Vergi Ceza Hukuku Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim

Vergi Suç Ve Cezaların Sona Ermesi

1. Soru

Ölüm halinin ispatı ne şekilde gerçekleşmektedir?

Cevap

Hukukun da konusunu oluşturan ölüm, insanın şahsiyetinin sona ermesine neden olan hayati fonksiyonlarının kaybolmasıdır. Ölüm, nüfus siciline ölü kaydı düşülmesi ile ispat edilebilir. Nüfus sicilinde kayıt bulunmaz veya kaydın doğru olmadığı ileri sürülürse ölüm olayı da herhangi bir delil ile ispat olunabilir. 


2. Soru

Hükmedilmemiş vergi cezaları açısından ölümün etkisi nedir?

Cevap

Ölüm, ceza mahkemelerince hükmedilecek cezalar için, sonucu etkileyen bir olaydır. Ölüm, Türk Ceza Kanunu kapsamı içerisindeki cezalarda etki edici bir sonuç doğurur. Bu etki, infaz edilmemiş cezaların düşmesi sonucunu doğurur. Ceza mahkemesince hükmedilecek cezalarda, ceza henüz hükmedilmemiş olduğu için, kamu davasını ortadan kaldırır. Vergi Usul Kanunu’nda da “ölüm halinde vergi cezası düşer” (Vergi Usul Kanunu md. 372) hükmü yer almaktadır.


3. Soru

Ölüm, hükmedilmiş ancak kesinleşmemiş vergi cezalarına ne şekilde etki etmektedir?

Cevap

Ceza mahkemelerince hükmedilecek cezalarda ceza mahkumiyetine hükmedilmiş veya ceza çekilmeye başlamış ise, hürriyeti bağlayıcı cezanın düşmesine neden olur. Ceza bütün neticeleri ile ortadan kalkar. Vergi dairelerince kesilecek cezalarda ise, sonuç yine vergi cezalarının düşmesi sonucunu doğurur. Bunun yanında ölümün ceza mahkemelerince kesinleşmiş ve infaz edilmiş hürriyeti bağlayıcı cezalara herhangi bir etkisi yoktur. Ceza infaz edilmek suretiyle sonuçlanmış olur. 


4. Soru

Ölüm karinesi, vergi cezaları bakımından ne tür bir öneme sahiptir?

Cevap

Ölüm karinesi, bir kimsenin cesedi bulunmaksızın, ölümüne kesin gözüyle bakılan bir durum içerisinde kaybolmuşsa o yerin en büyük kamu görevlisinin emriyle nüfus siciline ölü kaydının düşürülmesidir . Örneğin, havada infilak eden bir uçaktan kurtulan olmamakla beraber, uçakta olduğu bilinen kişilerden bir veya bir kaçının cesedinin bulunmaması hali gibi. Bu durumda cesedi bulunamayan kişilerin öldüğü sonucuna varılır. Ölüm karinesinin vergi cezalarına etkisi ise, ölüm gibidir. Türk Medeni Kanunu m. 30 uyarınca, ölüm karinesi içinde kaybolan kişi ölmüş kabul edilir. Dolayısıyla Türk Ceza Kanunu açısından, ölüm karinesi içerisinde kaybolan kişi ölmüş kabul edilir. Cezaları düşer.


5. Soru

Gaipliğin vergi cezalarına ne tür bir etkisi bulunmaktadır?

Cevap

Gaiplik, ölüm tehlikesi içinde kaybolma veya uzun süre haber alınamama nedenleriyle meydana gelir. Ölüm tehlikesi içinde kaybolma, ölümünün pek muhtemel görüldüğü bir tehlikenin meydana gelmesinden itibaren bir yıl içerisinde kendisinden haber alınamama halidir. Uzun süre kendisinden haber alınamama ise, son haber tarihinden itibaren en az beş yıl geçmesine rağmen kendisinden haber alınamama halidir. Her iki halde de gaiplik kararı, hakları ölüme bağlı kimseler tarafından istenebilir. Gaiplik kararı, gaibin son ikametgahı hakimi tarafından bilgi verebilecek kişilere ilan yoluyla duyurulur. Bu süre ilk ilânın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır. Duyuruda belirtilen süre içinde kişinin öldüğü anlaşılırsa kişilik ölümle sona erer ve gaiplik kararı düşer. Bir haber çıkmaz ise, kişinin gaipliğine karar verilir. Ölüme bağlı haklar, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır. Gaiplik kararı, ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haber alınma gününden başlayarak cezaların düşmesi sonucunu doğurur.


6. Soru

"İnfaz" kavramı, ne anlama gelmektedir?

Cevap

İnfaz, ceza mahkemeleri tarafından hükmedilen kesinleşmiş hapis veya adli para cezalarının Cumhuriyet Savcılıkları tarafından infaz kurumlarında çektirilmesi veya tahsil edilmesidir.


7. Soru

"Zamanaşımı" kavramı, vergi ceza hukuku bağlamında neyi ifade etmektedir?

Cevap

Zamanaşımı, vergi ceza hukukunda kanunda belirtilen şartlar altında belli bir sürenin geçmesi ile suçun yargılanmasını veya hükmedilen cezanın çektirilmesi yetkisini sınırlandıran zaman parçasıdır.


8. Soru

Vergi ceza hukuku bağlamında zamanaşımı ne gibi bir öneme sahiptir?

Cevap

Vergi ceza hukukunda zamanaşımının önemli bir yeri vardır. Bunları şöylece sıralayabiliriz. a) Vergi dairesini eski suçların tespiti ile uğraşmaktan kurtarır. Bir taraftan vergi dairesine aktivite kazandırırken bir taraftan da alım gücü kalmamış vergi ve cezaları takipten kurtararak kayıt dışı kalmış ekonomiye yönelmesine yardımcı olur. b) İspatlanması oldukça güçleşmiş ve toplum belleğinden silinmiş cezaları tekrar su yüzüne çıkarmaktan kurtarır. c) Suçluluk psikolojisi içinde yaşamış yükümlüyü, ceza kesilmemesi suretiyle tekrar topluma kazandırabilir. Devletle yükümlü barışmış olur. d) Yükümlülüğünü zamanında yerine getirmiş kişiler aleyhine ekonomik ilişkileri bozarken vergi suçu işleme temayüllerini de artırır.


9. Soru

Dava zamanaşımı, ne zaman başlamaktadır?

Cevap

Türk Ceza Kanunu’nda dava zamanaşımının başlangıcı, suçların cinsine ve işleniş tarzına göre farklı farklıdır. Tamamlanmış suçlarda, süre fiilin işlendiği günde başlar. Suçun işlendiği günün belli olmaması halinde, failin daha çok yararına olan gün suçun işlendiği gün olarak kabul edilir. Teşebbüs derecesinde kalan suçlarda zamanaşımı süresi, son fiilin işlendiği tarihten itibaren başlar. Mütemadi (kesintisiz - süregelen) suçlarda, süregelen suç fiilinin kesildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Kaçakçılık, vergi gizliliğine uymama, yükümlünün özel işlerini yapma suçlarında ise, suç fiilinin işlendiği günden itibaren süre işlemeye başlayacaktır.


10. Soru

Dava zamanaşımının fonksiyonu ve hukuki niteliği hakkında neler söylenebilir?

Cevap

Dava zamanaşımı, şahsî veya kamu davasının mahkeme önünde açılabilmesi için, suçun işlendiği tarihten itibaren başlayan, suçun kanunda yazılı ceza miktarına göre süresi değişen bir zaman dilimidir. Bu süre geçtikten sonra dava açılması mümkün değildir. Kamu düzeninden olan bu süre, hem taraflar ve hem de hâkim tarafından dikkate alınır.


11. Soru

"Ceza zamanaşımı" kavramı ile ifade edilmek istenen nedir?

Cevap

Kesin hükme bağlanmış bir cezanın, hüküm tarihinden itibaren belli bir süre içinde yerine getirilmemesi halinde, bu cezayı çektirme yetkisini ortadan kaldıran müesseseye ceza zamanaşımı adı verilir. Ceza zamanaşımı süreleri, hâkimin kararında yer alan ceza miktarına göre tayin edilir. Ceza zamanaşımı, dava zamanaşımında olduğu gibi yargı organlarınca re’sen dikkate alınır.


12. Soru

Hangi durumlarda ceza zamanaşımının kesilmesi söz konusu olmaktadır?

Cevap

Ceza zamanaşımının kesilmesiyle zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Süre kanunda yer alan sürenin en fazla yarısı kadar uzar. Ceza zamanaşımı şu hallerde kesilir: a) Ceza İnfazının Hükümlüye Tebliği; mahkûmiyet hükmünün infazı için yetkili merci tarafından hükümlüye kanuna göre yapılan tebligat zamanaşımını keser. b) Hükümlünün Yakalanması; hükümlü kişinin cezanın infazı amacıyla yakalanmasıyla ceza zamanaşımı kesilir. c) Hükümlünün Üst Sınırı İki yıldan Daha Fazla Olan Kasıtlı Bir Suç İşlemesi; bir suçtan dolayı mahkûm olan kişinin, hüküm verilmesinden sonra üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı yeni bir suç işlemesi durumunda ceza zamanaşımı kesilir.


13. Soru

Ceza zamanaşımının dolmasıyla birlikte ortaya çıkan sonuçlar nelerdir?

Cevap

Ceza zamanaşımı süresi dolduğunda, devletin o cezayı çektirebilme yetkisi ortadan kalkar. Savcı veya yargı organları ceza zamanaşımını re’sen dikkate alır. Hükümlünün bundan vazgeçmesinin önemi yoktur. Ceza çektirilemez. Ceza zamanaşımı sadece cezanın infazına engel olur. Ceza sayılmayan yaptırımlar yerine getirilir. Örneğin, yargılama giderleri gibi.


14. Soru

Ceza hukukunda "af" kavramının çeşitleri nelerdir?

Cevap

Af, bir suçun işlenmesi ile devletle kişi arasında kurulan ceza ilişkisini veya cezanın infazı ilişkisini sonlandıran bir kurumdur. Ceza hukukunda af, biri genel ve diğeri özel olmak üzere iki çeşittir. Genel af, mahkemelerce verilmiş mahkûmiyet kararını tüm sonuçları ile birlikte yok sayan ve yetkili merciler tarafından kullanılabilen bir tasarruftur. Özel af ise, yargı organları tarafından verilen ceza mahkûmiyetini ortadan kaldıran, azaltan veya daha hafif bir cezaya çeviren af çeşididir. Genel af, ceza ve mahkûmiyet kararını bütün sonuçları ile sonlandırırken özel af sadece cezanın sona ermesine neden olur. Hak yoksunlukları devam eder. Örneğin, özel afta sabıka kaydı devam eder.


15. Soru

Af kavramı, vergi hukuku kapsamında nasıl bir işleve sahiptir?

Cevap

Vergi hukukunda af, vergilerden ziyade cezalar için kullanılır. Zaman zaman vergi aflarına tanık olsak da daha çok uygulama cezalar noktasındadır. Devlet ceza alacaklarından vazgeçerken çoğu kez tahsil edilemeyen vergilerin tahsili imkânı da doğmuş olur. Böylece, devlet hazinesine girmesi ihtimali zayıf olan, vergi alacağı da alınmış olur. Ancak, vergilerin affının faydaları yanında bazı sakıncaları da bulunmaktadır. Cezaların affı ile zamanında ve kanuna uygun olarak yükümlülüklerini yerine getirmiş olan yükümlüler aleyhine eşitlik ve ekonomik rekabet şartları bozulacaktır. Bundan daha tehlikelisi ise, af beklentisi yükümlülerin ödevlerinin yerine getirilmesine bir mâni oluşturacaktır.


16. Soru

Affın vergi cezalarına etkisi, ne şekilde olmaktadır?

Cevap

Affın vergi cezalarına etkisi, vergi cezalarını ortadan kaldırma şeklinde olur. Ancak uygulamada, vergi cezalarının affında sadece cezanın kaldırılması ile yetinilmekte, cezaların ilişkili bulunduğu vergilere ait biçimsel ve parasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi istenmektedir. Böylece vergi ve gecikme zammı tahsil edilirken cezalardan feragat edilmiş olmaktadır.


17. Soru

"Pişmanlık ve ıslah" kavramı, vergi ceza hukuku bağlamında neyi ifade etmektedir?

Cevap

Pişmanlık ve ıslah, beyana dayanan vergilerde kaçakçılık suçu fiillerini işlemiş yükümlü ve iştirakçilerinin kanuna aykırı hareketleri ilgililer tarafından tespit edilmeden önce, vergi idaresine yazılı olarak suç fiillerini itiraf etmesidir.


18. Soru

Pişmanlık ve ıslah, vergi hukuku açısından nasıl bir öneme sahiptir?

Cevap

Pişmanlık ve ıslah, vergi yükümlüsüne bir kez daha düşünme imkânı veren, böylece cezalandırılmasını önleyen bir müessesedir. Devlet açısından ise, suçun tespiti, bazı hallerde imkânsız; bazı hallerde ise, külfetli olur. Zamanında alınamayan vergi alacağını, gecikme zammı oranında pişmanlık zammı uygulanmak suretiyle alınması, ekonomik kaybın önlenmesi sonucunu doğuracaktır.


19. Soru

Pişmanlık ve ıslahtan yararlanmanın şartları nelerdir?

Cevap

Pişmanlık ve ıslah hükümlerinden yararlanma şartları şunlardır: a) Pişmanlık isteminden önce, pişmanlık konusunu oluşturan fiillerin ihbar edilmemiş olması, b) Pişmanlık dilekçesinden önce, yükümlü nezdinde vergi incelemesine başlanılmamış veya olayın takdir komisyonuna havale edilmemiş olması, c) Kaçakçılık suçu teşkil eden fiillerin işlendiğinin tespitinden önce pişmanlık dilekçesinin verilmiş olması, d) Süresi içinde verilmemiş bulunan beyannamenin pişmanlık dilekçesi verildiği tarihten başlayarak 15 gün içerisinde verilmesi, e) Eksik veya yanlış verilmiş beyanname söz konusu ise, bu eksikliğin, pişmanlık dilekçesinin verildiği tarihten başlayarak 15 gün içinde tamamlanması, f) Pişmanlık dilekçesinde belirtilen ve ödeme süresi geçmiş olan vergilerin pişmanlık zammı ile birlikte 15 gün içerisinde ödenmesi.


20. Soru

Şartlarına uyulması halinde, pişmanlık ve ıslahın doğurduğu sonuçlar nelerdir?

Cevap

Şartlarına uyulması halinde, pişmanlık ve ıslahın beraberinde getireceği sonuçlar şu şekilde sıralanabilir: a) Pişmanlık ve ıslah, ceza kesilmesine ve/ya da hükmolunmasına engel olur. b) Devleti vergi alacağına kavuşturur. c) Pişmanlık ve ıslah, bazı giderlerin yapılmasını önler. d) Pişmanlık ve ıslah halinde, varsa usulsüzlük cezaları ve pişmanlık zammı ile yetinilir. e) Hiç beyanname verilmemesi halinde oluşacak takdir komisyonunun yükleri azalmış olur. 


21. Soru

Şartlarına uyulmaması halinde, pişmanlık ve ıslahın beraberinde getireceği sonuçlar nelerdir?

Cevap

Pişmanlık talebinde bulunulmakla birlikte şartlarının yerine getirilmemesi halinde şu sonuçlar doğabilir: a) Kaçakçılık suçu nedeniyle ilgililer tarafından ceza mahkemesinde ceza davası açılabilecektir. b) Vergi suçundan haberdar olan vergi dairesi, vergi incelemesi yoluna gitmek suretiyle ödenmesi gereken vergiyi hesap ettirebilecektir. Bu ise, varsa diğer suç ve kabahatlerin ortaya çıkması sonucunu doğuracaktır. c) Beyanname verilmemesi veya verginin hesaplanmasına ilişkin bilgi verilmemesi nedeniyle, matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulacaktır. Bu yöntemle bir yandan vergi kaybı tespit edilirken diğer yandan da genel usulsüzlük cezaları iki kat uygulanmış olacaktır.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi