Yeni İletişim Teknolojileri Dersi 6. Ünite Özet

Sosyal Medya Ve Kişisel Yayıncılık

Giriş

Sosyal medyanın yaygın bir şekilde kullanılabilmesinin sebepleri;

  • Kişilerin ihtiyaç duyduğu bilgiye hızlı erişebilme olanağı,
  • Hızlı ve çift taraflı iletişim kurulabilmesi, eğlenceli etkinlikler sunması,
  • Bireylerin kendilerini özgürce ifade edebilmeleri,
  • Tıpkı ger- çek bir yaşamda olduğu gibi kendi ilgi alanına uygun iletişim ağlarına dâhil olabilmeleri,
  • Hatta gerçek yaşamın aksine istemedikleri anda bu ağlardan ayrılabilmeleri
  • Günlük yaşantıdaki her alan için sosyal medya uygulamalarının mevcut olması,

şeklinde sıralanabilir.

Sosyal Ağlar

Sosyal ağların ortaya çıkışındaki en önemli etkenlerden biri Web 2.0’dır. Web 2.0 ile kullanıcılar okur durumundan okur-yazar durumuna geçmiştir. Böylece bir Web sitesindeki içeriğe yorum ya da değerlendirme yapabilmekte, içeriğin oluşturulmasına katkıda bulunmakta, içeriği paylaşabilmekte, çevrimiçi topluluk oluşturabilmekte ya da var olan topluluklara katılarak fikirlerini paylaşabilmektedir. İnternet kullanıcıları kodlama ve tasarım yapmadan Blogger, WordPress gibi hazır sistemlerde Web siteleri oluşturarak bilgi paylaşımı yapabilir hâle gelmiştir.

Sosyal Ağların Ortaya Çıkışı:

Sosyal ağların gelişimi geçmişten günümüze şu şekilde sıralanabilir:

  • Kullanıcılara kendi profillerini yapılandırma, arkadaş listesi oluşturma ve gezinme olanağı veren ilk sosyal ağ sitesi olan SixDegrees.com, 1997 yılında kurulmuştur.
  • AsianAvenue, BlackPlanet, ve MiGente 1997- 2001 yılları arasında oluşturulan baş- lıca topluluk siteleridir. Bu sosyal ağ siteleri, kullanıcılarına kişisel ve profesyonel amaçlı profiller oluşturmanın yanı sıra kendi profil sayfalarında arkadaşlarını tanımlama olanağı sunmuşlardır.
  • Ardından 1999 yılında bireylerin çevrimiçi günlüklerini tuttukları ve diğer kişilerin günlüklerini takip edebildikleri LiveJournal ortaya çıkmıştır.
  • Bir sanal dünya sitesi olan Cyworld 1999 yılında kurulmuş, 2001 yılında sosyal ağ özellikleriyle yenilenmiştir.
  • Benzer şekilde LunarStorm Web topluluğu 2000 yılında arkadaş listeleri, ziyaretçi defteri ve günlük sayfaları içerecek şekilde yenilenmiştir.
  • Ryze.com bireylerin iş dünyasına yönelik ağlarını yapılandırmak üzere 2001 yılında internet kullanıcılarıyla buluşturulmuştur.
  • 2002 yılında Fotolog, Friendster, Skyblog;
  • 2003 yılında LinkedIn, Tribe.net, Open BC/Xing, Orkut, Dogster, Couchsurfing, MySpace, Last.FM, Hi5;
  • 2004 yılında Flickr, Piczo, Mixi, Facebook, Multiply, aSmallWorld, Catster, Dodgeball, Care2, Hyves;
  • 2005 yılında Yahoo!360, Youtube, Xanga, Cyworld, Bebo, AsianAvenue, BlackPlanet;
  • 2006 yılında QQ, Windows Live Spaces, Cyworld, Twitter, MyChurch sosyal ağ siteleri kurulmuştur.
  • Fotoğraf paylaşım ağı olan Instagram 2010 yılında sosyal ağların arasına katılmıştır.

Sahip olduğu kullanıcı sayısına göre en yaygın kullanılan sosyal medya platformları, Facebook, WhatsApp, Facebook Messenger, QQ, WeChat, QZone, Tumblr, Instagram, Twitter, Baidu Tieba, Skype, Sina Weibo, Viber, Line, Snapchat şeklinde sıralanabilir.

Sosyal medyanın özellikleri;

  • Ekonomiklik
  • Erişilebilirlik
  • Güncellik
  • Özgürlük şeklinde sıralanabilir.

Sosyal medyaya özgü kavramlar ve etkinlikler;

  • Dürtmek
  • Beğenmek
  • Takipçisi olmak
  • Kullanıcı duvarına katkıda bulunmak
  • Arkadaş önerme
  • Doğum günü hatırlatma servisleri

şeklinde sıralanabilir.

Sosyal medyanın toplumsal etkilerinden bahsedecek olunursa;

Sosyal medyada içerik kullanıcılar tarafından oluşturulduğu için bireyler daha yaratıcı, fikirlerini paylaşmakta istekli, izleyici olmaktansa katkıda bulunmayı tercih eder olmuşlardır. Bireyler yeni bilgi, yeni içerik, yeni fikir paylaşma, yeni bir haberi ilk duyuran olma yarışına girerek öncü olma, bir akım başlatma eğilimi göstermeye başlamıştır. Artan bilgi akışı, hızlı tüketimi de beraberinde getirmektedir. Bireyler bir makaleyi ya da köşe yazısını derinlemesine okumaktansa akışa yetişebilmek için hızlıca göz atmayı, içeriği taramayı, daha görsel olanı tercih etmekte ve hızla kendi bulunduğu ağlarda içeriği yayınlama gayreti göstermektedir. Bu anlamda sosyal medyanın bireylerin okuma alışkanlıklarında büyük değişikliklere yol açtığı söylenebilir. Sansürlerin ortadan kalktığı internet ortamında bireyler, toplumsal olaylara gösterdikleri tepkileri rahatça ifade edebilmektedir. Bir araya gelme fırsatı olmayan kişiler sanal topluluklarda görüşlerini paylaşma imkânı bulabilir. Gerçek yaşamda kendini ifade edemeyen bireyler sosyal paylaşım sitelerinde bir araya gelerek, oluşturdukları organizasyonlarla örgütlenmekte; hatta buradaki örgütlenmelerini gerçek yaşama taşımaktadır. Toplumsal bir olaya ilişkin tepkilerini dile getirmek için sosyal medyayı tercih etmektedir. Sosyal medya çocuklarla ebeveynlerin iletişim yönünü de etkilemiştir. Ebeveynler sosyal ağlar aracılığıyla çocuklarının yakın çevresini tanıma olanağına sahip olmuştur. Bütün bunların yanı sıra maddi gücü elinde bulunduran otoritelerin sosyal medyayı yönlendirebileceği de göz ardı edilmemelidir. Özellikle dönemin iletişim araçları yoluyla toplumu kontrol altında tutma isteğine sahip olan otoriteler, sanal topluluklara müdahale ederek iletişimin yönünü belirleyebilir. Bu da dikkatli olunması gereken noktalardan biridir.

Sosyal medya bağımlılığı; Kendini sosyal hayattan soyutlama, günlük işlerini aksatma, sosyal medyadaki gelişmeleri kaçırma kaygısı gibi iletişim sorunları sosyal medya bağımlılığı olarak ifade edilmektedir. Henüz tıbbi açıdan bir hastalık olarak tanımlanmasa da sosyal medya bağımlılığı bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Sosyal medya bağımlılık belirtileri;

  • Sosyal medya hesaplarını çok kısa aralıklarla kontrol etme ihtiyacı,
  • Sosyal medyada yaşanan teknik sorunlara ve olumsuz eleştirilere karşı tahammülsüzlük,
  • Bulunduğu her konumu anlık paylaşma ve yer bildirme ihtiyacı,
  • Diğer kullanıcılar tarafından yayınlanan içeriği ilk beğenen ya da ilk yorum yapan olma yarışı,
  • Günlük yaşamda sürekli kendi blogunda yer alan yazılara yönlendirme şeklinde sıralanabilir.

Sosyal medya ekonomisi; Küçük şirketler sosyal ağları yeni müşterilere ulaşmak amacıyla kullanırken, büyük şirketler bu ortamları daha çok var olan müşterilerini elde tutmak ve eğilimleri hakkında bilgi toplamak amacıyla kullanmaktadır. Firmaların reklam getirileri sosyal medyanın gelir kaynağını oluşturmaktadır. Daha fazla takipçisi olan sosyal ağların daha fazla reklam geliri elde edeceği göz önünde bulundurulursa, sosyal paylaşım sitelerinin daha fazla kullanıcı sayısına ulaşabilmek için ağları genişletmeyi desteklemesinde ekonomik kaygıların belirleyici bir unsur olduğunu söyleyebiliriz. Kısacası sosyal medya kendi ekonomisini yaratmıştır diyebiliriz.

Sosyal ağlarda gizlilik ve güvenlik ; Bireyler günlük yaşamda paylaşmaktan çekindikleri kişisel bilgilerini sosyal ağlarda rahatlıkla paylaşabilmektedir. Bu ortamlarda paylaşılan kişisel bilgiler, gizlilik ve güvenlik konusunda bazı sorunları da beraberinde getirmektedir. Kişiler, bilgilerini paylaşırken dikkatli olmalı, ortamın sunduğu gizlilik ve erişim politikalarını titizlikle incelemelidir. Sosyal ağlarda güvenliği tehdit eden durumları şöyle özetleyebiliriz;

  • Sosyal paylaşım sitelerindeki gizli bağlantılara tıklanması (dokunulması),
  • Korsan yazılımların kullanılması,
  • Sahte arkadaş mesajlarındaki bağlantılara tıklanması (dokunulması),
  • Sahte ağ mesajlarındaki bağlantılara tıklanması (dokunulması),
  • Sahte güvenlik uyarılarına tıklanması (dokunulması).

Sosyal Medyada Yayıncılık

İnternet insanlara sesini özgürce duyurma imkânı vermiştir. Yeni medya araçlarının günlük yaşantımızda kazandığı önemle birlikte, haber oluşturma, işleme ve dağıtma süreçlerinde büyük değişiklikler yaşanmıştır. Haberin oluşturulmasından yayınlanmasına kadar geçen sürecin doğru, eksiksiz ve hızlı bir şekilde yönetilmesi büyük önem taşımaktadır. İnternet teknolojileri bu noktada, özellikle haberin hızlı bir şekilde aktarımı aşamasında çeşitli olanaklar sunmakta ve habercilik alanında da yeni bir kültürün oluşmasına katkıda bulunmaktadır. olarak ifade edilen metin, ses ve videonun bir arada kullanıldığı haber sitelerinde bireyler, güncel gelişmelere anında ulaşabilmekte, gündemi takip edebilmekte, hatta bu sitelerle etkileşime girerek haberlere yorum yapabilmektedir. Bu haber sitelerinin etkileşime ne kadar açık olduğu ve çoklu ortam olanaklarına ne kadar yer verdiği, sitenin takip edilirliği açısından belirleyici faktörlerdir. Yeni medya ortamlarında gerçekleştirilen gazeteciliğin geleneksel gazetecilikten ayrıldığı bir diğer nokta da bu ortamların hipermetinsellik özelliğine sahip olmasıdır. Hipermetin ya da bağlantı olarak adlandırılan bu yapılar, bir içerikten başka içeriklere ulaşılmasını sağlar. Yani hazırlanan bir haberi tamamlayıcı nitelikteki fotoğraflar, ses dosyaları, videolar metne bağlanarak erişilebilir hâle getirilir. Böylece habere ilişkin ek materyallere anında erişimin sağlanmasıyla da ha zengin hâle getirilmiş, okuyucular açısından da daha erişilebilir olması sağlanmıştır.

Sosyal medyada canlı yayıncılık

Canlı videolar olayın ya da etkinliğin yaşandığı anda yayınlanıyor olması nedeniyle çok daha etkileyicidir. Bulunduğunuz yerden çok uzakta yaşanan bir doğa olayını kurgulanmış bir televizyon programı şeklinde değil de tıpkı sizin gibi bir internet kullanıcısının bakış açısıyla canlı olarak izleyebilirsiniz. Diğer yandan evinizde çocuğunuzla ilgilenirken dünyanın herhangi bir yerinde o anda çocuk gelişimiyle ilgili düzenlenen bir etkinliği canlı yayından takip edebilirsiniz. Sosyal medya kullanıcıları, toplumsal olayların içinden, önemli toplantılardan ya da tamamen kişisel alanlarından yayın yapma imkânına kavuşmuştur.

Canlı yayıncılık araçları ; Ustream.tv, Justin.tv, Livestream, blogTV, Periscope, Facebook Live Video, YouTube 360 Derece Canlı Yayın şeklinde sıralanabilir.

Sosyal Medya ve Eğlence

Sosyal medyada sohbet, gerçek yaşamdan farklı bir şekilde gerçekleşmektedir. Bireyler kendilerini eş zamanlı bir şekilde sözlü ya da genellikle yazılı olarak ifade etmektedir. İnsanların vakitlerini eğlenceli bir şekilde geçirmek için oynadıkları bilgisayar oyunları, siber yaşam içerisinde önemli bir yere sahiptir. Bilgisayar oyunları ile gerçek yaşama ilişkin etkinlikler sanal ortamlara taşınmıştır. Günümüzde bilgisayar oyunlarında kullanılan kurgusallık ve üç boyutlu sanal yapı, gerçek yaşamın içinde bulunma hissini yaratmaktadır. Bireyler gerçek yaşamda sahip olmayı arzu ettikleri kimliklere bürünürler. Burada güç ve itibar kazanıp çevre edinerek yaşamlarını sürdürürler. Böylece gerçek yaşamda sahip olmak istediği hayata bir anlamda ulaşarak tatmin sağlarlar. Sosyal ağlar fotoğraf severlere de çeşitli olanaklar sunmaktadır. Kişiler yüksek çözünürlüklü fotoğraflarını, fotoğraf paylaşım ağlarında paylaşabilmekte, diğer sosyal medya siteleri ile ilişkilendirerek bu fotoğrafları takipçilerine gösterebilmekte, lisanslama kuralları ile koruma altına alabilmekte ya da herkesin kullanımına açabilmektedir. Belirli bir kapasiteye kadar ücretsiz kullanıma izin verilen bu fotoğraf paylaşım sitelerinde kişiler, başarılı fotoğraflar paylaştıkça yeni takipçiler edinmekte, böylece fotoğraflarını daha geniş kitlelere ulaştırabilmektedir. Sosyal medyayla birlikte hayatımıza giren bir diğer alışkanlık da bireylerin bulunduğu yeri ve gittiği mekânları diğer kişilerle paylaşmasıdır. Geolocation (coğrafi konum bulma) olarak adlandırılan bu teknoloji, kişilerin bulundukları konumu paylaşmasına olanak verir.

Sosyal Medya Okuryazarlığı

Sosyal medya okuryazarlığı genel olarak sosyal medyayı kullanabilmek için ihtiyaç duyulan yeterlilikleri ifade etmektedir. Kişilerin bu ortamlarda mesaj oluşturabilmesi, var olan içerikleri daha iyi anlaması, değerlendirmesi, analiz etmesi ve doğru iletişimi kurabilmesi için bilgi ve deneyime sahip olması gerekir. Geleneksel medyada bireyler dinleyici, izleyici ya da okuyucu konumdayken sosyal medyayla birlikte bu rollerin değiştiğine ünitemizin önceki bölümlerinde değinmiştik. Değişen rollerle birlikte aktif konuma gelen bireylerin ortamda mesaj oluşturma, var olan mesajlara katkıda bulunma, yorum yapma süreçlerinde temel düzeyde de olsa teknik bilgi ve beceriye sahip olma zorunluluğu doğmuştur.

Kişisel Öğrenme Ağları

Bilim ve teknoloji alanında yaşanan hızlı gelişmeler, bireylerin birikimlerini çok çabuk yenilemesi ve güncellemesi ihtiyacını gündeme getirmiştir. Bazı alanlarda edinilen bilgiler çok kısa bir süre sonra güncelliğini yitirmektedir. Günümüzde başarılı toplumlar bilgiyi üretebilen, ihtiyaç duyduğunda erişebilen, yaşamında kullanabilen ve diğer insanlara ulaştırabilen topluluklardır. Bu da bilgi ve iletişim teknolojilerinin yardımıyla yaşam boyu öğrenme kapsamında gerçekleştirilmektedir. Yaşam boyu öğrenme, kişilerin öğrenme sürecini yalnızca okullarda belirli bir yaş aralığında değil, yaşamın her aşamasında sürdürebileceği bir süreç haline dönüştürür. Yaşam boyu öğrenme ile bireyler geçmişte kaçırdığı fırsatları yakalayabileceği gibi var olan bilgi ve becerilerini geliştirebileceği, yenileyebileceği olanaklar elde eder.

Kişisel öğrenme ağı nasıl oluşturulur?

Kişisel öğrenme ağları, kişilerin öğrenme olanaklarıyla bağlantı kurabilmesi, iş ve mesleğiyle ilgili kaynaklara ulaşabilmesi ve çalıştıkları alandaki diğer uzmanlarla arkadaşlık kurabilmesi için önemli bir yoldur. Bu konudaki ipuçları aşağıda verilmiştir:

  • Bir sosyal medya aracı seçin ve ilgilendiğiniz alandaki öncü kişileri takip etmeye başlayın.
  • Ağınızı genişletin.
  • Siz de fikirlerinizi paylaşın.
  • Sosyal yer imlerini kullanın.
  • Blog oluşturun ve canlı tutun.

Kişisel öğrenme ortamı oluştururken hangi sosyal araçlar kullanılabilir?

  • Twitter - Kişisel öğrenme ağınıza kişiler ekleyebilir, tartışmalara dâhil olabilir, katkıda bulunabilir, ilgi duyduğunuz güncel konuları takip edebilirsiniz.
  • Facebook – Kendi ağınızı oluşturabilir ya da var olan ağlara dâhil olarak paylaşımda bulunabilirsiniz.
  • WordPress – Bu içerik yönetim sistemini kullanarak kendi blogunuzu ya da Web sitenizi oluşturabilirsiniz.
  • Mendeley – Belirli bir sınıflandırmaya göre saklanan akademik yayınları takip edebilir, kendi yayın kütüphanenizi oluşturabilir, belgelerinizi yönetebilirsiniz.
  • Researchgate – Bir profil oluşturarak akademik çalışmalarınızı paylaşabilir, sizinle aynı alanda çalışan diğer akademisyenlerin çalışmalarını takip edebilirsiniz.
  • Classroom 2.0 – Bu ağda sosyal medya ile ilgili çalışan diğer eğitimcilere ulaşabilirsiniz.
  • Diigo: Çevrimiçi kaynaklara dilediğiniz yerden, dilediğiniz anda ulaşabilmek için yer imi aracında toplayabilirsiniz.
  • Slideshare - Öğrenme ağınızda bulunan kişilerle sunumlarınızı paylaşabilirsiniz.
  • Scribd – Bu ağda dergi ve makaleler yükleyebilir, var olan dokümanlara erişebilir, yazarlarıyla iletişim kurabilirsiniz. Belge indirme işlemi belirli bir ücret karşılığında yapılabilmektedir.
  • Pinterest – İnternet ortamında gezinirken beğendiğiniz görselleri bir yerde toplayarak dilediğiniz zaman tekrar erişebilirsiniz.
  • Delicious – İncelediğiniz yazıları daha sonra detaylı okuyabilmek için işaretleyebilirsiniz.

Kişisel Araştırma Ağları

Bilindiği gibi bilimsel bir araştırmanın yürütülmesi kadar araştırma tamamlandıktan sonra diğer paydaşlarla ve akademisyenlerle paylaşılması yani yayınlanması da çok önemlidir. Araştırma sonuçları ne kadar erişilebilir olursa daha fazla insan tarafından incelenebilecek, geliştirilebilecek ve sonraki araştırmalara ışık tutacaktır. Kişisel araştırma ağları bilimsel çalışmaların paylaşılmasına, incelenmesine, yorum yapılabilmesine, akademisyenlerin bir araya gelerek ortak çalışma yürütebilmesine olanak sağlayan yapıdaki ağlardır.

Kişisel araştırma ağları nasıl kullanılır?

  • Araştırma süresince ortak çalışma platformlarını kullanın
  • Yayınlarınızı diğer araştırmacılara duyurun.
  • Araştırma raporunuzu ve sunularınızı paylaşın.
  • Sosyal yer imlerini kullanın.
  • Alıntı indekslerinde yer alın.
  • Araştırma sonuçlarını paylaşın.

Güz Dönemi Ara Sınavı
7 Aralık 2024 Cumartesi
v