansal (et, balık, yumurta, süt, süt ürünleri, vb. hem de bitkisel (baklagiller, sebze, meyve, kuru meyve vb.) ürünler tüketilmelidir. Aşırı şeker, yağ ve tuzdan kaçınmalıdır. Tüketilen tuz, iyotlu olmalıdır. Çay ve kahve gibi içecekler kansızlık ve çarpıntı yapacağından az tüketilmelidir. Yine gazlı içecekler ve alkollü içkilerden kaçınılmalıdır. Özellikle idrar yollarında enfeksiyon gelişmemesi için gebenin günlük su alım miktarı biraz artırılmalıdır. Gebelik döneminde zayıflamak için rejim yapmak, ibadet amacıyla oruç tutulması sakıncalıdır. Gebelikte ağırlık artışına dikkat edilmelidir. Kadının gebelik öncesindeki ağırlık ve boyuna göre ideal ağırlık artışında farklılık olabilir. Genelde 9-12 kg’lık bir artış normal kabul edilir. Ağırlıkta 15 kg’nın üzerindeki artış ise riskli olabilir. Kişisel hijyen alışkanlıklarından olmak üzere gebe kadın alaturka tuvalet yerine, klozet kullanmalı, tuvalet kağıdı kullanmalı, tuvalet temizliğini önden arkaya yapmalı, vajinaya tampon konulmamalıdır. Uzun süre ayakta kalınmamalı, dinlenirken ayaklar yükseltilmelidir. Fiziksel aktivite gebeler için de çok önemlidir. Gece uykusu dışında gündüzleri de 1 saat dinlenilmelidir. Bel ve sırt ağrıları için orta sert yatak tercih edilebilir. Sırt üstü yatıldığında bel boşluğuna ve diz altına havlu, yastık konularak desteklenebilir. Oturarak çalışan gebe kadınlar, ergonomik açıdan oturduğu koltuk uygun olmalı, ayaklarını yükseltmeli, devamlı oturmamalı, zaman zaman kalkıp dolaşmalıdır. Gebe kadının yük taşıması, yerden bir şey alıp kaldırması sakıncalı olabilir. Gebelikte cinsel ilişki hekim tarafından kısıtlanmamışsa ve kadın rahatsızlık hissetmiyorsa sürdürülebilir. Hormonların etkisi, vücut yapısındaki değişiklikler ve kısıtlılıklar nedeniyle duygu durum değişiklikleri görülebilir. Düzenli uyku, yeterli ve dengeli beslenme, ılık duş, açık havada yürüyüş rahatlamaya yardımcı olur. Yaşanan duyguları eş, arkadaş ve aile üyeleri ile paylaşmak faydalı olabilir. Kitap okuma, hobi ile uğraşma yararlı olabilir. Gebelerin enfeksiyon hastalıklarından korunması önemlidir. Bu nedenle el yıkama ve kişisel hijyen alışkanlıkları çok önemlidir. Bununla birlikte hekim önerilerine uygun grup (influenza) gibi aşılar yapılabilir. Ancak mutlaka tetanos aşısı yapılmalıdır. Gebelikte sağlık kontrolleri yapılmalıdır. Bu amaçla bir gebenin en az 4 defa sağlık kurumlarınca takipleri yapılmalıdır. Gebelik (kanama, enfeksiyon vb.) veya gebelikle ilişkili hastalıklar (diyabet, hipertansiyon, gebelik toksemisi veya zehirlenmesi vb.) yakından takip edilmelidir.

Yaşlılık, birçok sağlık ve sosyal sorunu beraberinde getirmektedir. Yaşlanma ile birlikte vücut hücre, doku, organ ve sistemlerinde fizyolojik değişiklikler meydana gelir. Bu değişimler genelde gerileme ve azalma gibi olumsuz yöndedir. Bu değişiklikler nedeniyle patolojik değişikliklerin, hastalıkların saptanmasında ve tanılanmasında zorluklar söz konusudur. Yaşlı bireylerin biyolojik, psikolojik ve zihinsel sağlığını sürdürmesi, bilişsel, fiziksel ve sosyal yeterlilik ve üretkenliklerinin desteklenmesi, aktif ve kimseye gereksinimi olmadan, bağımlı olmadan bir yaşam sürdürmesinin sağlanması için sağlık ve hijyen önlemleri alınmalı ve uygulanmalıdır.

Sağlık Amaçlı Kullanılan Araçların Hijyeni (Kontakt Lens, Takma Diş, Kulaklık, Gözlük)

Kornea, gözün en ön kısmında yer alan, ışığı odaklama görevi olan ve gözü dış etkenlerden koruyan, eğilimli, bombeli saydam tabakasıdır. Sklera ise, gözün dışarıdan görülen beyaz ve sert tabakasıdır. Kontakt lensler, gözde korneanın veya skleranın yüzeyine yerleştirilen saydam ürünlerdir. Kontakt lensler özelliklerine ve kullanım amaçlarına göre sınıflandırılır: Kullanım amaçlarına göre, Uygulandığı yere göre, Kontakt lensler materyal bileşimine göre, Gaz geçirgenliğine göre, Kullanım sürelerine göre, Değişimlerine göre. Kontakt lense kullanımı ile ilgili alınması gerekli sağlık ve hijyen önlemleri şunlardır: Kullanım amacı ne olursa olsun, göz hekimi tarafından yapılan muayene sonuçlarına göre belirlenen ve reçetelenen lensler kullanılmalıdır. Göz hekimi değerlendirilmesi olmadan lens kullanılmamalıdır. Ülkemizdeki mevzuata uygun yetkilendirilen optisyenlik işyerlerinden temin edilecek kontakt lensler kullanılmalıdır. Aynı şekilde lensler için kullanılan solüsyonlar yine yetkili optisyenlik işyerlerinden veya eczanelerden alınmalıdır. Kontakt lens ve solüsyonları paketlerinin üzerinde yazan saklama koşullarına göre uygun ortamlarda saklanmalıdır. Normalden farklı görünüme sahip kontakt lens ve solüsyonları kullanılmamalıdır. Kontakt lens uygulamasından önce eller çok iyi yıkanmalıdır. Ayrıca işlem bitince de eller yıkanmalıdır. Kontakt lensi kullanacak kişilerin yaşadığı ve çalıştığı yerin hijyenik ve çevresel koşulları da önemlidir. Tozlu, buhar ve dumanın fazla olduğu, ortam havasının aşırı kuru, denizden yüksekliği fazla olan yerlerde yaşayanlarda kontakt lens uygun olmayabilir.

Gözlükler, ten teması ve çevresel faktörlerle etkilenimi sonucunda mikrobiyolojik ve kısmen de kimyasal maddelerle kirlenebilmektedir. Bu durumda hem göz, hem de ciltte enfeksiyon ve allerji gibi durumlarla karşılaşılabilmektedir. Bu nedenle, gözlükler göz hekimi muayenesi ve önerisinden sonra kullanılmalıdır. Kontrolsüz gözlük satış ürünlerine güvenilmemelidir. Zararlı materyallerden üretilmiş boyaları zararlı olan gözlük camı ve gövdesi sağlık sorunlarına neden olacağı için alınmamalı, gözlük yetkili yerlerden alınmalıdır. Gözlüklerin cam, gövde ve sapları günlük olarak su ve sabun ile yıkanabilir ve yıkandıktan sonra temiz ve gözlük camını çizmeyecek şekilde yumuşak bir bezle kurulanmalıdır. Camı çizik gözlükler kullanılmamalıdır. Gözlük kullanılmadığı durumlarda ise, gözlük kabına konulmalıdır. Ayrıca herkesin kendine ait gözlüğü olmalıdır.

İşitme cihazları hemen her yaşta işitme kaybı olan kişilerce kullanılan cihazlardır. Bununla birlikte dış kulak yolu hem dış etkenlere açık olması, hem de kendisinin yağlı bir salgı üretmesi nedeniyle kirli, kontamine olarak kabul edilen bir yerdir. İşitme amacıyla kullanılan bu cihazlar bu nedenle hem kendisi kirlenmekte, hem de dış etkenleri buraya taşıyabilmektedir. Bu nedenle dış kulak yolunda enfeksiyon ve allerjiler görülebilmektedir. İşitme cihazları kulağa giren kulaklık ve kulağa tutunmasını sağlayan kulak kalıbından oluşur. Kulaklıklar ise hem ses ve soğuktan kulağı korumak, hem de haberleşme veya dinleme amaçlı olarak kullanılabilmektedir. Kulağın içine giren kulaklıklar işitme cihazları gibi enfeksiyon ve alerji riskleri taşıyabilir.

İşitme cihazları ve kulaklıklar ile ilgili alınabilecek sağlık ve hijyen önlemleri şunlardır: İşitme cihazları kulak burun boğaz uzmanı hekimlerce yapılan muayene sonucunda, onların önerilerine uygun şekilde kullanılmalıdır. İşitme cihazları her zaman dikkatli kullanılmalı, kulaklık kısmı nem ve sıcaktan korunmalıdır. İşitme cihazları kullanımda değilken kapalı konumda ve kutusunun içinde saklanmalıdır. İşitme cihazının pillerinin düzgün çalıştığı kontrol edilmeli ve dolu yedek pil bulundurulmalıdır. İşitme cihazları kişiye özel olmalıdır. Kullanıldıktan sonra kulaklık ve kalıp kısmı önce kuru bir bezle yavaşça silinmeli, kulak kirinin kulaklığı tıkamaması sağlanmalıdır. İşitme cihazı üreticisinin önerdiği temizleme solüsyonları kullanılabilir. İşitme cihazları kozmetik ürünlerden ve saç spreylerinden korunmalıdır. Kullanım amacı ne olursa olsun tüm kulaklıklar kişiye özgü olmalıdır. Başkasının kulaklığı kullanılmamalıdır. Günümüzde eğlence amaçlı TV, bilgisayar vb. cihazlara bağlı olarak kullanılan kulaklıklar da kişiye özgü olmalıdır. Kulaklıklar da kullanımdan sonra kuru bezle ve yapısına uygun olarak üreticisinin önerdiği uygun temizleme solüsyonları ile silinerek temiz bir bez veya saklama kutusuna konulmalıdır. Eğlence ve dinleme amaçlı kullanılan kulaklıklar yüksek sesle kullanılmamalıdır.

Cep telefonu kullanımının sağlık üzerine olası etkilerinin önüne geçebilmek için alınması gereken sağlık ve hijyen önlemleri şu şekilde özetlenebilir: Cep telefonları elektrik prizinde şarja bağlı iken kullanılmamalıdır. Cep telefonları ile konuşma süresi kısa tutulmalıdır. Bunun için önerilen süre bir kulak için “6” dakikayı aşmamaktır. Cep telefonu kullanırken kablolu kulaklık kullanılmalıdır. Kablolu kulaklık kullanırken cep telefonu cihazı vücuttan uzak tutulmalıdır. Bluetooth kulaklar da iletişimlerini radyofrekans üzerinde yaptıkları için tercih edilmemelidir. Mikrofon da bir diğer önerilen kullanım şeklidir. Görüşme için arama yapılırken cep telefonu cihazı kulakta tutulmamalıdır. Cep telefonu baz istasyonuna ne kadar uzaksa, o kadar daha yüksek güçte çalışır. Bu nedenle görüşme için yapılacak aramalarda telefonun çekim düzeyi kontrol edilmeli, düşük yerlerde zorunlu kalmadıkça kullanılmamalıdır. Yürüme sırasında ve araçla hareket hâlinde zorunlu kalmadıkça cep telefonu kullanılmamalı, kullanılırsa kısa kesilmeli ve konuşma uzatılmamalıdır. Cep telefonunu cihazı açık olarak, beden üzerinde bir yerde bulundurulmamalıdır. En az 30-40 cm uzakta tutulmalıdır. Cep telefonundan yayılan elektromanyetik alanın vücutta soğrulmasının ölçüsüne “ SAR (Specific Absorption Rate) ” denir. Avrupa Birliği standartlarında bir cep telefonunun kabul edilebilir SAR değer_ 10 gram dokuda 2 W/kg’dir. SAR değeri düşük cep telefonu cihazları tercih edilmelidir. Cep telefonu cihazları günlük olarak üretici firmanın önerdiği temizleme solüsyonları ile temizlenmelidir. Mümkün olduğunca başkasının cihazı kullanılmamalı ve dokunulmamalıdır. Kullandığınız veya alacağınız cep telefonu cihazının SAR değerini paketinden, üretici ve satıcı firmadan sorgulayınız ve araştırınız. Bu sağlığınız açısından yararlı olabilir. Sağlığınız için cep telefonunuzu gerektiğinde, sürelerine dikkat ederek, kısa görüşmeler yaparak kullanınız. Cep telefonunuzu “çılgınca” kullanmaktan kaçınınız.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi