Küçük İşletme Yönetimi Dersi 8. Ünite Özet
Aile İşletmelerinin Yönetimi
Aile İşletmelerinin Yönetimi
Aile işletmeleri, kurucu girişimcinin yönetiminde faaliyetlerine devam eden, genel özellikleri bakımından küçük ve orta boy İşletme (KOBİ) niteliğinde işletmeler olarak kabul edilmektedir. Türkiye’deki aile işletmelerinin çoğunluğunun KOBİ durumunda olması, küçük işletmelerin yönetimi açısından aile işletmelerinin kendilerine özgü yapılarının bilinmesini gerekli kılmaktadır. Türkiye’de faaliyet gösteren işletmelerin % 95’i aile işletmelerinden oluşmaktadır. Ancak bu oran sonraki kuşaklara geçişte ciddi oranda düşmektedir. Aile işletmeleri, girişimci özellikleri olan aile bireyleri tarafından kurulan, sahipliği aile bireylerinin elinde olan, bu ailenin bireyleri tarafından yönetilen, yönetimi aile bireyleri içinde kuşaktan kuşağa geçen, stratejik kararları aile tarafından verilen, yönetimi aile tarafından kontrol edilen veya en azından aile tarafından etkilenen ve yönlendirilen işletmelerdir. Aile işletmeleri incelenirken, aile sistemi ve işletme sistemi ayrımı yapılmaktadır.
Aile İşletmeleri Kavramı
Aile işletmesi, sahipliği ve yönetimi bir kişi veya aileye ait olan işletmelerdir. Aile işletmeleri, sahiplik ve kontrolün çoğunluğunun bir ailenin elinde olduğu, iki veya daha fazla aile üyesinin doğrudan işin içinde olduğu işletmelerdir. Bir işletmeye aile işletmesi diyebilmek için, aşağıdaki koşulların sağlanması gereklidir;
- Nesiller arası geçişin gerçekleşmesi,
- Hisse sahipliğinin %50’den fazlasının ailenin elinde olması,
- Aile üyelerinin %50’sinden fazlasının günlük yönetim işlerinin içinde olması,
- İşletmenin kendisini aile işletmesi olarak ifade etmesi,
- İşletmenin ününün aileyle birlikte gelişmesi,
- En az iki neslin işletme yönetimiyle ilgilenmesi.
Aile işletmesi, ailenin geçimini sağlamak ve/veya mirasın dağılmasını önlemek amacıyla kurulan, ailenin geçimini sağlayan kişi tarafından yönetilen, yönetim düzeylerinin önemli bir bölümü aile üyelerince doldurulan, kararların alınmasında büyük ölçüde aile üyelerinin etkili olduğu ve aileden en az iki neslin kurumda istihdam edildiği işletmedir.
Aile İşletmelerinin Özellikleri
Aile işletmelerini diğer işletmelerden ayıran özellik, sahiplik ve kontrolün aile üyelerinde olması ve böylece ailenin işletme faaliyetlerine katılması, karışması ve etkilemesi potansiyelinin olmasıdır. Aile işletmelerinin ayırt edici bir başka özelliği ise, bu işletmelerde eski olaylar ve deneyimlerden oluşan ve bugünkü faaliyet ve ilişkileri etkileyen uzun bir tarih ve bilgi birikiminin var olmasıdır. Aile işletmelerinde;
- Girişimcilik dürtüsü işin en önemli parçasıdır,
- Sahiplik ve yöneticilik aynı eldedir,
- Nakit akışı iyidir,
- Niş pazarlar oluşturulabilir.
Aile işletmelerinin genel özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Aile işletmeleri genel olarak girişimcinin egemenliği ve yönetimi altındadır; aile işletmeleri patrona dayalı işletmelerdir.
- Aile işletmelerinde işletmecilik faaliyetleri ile aile faaliyetleri iç içedir. Karar vermede işletmecilik ilke ve kuralları yerine, aile içi dengeler daha fazla gözetilmektedir.
- Aile işletmelerinde kurucu ve yönetici girişimci, yönetimden kolay kolay çekilmek istemez. Bu nedenle, aile işletmelerinde yönetimin sonraki nesillere devri çok önemli sorun olmaktadır.
- Aile işletmeleri büyük ölçüde kurucuya bağımlı olduğu ve biçimsel olmayan bağlar etrafında toplanıldığı için kurumsallaşma yeteri kadar sağlanamamıştır.
- Aile işletmelerinde güven uzmanlıktan önce gelmekte ve buna bağlı olarak özellikle yöneticilik pozisyonları için profesyonel kişilerin istihdamı yerine aile bireylerine öncelik verilmektedir. Aile dışı bireylere ve danışmanlara güvensizlik olmaktadır.
- Aile işletmelerinde profesyonel yönetim anlayışını yerleştirmek zor olmakta ve profesyonel düşünme ile duygusallık arasında sıkışma söz konusu olmaktadır.
- İşletme politikası çoğunlukla aile çıkarları ile uyumludur.
- Aile üyesinin davranışlarının işletmenin itibarını yansıttığı düşünülmektedir.
- Aile işletmelerinde yükselme, seçim ve performans değerleme gibi insan kaynakları yönetimi işlevlerini işletmecilik ilke ve kurallarına göre uygulamak oldukça zor olmaktadır.
- İşlerdeki sorumluluk ve yetki sınırları net bir biçimde belirlenememektedir.
- Akrabaların işletmede çalıştırılmasından vazgeçilememektedir.
- Profesyonel yardım almada isteksizlik veya profesyonel yardımdan sonraki başarıyı küçük görme, görmemezlikten gelme eğilimi vardır.
Aile İşletmelerinin Gelişim Evreleri
Aile işletmeleri belirli bir yaşam evresinden geçerek büyürler. Aile işletmeleri yaşam eğrisinin her bir evresinde farklı özellikler göstermektedir. Kurucunun işletme üzerinde oldukça belirleyici bir etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Aile işletmeleri yaşam evreleri açısından şöyle sınıflandırılabilir;
- Girişimcinin sahip olduğu ve yönettiği birinci nesil aile işletmeleri
- Büyüyen ve gelişen aile işletmeleri
- Kompleks aile işletmeleri
- Sürekli olmayı başaran aile işletmeleri
Girişimcinin Sahip Olduğu ve Yönettiği Birinci Nesil Aile İşletmeleri
Aile işletmelerinin birinci evresinde kurucunun inançları, iş zekâsı, karar verme yöntemleri ve değerleri, işletmenin temel yapısının parçasıdır ve örgütün kültürü üzerinde büyük bir etkisi vardır. Kurucu; tutum ve değerleriyle işletme kültürünü etkilemekte, işletmenin yönetimi ve kontrolünü hemen hemen tamamen elinde tutmakta, işletmenin tüm işlevlerinin sorumluluğunu üstlenmekte ve tüm faaliyetlerde neredeyse tek karar verici durumda bulunmaktadır.
Büyüyen ve Gelişen (Kardeşlerin Sahip Olduğu ve Yönettiği İkinci Nesil) Aile İşletmeleri
Gelişim sürecinin ikinci aşamasını, büyüyen, gelişen ve mülkiyeti kardeşler arasında paylaşılan kardeş ortaklıkları oluşturur. Bu aşama, varlığını sürdüren ve başarı sağlayan aile işletmeleri için kritik bir aşamadır. İşletmenin ölçek olarak büyümesiyle, daha fazla aile üyesi hissedar veya çalışan olarak işletmeyle bağ kurmaya başlar. Bu aşamadaki işletmeler, önemli örgütsel, stratejik ve psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Tek kişinin kontrolünde olan bir işletmeden birçok kişinin yönettiği daha karmaşık bir organizasyona geçişi sağlamaya çalışan bu aşamadaki işletmeler, en kırılgan aile işletmeleridir. Bu aşamanın ana teması, işbirliğidir ve hem psikolojik açıdan hem de sözlük anlamıyla işletme bir ortaklıktır. İşbirliği, iletişim ve planlama bu aşamadaki işletmelerde yönetici ve aile üyelerinin sahip olmaları gereken çok önemli becerilerdir.
Kompleks (İkinci ve Üçüncü Nesil) Aile İşletmeleri
Gelişme sürecinin üçüncü evresinde, kuzenlerin de yönetime dahil olduğu ve önemli kararları aldığı kompleks aile işletmesi yer almaktadır. Kompleks aile işletmesi terimi, iş ile aile ilişkisinin çok yönlü ve karmaşık hale geldiği, işletmenin büyümesiyle birlikte standartlara ve prosedürlere gereksinim duyulduğu bir yapıyı ifade etmektedir.
Sürekli Olmayı Başaran Aile İşletmeleri
Bu evre, kurumsallaşma öğelerinin yoğun şekilde işletmede yer aldığı, iş değerlerinin aile değerlerinden daha önemli hale geldiği, profesyonel yönetimin hâkim olduğu bir evredir. Faaliyetlerin yerine getirilmesinde kan bağından ve güvenilirlikten çok, işler ön plana çıkar. İşlerin yürütülebilmesi için, işi yürütecek kişilerde bulunması gereken özellikler, işlerin etkin ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi için gereksinim duyulan yetki ve sorumluluklar, çalışma koşulları açık bir şekilde belirlenir.
Aile İşletmelerinin Yönetimi
Aile işletmelerine özgü yönetim ilkeleri; paylaşılan değerler, paylaşılan güç, paylaşılan faaliyetler, gelenekler, öğrenme ve büyüme isteği, yeni fikir ve yöntemlere açık olmak, samimi ilişkiler, aile ilişkilerini koruma çabası, karşılıklı saygı, yardım ve destek, özel hayata saygı duymak, kişiler arasındaki sınırları tanımlamak şeklinde özetlenebilir. Aile işletmelerinde dikkat çeken iki boyut; sahiplik ve yönetimdir. Bu iki boyut; nesiller arası yedekleme, işletmenin büyümesi ve gelişmesi yanında, değişen yönetim önceliklerini anlamakta da oldukça önemlidir. Daha sonra aile boyutunun da eklenmesiyle bu model üç boyutlu hale getirilmiştir. Aile, işletme ve sahiplik.
Aile işletmelerini koruma ve devamını sağlama isteğinin arkasında yatan nedenler, aileden aileye farklılık göstermekle birlikte, aşağıdaki özellikler bakımından benzemektedir;
- Bir nesilden diğerine yönetimi devrederek işi ailenin elinde tutmak, ailenin zenginliğini ve uzun dönem güvenliğini sağlamanın en etkili yolu olarak görülmektedir.
- Aile üyelerinin iş dışında başka ilgileri de olabileceği veya aile üyelerinin kendi yoluna gidebileceği ve bunların sonucu aile birliğinin zayıflayabileceği korkusu vardır.
- İşletme; ailenin değerlerini koruyan bir gardiyan gibi görülür; bu yüzden işletmenin varlığı, güçlü aile değerlerini ve geleneklerini korumanın bir yolu olarak kabul edilir.
- İşletmenin başkasına devri, yıllardır işletme için bağlılıkla çalışan kilit iş görenin geçiminin riske atılabileceği korkusuna neden olur.
- İşletme, kurucu veya aile tarafından ortaya konulan çok önemli bir eser olarak görülür.
Aile işletmelerinin kurucuları yönetim tarzlarına göre belli sınıflara ayrılmaktadır. Aile işletmeleri, kurucuların yönetim tarzları açısından üç başlıkta toplanmaktadır:
- Merkeziyetçi: İşletme sahibi kurucu, her konuda tek söz sahibidir.
- Katılımcı: Kurucu, sahip olduğu yetki ve sorumlulukları başkalarıyla paylaşır.
- Profesyonel: İşletme sahibi ve diğer aile üyelerinin işlerin yürütülmesinde yer almamalarıdır.
Aile İşletmelerinin Yönetiminde Karşılaşılan Belli Başlı Sorunlar
Aile işletmeleri tüm dünyada, sayısal olarak bakıldığında çok büyük önem arz etmelerine rağmen genellikle çok kısa ömürlü olmaktadırlar. Aile işletmelerinin çoğunluğu birinci nesilde yok olmakta, üçüncü nesil yaşayan aile işletmesi sayısı çok az olmaktadır. Aile işletmelerinin karşı karşıya kaldığı sorunlar bazı başlıklar altında toplanabilir:
Nesil Çatışması: Aile işletmelerinde nesil çatışmasını doğuran nedenler:
- Aile işletmelerinde “doğal organizasyon” söz konusu olduğundan, kurucunun sözünden çıkılmaması, kurucunun kendi kültürünü yansıttığı işletmenin değişime açık olamaması
- Yönetimdeki aile bireylerinin yetki ve sorumluluk sınırlarının belirlenmemesi
- Kurucunun işletmeyi devredeceği kişilere güvenmemesi, nesiller arası önemli görüş ayrılıklarının olması
Aile işletmelerinde hissedarlık ve yöneticilik rolleri çakışabilmekte ve sorunlar oluşturabilmektedir. Özellikle üçüncü nesil kendisini patrondan çok yönetici olarak gördüğünden, patron ve yönetici kimliği çatışabilmektedir. Özellikle ikinci nesil hayatta ise, üçüncü nesil patronluğu dahi hissedememekte, üç nesil bir aradaysa, yönetimde büyük sorunlar yaşanabilmektedir.
- Aile işletmelerinde geleceğe yönelik yetki devri planlaması etkin bir biçimde yapılamadığından, birinci nesilden sonra yönetimde bir kaos yaşanabilmektedir.
- Aile işletmesinde birinci neslin değişime kapalı ve harcamalarda oldukça cimri davranması, ikinci ve üçüncü neslin yönetim anlayışını işletmede sergilemesini zorlaştırmaktadır.
- Aile işletmelerinde nesil çatışmasına neden olan bir diğer unsur ise, patronun işletmeye veliaht yetiştirmede oldukça bilinçsiz davranmasıdır.
Nüfus Sorunları: İşletmeler başarıyla varlıklarını sürdürebilmişlerse, birkaç nesilden sonra bu kez de nüfus sorunları yaşanmaktadır. İkinci nesilde hissedarların sayısı 4’e, 5’e çıkarken, üçüncü nesilde bu sayı 10’u, 15’i bulabilmektedir.
Rol çatışması: Aile üyelerinin işletme içindeki rollerinin aile içindeki rollerden sıyrılamaması sorun yaratmaktadır. Kişiler aynı anda iki tür ilişkiyi de yönetmeye çalışırlar. Ailede baba, anne, eş, çocuk, gelin, damat, torun gibi roller vardır. Ailede olduğu gibi işletme sisteminde de belli rol, görev ve sorumluluklar vardır.
İşin Çekirdeğinden Gelme Nedeniyle Eski Alışkanlıkların Devamı: Aile işletmelerinde kültür, aile bireylerinin duygu, düşünce ve tutumlarının etkisi altında oluşur ve büyük ölçüde bu unsurların bir yansımasıdır. İşletmenin vizyon ve misyonu, iş sahibi ailenin kültürünün gölgesinde kalmaktadır. Bu nedenle, aile işletmelerini yöneten aile bireyleri, profesyonel yönetim anlayışına ters eski alışkanlıklarını sürdürme eğilimindedirler.
Geleceğe Yönelik Planlama Eksikliği: Aile işletmelerinde, gelecek nesle geçiş ile ilgili planlama çerçevesinde, aileişletme liderlerinin hazırlanması, seçimi, otorite ve gücün, zamanında hisselerin devir teslimi ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Güç Çatışması: Genellikle büyük aile işletmelerinde, patron adaylarının etrafında oluşan çıkar çevreleri, adaylara yakın durarak, onlarla iyi ilişkiler geliştirerek maddi ve manevi çıkar sağlamaya çalışırlar. Aile içi geçimsizlikler de işe yansıtıldığında, bu durum daha sıkça gözlenir.
Söylentiler : Aile işletmelerinde söylentilerin ve dedikoduların pek çok sorunlara neden olduğu bir gerçektir. İşletmede çalışanlara nasıl davranılıyorsa, aile üyelerine de aynı şekilde davranılmalıdır.
Profesyonelleşememe: Aile işletmelerinde genellikle insana yatırım yapılmamaktadır. Çalışanlar ve sahipler arasında biz ve onlar ayrımı vardır.
Yüksek İşgören Devir Oranı: İşgören devri, bir işletmede meydana gelen ayrılma ve katılma hareketleridir. Bu hareketler, oransal olarak değerlendirildiğinde, insan kaynakları açısından önemli bir gösterge haline gelmektedir.
Nepotizm (Akraba Kayırmacılığı): Aile işletmelerinde görülen en önemli sorunlardan biri nepotizmdir. Özel çaba gösterilmek sureti ile bir kişinin kendi akrabalarını işletmeye yerleştirmesi, bir üst makama terfi ettirmesi, bazı ayrıcalıklardan yararlandırması (lojman, yurt dışı görev vb.), başka bir göreve tayin ettirmesi nepotizm olarak adlandırılır.
Aile İşletmelerinde Aile Anayasasının Ve Aile Konseyinin Oluşturulması
Aile işletmelerinde, sorunları çözmenin ve çatışmaları yönetmenin en başarılı yollarından birisi, aile anayasasının hazırlanmasıdır. Aile anayasası işletmede hissesi olan herkesin aktif katılımı ve yardımı ile oluşturulmalıdır. Aile anayasası, aileye ve ailenin işletmeyle ilişkisine ait yazılı ve yazısız temel kurallardır.
Aile anayasası;
- Aile üyelerine yön verir, rehber görevini üstlenir,
- Aile içi iletişimi kuvvetlendirir,
- Temel aile değerlerinin nesilden nesle aktarılmasını sağlar,
- İşbirliği ve yardımlaşmayı teşvik eder,
- Tarafsızdır, güven oluşturur, adalet duygusu yaratır,
- Üst kademe yöneticilerin, işletme imkânlarından yalnızca kendi lehlerine yararlanmalarını engeller,
- Ailenin önceliklerini netleştirir,
- Çalışan tatmini için uygun ortam yaratır.
Aile konseyinin görev ve sorumlulukları arasında aşağıdaki konular yer almaktadır;
- Aile anayasasının geliştirilmesine rehberlik etmek,
- Aile anayasasını uygulamaya koymak,
- Aile değerlerini gelecek nesillere aktarmak,
- Fikirlerin paylaşımı için bir aile forumu önermek,
- Ailenin kararlılığını ve katılımını teşvik etmek,
- Ailenin hissedarlık eğitim programlarına katılımını desteklemek,
- Gelecek nesil için aile liderleri geliştirmek,
- Aile ve işletme arasındaki ilişkileri izlemek.
Aile İşletmelerinde Yönetimin Devri
Aile işletmelerinde yönetimin devri, yönetimin kime, nasıl ve ne zaman devredileceğinin yöntem ve ilkelerinin belirlenmesidir.
Aile işletmelerinde yönetim devri sürecinin aşamaları şunlardır;
- Cari durumu değerlendirme
- Aile politikasını kurma ve geliştirme
- Uygulama
- İzleme ve kontrol etme
Aile işletmelerinde işletme sahipliğinin devredilmesi için yararlanılacak seçenekler arasında aşağıdakiler vardır:
- Ailenin sahipliği ve yönetimi elinde tutmak için, bir aile üyesini atama
- Ailenin sahipliği koruyup dışarıdan ya profesyonel ya da koruyucu bir yönetici istihdam etmesi
- İşletmeyi başkasına satma ya da tamamını veya bölüm bölüm satma
- İşletmeyi kapatma ya da tasfiye etme
Aile işletmelerinde yönetim devrinin başarılı olabilmesi için;
- İyi yapılandırılmış ve sistematik bir devretme planlaması hazırlanmalıdır.
- Planlamaya, meslektaşlar ve aile katılarak erkenden başlanılmalı ve dış yardım alınmalıdır.
- Çocukların işletmede çalışmak istememelerinden memnun olunmalı, eğer başka bir kariyer seçerlerse, onları anlayışla karşılayıp, desteklemelidir.
- Eğer çocuklar işletmeye katılmak isterlerse, öncelikle dışarıda başka bir işletmede iş deneyimi kazanmaları özendirilmelidir.
- Çocuklar işletmeye katıldığında, onlara yaparak öğrenebilecekleri ve potansiyellerini ortaya çıkaracakları bir yetiştirme programı uygulanmalıdır.
- İşin devredileceği aile üyesi seçilmeli ve işin devredileceği kişinin planlarını ve hazırlıklarını yapabileceği uzunlukta bir tarih konulmalıdır.
- Yönetim devri gerçekleştikten sonra, günlük işlerden çekilmeli, ancak işletme strateji ve politikalarının oluşturulmasında katkı sağlanmalıdır.
Aile İşletmelerinde Geleceğin Yöneticilerinin Özellikleri
Aile işletmelerinin kuruluş ve büyüme aşamalarında, girişimciler öncelikli olarak, üretim, pazarlama ve finans konularına yoğunlaşmaktadırlar. Belirli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra, işletme yönetimine ve yönetici kadrolarına da yatırım yapılması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bu kadrolara ihtiyaç doğdukça doldurulması, hem kolay olmamakta hem de istenilen nitelikte yönetici bulunamamaktadır. Aile işletmelerinin yapması gereken hazırlıklar şöyle sınıflandırılabilir;
- Gelecekte aile işletmesinde yöneticilik yapacak kişilerin sahip olması gereken niteliklerin belirlenmesi
- Yönetici adaylarının belirlenmesi
- Planlı gelişim faaliyetleri yoluyla yönetici adaylarının yetiştirilmesi
Dünyada Ve Türkiye’de Aile İşletmeleri
“Sahiplik ve yönetimin ya da her ikisinin birlikte belirgin bir ailenin elinde olduğu dünyanın en büyük 200 aile işletmesi” adlı çalışmada, Dünyadaki aile işletmeleri konusunda önemli bilgiler yer almaktadır. Dünyanın en büyük 200 aile işletmesinin yer aldığı liste incelendiğinde; 22 ülkede farklı alanlarda faaliyet gösteren ve küresel ekonomi içinde oldukça önemli bir yere sahip işletmeler karşımıza çıkmaktadır. Bu 200 işletmeden 99 tanesi Amerikan, 17 tanesi Fransız, 16 tanesi Alman işletmeleridir. Dünyanın en eski aile işletmesi, Japonya’da 578 yılında kurulan ve inşaat sektöründe 14 yüzyıl faaliyet gösteren Kongo Gumi isimli işletme iken, söz konusu işletmenin 2006 yılında kapanması nedeniyle Hoshi ilk sıraya yerleşmiştir. Uzun yıllardır faaliyetlerini sürdüren dünyanın en eski aile işletmelerinin ortak bazı özellikleri; çalışanlara bir aile üyesi gibi davranmak, aile içindeki anlaşmazlıkların hızlı ve dostane bir biçimde çözülmesi, gerektiğinde kadın aile üyelerinin de işin başına geçmeleri ve çok başarılı performans göstermeleri, iş bilgisi ve yönetim anlayışının gelecek nesle istikrarlı bir biçimde aktarılmasıdır. Türkiye’de 1900 yılından önce kurulan ve halen faaliyetlerini sürdüren 18 işletme bulunmaktadır. Türkiye’de aile işletmelerinin yaşam süreleri oldukça kısadır. Bilinen en eski aile işletmeleri 4. nesle ulaşmıştır. Türkiye’nin en eski 50 aile işletmesinin yönetiminde bulunan nesillere bakıldığında, 20 aile ikinci, 26 aile üçüncü nesilde; yani 50 işletmenin 46’sı ikinci, üçüncü nesilde ve en riskli, en önemli yerde yer alırken, üç tanesi de dördüncü nesle ulaşmıştır. Türk aile işletmelerini zora sokan nedenler arasında nesil çatışması, güç ve otoritenin devri ve kurumsallaşma altyapısı eksikliği yer almaktadır.
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 2 Gün önce comment 0 visibility 53
-
2024-2025 Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sınav Bilgilendirmesi
date_range 6 Aralık 2024 Cuma comment 2 visibility 324
-
2024-2025 Güz Dönemi Dönem Sonu (Final) Sınavı İçin Sınav Merkezi Tercihi
date_range 2 Aralık 2024 Pazartesi comment 0 visibility 912
-
2024-2025 Güz Ara Sınavı Giriş Belgeleri Yayımlandı!
date_range 29 Kasım 2024 Cuma comment 0 visibility 1286
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 14 Kasım 2024 Perşembe comment 11 visibility 20158
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25842
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14700
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12646
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12642
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10582