Ekonominin Güncel Sorunları Dersi 5. Ünite Sorularla Öğrenelim
Yeni Dünya Düzeninde Teknolojik Ve İnnovatif Yenilikler Ve İşsizlik
Günümüzde ekonomik yapıyı oluşturan ekonomik sistemler nelerdir?
Teknoloji ekonomik sistemleri ve toplumsal yapıyı oluşturan bir faktördür. Günümüze kadar tarım ekonomisi, sanayi ekonomisi ve 20 yy.da bilgi ekonomisi olmak üzere üç ekonomik sistem meydana gelmiştir. Bu ekonomik sistemleri oluşturan temel faktör teknoloji ve teknolojik yeniliklerdir.
Teknolojinin tanımı nedir?
Teknoloji, hizmet ve ürün üretmenin, girdileri ürüne dönüştürmenin bir tekniğidir. Teknoloji, bir mal veya hizmetin üretimi için gerekli bilgi, organizasyon ve tekniklerin bütünü olarak da tanımlanabilir. Diğer taraftan teknolojiyi, yararlı ürünleri üretmeye ve yeni ürünleri tasarlamaya yarayan bilgiler bütünü olarak da tanımlayabiliriz.
Teknolojik değişim nedir? Hangi aşamaları vardır?
Teknolojik değişim, ekonomik faaliyetlerde yeni ürünlerin, yeni yöntemlerin, yeni üretim işlemlerinin veya yeni sistemlerin ilk kez kullanılmasıdır. Teknolojik değişim sürecinde buluş, yenilik ve yayılma olmak üzere üç kavramsal aşama vardır. Buluş, ekonomide uygulama potansiyeli olan yeni bir düşüncenin oluşturulmasıdır. Yenilik, buluşun ilk ticari uygulama aşamasıdır. Yeniliklerin geliştirilmesi yenilik yapan firmanın içinde bulunduğu teknolojik ve ekonomik koşullar tarafından belirlenir Teknolojik değişim sürecinin üçüncü aşaması ise yeniliğin yayılmasıdır. Teknolojik yeniliğin ekonomik etkisi bu aşamada ortaya çıkar. Çünkü yeniliğin diğer firmalara ve sektörlere yayılmasıyla yeni teknolojiler çok sayıda firma tarafından kullanılmaya başlanacaktır.
Teknolojiler kaç gruba ayrılır ve bu grupların özellikleri nelerdir?
Teknolojiler iki gruba ayrılırlar. İlki genel amaçlı teknolojiler olarak adlandırılır;
• Bilgi ve İletişim Teknolojilerini (BIT)
• Biyoteknoloji
• Nanoteknolojiyi içerir.
Bu gruptaki teknolojik yenilikler ekonominin bütün sektörlerinde verimlilik artışı sağlayabilirler. Diğer grupta ise belirli sektörlerde verimlilik artışı sağlayan teknolojiler bulunmaktadır. Sektörlere özgü teknolojiler olarak adlandırılan bu gruptaki teknolojik yenilikler, genel amaçlı teknolojilerde oluşan yeniliklerden etkilenirler.
Gelişen sektörlere özgü teknolojiler nelerdir?
• Tarım, ormancılık ve balıkçılık: Bu alanda genetik mühendisliği ve bitki, hayvan ve balık türlerinin klonlaması, verimlilik artışında rol oynar. Aynı zamanda çiftliklerdeki atıkların geri dönüşümünün sağlanması gelecekte mümkün hale gelirse verimlilik artışına katkı sağlaması beklenmektedir.
• Enerji, su, madencilik ve ham petrol: Gelecekte fosil yakıtların kullanımı yerine rüzgâr ve güneş enerjisinden ve biomass enerjiden daha yoğun bir şekilde faydalanmak mümkün olacaktır. Biyoteknolojik metotlardan faydalanarak atık suların bitkiler için kullanımının yaygınlaşması beklenmektedir. İnsan gücüne ihtiyaç duymadan çalışan robotların daha derin kazılar yapabilmesi madencilikte verimliliği artıracaktır. Bütün bu gelişmelerin verimliliği artırması beklenmektedir.
• Kimyasal, mineral, plastik ve petrol ürünleri: Yüksek performans sağlayan materyallerin ve plastiklerin kullanımı 2010 itibarıyla artış göstermeye başlamıştır. Bazı teknolojiler biyolojik açıdan hem süreç hem de üretime odaklanacaklardır. Bütün bunlar talep üzerinde büyük etki yaratacak ancak verimliliği etkilemeyecektir.
• Demir ve demir dışı metal cevherleri: Bu metallerin geri dönüşümü önem kazanacak ve daha uzun ömürlü aynı zamanda ısıya daha dayanıklı ürünler geliştirilecektir. Diğer sektörlerdeki gelişmelerle titanyum üretimi artacak ve fiyatları alüminyum ile rekabet eder seviyeye gelecektir. Bütün bu gelişmelere bağlı olarak verimlilik artacaktır.
• Çelik üretimi, makineler, ulaşım araçları: 2010 yılı itibarıyla ulaşım araçlarında büyük yenilikler yaşanmaya başlamıştır. Hidrojenin yakıt olarak kullanımı, ısıya ve sürtünmeye dayanıklı seramik ve yüzeylerin geliştirilmesi, ulaşım araçlarının gelecekte daha hızlı ve dayanıklı olacağı beklentisini yaratmaktadır. Yeni alaşımlar geri dönüşümü destekleyecektir. Yeni üretilen ürünler talepleri ve gelişmeleri artıracaktır.
• Elektrikli ve optik mallar, ofis ve veri işleme, oyuncak: Gelecekte bilişim sektörü, modelleme ve kompleks sistemlerin yönetiminde gelişmeler beklenmektedir. Daha hızlı bilgi işleme teknolojileri ve iletişim sistemleri bu teknolojilerin kullanımını yoğunlaştıracağından teknoloji istihdam eden sektörlerin verimliliğini de artıracaktır.
• Tekstil, giyim, kağıt ve ahşap mallar: Tekstil teknolojilerinin polimer bazlı teknolojilerle kombinasyonları medikal alan için yeni bir çalışma sahası olacaktır.
• Yiyecek, içecek ve tütün: Kısa dönem içerisinde yiyecek sektöründe, üretimi, raf ömrünü ve işleme süreçlerini geliştirecek teknolojiler yoğun olarak kullanılmaya başlanmıştır.
• Yapı ve inşaat: Daha uzun ömürlü ve dayanıklı betonların kullanımı bu sektördeki önemli bir yeniliktir ve bu alandaki teknolojik yenilikler inşaat yapımındaki verimliliği artıracaktır.
• Tamircilik servisleri, toptancılık ve perakendecilik, ulaştırma ve iletişim: Yüksek hızlı fiber optikler ve yeni uydular iletişimde hızı artıracak, yeni ulaşım sistemleri ise ulaştırma sektöründe verimliliği artıracaktır.
• Diğer servisler: Finans, sigortacılık ve turizm hizmetleri sektörülerinde gelişen BIT’lerden faydalanarak verimlilik artışı sağlanacaktır. Eğitim sisteminde ise giderek yaygınlaşan e-eğitim olanakları farklı alanlardaki eğitim merkezlerine uzak olunmasına rağmen eğitim alma şansını yükselterek beşerî sermayenin eğitim seviyesini yükseltecektir.
İktisatta teknolojiye ilişkin yaklaşımlardan klasik iktisat yaklaşımı nedir, savunucuları kımdır?
Klasik yaklaşım içerisinde teknolojik gelişmenin sonuçları ile ilgili görüş ayrılıkları olsa da teknolojik gelişmenin tanımı hususunda ortak bir nokta söz konusudur. Klasik iktisatın önemli temsilcilerinden biri olan David Ricardo, gerekse K. Marx, teknolojik gelişmeyi emek başına çıktı düzeyinde meydana gelen değişmelerle açıklamakla birlikte teknolojik gelişmenin bölüşüm üzerindeki etkileri açısından farklı düşüncelere sahiptirler. D.Ricardo, teknolojiyi sermayenin bir bileşimi olarak ele almakta ve teknolojik gelişmeyi üretim sürecinde makine kullanımı şeklinde ifade etmektedir. Teknolojik gelişme teorisi ile K.Marx, bir yandan uzun dönemde bölüşüm sorununu çözümlemekte, diğer yandan da kapitalist birikimin sonuçlarını ortaya koymaktadır. Ricardo’da olduğu gibi Marx’ta da teknolojik gelişme, üretimde birim çıktı başına daha çok üretim aracı (makine) ve daha az dolaysız iş gücü kullanılması şeklinde ortaya çıkmakta, kapitalistler arasındaki rekabet iş gücü verimliliğinin daha yüksek olduğu tekniklere yatırım yapılmasına yol açmaktadır. Dolayısıyla bu süreç üretim aracı input
katsayılarının artması, dolaysız iş gücü input katsayılarının ise azalması şeklinde belirmektedir. Ancak Marx, teknolojik gelişmeyi üretim katsayılarının değişmesi şeklinde değil, sermayenin organik bileşiminin artması şeklinde tanımlamaktadır. Marx’ta teknolojik gelişme sermaye malları biçiminde yeni sermayenin bir bileşeni olarak ifade edilmektedir
Neo-Klasik iktisadın teknolojik gelişme yaklaşımı hakkında ne söylenebilir?
Neo-Klasik iktisadın teknolojik gelişme yaklaşımı, üretim fonksiyonu temeline dayanmakta ve teknoloji emek ve sermaye gibi bir üretim faktörü olarak kabul edilmektedir. Buna göre teknoloji, hem firmalar hem de ekonomi için veri olarak kabul edilmektedir. Üretim fonksiyonunun kısa dönemde sabit olduğu ve teknolojik değişimin ancak orta ve uzun dönemde sözkonusu olabileceği varsayılmaktadır. Ayrıca herhangi bir yeni üretim tekniği geliştirildiği zaman her firmanın geliştirilen bu yeni tekniği serbest olarak transfer edebileceği kabul edilmektedir. Teknolojik değişim üretim fonksiyonundaki yukârıya doğru kaymalar olarak görülmektedir. Üretim teknolojisinin değişmesi sonucunda belli bir girdi bileşimi kullanılarak daha yüksek miktarda ürün elde edilmesini sağlamaktadır.
Neo-klasik yaklaşıma göre teknolojik ilerleme hangi nedenlerle sermaye birikimi tarafından uyarılmaktadır?
Teknolojik ilerleme şu nedenlerle sermaye birikimi tarafından uyarılmaktadır: 1. Yeni sermaye daha iyi yönetim ve örgütsel yapılanmayı sağlayabilmektedir. 2. Yeni sermaye genellikle yaparak öğrenme yaratır. 3. Teknolojik ilerleme araç ve donanımları modernleştirme fırsatı yaratarak yeni sermaye birikimini uyarabilir. 4. Yeni sermaye
bilgi dışsallıkları yaratabilir. Dolayısıyla teknolojik ilerlemenin sağlanabilmesi için yeni fiziksel yatırımlara ihtiyaç vardır. Yüksek birikim oranları aynı zamanda yüksek teknolojik ilerlemenin ön koşuludur.
Teknolojik gelişmelerin ekonomik büyüme üzerinde olumlu etkileri olacağını ilk dile getiren iktisatçı kimdir, hangi düşünceyi savunur?
Teknolojik gelişmelerin ekonomik büyüme üzerinde olumlu etkileri olacağını ilk dile getiren iktisatçı Schumpeter’dir. Schumpeter teknolojik gelişmeleri ekonomik konjonktür içerisinde ele almıştır. Teknolojik gelişme kavramını firmalar arası rekabetin bir aracı ve “yaratıcı yıkım” kavramını tetikleyen bir unsur olarak görmüştür. Yaratıcı yıkım, zayıflayan sektörlerin yıkımı ile ortaya çıkan, söz konusu ekonomilerde yeni teknolojilerin ve endüstrilerin ortaya çıkmasını sağlayan evrimsel bir süreç olarak ifade edilebilir. Schumpeter’de teknoloji neoklasik yaklaşımda olduğu gibi dışsal bir kavramdır.
Evrimci kuramla neoklasik yaklaşım arasındaki fark nedir?
Evrimci kuramla neoklasik yaklaşım arasındaki en temel farklılık, ekonomik gelişim sürecinde “teknolojik yenilik” ve “öğrenme” süreçlerini ön plana çıkârmasıdır. Evrimci kuramı savunan iktisatçılar, teknolojik sistem yaklaşımı, endüstriyel kümeler yaklaşımı ve ulusal innovasyon sistemi yaklaşımı şeklinde üç çeşit sistem yaklaşımı geliştirmişlerdir. Teknolojik sistem yaklaşımına göre teknoloji yalnızca fiziksel ürünler olarak değil, yönetimsel ve sosyal düzenlemelerle desteklenen parçaların oluşturduğu bir sistem olarak kabul edilmektedir. Endüstriyel kümeler yaklaşımında, anahtar teknolojiler temelinde, firma ve sanayilerin entegrasyonu açısından endüstriyel sektörlerin performansı incelenmektedir. Ulusal inovasyon sistemi ise yeni teknolojileri yaratmak ve transfer etmek için birbirine bağlanan kuruluşlar sistemidir. Evrimci kuramın teknoloji tanımı açısından en önemli özelliği, teknolojinin yalnızca girdilerin çıktılara dönüştürüldüğü fiziksel bir süreç olarak ele almamasıdır. Fiziksel sürecin yanı
sıra teknolojik bilginin niteliği, organizasyonel ve işlemsel düzenlemeler de teknoloji tanımına dahil edilmektedir
Neo-Keynesci hangi düşünceyi savunur?
Neo-Keynesci yaklaşım, teknolojik gelişmenin sermaye birikimi olmadan ortaya çıkamayacağını vurgulamıştır. Bu yaklaşım teknolojik gelişme kavramının sermaye birikimi sürecinde ortaya çıktığını ifade etmekte, dolayısıyla emek başına çıktı artışı ile sermaye birikimi tarafından belirlenen yeni bir teknolojik gelişme fonksiyonu ortaya koymaktadır. Neo-keynesci yaklaşım teknolojik gelişmeyi, farklı emek başına çıktı ve emek başına sermaye katsayılarının oluşmasını sağlayan tekniklerin kullanılması süreci olarak tanımlamaktadır.
Emek tasarrufu sağlayan teknolojilerin telafi yolları nelerdir?
Vivarelli (1995) ve Vivarelli ve Pianta (2000)’ e göre emek tasarrufu sağlayan teknolojilerin telafi yolları altı tanedir.
1. Yeni makineler yoluyla (sermaye sektöründe daha fazla iş alanı sağlar)
2. Fiyatların düşmesi yoluyla (yeni iş olanaklarının sayısı rekabet ortamına bağlıdır)
3. Yeni yatırımlar yoluyla (iş olanaklarındaki gecikmeler girişimci beklentilerine bağlıdır)
4. Yeni tüketimler yoluyla (teknolojik rant büyük oranda ücretlere bağlıdır)
5. Yeni ürünler yoluyla (refah etkisi, ikame etkisine kârşı)
6. Ücretlerdeki bir azalma yoluyla (emek piyasası düzenlemeler teknolojik işsizliğe bağlı olarak yapılır ki bu durum toplam talep üzerinde olumsuz etki yaratır)
Teknolojik gelişmelerin istihdamı etkilemesi hangi başlıklar halinde özetlenebilir?
Teknolojik değişimin istihdamı etkilemesi;
1. Ürün talebinin fiyat esnekliği: Tüketicinin ürünün fiyat değişimine olan hassasiyeti arttıkça, teknolojik yenilik istihdamı artıracaktır. Fiyat esnekliği arttıkça teknolojik yeniliğin ürettiği çıktı miktarı artacaktır.
2. Emek için sermayenin ikamesi: Teknolojiyi ikame etmenin daha olası olduğu durumda, emek geliştirici teknolojik gelişmenin etkisi pozitif olacaktır. Çünkü emek artık sermayeden daha ucuzdur ve firmalar teknoloji yerine emek istihdam edecektir. Sermaye geliştirici teknolojik yenilik olduğu durumda ise bunun tersi söz konusu olacaktır.
3. Monopol gücü: Eğerfirma piyasada monopol gücüne sahipse maliyetlerdeki düşüşlerin tamamı fiyatlara yansıtılmayacağından, bu durumda, istihdamın olumlu yönde etkilenmesi daha az olası bir durumdur.
4. Pazar payı etkisi: Eğerteknolojik yenilik hızlı birşekilde piyasanın geneline yayılmamışsa bunu ilk önce elde eden firmanın maliyet avantajı olacaktır. Bu durum kısa dönemde sadece o firma için fayda sağlarken ekonominin genelinde bir fayda sağlanamaz. Bu yeniliklerin mikro düzeyde ekonomik sonuçlara neden olmaması için, yenilikleri genelleştirme konusunda dikkatli olunmalıdır.
5. Birlik etkisi: Eğer elde edilen fayda sadece yüksek gelirli ya da daha az emek harcayan bir birlik tarafından sağlanmışsa bu durum teknolojik değişimin çıktı seviyesini artırma özelliğini olumsuz yönde etkileyecektir. Elbette sonuçlar ücretler üzerinde bir uzlaşma sağlanması durumunda farklı olabilir.
6. Ürün yeniliği: Ürün yeniliklerinin üretim miktarını artırıcı etkileri büyüktür ve istihdam üzerinde olumlu etkiler yaratma olasılığı yüksektir.
7. Ölçek ekonomileri: Ölçek ekonomilerinin istihdam üzerinde olumlu etkileri teknolojik değişmenin istihdam üzerine etkisi tekrar iktisatçıların ve politika yapıcıların gündemindedir. Son yirmi yılda pek çok köklü teknolojilerin (elektronik, esnek imalat sistemleri, enformasyon ve iletişim teknolojileri gibi) geliştirilmiş olmasına ve “beşerî sermaye” ve AR-GE gibi fiziki olmayan varlıklara yatırım büyük oranda artırılmasına rağmen üretkenlik artışı düşük oranlarda gerçekleşmiştir. Teknolojik faaliyetlere ve yeniliklere artan miktarda yatırım yapılmasına kârşın üretkenlik artış hızının düşmesi
“üretkenlik paradoksu” olarak tanımlanmıştır.
Verimlilik artışının isthdam üzerinde etkileri kaça ayrılır?
Verimlilik artışının istihdam üzerindeki etkisi üçe ayrılır:
• Emek tasarruf sürecinin neden olduğu doğrudan etki,
• Var olan ve yeni mal ve hizmetlerin artan tüketimlerinin etkisi,
• Artan rekabet sonucunda artmış ihracat seviyesinin etkisi
Türkiye hangi dönemlerde istihdamsız büyüme süreci yaşamıştır?
Türkiye 2001 yılından sonraki toparlanma döneminde 2003, 2004, 2005 ve 2006 yılları için sırasıyla yüzde 5.3, 9.4, 8.4 ve 6.9 oranlarında büyümüştür. 2007 yılında da yüzde 4.7 ‘lik bir artış gerçekleşmiştir. Ancak işsizlik oranları 2002 yılında (kriz sonrası) % 10 seviyesine yükselmiş gerçekleşen yüksek büyüme oranlarına rağmen bu 6 yıl içerisinde düşmemiştir. Türkiye bu dönemde istihdamsız büyüme süreci yaşamıştır.
Okun kanunu nedir?
İktisat teorisinde büyüme-istihdam ilişkisi “Okun Kanunu” ile ifade edilmektedir. Arthur Okun (1962) büyüme istihdam ilişkisini ilk kez ortaya koymuştur. Okun Kanunu, aşırı kapasite veya talep eksikliğinin işsizliğin varlığı için önemli bir kaynak olduğunu ifade etmiştir. Daha spesifik olarak, “Okun Kanunu” ile işsizlik ve çıktı büyüme oranı arasındaki basit ilişki varsayılmıştır. “Okun Kanunu” olarak bilinen bu model, işsizlik oranları ile GSMH arasında negatif bir ilişkinin varlığı üzerinde durmaktadır. Okun Kanunu yüksek büyüme oranlarının işsizlik oranını azalttığı, düşük büyüme oranlarının ise işsizlik oranını artırdığını tezine dayanmaktadır. Yasa sıklıkla işsizliğin yanı sıra mal piyasaları için belirli ekonomik politika önlemlerinin etkilerini anlamak için ekonomistler gibi politika yapıcılar için Phillips Eğrisi ile birlikte kullanılmıştır.
Türkiye'nin ekonomi yapısal sorunlarından olan hangi sebepler istihdamsız büyümesine sebep olmuştur?
- Yüksek faiz düşük kur politikası
- Tarım sektöründeki çözülme
- Sabit sermaye yatırımlarının yetersizliği
- İşgücü tasarruf edici yöntemlerin gelişmesi
- Firma davranış biçimleri
Türkiye’de büyümenin istihdam yaratamamasının diğer bir nedeni olan iş gücü piyasasındaki gelişmeler hangi başlıklar altında toplanabilir?
- Büyümenin yeterince istihdam olanakları sağlayamaması veya büyümenin emek-dışı faktörlerden kaynaklı oluşunun önemli bir nedeni de iş gücü piyasasının “cinsiyetçi” yapılanmasıdır.
- İşgücü piyasası katılıkları büyümenin istihdama dönüşmesini engelleyen bir diğer faktördür.
- Çalışma çağındaki nüfusun hızlı bir şekilde artması
- Kaçak işgücü göçü
- Kayıt dışı istihdam
Türkiye'nin istihdamsız büyümesinin nedenlerinden olan diğer nedenler nelerdir?
- Türkiye’de büyümenin istihdam ve işsizliği beklendiği ölçüde etkilememesinin en önemli nedenlerinden biri planlı bir ulusal istihdam politikasının olmamasıdır.
- Teknolojik değişmelerin istihdama etkisi, ekonomik büyüme ile istihdam arasındaki bağı etkileyen bir diğer önemli unsurdur.
- Ekonomik büyüme ile istihdam arasındaki ilişkinin zayıflamasının bir diğer nedeni de ekonomik büyümenin bölgesel olarak dengesiz bir yapıya sahip olması olarak belirtebiliriz.
Verimlilik artışları hangi şekillerde ortaya çıkar?
Verimlilik Artışları: Teknolojinin bir göstergesi olarak kullanılan verimlilik artışları fiyatlarda düşüş, parasal ücretlerde ve kârlarda artış şeklinde iki temel şekilde ortaya çıkar.
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 9 Gün önce comment 11 visibility 18091
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1181
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 627
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2757
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 917
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25584
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14512
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12516
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12506
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10433