Dönemsonu İşlemleri Dersi 7. Ünite Özet

Gelir Ve Giderlere İlişkin Dönemsonu İşlemleri

Maliyet ve Gider Hesapları

İşletmeler dönem içinde oluşan maliyetlerini 7/A veya 7/B seçeneğine göre takip etmektedir. 7/A seçeneğinde dönem içinde maliyetler işletmenin üretim, araştırma geliştirme, pazarlama, yönetim ve finansman fonksiyonlarına göre ayrı ayrı takip edilirken, 7/B seçeneğinde ise maliyetler dönem içinde gider çeşitlerine göre takip edilmektedir ve dönemsonunda yine 7/A seçeneğinde olduğu gibi işletmenin fonksiyonlarına çevrilerek gelir tablosu ve bilanço hesaplarına yansıtılmaktadır. İşletmeler isterlerse her iki seçenekte de ay sonlarında oluşan maliyetlerini gelir tablosu ve bilanço hesaplarına yansıtabilirler.

Maliyet muhasebesinin genel muhasebeden bağımsız çalışması durumunda 70 Maliyet Muhasebesi Bağlantı Hesapları kullanılabilir.

7/A seçeneğinde direkt ilk madde ve malzeme giderleri, direkt işçilik giderleri, genel üretim giderleri, hizmet üretim maliyeti, araştırma geliştirme giderleri, pazarlama satış ve dağıtım giderleri, genel yönetim giderleri ve finansman giderleri alt grupları yer alır. 7/A seçeneğinde maliyet hesapları, bu hesapların gelir tablosu ve bilançoya aktarılması için kullanılan yansıtma hesapları ve fark hesapları yer alır.

7/A seçeneğinde maliyetler oluştuklarında işletmenin fonksiyonlarına göre ayrılarak gider hesaplarına kaydedilirler.

7/B seçeneğinde dönem içinde oluşan maliyetler çeşit esasına göre gider hesaplarına kaydedilirler ve dönem sonlarında işletmenin fonksiyonlarına göre ayrıştırıldıktan sonra yönetim, pazarlama, finansman giderleri olarak gelir tablosuna aktarılırlar. 7/B Maliyet Hesapları aşağıda yer almaktadır:

790. İlk Madde ve Malzeme Giderleri
791. İşçi Ücret ve Giderleri
792. Memur Ücret ve Giderleri
793. Dışarıdan Sağlanan Fayda ve Hizmetler
794. Çeşitli Giderler
795. Vergi, Resim ve Harçlar
796. Amortismanlar ve Tükenme Payları
797. Finansman Giderleri
798. Gider Çeşitleri Yansıtma Hesabı (-)
799. Üretim Maliyet Hesabı

Gelir Hesapları

Gelir, Türkiye Muhasebe Standartlarında yer alan Finansal Tabloların Hazırlanma ve Sunulma Esaslarına İlişkin Kavramsal Çerçeve’de tanımlanmıştır. Buna göre gelir, hesap dönemi boyunca, sermayedarların katkılarıyla ilgili olanlar dışındaki nakit girişleri veya varlıklardaki artışlar veya borçlardaki azalışlar ile öz kaynaklarda artışa neden olan ekonomik faydalardaki artışlar olarak tanımlanmıştır. Hasılat ise ortakların sermayeye katkıları dışında, öz kaynakta artışla sonuçlanan ve işletmenin dönem içindeki olağan faaliyetlerinden elde edilen brüt ekonomik fayda tutarıdır. Hasılat, yalnızca işletmenin kendi adına aldığı ve alacağı brüt ekonomik yarar akışlarını içerir. Üçüncü kişiler adına tahsil edilen satış vergileri, mal ve hizmet vergileri ve katma değer vergisi gibi tutarlar işletme tarafından elde edilen ekonomik yararlar değildir ve özkaynakta artış yaratmaz. Bu nedenle bu tutarlar hasılat dışında bırakılır.

Gelirin tanımı hasılatın ve kazancın ikisini birden içerir. Hasılat işletmenin olağan faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan gelirdir ve satışlar, ücretler, faiz, temettü ve isim hakları gibi çeşitli adlar taşır. Hasılatın muhasebeleştirilmesine ilişkin ilk konu, hasılatın ne zaman muhasebeleştirileceğinin belirlenmesidir. Hasılat, gelecekteki ekonomik faydaların işletmeye girmelerinin olası oldukları ve söz konusu faydalar güvenilir olarak ölçülebildikleri durumlarda muhasebeleştirilir. Türkiye Muhasebe Standartlarına göre hasılat; mal satışları, hizmet sunumları, faiz isim hakkı ve temettüler çerçevesinde açıklanmaktadır. Bu durumda hasılatın (gelirin) ne zaman doğduğunun yani gerçekleştiğinin belirlenmesi aşağıdaki kapsamda açıklanmaktadır:

  • Mal satışları,
  • Hizmet sunumları,
  • İşletme varlıklarının başkaları tarafından kullanılmasından sağlanan faiz, isim hakkı ve temettüler.

Mallar, satış amacıyla işletme tarafından üretilen mamulleri ve bir perakendeci tarafından satın alınan emtia gibi işletme tarafından tekrar satmak üzere satın alınan ticari malları veya satış amaçlı elde tutulan arsa ve diğer gayrimenkulleri içerir. Hizmet sunumu; üzerinde anlaşmaya varılmış sözleşmeye bağlı bir işin taraflarca belirlenmiş sürede işletme tarafından yapılmasını içerir. Hizmetler bir veya birden çok dönem içinde sunulabilir. Hizmetlerin sunumuyla ilgili, proje yöneticileri ve mimarların sunduğu hizmetler gibi, bazı sözleşmeler doğrudan inşaat sözleşmeleri ile ilgilidir.

Hasılat alınan veya alınacak olan bedelin gerçeğe uygun değeri ile ölçülür. Bir işlemden doğan hasılat tutarı, genellikle işletme ile varlığın alıcısı veya kullanıcısı arasındaki anlaşma ile belirlenir. Hasılat, işletme tarafından uygulanan ticari iskontolar ve miktar indirimleri de göz önünde tutularak, alınan veya alınacak olan bedelin gerçeğe uygun değeri ile ölçülür.

  • Mal satışına ilişkin hasılat, aşağıdaki tüm koşullar yerine geldiğinde finansal tablolara yansıtılır.
  • İşletmenin malların sahipliği ile ilgili önemli risk ve getirileri alıcıya devretmiş olması;
  • İşletmenin satılan mallar üzerinde etkin bir kontrolü veya sahipliğin genel olarak gerektirdiği şekilde bir yönetim etkinliğini sürdürmemesi;
  • Hasılat tutarının güvenilir biçimde ölçülebilmesi;
  • İşleme ilişkin ekonomik yararların işletmece elde edilmesinin muhtemel olması;
  • İşleme ilişkin yüklenilen veya yüklenilecek olan maliyetlerin güvenilir biçimde ölçülebilmesi.

Hizmet satışına (sunumuna) ilişkin bir işlemin sonucunun güvenilir biçimde tahmin edilebildiği durumlarda, işlemle ilgili hasılat işlemin raporlama dönemi sonu itibariyle tamamlanma düzeyi dikkate alınarak finansal tablolara yansıtılır.

İşletme varlıklarının başkaları tarafından kullanılmasından sağlanan faiz, isim hakları ve temettü getirileri aşağıdaki koşulların bulunması durumunda muhasebeleştirilir:

  • İşlemle ilgili ekonomik yararların işletme tarafından elde edilmesinin muhtemel olması ve
  • Hasılat tutarının güvenilir biçimde ölçülebilmesi.

Hasılat aşağıdaki esaslar çerçevesinde finansal tablolara yansıtılır:

  • Faiz, etkin faiz yöntemine göre muhasebeleştirilir;
  • İsim hakları, ilgili sözleşmenin özü dikkate alınarak tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilir.
  • Temettüler, hissedarların tahsil etme hakları ortaya çıktığında finansal tablolara yansıtılır.

Gelir ve Giderlerin Dönem Bakımından Kontrolü

Dönemsellik kavramı gereğince aşağıdaki konular yapılır.

  • İşletmelerin sınırsız faaliyet süreleri belli dönemlere bölünür.
  • Her dönemin faaliyet sonuçları diğer dönemlerden bağımsız olarak tespit edilir.
  • Gelir ve giderler tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilir.
  • Hasılat gelir ve kârlar aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırılır.

VUK’un 287. maddesinde “Gelecek hesap dönemlerine ait olarak peşin tahsil olunan hasılat ile cari hesap dönemine ait olup henüz ödenmemiş olan giderler mukayyet değerleri üzerinden pasifleştirilmek suretiyle değerlenir.” denmektedir. Bu durumda gelir hesaplarına kaydedilen tutarlar içinde gelecek döneme ait olanlar tespit edilirse bu tutarlar gelir hesaplarından çıkarılarak pasif karakterli bir bilanço hesabının alacağına kaydedilir. 380. Gelecek Aylara Ait Gelirler Hesabı pasif karakterli bir bilanço hesabıdır. İşletmeler bazen henüz gelir olarak gerçekleşmemiş tahsillerin tümünü önce bu hesaba kaydedebilirler. Bu hesaba kaydedilen tutarlar dönemsonunda kontrol edilerek içinde bulunulan dönemde gelir olarak gerçekleşmiş kısmı tespit edilir. Tespit edilen bu tutar ilgili gelir hesabına borç yazılarak ait olduğu dönemin sonuçlarına devri sağlanır.

Tahakkuk esası gereğince gerçekleşmiş (hak edilmiş) gelirlerin, tahsil edilmemiş de olsalar, dönemin kayıtlarında yer almaları gerekir. Bu kayıt yapılmadığı takdirde dönemin gelirleri olduğundan az görüneceğinden dönemin kârı da olduğundan az olarak hesaplanacaktır.

Faaliyet sonucu kâr ya da zararın tespitinde sadece dönemin gelirini elde etmek amacıyla yapılan giderler Dönem Kârı veya Zararı hesabına devredilmektedir. İşletmeler dönemsellik kavramı gereğince dönemi aşan yani gelecek döneme ait bu dönem ödenen veya belgesi verilen giderleri kontrol eder. Dönem giderleri içinde gelecek dönemleri ilgilendiren giderler varsa bunları gider hesaplarından çıkararak bilanço hesaplarına aktarır.

Dönemsonunda dönem kârı veya zararını bulmak için gelir tablosunda yer alan bütün hesaplar 690 Dönem Kârı veya Zararı hesabına devredilerek kapatılır. Dönemin geliri ile gideri karşılaştırılır. Eğer gelirler giderleri aşıyorsa kâr; giderler gelirleri aşıyorsa zarar vardır.

Vergiye Tabi Kârın Bulunması ve Muhasebeleştirilmesi

Vergiye tabi kârı bulabilmek için hareket noktası Muhasebe Kârı’dır. Yani muhasebede bulunan kâr Muhasebe Kârı’dır. Muhasebe Kârı bulmadan vergiye tabi kâr bulunmaz. İşletmeler Gelir Vergisine veya Kurumlar Vergisi’ne tabi olarak dönem kârı üzerinden vergi öderler. Kurumlar Vergisi’ne tabi işletmelerin vergiye tabi kârı bulurken kanunlarda yer alan hükümlere göre bir takım ilaveler ve indirimlerin yapması gerekmektedir. Buna göre Kurumlar Vergisi Kanunu’nda sıralanmış olan bazı gelirler istisna olarak kabul edilmiştir ve vergiden muaf gelir olarak adlandırılmıştır. Bu durumda söz konusu istisnalar ve kurumlar vergisinden indirilebilecek giderler muhasebe karından düşülecek kanunen kabul edilmeyen giderler ilave edilecektir.

Kurumlar vergisi oranı şirketler için % 20’dir. Gelir vergisine tabi işletmeler ise gelir vergisine tabi gelirlerin vergilendirilmesinde esas alınan tarife her yıl yenilenmektedir.

Vergi gideri (vergi geliri) dönem kârının veya zararının belirlenmesinde dönem vergisi ve ertelenmiş vergi açısından dikkate alınan toplam tutarı ifade eder. Dönem vergisi ise vergiye tabi kâr (mali zarar) açısından o döneme ait ödenecek gelir veya kurumlar vergisini ifade eder.

Dönemsonunda bütün gelir ve gider hesapları 690 Dönem Kârı Veya Zararı hesabına devredilir. Bu hesabın alacak kalanı dönem muhasebe kârıdır. Bu kâr vergi öncesi kârdır. Bu kâr üzerinden Kurumlar (Gelir) Vergisi hesaplanır. Dönem kârın dan hesaplanan Kurumlar (Gelir) vergisi indirildikten sonra dönem net kârına ulaşılır. Hesaplanan kurumlar vergisi 691 Dönem Kârı Vergi ve Diğer Yasal Yükümlülükler Karşılığı hesabının borcuna ve karşı hesap olarak da bir bilanço hesabı olan 370 Dönem Kârı Vergi ve Diğer Yasal Yükümlülükler Karşılığı hesabının alacağına yazılır. Önceki dönemde 590 Dönem Net Kâr hesabında yer alan kâr, izleyen yılda 570- Geçmiş Yıllar Kârları Hesabına devredilir.

Bir tür peşin vergi uygulaması olan geçici vergi, cari yıl gelirleri üzerinden dönemsonunda hesaplanacak gelir veya kurumlar vergisinin dönem içinde tahsiline olanak sağlayan bir uygulamadır. Geçici vergi, mükellefleri cari vergilendirme döneminin gelir vergisine (veya kurumlar vergisine) mahsup edilmek üzere GVK.’nun ticari veya mesleki kazancın tespitine ilişkin hükümlerine göre (indirim ve istisnalar ile VUK’un değerlemeye ilişkin hükümleri ve dikkate alınarak) belirlenen ilgili hesap döneminin üçer aylık kazançları üzerinden ödenecektir. Buna göre, bir hesap dönemi ile ilgili olarak 4 ayrı geçici vergi dönemi söz konusudur. İşletme yıllık beyanname üzerinden hesaplayacağı gelir veya kurumlar vergisinden, ilgili hesap döneminin üçer aylık dönemlerine ilişkin olarak ödediği geçici vergiyi mahsup edecektir.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi