Etkili İletişim Teknikleri Dersi 5. Ünite Sorularla Öğrenelim
İletişimde Kalite
Bireylerarası etkileşim ve olumlu iletişimi engelleyen etmenler nelerdir?
Kendi düşünce ve fikirlerimizi tek doğru olarak benimsemek, başkalarının fikir, düşünce ve duygularını görmezden gelmek ve önemsememek, onlara saygı göstermemek gibi davranışlar, bireylerarası etkileşim ve olumlu iletişimi engelleyen etmenlerdir.
Egosantrizm yani benmerkezcilik kavramı ne anlama gelmektedir?
Bir kimsenin dünyayı ve çevresini sadece kendi bakış açısından görmesidir. Benmerkezcilik (egosantrizm), başkalarının varlığını ve çıkarlarını göz ardı ederek kendini ve sorunsalını her şeyin merkezine koyma tutumu ve davranışıdır. Benmerkezcilik, başkasının görüşlerini ve bakış açılarını anlamada yetersiz olma, kendi gördüğü ve düşündüğü şeyleri herkesin gördüğünü zannetmektir.
Bakış açısı nasıl ifade edilebilir?
Bakış açısı, herhangi bir varlık, olay ve insan karşısında, sahip olduğumuz dünya görüşü, hayat tecrübesi, kültür, yaş, meslek, cinsiyet, ruh hali ve yere göre aldığımız algılama, idrak etme ve yargılama tavrıdır.
Benmerkezcilik dönemi insandan kaç yaşından itibaren sona erer?
6 yaş civarında sona erer.
Empati ne demektir?
Bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecine empati adı verilir.
Günümüzde empati denildiğinde akla gelen Carl Rogers, hangi konudaki çalışmaları ve becerisi ile ünlenmiştir?
Psikoterapi alanında empatik iletişim kurma becerisi ile ünlenmiştir.
Empati tanımı üç temel ögeden oluşmaktadır. Bu öğeler nasıl sıralanabilir?
• Birinci öge, empati kuracak kişi kendisini karşısındakinin yerine koymalı, olaylara onun bakış açısıyla bakmalıdır. Başka bir söyleyişle, empati kurmak isteyen kişinin karşısındaki kişinin fenomonolojik alanına girmesi gereklidir. Karşımızdaki kişinin rolüne girerek empati kurduğumuzda, o kişinin rolünde kısa bir süre kalmalı, daha sonra da bu rolden çıkarak kendi rolümüze geçebilmeliyiz. Aksi halde empati kurmuş sayılmayız. Karşımızdaki ile özdeşim kurmak (ona benzemek) veya ona sempati duymak, empatiden farklı şeylerdir. • İkinci öge, empati kurmuş sayılmamız için, karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamamız gereklidir. Karşımızdakinin yalnızca duygularını veya yalnızca düşüncelerini anlamış olmak yeterli değildir. • Empati tanımındaki son (üçüncü) öge ise, empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın, karşıdaki kişiye iletilmesi davranışıdır. Karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini tam olarak anlasak bile eğer anladığımızı ifade etmezsek empati kurma sürecini tamamlamış sayılmayız.
Fenomenolojik alan nasıl açıklanabilir?
Psikolojideki fenomenolojik yaklaşıma göre her insanın bir fenomenolojik alanı vardır. Her insan gerek kendisini gerek çevresini, kendisine özgü bir biçimde algılar; bu algısal yaşantı özneldir (subjektiftir); kişiye özgüdür. Yani her insan dünyaya, kendine özgü bir bakış tarzıyla bakar. Eğer bir insanı anlamak istiyorsak, dünyaya onun bakış tarzıyla bakmalı, gerçekleştirmek için de empati kurmak istediğimiz kişinin rolüne girmeli, onun yerine geçerek adeta olaylara onun gözlüklerinin gerisinden bakmalıyız.
Empati kaç temel bileşenden oluşmaktadır? Bu bileşenler hangileridir? Açıklayınız.
Empatiyi tanımlarken, empatinin iki temel bileşeninden söz etmiş oluyoruz. Bunlar empatinin bilişsel ve duygusal bileşenleridir. Karşımızdakinin rolüne girerek onun ne düşündüğünü anlamamız, bilişsel nitelikli bir etkinlik (bilişsel rol alma/bilişsel perspektif alma), karşımızdakinin hissettiklerinin aynısını hissetmemiz ise duygusal nitelikli bir etkinliktir (duygusal rol alma/duygusal perspektif alma). Bilişsel rol alma duygusal rol almanın ön şartı sayılabilir.
Karşımızdaki insanlara empatik tepki vermenin kaç yolu vardır?
Karşımızdaki insanlara empatik tepki vermenin iki yolu vardır: 1-) Yüzümüzü, 2-) Bedenimizi kullanarak onu anladığımızı ifade etmek.
Ford empatiyi nasıl tanımlamaktadır?
Ford empatiyi benmerkezcilikten uzak davranış olarak tanımlamıştır.
Ford’a göre kaç tür benmerkezcilik vardır?
Ford’a göre üç tür benmerkezcilik vardır. Bunlar; • Görsel benmerkezcilik • Bilişsel benmerkezcilik • Duygusal benmerkezcilik
Kurdek ve Rodgon kaç tür perspektif alma şekli tanımlamışlardır?
Kurdek ve Rodgon üç tür perspektif alma şekli tanımlamışlardır. Bunlar; • Algısal perspektif alma (diğer kişinin bakış açısını fark etme), • Bilişsel perspektif alma (diğer kişinin ne düşündüğünü fark etme), • Duygusal perspektif alma (diğer kişinin yaşamakta olduğu duyguların neler olduğunu fark etme).
Claude Lavi Strauss hangi alanlar üzerinde çalışmalarda bulunmuştur?
Felsefik ve antropolojik gözlemlerde bulunan Claude Lavi Strauss kültür ve çeşitlilik üzerine inceleme ve çalışmalarda bulunmuştur.
Mevlena’nın kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirine zarar vermeden de birlikte yol almanın mümkün olduğunu! sözü ile ne anlatılmaktadır?
Mevlana bu söz ile farklılığın toplumsal uyum için ne kadar önemli olduğunu gözler önüne sermektedir.
İnsanlar neden farklıdır?
İnsanlar farklıdır; çünkü • Farklı giyinirler, • Farklı düşünürler, • Farklı konuşurlar, • Farklı yaşarlar, • Farklı inançları vardır, • Farklı yollarda yürürler, • Farklı takım tutarlar.
Benlik ne anlama gelmektedir? Açıklayınız.
Benlik; kişinin sahip olduğu tüm zihinsel yapının ve dış özelliklerinin bir bütünüdür. Kişinin fiziksel özellikleriyle şekillenen dış görüntüsü benliğin bir parçasıyken, sahip olduğu düşünce yapısı da yine benlik ile bir bütünlük oluşturmaktadır. Kişinin sahip olduğu düşünce yapısı, benliğini değerlendirebilmesini ve kendisiyle ilgili gerek fiziksel özellikler gerekse de davranış yapısıyla ilgili iyi ya da kötü bir sonuca varmasıdır. Benlik saygısı olarak tanımlanan bu durumsa, basit olarak kişinin hayatını şekillendiren davranış ve fiziksel özelliklerini beğenip beğenmemesidir. Benlik, bireye çevresindeki olguları bilinçli olarak ayırt etme imkânı veren ve özü yalnızca insan ilişkilerinden oluşan kişilik kesimidir. Benlik kavramı, kendi kendimizle ilgili bütün düşüncelerimiz, algılamalarımız, duygu ve değerlendirmelerimizdir. Benlik insanın kendisidir. Bir başka anlatımla benlik; kişinin kendini sevebilmeye olan yatkınlığı ve kendini sevmeye olduğu kadar sevilmeye de layık görüp görmemesidir.
Toplumsal benlik neleri kapsamaktadır?
Toplumsal benlik, bireyin tüm davranış örüntülerini ve tecrübelerinin sonuçlarını içerir.
Benlik ile kişilik arasındaki ilişki nedir? Açıklayınız.
Ben ya da Benlik, kişiliğin temel özelliklerini verir. Benlik ve kişilik arasında, gelişme ve yapı bakımından, kesin bir sınır çizmek çok zordur. Benlik ile kişilik iç içe olmakla birlikte, benlik kişilikten farklı özellikler taşır. İnsan, kişiliğinin karakter ve mizaç gibi kimi özelliklerinin bir bölümünden ya da bütününden haberdar olmayabilir. Bunlara ilişkin bilgisi ya yoktur, ya da az ve hatalıdır. Kişiliğinin dışarıya yansıyan, başkaları tarafından değerlendirilen yanlarını bilmez, tanımaz. Benlik, insanın kendi kişiliğine ilişkin kanılarının toplamı, insanın kendisini tanıma ve değerlendirme biçimidir. Yani benlik, kişiliğin öznel yanıdır, insanın iç varlığını oluşturur. Benlik, kişilik gibi anlaşılması güç ve karmaşık bir kavramdır. Bu kavramın anlaşılması ve yapısını oluşturan öğelerin çözümlenmesi için, insanın kendi kendisine sorduğu sorulara içtenlikle cevap araması gerekir. Böylece insan, kim olduğu, amacının ne olduğu, ne yapabileceği, nelere değer verip inanıp bağlanacağı sorularına yanıt arayarak benliğini tanır.
Gerçek ve ideal benlik kavramları ne anlama gelmektedir? Açıklayınız.
Gerçek ve ideal benlik bireyin kendi fizyolojik, psişik ve sosyo-psişik özellikleri ile tüm yetenekleri hakkındaki kanıları, genel olarak gerçek benlik olarak adlandırılır. Bunun yanında, bireyin toplumdan kendine göre edindiği bir değer sistemi vardır. Güncel yaşamında neyi yapacağına, neyi yapamayacağına karar verirken, birey bu öznelleşmiş değer sistemine başvurur. İşte kişinin bu değerleri algılama biçimi ile yaşamına yön veren hedef ve idealleri üzerindeki kanıları da ideal benliktir.
Benliğin insan yaşamındaki görevi nelerdir? Sıralayınız.
• İçgüdülerden ve dürtülerden kaynaklanan güdüleri engellemek, denetlemek ve düzenlemek • Çevredeki nesne ve kişilerle bağlantı kurmak • Gerçeği tanımak, denemek, anlamak • Gerçeğe uyum sağlamak • Çevreden gelen uyarımları sınırlamak, sıralamak, zamanlamak • Algılamak, saklamak, hatırlamak, düşünmek, karşılaştırmak, çıkarımlar yapmak, yargıya varmak • Kavramları birleştirmek ve bütünleştirmek • Kişinin karşılaştığı engelleri aşabilecek güçleri toplamak • Geleceğe ilişkin beklenti ve amaçlar saptamak • Kişiliği kaygıdan kurtaran savunma düzenlerini kullanmak.
Benlik gelişiminde iletişimin rolü nasıl açıklanabilir?
İletişim insanoğlunun yaşamında, hava gibi, su gibi bir ihtiyaçtır. İletişim olmasa bireylerin ya da toplumların yaşamlarını devam ettirmeleri neredeyse imkansızdır. Bireyin benlik gelişimi toplumsallaşma sürecinde ortaya çıkar. Birey doğduğu andan itibaren, doğduğu toplumun ve içerisinde bulunduğu sosyal yapının kendisine öğrettiklerini benimsemesi ile bir kimlik sahibi olur. Birey öncelikle aileden aldığı iletiler ve davranış biçimleri, daha sonra çevresi ve kitle iletişim araçları aracılığı ile edindiği davranış biçimlerini benimser. Bu davranış biçimlerini kendi içerisinde yorumlayarak benlik oluşumunu tamamlar. Toplumsallaşma sürecinde kitle iletişim araçlarının önemi büyüktür. Dolayısı ile bireylerin değer yargıları, idealleri, kendisi ile ilgili yeteneklerinin olup olmadığını anlamaları ve bunları geliştirerek benlik oluşumunu sağlamaları için iletişim olmazsa olmaz bir koşuldur. Sonuç olarak, iletişimin olmadığı bir ortamda, benlik gelişiminden söz edilemez. Toplumda izole edilmiş, diğer insanlarla hiçbir diyalogu olmayan, değer yargılarından kim ne olduğundan habersiz bir bireyin sosyal olarak benliğinin oluşması hemen hemen imkansızdır.
Eric Berne tarafından ortaya atılmış olan Transaksiyonel Analiz ne tür bir yöntemdir? İçeriği nedir?
Transaksiyonel Analiz (TA), kişilik, kişilerarası ilişkiler, iletişim, gelişim, yaşam, psikopatoloji, psikoterapi gibi çok geniş bir yelpaze üzerinde insan davranışını açıklayan bir yaklaşımdır. Transaksiyonel analiz insanların düşünce, duygu ve davranışlarının anlaşılmasında ve açıklanmasında oldukça kolay anlaşılır bir model sunmaktadır. Kişilerarası iletişim çatışmalarında Transaksiyonel Analiz olarak bilinen model, empatik iletişim becerisini geliştirmede oldukça yararlı ipuçları sağlamaktadır.
Transaksiyonel analize göre, insan kişiliği kaç bölümden oluşur? Bunlar hangileridir?
Transaksiyonel analize göre, insanın kişiliği üç bölümden oluşur. Bu kişilikleri ego-durumları olarak da adlandırabiliriz. Bunlar ana baba (ebebeyn), çocuk ve yetişkin benlik durumlarıdır. Bu benlik durumlarına kişisel roller de diyebiliriz. Bir insan, kişilerarası iletişim sırasında bu üç temel rolden birini ya da tümünü benimseyebilir.
Transaksiyonel analize göre, ebeveyn ego-durumu nasıl açıklanabilir?
Ebeveyn ego-durumu, çocukluk dönemindeki başta anne-baba olmak üzere tüm otorite figürlerine ait kayıtlarından oluşur. Yaşamın ilk yıllarında otorite figürlerinin davranışlarını, farklı durumlarda verdikleri tepkileri, çeşitli konulardaki düşünce ve tutumlarını izler ve kaydederiz. Yıllar sonra bu ego durumu aktif olduğunda, tıpkı çocukken izlediğimiz ve kaydettiğimiz bu otorite figürleri gibi hisseder, onlar gibi düşünür, onlar gibi konuşur ve onlar gibi tepki veririz. Bazıları iletişim içinde oldukları insanlara karşı anne-baba tavrı takınarak öğütler verir ve onları istekleri doğrultuda yönlendirmeye çalışırlar. Bu benlik durumu, kişiliğimizin insanlara nasıl davranmaları gerektiği konusunda öğütler, emirler veren bölümüdür.
Ana baba benliği, kaç biçimde kendini gösterir?
Ana baba benliği, koruyucu ve yargılayıcı, olmak üzere iki biçimde kendisini gösterir.
Koruyucu ana babalık biçimini açıklayınız.
Koruyucu ana baba, karşısındaki kişiyi kaç yaşında ve toplumsal konumu ne olursa olsun onu korumaya, kollamaya yönelen bir benliktir. Koruyucu ana baba benlik durumunda, fedakârlık, başkaları için bir şey yapma isteği ağır basar. Koruyucu anne-baba rolünü benimseyenler, diğer insanların iyilikleri için uğraşırlar; karşılarındakileri tıpkı bir çocuk gibi görüp onları korumaya ve kollamaya çalışırlar. Zararlı davranışlarını bırakmalarını ve zararlı alışkanlıklarından vazgeçmelerini isterler. Bu benliği öne çıkmış kişiler, iyilikleriyle, insanlar üzerinde tahakküm kurarlar. Gerek günlük, gerekse iş yaşantımızda bu benlik ve rol örnekleriyle çok sık karşılaşırız. Örneğin, çocuklarının yapabileceği bir takım işleri sırf onlar yorulmasın diye kendileri yapan ana babalar, iş yaşamında, Sen üzülme, ben senin yerine işini yaparım diyen yöneticiler gibi.
Eleştirici, yargılayıcı ana baba benliği biçimini açıklayınız.
Eleştirici, yargılayıcı ana baba benliği ise toplumsal kuralları ve değerleri korumaya, bunlara uymayanları eleştirmeye ve gerektiğinde cezalandırmaya yönelik bir benliktir. Eleştirici anne-baba tavrını takınanlar, toplumsal çıkarlar ve kurallar için başkalarını uyarır ve eleştirirler. Bu tür insanlar kendilerini kültür mirasının mirasçısı ve yeni kuşaklara kurtarıcısı olarak görürler. Bu benlik durumunu öne çıkartan kişiler, yakın çevrelerinden öğrendikleri değerleri, tek ve değişmez doğrular olarak kabul ederler. Her şeyi belirli kalıplar içinde değerlendirirler. Bu özellikleri onları değişime ve yeniliği kapalı tutar. Özellikle eleştirici ana baba yönü ağır basan kişiler, toplumun gelenek ve göreneklerini doğru ya da yanlışlığını irdelemeksizin olduğu gibi kabul ederler ve onları koruma görevini üstlenirler. Kuşaklar arasındaki çatışma olarak tanımladığımız sorunun da ha çok bu tür ana babalarla gençler arasında yaşandığına tanık olmaktayız. Bu benlik durumunu öne çıkartan kişiler için başkaları çok önemlidir. Başkalarının eleştirilerine hedef olmamak için kendi özgürlüklerinden, isteklerinden kolayca vazgeçerler. Onlar için kendi düşünceleri değil, yaşadıkları toplumun değerleri ve bu değerlerin temsilciliğini ve denetimini üstlenen kişiler önemlidir. Kendileri de başkalarının yaşamlarını denetleyen ve yargılayan bir rol üstlenen bu kişiler için başkalarının hoşuna gidecek şekilde davranmak, onların cezalarından kaçınmak son derece önemlidir.
Ana-baba benliğine sahip olan kişi iletişim kurarken genellikle ne tür davranışlarda bulunur?
• Yargılar, • Denetler, • Ders verir, • Akıl öğretir, • Korur ve kollar, • Sahip çıkar, • Problem çözer, • Kısıtlar ve • Önyargı ve kalıpları vardır.
Ana-baba benliğine sahip kişiler iletişimlerinde ağırlıklı olarak hangi ifadelere yer vererek konuşurlar?
Örnek vermek gerekecek olursa, ana-baba benliğine sahip kişiler iletişimlerinde ağırlıklı olarak şu ifadelere yer vererek konuşurlar: • ‘‘ Olmamış! • ‘‘Böyle yap! • ‘‘Merak etme ben hallederim! • ‘‘Olmaz öyle şey!
Çocuk benliğine sahip olan kişi iletişim kurarken genellikle ne tür davranışlar sergiler?
• Kontrolsüzdür, • Sorumsuz davranır, • Sabırsızdır, • Merak eder, • Yaratıcıdır, • Hazza yöneliktir, • İçinden geldiği gibi davranır • Benmerkezcidir
Yetişkin benliğine sahip olan kişi iletişim kurarken genellikle hangi tür davranışlarda bulunurlar?
Yetişkin benliğine sahip olan kişi iletişim kurarken genellikle • Akılcıdır, • Paylaşır, • Anlar, • Geliştirir • Çözüm bulmaya yöneltir.
Yetişkin Benliğinin özellikleri nelerdir?
Bu benlik, insanın akılcı ve mantıklı tarafıdır. Bu tutum sayesine ne asi olur ne de uysal. Olay ve olgulara gerçekçi değerlendirmeler yaparak bakar. Ani çıkışlar yerine sık dokuyup ince eler. Başkasının hatırı için karar vermez. Doğrusu neyse onu yapar. Yetişkin benlik durumu, ana baba ile çocuk benlik arasında uzlaştırıcı, sorun çözücü, bir benlik özelliği gösterir ve kişiliğimizin akılcı yanını oluşturur. Olgun, irdeleyen, sorgulayan, düşünen dolayısıyla önyargılarıyla hareket etmeyen yetişkin benlik, ana baba benliğinin tersine kendisine öğretilenleri sorgulamaksızın, olduğu gibi kabul etmez. Üzerinde düşünerek doğruluğuna ya da yanlışlığına karar veren bir benliktir. Bu nedenle yetişkin benliğin en önemli özelliği, belirli bir sorun ya da durumla ilgili bilgi toplaması, bunları değerlendirmesi, olasılıklar üze rinde durarak sorunu çözmesi ya da durumu anlaması, duygular ve önyargılar üzerinde değil, gerçekler üzerinde yoğunlaşmasıdır.
İnsanlar ilişkilerinde genellikle kaç temel yaklaşımdan birini benimserler?
• Saldırgan davranış biçimi • Çekingen davranış biçimi ve • Güvenli davranış biçimi
Saldırgan davranış biçiminin özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
Saldırganlık, doğuştan beraberimizde getirdiğimiz bir içgüdümüzdür. İnsanoğlu, içgüdüsel olarak saldırganlığa sahiptir. Hayvanlık dürtüsü aslında bireyin yaşaması için gereklidir. İnsan ilişkilerinde saldırgan davranış biçimine sahip olmak iletişim kalitesine olumsuz anlamda katkıda bulunmaktadır. İnsan ilişkilerinde, kimisi, yalnızca kendini düşünür ve daima kendini haklı görür. Bu kişiler, saldırgan davranış biçimine sahiptir. İletişimde saldırgan kişi diğer kişileri aşağılar, saygı göstermez, başkalarının duygu ve düşünceleri ile ilgilenmez. Saldırgan kişi, bireylerarası iletişimde genellikle iletişim kurarken gönderdiği mesajlarla sen önemli değilsin, önemli olan benim mesajını vermeye çalışmaktadır. Hiç düşünmeden başkalarını kırarak kendisini hâkli çıkarmaya çalışır. Duygularını tanımaz. Başkaları adına seçim yapar karar verir. Kendisini üstün görür. Amaca ulaşmada başkaldırır, kırma eğilimine girer. İletişimlerinde yüksek ses tonu, argo ve kaba dili sıkça kullanır; düşünce ve duygularını ise inatla savunur.
Çekingen davranış biçiminin özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
Çekingen kişiler, duygu ve düşüncelerini ifade etmede zorlanırlar. Benlik saygıları düşüktür. Sürekli bir kaygı ve endişe içindedirler. Kendi içlerinde suçluluk ve öfke duygusu yaşarlar. Çekingen kişi iletişimlerinde gönderdiği mesajlarla sürekli olarak karşısındaki kişiye ben önemli değilim, sen önemlisin mesajını verir. Kendisini inkâr eder. Duygularına karşı dürüst değildir. İstediği amaçlara ulaşamaz. Başkaları kendisi hakkında karar verir, buna sesini çıkartmaz. İletişim esnasında alçak ses tonunu kullanma temkinli olma, sorunlardan kaçma ve kendi duygularına önem vermeme eğilimindedir.
Güvenli (Atılgan) Davranış biçiminin özellikleri nelerdir? Açıklayınız.
Güven kişinin güç duygusundan kaynaklanır. Kendisine güvenen kişi başkasına da güvenir. Başkasına güvenmeyen kişi kendisine de güvenmez. İnsan ilişkilerinde bazıları önce kendini düşünse de, başkalarının haklarını ve duygularını her zaman hesaba katar. Bu kişiler, güvenli davranış biçimine sahip kişilerdir. Güvenli davranış biçimi, bazı kaynaklarda atılgan davranış biçimi olarak da ifade edilmektedir. Güvenli davranışı benimsemiş kişi, bireylerarası iletişimlerinde kendisinin ve başkalarının haklarına saygılıdır. Kendisine olan güveni ve benlik saygısı yüksektir. Kendisininki kadar, başkalarının duygu ve düşünceleri ile de ilgilenir, onları da dikkate alır.
Bireylerarası etkileşim ve olumlu iletişimi engelleyen
etmenler nelerdir?
Kendi düşünce ve fikirlerimizi tek doğru olarak
benimsemek, başkalarının fikir, düşünce ve duygularını
görmezden gelmek ve önemsememek, onlara saygı
göstermemek gibi davranışlar, bireylerarası etkileşim ve
olumlu iletişimi engelleyen etmenlerdir.
Egosantrizm yani benmerkezcilik kavramı ne anlama
gelmektedir?
Bir kimsenin dünyayı ve çevresini sadece kendi
bakış açısından görmesidir. Benmerkezcilik
(egosantrizm), başkalarının varlığını ve çıkarlarını göz
ardı ederek kendini ve sorunsalını her şeyin merkezine
koyma tutumu ve davranışıdır. Benmerkezcilik, başkasının
görüşlerini ve bakış açılarını anlamada yetersiz olma,
kendi gördüğü ve düşündüğü şeyleri herkesin gördüğünü
zannetmektir.
Bakış açısı nasıl ifade edilebilir?
Bakış açısı, herhangi bir varlık, olay ve insan
karşısında, sahip olduğumuz dünya görüşü, hayat
tecrübesi, kültür, yaş, meslek, cinsiyet, ruh hali ve yere
göre aldığımız algılama, idrak etme ve yargılama tavrıdır.
Benmerkezcilik dönemi insandan kaç yaşından itibaren
sona erer?
6 yaş civarında sona erer.
Empati ne demektir?
Bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine
koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin
duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması,
hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecine "empati"
adı verilir.
Günümüzde "empati" denildiğinde akla gelen Carl
Rogers, hangi konudaki çalışmaları ve becerisi ile
ünlenmiştir?
Psikoterapi alanında empatik iletişim kurma
becerisi ile ünlenmiştir?
Empati tanımı üç temel ögeden oluşmaktadır. Bu
öğeler nasıl sıralanabilir?
• Birinci öge, empati kuracak kişi kendisini
karşısındakinin yerine koymalı, olaylara onun
bakış açısıyla bakmalıdır. Başka bir söyleyişle,
empati kurmak isteyen kişinin karşısındaki
kişinin fenomonolojik alanına girmesi gereklidir.
Karşımızdaki kişinin rolüne girerek empati
kurduğumuzda, o kişinin rolünde kısa bir süre
kalmalı, daha sonra da bu rolden çıkarak kendi
rolümüze geçebilmeliyiz. Aksi halde empati
kurmuş sayılmayız. Karşımızdaki ile özdeşim
kurmak (ona benzemek) veya ona sempati
duymak, empatiden farklı şeylerdir.
• İkinci öge, empati kurmuş sayılmamız için,
karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini
doğru olarak anlamamız gereklidir.
Karşımızdakinin yalnızca duygularını veya
yalnızca düşüncelerini anlamış olmak yeterli
değildir.
• Empati tanımındaki son (üçüncü) öge ise, empati
kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın,
karşıdaki kişiye iletilmesi davranışıdır.
Karşımızdaki kişinin duygularını ve
düşüncelerini tam olarak anlasak bile eğer
anladığımızı ifade etmezsek empati kurma
sürecini tamamlamış sayılmayız.
Fenomenolojik alan nasıl açıklanabilir?
Psikolojideki fenomenolojik yaklaşıma göre her
insanın bir fenomenolojik alanı vardır. Her insan gerek
kendisini gerek çevresini, kendisine özgü bir biçimde
algılar; bu algısal yaşantı özneldir (subjektiftir); kişiye
özgüdür. Yani her insan dünyaya, kendine özgü bir bakış
tarzıyla bakar. Eğer bir insanı anlamak istiyorsak, dünyaya
onun bakış tarzıyla bakmalı, gerçekleştirmek için de
empati kurmak istediğimiz kişinin rolüne girmeli, onun
yerine geçerek adeta olaylara onun gözlüklerinin
gerisinden bakmalıyız.
Empati kaç temel bileşenden oluşmaktadır? Bu
bileşenler hangileridir? Açıklayınız.
Empatiyi tanımlarken, empatinin iki temel
bileşeninden söz etmiş oluyoruz. Bunlar empatinin bilişsel
ve duygusal bileşenleridir. Karşımızdakinin rolüne girerek
onun ne düşündüğünü anlamamız, bilişsel nitelikli bir
etkinlik (bilişsel rol alma/bilişsel perspektif alma),
karşımızdakinin hissettiklerinin aynısını hissetmemiz ise
duygusal nitelikli bir etkinliktir (duygusal rol
alma/duygusal perspektif alma). Bilişsel rol alma duygusal
rol almanın ön şartı sayılabilir.
Karşımızdaki insanlara empatik tepki vermenin kaç
yolu vardır?
Karşımızdaki insanlara empatik tepki vermenin
iki yolu vardır:
- Yüzümüzü,
- Bedenimizi kullanarak
onu anladığımızı ifade etmek.
Ford empatiyi nasıl tanımlamaktadır?
Ford empatiyi benmerkezcilikten uzak davranış
olarak tanımlamıştır.
Ford’a göre kaç tür benmerkezcilik vardır?
Ford’a göre üç tür benmerkezcilik vardır. Bunlar;
• Görsel benmerkezcilik
• Bilişsel benmerkezcilik
• Duygusal benmerkezcilik
Kurdek ve Rodgon kaç tür perspektif alma şekli
tanımlamışlardır?
Kurdek ve Rodgon üç tür perspektif alma şekli
tanımlamışlardır. Bunlar;
• Algısal perspektif alma (diğer kişinin bakış
açısını fark etme),
• Bilişsel perspektif alma (diğer kişinin ne
düşündüğünü fark etme),
• Duygusal perspektif alma (diğer kişinin
yaşamakta olduğu duyguların neler olduğunu fark
etme).
Claude Lavi Strauss hangi alanlar üzerinde
çalışmalarda bulunmuştur?
Felsefik ve antropolojik gözlemlerde bulunan
Claude Lavi Strauss kültür ve çeşitlilik üzerine inceleme
ve çalışmalarda bulunmuştur.
Mevlena’nın “kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirine
zarar vermeden de birlikte yol almanın mümkün
olduğunu!” sözü ile ne anlatılmaktadır?
Mevlana bu söz ile farklılığın toplumsal uyum için
ne kadar önemli olduğunu gözler önüne sermektedir.
İnsanlar neden farklıdır?
İnsanlar farklıdır; çünkü
• Farklı giyinirler,
• Farklı düşünürler,
• Farklı konuşurlar,
• Farklı yaşarlar,
• Farklı inançları vardır,
• Farklı yollarda yürürler,
• Farklı takım tutarlar.
Benlik ne anlama gelmektedir. Açıklayınız?
Benlik; kişinin sahip olduğu tüm zihinsel yapının
ve dış özelliklerinin bir bütünüdür. Kişinin fiziksel
özellikleriyle şekillenen dış görüntüsü benliğin bir
parçasıyken, sahip olduğu düşünce yapısı da yine benlik
ile bir bütünlük oluşturmaktadır. Kişinin sahip olduğu
düşünce yapısı, benliğini değerlendirebilmesini ve
kendisiyle ilgili gerek fiziksel özellikler gerekse de
davranış yapısıyla ilgili iyi ya da kötü bir sonuca
varmasıdır. Benlik saygısı olarak tanımlanan bu durumsa,
basit olarak kişinin hayatını şekillendiren davranış ve
fiziksel özelliklerini beğenip beğenmemesidir. Benlik,
bireye çevresindeki olguları bilinçli olarak ayırt etme
imkânı veren ve özü yalnızca insan ilişkilerinden oluşan
kişilik kesimidir. Benlik kavramı, kendi kendimizle ilgili
bütün düşüncelerimiz, algılamalarımız, duygu ve
değerlendirmelerimizdir. Benlik insanın kendisidir. Bir
başka anlatımla benlik; kişinin kendini sevebilmeye olan
yatkınlığı ve kendini sevmeye olduğu kadar “sevilmeye”
de layık görüp görmemesidir.
Toplumsal benlik neleri kapsamaktadır?
Toplumsal benlik, bireyin tüm davranış
örüntülerini ve tecrübelerinin sonuçlarını içerir.
“Benlik” ile “kişilik” arasındaki ilişki nedir?
Açıklayınız.
“Ben” ya da “Benlik”, kişiliğin temel
özelliklerini verir. Benlik ve kişilik arasında, gelişme ve
yapı bakımından, kesin bir sınır çizmek çok zordur. Benlik
ile kişilik iç içe olmakla birlikte, benlik kişilikten farklı
özellikler taşır. İnsan, kişiliğinin karakter ve mizaç gibi
kimi özelliklerinin bir bölümünden ya da bütününden
haberdar olmayabilir. Bunlara ilişkin bilgisi ya yoktur, ya
da az ve hatalıdır. Kişiliğinin dışarıya yansıyan, başkaları
tarafından değerlendirilen yanlarını bilmez, tanımaz.
Benlik, insanın kendi kişiliğine ilişkin kanılarının toplamı,
insanın kendisini tanıma ve değerlendirme biçimidir. Yani
benlik, kişiliğin öznel yanıdır, insanın iç varlığını
oluşturur. Benlik, kişilik gibi anlaşılması güç ve karmaşık
bir kavramdır. Bu kavramın anlaşılması ve yapısını
oluşturan öğelerin çözümlenmesi için, insanın kendi
kendisine sorduğu sorulara içtenlikle cevap araması
gerekir. Böylece insan, kim olduğu, amacının ne olduğu,
ne yapabileceği, nelere değer verip inanıp bağlanacağı
sorularına yanıt arayarak benliğini tanır.
Gerçek ve ideal benlik kavramları ne anlama
gelmektedir? Açıklayınız.
Gerçek ve ideal benlik bireyin kendi fizyolojik,
psişik ve sosyo-psişik özellikleri ile tüm yetenekleri
hakkındaki kanıları, genel olarak “gerçek benlik” olarak
adlandırılır. Bunun yanında, bireyin toplumdan kendine
göre edindiği bir değer sistemi vardır. Güncel yaşamında
neyi yapacağına, neyi yapamayacağına karar verirken,
birey bu öznelleşmiş değer sistemine başvurur. İşte kişinin
bu değerleri algılama biçimi ile yaşamına yön veren hedef
ve idealleri üzerindeki kanıları da “ideal benlik”tir.
Benliğin insan yaşamındaki görevi nelerdir?
Sıralayınız.
• İçgüdülerden ve dürtülerden kaynaklanan
güdüleri engellemek, denetlemek ve düzenlemek
• Çevredeki nesne ve kişilerle bağlantı kurmak
• Gerçeği tanımak, denemek, anlamak
• Gerçeğe uyum sağlamak
• Çevreden gelen uyarımları sınırlamak, sıralamak,
zamanlamak
• Algılamak, saklamak, hatırlamak, düşünmek,
karşılaştırmak, çıkarımlar yapmak, yargıya
varmak
• Kavramları birleştirmek ve bütünleştirmek
• Kişinin karşılaştığı engelleri aşabilecek güçleri
toplamak
• Geleceğe ilişkin beklenti ve amaçlar saptamak
• Kişiliği kaygıdan kurtaran savunma düzenlerini
kullanmak.
Benlik gelişiminde iletişimin rolü nasıl
açıklanabilir?
İletişim insanoğlunun yaşamında, hava gibi, su
gibi bir ihtiyaçtır. İletişim olmasa bireylerin ya da toplumların yaşamlarını devam ettirmeleri neredeyse
imkansızdır. Bireyin benlik gelişimi toplumsallaşma
sürecinde ortaya çıkar. Birey doğduğu andan itibaren,
doğduğu toplumun ve içerisinde bulunduğu sosyal yapının
kendisine öğrettiklerini benimsemesi ile bir kimlik sahibi
olur. Birey öncelikle aileden aldığı iletiler ve davranış
biçimleri, daha sonra çevresi ve kitle iletişim araçları
aracılığı ile edindiği davranış biçimlerini benimser. Bu
davranış biçimlerini kendi içerisinde yorumlayarak benlik
oluşumunu tamamlar. Toplumsallaşma sürecinde kitle
iletişim araçlarının önemi büyüktür. Dolayısı ile bireylerin
değer yargıları, idealleri, kendisi ile ilgili yeteneklerinin
olup olmadığını anlamaları ve bunları geliştirerek benlik
oluşumunu sağlamaları için iletişim olmazsa olmaz bir
koşuldur. Sonuç olarak, iletişimin olmadığı bir ortamda,
benlik gelişiminden söz edilemez. Toplumda izole
edilmiş, diğer insanlarla hiçbir diyalogu olmayan, değer
yargılarından kim ne olduğundan habersiz bir bireyin
sosyal olarak benliğinin oluşması hemen hemen
imkansızdır.
Eric Berne tarafından ortaya atılmış olan
Transaksiyonel Analiz ne tür bir yöntemdir? İçeriği nedir?
Transaksiyonel Analiz (TA), kişilik, kişilerarası
ilişkiler, iletişim, gelişim, yaşam, psikopatoloji,
psikoterapi gibi çok geniş bir yelpaze üzerinde insan
davranışını açıklayan bir yaklaşımdır. Transaksiyonel
analiz insanların düşünce, duygu ve davranışlarının
anlaşılmasında ve açıklanmasında oldukça kolay anlaşılır
bir model sunmaktadır. Kişilerarası iletişim çatışmalarında
“Transaksiyonel Analiz” olarak bilinen model, empatik
iletişim becerisini geliştirmede oldukça yararlı ipuçları
sağlamaktadır.
Transaksiyonel analize göre, insan kişiliği kaç
bölümden oluşur? Bunlar hangileridir?
Transaksiyonel analize göre, insanın kişiliği üç
bölümden oluşur. Bu kişilikleri “ego-durumları” olarak da
adlandırabiliriz. Bunlar ana baba (ebebeyn), çocuk ve
yetişkin benlik durumlarıdır. Bu benlik durumlarına kişisel
roller de diyebiliriz. Bir insan, kişilerarası iletişim
sırasında bu üç temel rolden birini ya da tümünü
benimseyebilir.
Transaksiyonel analize göre, ebeveyn ego-durumu
nasıl açıklanabilir?
Ebeveyn ego-durumu, çocukluk dönemindeki
başta anne-baba olmak üzere tüm otorite figürlerine ait
kayıtlarından oluşur. Yaşamın ilk yıllarında otorite
figürlerinin davranışlarını, farklı durumlarda verdikleri
tepkileri, çeşitli konulardaki düşünce ve tutumlarını izler
ve kaydederiz. Yıllar sonra bu ego durumu aktif
olduğunda, tıpkı çocukken izlediğimiz ve kaydettiğimiz bu
otorite figürleri gibi hisseder, onlar gibi düşünür, onlar
gibi konuşur ve onlar gibi tepki veririz. Bazıları iletişim
içinde oldukları insanlara karşı anne-baba tavrı takınarak
öğütler verir ve onları istekleri doğrultuda yönlendirmeye
çalışırlar. Bu benlik durumu, kişiliğimizin insanlara nasıl
davranmaları gerektiği konusunda öğütler, emirler veren
bölümüdür.
Ana baba benliği, kaç biçimde kendini gösterir?
Ana baba benliği, koruyucu ve yargılayıcı, olmak
üzere iki biçimde kendisini gösterir.
Koruyucu ana babalık biçimini açıklayınız?
Koruyucu ana baba, karşısındaki kişiyi kaç
yaşında ve toplumsal konumu ne olursa olsun onu
korumaya, kollamaya yönelen bir benliktir. Koruyucu ana
baba benlik durumunda, fedakârlık, başkaları için bir şey
yapma isteği ağır basar. Koruyucu anne-baba rolünü
benimseyenler, diğer insanların iyilikleri için uğraşırlar;
karşılarındakileri tıpkı bir çocuk gibi görüp onları
korumaya ve kollamaya çalışırlar. Zararlı davranışlarını
bırakmalarını ve zararlı alışkanlıklarından vazgeçmelerini
isterler. Bu benliği öne çıkmış kişiler, iyilikleriyle,
insanlar üzerinde tahakküm kurarlar. Gerek günlük,
gerekse iş yaşantımızda bu benlik ve rol örnekleriyle çok
sık karşılaşırız. Örneğin, çocuklarının yapabileceği bir
takım işleri sırf onlar yorulmasın diye kendileri yapan ana
babalar, iş yaşamında, “Sen üzülme, ben senin yerine işini
yaparım” diyen yöneticiler gibi.
Eleştirici, yargılayıcı ana baba benliği biçimini
açıklayınız?
Eleştirici, yargılayıcı ana baba benliği ise
toplumsal kuralları ve değerleri korumaya, bunlara
uymayanları eleştirmeye ve gerektiğinde cezalandırmaya
yönelik bir benliktir. Eleştirici anne-baba tavrını
takınanlar, toplumsal çıkarlar ve kurallar için başkalarını
uyarır ve eleştirirler. Bu tür insanlar kendilerini kültür
mirasının mirasçısı ve yeni kuşaklara kurtarıcısı olarak
görürler. Bu benlik durumunu öne çıkartan kişiler, yakın
çevrelerinden öğrendikleri değerleri, tek ve değişmez
doğrular olarak kabul ederler. Her şeyi belirli kalıplar
içinde değerlendirirler. Bu özellikleri onları değişime ve
yeniliği kapalı tutar. Özellikle eleştirici ana baba yönü ağır
basan kişiler, toplumun gelenek ve göreneklerini doğru ya
da yanlışlığını irdelemeksizin olduğu gibi kabul ederler ve
onları koruma görevini üstlenirler. Kuşaklar arasındaki
çatışma olarak tanımladığımız sorunun da ha çok bu tür
ana babalarla gençler arasında yaşandığına tanık
olmaktayız. Bu benlik durumunu öne çıkartan kişiler için
başkaları çok önemlidir. Başkalarının eleştirilerine hedef
olmamak için kendi özgürlüklerinden, isteklerinden
kolayca vazgeçerler. Onlar için kendi düşünceleri değil,
yaşadıkları toplumun değerleri ve bu değerlerin
temsilciliğini ve denetimini üstlenen kişiler önemlidir.
Kendileri de başkalarının yaşamlarını denetleyen ve
yargılayan bir rol üstlenen bu kişiler için başkalarının
hoşuna gidecek şekilde davranmak, onların cezalarından
kaçınmak son derece önemlidir.
Ana-baba benliğine sahip olan kişi iletişim kurarken
genellikle ne tür davranışlarda bulunur?
• Yargılar,
• Denetler,
• Ders verir,
• Akıl öğretir,
• Korur ve kollar,
• Sahip çıkar,
• Problem çözer,
• Kısıtlar ve
• Önyargı ve kalıpları vardır.
Ana-baba benliğine sahip kişiler iletişimlerinde
ağırlıklı olarak hangi ifadelere yer vererek konuşurlar?
Örnek vermek gerekecek olursa, ana-baba
benliğine sahip kişiler iletişimlerinde ağırlıklı olarak şu
ifadelere yer vererek konuşurlar:
• ‘‘ Olmamış!”
• ‘‘Böyle yap!”
• ‘‘Merak etme ben hallederim!
• ‘‘Olmaz öyle şey!”
Çocuk benliğine sahip olan kişi iletişim kurarken
genellikle ne tür davranışlar sergiler?
• Kontrolsüzdür,
• Sorumsuz davranır,
• Sabırsızdır,
• Merak eder,
• Yaratıcıdır,
• Hazza yöneliktir,
• İçinden geldiği gibi davranır,
• Benmerkezcidir.
Yetişkin benliğine sahip olan kişi iletişim kurarken
genellikle hangi tür davranışlarda bulunurlar?
Yetişkin benliğine sahip olan kişi iletişim
kurarken genellikle
• Akılcıdır,
• Paylaşır,
• Anlar,
• Geliştirir
• Çözüm bulmaya yöneltir.
Yetişkin Benliğinin özellikleri nelerdir?
Bu benlik, insanın akılcı ve mantıklı tarafıdır. Bu
tutum sayesine ne asi olur ne de uysal. Olay ve olgulara
gerçekçi değerlendirmeler yaparak bakar. Ani çıkışlar
yerine sık dokuyup ince eler. Başkasının hatırı için karar
vermez. Doğrusu neyse onu yapar. Yetişkin benlik
durumu, ana baba ile çocuk benlik arasında uzlaştırıcı,
sorun çözücü, bir benlik özelliği gösterir ve kişiliğimizin
akılcı yanını oluşturur. Olgun, irdeleyen, sorgulayan,
düşünen dolayısıyla önyargılarıyla hareket etmeyen
yetişkin benlik, ana baba benliğinin tersine kendisine
öğretilenleri sorgulamaksızın, olduğu gibi kabul etmez.
Üzerinde düşünerek doğruluğuna ya da yanlışlığına karar
veren bir benliktir. Bu nedenle yetişkin benliğin en önemli
özelliği, belirli bir sorun ya da durumla ilgili bilgi
toplaması, bunları değerlendirmesi, olasılıklar üze rinde
durarak sorunu çözmesi ya da durumu anlaması, duygular
ve önyargılar üzerinde değil, gerçekler üzerinde
yoğunlaşmasıdır.
İnsanlar ilişkilerinde genellikle kaç temel
yaklaşımdan birini benimserler?
• Saldırgan davranış biçimi
• Çekingen davranış biçimi ve
• Güvenli davranış biçimi
Saldırgan davranış biçiminin özellikleri nelerdir?
Açıklayınız.
Saldırganlık, doğuştan beraberimizde
getirdiğimiz bir içgüdümüzdür. İnsanoğlu, içgüdüsel
olarak saldırganlığa sahiptir. Hayvanlık dürtüsü aslında
bireyin yaşaması için gereklidir. İnsan ilişkilerinde
saldırgan davranış biçimine sahip olmak iletişim kalitesine
olumsuz anlamda katkıda bulunmaktadır. İnsan
ilişkilerinde, kimisi, yalnızca kendini düşünür ve daima
kendini haklı görür. Bu kişiler, saldırgan davranış
biçimine sahiptir. İletişimde saldırgan kişi diğer kişileri
aşağılar, saygı göstermez, başkalarının duygu ve
düşünceleri ile ilgilenmez. Saldırgan kişi, bireylerarası
iletişimde genellikle iletişim kurarken gönderdiği
mesajlarla “sen önemli değilsin, önemli olan benim”
mesajını vermeye çalışmaktadır. Hiç düşünmeden
başkalarını kırarak kendisini hâkli çıkarmaya çalışır.
Duygularını tanımaz. Başkaları adına seçim yapar karar
verir. Kendisini üstün görür. Amaca ulaşmada başkaldırır,
kırma eğilimine girer. İletişimlerinde yüksek ses tonu,
argo ve kaba dili sıkça kullanır; düşünce ve duygularını ise
inatla savunur.
Çekingen davranış biçiminin özellikleri nelerdir?
Açıklayınız.
Çekingen kişiler, duygu ve düşüncelerini ifade
etmede zorlanırlar. Benlik saygıları düşüktür. Sürekli bir
kaygı ve endişe içindedirler. Kendi içlerinde suçluluk ve
öfke duygusu yaşarlar. Çekingen kişi iletişimlerinde
gönderdiği mesajlarla sürekli olarak karşısındaki kişiye
“ben önemli değilim, sen önemlisin” mesajını verir.
Kendisini inkâr eder. Duygularına karşı dürüst değildir.
İstediği amaçlara ulaşamaz. Başkaları kendisi hakkında
karar verir, buna sesini çıkartmaz. İletişim esnasında alçak
ses tonunu kullanma temkinli olma, sorunlardan kaçma ve
kendi duygularına önem vermeme eğilimindedir.
Güvenli (Atılgan) Davranış biçiminin özellikleri
nelerdir? Açıklayınız.
Güven kişinin güç duygusundan kaynaklanır.
Kendisine güvenen kişi başkasına da güvenir. Başkasına
güvenmeyen kişi kendisine de güvenmez. İnsan
ilişkilerinde bazıları önce kendini düşünse de, başkalarının
haklarını ve duygularını her zaman hesaba katar. Bu kişiler, güvenli davranış biçimine sahip kişilerdir. Güvenli
davranış biçimi, bazı kaynaklarda atılgan davranış biçimi
olarak da ifade edilmektedir. Güvenli davranışı
benimsemiş kişi, bireylerarası iletişimlerinde kendisinin
ve başkalarının haklarına saygılıdır. Kendisine olan güveni
ve benlik saygısı yüksektir. Kendisininki kadar,
başkalarının duygu ve düşünceleri ile de ilgilenir, onları da
dikkate alır.
İletişim nedir? Tanımlayınız.
İletişim; bilgilerin, duyguların, düşüncelerin, sorunların ve çözümlerin insandan insana ya da toplumdan topluma aktarılma ve iletilme süreci şeklinde tanımlanabilir. Başka bir ifadeyle duyguların, davranışların, düşüncelerin açıklanması ve anlaşılmasında en büyük etken olan bir araçtır. İletişim; anlamlarında uzlaşılmış simge ve semboller aracılığıyla, bilgi, duygu ve düşüncelerin biriktirilip aktarılmasının ve paylaşılmasının hem ortak hem de değişik zaman ve mekân boyutlarında gerçekleştirilmesidir.
Benmerkezcilik nedir?
Benmerkezcilik (egosantrizm), başkalarının varlığını ve çıkarlarını göz ardı ederek kendini ve sorunsalını her şeyin merkezine koyma tutumu ve davranışıdır. Benmerkezcilik, başkasının görüşlerini ve bakış açılarını anlamada yetersiz olma, kendi gördüğü ve düşündüğü şeyleri herkesin gördüğünü zannetmektir. Benmerkezci düşünme, insanların doğal olarak başkalarının hak ve ihtiyaçlarını görmemeleri gibi bir talihsizlikten kaynaklanır. Benmerkezcilik, bireylerarası ilişkilerde olayları bir başkasının görüş açısından görememektir. Benmerkezcilik, iletişimde kaliteyi ve başarıyı yakalamak için farklı bakış açılarını hayal edememektir.
Benmerkezcilikle bencillik arasındaki fark nedir?
Benmerkezcilikle bencillik farklı ama ilişkili iki kavramdır. Bencillik; her olayda, her işlemde kendi menfaatini düşünme ve her işten çıkar sağlama düşüncesidir. Benmerkezcilik ise dünyayı “ben”e dayanarak algılamaya ve yorumlamaya karşılık gelir. Eğitimbilimciler bencillik ve benmerkezcilik düşüncesinin genel olarak 2-7 yaşları arasındaki evrelerde kazanıldığını söylemektedir.
Bir insanın karşısındaki kişi ile empati kurabilmesi için gerekli olan ögeler nelerdir?
Bir insanın karşısındaki kişi ile empati kurabilmesi için gerekli olan ögeleri şöyle sıralayabiliriz:
- Birinci öge, empati kuracak kişi kendisini karşısındakinin yerine koymalı, olaylara onun bakış açısıyla bakmalıdır. Başka bir söyleyişle, empati kurmak isteyen kişi, karşısındaki kişinin fenomonolojik alanına girmesi gereklidir.
- İkinci öge, empati kurmuş sayılmak için, karşıdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamak gerekir. Karşımızdakinin yalnızca duygularını veya yalnızca düşüncelerini anlamış olmak yeterli değildir.
- Üçüncü öge, empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın, karşıdaki kişiye iletilmesi davranışıdır. Karşıdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini tam olarak anlasak bile anladığımızı ifade etmezsek empati kurma sürecini tamamlamış sayılmayız.
Ford’a göre benmerkezcilik türleri nelerdir?
Ford’a göre üç tür benmerkezcilik vardır. Bunlar;
- Görsel benmerkezcilik
- Bilişsel benmerkezcilik
- Duygusal benmerkezcilik
Kurdek ve Rodgon perspektif alma ile empati kurma arasında nasıl bir bağlantı kurmuştur?
Kurdek ve Rodgon üç tür perspektif alma şekli tanımlamışlardır. Bunlar;
- Algısal perspektif alma (diğer kişinin bakış açısını fark etme),
- Bilişsel perspektif alma (diğer kişinin ne düşündüğünü fark etme),
- Duygusal perspektif alma (diğer kişinin yaşamakta olduğu duyguların neler olduğunu fark etme).
Kurdek ve Rodgon’a göre, algısal, bilişsel ve duygusal açıdan karşılarındaki insanın perspektifini alamayanlar, benmerkezci davranmış olurlar ve dolayısıyla da onlarla empati kuramazlar.
Anlaşma niyetine sahip olmak bireyler arası ilişkiyi nasıl etkiler?
Eğer bireyler arasında anlaşma niyeti yoksa, hiçbir iletişim tekniği anlaşmayı sağlayamaz. Anlaşma niyetinde olmak, benmerkezciliği bir kenara bırakmak, karşımızdaki kişiye farklı olduğu bilinciyle yaklaşmak ve onun farklılığına saygı göstermekle alakalı bir durumdur. Sadece kendi kişiliğini erdem kabul edenler ve karşısındaki kişiyi görmezden gelip ona saygı göstermeyen kişiler kendi doğrularını başkalarına kabul ettirmeye uğraşırlar, karşısındakinin aynı şeyi kendisi gibi algılamasını, kendisi gibi düşünmesini, kendi vardığı sonuçlara varmasını beklerler ve dolayısıyla farklılığa hoşgörülü değildirler.
İlişki mühendisliği nedir?
Nasıl inşaat, makine mühendislikleri varsa, insan ilişkileri mühendisliği de vardır. Nasıl, mühendis olmayanların yaptığı evlerde yaşanabiliyorsa, insan ilişkileri mühendisliğinin kurallarından habersiz olanlar da iyi arkadaş, iyi eş, iyi çalışan, iyi yönetici olabilirler. Ancak, mühendis olmayanların yaptığı evlerin orta güçte bir depremde yerle bir olması gibi, insan ilişkileri mühendisliğini bilmeyenlerin ilişkileri de, bir zorlama ve çatışmayla yerle bir olabilir. İlişki mühendisliğinin ilk kuralı, farklılığa saygı göstermektir. Ancak kültürümüzde baskın olan iletişim benlikleri yüzünden saygı göstermek ve kaliteli iletişimler gerçekleştirmek zorlaşmaktadır. Günümüz dünyasında, bir insanın uyanık olduğu zamanın ortalama yüzde 75’ini iletişim kurarak, iletişim kurduğu zamanın ise yüzde 75’ini konuşarak geçirdiği düşünülmektedir. Buradan hareketle, insan ilişkilerinde amaç iletişim kurmak, ancak yöntem ağırlıklı olarak konuşmak olduğunda sonuç, yüzde 100 “anlaşamamak” olmaktadır.
Benlik nedir?
Yalın bir tanımla benlik; kişinin sahip olduğu tüm zihinsel yapının ve dış özelliklerinin bir bütünüdür. Bir başka anlatımla benlik; kişinin kendini sevebilmeye olan yatkınlığı ve kendini sevmeye olduğu kadar “sevilmeye” de layık görüp görmemesidir. Benlik, bireye çevresindeki olguları bilinçli olarak ayırt etme imkânı veren ve özü yalnızca insan ilişkilerinden oluşan kişilik kesimidir.
Ebeveynlerin çocuk üzerindeki davranışlarının, benliğin şekillenmesinde nasıl bir etkisi vardır?
Benlik, kişinin kendini sevebilmeye olan yatkınlığı ve kendini sevmeye olduğu kadar “sevilmeye” de layık görüp görmemesidir. Kişi şayet kendini sevmeye ve sevilmeye layık görüyorsa, benlik yapısı olumlu yönde etkilenir ve ortalama sosyal hayatında kurduğu bağlantıların da daha güçlü hale gelmesi sağlanır. Kişinin çevresindeki insanlarla olan iletişimi, kendi benlik yapısının farkındalığında saklıdır. Bu aşamada benlik saygısının şekillendiği çocukluk yıllarında, ebeveynlerin çocuk üzerindeki davranışları muazzam derecede önem kazanır.
Benliğin insan yaşamındaki görevleri nelerdir?
Benliğin insan yaşamındaki görevleri şunlardır:
• İçgüdülerden ve dürtülerden kaynaklanan güdüleri engellemek, denetlemek ve düzenlemek
• Çevredeki nesne ve kişilerle bağlantı kurmak
• Gerçeği tanımak, denemek, anlamak
• Gerçeğe uyum sağlamak
• Çevreden gelen uyarımları sınırlamak, sıralamak, zamanlamak
• Algılamak, saklamak, hatırlamak, düşünmek, karşılaştırmak, çıkarımlar yapmak, yargıya varmak
• Kavramları birleştirmek ve bütünleştirmek
• Kişinin karşılaştığı engelleri aşabilecek güçleri toplamak
• Geleceğe ilişkin beklenti ve amaçlar saptamak
• Kişiliği kaygıdan kurtaran savunma düzenlerini kullanmak
Koruyucu ana-baba benlik durumunu öne çıkaran kişiler nasıl bir davranış sergilerler?
Koruyucu ana baba benlik durumunda, fedakârlık, başkaları için bir şey yapma isteği ağır basar. Koruyan anne-baba ve eleştiren anne-baba olmak üzere iki türlü davranan insanlar vardır. Koruyucu anne-baba rolünü benimseyenler, diğer insanların iyilikleri için uğraşırlar; karşılarındakileri tıpkı bir çocuk gibi görüp onları korumaya ve kollamaya çalışırlar. Zararlı davranışlarını bırakmalarını ve zararlı alışkanlıklarından vazgeçmelerini isterler. Bu benliği öne çıkmış kişiler, iyilikleriyle, insanlar üzerinde tahakküm kurarlar. Gerek günlük, gerekse iş yaşantımızda bu benlik ve rol örnekleriyle çok sık karşılaşırız.
Eleştirici/yargılayıcı ana-baba benlik durumunu öne çıkaran kişiler nasıl bir davranış sergilerler?
Eleştirici, yargılayıcı ana baba benliği, toplumsal kuralları ve değerleri korumaya, bunlara uymayanları eleştirmeye ve gerektiğinde cezalandırmaya yönelik bir benliktir. Eleştirici anne-baba tavrını takınanlar, toplumsal çıkarlar ve kurallar için başkalarını uyarır ve eleştirirler. Bu tür insanlar kendilerini kültür mirasının mirasçısı ve yeni kuşaklara aktarıcısı olarak görürler. Bu benlik durumunu öne çıkartan kişiler, yakın çevrelerinden öğrendikleri değerleri, tek ve değişmez doğrular olarak kabul ederler. Her şeyi belirli kalıplar içinde değerlendirirler. Bu özellikleri onları değişime ve yeniliği kapalı tutar.
Çocuk benliğine sahip olan kişiler iletişim kurarken hangi davranışları sergiler?
Çocuk benliğine sahip olan kişiler iletişim kurarken genellikle şu davranışları sergiler:
- Kontrolsüzdür,
- Sorumsuz davranır,
- Sabırsızdır,
- Merak eder,
- Yaratıcıdır,
- Hazza yöneliktir,
- İçinden geldiği gibi davranır ve
- Benmerkezcidir.
Yetişkin benliğinin özellikleri nelerdir?
Bu benlik, insanın akılcı ve mantıklı tarafıdır. Bu tutum sayesine ne asi olur ne de uysal. Olay ve olgulara gerçekçi değerlendirmeler yaparak bakar. Ani çıkışlar yerine sık dokuyup ince eler. Başkasının hatırı için karar vermez. Doğrusu neyse onu yapar. Yetişkin benlik durumu, ana baba ile çocuk benlik arasında uzlaştırıcı, sorun çözücü, bir benlik özelliği gösterir ve kişiliğimizin akılcı yanını oluşturur. Olgun, irdeleyen, sorgulayan, düşünen dolayısıyla önyargılarıyla hareket etmeyen yetişkin benlik, ana baba benliğinin tersine kendisine öğretilenleri sorgulamaksızın, olduğu gibi kabul etmez. Üzerinde düşünerek doğruluğuna ya da yanlışlığına karar veren bir benliktir. Bu nedenle yetişkin benliğin en önemli özelliği, belirli bir sorun ya da durumla ilgili bilgi toplaması, bunları değerlendirmesi, olasılıklar üzerinde durarak sorunu çözmesi ya da durumu anlaması, duygular ve önyargılar üzerinde değil, gerçekler üzerinde yoğunlaşmasıdır. Kısacası yetişkin benlik gerçeği bulmak için sorular soran bir benliktir.
Kişinin eğitilmesinin saldırgan davranışa nasıl bir katkısı olur?
Kişinin eğitilmesi, bir bakıma yapısında varolan bu saldırganlığın yumuşatılması ve olumlu yollara aktarılması demektir. Aslında, insanda varolan saldırganlık yok olmaz veya tümüyle bastırılamaz, ancak biçim değiştirir. Taşkın sellerin su yollarına akıtılıp, sulama ve elektrik üretme işlerinde kullanılması gibi olumlu ve verimli alanlara yöneltilir. Beden gücünün, kavgada değil spor alanında yarışmaya araç olarak kullanılması, bu yararlı dönüşüme bir örnektir. Uygar insan, saldırganlık dürtüsünü kaba üstünlük sağlamak için kullanmaz. Onun yerine becerisi, yetenekleri ve zekasıyla toplumsal amaçlara yönelir. Ortaya koyduğu işle, başarısıyla, yöneticiliğiyle, yaratıcılığı ile üstün gelme duygusuna doyum sağlar. Başka bir deyişle, içindeki saldırganlık eğilimini yüceltir. Beğenilme, başarı kazanma, yönetme, ortaya bir yapıt koyma, topluma yararlı olma gibi çabalar hep bu saldırgan gücün toplumsal kılığa bürünmüş görüntüleri olarak yorumlanabilir.
İnsan ilişkilerinde saldırgan davranış biçimine sahip olmanın iletişim kalitesine olumsuz etkileri nelerdir?
İnsan ilişkilerinde saldırgan davranış biçimine sahip olmak iletişim kalitesine olumsuz anlamda katkıda bulunmaktadır. İnsan ilişkilerinde, kimisi, yalnızca kendini düşünür ve daima kendini haklı görür. Bu kişiler, saldırgan davranış biçimine sahiptir. İletişimde saldırgan kişi diğer kişileri aşağılar, saygı göstermez, başkalarının duygu ve düşünceleri ile ilgilenmez. Saldırgan kişi, bireyler arası iletişimde genellikle iletişim kurarken gönderdiği mesajlarla “sen önemli değilsin, önemli olan benim” mesajını vermeye çalışmaktadır. Hiç düşünmeden başkalarını kırarak kendisini haklı çıkarmaya çalışır. Duygularını tanımaz. Başkaları adına seçim yapar karar verir. Kendisini üstün görür. Amaca ulaşmada başkaldırır, kırma eğilimine girer. İletişimlerinde yüksek ses tonu, argo ve kaba dili sıkça kullanır; düşünce ve duygularını ise inatla savunur.
Çekingen kişiler nasıl bir davranış biçimi sergiler?
Çekingen kişiler, duygu ve düşüncelerini ifade etmede zorlanırlar. Benlik saygıları düşüktür. Sürekli bir kaygı ve endişe içindedirler. Kendi içlerinde suçluluk ve öfke duygusu yaşarlar. Çekingen kişi iletişimlerinde gönderdiği mesajlarla sürekli olarak karşısındaki kişiye “ben önemli değilim, sen önemlisin” mesajını verir. Kendisini inkâr eder. Duygularına karşı dürüst değildir. İstediği amaçlara ulaşamaz. Başkaları kendisi hakkında karar verir, buna sesini çıkartmaz. İletişim esnasında alçak ses tonunu kullanma, temkinli olma, sorunlardan kaçma ve kendi duygularına önem vermeme eğilimindedir.
Kendine güvenen kişiler nasıl bir davranış sergiler?
Güven kişinin güç duygusundan kaynaklanır. Kendisine güvenen kişi başkasına da güvenir. Başkasına güvenmeyen kişi kendisine de güvenmez. İnsan ilişkilerinde bazıları önce kendini düşünse de, başkalarının haklarını ve duygularını her zaman hesaba katar. Bu kişiler, güvenli davranış biçimine sahip kişilerdir. Güvenli davranış biçimi, bazı kaynaklarda atılgan davranış biçimi olarak da ifade edilmektedir. Güvenli davranışı benimsemiş kişi, bireyler arası iletişimlerinde kendisinin ve başkalarının haklarına saygılıdır. Kendisine olan güveni ve benlik saygısı yüksektir. Kendisininki kadar, başkalarının duygu ve düşünceleri ile de ilgilenir, onları da dikkate alır.
Kişinin benliği ve özellikle ideal benliği ile gerçek yaşamı ve deneyimleri arasındaki uyum ve tutarlılık bulunmasının önemini anlatınız.
Benlik, çeşitli deneyimler sonunda öğrenilen ve sürekli olarak gelişen, kişiyi kendi içinden gözetleyen, yargılayan, değerlendiren ve davranışlar üzerinde düzenleyici ve yönetici bir etkisi olan potansiyel bir olgu, bir süreçtir. Ruhbilimciler, kişinin benliği ve özellikle ideal benliği ile gerçek yaşamı ve deneyimleri arasında bir uyum ve tutarlılık bulunmasının önemini vurgulamışlardır. Kişi kendi benliği ile ilgili kanılarına ne kadar uygun davranışlarda bulunursa, kendini o ölçüde rahat ve bağımsız hisseder. Aksine, ideal benliği ile çelişen deneyimler yaşadığı oranda, huzursuz ve kaygılı olur. Kendi değer yargılarına, hedef ve ideallerine uyumlu bir biçimde davranmak, insanın kendine olan saygınlığını, güven ve mutluluğunu arttırır.
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 3 Gün önce comment 0 visibility 71
-
2024-2025 Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sınav Bilgilendirmesi
date_range 6 Aralık 2024 Cuma comment 2 visibility 335
-
2024-2025 Güz Dönemi Dönem Sonu (Final) Sınavı İçin Sınav Merkezi Tercihi
date_range 2 Aralık 2024 Pazartesi comment 0 visibility 924
-
2024-2025 Güz Ara Sınavı Giriş Belgeleri Yayımlandı!
date_range 29 Kasım 2024 Cuma comment 0 visibility 1292
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 14 Kasım 2024 Perşembe comment 11 visibility 20164
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25842
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14702
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12646
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12643
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10582