Müzecilik ve Sergileme Dersi 4. Ünite Özet

Müze Türleri

Giriş

Müze türleri konularına, konumlarına ve sunumlarına göre farklılaşmaktadır. “Ulusal değerler” kavramının önem kazanması ve ulusal değerlerin sergilenmesi aşaması beraberinde müze organizasyonlarında, bugünde müze deyince akla gelen dört temanın şekillenmesine neden olmuştur. Bu temalar;

  1. Sanat,
  2. Tarih,
  3. Doğa bilimleri ve
  4. Teknik bilimlerdir.

UNESCO’nun 1958 tarihli Brezilya Bölgesel Semineri’nde belirlenen gruplamaya göre müzeler ilgili oldukları bilim dallarına göre şöyle sınıflandırılmıştır:

  1. Sanat Müzeleri,
  2. Modern Sanat Müzeleri,
  3. Arkeoloji, Tarih ve Kültürel Miras Müzeleri,
  4. Etnografya ve Folklor Müzeleri,
  5. Doğa Tarihi Müzeleri,
  6. Bilim ve Teknoloji Müzeleri,
  7. Bölge Müzeleri,
  8. Uzmanlık Müzeleri,
  9. Üniversite Müzeleri.

ICOM’un Hollanda’da 5 Eylül 1986’da toplanan Genel Kurulunda benimsenen ve Norveç’te 7 Temmuz 1995’te toplanan 18. Genel Kurulunda yeniden düzenlenerek kabul edilen bildirgenin 2. maddesinde (1.a şıkkında) müzelerin ana tanımının;

  • Bağlı olduğu idari birime göre,
  • Bölgesel özelliğine göre,
  • İşlevsel yapısına göre,
  • Koleksiyon çeşidine göre,
  • Sergileme yöntemlerine göre değişmeyeceğini, ancak bu gruplamanın müzelerin türlerinin belirlenmesinde önemli rol oynadığı vurgulanmaktadır.

Koleksiyonlarına Göre Müze Türleri

Koleksiyonlarına göre müze türleri;

  • Genel Müzeler,
  • Arkeoloji Müzeleri,
  • Sanat Müzeleri,
  • Etnografya Müzeleri,
  • Doğa Tarihi ve Jeoloji Müzeleri,
  • Bilim ve Teknoloji Müzeleri,
  • Endüstri Müzeleri ve
  • Ekonomüzeler olarak sıralanabilir.

Genel Müzeler

18., 19. ve 20. yüzyılın başlarında kurulmuş olan genel müzeler, içlerinde bir çok koleksiyonları barındırdıkları için diğer müze türlerine göre en ideali olarak kabul edilmektedir. Çok sayıda disiplini içeren ya da disiplinler arası olarak da bilinmektedir.

Arkeoloji Müzeleri

Arkeoloji Müzelerini arkeolojik kazılardan çıkarılan eserlerden oluşan müzeler olarak tanımlamak doğru olacaktır. Bu tür müzelerin birçoğu Atina Agorası ya da Roma Forumu gibi açık havada yer alır. Diğerleri ise arkeolojik sit alanlarında ele geçen eserlerin sergilendiği binalardır. Bazı Arkeoloji Müzeleri Batı Avusturalya Müzesi’nde olduğu gibi sadece denizcilik ile ilgili arkeolojik eserlerin sergilendiği müzeler olarak karşımıza çıkabilir. Ülkemizde en yaygın müze türü Arkeoloji Müzeleri’dir. Bu müzelerde Anadolu’nun tarih öncesi dönemlerinden, Bizans’ın son yıllarına kadar binlerce yıllık maddi kültür belgeleri sergilenmektedir.

Sanat Müzeleri

Sanat değeri taşıyan eserlerin, birkaç yüzyılın sanat birikimini ya da sanat akımını tablolar, çizimler, heykeller şeklinde sergileyen ve gelişmeleri izleyen müzelerdir. Bu müzeler seramik, maden, mobilya, sanatçı kitapları gibi koleksiyonlara sahip olabilir. 1764 yılında kurulan St. Petersburg Hermitage Müzesi ilk özel sanat müzesi olması açısından önemlidir. Modern Sanat müzeleri de Sanat Müzeleri içinde değerlendirilmektedir. New York’ta bulunan ve 1919 yılında kurulan Modern Sanat Müzesi (MoMA) önemli örnekler arasındadır.

Etnografya Müzeleri

Etnografya müzeleri foklor, halk sanatı ve gelenekleri, ileri kültürlere ait etnografik değerdeki koleksiyonları içerir. Bu müzeler, sergilemeleri ve canlandırmaları aracılığıyla halk kültürünü yansıtan, kuşaktan kuşağa bilgi aktarımında etkin rol oynayan müzelerdir.

Tarih Müzeleri

Tarih müzeleri tarihî ve tarihin bugün ve gelecek ile ilişkili özelliklerini irdeleyen, bir kurumu, bir yöreyi, bir ülkeyi ya da toplumu iktisadi, siyasi ve toplumsal açıdan inceleyen müzelerdir. Bu tür müzeler sanat ve arkeolojik objeler de dahil olmak üzere her türlü nesneyi belgeler ve sergiler.

Doğa Tarihi ve Jeoloji Müzeleri

Doğa ve kültürü odaklı sergilerin yer aldığı, halkı doğa tarihi, mineroloji, dinozorlar, zooloji, oşinografi, antropoloji gibi konularda eğitmek amaçlı kurulmuş müzelerdir. Aynı zamanda bu müzelerin ilgi alanı içinde evrim, çevre sorunları ve biyolojik çeşitlilik gibi konular yer almaktadır.

Bilim ve Teknoloji Müzeleri

Dünya’daki önemli buluşların ve bilimsel başarıların tarihinin ziyaretçilere farklı etkinlikler ile sunulduğu müzelerdir. Bilim ve Teknoloji müzeleri, bilimin temel prensiplerini ziyaretçilere tanıtmak, sevdirmek, deney yaparak gözlemlerde bulunmalarını sağlamak, eğlendirmek, merak ve heyecan uyandırmak ve eğitime katkı sağlamak amacıyla kurulmuşlardır.

Endüstri Müzeleri

Tarihî fabrikalar (demir-çelik, dokuma, otomobil, lokomotif, vs.), atölyeler (döküm, basımevi, terzihane, basımevi), santraller ve malzemeleri Endüstri Müzeleri içinde değerlendirilmektedir.

Ekonomüzeler

Endüstriyelleşme karşısında hızla gerileyen geleneksel üretim metotlarının tanıtıldığı, uygulama yoluyla canlı tutulmaya çalışıldığı, koruma, araştırma, sergileme dışında ticari bir eylemin de gerçekleştirildiği müzelere Ekonomüzeler denilmektedir. Bu müzelerde üretimin nasıl yapıldığı sergilenir ve sergilenen ürünler satılır. Ekonomüze modeli ilk kez 1984 ve 1989 yılları arasında Cyril Simard’ın çalışmalarında ortaya çıkmıştır.

Bağlı Olduğu İdari Birime Göre Müze Türleri

Bağlı olduğu idari birime göre müze türleri;

  • Devlet Müzeleri,
  • Yerel Yönetim Müzeleri,
  • Üniversite Müzeleri,
  • Askerî Müzeleri,
  • Bağımsız ya da Özel Müzeler ve
  • Vakıf Müzeleri olarak sıralanabilir.

Devlet Müzeleri

Eski eserleri korumak ve değerlendirmek için kurulmuş bu müzeler devlete aittir. Türkiye’de Devlet müzelerinin büyük bir bölümü Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğu altındadır. Devlet, Kültür Bakanlığı aracılığıyla yurt içinde korunması gereken tüm eserleri ve yurt dışında ülke ile ilgili tüm eser ve belgeleri satın alma, değiş-tokuş ve bağış yoluyla toplama, koruma ve yararlandırmaya sunulması için gerekli ortamı hazırlama, resmi ve özel çalışmalar yapma konusunda öncülük ve liderlik eder.

Yerel Yönetim Müzeleri

Avrupa ve Amerika’da “Yerel Yönetime Bağlı Müzeler” önemli rol oynar. Bu grup içinde yer alan “Belediye Müzeleri” devlet tarafından desteklenir ve denetlenir, ortak amaçları genellikle halka hizmet etmektir. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) New York Metropolitan Sanat Müzesi ve Brooklyn Müzesi bu grubun içinde değerlendirilebilir. Türkiye’de ise İstanbul Belediyesi’ne bağlı Atatürk Müzesi, Karikatür ve Mizah Müzesi, İtfaiye Müzesi; Eskişehir Belediyesi’ne bağlı Eskişehir Çağdaş Cam Sanatları Müzesi örnekleri verilebilir.

Üniversite Müzeleri

Üniversite Müzeleri, eğitim, araştırma ve inceleme amaçlı kurulmuş müzelerdir. Üniversite müzeleri ve koleksiyonlarının oluşturulmasındaki etmenler, eğitim ve öğretim kurumu olan üniversite bünyesindeki fakülte ve bölümlerin verdikleri eğitime malzeme sağlamak, bu malzemeyle eğitimi desteklemek ve güçlendirmektir.

Askerî Müzeler

I. Dünya Savaşı’ndan sonra oluşturulmaya başlanan askerî müzeler, genellikle devlete bağlı ilgili ülkenin askerî otoritelerinin kontrolünde kurularak işletilen müzelerdir. Bu müzeler bağlı bulundukları komutanlıkça denetlenir ve Milli Savunma Bakanlığı’ndan destek alırlar.

Bağımsız ya da Özel Müzeler

Özel müzeler koleksiyonculuk faaliyetlerinin kurumsallaşması sonucu ortaya çıkmıştır. Bu müzelerde koleksiyonlarının yönetimi özel kişilere bağlıdır. Ancak özel olmalarına rağmen kuruluşlarını onaylayan devlet tarafından denetlenir ve aynı zamanda devlet tarafından da desteklenebilir. Bu müzeler; çeşitli kuruluşlar, vakıflar, gerçek ve tüzel kişilerle, bilimsel enstitülerin araştırma birimleri, çeşitli iş yerleri ve kişilerce kurulabilir.

Vakıf Müzeleri

Koleksiyon yönetimi vakıflara bağlı olarak kültür varlıklarını koruma amacıyla kurulmuş müzelerdir. Türkiye’de bu tür müzelerdeki eski eserlerin korunması ve değerlendirilmesi Vakıflar Genel Müdürlüğünce yapılmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğünün müzecilik çalışmaları oldukça eski tarihlere dayanmaktadır.

Koleksiyonlarını Sergiledikleri Mekânlara Göre Müzeler

Koleksiyonlarını sergiledikleri mekânlara göre müzeler;

  • Açık Hava Müzeleri,
  • Anıt Müzeler ve
  • Müze Evler olarak sıralanabilir.

Açık Hava Müzeleri

Genellikle eserlerin açık havada sergilendiği müzelere Açık Hava Müzeleri denilmektedir. Bu müzeler kaybolmaya yüz tutmuş olan kültürel maddi değerlerin yaşatılması, uluslararasındaki kültürel değerlerin farklılıklarının karşılaştırılmasına ve çok kültürlülüğün bir zenginlik olarak kabul edilmesine imkân sağlarlar.

Anıt Müzeler

Tarih içinde insan eliyle yapılmış, yapılı olduğu çevrede boyutları, mimarisi ve tarihî geçmişiyle nadir olma özelliği taşıyan ya da bir kentin sembolü hâline gelmiş kimi yapılar müze olarak değerlendirilir.

Örneğin, Dünya’da tek olma özelliğine sahip ve Paris kentinin sembolü hâline gelmiş Eyfel Kulesi, tarihî ve yapısal özellikleriyle tek bir müze binasından oluşmayan Mısır Piramitleri ya da Ankara kentine hakim bir noktada inşa edilmiş olan Anıtkabir.

Müze Evler

Tarihî, mimarisi ve içindeki değerler dolayısıyla korunması gereken konak ve evler birer Müze Ev olarak değerlendirilir. Bir Müze Ev, içinde orijinal kullanımına uygun mobilyaları ile birlikte tarihî bir evden ya da önemli kişilerin doğdukları, yaşadıkları evlerden dönüştürülmüş olabilir. Örneğin, Atatürk ya da Shakespeare’in doğduğu evler bu müze türü içinde değerlendirilir.

Hizmet Alanlarına Göre Müzeler

Hizmet alanlarına göre müzeler;

  • Bölge Müzeleri,
  • Halk Müzeleri ve
  • Ekomüze olarak sıralanabilir.

Bölge Müzeleri

Nüfus dağılımına göre biçimlenen Bölge Müzeleri, bölge, taşra, merkez müzeleri ya da kırsal, bölgesel, ulusal müzeler olarak da tanımlanırlar. Yeri neresi olursa olsun, büyük bir şehirden uzakta olan bir müze, bölge müzesi olarak kabul edilmektedir. Ancak asıl bölge müzesi, büyük bir merkezden uzakta bulunan, tamamen coğrafik bölgesel ya da yöresel konularla ilgili müzelerdir.

Halk Müzeleri

19. yüzyılda gelişmiş olan ve çoğu zaman bağımsız olmayan bu müzelerin bir kısmı etnografya müzeleri ile birleşmiştir. Dolayısıyla bulundukları ülkenin etnografyasında millî veya bölge müzelerinde yer alırlar. 19. yüzyılda İsveç, Norveç ve Danimarka’da arka arkaya gelişen ve amacı halka kendini ve geçmişini tanıtmak olan yukarıda Açık Hava Müzelerinde örnekleri verilen Skansen de aslında halk müzeleri içinde değerlendirilebilir. Halk müzeleri bir bina içerisinde yer alabileceği gibi bir ev, bir kasaba ya da bir çiftlik de olabilir.

Ekomüze

Küreselleşme sonucu ortaya çıkan ekomüzelerin amacı yerel ekonomik gelişme, yerel aitlik duygusunu geliştirme ve yerel kimliği korumaktır. Ekomüzeler, çevresel eğitim ilkesi olan yerli tarihi, yerel kültürleri, dinsel ve ekolojik çeşitliliği yeniden ortaya çıkarmak, tanımak, saygı göstermek ve bunlardan yararlanmak konusunda oldukça uygun mekanlardır. Ekomüze kavramı ilk defa 1971 yılında geliştirilmiştir.

Diğer Müzeler

Diğer müzeler;

  • Uzmanlık Müzeleri,
  • Sanal Müzeler ve
  • Çocuk Müzesi olarak sıralanabilir.

Uzmanlık Müzeleri

Ele aldığı konuyu çeşitli bilim dalları açısından inceleyen müzelerdir. Şarap Müzesi, Kâğıt Müzesi, Kukla Müzesi, Oyuncak Müzesi, Guguklu Saat Müzesi, Müzik Müzesi, Organik Tarım Müzesi, ‹işkence Müzesi, Spor Müzesi, Pul Müzesi gibi müzeler bu tür müzelere örnek gösterilebilir. Bu tür müzelerin gelişiminin Türkiye’de son yıllarda artış gösterdiği söylenebilir.

Sanal Müzeler

Sanal Müze, görüntü aktarma teknikleri ve iletişim teknolojileri yardımıyla gerçek müzenin ‹internet ve bilgisayar ortamına taşınmış hâlidir. Yani bir müzenin koleksiyonuna dijital olarak kaydedilmiş imge, ses dosyaları, metinler, tarihî, bilimsel ya da kültürel ilgi alanlarına elektronik ortamda ulaşılmasıdır. Dolayısıyla Sanal Müze çeşitli ortamlarda oluşturulmuş dijital objelerin birbirleriyle ilintili, mantıklı bir koleksiyondur.

Sanal Müze aynı zamanda söz konusu kurumun koleksiyonuna değil başka diğer öteki kurumların dijital koleksiyonlarına da ulaşmayı olanaklı kılar. Sanal müzeler fiziksel şartlara bağlı olmadığından sınırsız arşiv ve sergi mekânına sahiptir. Bir müzenin sanal müze olarak değerlendirilmesi için, müzenin tüm eserlerinin ‹internet ortamında sunulması, ziyaret edenler için özel bağlantıların oluşturulması, öğretmenler, öğrenciler ve özel alan uzmanları için hizmet sayfaları açılması gerekmektedir. Bu yöntemle kişi, müzeye gitme olanağı yoksa bilgisayar aracılığıyla müzedeki eserlere ve yazılı kaynaklara ulaşabilir.

Çocuk Müzesi

Çocuk müzeleri, nesneleri faydalı hâle getiren profesyonel personelli, eğitim amaçlı ve belirli günlerde halka açık olan kurumlardır. Dolayısıyla çocuk müzelerinin koleksiyonlarda çocukların ilgi ve ihtiyaçlarının yer alması oldukça önemlidir. Çocuk müzeleri geleneksel müzelerden dört temel farkla ayrılır:

  1. Eğitim her objeyi, aktiviteyi ve olayı açıklar. Her bir galeride açıklamak için bir fikir, her bir sergide anlatmak için bir hikaye, her bir gösterinin arkasında bir amaç vardır.
  2. Canlı renkler ve şiddetli ışıldıysan efektler çocukların ilgisini yakalamak için kullanılır. Etiketler kolayca anlamaya ve çağdaş dille yazılır.
  3. Sergiler daha iyi bir görünümü meydana getirmek için dikkatli bir şekilde düzenlenir.
  4. Bu müzelerde çocuk öğrenmenin en önemli kaynağıyla ilişki kurmaktadır. Çocuk müzeleri kavramı yeni değildir. Neredeyse bilim merkezlerinden daha eski tarihe uzanmaktadır. Örneğin, Brooklyn Çocuk Müzesi’nin tarihi 1899’a dayanmaktadır.

Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi